Adil Öksüz Hamlet’in hayaletine döndü: Bulunabilecek mi? Yaşıyor mu?

28
Reklam

Bu Adil Öksüz kişiliğinin hayali gözümün önünden bir türlü yok olmuyor; tıpkı Shakespeare’in ünlü oyununda üç kez görünüp kaybolan Prens Hamlet’in çoktan ölmüş babasının hayaleti gibi…

Hamlet oyununda, hayalet, ilk kez, iki asker ile ülkeyi ziyarete gelmiş birine, Horatio’ya, görünür. Üzerinde bir kral nasıl giyinirse öyle bir kıyafet vardır hayaletin. Onu gören askerlerin dili tutulur, ne yapacaklarını bilemezler; onunla başa çıksın diye Horatio’ya dönerler. Horatio “Konuş” der hayalete, esrarını açık etmesini ister. Tam o sırada sabah olduğunun işaretleri alınmaya başlanır ve hayalet ortadan kaybolur.

Adil Öksüz ortadan kaybolmadan önce de ‘hayalet’ gibi bir hayat yaşamış zaten. Varlığı biliniyor, ancak kimselerle pek ilişkisi olmamış… Kendisini en iyi tanıması beklenenlere sorulduğunda, kişiliği hakkında birkaç cümleden öte bilgi elde edilemeyen biri…

Sahneye 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde çıkıp sonra ortadan kayboluverdi Adil Öksüz

Bereket benim ısrarım ve Abdülkadir Selvi’nin takibi olmasa unutulup gidecek de.

Amerikalıların kuşkusu

İsterseniz önce, Selvi’nin bugünkü ‘ABD Adil Öksüz’ü sordu’ başlıklı yazısının ilgili bölümünü okuyalım:

AKINCI’DAKİ FOTOĞRAF GÖNDERİLDİ / Bu arada 15 Temmuz’un en gizemli şahsiyetlerinden Adil Öksüz’le ilgili bir gelişme yaşandı. ABD, resmi bir yazıyla Adalet Bakanlığı’ndan 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde olup olmadığını sordu. Adalet Bakanlığı Adil Öksüz’ün darbe gecesi Akıncı Üssü’nde olduğunu gösteren fotoğraf ile savcılığa verdiği ifadesini gönderdi. Bakanlık ayrıca Adil Öksüz’le ilgili yazılı bir cevap gönderecek. Tabii bulunabilirse, tabii yaşıyorsa…”

Ne sormuş Amerikalılar? Öksüz’ün o uğursuz gece Akıncı Üssü’nde olup olmadığını…

Reklam

Gerçekten acayip.

Bakanlık ne yapmış? Onlara neredeyse ilk günden beri gazetelerimizde yayınlanmış, –benim bile burada en az üç kez yazılarımı süslediğim– o meşhur fotoğraf ile herhangi bir bilgiyi paylaşmadığı savcılık ifadesini Amerikalılara göndermiş…

Tuhaf…

Herhalde görevi ülkemizdeki gelişmeleri izlemek olan Ankara ve Washington’daki Amerikalılar da, tıpkı bizler gibi, o fotoğrafı ve ifadeyi gazetelerimizde görmüşlerdir…

Daha tuhafı, Hürriyet yazarının yazısının sonuna yerleştirdiği şu sözcükler: “Tabii bulunabilirse, tabii yaşıyorsa…”

Uğursuz darbe girişimini ‘FETÖ’ örgütüyle irtibatlamaya yarayan en önemli kanıt FETÖ ile irtibatı kesin Adil Öksüz’ün o gece Akıncı Üssü’nde bulunması…

Haberlere de yansımış resmi tespitlere göre, Öksüz, o gece darbeyi en kilit nokta olan Akıncı Üssü’nde bizzat yönetmiş… ‘Hava kuvvetleri imamı’ imiş Öksüz ve sonradan rütbesinin daha da yükseldiği ve ‘bütün kuvvetlerin imamı’ haline geldiği düşünülüyormuş…

FETÖ örgütü halini almakta olduğunu fark edince yapıdan ayrılan Kemalettin Özdemir, istihbarat birimlerini bilgilendirirken, 2012 yılında, onlara sağladığı örgüt şemasında Öksüz’ün merkezi yerine işaret etmiş…

Reklam

İstihbarat birimlerinin o tarihten beri varlığından haberdar olmasına rağmen, 15 Temmuz gecesi savcının önüne giden dosyasında herhangi bir bilgi bulunmaması rahatsızlık kaynağıydı.

Televizyonda kendisinden izledik; savcı buna rağmen tutuklanması istemiyle mahkemeye sevketmiş, ama serbest bırakılmış…

Bildiğim kadarıyla, o gece görev yapan savcı ile Öksüz’ü serbest bırakan yargıçlar hâlâ görevdeler…

Sonrası biliniyor: Adil Öksüz o gün bugündür ortada yok…

Ali Kaya değilmiş o... Yanındaki de Adil Öksüz değil (mi?)
Ali Kaya değilmiş o… Yanındaki de Adil Öksüz değil (mi?)
Bir var, bir yok

Gazetelerde bir ara havaalanında birisiyle buluştuğu haberi fotoğrafıyla yer aldı. Buluştuğu kişi İzmir’de ikamet edermiş… Habere eşlik eden videoda Öksüz’ün küçük bir tekerlekli valizi çekiştirdiği görülüyordu.

Bir gazete, ertesi gün, ‘Adil Öksüz’ü havalimanında karşılayan hainin kimliği belli oldu’ başlığıyla şu haberi verdi:

Üst düzey terörist Öksüz’ü kaçırmaya çalışan ajan, örgütün Almanya’da görevli isimlerinden Ali Kaya.

Terör örgütü FETÖ tarafından gerçekleştirilmek istenen kanlı darbe girişimini Akıncı üssünden yöneten üst düzey terörist Adil Öksüz, komik bir savunma yaparak bölgeye tarla bakmak için geldiğini beyan etmişti. Öksüz’ün savunmasını alan savcı tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk etmiş, hakimler ise skandal bir karara imza atak azılı teröristi 21 dakika gibi kısa bir sürede serbest bırakmıştı. Mahkemeden elini kolunu sallaya sallaya çıkan Öksüz, Ankara’dan İstanbul’a gelmişti.”

İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanı’nda buluşmuşlardı ikili…

Aa, o da ne, birkaç gün sonra şu haberi okuduk:

Alman vatandaşı bir gurbetçi olduğunu ve Adil Öksüz ile bir bağlantısının bulunmadığı belirlenen Ali K. serbest bırakıldı. / Ali K.’nın polise, söz konusu tarihte yurt dışında olduğunu gösteren bir belge sunduğu belirtildi.”

Hayalet bu olaydan sonra yine hayalet olarak kaldı sizin anlayacağınız…

'O ajan' diye manşete çekilen kişi ajan değilmiş...
‘O ajan’ diye manşete çekilen kişi ajan değilmiş…
Bulunabilirse… Yaşıyorsa…

Şimdi ise Abdülkadir Selvi yeni bir ihtimali gündeme taşıdı: Tabii bulunabilirse, tabii yaşıyorsa…”

“Tabii bulunabilirse…” yeterince büyük bir kuşku.

Ülkemiz istihbarat örgütlerinin elinde dünyada varlığı bilinen en son teknoloji var.

Her türlü elektronik cihazla yolunu ayırmış ve daha önce bir yıllık yiyeceği depo ettiği bir mağaraya kendisini kapatmış olsa bile, saklandığı yerde onu bulacak ilişkiler ağına da sahip istihbarat örgütleri…

Nitekim, o yola başvuran suçlular daha önce hep bulundu.

Adil Öksüz bulunamıyor ve “Eğer bulunabilirse…” kuşkusu daha güçlü ifade ediliyor..

Yurtdışına kaçtığını ve önemli bir unsuru olduğunu öğrendiğimiz FETÖ’nün kollarına kendisini bıraktığını düşünelim…

FETÖ örgütü, herhalde derhal kendisini konuşturarak en baştan beri yürüttükleri propaganda faaliyetine katkısını sağlama gayretine girerdi.

Zaten o yüzden olacak esas kuşku en sona saklanmış: “Tabii yaşıyorsa…”

Önceki bir yazımda, Öksüz ile Susurluk süreci içerisinde kendisinden çokça söz edilen ‘Yeşil’ arasında paralellik kurmuştum; ‘çift yönlü casus’ yakıştırması yapıldığı için…

‘Yeşil’ için bilmesi gerekenler “Yaşıyor” demesine rağmen, ben yıllardır fâili meçhuller için devşirilmiş bir tetikçi olan Yeşil’in hayatta bırakılmasının imkânsız olduğu kanaatimi paylaşıyorum.

Demek artık Adil Öksüz’ün de aynı âkıbete uğradığından kuşku duyuluyor.

Hamlet'in babasının hayaleti... Sahnede...
Hamlet’in babasının hayaleti… Sahnede…

Ben ise artık ona ‘hayalet’ gözüyle bakıyorum; göründüğünde sırları fâş eden Hamlet’teki hayalet gibi.

Göz koyduğu karısıyla –yani Hamlet’in annesiyle– evlenebilmek için kendisini öz-kardeşi Claudius’un zehirleyerek öldürdüğünü babasının hayaletinden öğrenir Hamlet

Prens Hamlet bu sahneye tanık olan arkadaşlarına gördüklerini kimseye anlatmamaları için yemin ettirmek ister; direnirler… Hayalet yeniden görünür “Kılıç üzerine yemin edin” der; ancak bunun üzerine söz verirler…

Adil Öksüz sizce yaşıyor mudur, yoksa hayatta değil midir?

ΩΩΩΩ

Reklam

28 YORUMLAR

  1. Acil oksuzun her yerde goruntusu var askeriyenin icinde yok……Belkide birileri getirip koydu onu oraya…kasitli olarak..algilara operasyon olarak…

  2. KHK ile atılan onbinler çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Fakat bu FETÖ nün imamlar şemasını hiçbir yerde göremiyoruz (varsa birisi şuraya link verse). Çoğu da kaçmış yurtdışına yada Adil Öksüz gibi kaçırılmış. 2012 de Öksüz’ü ihbar eden kişi imam şemasını da vermiş üstelik emniyete. Kaç yıllar önce. Bunun izahı nedir?

  3. Beyler sizin beyinler sulanmis. Yani size göre darbeyi Feto; planlamamis, yapmamis, engellemeye çalışmış. hatta devlet yapmış. Yok öyle yağma. Evet bu Oksuz u salmislar ama kim salmış. bana gore hala etkin olan krioto Fetoculerin bu işte parmağı var.

    Fehmi bey ne der “doğrular elbet birgün ortaya cikar”. cikacaktir da.

    • Sayın Okur. Siz darbeyi çözmüşsünüz, ancak herkes sizin kadar akıllı olmayabilir ve bu nedenle kafası karışık olabilir.

  4. Yazınızı okumaya değer bulmadığım için okumadım. Ama sizin gibiler bu ülkede varoldukça basıl bulunacak. 30 yıldır sizi takip ediyorum ülkenin hiç bir ali menfaatinin peşinden takdir etmediniz. Hep birilerinin zihinlerinden geçenleri insanlara empoze etmeye çelıştınız. Teessüf ederim.

  5. çok şeyin yazıldığını görmek doğrular çabuk bulunacak demek değilmiş. bazen susmak veya olayla ilgili görünmeyen şeyler yazmak ve konuşmak gerçekleri bulmada yardımcı olabilir. Adil olmayan bir öküzden bir boynuz darbesi memleket yer ve günlerce bu öküz konuşulur. Kuran öküzden ilah olmayacağını ve bu öküzün muhakkak kesilmesi lazım olduğunu vurgular. Nefsinize yerleşmiş olan öküz sevdasını katlediniz.

  6. Siteye akşam vakti bir daha giriyorum sırf yorumları okumak için. Buradaki yorumcular çoğu köşeyazarlarından daha bilgili.. Ayrıca olayları çok daha iyi analiz ediyorlar.. Helal olsun..

  7. Sn. Koru, yazınızın başlığını görünce okumaktan vazgeçtim. Adil Öksüz bulunsa ya da bulunamasa bugün ne değişecek? Bence hiçbir şey değişmeyecek. Hali hazırda gerçek suçlular cezalarını çekerken masumiyetine kanaat getirdiğimiz bir çok kişiye de zulmediliyor ve bu durum değişecek gibi de durmuyor. Bununla birlikte iç ve dış tonla tehlike var. Türkiye’nin genel durumu böyle iken sistem değişikliği gündeme getiriliyor. Hatta Sn. Başbakan ileri giderek ülkenin bölünebileceğinden bahsediyor. Bence başkanlık sistemini ele alan, Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren konulara değinmelisiniz.

  8. 15 Temmuz’un FETÖ ile irtibatının “en önemli delili”nin A.Öksüz olduğu tezine katılmıyorum. A.Öksüz diye bir adam olmasaydı bile darbenin FETÖ tarafından yapıldığına dair en az 1000 delil daha ortaya konunabilirdi.

    Darbeye kalkışan onca rütbeli askerin her biri bir delil. Polisteki, yargıdaki, bürokrasideki FETÖ’nün adamlarının her biri bir delil.

    FETÖ’cü bir profesörün, darbeden az önce, profesör olacağıma bir albay olsaydım demesi bir delil örneğin. Bir gazetecinin, darbe gecesi çıktığı televizyon proğramında ağzı açık bir şekikde ” Tayyip Erdoğan ölmedi mi?” demesi bir delil. Adamlar Cumhurbaşkanının öldürüleceği bilgisine bile sahipler.

    Adil Öksüz’ün durumu şüpheli, öyleyse darbeyi FETÖ’nün yaptığı da şüpheli tezine çocuklar bile inanmaz.

  9. Rahmetli Hocam Mahir Kaynak derdi ki ” Bir olayın yapanı kim merak mı ettiniz. Sakin olun ve o olay kime yaradı ise ve bulduysanız. Orada o olayı yapanı da bulursunuz derdi. (Yıl 1992 Gazi Üniversitesi Ankara) Şimdi düşünelim FETÖ ne zaman harekete geçse kim kazançlı çıkıyor bir düşünelim.. İşte Adil Öksüz kuvvetle muhtemel ki o adamlarla birliktedir… Kim mi o adamlar…: Onuda TAHA KIVANÇ bulacak gibi…

    • Sayın Karaca, onları Taha Kıvanç çok önceden bulmuştur.Enazından bana öğle geliyor, nedenıni sorarsanız Taha Kıvaç ve Fehmi Korunun en az 28 veya 29 yıllık okuyucusuyum, ve yazilarınıda anladığıma birazda olsa eminim.Fehmi Koru bu günleri çok önceden gördü ve uyarılarını yıllar öncesinden yaptı, tabii o zamanlar şindiki karşi cephelerde olanlar bal ayınlarını taşıyorlardı.Fehmi beye inanmadılar veya önemsemedıler.Şimdi ne oldo? Olan Suçsuz,günahsız vatandaşlara olduğu gibi ülkeninde itibarını hallaç pamuğuna çevirdiler ve herşeyi alt üt edip kominist rejimden daha beter ettiler. Hoşca kalın.

      • Not: yukardaki yazıda harf hatası olmuş Bal aylarını (taşiyorlar değil) yaşiyorlardı olacak.

  10. Fehmi Bey;
    Adil Öksüz konusundaki ısrarınız çok haklı. Bugün ilk kez “Atatürk Havalimanı’nda görüldü, yanında da Kemal Batmaz vardı” gerçeği çıktı ortaya. Görüntüler konuşuluyor. Aslında İbrahim Tatlıses, gerekli tiyoyu vermiş, hatta ihbar gibi bir paylaşım yapmıştı. Ben de 28 Eylül’deki yazımda senaryoyu tamamlamıştım. Zamanınız el verirse göz atmanız beni sevindirecek.
    Saygılarımla.
    Arif Gündoğdu
    http://www.istanbulgazetesi.com.tr/tatlisesin-ihbari-hasiralti-mi-oldu/

  11. Bence devlet aklı, FETÖ nün orduyu ele geçirdiğini en sonunda farketti, ya da şimdi görmek istedi. FETÖ bayağı geriletildi ancak orduda çok kuvvetliydi. Bu da devleti yönetenleri çok rahatsız etti. Bu arada FETÖ nün darbe hazırlığını aylar öncesinden öğrendi ve kendi planlarını yapmaya başladı. Adil Öksüz’ün ordu imamı olduğunu öğrendi, ya da baştan belli biliyordu. Onu ikna ettiler ya da seni bugünler için besledik dediler. FETÖnün darbe yapacağı akşam ya da 1 gün öncesinden Adil Öksüz vasıtasıyla operasyon öne çekildi ve başarısız olması için kritik görevler verildi yada darbecilerin direncinin kırılması için kullanıldı ve ….

  12. Hocam bylock hakkinda yazin ne olur mahvetti oldurdu bizi bu program ne idugu belirsiz bir sey yuzunden bir suru insan tutuklandi guya kirmizi/turuncu/mavi liste varmis bir gazete der ki mavi liste sadece indiren ama kullanmayanlar digeri der ki maci liste wifi uzerinden indirip kimligii belli olmayanlar ne yapacagimizi neye inanacagimizi sasirdik

  13. Herşey ne güzel yolunda gidiyor darbeyi yapan belli yaptıran belli. Bulmaca gibi konuşup kafamızı karistiriyorsunuz. Adam arsa bakmaya gelmiş. Şimdi Tv de alt yazi geçti Öksüz 13 temmuzda kemal batmazla birlikte görülüyor. Geçmişte gördük önemli davalarda tahliye kararı veren hakimler anında açığa alınmıştı. Ama gel gor ki Adil öksüz u bırakanlar söylediği bize göre halen gorevdelermis. Bu hakimlere sormak lazım neden bırakıldı akıbeti nedir.

  14. Adil Öksüz’ün ajan olduğu ve çift taraflı çalıştığı kesin… Adil Öksüz ile ilgili 3 ihtimal var… 1) Öldürüldü ise tanıklık ettiği olaylar kendisiyle birlikte ebediyete irtihal etti bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz… 2) Yaşıyor veya yaşatılıyorsa iki ihtimal var… a) Ölümüne kadar yurt dışında devlet imkanlarıyla dilediği gibi (varsa vicdanı vicdan azabıyla) yaşayacak…b) Kendisini serbest bıraktıran irade vakti geldiğinde başka bir yapıyı ortadan kaldıracak bilgileri paylaşsın diye saklandığı yerden çıkaracak ve pandoranın kutusu açılacak.

  15. Şu günlerde herkesin çabucak hain ve Fetö olduğu gerçeği varken…Adil öksüz u serbest birakanlarin hala görevde olması. ..çok ilginç. ..ben artık 15 temmuz için ogreneceklerimizden. Korkuyorum

  16. Adil Öksüz Akıncı Üssü’nde darbeyi yönetmek için bulunmuyordu. Baştan başarısız olacak şekilde planlanmış darbe girişiminin ‘kazara başarılı olmasını önlemek için’ orada bulunuyordu.
    Bu darbe girişimi Sn.Erdoğan’ı devirmek için yapılmadı. Batı yanlısı politikalara inanan Atlantikçi Kemalistleri ve Fethullahçıları tasfiye etmek için yapıldı. İdam cezası AB’ye girmek sürecine nokta koymak için isteniyor. Daha ileride şartlar olgunlaştığında NATO’dan çıkmak ve tamamen Rusya eksenine dönmek planı var. Tabi ki birileri de böyle bir tercihte bulunabilir ancak bunu Millet’ten saklayarak ayak oyunları ile yaparlarsa ileride ‘İttihat Terakki’ muamelesi görmeleri kaçınılmazdır. Zira İttihat Terakki demek, Dünya’daki dengeleri iyi okuyamayan ve ‘baştan başarısız olacağı belli olan’ maceracı, inançlı fakat akılcılığı yetersiz kalan insanlar demektir.
    ABD’nin bu gidişatı destekler bir politika izlemesi ise çok düşündürücüdür …

    • Yazdıklarınızı akıl ve mantıkla tartınca bütün taşlar yerlerine oturuyor. Çoğumuz da böyle düşünüyor sanıyorum. Siz çok güzel dile getirdiniz

  17. ……………………………..
    Adil Öksüz’ün yaşıyor olup olmamasından daha önemli ve vahim olan Adil Öksüz’ün kim yada kimler tarafından himaye gördüğüdür..
    Zira, onlar aramızdalar..

    Hülasa, Akıncılar Üssü’nde gözaltına alındı, sorgulandı..
    Ya sonra..?
    Bundan sonrası ile ilgili kimse konuşmak istemiyor, her ne hikmetse..?
    Kuş olup uçmadı ya..!

    Velhasıl kelam, Adil Öksüz yıllar yılı Sakarya Üniversitesi’nde idi..
    Onu, oraya yerleştiren “Fetö”nün en sadık “kul”larından Suat Yıldırım idi..
    Peki ya sonra..?
    ……………….
    Kuş olup uçmadı ya.!

    Aslında bu doğrultuda söyleyeceklerim var..
    Çok şey var, konuşulması gereken.. Ama, zamanı değil zannediyorum..
    Zira, vaktinden önce, çiçekler açmaz..
    Bir çiçekle de bahar gelmez..
    …………………..

    Türkiye, bazı şeylerin konuşulmasına henüz hazır değil..
    Onun için, bilenler de konuşmuyor, konuşamıyor..
    Benimkisi de aynı hesap..
    Zamanı değil..

    Sadece, sorumu sormakla yetineceğim..
    Adil Öksüz’ü kim yada kimler “tereyağından kıl çeker gibi” oracıktan uçuruverdi..?
    Asıl mesele burada…
    İşin “vahim” olan kısmı da burada yatıyor zaten..

    Fehmi Koru, “bu Adil Öksüz, ‘Hamlet’in Hayaleti’ne dönüştü” diyor..
    Hatırlarsanız, TBMM 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünü Araştıran Komisyon’un huzurunda açıklama yapan İç İşleri eski Bakanımız Efkan Ala, bir ara öfkelenmiş ve şunları söylemişti:
    “Onu gözaltına alan biziz.. Gerisini, Adalet bakanlığı’na sorun” demişti..
    …………………………
    Evet, Adil Öksüz diye birisi o gün oradaydı..
    Bir anda kanatlanıp uçuverdi.. Yda hayalet oldu, buharlaştı işte..
    Bir şehir efsanesine dönüşüyor bu iş..

    Konuşan, soran sorgulayan, araştıran biziz..
    Asıl konuşması gerekenler ise, ortalarda görünmüyor ne yazık ki..!
    Bu işin, anlaşılamayan en tuhaf yanı da bu zaten..
    Daha ne diyelim..?
    ………………
    Vah, benim güzel ülkem..
    Ve, bu ülkenin güzel insanları..
    İşte, Hal-i Manzaramız bu..

  18. “”Uğursuz darbe girişimini ‘FETÖ’ örgütüyle irtibatlamaya yarayan en önemli kanıt FETÖ ile irtibatı kesin Adil Öksüz’ün o gece Akıncı Üssü’nde bulunması…”
    Fehmi bey 5 defa okudum anlamadim yada anlat mak istediginize inanmak istemedim
    Adil cikip gelse ve
    Simdi bu darbenin feto ile baglantisi yok dese inanacakmiyiz?
    Bu adam belki de darbedeki en etkisiz figure
    Sadece dikkat dagitmak icin diger ulke ajanlari (gizli elin adamlari) tarafindan ileri surulen figuran olma ihtimali yokmu sizce. Onlarin turkiyedeki uzantilari tarafindan saklaniyor yada kacirildi belki, yada olduruldu
    Simdi ortada dunya kadar feto baglantisi delili varken sizinde tek umudunuz adilmi?
    Tv lerde darbe cigirtkanliklari yapan, adlari gibi gelen darbeden emin olanlar fetocu degilmiydiler?
    Buyurun asagida haberden alinti bunlar bilinen gercekler ama hic akli selim biri bunlara deginmiyor.
    Bundan daha iyi feto baglantisimi.olur
    Yukaridaki cumle ile nedemek.istediginizi
    Shiptar agziyla yazsanizya bizde gururlansak sizinle
    Hep adil oksuz un arkasinda sanki okuz saklaniyor gibi
    Biz hayalii bir insanla ugrasmaktansa gerceklere bakalim.
    Abd de aptal degilya adilin kim oldugunu, nerde oldugunu onlar senden benden daha iyi biliyorlar. Insan guttugu koyunun hesabini bilmezmi derler kayseride
    Size cok samimi bir sorum var.
    Siz fehmi koru olarak korkmadan yazabiliyormusunuz. ?
    Yazabiliyorsaniz “sozcu” soner yalcindan asagidaki alinti hakkinda gorusleriniz nedir.

    “Sabahattin Önkibar yazdığı “Mehdi’nin Darbesi” adlı son kitabında bir anısını anlatıyor:
    “FETÖ okulları eğer Amerikan projesi değil de milli bir Türk okul girişimi olsaydı FBI bu Cemaat’in ABD’de 100 okul açmasına izin verir miydi? Hiç unutmam Başbakan Ecevit’in ABD gezisine katılan FETÖ’cü Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’ya uçakta bunu sordum. Şu karşılığı verdi: ‘ABD dünyanın yegane gücü. Onlarla çatışmak yerine beraber olmak lazım. Hocaefendi bunu yapıyor. Evet, ABD bizden yararlanıyor olabilir ama Hocaefendi de ABD’den yararlanıyor.’ İlkokul mezunu bile olmayan Kestanepazarlı bir meczubun ABD’yi, CIA’yı nasıl kullanabileceğinin yorumunu size birakiyorum.”
    Tabiiki insanlar ilkokul mezunu fakat dahi olabilirler ben yazarin bu yorumuna katilmiyorum ama aklima gelen su
    CIA bu kadar dar goruslumu ki fetonunda boyle bir planinin olabilecegini dusunmeyecek.

    Simdide bu sozleri soyleyen adam sizce adil oksuzden dahami.az degerli
    Neden buna deginmiyorsunuz
    Kimin kanalinda neden bahsediyor bu adam?

    * Ben profesör olacağıma keşke bir Albay olsaymışım mesela. Bu süreçte daha çok katkım olurdu” diyen Özsoy “Nasıl katkınız olurdu” sorusuna şöyle yanıt veriyor… “Söyledim bitti. Geri dönmeyeceksin cümlelere. Bir albay olacaktım ben bu ülkeye daha çok hizmet ederdim. Güneydoğu’dan şehitler geliyor mesela. 550’e yaklaştı” diye yanıt veriyor.***

    • Sayın Vatansever. Vatanı sevmek yetmez, Enver Paşa da seviyordu. Bence ABD Erdoğan’ı devirmeye çalışmıyor, tam tersine başta kalmasını istiyor. Esas tehlike bunu neden istediği ve Adil Öksüz olayı da bu gerçeğe işaret ettiği için önemli. Saygılar.

  19. ne önemi var, yüzbinler mağdur, sabah kalkınca birden fetö üyesi ilan edilip işinden gücünden oldu, iktidar kendi çizdiği resmi yani kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan ortamı sağladı, gerisi teferruat, ha cia, ha mit, ha vs. örgüt, oynan oyun şudur, usa, eu ve ru serv anlaşmasını hayata alabilmeleri için bir dikatör lazımdı, onuda buldular, sonrası malum bizim ülkeye bir demokrasi getirecekler !, olay tamamlanacak, maşada hazır, pyd,pkk,daeş … yenilerinide eklerler , bizde hala dünyaya nizam veriyoruz edebiyatında kendimiz avutalım. Bu ülkede düşünmek bile suç haline geldi, kim fikrini ifade edebiliyor, anında bir gömlek bulunup işi bitiriliyor. asıl mesele bu.

Yoruma kapalı.