‘At izi, it izi’ uyarısı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı ama…

39
Savcı cenazesi
Reklam

Bursa’da tutukluyken kendisini asarak öldürdüğü ileri sürülen bir savcı FETÖ üyesi olmakla suçlanıyordu. Çocukları, babalarını toprağa verirken, “Hiç alakası yok, kendisi Süleyman Efendi Cemaati’ne mensuptu” demiş…

Savcı Bey’in intihar ettiği iddiasına da inançlarına aykırı olduğu sebebiyle karşı çıkmışlar.

Yakınları, tutuklu savcının, içerideyken öldürüldüğü kanaatinde…

Düşmanı bol tutuklular

Emniyet ve yargı mensuplarından cezaevine düşenlerin içeride düşmanı bol olur…

FETÖ’den cezaevine düşünce ‘intihar etti’ işlemi yapılan kaçıncı tutuklu Bursa’daki savcı? Dördüncü? Beşinci mi yoksa?

Madem hassas görevde bulunmuş insanları tutuklayıp cezaevine gönderiyor ‘devlet’, o insanların kim vurduya gitmemesi için gerekli bütün tedbirleri de almalı.

Bursa’dan savcı haberini veren gazetelerde aynı gün ‘sevinçli’ bir duyuru da vardı: Tunceli’de, yine FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınmış 419 öğretmenin görevlerine iade edildiği duyurusu…

Daha önce de, Tunceli kökenli bir vali yardımcısının, önce gözaltına alınmışken, ‘yanlışlık oldu’ denilerek serbest bırakıldığı öğrenilmişti.

Reklam

Herkes Tunceli’de doğmuş olmak gibi bir mazhariyete sahip olacak değil; bu sebeple o öğretmenler ve vali yardımcısı gibi ‘yanlışlık’ yapılarak tutuklanmış veya görevden alınmış başka insanlar dertlerini nasıl anlatacak, yanlışlığı nasıl ispat edecekler?

Hukukun genel kuralları

“Komisyonlar kuruyoruz, gitsin suçsuz olduklarını orada ispat etsinler” deniliyor…

İlk bakışta makul gibi geliyor, ama kendinizi biraz geriye çekip ‘hukukun temel ilkeleri’ bilgisiyle bu yaklaşıma biraz yakından baktığımızda, yapılmak istenenin, evrensel hukuka aykırılığı hemen sırıtıyor…

Hukukun en temel ilkelerinden biri ‘masuniyet karinesi’ de denilen ‘suçu ispat edilene kadar her insana suçsuz muamelesi yapılması’dır. Suçun ispatı da iddia edene düşer…

Bir insana “Komisyon önüne çık ve suçsuzluğunu ispatla” denildiğinde, bu temel ilkelere ters düşülmüş olur.

Suçlamayı yapan suçu ispatlamakla da mükelleftir.

Biliyorum, yazımı buraya kadar okuyup “Ama 15 Temmuz’da bize yaşattıkları… 250 kişi onlar yüzünden şehit oldu… Cumhurbaşkanını öldürmek, meşru hükümeti devirmek istediler…” diye itiraz edecekler muhakkak çıkacaktır.

Haksız da sayılmazlar… Daha doğrusu bütünüyle haksız sayılmazlar…

Reklam

Ancak anayasasında birkaç başka sıfatla birlikte ‘hukuk devleti’ olarak tanımlanmış bir ülkede, ‘suç’ ne, ‘suçlu’ da kim olursa olsun, olaya hukukun belirlediği ilkeler açısından yaklaşılır.

Sonuçta şimdi suçlanan, gözaltına alınan, tutuklanan, görevlerinden uzaklaştırılan insanlar da, hatta onlar arasındaki darbeye bizzat karışmış, kendilerini durdurmaya çalışanlara silah çekmiş, o kadar kişinin şehit olmasından sorumlu insanlar da, hukuk ilkeleri çerçevesinde yargılanacaktır.

Ergenekon ve Balyoz’u hatırlayalım

Niye unutuyoruz, anlamakta güçlük çekiyorum: İki yıl önceye kadar cezaevlerine layık görülen, geçmişte işledikleri iddia edilen suçlar yüzünden uzunca sayılacak bir süre hapiste tutulup en ağır cezalara çarptırılmak istenen –bazısı çarptırılan– kalabalık bir grup, sonunda özgürlüklerine kavuşmadı mı?

Hatırlatmam, bu defa da aynı şey olacak anlamına gelmiyor; ancak yine de kendilerinin ‘yanlışlıkla’ FETÖ’cü olarak yaftalandığını ileri sürenler var ve bunlardan bazıları daha şimdiden haklı bulunarak görevlerine iade edildiklerine göre…

Cezaevlerinde bir gün bile yanlışlıkla tutulan insanlar kendilerini mağdur hissedeceklerdir…

Bursa’da ‘intihar etti’ denilen savcının yakınlarının isyan çığlıkları bile uyarı sinyali yerine geçmeli.

Dünya da izliyor

Bir de ülkemize dışarıdan bakanların koydukları teşhisler var.

Türkiye ‘Ergenekon’ ve ‘Balyoz’ davaları sırasında iyi bir sınav vermedi. ‘Darbeci’ bir grubu yargılama niyetiyle başlatılan süreç, şimdi FETÖ diye anılan örgütün rayından çıkarmasıyla, ilgisiz insanlara kadar uzandı ve başlarda sürece destek verenlerin bile midesini bulandıran bir hal aldı.

Sonucu biliyoruz.

O süre içerisinde yaşananlar ülkemizdeki hukuk uygulamaları konusunda dışarıya iyi bir görüntü vermedi.

Dışarısı, şimdi, bize göre erken ve ölçüsüz gelen tepkiler veriyorsa, bunun sebebini hemen yandaşlıkta aramayalım; geçmişteki yanlışlıklar da erken tepkiye yol açmış olabilir.

Geçmişte yapılan yanlışların kapısı, ‘muhalif’ bilinen isimlerin durduk yerde suçlanması ve cezaevine tıkılmasıyla açılmıştı…

Bu defa da benzer bir durum olmamalı.

Özellikle –ama münhasıran değil– gazeteci, yazar ve sanatçılar konusunda suçlamalarda dikkat şart.

İntikamcı bir görüntüden kaçınılmalı.

Bir öğretmen: ‘Beni muhalifim diye görevden aldılar’

“Münhasıran değil” dememin bir sebebi var.

Bayramın son günü indiğim bir sahil mekânında, yanıma gelen tanımadığım biri, “Ben FETÖ’cü değilim, ama muhalifim, herhalde bu yüzden olmalı görevden alındım” dedi.

Öğretmenmiş ve görevden alındığı bayram tatilinden 2 gün önce kendisine tebliğ edilmiş…

‘Muhalif’ bilindiği için fişlendiğine ve görevden alındığına inanan bir öğretmen…

Şimdikine benzer ortamlar, yeterince dikkatli olunmazsa, yaygın huzursuzluklara sebep olur.

Hem de ‘suçlu’ görülerek haklarında işlem başlatılanları çok aşan bir geniş insan kitlesi üzerinde…

Örnekleri çok. Bir bölümü ‘FETÖ ile mücadele’yi en ciddiye alan gazetelerde de artık kendine yer buluyor.

Darbe gecesi olayların meydana geldiği mahallerden hayli uzakta bulundukları halde tutuklanmış genç bir asker grubundan biri kişinin yakınları, çocuklarını ziyarete gittiklerinde, etraftaki sivil kişilerin, duyacakları şekilde, arkalarından, ”Darbeci bunlar, hepsini asmalı” diye konuştuklarından şikâyet ettiler…

Savcı eşi tutuklu bir kadının, lojmandan çıkartılınca, küçük çocuğuyla sığınmak için kiralamak istediği evin sahibince kapıdan çevrilmesi…

Bunlar bana intikal eden haberlerden en canımı acıtanları…

Canımı acıtmalarının sebebi, suçlamaların, toplumda, masum çocuklar ve kadınlara dönük ithamlar halini alması…

Arkasından ”Hain bunlar, asılmalı” diye konuşulan anne ne yapsın?

Kiralamak istediği evin kapısından ‘darbeci’ damgası yiyerek çevrilen kadın ve küçük çocuğu?

ABD ve Almanya’da olanları yazdım

Daha önce yazdım: 60 milyon insanın ölümüne yol açmış İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, galipler tarafından Naziler yargılandı; lider düzeyinde 24’ü ile değişik alanlarda onlara yandaşlık etmiş 185 kişinin yargılanması herkesin izleyebileceği şekilde yapıldı.

ABD’de ‘red scare’ (kızıl tehlike) etkisiyle Soğuk Savaş yıllarında başlatılan tasfiye furyasında ‘komünist’ damgası vurulanlar, görevlerinden uzaklaştırılanlar, işlerini kaybedenler oldu; ancak sayıları çok sınırlıydı bunların…

Galiba bizde de sınırı doğru bir yerden çekmek gerekiyor…
ΩΩΩΩ

Reklam

39 YORUMLAR

  1. Söyledikleriniz çok doğru gerçekten at izi it izine karıştı. Etkin pismanliktan yararlanan bir fetocu esimin adını veriyor ve süpheli diye tutukluyorlar. Hiç mi hiç alakası yok. Yüzde yüz suçsuz fakat iftira atan kişi ağır bir suçla suçladığı için mahkemeye kadar tutuklu neden o kisiye zarar verebilirmis. Kod adı kullanan bu kişiye ne zararımız varsa. En büyük mağduriyeti çocuklar yaşıyor suçlu olsa çeksin dersin ama hiçbir alakası olmadı sevmedigi kişiler yüzünden fetocu damgası vurulması tutuklanması hakmı. Bu dünyada da ömür dünyada gözü yaşlı çocukların hesabı sorulur…

  2. sayın fehmi bey yıllardır yazılarınızı ve sizi önemseyerek takip etmeye çalışıyorum sizin gibi objektif aydınlarımıza sesleniyorum masumların vekili ve sesi olun anadolunun gariban insanları özellikle kız çocuklarını güvenilir diye o dersane ve yurtlara emanet etmişler tek ineğini satarak çocuk okutmanın hazzını yaşamışlar bu fakir anadolu insanı ihanet bilmez kaldıki en tepedekiler sürekli kandırılıyorsa kim ne hakkına bu gariban ailelleri açlığa mahkum ederek perişan eder yüzbinler yüzbinler aç çocukların feryadı göklere ulaşmazmı

  3. Sayın Yazar;
    Günlerdir sadece bizler değil, çocuklarımız, ailelerimiz, akrabalarımız büyük bir travmayı birlikte yaşıyoruz. Eşim ve ben yıllarca canla başla emek verdiğimiz öğretmenlik mesleğinden savunmamız bile alınmadan, üstelik bir terör örgütü ile irtibatlandırılarak ihraç edildik. Bir anda ve anlam veremediğimiz bir şekilde çaresizliğe itildik. Sebebinin üye olduğumuz sendika, Bankasyada uzun yıllar önce eşimin açtığı bir hesap veya çocuğumuzu gönderdiğimiz okul olabileceğini düşünüyoruz.
    Sayın Yazar, siz de takdir edersiniz ki yasal izinleri alınarak kurulmuş bu kurum ve kuruluşlar yine devlet tarafından denetlenmekteydi. 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra FETÖ ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Şimdi size soruyorum ve yazılarınızda bizim adımıza şu soruları hükümet yetkililerine sormanızı rica ediyorum:
    1) Bir hukuk devletinde, yasal çerçevede kurulan ve devletin denetiminde olan bir sendikaya üye olmak memurluktan atılma sebebi olabilir mi?
    2) BDDK tarafından denetlenen bir bankaya hesap açtırmak veya bu bankadan kredi kullanmak terör örgütüne yardım etmek anlamına gelebilir mi?
    3) Başarılarıyla ön plana çıkmış bir okula çocuğunu göndermiş olmak suç sayılabilir mi?
    Evet ne yazık ki bu gerekçelerle  FETÖ cü olmakla itham edildik ve meslekleğimizden atıldık. Hükümet yetkililerince 17 – 25 Aralık milat kabul edilerek bu tarihten sonra Aktif Eğitimsen üyesi olanlar veya bu sendikada kalanlar, Bankasyada hesabı olanlar veya cemaatin okulu denilen okullarda çocukları olanlar neredeyse hain ilan edilmiş ve sorgusuz sualsiz mesleklerinden ihraç edilmişlerdir. Bu insanlarla eli kanlı darbeciler aynı kefeye konmuş ve binlerce insan çaresizliğe itilmiştir.
    Malumunuz 17-25 Aralıkta yaşananlar sadece iktidar partisi tarafından kendisine kurulmuş bir komplo olarak kabul edilmiş, muhalefet partileri ise iddiaları ciddiye almış ve araştırılması gereken bir konu olarak hükümeti eleştirmişlerdir. Bu tarihlerde yaşananlar hakkında siyasi partiler arasında hala bir konsensus sağlanamamışken, bizim sade bir vatandaş olarak olayı tüm arka planı ile görebilmemiz; ne kadar sinsi bir yapılanma içerisinde olduğu yeni yeni anlaşılan bir örgütle hangi kurum ve kuruluşların nasıl bir ilişki içinde olduğunu bilebilmemiz mümkün değildir.
    Burada sorulması gereken soru şudur: Bu kurum ve kuruluşların 17 – 25 Aralıktan beri FETÖ ile ilişkili oldukları biliniyorduysa niçin devletimiz bu kurumları kapatmak için 15 Temmuz darbe girişimini beklemiş, vatandaşlarının bu kurumlarla irtibatına veya iltisakına engel olmamıştır?
    Sayın Yazar, darbeci hainler, kumpasçılar, sınav sorularını çalarak kul hakkı yiyenler hak ettikleri en ağır cezaları alsınlar.Ancak suçun şahsi olması, suçu ispatlanıncaya kadar bir insanın masum sayılması ilkeleri göz ardı edilerek toptancı bir yaklaşımla insanların suçlu sayılarak binlerce masum insanın FETÖ damgası ile damgalanması, ne hukuka ne de vicdana sığar. Buradan büyük bir toplumsal travma ve devletine bir kırgın bir halk kitlesi ortaya çıkar. Yapılan bu yanlışları yazılarınızda yer vererek sesimizi daha güçlü bir şekilde duyuracağınız inancını taşıyor, saygılarımı sunuyorum.  Mağdur Öğretmen

  4. Sn Fehmi Koru yaklaşımınızı çok olumlu ve objektif buldum. Teşekür ederim. Bu toz duman arasında gerçekten iyi görüp yazıyorsunuz. Masuniyet Karinesi, suçun şahsiliği, hukuk vurgusu, ötekileştirme önemli tespitler. Darbe elbette lanetlenecek bir eylem. Ama bir sendika üyeliğinin, bir Banka müşterisi olmanın terör örgütü üyeliği olması (kanunda suç olmayan fiiller) uluslar arası hukuk, insan hakları, anayasa….. hepsine aykırı. Devletimize güveniyorum, düzeltileceğine inanıyorum, Ülkemizi, Milletimizi, Devletimizi seviyorum. Ama adalet gecikmemeli ki Telafisi güç sonuçlar doğmasın. Mağduriyetler artmasın. Umarım sizin gibi sağduyulu yazarlar artar. SELAM VE DUA İLE.

  5. Ben de eşimle beraber ihraç edilen bir öğretmenimiz çocuk perişan HaldeyiZ.kimse is vermiyor. Ne yapacağımızı şaşırdık.

  6. Kanlı darbeye karışmakla FETÖ diye adlandırılan yapı kendisne sempati duyan bir çok kesimi kendinden uzaklaştırdı hatta nefret ettirdi. Darbeye desdek vermemiş ve bu kanlı darbeyi yapanlara nefret duymuş insanları işinden atmakla bu insanları tekrar bu yapının kandırıp kendine çekmesine zemin hazırlanıyor.

  7. Suçsuzluğunu ispatla değil sayın Koru. Yanlış yapılmış ise düzeltirsin. Bir haber de kriterler vardı. Block kullanan ve tesbit edilenler öncelikli. Benim gönlüm hepsinin gerçekten suçsuz çıkmasından yana. Ama biliyoruz ki bunlar millet ve fetö arasında fetoyu tercih ettiler. Acı ..

    İçimizdekiler bunlar. Bizim yaşadığımız travmayı düşünün . Komşunuz iş arkadaşınız olarak bildiğiniz kişilerin ihanetini. Bu millet kendi içinden bu derece hainlik cıkardı mı? Yaşanan travma vatanını sevenlerde asıl. Hiç pişmanlık belirtisi varmı bunlarda Sinsice bekliyorlar…

  8. Zulüm kimden gelirse gelsin karşı çıkmak gerekir, bu zulümdür demek gerekir. Aksini yapanlar bunun hesabını ahirette nasıl vereceklerini düşünüyorlar mıdır acaba? Bu durum öyle basit şekilde “kurunun yanında yaş da yanmasın” nutukları çekilerek geçiştirilecek bir şey değil.

  9. Dersim’de açığa alınan öğretmenler FETÖCÜ diye alınmadılar. 11285 öğretmen Eğitim Sen üyesi BARIŞ dedikleri için açığa alındılar. Eleştiri, itiraz ve katılmama haklarını dile getirdikleri için açığa alındılar. Mevcut iktidarın politikalarının arkasında sıralanmadıkları için açığa alındılar. Size hangi sebepten dolayı gazete sayfaları kapatıldıysa, proğram yaptığınız televizyon ekranları kapatılmış ise 11285 öğretmene de bu zihniyetle açığa alma işlemi uygulanmıştır.

  10. Cemaatle ilgisi olsa bile, 17 25 araliktan sonra devam ilgisi devam etsebile bu insan suçlu hain terorist midir. Bu insanlar yanilmis aptallik etmislerdir belki ama bu denli cezayi hak etmediler. Erdoğan’in ifadesiyle bu insanlar “cemaatin ibadet tabakasini” olusturan masum ve ihlasli kişiler. Cemaat bunlari önceden de kullandi sömürdu simdi de asil suclular bu insanlari öne çikarip kalkan yapiyor

  11. Bu konuda yazdığınız 10 kadar yazıdan sonra uyarılarınızın dikkate alındığını düşünüyor musunuz? Galiba konu sıkıntısı çekiyorsunuz. Aynı yazıları tekrarlamanın sonucu okuyucu (tıklanma değil) sayısında ciddi düşüş olduğunu zannediyorum. Aşağıdaki yorum sayısı farkından.

    • Murtaza Bey merhabalar,

      Yorum sayısının azlığının sebebi, yorumları onaylayan bendenizin bir süredir tatilde olmasıydı.. Sitemizin okuyucu sayısında bir düşme yok, bilakis sürekli artıyor.

      Babamın eskiden gelen bir kitlesi vardı. Onlar uğruyor. Bunun üstüne bir de babamın kitlesinden olmadığı halde farklı düşünceleri okumayı seven, dijital medyayı iyi takip eden bir kitle de sayfamıza uğruyor.

      Sizi de aramızda görmekten oldukça memnunuz. Takip etmeye devam ediniz.

      Saygılarımla.

  12. yıllar yıllar önce nazım hikmet’in, nihal atsız’ın şiirlerini okuyanlar hapse atılıyordu, şimdi fetullah gülen’in şiirlerini okuyanlar hapse atılıyor. devir değişti ama biz değişmedik…

    • hatta daha yakın zamanda biri ziya gökalp’in şiirini okuduğu için hapse atılmıştı…

  13. Ağzınıza sağlık. Yalnız bir düzeltme yapmak gerek Tunceli de açığa alınıp görevlerine iade edilenler FETÖ den değil, PKK dan dolayı açığa alınıp görevine iade edildi.

  14. ooooofff offf.
    At izi ve it izine, domuz izi ekleniyor.
    Çile katlanıyor.

    yeni bir komisyon kurulacakmış.. komisyonlar khk marifetiye atılanları yeniden değerlendirmeye tabii tutacakmış.. yani paralel mahkemeler oluşturulmuş olmuyormu?.. Eğer hata yapıldığı düşünülüyor ise khk ile yargılanma yolu açılsın. birazcık daha objektif olunur..

    bankaya para yatırıp yatırmadıkları daha detaylı sorgulanacakmış..
    16 aralıkta yatırmışsa suç değil.. 17 aralıkta suç… hangi ceza hukuku kitabında böyle bir suç var ? maddesi nedir? “ben filanca bankayaya ,istemediğim için para yatıranları suçlu görüyorum” deyince suç oluşturulmuş mu oluyor?..

    itirazlar AKP bürolarına da yapılabilecekmiş.. hasbinallaaaaaaahh.. Allahım aklımı kaçıracağım.. umarım doğru değildir.

  15. Verdiğiniz örneklerde lider kadrosunun tamamı yakalanmış ve yargılanmıştı. Feto olayında ise lider kadro yurt dışında ve uzantıları vasıtasıyla ülkeyi karıştırmaya devam ediyorlar.

  16. Hükümete her kim veya kimler bu görevden uzaklaştırma fikrini empoze ettiyse, şimdi ellerini oğuşturuyordur. Menfur emellerine ulaşmak üzereler. Mübarek bayram arefesinde, çoluk çocuğun boynu bükük, çar naçar bırakılması, müteselsil etkileriyle sülale boyu üzüntülere yol açılması, ah almak için yeterlidir. Bu işlemi, bu hükümetin yapması ise gayet hayretengizdir. Kendi ayağına kurşun sıkmaktır. Maalesef hükümetimiz (başından beri destekliyorum),kucaklayıcı olamamıştır. Büyük devlet olma erkini işletememiştir. Masuniyet karinesini nazara alamamıştır. Yapılacak olan, bu saf ve esasen temiz niyetli alt tabakaya bir takım seminer ve konferanslar verip uyarmak olmalıydı. Heyhat ki bir takım medya mensubu sorunlu sorumsuzlar da habire EZİN-SÖYLETMEN argümanını ısrarla işlemekteler. Hükümetimize derin derin düşünmek tavsiye edilmeli. Yazınız için teşekkürler. (Not: Görevden alınan öğretmen ve memurlardan hiçbirinin darbe destekçisi olduğuna şahit olmadım). Saygılar efendim.

  17. Önce şunu söyleyeyim ben fotoyu 30 yıldır Risale nurun haini olarak görüyorum şimdi sunuda gordukki vataninda hainiymis. reisimiz aldatilmisiz dedi Gökçek aldatilmisiz dedi diğer devletlilerde Bahçeli Kılıçdaroğlu vs aldatilmisiz dedi hiç kimse koltugundan makamindan olmadı (hainler darbeciler polise halka silah cekenler asilmali kesinlikle af edilmemeli) fakat binlerce aldatilan öğretmen ve memurların da devlet buyuklerimizin dedigini diyebilme hakkı yok mu?

  18. Allah masumları korusun .en kısa zamanda aklanırlar inşallah.
    Hainler içinse adaletin kestiği parmak acımaz.

  19. Yüreğine sağlık Fehmi Bey. Yazdıklarınızla bizlere meltem oluyorsunuz. Şöyle bir ayırım yapmak çok mu zor? 15 Temmuz uğursuz darbe girişimine katıldığı tespit edilenler, yardım edenler, himmet zincirinde para toplayanlar elbette suçludurlar. Fakat söz ve davranışları suç olmayanlar; Mesela yasal sendikaya üye olanlar, Yasal faaliyet gösteren bir bankaya para yatıranlar niye suçlu kabul ediliyor? Bence herkese yanılma, aldatılma hakkı verilmelidir. Devletimizi yönetenler merhametlidir, sayenizde ve vicdan sahibi diğer yazarların sayelerinde bu haksızlıkları görecekler inşallah.

  20. Darbeciler ve şu ya da bu katiller dışında…

    “Bu ülkede iktidar 14 yılda ne kadar hata yapmışsa, sıradan insanların hatası, günahı, suçu ondan daha fazla olabilir mi?

    Başbakan “Dostlarımızı çoğaltacağız” demişti…

    Çoluk çocuk kan ağlayan, işsizliğe, utanca, haksızlığa fırlatılmış onca “kendi insanımız”la dost olmak çok mu zor?

    Tamam, o heyecan yok ama inan olabilir Kamil.

    Bu kadar çok şey yaşayan, bu kadar çok can ve kan veren bir halk, hakiki bir umudu da yaşatabilmeli!”demiş Umur Talu …

  21. At izi it izine karıştı deniliyor ve bu kulağa hoş geliyor. Sözlüklerde bu deyim şöyle açıklanıyor : “ Değerli ile değersizin, iyiyle kötünün birbirine karıştığı bir durumun ortaya çıkması ”.

    Şimdi burada ‘değerli ve iyi olan’ iktidardan yana olmak, ‘değersiz ve kötü olan’ ise iktidara karşı olmak anlamına mı geliyor ?

    Gerçekler acıdır fakat biz yine de hatırlatalım : Eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı ‘değerli ve iyi olan’ ile ‘değersiz ve kötü olan’ yer değiştirmiş olacaktı. Yani ‘düşük ahlak üzerine az akılcılık’ davranışıyla bir sonuca varamayız. Türkiye’nin gerçek sorunları darbelerin veya darbe girişimlerinin sonuçlarından bağımsızdır. Hatta hangi partinin seçimleri kazandığı da sonucu fazla değiştirmez, bir parti seçimi %90 ile kazansa Türkiye uzaya mı çıkacaktır, asgari ücret 1.000 Euro olacak mıdır ?

    Diyeceksiniz ki haksız yere tutuklananlar ve işten çıkartılanlar ne olacak ? Elcevap : Mevcut siyasi aktörler muhalefet dahil yorulmuş ve yıpranmıştır. Geçmişteki hatalardan ders alan ve daha kaliteli yeni yöneticilere acilen ihtiyaç vardır.

  22. Elebaşıları yurt dışına kaçtı zaten. Gazetelerde çarşaf çarşaf imam listeleri yayınlandı geçmişte ve biliniyor bunların kim olduğu . Hani altı ibadetti ? Kala kala bunlar mı kaldı cezalandırılacak ? Bir ögretmen, velinin birinin bylock üzerinden haberleşelim teklifini refdettiğini kendinde kurulu olmadığını söyledi. Eğer kurulu oldaydı muhtemelen içerdeydim dedi. Bugün işşsiz biri ve iş bulamıyor.

  23. Bu dunyanin bir de oteki tarafi var. Gorevden atilan bir ogretmen olarak 20 yildir bu vatana, millete hizmet ettim. En kucuk bir sorusturma dahi gecirmedim. Ama 1 eylul itibariyle savunmam dahi alinmadan gorevime son verildi. Coluk cocugumun rizkiyla oynamak bu kadar kolay. Ahirette Rabbimin karsisinda nasil hesap verecekler? Sendika uyesi olmanin cezasi bu mu olmaliydi? Bu ceza bize az bence. İdam etsinler de alkis tutan kardesler iyicene mutlu olur boylece.

  24. Tunceli de açığa alınıp döndürülen 419 öğretmen pkk ile ilgili açığa alındanlardır.

  25. Tammda fehmi bey cibizla cektigin munferit olaylari gundeme geririyoriyorsun. Bu yapilan hainlikleri hainleri nasil tespit edilecek. istersen cvp vereyim hainleein alnina kirmizi damga vuralim ne dersin.

  26. Hukuk, birey ve toplumun iyiligi adina var. Saglikli isleyen bir hukuk sisteminin varligi suclu icin bile iyilestirici bir etkiye sahiptir. Tersi ise en sakin insanlari bile canavarlastirir. Hirs, kin, kisisel veya grup menfaatlerine esir olmayan bir akil “hukuk:iyiliktir” diyor. Hukuksuzluk yeni ve daha buyuk kotuluklere kapi acacaktir…

  27. Türkiye, Cumhurbaşkanının davranışı, sözleri ve üslubu nedeniyle Avrupa’da çok büyük sempati kaybetti. Almanya’da basın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerine inanmıyor, en azından büyük bir şüpheyle bakıyor. Doğrulardan korkmayan neden ifade özgürlüğünü kısıtlasın? Bu değerli yazılarınızı Habertürk’te okumak isterdim. Habertürk TV ekranında „Gücü Özgürlüğünde“ yazıyor hala. Her gördüğümde gülmek geliyor içimden.

  28. Hocam ağzınıza sağlık.
    At izi it izine karıştı…
    Onbinlerce kamu görevlisi devletin açılmasına izin verdiği hatta düzenli olarak aidat yatırdığı bi sendikaya üye olmaktan veya yasal olarak çalışan bir bankada hesapları olduğundan ihraç edildi.
    Sizin gibi yürekli gerçek gazetecilerin yorumları çok önemli.
    Bu saydıklarımın hukukta bir yeri var mi?
    Kamu görevinden atılmış bir memur olarak AIHM ne kadar gideceğim ve belki de devlet bana tazminat ödemek zorunda kalacak.
    O kadar doluyuz ki bu konuda yaşanan mağduriyetleri bir bilseniz benim gibi insanlığınızdan utanirsiniz.
    Lütfen bize destek olun
    İrtibata geçin
    Kalın Sağlıcakla…

  29. Ben Syn koru’ya bu yaziyi hic yakıştıramadım. Nedenini arz edeyim; bayramin son günü sahilde yanina bir ogretmen geliyor ve ben fetocu değilim muhalifim herhalde beni bu yuzden görevden aldilar demiş ve Fehmi Bey de buna inanmis bu yazıyı kaleme almis. Arkadaslar karşınızda yalan söyleyebilirsiniz hatta zina bile yapabilirsiniz ara sira taninmamak adina diyen bir grup var…

  30. Sayın Fehmi Koru bey…Yazılarınızı zevkle ve beğenerek okuyorum. Sağduyunun sesi dediğim 3 yazardan birisiniz. Diğerleri (Ahmet Taşgetiren, Etyen Mahcupyan) Beyler..Rabbim size hayırlı ömürler versin siz yazmaya biz okumaya devam.. Ayrıca bloğunuz da yazmanızda gayet güzel oldu. Selam ve dua ile…

  31. Bir gün gelip hak yerini bulmayacak sananlara sadece acıyorum. Ve o gün pişkin pişkin bugünleri yaşatanlara şimdiden gülüyorum.

  32. Tunceli’de göreve iade edilen 419 öğretmen FETÖ’den dolayı değil PKK ile irtibatları olduğu iddiasından dolayı açığa alınan öğretmenler. Düzeltmek isterim. Hürmetler

  33. Fetöcü olmak nasıl tesbit ediliyor. Ülkede veye dünyada yapılan hayırlı hizmetlere yardım etmekle insanlar nasıl terör yapabilirler. Kaldıki menfur darbe girişiminden sonra insanlar cemaatle arasına duvarlar ördüler. Kimse darbe yapsın diye cemaate destek vermedi.
    Bu mağduriyetleri darbe gerçekleşseydi onlar bize yapacaktı diye savunanlar, yapılan haksızlıkları vicdanlarına kabul ettirmek için söylüyorlar. Nerden biliyorsunuz böyle yapılacağını. Hiç günahı olmayan ömrünü Allah rızası için iyilik yapmaya adamış, dünyalık peşinde koşmamış insanları işinden gücünden, yerinden yuvasından ediyorlar. Aileleri darmadağın ediyorlar. Bunlar günah değil mi? Kul hakkı değil mi? Onbinlerce memurun çoluk çocuğu perişan halde. Çoğunu yaşama küsmüş. Tek umutları davalarını Avrupa İnsan hakları Mahkemesine götürüp işlerine geri dönmek.
    İnsanları AİHMe mecbur ve mahkum etmek ele alemden medet bekletmek bizim inanç değerlerimizle uyuşuyor mu? Bizim adaletimiz Ömer adaleti bu mu?

  34. Türkiye ye karşı yapılmak istenen 3. Darbe girişimi ancak evrensel hukukun kurallarına uyularak engelenebir.
    Evrensel hukuk kuralları ihlal edilirse Türkiye ye en büyük darbenin yapılmasına zemin hazırlanmış olur. Gerçekten çok dikkatli olunmalı.

Yoruma kapalı.