Bayramı bize zehir edenlerle başa çıkmak yine bizim görevimiz

8
Reklam

Kronoloji aşağıda, eğer eksik bıraktıklarım olmuşsa baştan af dilerim.

Cuma günü, Bangladeş’in başkenti Dhaka’da bir kafeye saldırı oldu; 6 saldırgan eylem sırasında öldürüldü, ama bu arada onların rehine aldığı 20 kişi ile 2 de polis hayatını kaybetti…

Irak’ın başkenti Bağdat’ta pazar günü büyük bir patlama oldu ve 200’den fazla kişi hayatını kaybetti.

Pazartesi günü Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da bir restorana el bombası atıldı; 8 kişi yaralandı.

Salı günü sıra Suudi Arabistan’daydı. Cidde ve Katif’teki saldırıları Medine’de Hz. Peygamber’in kabrinin de bulunduğu Mescid-i Nebevi’ye yakın bir yere atılan bombalı eylem izledi. Ölenler ve yaralılar var.

Bu listeye, bir hafta önce, yine bir salı günü, İstanbul Atatürk Havalimanı’na yönelik, 44 kişinin canını alan intihar saldırılarını da eklemeliyiz.

Aslında başka ülkelerde de can alan benzer saldırılar var, ama yukarıda saydıklarımın hepsi İslâm Dünyası’ndan bir yerleri hedef seçtiği için önemli.

 

Ramazan mübarek aydır

Reklam

Önemi şuradan: İslâm Dünyası’ndan hedeflere yönelik ölümcül saldırıların hepsi Müslümanlar’ın oruçlu oldukları Ramazan ayında gerçekleştirildi…

‘Câhiliyet Dönemi’ diye adlandırılan İslâm-öncesi zaman diliminde her fırsatta kan dökebilen bir anlayışı sona erdiren yeni din, İslâm (malum, İslâm sözcüğü Arapçada ‘barış’ anlamına geliyor), adına taşıdığı ‘barışı’ kendi toplumunda ve çevresinde gerçekleştirmek için, 4 ayı ‘haram aylar’ olarak ilân etmişti.

‘Haram’, yani çatışmanın ve savaşın yasak olduğu aylar…

Zaten bu sebeple, Batı’da yaşayan insanlar, Ortaçağ’da, karanlık içerisinde debelenirken, İslâm’ın Ortaçağı dünyanın en uygar insanlarını içerisinde barındırıyordu. Biraz da, savaştan uzak ve özgürlükçü bir ortama sahip İslâm Dünyası’nın, o dönemde bilimde, sanatta ve teknolojide kaydettiği ilerlemeler sayesinde, Batı da kendi Rönesans’ını ve Reform’unu gerçekleştirebildi.

Batı, en sonuncusu 60 milyon insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı olan, bazısı 33 yıl bazısı 100 yıldan fazla sürmüş, devletler ve milletler arası çatışmalarla çalkalanırken, İslâm Dünyası, kendi iç huzurunu hiç bozmadı. Hem de uzun asırlar boyunca…
Gerçek bu iken, günümüzde olan

Yukarıdaki listede yer alan şu bir hafta içerisindeki bütün saldırılar, ‘haram aylar’dan olmasa bile mübarek bilinen Ramazan ayında işlendi; hem de kendilerini ‘Müslüman’ olarak tanımlayan ‘eylemciler’ tarafından…

Eylemlerde eylemciler eliyle hayatlarını kaybedenler ile eylemcilerin hepsinin ‘Müslüman’ kimlikli olduğunu eklememe ihtiyaç yoktur sanıyorum.

İslâm’ın ilân ettiği ‘haram aylara’, Cahiliyet Dönemi’nde birbirinin boğazını kesmeye alışmış kabileler bile riayet ederdi. Aralarında Müslümanlığı kabul etmemiş olanlar da vardı o kabilelerin…

Reklam

Demek ki, bugün, İslâm Dünyası, 1400 küsur yıl öncesinin anlayış düzeyinden bile çok geride; Câhiliye Dönemi’nin alışkanlıklarını hortlatmış kişiler aramızda yaşıyor ve kendilerini ‘İslâm’ ile tanımlayıp İslâm-öncesinin âdetlerine uygun davranıyorlar…

Ne yazık ki, günümüzün gerçeği bu.

Adına ister IŞİD, ister DEAŞ, ister ISIS denilsin, içinde yaşadığımız dünyanın bütününü bir ‘eylem alanı’ olarak gören, asgarisinden bir İslâmi hassasiyet taşımadığı halde, kendilerini İslâm’ın adını kirletecek biçimde tanımlayan bu güruha en ufak bir sempati bile gösterilemez.

Ne yapıp edip, İslâm dinini, o güruhun tasallutundan kurtarmamız şart.
ΩΩΩΩ

 

Not. Bu yazının ilk halinde varolan bilgi yanlışı sonradan düzeltilmiştir. FK

Reklam

8 YORUMLAR

  1. İnsanlar dinini yaşayacak elbette fakat müslümanlar da şunu anlamak zorundadır. Bu çağda hayatı düzenlemek için Tanrı’nın insana verdiği akıl ve mantığı kullanmak zorundadır. Peygamber’imiz bile bazen getirdiği düzenlemeleri gelişen olaylara göre yenilemiştir. Aradan 1400 yıl geçmesine rağmen herşeyi dine uydurmaya çalışırsak düşmanlarımız o din üzerinden bizi dizayn ederde biz bunu anlayamayız bile. Tanrı hepimizi korusun.

  2. Fehmi abi sizi cani gönülden tebrik ediyorum. Malesef insanlık cahiliye dönemine doğru geri gidiyor. İnsanlar birbirine karşı hoşgörüyü yitirdiler, menfaat mevki peşinde koşanlar birbirleriyle yarışırcasına türedide türedi..
    İnsanlar gerçekleri konuşup yazamaz hale geldiler. Hakkı savunamayan, birilerine köle olanların cahiliye dönemindeki kölelerden bir farkları kalmadı.
    Asrın kölelerine inat sizi cani gönülden tekrar tebrik ederim..

  3. Fehmi bey,size yapılanı bize yapıyorsunuz!dün “şeyh pir” yazınızın altına bir yorum bırakmıştım bugün almışsınız,yorumun içeriğinde küfür hakaret yoktu!
    Şimdi soruyorum neden? Siz küçük bir yoruma tahammül edemiyormusunuz? Yoksa ettirmiyorlarmı? Bu vahim durumda nasıl kurtuluruz?

  4. Haram aylar bu gun oldugu gibi zaman zamam uygulanmamistir ancak son elci muhammadin teblig ettigi islam ile degil yeryuzu ve gok yuzu (dunya)yaratildigindan beri var olan allahin koydugu bir kuraldir.

  5. fehmi bey islam dünyasında dücünce fikir farkları cok fazla.2016 ramazan bayramı iki farklı tarihde kutlayacagız. 2012 kurban bayramı üc farklı tarih başlamıştı.bugün nasa 5 yıl önce fırlatdıgı juno uydusunu 870.milyon km. uzaklıkdaki jupiter gezegeni yörüngesine hic şaşmadan -ki yarım saat fark olsa uydu kaybolacaktı- sabitledi. dünya nın uydusu ay göründü görünmedi ki bir hafta hava bulutlu olsa olurmu olur.çok çok düşünmek gerekli.

  6. Fehmi Bey iyi Bayramlar diliyorum. Yazınız çok değerli , müslümanı müslümana kırdırma aldı başını gidiyor.. Yabancı stratrjistlerin senaryoları.. Müslümanlığın doğmasına sebep halkın çoğu yokluk ve sefalet içindeydi vahşi bir insan topluluğunu insanlaştırma hareketiydi başarılı oldu.. Çağımız toplu üretim ve tüketim meçburiyetlerinde.Sisteme uygun üretime uygun felsefeler geliştirmeden huzur gelmez diye düşünüyorum..

Yoruma kapalı.