Ben hâlâ Nisan ayında yapılan “Darbe olacak” uyarısının peşindeyim

42
Ennis Esmer gazeteyi birlikte kurtardığı kadrosuyla birlikte..
Reklam

Ennis Esmer ismini işittiniz mi?

Şu sıralarda Red Oaks adlı dizide Nash karakterini başarıyla canlandırıyor. O kadar başarılı ki, hiç âdetim olmadığı halde, dizide oynayan sıradan biri demeyip kim olduğunu öğrenmeye kalkınca karşıma bu isim çıktı: Ennis Esmer

Kanada aksanıyla konuşan Amerikalı bir tipi canlandırmasına rağmen ne kadar bizden kokuyor o isim değil mi?

Öyleymiş zaten…

Ankara’da doğmuş. Kanada’ya üç yaşında göç etmiş. Orada büyümüş bir aktör.

Çok sayıda filmde, ondan da çok sayıda dizide oynamış…

Merak bu ya, “Bir de filmde izleyeyim” deyince ve filmin konusu da bir yerel gazetede geçiyor ve Ennis kardeşimiz batmak üzere olan 90 yıllık gazeteyi kurtarmaya çalışan genç gazeteci rolünü oynuyorsa…

Bana oturup ‘Big News from Grand Rock’ filmini izlemek düştü.

Reklam
Ennis Esmer, Ankaralı hemşehrimiz Hollywood'ta..
Ennis Esmer, Ankaralı hemşehrimiz Hollywood’ta..
Asparagasın şahı

Satış ve reklâm geliri dibe vurunca ne yapabilir gazetenin sahibi; onu kapatıp işgal ettiği binayı satmaktan başka?

Hayatında gazetecilik dışında bir iş yapmamış, üstelik çalışma arkadaşlarını kurtarması gerektiğine de inanan bizim Ennis (filmdeki adı Leonard) çareyi ‘asparagas’ta bulur…

Okur kitlesinde heyecan uyandıracak ve gazeteyle bağlarını yenileme arzusu uyandıracak haberler…

İlham kaynağı da film kiralayan birinin kendisine temin ettiği ilginç konulu filmlerdir…

Gerisini anlatmayayım; bir yerlerde karşınıza çıkar, bende özetini okuduğunuzu unutur, “Ben bu filmi görmüştüm, ama ne zaman, nerde?” merakına düşersiniz…

Ben dün akşam Ennis kardeşimi filmde izlerken o hisse kapıldım çünkü.

Neyse. Bugünkü konum filmler, artistler değil. Daha ciddi bir konumuz var, birkaç gün öncesine dayanan…

“Hayatımda her türlüsüyle karşılaştım, ama kendi başarısını üstlenmekten çekinen, bundan âdeta utanan bir gazeteciyle hiç karşılaşmamıştım” dediğim bir örnek olaya değinmiştim.

Reklam
Darbe konusunda uyarılmışız

Türkiye gazetesinde yazan bir meslektaş, 15 Temmuz darbesinden aylar önce (açık tarihlerini de vereyim: 2 ve 21 Nisan 2016’da) kaleme aldığı iki yazıda, şimdilerde FETÖ diye anılan yapılanmanın bir ‘askeri darbe’ planladığını açık seçik yazmış…

İlk yazısının başlığı şu: ‘Cemaat’in ‘hususileri’ darbe için Ankara’da toplandı.’

Herhalde irkilmişsinizdir…

O zaman ikinci yazının başlığını da okuyun: ‘Cemaatçi askerlere son uyarı: Tavuk ‘tar’da sayılır!’

Uyarı da uyarı ha. Okuyalım:

“Tekrar cemaatçi kripto askerleri uyarıyorum. /Devlet ve komuta kademesi her şeyi biliyor ve suç işlemeye teşebbüs etmenizi bekliyor. / Hayır, kimsenin; ne Devletin ne de TSK’nın bu olası kalkışmadan çekindiği yok. /Sadece ister soru çalarak ve sınav yolsuzluğuyla, ister normal yollarla girdiği hâlde devşirilerek kriptolaştırılan bu insanlar sonuçta vatanın evlatları. TSK’nın emek vererek yatırım yaptığı, yetiştirdiği asker ve subaylar. / Eğer bu akıl dışı hezeyanlara kulak verdikleri takdirde kendilerine yazık edecekler. / Ama en çok korktuğum da bu sıkışmışlıkla orduda intihar vakaları olabileceği.”

Daha şimdiden 20’in üzerine çıktığı söylenen ‘cezaevlerinde intihar’ vak’alarına kadar her şeyi bilmiş bu meslektaş…

Hem de meydana gelmesinden üç-dört ay önce…

Keşke zamanında bu yazıları fark edip ben de böyle uyarı ağırlıklı yazılar yazsaydım; yazsaydım şimdilerde tavus kuşu gibi herkese o yazılarımı hatırlatarak övünürdüm…

Ne çare, o yazıları zamanında okumamış olduğum gibi, arşivden bulup çıkaran da ben değilim. Mensupları “Darbenin olacağını biliyormuş gibi yazılar yazmış, TV’lerde konuşmuşsun, nereden biliyordun?” türü sorulara muhatap olan bir gazetenin (Cumhuriyet), Ergenekon sürecinde “Gülen aleyhinde kitap yazmaya teşebbüs edersin ha, gir içeri” diye cezaevine atılmış bir mensubu (Ahmet Şık) “Bakın, esas yandaş bir yazar darbeyi biliyormuş” diye bilinir kıldı bu iki yazıyı…

Ben oradan alıp buraya taşıdım.

Nostradamus: Yüzlerce yıl önceden Trump'ın geleceğini bildiği konuşuluyor..
Nostradamus: Yüzlerce yıl önceden Trump’ın geleceğini bildiği konuşuluyor..

Ancak ‘Nostradamus’ benzeri yazıları kaleme alan meslektaş hiç mutlu olmadı. Ağzımızın payını vermeye bile kalktı.

İnsan, hele bir gazeteciyse, övünebileceği bir başarı yakalayınca saklamayı değil onu herkesin gözüne sokmayı sever…

Cumhuriyet’te yayımlanmış hatırlatma yazısının değil de, bir internet sitesinde (burası oluyor) çıkan bir yazının yazarı olarak yaygın dolanım kazandırdığım için ben etrafta övünüp duruyorum da, o hâlâ sevincini gösteremiyor.

Mahviyetkâr bir arkadaş…

Dünkü yazısında da mahçupça bir tavrı var.

Acele Ümit Akdemir aranıyor

Yeni bir boyut eklemiş ama; “Darbenin olacağını Kılıçdaroğlu’ndan öğrendim” başlıklı yazısında…

Önceki iki yazısının da kaynağı olan Ümit Akdemir bunu söyleyen…

Eski bir Cemaat mensubu; ‘FETÖ’ye doğru gidildiğini fark edince örgütten kopmuş… Yazar arkadaşımıza ‘ilham perisi’ görevini üstlenmiş.

Darbeye ilişkin ilk haberleri daha Şubat ayında almaya başlamış Ümit Akdemir; eskiden tanıdığı ‘örgütün öndegelen adamlarından biri’ ile karşılaşınca… Şunları söylemiş o kişi:

“Önce MHP’yi ele geçireceğiz, sonra da CHP sokaklara dökülün çağrısı yapacak. Arkasından koşullar oluşunca da Hanya’yı Konya’yı göreceksiniz…

Eh, bunlarla ilgili gelişmeler yaşandığına, MHP’de liderliğe karşı hareketlenme başladığına, Karadeniz’de konvoyuna ateş açılan CHP lideri ‘sokağa çıkın’ anlamına gelen açıklamalar yaptığına göre…

Vay be!

Gerçek Nostradamus bu yazıların yazarı değil, ona bunları anlatan Ümit Akdemir

Her şeyi bilen adam o…

Meslektaş başarıyı üzerine almak istemiyor. Bu durumda merakımızı giderici yeni açıklamalar için ‘ilham perisi’ Ümit Akdemir’e başvurmaktan başka çaremiz yok.

Önce, ne yalan söyleyeyim, biraz da Ennis Esmer’in canlandırdığı ‘asparagasçı gazeteci’ tipinin etkisinde kalarak, “Böyle biri gerçekten var mıdır?” kuşkusuna düştüm; öyle ya olsa çoktan TV ekranlarında görürdük diye…

Sonra ‘asparagasçılığın’ yazar meslektaş üzerine oturmadığını fark ettim. Yapmaz.

Mutlaka öyle biri olmalı.

Konuyu ele alan başkaları “Komisyon bu yazara da sormalı” teklifini yapıyorlar. İsterse çağırır sorar Komisyon; ama burada önemli olan kişi ‘ilham perisi’; yani Ümit Akdemir

Herhalde bilgisine başvurulması gereken kişi o.

Vaktiyle içinde yer aldığı ‘örgütü’ iyi tanıdığı için…

Ümit Akdemir’in anlatacaklarını çok merak ediyorum.

ΩΩΩΩ

Reklam

42 YORUMLAR

  1. Haklı olmak ile haklı çıkmak arasında küçük bir nüans var,darbe söylemleri vardı ve bunu kimin ne amaçla organize ettiği bir çok tahlil vardı ve hepsi de haklı çıktı.
    Özelli FETÖ’ye yakın yazar ve gazetecilerin yazdığı yazılara,attığı twitlere bakarsanız buna hazırdılar.
    Tabi ki devlette hazırdı ve Ağustos 16 YAŞ toplantısında da tespit edilen bu darbe hazırlığında olan kişiler ordudan ihraç edileceklerdi.
    Bunları darbe olmadan önceki konuşmalarında,yazışmalarında açıkça söylemişler,isteyen araştırıp bulabilir,devlet darbe olacağını ve kimin yapacağını tahmin ediyordu,gerekli tedbiri almaya hazırdı ve YAŞ ile atılacaklardı,bunu fark ettikleri için acel acele darbe yapmaya kalkıştılar ama özellikle ‘pısar,korkar,haraket etmez beklentisi içinde oldukları muhafazakar kesimin bu kadar kesin ve korkusuzca Erdoğan’ın arkasında duracaklarını,ölümü göze alacaklarını tahmin etmiyorlardı.
    Kerim Balcı’nın ekrandaki şok hali işte bu sebepleydi.

  2. TSK icini cok iyi bilen Genelkurmay Eski Istihbarat Daire Baskani emekli Korgenaral Ismail Hakki Pekin (ayni zamanda Dogu Perincek’in Isci/Vatan Partisi baskan yardimcisi), Haberturk’ten Balcicek Ilter’e verdigi asagidaki roportajda basarisiz darbe girisiminin 3 ayagi oldugunu bunun birsinin cemaatci subaylar oldugunu belirtiyor. Kose yazilari, yetkililerin aciklamalari ve diger yorumlarda diger iki grup gormezden gelinerek darbeye karisanlarin sadece bir kismi (feto) israrla nazara verilip diger darbeciler iskalaniyor.

    http://www.haberturk.com/gundem/haber/1268376-bu-darbeyi-yapanlarin-tamami-fethullahci-degil

    241 sehidimizin kaninin yerde kalmamasi icin darbe sorusturmasinda tum sorular sorulmali, akillaradaki tum supheler giderilmeli, darbeyi aydinlatacagi dusunulen herkesin ifadesi alinmali ve tum bu bilgiler seffaf bir sekilde kamuyla paylasilmalidir.

  3. ABD için 11 Eylül neyse bizim içinde 15 Temmuz o dur. Bu meşhur söz başbakana ait ve herşeyi tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Anlamak isteyen anlar

  4. size bir soru;darbe başarılı olsaydı şu anki darbe kadar kıyım olur muydu? akp ye iki dönem oy veren biri olarak soruyorum. son zamanlardaki duam şu oluyor; Allah’ım hak ettiğimiz gibi değil bize hayırlı kılacağın yöneticiler nasip et diye. haksız mıyım. zira her alşam tv haberlerini izlerken kıyılan canların, ailesiz bırakılan evlatların gamı kederi toplum olarak bu dünyanın ne lezzetini bıraktı, ne de yaşam zevkini değerli kılıyor. buan sebep kim ise dileğim o ki tez zamanda yaratan tarafından mazlumların ahının sonucuna uğrayalar

  5. Artık belkide… “Yakında büyük fitneler olacak, o fitnelerde (yerinde) oturanlar ayaktakilerden, ayaktakiler yürüyenlerden, yürüyenler koşanlardan, daha hayırlı olacaklar. Kim o fitne içinde bulunmuş olursa, ondan uzak dursun. O zaman bir iltica yeri, sığınacak mekan bulursa ona sığınsın.”(Sahihu’l-Buhari) Demem o ki: At izi, İt izine karıştı! Bu şarkı burada bitmez! Lawrence’ler bir gün yine tanınır! tanınır da; ama orada ama burada,
    boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan hakkını alır! Vesselam!

  6. Herkese iyi akşamlar. Benim acizane bir iki sorum olacak.1. Hani fetonun başi CİA ajani ya. 15 Temmuz darbe teşebbüsü bana göre sanki çocuklar oyun oyniyor sadece silahlar gerçek!(keşke onlarda oyunçak olsaidi) Peki CİA bu kadar beceriksiz bir adamla nasil iş yapabiliyor?

    2. Fetocular herşeyi o kadar güzel organize edip en ince ayrıntılarına kadar teffarutli bir şekilde yaparak büyüdüklerini en yetkili ağızlardan hergün duyuyoruz,ve bu kadar tahsilli kültürlü insanlar nasıl olurda tavuk gibi tarda avlanirlar? Hale hele koskoca Türk devletini yönetenleri 11sene sinsice kandırıp de milletten özür ve af dilletecek bir örgüte ne olduki aniden tavuk gibi avlandilar? Hemde başları CİA ajani olmasına rağmen? 3. Bu soruyu ben bir örnek kendimden varerek sormak istiyorum 47 yaşindan sonra İngilizce okuma ve konuşmayi kendi çabala öğrendim fakat yazmayi pek beceremem. Şimdi bana soruların cevabını verseler üniversiteyi kazansam nasıl bitire bilirim? Askeri okullara soru çalarak giren birisi nasıl başarılı olabilir? Ben şahsen askeriyeyi iyi bildiğim için bunda başari olasiliği sifirdir.Lütfen birisi bu sorulara mantikli bir cevap verirse sevinirim.Eğer yukardaki sorularıma mantikli cevap veren olmasa, ben bu darbenin feticular tarafindan yaptiğina inanmiyorum ve benim vatanimi bu hallere kimler getirio insanlari hem içerde hem dişarda bölüp parçaladi iseler onlara hakkımı helal etmiyorum. Hoşca kalin.

  7. Sayın KORU ve yorumcular acaba hangi coğrafyada yaşıyor anlamakta güçlük çekiyorum. Rasim Ozan KÜTAHYALI , Hüseyin GÜLERCE ve Fuat UĞUR dan başka yabancı yayınlarda da olası bir darbe kalkışmasından bahsedilmişti. Bağdat taki sağır sultanın bile duyduğu olası darbe kalkınmasını yalnızca Fuat UĞUR üzerinden tartışmak nasıl iştir anlamadım.

    Cumhurbaşkanı yalnız kaldığını bas bas bağırıyor. Yaşta çok ciddi bir tasviye hazırlığı yapılmış. Genelkurmay KÜTAHYALI’ nın iddiaları için kesinlikle böyle birşey olamaz demiş ve dava açmış. Hücre tipi örgütlenme ile orduya sızmış olan personelin sayısını kim tahmin edebilir. Olası kalkışma konuşuldu yazıldı çizildi. Ama ordu içindeki fetöcülerin sayısının bu kadar çok olabileceğini ve kalkışmanın bu boyutta olabileceğini kimse tahmin edemedi. GÜLERCE de UĞUR da, KÜTAHYALI da küçük bir grubun kamikaze hareketi olur anlamında ifade ettiler. Diyelim küçük bir grubun kamikaze hareketi Hükümet tarafından bekleniyordu. Kim yada kimler olduğu bilinmeyen kamikazeciler için ne yapılabilir. Yaş ta tasviye zaten hazır.

    Fuat UĞUR un yazılarından yola çıkarak ” darbeye yol verildi , şehitlerin vebali Hükümetindir” şeklindeki yorumlar en nazik ifade ile kötü niyetlidir. Sayın KORU gri hücreleri keskin militanların harcı alem degerlendirmelerini tekrarlamak için yoruyorsunuz.

  8. YASI rumuzlu yorumcu mağdurların bir kısmının fg ye bağlı olmadığını hele o bedduadan sonra hiç mi hiç olmadığıni temin edebilirim. Bankasya vb kriterler üzerinden yola çıkınca mağdurlar oluştu. Birçok kriter yanlış gözden geçirilmiş sanırım. Birçok yanlışı toplayinca bir doğru etmiyor. Sanki mağdurum diyen herkes fg baglisi gibi bir şey sezdim yazinizda. Başka kaynaklar da okuyun. Kriter taramalarinin kurum amirleri tarafından yapıldığını göz önüne alınca nasıl mağduriyet oluştuğu biraz anlaşılıyor sanırım. Anladığım kadarıyla bu kriterler ihbarlara delil olsun diye konuldu. Zira bankasyaya belli bir zamandan sonra para yatiran denilmesine rağmen neden hesabı açık unutan yada az parası olan gitti?

  9. Darbeye kalkışmanın, anayasayı çiğnemenin ne demokraside ne de medeni toplumlarda yeri var. Sanıyorum bu konuda hepimiz hemfikiriz. Yetkililer ne zaman darbe haberini aldılar ve karşılığında hangi tedbirlere basvurdular konusuda önemli. Yetkililere güvenmek iyi ama bilerek, kontrol ederek güvenmek daha iyi. Darbe günü olanlar konusunda kafamda bir çok soru işaretleri var. Bazı yorumcular yetkililerin söylediklerine inanıyor ve benim gibi kafasında soru işareti olanlarıda ikna etmeye çalışıyor. Ama ben sayın Koru gibi aklını kullanarak gerçekleri arayan gazetecilere inanmayı tercih ederim. Bu anlamda konuya tekrar döndüğü için sayın Koru’ya çok teşekkürler.

  10. Fuat Uğur un 24.03.2016 tarihli yazısından alıntı:
    ASIL ÖNEMLİ MESAJ NEREDE GİZLİ?

    Ancak konuştuğum eski cemaatçi dostum bu sırada araya girip “Asıl önemli noktayı atlama” diye uyardı beni. Neydi ki o asıl önemli nokta?
    “Bilmemen normal. Çünkü bu türden şekil özelliklerini ancak bizler fark edebiliriz. Adamın beddua seansı sırasında üzerine giydiği kıyafete dikkat ettin mi?”
    “Hatırlamıyorum ama şimdi girip bakarım”
    “Boşuna zahmet etme, ben söyleyeyim. Yeşil bir cübbe giymiş. Neden önemli bu diye soracaksın. Hemen açıklayayım. Gülen’in en büyük hayali halife olmaktı. Hatta ilan etmek için 2016 yılını hedeflemişti de ABD’li kukla oynatıcıları buna darbeyi öne çekmesi için baskı yapmışlardı. Gülen inat ediyordu şartlar uygun değil, darbeyi yapabilmek için yeterli gücümüz yok diye. Ama patronları daha önceden Fil Terbiyecisi yöntemiyle hizaya getirdikleri için kısa sürede diz çökmüş ve istediklerini yapmayı kabul etmişti. Görüleceği üzere sonuç ortada. Hepsinde başarısız oldu. Ancak hâlâ halüsinasyon görmekte ve halife olacağına, Türkiye’de iktidara geleceğine inanmakta. İşte bu yeşil cübbe onun halifeliğini ilan ettiğinin göstergesi.”
    İyi de kendi kendine gelin güvey olmuyor mu?

  11. “Hamza Akyol” isimli yorumcunun yorumunda şöyle bir cümle var:

    “devlet kurumlarının herşeyi bildiği, onların harekete geçmesini beklediği, harekete geçtiğinde onlara cezalarının vereceği ve hatta intiharlar vakalarının da olacağı…”

    Devlet kurumları her şeyi bilecek,harekete geçsinler de onların haddini bildireyim diyecek öyle mi?

    O gece halk harekete geçmese bu darbenin önüne geçilebilir miydi? Devlet kurumlarının, gece yarısı halkın sokağa dökülebileceği konusunda bir garantisi var mıydı?

    Darbeciler kabak gibi ortada. Bazıları hala, bu bir senaryo diyorlarsa, bu onların sorunu. Onları, sorularıyla ve sorunlarıyla baş başa bırakırız. Bu konuda Türk halkının zerre kadar şüphesi yok.

    • Bekir bey, kafanızdaki önyargıyı atarsanız öncelikle okuduğunuzu anlarsınız, yazılanı doğru anlarsak, anlaşmamız daha kolay olur.

      Belirttiğiniz, yazımdaki ifadeler benim değil, Fuat uğur denilen yazarın Nisan 2016’da yazdığı makalesindeki ifadeler. Tekrar yazmama gerek yok galiba. bu kısımda anlaşmışızdır.

      Şimdi, Fuat Uğurlu denilen şahsın 2016 Nisanında, (yani 15 temmuzdan 3 ay önce) yazdığı yazıyı kelimesi kelimesine fehmi korunun üstteki yazısından alarak buraya kopyalıyorum.

      “Tekrar cemaatçi kripto askerleri uyarıyorum. /Devlet ve komuta kademesi her şeyi biliyor ve suç işlemeye teşebbüs etmenizi bekliyor. / Hayır, kimsenin; ne Devletin ne de TSK’nın bu olası kalkışmadan çekindiği yok. /Sadece ister soru çalarak ve sınav yolsuzluğuyla, ister normal yollarla girdiği hâlde devşirilerek kriptolaştırılan bu insanlar sonuçta vatanın evlatları. TSK’nın emek vererek yatırım yaptığı, yetiştirdiği asker ve subaylar. / Eğer bu akıl dışı hezeyanlara kulak verdikleri takdirde kendilerine yazık edecekler. / Ama en çok korktuğum da bu sıkışmışlıkla orduda intihar vakaları olabileceği.”

      Fuat uğur isimli yazar tarafından nisan ayında yazılmış bu ifadelere anlatın siz devletin suç işlenmesini beklemeyeceğini. Biraz zor olacak anlatmak ama, siz yine de bir deneyin.

      • Hamza bey, sizin yazınızdan tırnak içinde aktardığım ifadelerin size ait olmadığı belli bir şey. Ben bunu iddia etmedim.

        Ancak siz o ifadelerin doğru olduğuna inanıyorsunuz, o ifadeleri yazınıza dayanak yapıyorsunuz. Yani başkasından alıntıyla da olsa, devlet her şeyi biliyordu, sırf kamuda tasfiye yapmak için darbeye göz yumdu diyorsunuz. Fuat Uğur’un ifadelerinin doğru olduğuna kanaat getirerek bir yorumda bulunuyorsunuz. Görüşlerinize, şüphelerinize onun sözlerini delil getiriyorsunuz. Dolayısı ile o sözlerin size ait olup olmamasının da bir anlamı kalmıyor.

        Halbuki F.Beyin linkini verdiği yazıda F.Uğur, Michael Rubin isimli ABD’li şahsın “Türkiyede darbe olacak” dediğini de aktarıyor. Fehmi Bey’in Fuat Uğur’un yazısı üzerinde ısrarla dururken Rubin’in
        sözlerine hiç değinmemesi bir eksikliktir. 26.Mart 2016 tarihli gazetelerdeki haber şöyle:

        “ABD’nin önde gelen “neocon” düşünürlerinden, Bush döneminde Pentagon’da Ortadoğu danışmanlığı da yapmış ve bölgeyi yakından tanıyan Michael Rubin, Türkiye’de askeri darbe olasılığının yüksek olduğunu savundu. ”

        Demek ki,aynı iddia bir ABD’li tarafından da dile getirilmiş. Ayrıca 17/25 Aralıktan önce de bir ABD düşünce kuruluşunda “Türkiye’de darbe olasılığı %50 “şeklind bir şeyler söylendiği basında çok yazılıp
        çizilmiş ve tartışılmıştı.

        Öte yandan MİT’e 15-16 civarında (rakam yanlış aklımda kalmadıysa) darbe ihbarı geldiği ve hepsinin asılsız çıktığı, 15 Temmuz’da MİT’e yapılan ihbarın da bu sebeple Cumhurbaşkanı ve Başbakana bildirilmediği de basında yazıldı.

        Hülasa benim anladığım, Devlet’in gözü FETÖ’nün üzerindeymiş. Ancak her şeye rağmen, Amerikalı Rubin’in sözlerine,Fuat Uğur’un yazısına rağmen, bu çağda hiç kimsenin Türkiye’de bir darbeye cesaret edemeyeceği düşünülmüş olmalı.

        Esasen sadece devlet adamlarının değil, yazarların, siyasetçilerin, sivil toplum önderlerinin tamamının bu darbe girişimine çok şaşırdığına, tüm toplumun adeta bir şok geçirdidine hepimiz şahit
        olduk.

        15 Temmuz Gecesi Cumhurbaşkanı’nın her halinden asla böyle bir girişim beklemediği belli idi.

        • Yani şunu mu söylüyorsunuz. “Fuat uğur bu yazıyı yazdı. ama aslında doğru değildi” mi diyorsunuz? Ne diyorsunuz. O zaman darbe girişimini nereye koyacağız. intihar ettiği iddia edilen kişileri nereye koyacağız. Birebir yazı ile örtüşüyor. Ayrıca darbeyi bilmesi gerekip de cumhurbaşkanına ve başbakana haber vermeyen insanların hala görevlerini sürdürmesini nasıl açıklayacağız. Başkasına açıklamaktan bahsetmiyorum. kendimize nasıl açıklıyacağız. içinize siniyor mu? Onun dışında yazdıklarınız hikaye. oysa bunlar gerçek. kimsenin inkar edemiyeceği gerçekler. hikayelere cevap aramak yerine gerçeklere cevap arasanız nasıl olur? Cumhurbaşkanının girişim beklemediğini hangi halinden anladınız bilmiyorum. bu subjektif değerlendirme. Ancak yazarın 3 ay önceki yazıları ve darbe girişimi, darbe girişimi sonrası intihar ettiği iddia edilen 20 kişi, ve darbeyi cumhurbaşkanına ve başbakana bile haber vermeyen buna rağmen görevinin başında olan kişiler subjektif değil, objektif durum.

  12. Bir gün gerçekleri öğrenirsek. ..(Bütün iddaların. ..gerçek olduğu. ..darbenin bilindiği )bütün gücüyle iktidar i savunan..yazarlar. .normal vatandaş lar…ne diyecek. .bunca insana yaşayana ölene. ..nasıl hellallesecek. .yok eğer iktidar haklı çıkarsa. ..yinede bunca insana yaşattiklarini nasıl izah edecek…mağdur yok diyip gerçeklerden kaçılir mi..(Sahi ne oldu Valilik teki dilekçeler)…daha yazacak çok şey var ama…son olarak daha önceki yazinizla kafamda hep şu soru dolaşıyor. .o gece..bir kişinin bile burnu kanamasaydi. .bunca insana bunlar yapılabilir miydi. ..Sonuç hiç kimsenin bunları bana yaşatmaya hakkı yok…hele hele oyumla desdekledigim guvendigim adaleti gözetmekemekle yükümlü (hem bu dünyada hem ukbada)olan bir iktidar in hiç…..

  13. ben darbe konusunda uyarılmışız demezdim de darbe konusunda uyarılmışlar derdim. zira uyarıyı onlara yapmış. yine de bildiklerini okudular. maalesef bir kısım kimselerin iradesi kendi ellerinde olmadığından seçenekleri de yoktur. boşu boşuna ölür ya da öldürürler.
    bizim en büyük sorunumuz zaten muhalefet sorunu. chp genel başkanı bir paragrafta en az 5 kez liyakat diyor ben de naçizane soruyorum kendisine

    mesela 6 , 7 seçim kaybetmiş bir genel başkanın hala koltuğunda oturması liyakata sığar mı…

    türkiyenin en öncelikli meselesi güvenliğidir.. pkk -pyd aynı örgütün iki farklı yapılanması iken kendileride bunu saklamıyor iken chp önce genel başkan yardımcıları düzeyinde İngilterelerde pyd terör örgütü değildir açıklaması yapmıştır. sonra aynı beyan genel başkan düzeyinde bir tv programında yapılmıştır. şimdi bu liyakata sığar mı

    hdp yöneticileri ve bazı milletvekilleri özerklik, özerk yönetim, hatta bağımsızlık demeçleri vermiş bu milletten toprak istemiş ve bunu silahla yapmaya kalkanları maddi manevi içerde dışarıda gizli aleni desteklemiştir. kendi halkına kendi seçmenine enağır şekilde ihanet etmiştir. 6 milyon oydan 600 ü ya kalmıştır ya kalmamamıştır. bunun da ölün öldürün çağrısına 60ı ya katılıyor ya katılmıyor. kendi seçmeni arkasında durmazken onları savunmak Atatürkün partisine mi kalmıştır. kürt halkı onlara kalmadı. çözüm için vatansever halksever muhataplar bulunur. onları muhattap almakta ısrar mıdır liyakat…

    terörist cenazeleri meselesine hiç girmiyorum.

    AB hiç durmadan terör üzerinden bize saldırıyor. yeni dünya düzeni terör üzerinden şekillendiriliyor. bu tutuma ne cevap veriyor chp. susmak mıdır liyakat

    fehmi beyin yorumunda geçen yorumuma neden olan bölüme gelince
    ”MHP yi ele geçireceğiz CHP de halkı sokağa dökecek” çağrıları başlamadı mı. direnme hakkı falan. akp ye oy devşirecekler. sokağa küçük kitleler çıktı mı büyük kitleler otoriteye sarılırlar. cumhuriyet mitingleri ve gezi saldırıları akpye oy olarak gitti. her ne kadar bizim insanımız sağduyu sahibi ise de kitleleri sokağa yönlendirmek çok tehlikelidir iç ve dış şer güçleri durumu provoke edecektir. bundan en fazla zarar görecek yine chp olacaktır. oysa bizim aklı selim muhalefet partilerine ihtiyacımız var. ama yok savrulacak yer arıyorlar. bu mudur liyakat.

    aslında çok ağır şeyler var söyleyecek ama ama söylemek bazı şeylerin önüne geçmiyor maalesef. ben Atatürkün partisinin genel çoğunluğunun ve seçmeninin sağduyusuna güveniyorum.

  14. Geliştirilmiş enson görüntüleme teknikleriyle, çıplak olan kralın, içi de görünecek. Cin şişeden çıktı, dev uyandı ve maymunun gözü açıldı. Darbe girişimcilerden “Feto” hal-i pürmelali malum olduğu gibi, 15 temmuz bileşkesini ve kullanılışlı sonrasını oluşturan bileşenler de iyot gibi açığa çıkacaktır.

    Daha da önemlisi 2004″ten beri resmi ve gayri resmi kanallardan deklare edilen “Feto tehlikesi”ne duvarolmanın sebebi ve ustaları da mutlaka kadraja girecektir.

    Cevapsız onca önemli soru “havada” asılı kalırken, uygularda yaşanan fahiş hatalar ve büyük çelişkiler(örnekleme için müstakil bir yazı gerek!) Akla ziyan açıklamalar(“enişte”, ayarsız saatler..tutarsız ifadeler…)

    Benimkisi de,fazla iyimserlik galiba.. Bağımsız olmayan yargı, parmaklar üzerinde ki yasama, robot icra, çoğunluğu bağımlı, geriye kalanlar korkuya esir kamuoyu, %90″ı Saray yönünde güdümlü Medi(h)a, dinmek bilmeyen, kin, öfke, intikam güdüsünün giderek artan etkisiyle, merhamet, insaf, vicdani sorumluluk ve benzeri manevi duyguların öne çıkamayışıyla, vatan ve milletin aali menfaatlerinin gözardı edilişi acı gerçekleri heyula gibi ortada boy verirken iymser olmak belkide ilerlemiş yaşımın bana azizliğidir.

    Ümidimiz dünyevi, değil, uhrevidir. Unutulmasın “ALLAH(cc) İMHAL(mühlet verme) EDER AMMA, İHMAL ETMEZ.”

    • Bugün fox tv de eski bir sanık askeri hakim çıktı.lafın bir yerinde siyasetin yapılan bu işlerdeki cezasını (ergenekon balyoz vs) oy vermemekle yeterli olduğunu tüm sorumluluğun yapıya ait olduğunu söyledi bu arada Davaların başsavcılarıyla görüştüğünü kendisi gibi eski mağdurlar olduğunu söyledi .şimdide fenerbahçe için Avrupaya tanık olarak gittiğini söyledi..bir dönemin mağduru askeri hakim kısaca diyorki bizi içeri atanlar içerde şimdi yetmez ama diyor bu kişiye soruyorum bizim gibi sadece sendika üyesi olan öğretmenlerin atılmasıyla da ilgili iki cümlen yok mu eyy ahmet zeki …bir hukukçu olarak bizim de mağduriyetimize bir el atsa hak her yerde haktır ..aziz yıldırım kadar önemli değiliz tabi.kimin ne hesabı var belli aslında filler tepinir çimenler ezilir.ben hesabımı ahirete bıraktım …dünyada ne olur bilemem Allah büyük…not:öğrenciliğimde geri ödemeli öğrenim kredisi ile binbir zorlukla okumuş kimseden yardım burs vs almamış anasının köyde sattığı süt ve yoğurtla ayakta durmaya çalışmış dört erkek çocuktan biriyim..çocukluk çile gençlik çile çile bülbülüm çile..

  15. Fehmi Bey, meş’um darbe girişiminden sonra benim de çok severek okuduğum ‘Bir Darbenin Anatomisi/Yılmaz Öztuna’ adlı kitabı tavsiye etmişti. Acaba sayın Koru ‘Kurtlar Kanunu/Kemal Tahir’ okumamızı tavsiye eder mi? Olan biteni daha iyi anlamamız için.
    ‘Kurtlukta düşeni yemek kanundur!’ Kemal Tahir :))

  16. “bekir” isimli yorumcu. darbe girişimi ile ilgili kafamda oturmayan yığınla soru var. senin yoksa, o senin sorunun. ama gerçekten bu bir sorun. Yoksa normal bir insanın ülke açısından çok önemli bir olay hakkında soru sormaması mümkün değil. Soru soran insanlara “fetullahçı” yaftası yapıştırmaya çalışmak da neyin nesi? Eğer olaylar hakkında bir düşüncen varsa, onu yaz, bizim de kafamızdaki soruların cevaplandırılmasına katkın olur. Yoksa, insanları yaftalama gayretinden vazgeç.
    Bu işin bir boyutu. Bir diğer boyutu ise sayın korunun yazı tekniği hakkında bir eleştiri. Gerçekten de sayın korunun yazılarının bende uyandırdığı etki, “birşeyler söylemek istiyor ancak söyleyemiyor” ya da “bizim böyle düşünmemizi sağlamaya çalışıyor” havası. Bu hava, “bekir” isimli yorumcunun böyle bir eleştiri getirmesinin de nedeni olabilir. Oysa durum çok açık. Ben tesadüfen (tesadüfen diyorum çünkü yandexte bazı haber ve yorumları öne çıkarıyor orda bahsedilen yazarın yazısını gösteriyordu) okudum. Yazarın fehmi koruya cevaben yazdığı açıklama komik ötesi. insanları aptal yerine koyuyor demiyorum, diyemiyorum. Öylesine saçma ki. ancak böyle saçma bir yazıya sayın korunun getirdiği eleştiri, “bahsettiğin gibi bir kişi aslında yok, varsa çıksın” anlamına geliyor. Orda yazar işi chp’ye bağlamaya çalışmış. Kendisine bilgiyi aktaran kişinin chp’den bu bilgiyi aldığını söylüyor ancak, kim söylerse söylesin, ortada değişmeyen bir durum, “devlet kurumlarının herşeyi bildiği, onların harekete geçmesini beklediği, harekete geçtiğinde onlara cezalarının vereceği ve hatta intiharlar vakalarının da olacağı” bilgisi. bu bilginin kimden öğrenildiğinin önemi yok, çünkü bir tarafında burda gülenciler hakkında bilgi varken, diğer taraftan, gülencilere karşı olanlar hakkında, devlet hakkında da bir bilgi içeriyor. Devletin onların suça kalkışmasını beklediği bilgisi. Konu bu kadar açık belirtiliyor. burda, yazara bilgi veren kişinin gerçekte var olup olmadığı ya da bilgiyi nerden aldığının önemi var mı? fehmi koru niye yan yollara sapıyor anlamıyorum.

  17. Sermaye, Adil Düzene ve Erbakan’a karşı AK Partiyi ve Cemaati büyüttü. Şimdi ikisinin görevi bitti. Şimdi onları birbirine kırdırıyor. Yazdığı senaryo, olağan üstü hal hikayesi ile devam ediyor. Gülenin intihar konuşması üzerine intihar etmediler, senaryo gereği intihar ettiler.

    Türk ordusunun belki 2000 yıldan beri uyguladığı bir taktik var. Cephenin ortasında yenilmek, düşmanı sakaryaya kadar getirmek sonra da arkadan vurmak. Balyoz ve Ergenekon davaları da böyle olmuştur. Sonunda galip gelir. Olacakları gazeteciye anlatan gölge kişi sermayenin gölgesidir.

    Sermaye neden baştan böyle senaryolar çizer. Kendi ekipini böyle eğitir. Ne var ki böylece karşı tarafı da haberdar eder. Bizim işimiz üçüncü bin yıl uygarlığının gelmesi için gerekeni yapmadır. Bu oyunlar bir gün biter. Sehit olanlar şehit olurlar.

  18. Fuat Ugur un yazilarini okuyorum, hic bir sekilde darbeyi tahmin ettiginden utandigi falan yok. Fehmi Koru tutturmus da tutturmus mahviyetkar diye… Bence Fehmi Koru varsa cik bir teorisi konuyla ilgili ve korkmuyorsa yazsin… Biliyor ya da bilmiyordu ama Fuat Ugur oturmus yazmis uyarilarini…

    PS: Onceki iki yorumum neden yayinlanmadi? Kufur ya da hakaret mi vardi iceriginde? Kinadigimi tekrar vurgulamak istiyorum.

  19. Darbeyi de darbeciyi de bilemem ama yapanı da parmağı olanı da lanetliyorum. Bu süreçte en çokta kendime kızıyorum neden mi? Nede olsa hukuk devletiyiz diye düşündüğüm için, ne olacak canım ha o sendika ha bu sendika deyip sendikasına üye olmuş olduğum cemaat adı altında her türlü hainliği yapabilecek bir kıvama gelmiş örgütün gerçek yüzünü anca 15 Temmuz da görebildiğime üzülüyorum sanmayın bankasını veya bylock unu veya başka bir bağımın olduğunu dedim ya sadece nede olsa yasal deyip kağıt üstünde bir imza ile üye olup şubesinin yerini dahi nerde olduğunu bilmediğim sendikasına üyelik . Diğer tarafta ise bana tuzak kuran anayasal haktır üye olabilirsiniz diyen sonra da niye üye oldun deyip ihraç edenlere üzülüyorum, devletimin hukukuna fazla güvendiğime kızıyorum. Bundan sonrası için hiçbir cemaate gruba hükümete güvenmeden hayata tutunmaya çalışıyorum, işsiz olarak tabi çünkü ben terörist ilan edilmişim kimse de iş ver(e)mez. Develer tepinir ezilen çimler olur. Birde bütün bu olanlar sözde alnı secdeli Kur anı düstur edindiklerini söyleyenlerin döneminde gerçekleşmesi de ayrı bir tartışma konusu. Maide 8 Diyanet İşleri: Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Ayetini sadece okuyup yaşamayan bir toplum oluşumuz da acı verici bir durum. Malesef bizler sadece inanıyoruz ama yaşamıyoruz ki huzuru bir türlü elde edemiyoruz. Fehmi Bey teşekkür ediyorum çünkü darbe sonucundaki çok büyük mağduriyetleri sizler gibi zamanında mağdur olmuşlar bilir. Varsın herkesi asıp kesen bir zihniyet olsun ama ilerde yaşanan mağduriyetler dile getirildiğinde sizlerin vicdanı çok rahat olacaktır, siz değil günümüzün vicdansızları düşünsün.

  20. fehmi bey sizi taa zaman gazetesinden beri takip eden bir okurunuzum. sezgileriz güçlü bir insansınız. ancak olaya birde şöyle bakmakta fayda var. bir kere iktidarı ergenokon, balyoz, yakaomoz vs vs birçok operasyon ve sonrasında KUMPAS jargonuyla abondone ettiler. zamanında aydınlık çevresi gata’daki tezgah ve plotlarla ilgili bunca dikkat çekmesine rağmen kimse kaale almadı. kaldıki 2015 yılı yazılarında soner yalçında aynı minvalde ve dahası ”yeşil giydirilmiş gladyo”derken kimse kaale almadı. deli saçması paronoya olarak görüldü. demem oki karar vericilerin reflleksleri önce felç edildi .kamu oyu karşında sonuçları itibariyle tartişlabilecek ve çok ses getirebilecek kumpas jargonu zamanında iyi işlendi ve güven kaybedildi. birde olaydan birgün önce fransadaki katliam neki.zira köprünün üstünde tank görenleri ilk aklına gelen bu oldu.birde bu bahoz erdal işi neydi.nerden çıktı dersen. operasyona giden birçok askere ”çok önemli üst düzey pkklıya operasyon” ajitasyonu yapılmadı mı?

    fazlamı kafa karıştırdım. tekrar çıkış konumuza dönersem bizler bir önceki dikkat çeken yazılarda adam sende algısına alıştırıldıık.

  21. O yazar arkadaşın başarısını üstlenmemesi için iki sebep olabilir:
    1- Hükumet gerçekten darbe olacağını biliyordu ve buna göz yumdu, başarısız olacağından emin olduktan sonra FETÖ’ye karşı eline koz geçeceği için. (241 kişinin öldüğünü düşündükçe bu ihtimalin gerçekliğine inanmak istemiyorum) Yazar arkadaş da hükumetin bu ihtimali düşük planını ister istemez ortaya çıkarmış olduğu için hedef olmak istemiyor olabilir.
    2- Ümit Akdemir gibi bu kadar istihbarat sahibi birinin masum olamayacağına göre kendisine “neden Ümit Akdemir’le aranda böyle önemli bilgilerin paylaşılabileceği kadar derin bir ilişki var? Yoksa sen de mi kripto FETÖ’cüsün?” sorularına muhatap olmak istemiyor.

    Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun yıllardır yaptığı basiretsiz siyaseti ve Yenikapı Ruhu’ndan bir anda 180 derece dönüş yaptığını da göz önüne alırsak Ümit Akdemir’in iddialarının gerçeklik payı olabilir.

    • ” Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun yıllardır yaptığı basiretsiz siyaseti ve Yenikapı Ruhu’ndan bir anda 180 derece dönüş yaptığını da göz önüne alırsak Ümit Akdemir’in iddialarının gerçeklik payı olabilir. ”
      bu kısmı açabilir misiniz Tuğrul Bey.

    • Çok yetersiz bir “kurtarma operasyonu”.. “241 kişinin ölmesi darbe teşebbüsünün “kontrollü”olduğu savını çürütmede” nicelik olarak nekadar tutarsızsa (4kişi ölse film değişecek miydi?) Nitelik, içerik bağlamında paradoks olarak o denli düşündürücüdür. “yeni kapı”ruhu tekrar beklenmesin, kapıya on defa da vurulsa o ruh gelmez, çünkü kapı kapatılmıştır.

  22. Taha Koru Bey; ben Fehmi Koru Fuat Uğur’u “aslanların ağzına atıyor” dediğimde karşı çıkmıştınız. F.Koru’nun bu günkü yazısı tespitimi güçlendirme yolunda.

  23. Şöyle bir söylem var: Hükümet darbe hazırlıklarını biliyordu, kamuda esaslı bir tasfiye gerçekleştirmek için buna göz yumdu.

    Bu söylemin daha uçuk versiyonu şu: 15 Temmuz bir senaryodan ibarettir. Bunu F.Gülen söylüyor ve hala ona bağlılığını sürdürenler de inanıyor.

    Her yazının bir amacı olur, laf olsun diye yazılmaz. Benim kanaatime göre Fehmi Bey’in bu yazısındaki asıl amaç, Türkiye gazetesi yazarının darbeden önceden haberdar olduğunu vurgulamak değil. Bir yazar bile bildiğine göre hükümet haydi haydi bilir demek istiyor. Dolayısı ile yorumun başında ifade ettiğim “göz yumuldu” söylemini destekliyor bu yazı.

    Velakin böyle bir öngörü temelsizdir. Çünkü 15 Temmuz’da çok büyük bir badire atlattık. Böyle bir şeye göz yumulması hiç ama, hiç mümkün değildir.

    • Önceki yorumum tamamlanmadan yanlışlıkla gönderildi. Darbeye göz yummak Willhelm Tell efsanesine benzer ki şöyledir:

      “William Tell’in 14. yüzyıl başında, İsviçre’yi Avusturya boyunduruğundan kurtarmaya yardım ettiğine inanılır. İsviçre’yi, İmparator I. Albert adına yöneten Vali Gessler, düklük şapkasını Altdrof meydanında bir direğe astırır ve gelen geçenin buna selâm vermesini emreder. Tell, Gessler’in şapkasını selâmlamadığı için tutuklanır. Tell’in okçuluktaki ününden haberdar olan Gessler, Tell’in oğlunun başına konulacak bir elmayi okla vuramaması halinde ikisini de idama çarptıracağını söyler. Tell bu güç işi başarır ve oğlunu yaralamadan elmayı ikiye böler. Fakat atışı yapmadan önce eline iki ok aldığını gören dük, bunun sebebini sorunca, Tell, ikinci oku oğlunun ölmesi halide dükü öldürmek için kullanacağını söyler…”

      Kim kendi çocuğunun başındaki elmayı uzaktan okla vurmaya teşebbüs edebilir?

      Geçmişte Turgut Özal suikastı için de senaryo diyenler olmuştu.

      Göz yumuldu diyenler, tasfiye yapmak için 250 kişinin ölümüne, binlerce kişinin yaralanmasına sebep olundu algısını oluşturmak istiyorlar. Ama buna kendilerinden başka inanan çıkmaz. Çünkü olay herkesin gözü önünde cereyan etti.

      Ancak hükümetin TSK ve kamudaki Fetö mensupları hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı söylenemez. MİT’ in 2016’nın başlarında 50 bin Fetöcüyü tespit ettiği bilgileri basında çıktı. Fetö darbe yapmasaydı TSK içindeki mensupları Ağustos şurasında tasfiye edilecekti diyenler de var.

      Aslında darbenin olacağını Profesör O. Özsoy’un “Profesör olacağıma albay olsaydım” demesinden, F.Gülen’in ikide birde tehditler savurmadından anlamalıydık. Velakin buna cesaret edebileceklerini hiç kimse tahmin edemedi. Bunlar darbe yapabilir diyen olduysa da bu uçuk bir senaryodur diye değerlendirilmiş ve ciddiye alınmamış olmalı.

      Zamanın başbakanı fetöcüleri tasfiyeye zaten başlamıştı ve onların kamudan kökünün kazınması için bir 15 Temmuz yaşanması gerekmiyordu. Ancak 15 Temmuz
      tasfiyeyi hızlandırdı, daha çabuk açığa çıkmalarını kolaylaştırdı.

      Elbette keşke 15 Temmuz olmadaydı da biraz yavaş tasfiye olsalardı.

      • durumu şöyle sorgulayabilir miyiz . 17/25 ten sonra hükümet fetöcü pek çok kadroyu görevden aldı, yine fetöcü hakim ve savcılara gidip geri geldiler. zaman ve ipek kozaya operasyon yapıldı, kendini ortaya atıp kalkan olmayan kalmadı. kimse durumu ciddiye almadı. bu durumda hükümet darbeden haberdar olsa ne yapmalıydı diye sorabilir miyiz . darbe ihbarı alan bir hükümet ne yapar.
        bunlar bize darbe yapacaklar diye dert yanabilir.
        sakın darbe yapmayın diye uyarabilir.
        darbe yapacakları tespit edip eee ne yapacak???
        bütün zamanların en kanlı darbesini yapanlar tutuklu diye dünya kıyamet koparıyor. yandaşlarımız içeri alındı diye avazı çıktığı kadar bağırıyor. bunca şiddet varken yokmuş gibi davranılıyor. mağdur edebiyatı almış başını gidiyor. ( gerçekten suça bulaşmamış olan kimseleri saygıyla tenzih ederim. ) peki hükümet yüzbinlere varan darbe şüphelisini ne yapacaktı , ne yapmasına izin verilecekti…
        hükümetin haberi olduğu şaibesini değerlendirsek bile kendi halkını silahla bombayla vuracak meclisini şehirlerini bombalayacak bu denli nefret kusacak ardından kendi milletini terör örgütlerine teslim ederek kaoslar ayaklanmalar planlayacak bir darbe şeytanın aklına gelmez .hangimiz böyle bir şeyi öngörebiliriz. haberi olduğu şaibesi değerlendirilecek olsa bile gereğini yapmıştır denebilir.

    • Nafile çaba,mızrak çuvala sığmıyor yine… yandaşların yaranma çabaları, ne çuvalı büyütür, ne de mızrağı küçültür.
      Dünyanın, altın ,çizip üzerinde durduğu “öngörü temelsiz”olduğu iddiası ancak temel fıkrası ironisi olabilir. “Kontrollu kalkışma” bir yakıştırmayı aşıp, gerçeğin kesin ifadesi olmak üzeredir. Darbe teşebbüsünü araştırma komisyonu Darbeye perde olsa da açığa çıkma huyuyla, gerçeğin er veya geç karşımıza çıkması kaçınılmazdır.Güneş balçık tutmuyor, harca daha çok yalan katmalı… 246 şehidin ruhuyla beraber, çekilmez cendere yaşatılan milyonlarca ülke insanı acilen cevap bekliyor. Kaçış yok!..

      • Çok doğru söylüyorsunuz,ortada çuvala sığmayan bir mızrak var: Fetönün ve yandaşlarının mızrağı.

        Fetö yandaşlarını bu duruma düşüren 246 şehidin ruhundan başka bir şey olmasa gerektir.

        Dünyadaki halleri bu, ahiretteki hesabın daha çetin olacağı ise bilinen bir şeydir.

      • Orhan ESKİCİOĞLU, günlerdir yorumlarınızı takip ediyorum. polemiğe girmek istemiyorum ama, sürekli olarak bir şekilde mağdurların feveranı üzerinden ve darbe girişiminin üzerindeki bazı soru işaretleri nedeniyle, Kontrollü kalkışmayı (devletin bilgisi dahilinde) dolaylı olarak vurguluyorsunuz ve bugün itibariylede gerçeğin kesin ifadesi şeklinde bir kanıya ulaştırmayı ”başardınız”
        Devletin haberi varmı veya yokmu, bundan emin değilim ama, bu şekilde aşağılık bir kalkışma yaparak kendi halkını bombalayan bu ”Güruh” un ve pensilvanyada hiç bir şeyden ”haberi” hiç bir zaman olmayan iblis ruhlu adamın, ve hala daha hiç bir şeyden haberi olmayan, olamayan ve tv.vb.izlemeyerek olmasının önüne bizzat geçirilen masum diye inanmak istediğimiz tabanın ,ki çoğunluğunun ağzından ”Hocaefendiyi” eleştiren bir kelam duyamıyorsunuz, ve bu kadar itiraf,hırsızlık,soru çalma, kolektif olarak yapılan operasyonlar, en son HSYK üyelerinin itirafları, daha ne olmasını bekleyelim,

        elbette kaçış yok.masum ve darbeyle akakası olmayan, çoluk çocuğuyla meydanda kalan insanların mağduriyetleride giderilsin, ama onlarda bu inandırılmışlık ve başlarını kuma gömmekten vazgeçsinler. (çeşitli yazarların mağduriyet ile ilgili yazılarının altında yüzlerce yorum görüyorum, neredeyse hepsinin ortak özelliği mağduriyet, ancak birinin bile ”Hoca” larını eleştiren,ah eden veya beddua eden yorum görmedim ve bu gerçektende ürkütücü, sanki ortaçağda yaşıyoruz ve bu sapkın mürşit bütün müritlerinin ruhlarını esir almış. çok yazık.

        iyi günler size.

        • Twitter’da,”ey Mehdi resul Gülen!. hadi göster kerametini de onbinlerce mağduru kurtar”diye ironi yapmıştı. En çok kullandığım, tepişen fillerin ayakları altında kalan çimen, çiçek, börtü böcek” metaforudur. Dualarıma şu cümle dahil olalı dört ay oluyor: Yailahel alemin yüce Rabbim, Ülkeyi uçurumu kenarına getirerek büyük bir sıkıntıya yol açan, Millet fertlerinin şehit, gazi ve mağdur olmasına sebeb olanları sana havale ediyorum, Kadiri mutlak, olan zatından yüce adaletinin tecellisini niyaz ediyorum.. Bu sirkat vukuatında baş sorumlu hırsız (“Feto”) ise, diğer sorumlu da, hırsızlığa davetiye çıkarırcasına gösterilen İH-MALlerin sahipleridir..

        • Size bir sorum olacak. Eğer bahsettiğiniz. .insanlar. .FG. ye hakaret etseler..yapılan haksızlık lar giderilecek mi …Zira bizde kandirildik deseler de artık çok geç havası hakim…şunuda cevaplayın. .bir öğretmeni düşünün sendika üyeliği iki ay sürmüş ve istifa etmiş. .. (kandırıldıgini anlayınca istifa etmiş )yine meslekten atılıyor ona şu söylenebilir mi 17 25 de anlayacaktin. …herkes aynı andami algılar herseyi. .bastakilerin 14 yıl gibi uzun bir sürede nerde uyandiklari malum. ..Ayrıca siz adaletli davranmaz iseniz insanlar inandiklarina dahada tutunur. ..

          • Nisan Hanım; elbette haklısınız. Devlet yıllardır, sinir uçlarına kadar sızmış ve neredeyse bütün vücudu kanserli hale getirmiş, bütün kurumlarında hegamonya kurarak ‘KENDİ” gündemlerini, daha doğrusu siyasetini devlete uygulamak için yıllardır içten içe saldıran, tabiri caizse artık siyasi iktidarların verdiğiyle yetinmeyerek (sadece bu iktidar döneminde ünv.sayısı 3 den 17 ye çıkması) bir şekilde iktidara talip olan ve zaten bunun işaretlerini veren, bu noktaya geleceğini, bu kadar vahşileşeceklerini kimse tahmin edemesede, adım adım belli olmaktaydı. sonuç itibariyle, bunun toplumsal bir sorun yaratacağı için devlet tarafından önlem alınacağı ki bu insanların işsiz kalmaları, toplumdan dışlanmaları ve ötekileştirmeleri çok ağır bir durum.haklısınız.ve adaletli davranılmadığı taktirde bu insanların birbirlerine daha sıkı tutunarak, belkide dini veya mezhebi, inanç olarakta toplumdan ayrılmaları ihtimal dahilinde. bende bu son vahim olaydan sonra insanların artık bu iblis ruhlu şahsın gerçek niyetini görmeleri gerektiğini düşünüyorum, ama yorumumda yazdığım gibi mağdur insanların yorumlarında kesinlikle o şahsa ve üst kademedeki firar durumda olanlara karşı bir eleştiri veya en azından bir ah görmek çok zor. hala daha komplovari yorumlar ve ”darbeyi yapanın Allah belasını versin” şeklinde ifadeler. ve özellikle dışarıya firar eden şebekenin hala daha üst perdeden utanmazca yorumları, devlet uçurumdan dönmüş, hala daha siyasi yorumlar ve efelenmeler. İnanın toplum nefret etti.

    • Dün gece CNN’e Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek katıldı. Katılımcıların 4 defa MİT Müsteşarı, GEn. Kur. Başkanı, Mehmet Dişli gibi kritik isimleri çağıracak mısınız komisyona sorusunu, hep aynı şeyleri söyleyerek cevap vermedi/veremedi. Benim anlamadığım komisyon darbeyi mi araştırıyor, Fetö yü mü araştırıyor. Ülkenin en önemli sorunu bu değil mi, FETÖ denen hain yapı için ayrı komisyon kurun madem. Belki böylelikle darbe komisyonu emekli subayları, Fehmi koruyu, hande fıratoğlunu dinlemek yerine darbeyle ilgili birilerini dinler.

      Ama benim nacizane önerim, Komisyonun MİT müstaşarını falan dinlemesine de gerek yok. Fuat Uğur ve Ümit Akdemir dinlensin yeter. Fehmi bey sayesinde ilgimi çeken Fuat Uğur’un Ümit akdemir kaynaklı yazılarına şöyle bir baktım, ne yazdıysa gerçekleşmiş. Bir yazı mesela 18 haziran tarihli “Paralel’in MHP operasyonu ve Bahçeli’nin çıkış yolu”. Yazının son parargafı şöyle;

      “BAHÇELİ İÇİN ÇIKIŞ YOLU VAR
      Bu kriptolardan, artık devletin varlığını tehdit eder noktaya gelen sapkın ve tehlikeli örgütlenmelerden kurtulmak, halkın doğrudan yönetimi demek olan Başkanlık sistemine geçmekle mümkün. MHP lideri Devlet Bahçeli, elde kalan mevcut milletvekillerine sahip çıkmalı ve Başkanlık sistemine destek vermeli. Tabii ki yerel yönetimler ve eyalet sistemi gibi çekincelerini ortaya koyarak bu sürece katkı sunabilir. Eğer inadı bırakır, “Önceden hayır dedim, şimdi geri dönemem” sıkıntısından kurtulacak bir formülle ortaya çıkar ve Başkanlık modelinin hayata geçmesinde harcı olursa Devlet Bahçeli Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olabilir.”

      Daha başka birçok ilginç yazı var neredeyse önceden tahmin ettiği herşey gerçekleşmiş. Bu nedenle bugünkü yazısı beni endişeye sevketmeli mi bilemedim. 17 kasım tarihli yazının başlığı şu: “Suikast mesajı; Kabağın da sahibi var”. Yazıda Fuat Uğur, FETÖ’nün şimdiki amacının Erdoğana suikast olduğunu söylüyor. Bence Fuat Uğur’un kaynağı bir an önce sorgulanmalı. Yoksa ülke bu yazılarla, ve yazıların gerçeklemesiyle, infazların, cinayetlerin, zulümlerin yaşanacağı bir kaos alanına dönüşecek, Maazallah…

Yoruma kapalı.