Bir İtalyan girişimcilik hocasından tavsiyeler: “Siyasette kişilerle uğraşmayın, konular üzerinde yoğunlaşın”

26
CHP Parti Meclisi toplantıda..
Reklam

CHP’de de dünyayı takip eden, önemli yabancı gazetelerde çıkan yazılara hiç değilse göz gezdiren, yerel renklerden olduğu kadar global eğilimlerden de haberdar olan, eski hataların yeniden tekrarlanacağı zaman geçmişi hatırlayıp uyarabilen birileri vardır.. diye düşünüyordum ki..

Parti Meclisi’nde alınan yeni eylem planı kararının en önemlisi açıklandı: CHP bu ayın sorundan başlayarak Türkiye’nin dört bir tarafında mitingler düzenleyecekmiş; adı da konulmuş mitinglerin: ‘Türkiye’yi Böldürtmeyeceğiz’

Hayırlı, bereketli ve uğurlu mitingler ola…

Benim hatırladığım en son miting furyası Deniz Baykal CHP’sinin kendi girişimi olmasa da onay verdiği ‘Cumhuriyet mitingleri’ydi; sonrasında AK Parti’nin kurulması ve iktidara gelmesi sürecine katkıda bulunmuştu o mitingler…

‘Türkiye’yi Böldürtmeyeceğiz’ mitingleri de, CHP’nin ölümüne karşı çıktığı, ‘başkanlık sistemi’nin yollarına taş döşemeye yararsa hiç şaşırmam.

Prof. Zingales
Prof. Luigi Zingales, girişimcilik hocası
ABD: Trump ve İtalya: Berlusconi

CHP Parti Meclisi’nde alınan miting kararından haberdar olduğum gün, ne tesadüf, New York Times gazetesinde, Şikago Üniversitesi’nde girişimcilik dersleri veren ve son eseri ‘Halk İçin Kapitalizm’ olan Prof. Luigi Zingales’in ‘Trump’a karşı direnmenin yolu’ başlıklı makalesini okumuştum.

Girin Google’a ve makalenin İngilizce başlığı olan ‘The Right to Resist Trump’ sözcüklerini yazın; hem makaleye ulaşacaksınız, hem de hakkında çıkan makalenin tezine hak verici yüzlerce yorum yazısına…

Gerçi bizi ilgilendiren bir yönü yok; yeni seçilen başkan Donald Trump’ın özelliklerine bakıp “Bu adamı mutlaka durdurmalıyız” diye tepinen rakip partinin (Demokratik Parti) ileri gelenlerine “Yanlış yapıyorsunuz; size kendi memleketimden Trump-vari bir politikacının yükseliş ve düşüş örneğini vereyim de neden yanlış yaptığınızı anlayın” demeye getiriyor Prof. Zingales

Reklam

Zingales ABD’de bir üniversitede profesör, ama İtalyan…

Amerikalıların gözüne sokmaya çalıştığı, son dönemin ilk ‘popülist’ politikacısı Silvio Berlusconi

“Biz İtalyanlar bu filmi daha önce izlemiştik; başrolünde ülkemizi 1994 ile 2011 yılları arasında (gidip yeniden gelerek) toplam 11 yıl başbakan olarak yönetmiş Berlusconi oynamaktaydı” diyor Zingales…

Eğer dikkat edilmezse, küçük bir oy farkıyla kazanılmış olan zafer, Berlusconi’de olduğu gibi ABD’de de, onlarca yıl sürebilecek bir Trump Hanedanı iktidarına kolayca dönüşebilir görüşünü daha en başta hatırlatıyor da..

Bu sonuca nasıl varmış?

Okuyalım:

“Berlusconi’nin İtalya’yı o kadar uzun süre yönetebilmesinde en büyük payın sahibi muhaliflerinin beceriksizliğiydi. Muhalefet onun kişiliğine o denli takmıştı ki, elle tutulur siyasi tartışmalar ortadan kalkıvermişti; kişiliğine yönelik saldırılar Berlusconi’nin popülerliğini artırmaktan başka bir işe yaramadı oysa. Başarısı, solcu rakipleri arasında Pavlov’cu bir tepki doğurabilmesindeydi, bu da en sıradan seçmende ânında ona karşı sempatiye dönüşüyordu.”

Silvio Berlusconi: 9 yıl İtalya'yı o yönetti..
Silvio Berlusconi:11 yıl İtalya’yı o yönetti..

Anlattığı kişi Silvio Berlusconi; ama hemen ekliyor “Trump da farklı değil.”

Reklam

Nasıl yani?

Okumaya devam edelim:

“Başkanlık seçimi kampanyasında aynı dinamiği gördük: Hillary Clinton rakibi Trump’ın ne kadar kötü biri olduğunu açıklamaya kendini öylesine kaptırmıştı ki.. ona oy verilmesini sağlayabilecek kendi fikirlerini bir türlü dile getiremedi. Medya da Trump’ın davranışlarını alaya alma konusunda o denli ısrarcıydı ki.. yayınları sonuçta onun için bedava reklâm fırsatına dönüştü.”

Burada, onun yazısını yorumlamaya değer bulmuş yazarların hep bir ağızdan, “Haklı” dediklerini aklınıza getirin lütfen.

Protestolar yanlış anlaşılmaya müsait

Yine devam ediyor Zingales, biz de okumaya devam edelim:

“Maalesef bu dinamik seçimle de sona ermedi. Zaferini ilân ettiği ilk konuşmasından sonra Trump’a karşı protestolar Amerika’nın dört bir tarafında patlayıverdi. Neyin protestosuydu bu? Beğenelim beğenmeyelim, Trump meşru biçimde kazanmıştı. Bu gerçeğin inkârı, bazılarının ‘meşru’ diğer bazılarının ise ‘nâmeşru’ aday olduklarını ve küçük bir seçkinler grubunun bu konuda karar mercii bulunduğunu düşündürür. Eğer bu doğruysa, kimin kazanacağına –İran’da olduğu gibi– Ülkeyi Koruma Konseyi’nin karar verdiği, adaylar arasında bir tür güzellik yarışmasından ibaret olur seçim dediğimiz şey…”

Trump karşıtı protestolar: 'O benim başkanım değil'..
Trump karşıtı protestolar: ‘O benim başkanım değil’..

“Protestolar anlamsız, hatta zararlı” diyor Prof. Zingales; onlar için de zaman gelecektir düşüncesiyle…

Ne yapsın peki Trump’ın kazanmasından rahatsızlık duyan ve onu demokratik yoldan mağlup etmek isteyenler?

Okumaya devam:

“İtalya deneyimi Trump’ın nasıl yenilebileceği konusunda yol gösterici olabilir. Berlusconi’ye karşı sandıkta sadece iki kişi üstün gelebildi: Romano Prodi ile şimdiki başbakan, Matteo Renzi ( o da sadece 2014 Avrupa Parlamentosu seçiminde)… İkisi de Berlusconi’ye sıradan bir rakip muamelesi yaptılar. Onun kişiliği yerine konular üzerinde yoğunlaştılar. İkisi de, değişik biçimlerde, İtalya’da ‘siyaset çarkı içerisinde’ yer almayan ve ‘dışarlıklı’ gözüyle bakılan tiplerdi.”

Bundan sonrası tahmin edilebilecek şeyler.

Yenebilecek bir rakip ve düzgün politik çizgi

Prof. Zingales, ne pahasına olursa olsun Trump’ın kişiliğini unutup politikalarıyla ilgilenilmesini, gündeme taşıdığı politikalarından ülke çıkarına olanların desteklenmesini tavsiye ediyor. “Sakın ola ki, onu muhatap alan sözleriniz, halkın gözünde sizi, yeni bir şeyler yapılmasını kişisel veya zümresel çıkarları yüzünden istemeyen insanlar konumuna düşürmesin” demeye getiriyor…

“Siz en iyisi onun karşısına dişli bir rakip çıkarın” tavsiyesinde bulunuyor İtalyan aslıllı ‘girişimcilik’ profesörü…

“Çıkaracağınız rakip, inanılır, güvenilir genç biri olsun, partinin kaşarlanmışlarından olmasın; bilinen ailelerden birinin yeniyetmelerinden de” diyor…

Daha önce duymamıştım, öyle bir göreve Bill ve Hillary Clinton’un kızları Chelsea hazırlanıyormuş; “Aman ha, sakın” uyarısında bulunuyor Zingales böyle bir yanlışlık için…

Günlerden beri ABD’deki seçim sonuçlarını konuşuyoruz.

Neredeyse bütün dikkatlerin Trump’ın kişiliği ve karakteri üzerinde yoğunlaşıyor, hatta kuracağı hükümette yer alan insanlara bile, onların geçmişte söyledikleri ve yaptıkları üzerinden yaklaşıyoruz.

Yanlış mı, değil elbette, ama eksik…

Barack Obama ‘barıştan yana’ biri olarak başkan seçilmişti; Irak Savaşı’na (2003) karşı çıkmış nâdir senatörlerden biriydi. Başkan oldu, Nobel Komitesi, o yılın barış ödülünü, henüz hiçbir şey yapmamışken, Obama’ya verdi.

Daha ilk konuşmalarında, “Dönemim bittiğinde, Ortadoğu’da tek bir Amerikan askeri kalmayacak; Guantanamo’yu da hemen kapatacağım” mesajlarını vermişti.

İşte gidiyor, arkasında çok farklı bir tablo bırakarak…

“Kişilerle uğraşacağımıza, konular üzerinde yoğunlaşalım”, ne akıllıca bir tavsiye…

Zingales girişimcilik profesörü, ondan da bu beklenirdi zaten…

ΩΩΩΩ

 

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Acizane Düzeltme: Cumhuriyet Mitingleri 2007 Cumhurbaşkanlğı seçimleri öncesi yapılmıştı. AK Partinin kurulması ve iktidara gelmesine değil belki ama %47 ile yeniden iktidarına vesile olmuştu.

  2. Merhum NFK CHP için” Türk milletinin nefsi emmaresi “derdi Yani osmanlıyı yıkan İT nin devamı bir partidir.
    Hiçbir zaman halkın ve Hak’ kın partisi olmadı.Bu milleti diniyle.diliyle tarihiyle hep kavgalı oldular.
    Bugünde işbirlikçi sermayenin ve ABD-AB nin alt aklıdır.
    Bütün darbelerin altyapısını düzenleyen vesayetçi odakların sözcülüğünü yapmıştır.
    FETö,PKK-DHKPC İLE İLGİLİ batılı ülkelere bir tek söz söylememektedir.İktidar olma gibi derdi de amacıda yoktur
    Halkımızdaki değeri yokolmaya doğru giden ebedi muhalefettir.

  3. Bir defa siyaseten doğru olduğu için kişilerle uğraşmayıp konulara yoğunlaşmak var. Birde kişilerle uğraşmanın çok riskli olduğu zamanlarda, kişinin adını anmadan yaptıklarını anlatmak var. Sanıyorum biz Türkiye’de bugün ikinci safhadayız.

  4. beğenmediğiniz yorumları kimsenin okumayacağı saatte yayınlama politikanız mı var? Yorumum uzun süredir bekliyor. Daha önceki birkaç yorumumda da aynı durum yaşandı.

    • Hamza Bey merhabalar,

      Sitedeki yorumları ben onaylıyorum.. Ben de bir araştırma görevlisi ve doktora öğrencisiyim. Her an yorumlara bakma fırsatı bulamıyorum. Bazen gecikebiliyor. Anlayışla karşılamanızı dilerim..

      Bekletme politikası uygulamıyorum, eğer hakaret içeren sözler veya 3. şahıslar ile ilgili sert sözler varsa, bazen yayınlamama yoluna gidiyorum.

      Saygılarımla…

      • sayın ahmet taha koru
        d vitamini hakkında bir yorum yazmıştım
        bir hakaret yoktu
        sert sözler de yoktu
        yayınlamadınız

        • Sayın okuyucu,

          Onaylanmış ve onaylanmamış yorumları araştırdım. Bahsettiğiniz yorum bize ulaşmamış. Yolladığınızdan emin misiniz? Eğer eminseniz, bize neden ulaşmadığı üstüne araştırma yapmam gerekecek.

          Saygılarımla.

  5. Yanlış Politika
    PKK ile müzakere yapıldı alkışlandı
    PKK ile mücadele yapıldı alkışlandı
    FETÖ ile iş birliği yapıldı alkışlandı
    FETÖ ile mücadele yapıldı alkışlandı
    İsrail’e one minut dendi alkışlandı
    İsrail ile anlaşıldı alkışlandı
    Rus uçağı düşürüldü alkışlandı
    Rusyadan özür dilendi alkışlandı
    AB ile müzakereler başlatıldı alkışlandı
    AB ye posta koydu alkışlandı
    Esad kardeşim dedi alkışlandı
    Katil Eset dedi alkışlandı
    Hz Ömer in adaletini örnek alıyoruz dedi alkışlandı
    100 binlerce insanı işinden aşından etti alkışlandı
    Kuran elinde miting meydanında alkışlandı
    Şehit cenazesinde konuştu alkışlandı
    Kürt sorunu var dedi alkışlandı
    Kürt sorunu yok dedi alkışlandı
    Askerlik yan gelip yatma yeri değildir dedi alkışlandı
    Başkomutanım dedi alkışlandı
    Polis tarih yazdı dedi alkışlandı
    Polisin içine hainler sızmış dedi alkışlandı
    Ergenekonun savcısıyım dedi alkışlandı
    Ergenekon kumpastı dedi alkışlandı

    Şimdi bir birine ters bu kadar politikaları uygulayıp hep destek bulan bir liderle başa çıkmak kolay değil. Bunu yapabilecek çapta bir politikacı ben şuan göremiyorum.

  6. Araba hızlı giderken bir kuş çarpsa, arabayı devirebilir. Topluluk da eğer iki kutuba ayrılmışsa, birbirleriyle gergin halde ise, dışarıdan küçücük bir kuvvet onu istediği tarafa götürebilir. Bunu bilen sermaye, toplulukları ikiye böler ve onları çatıştırarak kendisi yönetir. Her yerde iki güçlü parti vardır. İkisini de sermaye finanse eder. Aralarında kurduğu denge ile istediği tarafa götürür.

    Sermaye dünyayı da böyle yönetiyordu. Taraflar ne yapacaklarını anlatmazlar. Onu sömrücü sermayeye bırakırlar. Onlar birbirlerini kötüleyerek sermayeye hareket serbestliği sağlarlar. Bu oyunu Türkiye’de Erbakan bozdu. CHP ile koalisyon yaptı. Hümeyni bozdu. Solcularla iş birliği yaptı. Gorbaçov bozdu, demir perdeyi kaldırdı. Sonunda Obama bozdu. Şimdi de Trump bozdu. Profesör de gerçekleri anlatmaya başladı.

    Sermayenin oyunu Erbakan’ın anlattıkları ile deşifre oluyor.

  7. çok tartışmalı bir yorumu herkes tartışmadan doğru kabul edip, onun üzerine yorumlar yapmışlar. Doğruluk payı olabilir ancak bütünüyle doğru kabul etmek olacak iş değil. Nedenlerine gelince;
    1.- Trump bazı eyaletlerde yüksek oy alırken, diğer bazı eyaletlerde de kazanamadı. bu duruma göre trumpın kazandığı eyaletlerle kişiliği ile, kaybettiği eyaletlerde ise konular ile uğraşılmış olması gerekir ki böyle olduğuna dair herhangi bir bilgi yok zaten olma ihtimali de düşük. Çünkü her tarafta aynı kampanya stratejisi uygulandı. Öyleyse italyan girişimcilik hocasının sözleri amerikadaki seçimi açıklayamıyor.
    2.- Toplum, sadece, kampanyalara göre karar vermediği gibi, bir tarafın kampanyasına göre de davranış belirlemiyor. CHP böyle miting yaptı, bu da akp’ye yaradı demek çok afaki, çok zorlama, çok acemice bir yorum. Çünkü chp topluma birşeyler söylüyor ama toplum başka yerlerden de etkileniyor. Fehmi koru gibi bir çıkarımda bulunmak işin doğrusu kahvehane yorumunun ötesine geçmiyor
    3.- İnsanların davranışlarında sadece bir etken yok, pekçok etken var. bu etkenlerden bazıları davranışlarında çok etkili, bazıları ise az etkilidir. Mesela benim amcam, erbakan ve akpyi müslüman, diğerlerini kafir kabul ederdi, ve “ben müslüman adama oy vereyim, benden sorumluluk gitsin” derdi. önceleri erbakana, sonra akpye oy verdi. ne erbakanın ne de akpnin uygulayacağı politikalar hakkında hiçbir fikri yoktu. Böyle birisine konular hakkında eleştiri getirsen neyi değiştirirsin.

    • Hamza bey yorumunuzda amcanızı örnek vermişsiniz. Müslüman olduğu için akp ye oy vermesinden bahsetmişsiniz. Halkının %90ı müslüman olan ülkede yaşıyoruz. O yüzden halk kendi değerlerine saygı duyana oy veriyor adında halk olduğu için değil. Amcanızın akp ye oy vermesinde akp nin müslüman olmasından ziyade chp nin geçmişte insanların inançlarına saygı duymamasıda etkili. Onu müslüman görmediği için müslüman olduğunu söyleyen partiye veriyor. Şimdiki chp saygı duyuyor derseniz halk bunu görene kadar malesef inanmaz. Gördüğü zamanda samimi olup olmadığını test etmeye kalkar. O yüzden chp nin öncelikle bu konuda halkı ikna etmesi gerekir.

      Mhp diyecek olursanız mhp de eskiden dini duygular ön plandaydı. Devlet bey ile bu geri plana itildi. Eskiden milliyetcilikle islamiyet birbirine yakındı sonrasında ise milliyetçilik hem ırkçılığa yaklaştı hemde dinin bi kaç basamak önüne geçti. Mhp dini hassasiyetle değil milliyetçilikle oy alıyor.

      Bu ülkede iktidar sorunu yok muhalefet sorunu var malesef. Muhalefet sayın Koru’nun yazısında da geçtiği gibi eleştirisini şahsa bağlıyor. Yapılan yanlışlara değil. Yapilan kanunlarda halkı bilgilendirmek iktidardan daha çok muhalefetin işine yarar. Kanunların her maddesini artı ve eksi yönleriyle halka anlatsa ve sorunlara çözüm yolu gösterse daha başarili olur bence.

      Sayın Koru’nun yorumu için kahvehane yorumu demişsiniz. Galiba biraz kahvahanelere girip yorumları dinlemek gerekiyor. Zira o yorumlar iktidara yürüyen partilerin önündeki engelleri kaldırmaya yardımcı olur.

      Cumhuriyet mitinglerinin chp yemi yoksa akp yemi yaradığına bi bakın. Halk cumhuriyet mitinglerini sectigi iktidara ve inançlarına karşı hareket olarak algıladı. Hakkı olan cumhurbaşkanını seçtirmedi ve akp daha fazla oyla geldi.

      Chp başkanlık için komisyona katılsaydı ve her maddeyi tek tek inceleyip yanlışları millete anlatsaydı yapacağı mitinglerden daha etkili olurdu bence.

      • Musab bey, şartlı refleksle düşünüyorsunuz. 1. Bu ülkede sadece chp ve akp yok. mesela dyp vardı, hdp var. başka partiler var. (işin doğrusu siyaseti takip etmediğim için partilerin isimleri tam aklıma gelmiyor ama var) 2. akpnin ne kadar müslüman olduğu, benim düşünceme göre, oldukça tartışmalı. Müslümanlığı sömüren ile müslümanlık farklı birşey ayrıca müslümanlıktan müslümanlığa da fark var. 3. CHP hakkında söylenilenlerin de birçoğu da doğru değil ya da bütün chpye maledilemeyecek olan davranışlar. 4.- amcam ve onun gibiler, akpye ya da kendi değerlerine yakın bulduklarına oy verebilirler ancak onların gerçekten düzgün işler yapmasını talep edebilirler. Ancak amcam da, diğer akp taraftarlarının da böyle bir talebi çok şükür yok. AKP ne yaparsa yapsın razılar. 5.- Amcam ve onun gibilerin kendi değerlerine yakın olanlara oy vermesi için kendi değerleri olması lazım. Oysa öyle birşey olsa tayyip esada kardeş dediğinde alkışlıyorsa, esada terörist dediğinde karşı çıkmalı ya da tersi olmalı. Eğer bunların değerleri olsa çocuk tecavüzlerinin üstünün örtülmesine karşı çıkar. ensar vakfı gibi denetimsiz yerlerin kapatılmasını talep eder. O sizin söylediğiniz “kendi değerlerine yakın olma” meselesi sadece aldatma. Burda birtek şey var. insanlar kendi vicdanlarına, kendi doğrularına, kendi bilgilerine sahip değil. yani birey değiller. İdeolojik bakıyorlar ve ideoloji denilen şeyde tam bireyleri sürünün bir parçası yapan en önemli silah.

      • Bir ilave yapayım. İdeoloji sadece sağ kesimdeki bireyleri sürünün bir parçası yapmıyor. Bu sol kesim için de geçerli. Gerçi ben, artık, günümüzde sağ-sol ayrımının geçerliliğini kaybettiğini düşünüyorum ancak sizlerin düşünce sistematiği açısından söylüyorum. Zaten pol pot rejiminin kötülükleri, stalinin kötülükleri, başka sol örgütlerin ve devletlerin (mesela kuzey kore) hep idelojilerin eseri. Dünyada en büyük kötülükler iyilik adına yapılmış. onun için bu işlerin iyi düşünülmesi lazım. Ruhunu şeytana satmış, dünyada kötülük için gelmiş, en ahlaksız insan bile, iyi insanların yaptığı kötülüklerin yanına yaklaşamaz.

    • Hamza bey yazdiklarinizi biraz geç okudum. Söylediklerinize katılıyorum. Benim bir sözüme itiraz ederek “Burda birtek şey var. insanlar kendi vicdanlarına, kendi doğrularına, kendi bilgilerine sahip değil. yani birey değiller. İdeolojik bakıyorlar ve ideoloji denilen şeyde tam bireyleri sürünün bir parçası yapan en önemli silah.” demişsiniz. İtirazınız beni haklı çıkarmıyormu. Kendi ideolojisine veya inancına kim yakınsa ona oyunu veriyor ve malesef dediğiniz gibi sadece oyunu vermiyor düşüncesinide veriyor. O ne derse haklıdır diyor. O yüzden iktidar olmak isteyen halka millete kulak vermeli. Ben demiyorumki kulak verip onun istediklerini söyleyip arkadan başka şeyler yapın. Sen söylediğin gibi olursan bugün olmasa yarın mutlaka karşılı alınır. Bunun için doğruda sebat etmek gerekir.(sen diye hitabımda kastım şahsınız değil anlamışsınızdır sanırım. 🙂 )

      Türkiyede 32-33 tane parti var malesef 3 tanesi hariç hepsi kağıt üstünde. 4. Partiyi saymak bile istemiyorum (saymamamın sebebi onlara oy veren seçmene hakaret değil. Sadece siyasilerin teröre destek vermesi) o yüzden konuşulacak 3 parti var. O yüzden o partiler üzerinden konuştum.

      Chp de elbette dediğiniz gibi hepsi böyledir demek yanlış ama partinin genel siyaseti üzerine söyledim. Deniz bey zamanında çarşaflı insanları partiye gösteri amaçlı üye yaptılar mecliste başörtüsü konusunda sıkıntı çıkarmaya devam ettiler. Kemal beyin gelmesiyle bişeyler değişecek gibi olsada insanlar eskiye bakıp samimiyetlerini test etmek istiyor haklı olarak.

      Bunda bana göre birazda seçim sistemimizin sorunları var. Mesela oy vercem akp ye verdiğimde bu bu politikalarına oy veriyorum şuna şuna vermiyorum diyemiyorum. Düşünsenize siyasetçilere tepki vermek amacıyla boş oy atıyorsunuz sizi kâle almıyorlar. Mecburen istemedende tercih yapıyorsunuz vesselâm.

  8. Diyorsunuz ki CHP, mitingler yapıp cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenip, sayın Erdoğan’ın oyunu arttıracağına, Ak Parti’nin yapmış olduğu yanlış politikalara yüklen. Mesela çocuk gelinler için yapılan af gibi.

  9. Ege bölgesinde bir ilçede amatör küme futbol müsabakası.. Tartışmalı bir gol oluyor. Tribünlerden golü yiyen takımın taraftarları koro halinde, “saymeyoz saymeyoz” diye ünlüyor. Karşı türibin karşılıkveriyor:”sayceniz sayceniz!”
    Ülkemizdeki halihazır ortam ve yapılan mücade bana bunu hatırlatıyor.

    Yarın, meşhur önerge, genel kurula gelirse, TBMM.nin “söz ve horata” ile bombalanması muhtemel..
    Sinir savaşında kullanılan mühimmat, çeşitlendirilebilir de..
    “Feto” belası,ekonomik dar boğaz, sosyo politik karmaşayla toplumun nefesi daralırken, siyasilerin inat ve ısrara dayalı yanlışları akla ziyandır. Sayın taraflar, diyalog, konsensüs, fedekarlık… gibi kavramlar lügatinizden silindi mi?

    İtalyan asıllı profesörün dublörü olarak Fehmi beyin, iz düşümü işaretni bizler anlarız da, asıl anlaması gerekenler anlayabilse..

  10. Gercekten olay mukemnel analiz esilmis… Gezi olaylari…. cemaatin once destek sonra kostek olmasi…. sindide chp mitingleri… bunlarin hic biri olmasa zaten insanlar gercek gundeme yogunlasacaklardi… Kontrollu yangin buyuk ve kontrolsuz yangini onler… chp ve feto (ki feto den kastim insanlari bu hale dusurupte disari kacan ve adina da hicret diyen kafa…) bu degirmene su tasimistir…

  11. maalesef chp çok savruldu savrulmaya devam ediyor. kılınçdaroğlunun partiye verdiği zararı şimdiye kadar kimse vermedi. türkiyenin güvenlik sorunlarına sahip çıkmak, şöyle dursun özel seçilmiş genel başkan yardımcısı düzeyindeki isimler pyd terör örgütü değildir demekten tut, terörist cenazelerine gitmekten tut, fetöye hdp ye her fırsatta arka çıkmaktan tut her işi aleni yaptılar . türkiyenin kötülendiği her yerde içerde ve dışarda her resimde varlar. şimdi özerlik isteyen, toprak koparmak isteyen, pkk ya silah taşıyan hdp ile miting düzenliyorlar. atatürk resimli bayraklar ile öcalan resimli bayraklar birlikte sallanıyor. atatürkün partisinin geldiği yere üzülmemek elde değil. tabanının bu kadar çaresizliği hak etmediğini düşünüyorum.
    neden muhalefet partileri büyük toplumsal projeler başlatmazlar sahip çıkmazlar anlamam. sorunlar karşısında kendi çözümlerini anlatmazlar. sorunları kilitleme üzerine çalışırlar. şimdi sistem değişikliği meselesi var ve chp yine yakınmak sızlanmak hakaret etmek üzere meydanlara çıkıyor. oysa birileri meydanlara çıktı mı yeterli argümanı da yoksa kalan kısım blok oluşturuyor . sistem değişikliğine karşı olanlar halka neden başkanlık sisteminin olmaması gerektiğini makul açıklamalıdır.ve bunu sakin yapmalıdır. büyük kesimin zaten müspet yada menfi bir fikri var. teklif edilen sistem hakkında bilgisi olmaması birçokları için önemsiz bir ayrıntı bu durumda kararsız kısım durumu belirleyecek ve onlarda diktatör suçlaması dışında bir şeyler duymak isteyecekler. yazınızda bahsettiğiniz saptamalardan faydalanacaklarını ummak saflık olur. zira kimin aklını güdüyorlarsa ne pahasına olursa olsun gerilim olsun aklını aldıkları kesin…ekranlara kahvelere konferanslara çıkıp hatta evlerin kapısını çalıp bilgilendirmek yerine meydanlara çıkıp bağırıp çağıracaklar gibi görünüyor. umarım kitleleri kontrol edebilirlerde gezi benzeri işler gelişmez. dikkati üstümüzde bir kısım çevreler doğuyu karıştıramadılar batıyı karıştırmak niyetinde olabilirler….

    yorumlarda net bir muhalefet eleştirisi bulmak son derece güç oluyor. konu dönüp dolaşıp iktidarı eleştirmeye geliyor bütün enerjimizi ve eleştiri kotamızı burada değerlendiriyoruz. iktidarı eleştirmek herkesin hakkıdır ve sağlıklıdır ve her platformda yapılmalıdır tamam ama aklı selim muhalefete en az aklı selim iktidara ihtiyacımız kadar ihtiyaç var hatta daha fazla.

  12. Hilleri Clinton kızına kendisi dahi oy vermez, o kız politikacı olamaz zaten kendiside politikadan hoşlanmadığını belli ediyo.Fehmi bey Amerikalılar çok değişik insanlar ülkelerınıde çok seviyorlar, gösteri’de yapsalar onların bir ortak özelliği var belli etmeselerde Müslümanlığı bilmiyenler genelde Müslümanları terörist olarak görüyorlar.İki gündür benim dikkatimi televizyonlar’daki Türkiye yayınları çekti. Fox TV dün her haberde burdaki iş merkezinde bunda bir süre önce beş kişiyi öldüren Adanali Arcanı gündeme getirdi güya bu önce sinamayi taramak için gitmiş kapi kapanınca içeri girememış telefonunu orda düşürmüş onu almak için gittiğinde bir kadınla karşılaşmış o zaman ayakları titiriyormuş.Mahkemedede Ben Sunni Müslümanım demiş.Hakim ona sen işida’mi çalişiyorsun diye sormuş oda demişki be bu soruya cevap veremem.Oysaki o mahkemeye çıkarıldıği zaman sadece bu kelimeyi söylemiştı “yes sir”(evet efendim) bunuda abartarak annatiyorlar halbuku o çocuğa o olaydan 15 gün önce doktor bu tehlikelidir tedaviye görmesi gerktiğinie dair rapor vermişti bunlar hiç ondan bahs etmiyorlar sanki akli başında bisi imiş gibi anlatiyorlar.Ayni gün başka bir TV. Komo 4 kanalinda bir FBİ işlenen bir saatlık bir filim vardi ben tesedüfen son 15 dakikasında açtim ondada Türkilerin işitle birlikde çalışdığını burada iş yerlerinde insanlari falan öldürüp haliya sardıklarini görebildim önce “türkey türkey” diyiyorlardı ben zannetim 24 Kasaım buranin şükrü günu onu soylüyorlar,nasıl Surriye işid lafini duyduğumda dikkatimi çekti.Bugünde bir baktım 60 dakikada programında C Başkanin ile konuşiyorlar.Bilmem bana bu iki günde gördüklerim çok garbime gitti zaten gazetelerinded Türk iş adamının çelişkili konuşmalarını enine boyuna inceliyorlar.Hayırlısı Allahdan biz birilerini terörist ilan edeceğiz diye kendimze çevirmiyelim bir not, bizim eyalet Demokıratlarin çoğunluğu olan eyaletlerden birisi yeni başkanında Müslümanlara karşi alarcisi var ya Arcan onun için iyi bir malzeme olur neden kullanmasınki. Hoşca Kalın.

  13. Ekseriyeti sağlamış bir liderin şahsı hakkında yapılan acımasız hatta hakarete varan bir muhalefet ona oy verenlere yapılmış olmakta olduğunu kestiremiyorlar. Hakaret ettiği toplumdan oy istemeye kalkıyor toplumda haklı olarak oyunu biraz daha azaltıyor.
    Kütle partisinden kitle partisine geçiş doğruydu ve iktidarı getirdi. Kitle partisi kütle partisine doğru kaydı memleket felakete gitti. Devlet kendini hissettirince toparlanmaya başladı. Adalet kendini göstermezse büyük bir fırtına öncesi sessizlik gibi hissediliyor. Ümidimiz pahalıya mal olmaması. Her konuda elimizden tutacak bir dinimiz ve iki bin yıllık devlet tecrübemiz olmasına rağmen ne dinimizden nede devlet tecrübesinden faydalandıracak yeterli bilim adamımız yok.
    Altı bin sayfalık kitaptan altı satır okumadan yazarı hakkında cahil kararı veren şimşirilere hayret ettim.

Yoruma kapalı.