Bunlar bugünün Türkiye’sinde oluyor Sayın Cumhurbaşkanı

52
Darbe gecesi, Marmaris
Reklam

O zaman Tayyip Erdoğan henüz başbakandı. 17-25 Aralık (2013) sonrası bir tarih.

Başbakan Erdoğan’ın da nikâh şahidi olarak katılacağı ortak bir dostumuzun oğlunun düğünündeyiz. Eşimle oturduğumuz masada önemli işadamları, yüksek bürokratlar, bir-iki yargı mensubu da var.

Konuşmanın götürdüğü yerde aklıma hınzırca bir soru geliyor: “Acaba” diyorum, “Cemaat’le yolu kesişmiş, himmet toplantılarında para taahhüt ederek desteklemiş, çocuğunu dershanelerine veya okullarına göndermiş, her yıl düzenledikleri iftarlara katılmış, Abant toplantılarında tebliğ sunmuş, Pensilvanya’ya giderek bağlılıklarını bildirmiş veya en azından Gülen’in hastalandığını işitince ‘Geçmiş olsun’ demek için aramış olanları ayırt etmeye yarayacak bir ‘matik’ cihazlı turnike koymuş olsalardı girişe, salonda bulunanların ne kadarı için öterdi o turnike?”

Cevap hep bir ağızdan geldi: “Herkes için…”

Berat albayrak, CNN-Türk'te
Berat Albayrak, Enerji Bakanı, CNN-Türk’te
Okullarına çocuklar gönderildi

İslâmi hassasiyetleri bulunan insanların, içinde yer almasalar bile, yakın zamanlara kadar hoş gözle baktığı bir toplumsal hareketten söz ediyoruz.

“Aman çocuklarım iyi birer insan ve aynı zamanda iyi birer Müslüman olsun” diyen aileler için adres, şimdi kapatılan Cemaat okullarıydı.

Darbe girişimi sonrası çıktığı televizyon mülâkatlarından birinde, Enerji Bakanı Berat Albayrak ‘Cemaat okulu’nda eğitim aldığını kendisi açıkladı.

Gazeteci dostumuz Sadık Albayrak’ın iki oğlu da Cemaat okulunda okumuştur.

Reklam

Melih Gökçek’in oğulları da…

[Samimiyet sınırları içerisinde paylaşmam gereken bir durum var: Beş çocuğumun hepsi iyi eğitim gördü; hiçbiri Cemaat okullarında okumadı.]

İlişkilerin karmakarışık olduğu ve en uzak sinir uçlarına kadar yayıldığı bir ortamda, Cemaat ile irtibatlılık ‘suç’ sayılmaya başlayınca…

Kusura bakılmasın ama, insanlar ne yapacaklarını bilmez hale geliyorlar…

Herkes tedirgin

Çok uzun yıllar önce, Zaman gazetesinde kısa bir süre, ekmeğini kazanmak için, ‘destek elemanı’ olarak çalışmış, Cemaat’le mensubiyet ilişkisi bulunmayan ve sonradan devlette yine önemsiz bir göreve hakkıyla atanmış biri, aradığı bir dostuma, “Sıra bana da gelir mi?” sorusunu yöneltmiş…

Kimbilir kaç 100 bin kişi bu sorunun doğuracağı sonucun endişesi altında yaşıyor.

Çoluk-çocuğu ve aileleri de…

Hakkımız var mı o insanları böyle yaşatmaya? Hiç sanmıyorum.

Reklam
Darbeciler… Onlara talimat verenler… Yanlış işlere karışanlar… Tamam.

Türk Silâhlı Kuvvetleri mensubu bir maceracı grup delice bir harekete kalkıştı… Darbe girişiminde bulunan bu insanlara yasaların öngördüğü en ağır cezalar verilmeli elbette.

Onların hareketlenmesinde dahli bulunanları da hesaba çekmeli ve cezalandırmalıyız.

Eğer ‘Cemaat mensubu’ kimliği taşıyan ve bu uğurda yasa-dışılığa kaymış… Sınav sorularını çalıp yandaşlarına dağıtmış,… Suçu-günahı bulunmayan insanlara iftiralar atıp hapiste yatmalarına sebep olmuş…

Bu insanlara da asla acımam; üzerlerine gidilip cezalandırılmalı.

Ancak sınırı da bir noktada çizmek gerekiyor.

Gittiğim bir yerde, dostum, biraz önce cebine ulaşan bir mesajı okuttu bana: “Bizim dairede çok üzücü şeyler yaşanıyor. Mesai ortasında insanların odasını basıp arkadaşlarının gözleri önünde bilgisayarlarına el koyuyor ve bulundukları yerden uzaklaştırıyorlar. Mesai bitip çıkana kadar yüreğim ağzımda bekledim. Pazartesi nasıl bir manzarayla karşılaşacağım, bilemiyorum.”

Dostum, mesajı gönderenin, yolu Cemaat’la hiç kesişmemiş, İmam-Hatip’te okuduğu için yüksek eğitimine yurtdışında devam etmek zorunda kalmış bir genç olduğunu söyledi.

fft1_mf6127Kitapları yakmak… Kitapları gömmek…

İnsanlar şu sıralarda vaktiyle kendilerine tavsiye edildiği için edindikleri kitapları yakıyor veya gömüyorlarmış…

Yukarıdaki cümlemi okuyunca sizlerde nasıl bir duygu oluştu, bilmiyorum; ancak benim özel tarihimde buruk hisleri bugün bile duymama yol açan kötü anılar var.

Türkiye’nin 2. askeri müdahalesi (1971) günlerinde, ben bir ara yurtdışına çıkmıştım. Döndüğümde, kitaplığımdaki bir rafın bütünüyle boşaldığını fark ettim. Annem-babam “Ne olur, ne olmaz” diye uzak bir akrabanın yazlığına götürüp toprağa gömmüş, başta Risale-i Nurlar olmak üzere dini kitaplarımı…

Gitti-gider, bugün elimde bulunsalar ‘ilk baskı değeri’ için camekânda sergileyeceğim kitaplar, ölü bir beden gibi sokuşturuldukları toprağın altında çürüyüp gittiler.

Nereye götürüp gömdüklerini neden sonra söyledi bizimkiler…

Eminim, benim yaşıma yakın pek çok kişinin –muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da– o günlerin dehşetini anlatmaları gerektiğinde başvurdukları, 1960, 1971 ve 1980 darbelerinden benzer anıları vardır.

Bugün de insanlar ‘suç kanıtı’ sayılabilir diye sahibi oldukları kitapları yok etme çabasına girmişlerse, takkelerimizi önümüze koyup durum muhasebesi yapmamız gerekiyor.

1 dolar, seri numarası F ile başlıyor
1 dolar, seri numarası F ile başlıyor
Tam 9 adet 1 dolarım var

Dün ben de tedirginliğe kapılıp âni seyahatlere çıkmam gerektiğinde uzandığım cüzdandaki yabancı paralara göz attım. Çok sayıda bozuk para yanında 1 dolarlarım da var. Hem de tam 9 adet… İçlerinden 3 tanesi ‘F’ silsilesinden… Ancak bunların teki bile Saylorsburg menşeli değil.

ABD’ye gidenler bilir. Adamların 1 kuruşu (cent) bile değerlidir ve bizden farklı olarak, sözgelimi 10.99 etiketli bir malı alırken, kasiyere 11 dolar verdiğinizde, o kuruşu mutlaka müşteriye iade ederler. Bu sebeple, ABD seyahatlerinden sadece alış-verişte alınanlarla değil, bir sürü bozuk para ve 1 dolar ile dönülür.

Eminim, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Muhammed Ali’nin cenazesine katılmak üzere geçen ay ABD’ye giden heyetin üyelerinde de 1 dolarlar vardır. Bazısı herhalde ‘F’ silsilesindendir de…

Ben şimdi son ABD seyahatimden geri getirdiğim o 1 dolarları ne yapmalıyım?

Şeytan kulağıma “Yak” diye fısıldıyor.

Yakayım, ama her biri 3 TL değerinde; 9 adedi neredeyse 30 TL ediyor…

Durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkatine sunuyorum

Eskiden, önceki darbelerde, sonradan hayal kırıklıklarına ve pişmanlıklara yol açmış davranışlar, çok sayıda öyküye ve az da olsa romana konu olmuştur. Genellikle ‘sol’ kesime daha ağır vurduğu için, ‘solcu’ yazarların eserlerinde…

Doğrusunu söylemek gerekirse, ya şimdi kitapların yakıldığından haberdar olmadıkları, ya da umursamadıkları için, bu konuda herkes sessiz. ‘Sol kökenli’ olmayan eli kalem tutanlarımız da… Artık hangi sebepleyse… Belki de benim gibi utandıkları için…

Konuya girmiyorlar. Girmiyoruz.

Türkiye’de her iyi ve kötü şey için başvuru mercii o olduğu için, ben de, etrafımda olup biten veya haberdar edildiğim bu davranış örneklerini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dikkatine sunuyorum.

NOT: Bu yazıyı dünkü yazımın devamı sayabilirsiniz…

ΩΩΩΩ

Reklam

52 YORUMLAR

  1. Teşekkürler, Sayın Koru. Bu zamanda şu söyledikleriniz aklın ve mantığın gereği ve olması gereken… yada söylenmesi gereken yerinde tespitler. Keşke bu söylenenler dikkate alınsa ve Ümmeti Muhammed bir an önce huzura kavuşsa… Rabbim Sizin gibi düşünen ve bunları açıkyüreklilikle dile getiren insanların sayısını çoğaltsın…

  2. Yazdıklarınızı göz yaşları içinde okudum… öyle yorgun öyle bitkin öyle umutsuzdum ki kelimelerle ifade edemiyorum. Eylül ayında ihraç oldum,eşim işinden kovuldu neymiş banka hesabı varmış neymiş çocuklarımız onların okuluna gitmiş… Yazacak öyle çok şey var ama Allahın da ADALETİ var.. Ben ve 3 çocuğum Allahın Adaletini bekliyoruz… Ama bu konuyu ele alıp bizlerin halini anlattıgınız için teşekkür ederim.

  3. Sayın Koru. Eşim ihraç ve iki çocuğumla anneme sığındık. Aylardır iş arıyorum. Ev temizliği bile düşündüm ama bulamadım. Fetönün etinden sütünden geçmişte faydalanmış olanlar şimdi kötülü yor. Övünerek burs verdiğini, kurban ve burs verdiğini, Afrikaya gittiğini anlatanlar şuan kötülüyor. Madem bir yanlış vardı bu insanlar o zaman neden söylemediler! Herkes kandırılıyor ama biz okuluna çocuk göndermemişken, sendikaya üye olmamışken, bankaya yatıracak paramız yok iken, vatanımız için doğuya 5 yıl kucak açmış iken vatan haini olduk! Bunu kul kabul eder fakat Allah kabul edermi? Şu gözyaşlarımın hesabını Rabbim sorsun, cocuklarımı ağlatanların Rabbim hesabını sorsun! Bize bunu layık görenlere hakkım kesinlikle helal değil! Yarın yine iş aramaya çıkacağım. Darbeyi yapanında destekleyeninde Allah belasını versin! Bu zulüm bize yetti de arttı. Bu yara unutulur ama kapanmaz. Gelin de halimizi görün!

  4. sayin cumhurbaşkanimiz bu olaya el atmali hepi̇mi̇z ayni sikintilari yaşiyoruz. hayatimiz boyunca hi̇çbi̇r alakamiz olmadiği halde fetö dan yargilaniyoruz. sayin cumhurbaşkanim si̇zler ve çevreni̇zdeki̇ler yaniltilmiş olmasina rağmen bi̇z yanilmadik ve bunlarla hi̇ç bi̇r alakamiz yok. lütfen mağdur i̇nsanlara el atin.i̇nsanlar hi̇ç yere cezaevleri̇nde yatiyor. bunlar bi̇rer vebal Allah soracaktir.

  5. Sayın Koru,
    Ben Erbakancı bir ailede büyüdüm. Sonrasında da Erdoğancı olduk. Baştan beri doğru yolda olduğunu, yanılmadığını bilmek büyük bir ayrıcalık.. Rabbime sonsuz şükürler ediyorum. Ancak bu süreçte benimde herkesin olduğu gibi çevremde bu cemaate mensup akrabalar ve arkadaşlar oldu… hep bir misyon içinde oldukları için kitaplarını verirlerdi. Kitap benim için çok değerli olduğu için atmaz, evin bir köşesine kordum. Şimdi dediğiniz gibi bu bir delil olarak kullanılıyor.. özellikle arkadaslariniz medya mensuplari yapıyor bunu. Evinde Fetö ye ait kitaplar bulundu diyor. Demeseler, insanlarda bu kadar algı oluşmayacak.

    60’lar ve 80’ler…. Dedem anlatirdi kitaplari yaktirdilar, ezan’i şoyle okutturdular, kadinlarin sayalarini kestiler vs.. Mağdur psikolojisi insanlari daha da güçlendiriyor. Ancak o günlerde bizler sadece dinimizle ilgilendiğimiz için mağdurduk.. darbe yapanları, insanlarin uzerine sikanlari desteklediğimiz için değil. Bunlar mağduriyetliklerini hiç bir zaman kabullendiremeyecekler. Tarih bir ülkenin % 90 ina silah sikani mağdur gösteremez ancak terorist gösterir. Ak ile kara yıda ayırt ederse hukumetimiz.. sorun kalkacaktır.

  6. Cemaatçiler hepsi darbe girişiminin olacağını biliyordu. Öyle sessizce bekliyorlardı. En masumu böyle. Siz hala ortada bir yerde durmaya çalışın. Facebook’tan yazdıklarını, paylaştıklarını siliverdiler. Meydanlarda bayrak sallamaya başladılar. Ama hala dilleri fetö demeye gitmez bunların. Gönül bu. Celladına aşık olmak gibi.

  7. Cemaat’la hiç yolu kesişmemiş, İmam-Hatip mezunu kuran kursu okumuş biriyim ve birileri iftira atar bu göreve cemaat vasıtasıyla geldin derler diye endişem var.
    eger adli bir konu olacaksa devlet benim cemaatçi oldugumu ispatlayıp suç isnat etmesi gerekirken bize “hadi bakalım sen cemaatçi olmadıgını ispatla” denecekmiş gibi geliyor korkuyorum.

  8. Sn Koru yıllardır takip ettiğim çizgisinde en ufak bir sapma görmediğim bir yazarsınız.
    İdam konusuna da değinir misiniz?

  9. Kişi kardeşin bile olsa bunlardansa eğer ne yaptığını, kime neyi neden yaptığını bilemezsiniz. Kendi başına hatalı uygulamalar gelenler hariç, mevcut durumda kimsenin kimse hakkında olumlu görüş bildirmemesini tavsiye ederim.
    Bazı en samimi bildiklerimiz, bildiklerini yapmaya devam etmiştir.
    Oysa ne demişti tayyip erdoğan 17 aralıktan sonra cemaat tabanına; “Tabanda tertemiz, pırıl pırıl olanlara sesleniyorum. Artık bu oyunu görmeniz lazım. Devlet dairelerinde, himmet adı altında paralarını almak suretiyle onları yanlış yönlendirenlere karşı artık tavır koyma zamanı gelmiştir. Kula kulluk yok, sadece Allah’a kulluk var.”
    Siz halen bu tabanda, cemaatle bağlantılarını devam ettirenlere masum mu diyorsunuz?
    Bırakın bu işleri

  10. Sayın Koru. Bu yapının mağdurlarından biride benim çocuklarımdır. 2010 yılı üniversite giriş puansınavında 492 fen puanı almasına rağmen istediği tıp ve diş hekimliğine giremedi. Hayatının en güzel yıllarını bizden, ülkesinden ayrı geçirdi. Bu yıl 450 fen puan alan bir öğrenci tıbba giriyor. O yıl soruları çaldıkları kendi elemanlarına verdikleri anlaşılıyor. 2012 kpss de kızım öğretmen olamadı. soruları çaldıkları ortaya çıkıyor. Allah’ın haram kıldığı hırsızlığı, helal sayarak dinin içini boşattılar. Acayip bir din anlayışı oluşturdular. Abdest alıp C.Başkanını öldürmeye gidiyorlar. Nasıl bir anlayış? Bu anlayış aşağıdaki insanların bazılarında var. Allah için soru çalmak, Allah için ispiyonculuk yapmak, Allah için, kendi arkadaşını yerleştirmek için başkasına iftira atmak. vs.vs.

  11. Sayin koru,
    Şimdi o saydiklarinizin cocuklari o okullarda okudu diye ve ailelerin guvenli liman olarak gordukleri okullarin yaptiklari hainligi yanina mi birakalim. Daha yeni cumhurbaslanina suikast yapmaya calisan teroristlerin ifadesinde hepimiz hizmet! (ihanet) Hareketinden oldugumuzu teyitlestik diyor. Bu yapilan vatan hainligi tum o saydiginiz zamaninda yapilan hizmetleri bitirdi. Ve suan tum suclu sucsuz herkesin yuregini agzina getirip masum insanlari isimi kayip edermiyim endisesine iten ve devleti bu tedbirlerin alinmasina zorlayan tek sebep bir zamanlar cemaat zannettigimiz vatan haini teröristlerin yaptigi hainliktir

  12. dünya çok sancılı bir dönemden geçiyor ve bu zamanda bizim de ciddi doğum sancılarımız var . bu dönemde evet elbette masumlarada isabet edebilecek ama kahir eksende hainlerin acı çekeceği bir geçiş yaşanmak zorunda. bünye toksinleri atıyor. elden geldiğince masumlara dikkat edilmelidir hükümetin de buna dikkat edeceğine inanıyorum.

    bu arada masumiyet nedir acaba aynı kavramı mı paylaşıyoruz bilelim.

    insanları dinlemişler ama sor niye dinlemişler… Allah rızası için. sınav sorularını çalmışlar sor niye çalmışlar Allah rızası için… pkk ile cia ile MOSSAD la çalışmışlar sor bi neden çalışmışlar allah rızası için çalışmışlar. sorsan hepsi masum bana bir tane masum olmayan bulabilir misiniz? selam verip almış olanlardan bir tane bunların devleti ele geçirmek istediğini duymamış olan birini bulabilir misiniz?

    masum kimdir? Bence masum bu meşum darbe başarılı olsaydı kim gönlünde kendisi için değil malı mülkü işi aşı için değil ama devleti için milleti için üzüntü keder bulacaktı işte o masumdur. umarım zarar görenler içinde böyleleri olmaz.

  13. İnsanları paralelci diye yaftamak kolay. Örneğin eşim hemşire olarak çalıştığı devlet kurumunda başhekimin paralelci olarak bilinmesine rağmen, eşime olan şahsi husumetinden dolayı eşimi baş paralelci olarak damgalamaya çalışmıştır halbuki eşim 28 şubat dönemlerinde başörtülü çalıştığı için defalarca soruşturma ve sürgün yemiştir aynı zamanda Ak Parti üyesi de olan eşim aktif olarak paralelcilerle mücadele etmesine rağmen hiç bir delile dayanmadan acımasızca paralelci gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Bir küp içindekini sızdırır düsturundan hareketle insanlar hakkında karar verirken; sosyal medyadaki paylaşımlarına, yorumlarına ,hangi vakıflara bağış yaptıklarına ya da üye olduklarına, çocuklarını nerede okuttuklarına bakılmalı hatta gerekiyorsa yalan makineleri kullanılmalı. İnsanların hayatı bir kalemde silinip atılmamalı. Yukarıda söylediğim gibi eşim hakkında eğer ki bir açığa alma yada işten çıkarma durumu olduğu takdirde , bir daha darbe olursa sokağa çıkmam tankın önüne geçmem. Ne haliniz varsa görün hakkettiniz derim. Devletini seven, milletini seven ve savunan insanı yaşat ki devlet yaşasın.

  14. Sayın Koru,

    Tarihimiz onlarca bu tür isyan ve sızma hareketlerine karşı devletin verdiği refleksler le dolu iken bu işe kalkışanlar başlarına gelecekleri bilmemiş olamaz. Kullanılıp atılan bu örgüt başına geleceklere razı olmak zorunda. Az da olsa demokrasi ve hukuka şükretmeli çünkü geçmişte ta 2.Murad han dan Gazi Mustafa Kemal e kadar bu tür kalkışmaların sonunda ya yakılmış ya asılmış binlerce insan vardır.

    Türkiye de derinler herşeye göz yumabilir ama devletin ayarlarıyla oynamaya kalkan bedelini öder. Geçmiş ihtilallerin temel farkı askerin derinleri ihtilalin iyi olduğuna ikna etmesidir. Ancak en son 28 Şubat da gördüler ki hiç bir ihtilal Türkiye ye katkı sağlamadığı gibi ayar verilmek istenen kitlenin daha da güçlenmesine sebep oluyor. Millet geleceğine kendi karar verecektir. Algıyı kim iyi yönetirse gelecekte millet onun yanında olmaya devam edecektir. İhtiyaç olursa devlet kendi refleksini tekrar ortaya koyacaktır. BU yaklaşık 1000 yıldır Anadolu da böyle devam edip gitmektedir. Tüm cemaat tarikat ve stk lara tavsiyem nacizane devlete sızmaya ayar vermeye köşe kapmaya uğraşmayın. Sonunuzun ne olacağını ibretle izleyin.

  15. Evet aynen herkesin bir şekilde kesişmiş olabilir veya kesişenlerle kesişmiş olabilir görüyorum ki hala mensubiyetini devam ettirenler daha ilk gününden beri sizin bugün kaleme aldığınız yazıyı söylüyor darbe ye destek veren bulunduğu makamı kendisi veya cemaati için kullanan kim varsa hesap sorulsun bu adamlar Türkiye deki insanların bir çoğundan demekki daha hasaas

  16. Yıllardır eğitim camiasının içindeyim. Çoğu anne baba Fehmi beyin de tespit ettiği gibi çocuklarının hem iyi bir eğitim hem de dini bir terbiye almaları için malum cemaatin okullarına çocuklarını gönderdiler. Ama asla beyinleri yıkanıp kendi halkına kurşun sıksın diye değil.

    Burada sanki masum bir yapıdan bahsediliyor gibi. Ne gariptir ki devletin en üst kademelerinde saygın görevlerde bulunmuş bazı zat-ı şahaneler de “bizi de kaldırmışlar” diyerek aptala yatıyor. Tıpkı bir dönem bu gürûha köşelerinde methiyeler dizen kalemşorler! gibi. Sanki bunlar değildi “devletin kılcal damarlarına” girmek için her şey mubahtir fetvasını veren. Sanki bunların bugünkü yüzü ilk defa aynada yansıyor. Samimi inanan ve baglananlarina sozumuz yok. FETÖ ne zaman terör örgütü kabul edildi MGK’da? Yani PKK terör örgütü gibi devletçe benimsenmisken bu örgüte yardım ve destek verenler masum öyle mi? Kusura kimse bakmasın bu terör örgütü ilan edildikten sonra bunlara gerek düşünce gerekse maddi-manevi anlamda destek veren kim varsa haindir,affedenlerede hakkımı helal etmiyorum.

    Masumlar ,suçsuz yere suçlamalar varsa bunu da kabul etmiyorum. Fakat her zaman sorduğum ama cevabını bulamadigim soruyu burda da sorayim: Filistin halkı atalarının hesabını agir ödüyor. Peki orda katil Yahudinin kurşunlarına hedef olan çocukların günahı ne? Selam ve dua ile.

    • devletin yasal sendikasına üye olmak devletin yasal bankasına para yatırmak ne zamandan beri suç oldu. madem suçtu bu sendikaya üye olmak üye olanlara 3 ayda bir 45 tl teşvik niye veriyodu devlet. madem yasal değildi bunlar mgk da ele alınmıştı kapatsa devlet de kimse üye olmasa para yatırmasa.

  17. Oy kullanmaya başladığım günden beri ampulden başka bir yere mührünü basmayan biri olarak bu yaziya katılmamak elde degil. Dayimin oglu cemaatle hiç ilişkisi olmayan biri ama geçmişten beri Erbakan hocayi ve onun partisini savunur ve hep akp’yi eleştirirdi, o da açiğa alindi.

  18. Sn Koru çevremde bi Sürü insanın Cemaatle bir parasal bağı olmadığı yada en azından kirli hiç bir işe karışmadığı hatta hiç bir işe karışmadığı sadece geçerken sohbetlerine uğradığı için mesleğinden OLDUĞUNU hatta bazen bi evde hem annenin hem Baba’nın meslekten alındığını görüyorum mesleğinden alınması gereken birileri varsa oda başkaları, önce insanlara yıllarca birilerini övüp övmekle kalmayıp göklere çıkarıp insanların onlara sempati beslemesini yıllar Süren çabayla sağlayıp sonradan bizi kandırmışlar (bu nasıl bir pişkinliktir) demek suretiyle insanlarda 360 derece dönmelerini bekleyenlerdir. gerçekten şaşıyorum birisi çıkıyor bana isterseniz AHMAK deyin ama yeni anladım demek AHMAKLığında bulunuyor o beye hiç bişi olmazken masun insanların başı yanıyor ülkeyi umutsuzlukla izlemekten başka bi şey yapamıyoruz bari siz ve el insaf vicdan birileri bi şey yapsa…

  19. Sayin koru;
    Yazılarınızı büyük bir sabırla okuyorum.haklı oldugunuz taraflar da var. Ama üzülerek görüyorum ki içinizde bir sevda var. Bu sevda ile hep bi şeyleri haklı çıkarma adına tüm gücünüzle mücadeleye ediyorsunuz. 16 temmuzdan beri yazdiklarinizdan şunu anliyorum “darbe kötüdür ama…”
    Bence daha net daha şeffaf olunuz. kelimeleri yuvarlamaya gerek yok . Zira her şey ortada. Siz bu milletin ferasetine guvenin

  20. Dünya 5’ten büyüktür… Doğru.
    Türkiye 1’den büyüktür… Bu da doğru.

  21. FK 19 Haziran daki yazisi (Dersimiz tarih: Fransız İhtilâli’nde (1789-1799) neler yaşanmıştı?) bugun okumakda yarar var:

    “Genel Güvenlik Komitesi ülkede polislik görevini de üstlendi. Konvansiyon tarafından ‘terör’ (şiddet kullanarak değişim ve dönüşümü zorlamak, FK) meşru bir politika olarak (5 Eylül 1793’te) şu gerekçeyle resmen kabul edildi: Eşitliğin bütün kelleler üzerinde bir orak gibi kendini hissettirmesinin zamanı geldi. Bütün kumpasçıların korkması zamanı geldi. Yasama organı üyeleri, artık terörü gündeminize alın! Yeniden ihtilâl başlasın; çünkü devrim-karşıtları her yerde düşmanlarımız tarafından harekete geçirildi. Kanunun keskin kılıcı her suçlunun üzerinde varlığını hissettirsin.

    “Ne olduğu biliniyor: 1793-94 kışında Komite’de çoğunluğu teşkil eden Jakobenler Hébertist Parti’nin ortadan kaldırılmasını kararlaştırdı; aksi halde, onların Komite içerisindeki muhalefetinin, Paris Komünü üzerindeki etkileri sebebiyle, diğer kesimleri gölgede bırakacağını ileri sürerek…”

    Muhalefet sindirildi. Aralarından su sızmayan devrimci kardeşi Danton’un bile, başka bir çoklarıyla birlikte, kellesini aldırdı Robespierre. Gazeteler kapatıldı, matbaalar basıldı, Camille Desmolins gibi önemli gazeteciler gözlerinin yaşına bakılmadan giyotine gönderildi.

    yazinin devami ve ilkelere dayalı bir anayasayı ülkeye kazandıran ihtilâlin beyni Maximillian Robespierre ne oldu? : http://u0i.626.myftpupload.com/dersimiz-tarih-fransiz-ihtilalinde-1789-1799-neler-yasanmisti/

    ……..

  22. Anlayamadigim birsey var once kendimi tanitayim darbe gecesi hicbir siyasi partiyi desteklememe ragmen sn cumhurbaskaninin talimatiyla sokaklara ciktim. Ben devletimizden sunu beklerdim. Once darbeciler tutuklanirdi sorgulanirdi sonra bu isin arkasinda kim oldugu ortaya cikardi ama daha yarim saat gecemeden bir gruba baglandi. Sorum su ankaranin gobeginde bomba patliyor 3 gun sonra hangi orgutun yaptigi anlasiliyor bazen de bulunamiyor. Ama darbeden daha hangi komutanlarin isin icinde oldugu belli olmadan bir gruba yikildi cok dusundurucu.

  23. Sn. Koru, son günlerdeki yazılarınızı ve yorumları okudukça sizin hassasiyetlerinize büyük çoğunlukla katılırken yorumlardan bazılarındaki at gözlükle bakıştan oluşan değerlendirmelerde de haksızlıklar yapıldığına şahit oluyoruz. Günümüzde çevremizdeki insanların değil binlercesinin milyonlarcasının öyle yada böyle bu yapı ile bir şekilde yolları kesişmiştir. Kah yıllarca bu yapının ulusal ve uluslararası çalışmalarının Türk dünyasına katkıları vesilesi ile, kah okullarımızdaki eğitim sisteminde farklı konumlarda bulunabilmek için dershanelerin çalışmaları ile. Lise, üniversite giriş sınavlarında daha iyi hizmet veren bir yapı varmıydı da aileler o yapıları ,kurumları seçmeyip de bu yapının kurumlarını seçtiler. Şimdi bir takım olumsuzluklar bariz şekilde ortaya çıkınca birşeyler söylemek kolay. Şu andaki milyonların bir paranoya halinde olmasından sorumlu olanlar on yıllardır bu pozisyonlara halkını düşmekten koruyamayan siyasiler ve devlet erkanı değil mi? Şimdilerde herhangi bir şekilde birtakım bağlantılar bulmaya çalışarak insanları devlet yapılanmasına karşı kin beslenecek bir duruma düşürmenin bir anlamı var mı? Bugün yapılanların birçoğunun çok acil ve yüzeysel değerlendirmelerle yapıldığını ve yanlış sonuçlar doğuracağını inşallah görmeyiz. Ancak bu durumdan fazla umutlu değilim.

    Ancak geç olmadan aklı selimin galip gelmesini beklemektende yığınların başka çaresinin olmadığını da görüyoruz. Suçlu olanlar titizlikle ayıklanmalı ve en ağır cezalar verilmeli.

  24. 2016 yılındayız ve 21.yy da yaşıyoruz. Fakat ülkem adına çok üzülüyorum. Binlerce yıllık geçmişimiz tarih sayfalarında altın harflerle yazılı iken 93 yıllık cumhuriyet tarihimiz de hala şaha kalkamamış bir millet olarak çok üzgünüm. 15 Temmuz da yaşanan hain darbe girişiminin Türk milletinin dik duruşu ile engellenmesi memleketim adına büyük bir zaferdir.
    Ülkemin büyük bir kabuk değiştirdiğini ve bunun sancılarını çektiğini düşünerek bu yaşananları en az zayiatla atlatıp aydınlık yarınların Türkiye’sine ulaşmayı umud ediyorum. Hükümete ve devlet erkanı büyüklerimize basın mensubu yazarlarımıza ve siz aydın kesimine büyük sorumluluklar düşüyor.
    Bugün alınan kararların yarınlarımız için büyük bir faciaya dönüşmemesi için daha aklı selim ve sağlıklı düşünerek kin ve nefret duygusu ile hareket etmeden yapılmasını bekliyorum.
    Hainleri ve ele başlarını yakalayıp gereken cezaların verilmesini beklerken tutup ta masum vatandaşı sırf gönül bağı var diye suçlamak hiç adaletli değil. Ki 2013 yılına kadar siyasilerimiz de gayet hoş gönül bağı ile muhabbet besliyorlardı… !
    Ki bu millet Allah rızası için düne kadar bu cemaate gönül verdi bağış verdi destek verdi. geçmişe dönük hukuku böyle işletmek hukuka karşı çok büyük bir ayıp olur.
    İşler sapla samanı karıştırmadan yapılır ve Allah’ın kitabından Rasülünün yolundan gidilirse selamete ereceğiz inşallah.
    Allah idarecilerimize akıl fikir feraset güç kuvvet versin.
    Hakkı hak bilip batıldan uzak olanlardan eylesin. amin.

  25. Mogolların Bağdat’ta kütüphaneleri yok etmelerinin bu gün farklı şekilde de olsa aynısı yapılıyor.

  26. SY KORU;; aynı şekilde 12 mart,12 eylül,28 şubat,2007 C.BAŞKANLIĞI SEÇİMİ , ve şimdi 15 TEMMUZ SÜREÇLERİNİ BİZZAT yaşamış biri olarak düşüncelerinize katılıyorum. ” kendi düşen ağlamaz” diye geçiştirilecek bir konu değildir ADALET.” Milli Güv.KURULU toplantılarına katılmış TBMM başkanlığı ,BAKANLIKLAR yapmış bir şahıs ”Bana AHMAK diyebilirsiniz ama bilmiyordum” diyorsa VATANDAŞ nasıl bilsin. vatandaş kendisi mi düştü yoksa ÇELME TAKIP düşürdüler mi? SUÇTA bireysellik vardır. İSPAT edilmedikçe de kişiler MASUMDUR. Bakınız ; TSK ,Yargıtay, gibi kurumları suçlayıp KAPATMIYORUZ. KİM SUÇA İŞTİRAK ETTİYSE onu suçluyor buralarda çalışan insanları TOPYEKÜN karalamıyoruz.. ADALET her şeyden ÖNEMLİDİR. Kılı kırk yarar şekilde ADALET sağlanmaya ÇALIŞMADIKÇA DÜNYAYI verseler hiç kıymeti yok.
    .MAİDE Suresi. AYET.8:Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, ADALET ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi ADALETSİZLİĞE sevk etmesin…….. KURANIMIZDA daha çok ayet var. Genç ARKADAŞLARIMIZA bir göz atmalarını tavsiye ederim. ”
    BU konun SİYASİ ÇEKİŞME BOYUTU sebebiyle KİMSEYİ Düşman görmeye HAKKIMIZ yok. ALLAH’ın huzurunda HESAP VERİRKEN çok mahcup olabilir ŞİMDİ ZAN altında bıraktıklarımızdan AF DİLEMEK zorunda kalabiliriz.

  27. Kalemine sağlık içimizden geçenleri yazmışsın bizlerde geziye kadar destekledik sonra bıraktık tedirginlik yok mu var Rabbim sonunu hayırlı eylesin

  28. Sade vatandaş kendisine basın yayın yoluyla ” Bu doğrudur. ” diye devlet büyüklerinin gösterdiklerine inanıyor. “Doğru” değiştiğinde başka bir deyişle “doğru”nun aslında “yanlış” olduğu anlaşıldığında sade vatandaşa aynı şey için ” Bu yanlıştır. ” denildiğinde adı üstünde ” sade” olan vatandaşın devlet büyüklerinin istediği ve beklediği hızla refleks göstermesi mümkün olmayabiliyor. En azından biraz zaman alabiliyor. Kanaatimce devlet memurluklarından uzaklaştırmalarda kurunun yanında çok yaş yanıyor, korkarım çok ocaklar sönecek. Görevlilerin bu hususta azami dikkati göstermesi toplumsal barışın zedelenmemesi için şart. Evet memurlar korkuyor. Kimi çocuğunu cemaat okullarında okuttuğu, kimi sınavlara hazırlık amacıyla çocuğu için bazı gazetelere abone olduğu için. Bir de puslu havayı intikam duygusunu tatmin için bekleyen müzevvirler var ki yakınlarımızda onların yaktığı, mağdur ettiği arkadaşlarımız var. Adalet evet ama Basra harap olmadan…
    (Sn. Cumhurbaşkanının kendisine karşı işlenen hakaret suçlarını bir kereliğine affetmesi şapka çıkartacak cinsten çok hoş bir davranış. Değinmeden geçemedim. )

  29. Damadım Cemalettin Alan bir zamanlar STV de kameraman olarak çalıştığı için benim kızımın da Dışişleri Bakanlığındaki görevine son verildi. Oysa ben o katliam gecesi direnişe katılmak ve Rabbimin bana 2 yıllık komando Bl. K. lığı yaptığım dönemde nasip etmediği şehadete ulaşabilmek için Emekli bir subay olarak 200 km lik köy yollarını aşarak Ankara ya gelmiştim.

  30. Gerçekten inanılmaz bir kıyım var, en çok da dün gördüğüm bi haber beni derin yaraladı, cemaatten ablalar aranıyormuş, başları açık ve dekolteli geziyorlar diye bi haber, insanlar ne kadar acımasız oldu inanamıyorum, benim de çocuklarım gitti bu okullara ve her zaman hakkım helal olsun diyorum. ben o tertemiz insanların bu işlerin içinde olduğuna asla inanmam. nefret savaşı var sanki bişeylerin acısını çıkarıyolar, şehit edilenler buna mazeret edilemez ki onlar vatan için namus için şehit oldu, şimdi bunlar milletin namusuna laf ediyolar. erdoğan kendine hakaret edenleri dava ediyor, ama bu kadar insanın vatan haini gibi gösterilmesine, küfredilmesine kimsenin sesi çıkmıyor, maalesef ülkemde inanç iman kalmamış, yazık çok yazık.

    • Suzan hanım siz hala ülkenin nasıl bir tehlike altında olduğunu idrak edememiş faso fiso haberlerle bu yapıyı savunuyorsunuz yoksa siz de gerçek bir işgal sonrasında mı yanılmışım diyeceksiniz daha nasıl bir musibet istersiniz gözünüzün açılması için kimseye haksız kıyım elbette yapılmasın ama takiyyeci grup kontrol altına alınmalı şeffaf olsun herşey keşke cemaat okullardaki ablalar kadar masum olsa ama halkını öldürebilen bu mankurt anlayış inanın her şeyi yapar hepimiz bu günlere iyi niyetimizin kurbanı olarak geldik

  31. Bütün bu olanlara niye ses çıkmadığı belli Fehmi bey. Sizin gibi hakkın yanında olan, basiretli, sapla samanı birbirine karıştırmayan ve de geçmişinden korkmayan az sayıda insan var. Bu darbe girişimine karşı sesini çok yükseltip adaleti gözetmeyenlerde suçunu bastırma psikolojisi var. Bunlar koşulsuz gürültü çıkarmasalar, “yav kardeşim tamam da bazı yerlerde hata yapılıyor” deseler anında damgayı yerler. Çünkü hepsinin geçmişinde yeterince delil var. Sizde delil yetersizliği var:)

  32. Hiç şüphesiz büyle zamanlarda mağdurların gözü kulağı azda olsa hakkaniyetten ve mazlumların sesini duyurması adına üç beş kelam etmesi, onlar için bir abı hayat gibidir.
    Sayın koru elbette bu günleri de tarih yazacak. Bu bir tsunami gibi elbette buda geçecek ama herkes yaptıklarıyla,hem burda hem ahirete açılacaktır. Milyonlarca çocuğu en sevdiği okulu ve öğretmenlerinden ayırdılar ve hayallerini yıktılar. Hepimizin en iyi hatırladığı ilk öğretim hatıralarıdır ve öğretmenlerimizdir. Şimdi bu okullarda okuyan çocukların hatıralarında ne kaldı acaba gerçekten benim öğretmenim darbecimiydi diyecekler yani. Hele hele o öğretmenlerden sonra milli eğitimdeki öğretmenleri ve ortamı gördükleri zaman ne diyecekler acaba. Sayın koru tüm söylediklerinize harfiyen katılıyorum. 15 temmuzda darbe önlendi diye sevinirken bu gün olanlar karşısında acaba darbe olsaydı bu gün yapılanlardan daha kötüsü nasıl bişey olabilirdi diye düşünmekten kendimi alamıyorum gerçekten. Sayın eski genel kurmayin dedik leri gibi darbeden daha kötüsü zafer sarhoşluğudur. Bu gün iş ona dünüşmüş vaziyette. Siz gibi aydınlara çok iş düşüyor vesselam. Darbenin her türlüsüne lanet olsun. Bide bu tasfieyeler tamamen beyin göcü bunların bireysel olarak şuç işleyip işlemdiklerine bakmak lazım. Bu gün pkk hatta işi de bile sempati duyan insanlae devlette yok diyemessiniz. Her selam vereni işten atarsaniz hapislere tıkarsanız bu hak ta adalette değildir. Okulları kapattılar bu sefer okul şirketlerinin ortakalrı göz altı yapmak, okullarda çalışanları alıp hapse atmak… yazıktır günahtır. Haa bu yorumu yazarken de çok düşündüm acaba dedim takibe alıp bunu da şuç sayarlarmı diye ama vicdanen benimde bu kadarıyla da olsun bu insanların ızdıraplarına dile getireyim dedim.

  33. haklısınız. çok karmaşık bir durumdayız, fakat bir yandan biliyoruz ki fetöcülerde hala bir pişmanlık bir geri dönüş yada en azından acaba diye bir durup düşünüş yok ve biz bunların kimler olduğunu belli ölçüde biliyoruz ama pek çoğunuda bilmiyoruz. hala nereye kadar gidebileceklerini ve daha nelere cesaret edebilecekleri bizi şüphelendiriyor. yani bu insanlar masumsa bile bizi birbirimizden şüphe eder haline getiren fethullah gülen ve cemaati dolayısıyla devlet burada masum.

  34. Sayın KORU siz ve sn Başkana yakın eski kadın dostları bu uyarilarinizi çekinmeden yapmalısınız ki gerçekten masum insanlar zan altında bırakılıp mağdur olmasınlar .Çok titiz bir çalışma yapılıp kararlar alınmalı ve adalet tesis edilmeli ve bu canilere aklını,malini ,ruhunu satanlara en ağır ceza verilip bu ur temizlenmeli.Ama adalatten şaşmadan,Veselam

  35. Hayat bir film gibi… Turkiyede yasiyorsaniz film i on koltuktan izliyorsunuz, yurt disinda iseniz arka koltuklardan… 12 Eylul oldugundaki can pazari, bir iki sahne sonra 12 Eylul u yapanlarin yargilanmasi, hic birsey kimsenin yanina kalmiyor, er gec adalet tecelli ediyor, gec olsa da vicdanlarda olsa da. 15 Temmuz, 10 sene sonra nasil hatirlanacak, icimdeki ses bugun ki gibi hatirlanmiyacak diyor. Hirsiza kizabilir, suclayabiliriz ama neden hirsizlik yaptigini sormak isek ve onun hirsizlik yaptigi sebebleri meydana getirenleride cezalandirmak isek adalet yerini bulmaz.

    Askeri muhabere haritalarina ozel bir ilgim vardir, ornegin Sarikamis, teknik yonleri merak ederim. Ikinci dunya savasi basinda ilk ayda Fransa ve Almanya arasindaki carpismalarda yarim milyon askerin olmesi beni sok etmisdir. Ortak cok paydasi olan iki milletin bir birlerini boyle kirmasini anlamakda cok zorlandim.

    Muslumanlarin ornek aldigi peygamberlerinin en onemli ozelligi el-emin olmasidir. Ben bugun idarecilerimizi adaletden ve merhametden uzak goruyorum. Gelecekte mazlumlarin sesini duyanlarin vicdanlari daha rahat olacak ve hic birsey sakli kalmayacaktir.

    Gecen gun izledigim Nazli Ilicakgin Ugur Mumcu ile programi bugun daha baska bir anlam kazaniyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=CaLgVf9yTpM

  36. Bu yazınızla eminim ki bir çok kişinin düşüncelerine tercüman oldunuz. Gerçekten de bu yapıyla geçmişte bir vesile ile tanışan , içerisinde bulunan , bir şekilde ilişkisi olan bir çok insan var. Örneğin sadece hatır gönül ilişkisi için bu yapının sendikasına üye olup sonradan çıkanlar veya sadece belli bir süre zaman gazetesine abone olanlar bile şuan için mağdur olma ile karşı karşıyalar.

  37. Izmir de öğretmenim. Eşim iki aydır lösemi tedavisi görüyor. İki çocuğum anem ve babamla beraber oturuyorum. Bende bu sürecte aciga alındım. Tüm aile 10 gundur uyuyamiyoruz.

  38. Darbe gerçekleşse daha kötüsünü yapardı diyenler var. Siyasilerin farkının olması gerekir .Darbeciler zaten kötü olanı temsil ediyor.

  39. Sayın Koru merhaba
    Yazınızda insanlarımızın çocuklarının “iyi insan” ve “iyi Müslüman” olmalarını istediklerini yazmışsınız. Doğru.
    Sizden bir vatandaş olarak bir ricada bulunmak istiyorum:
    Lütfen;
    İster devletin okulları olan imamhatip liseleri, ilahiyat fakülteleri, Kuran kurslar, ister dinsel eğitim verdiklerini söyleyerek faaliyet gösteren özel Kuran kursları, vakıflar ve cemaatlerin işlettikleri her türden eğitim kurumları İslam’ı ve Dinin yeğane kaynağı olan Kuranı asla öğretmiyorlar. Bu bir gerçek maalesef. Nitekim dinsel eğitim alan insanlarımızın, KURAN’IN tüm yasaklarını sürekli işlerlerken tüm Emir’lerini de ihlal ettiklerini hepimiz her gün görmekteyiz
    Bunları da dike getiriniz.
    Selamlar.

  40. Sayın fehmi koru,
    Çok garip. Bu yazınızda yine etli ile sütlüyü karıştırmış, organik bağınız olmadğına inandığım FETO nifak örgütünü savunmaya devam etmektesiniz. Üzgünüm ama bu duruş size hiç yakışmıyor. “Kendi düşen ağlamaz.” Deyimi boşuna söylenmemiş. Kaleminizi HAK ve doğrudan yana kullanmanız temennimizdir. Zira “Allah c.c.’ın insan oğluna bahşettiği en büyük nimet; hakkı batıldan tefrik nimetidir.” Vesselam.

  41. Tabii ki olağanüstü durumlarda, dengeli tepki vermek, yanılmamak veya asgari yanılmak, liderin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Lider soğuk kanlı olarak, sapla samanı karıştırmadan hareket edebilen kişidir.

    Şimdi şöyle bir varsayımda bulunuluyor ve bunun üzerine hükümler bina edilmeye çalışılıyor. Darbe başarılı olsaydı “onlar bize neler yapardı?” veya “neler yapmazlardı?”. Bu bir kere doğru çıkarsama değil. Niçin ? “Tevehhüme itibar yoktur” bir mecelle kaidesi.

    Varsayalım ki darbeciler başarılı oldu ve bizleri Ashab-ı Uhdud’un ateş çukurlarında yaktılar. Onların bizlere yapacağı zulüm dersleri bizim eğitmenimiz, eğitim programımız olamaz. Biz davranış kalıplarımızı, ancak, Kuran ve Sünnetteki örneklerden alırız. Bizim davranışlarımız hiç bir davranışın anti-tezi olamaz. Çünkü biz müminler taifesi olarak “İşittik ve iman ettik” (Kuran-ı Kerim Bakara 5) sözünü Rabbimize verdik. Rahmetli Aliya İzzet Begoviç e, Sırpların Boşnaklara yaptığı zulümlere karşılık olarak, Boşnak komutan ve askerle, Sırplara karşı misli ile ile mukabele etmek isterler. Rahmetli Büyük Bilge “ONLAR BİZİM DÜŞMANLARIMIZ, ÖĞRETMENLERİMİZ DEĞİL” ve “Savaş, ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir.” cevabını verir.

    Mekke nin fethinden sonra, efendimiz Mekkelilere nasıl davrandı hiç etüd ettik mi?

    Fetihten sonra Efendimiz, korku ve endişe içinde bekleşen Mekkelilere, “Beni nasıl bilirsiniz?” diye sormuş onlar da “seni iyi bir kardeş olarak biliriz, kimseye haksızlık etmez adaletle davranırsın” demişler. Efendimiz “Öyle ise herkes evine dağılsın, bu gün size sorgu ve sual yok. Herkes emniyettedir. “Kimsenin malına mülküne, çoluğuna çocuğuna ilişilmedi

    Allah ın Rasülünün Mekkedeki de en azılı düşmanlarından birisi Ebu süfyan değil mi idi? Fetihden sonra Allah Rasülü, “Ebu Süfyan ın evine girenler de emniyettedir” buyurmadılar mı? Bilmem bu tablonun bize vermek istediği dersin farkında mıyız? Ben Müslümanım “ben bütün hesabımı Alemlerin Rabbi olan Allah a vereceğim”, “Yaptıklarımın karşılığını (Ecrini ve cezasını) da Alemlerin Rabbi olan Allah dan bekliyorum”. Öyle ise yapacaklarım onun tarafından ibra edilir vasfa sahip olmalı.

  42. Ayrıca açığa alınmalarda şuan ki en önemli kriter Bankasya para yatırma kriteri. Ey kardeşim bak 2013 öncesinin ödemeleri ama derdini kime anlatacaksın ki! Sizin her daim okuyucunuz olarak şunu diyebilirim; Demokrasi bu ülkenin kıyısına bile uğramaz. Çünkü bizim insanlarımızın omurga sorunu olduğu gibi Ahlak eksikliği var. Her kalıba girebiliyor.

  43. Örgüt mensuplarının saklı gizli işler çevirmeleri, irtibatlı oldukları herkesi töhmet altında bırakmaya sebep oluyor, Yinede adaletten ayrılmamalı.
    Hakikaten tespitiniz çok doğru, Hukuk icraata bakar, hiç kimse niyet ve düşüncesinden dolayı cezalandırılmamalı, İnsanımızın gerçeği görmesi için dua ve gayret sarfetmeliyiz.
    Unutmayalım son nefesimize veya Kıyamete kadar tevbe kapısı açıktır.

  44. Sayin Koru, burdaki (America) televiziyonlarina baktikca bir Müslüman ve Türk olarak çok endiseleniyorum Almanlar olsun Amerikalilar olsun biz kanun ülkesiyiz kanunlari uygulariz emirleri deyil. Kelepceli insanlari bu gün ismini unuttum bir avukat anlatti içerdeki iskenceleri onu göz altina aldiklarinda görmüs. Bizde darbe magduruyuz fakat darbeler bizi bölmedi aksine birlestirdi. Ya simdi? Internet sitelerinde küfürler. Yalanlar, iftiralar, akrabalar birbirlerine düsman olmuslar. bu mu demokirasi? Ben simdiden sizin bu yaziniza bazi yorumcularin yapacagi yorumlari tahmin edibiliyorum insAllah tahminimde ben yanilirim. Yüreyinize saglik, Allah sizden ve sizin gibilerden razi olsun.

  45. Elinize ağzınıza sağlık,umarım bu ülkeyi yönetenler tüm bu uyarılarınızı dikkate alırlar,eğer dikkate alınmazsa cemaat yeraltına iner ve efsaneleşir, bu durum ülkenin başına başka felaketler açar.Bu uyarılarınızı dikkate alacak basirette yöneticilerimiz olduğuna eminim,eğer kinle hareket edip de gözlerini köreltmezlerse tabi

  46. Hükumetin çok dikkatli sabırlı hareket etmesi gerekir, cezalandırmak için, önce emin olunmalı. İkincisi çoğulculuğu iyice sindirmeli, ben dememeli biz demeli, bunlara o kadar ihtiyaç var ki.. bu ikisi batıya , tutumuna en büyük samimi cevap olacak..

Yoruma kapalı.