CIA (ABD) Türkiye ile örtülü savaşta dizileri de devreye soktu

8
CIA onaylı filmlerden: Meet the Parents..
Reklam

Chase Brandon adı size bir şey hatırlatıyor mu?

Entrikalı, hareketli, içerisinde istihbarat boyutu bulunan film ve dizi izleyicisi iseniz, bu ismi mutlaka bilmek zorundasınız.

Chase Brandon o tür filmlerin senaryolarına, diyaloglarına, aksiyon sahnelerine birebir karışan kişi…

Onun ‘olur’ onayı olmadan ne Bourne filmi olurdu, hatta ne de James Bond filmi…

Bir çok televizyon dizisinde de onun izlerine rastlamak mümkün olabiliyor.

Önemi?

Chase Brandon.. CIA’nin Hollywood ajanı..

Hollywood için çok önemli biri olan Chase Brandon aslında bir CIA görevlisi.

CIA’den maaş alıyor, ama görev yeri Hollywood…

Reklam

Kendisine ‘Hollywood’la ilişkiler görevlisi’ unvanı vermiş CIA ve film şirketlerine muhatap etmiş…

‘İrtibat casusu’ gibi bir şey…

Ne zamandır? 1999 yılından beri…

Saçı-sakalı ağarmış Brandon ABD devletinin politikalarıyla, savaşlarla, CIA ile ilgili hemen bütün filmlerin üretim aşamasında yer almış…

Türkçe isimlerini bilmediğim için kendisinin resmen ve alenen, adının künyede geçirilmesine de izin vererek ilgilendiği filmlerin orijinal isimli listesinden bazılarını ilginize sunayım: The Recruit.. Sum of All Fears.. Enemy of the State.. Bad Company.. Mission Impossible III… Meet the Parents… In the Company of Spies.. The Good Shepherd.. Charlie Wison’s War.. Spy Game.. The Interpreter.. Salt…

James Bond.. Jason Bourne..

Tabii James Bond ve Jason Bourne filmleri de…

Yaklaşık 200 Hollywood filmi CIA veya Pentagon onayıyla çekilmiş…

Ayrıca Alias, Person of Interest ve 24 gibi dizilerde de ‘danışman’ olarak görev almış Chase Brandon

Reklam

CIA’den Valerie Plame, Joe Weisberg, Robert Grenier gibi isimler de değişik TV dizilerinde belirleyici roller üstlenmişler…

Savaş filmlerinde Hollywood’a muhatap seçilmiş bir isim de Pentagon’un Hollywood irtibat subayı Phil Strub

Neden bu uzun açıklama?

Şu gerçeğin bilinmesi için: Karşımıza film veya dizi olarak çıkan ABD yapımı görsel ürünlerde, içinde CIA’nin adı geçiyorsa, ya da konu ABD politikalarıyla ilgiliyse, o film veya dizi mutlaka ama mutlaka CIA denetiminden geçmiştir.

Komedi filmi olan ‘Meet the Parents’ gibi olanlar bile…

Son yıllarda bütün dünyada heyecanla izlenen ‘Homeland’ dizisinin bütün ekibi –yapımcılar, senaristler ve artistler– her yeni sezon başında ABD başkenti Washington’un bir mahallesi olan Langley’deki CIA karargahına gidip brifing bile alıyor.

En uzun süreli heyecan dizilerinden ‘24’ tam sekiz sezon boyu bir kıtadan diğerine operasyon çeken bir CIA ajanının maceralarını gümüş ekrana yansıtıyordu. Kiefer Sutherland’in canlandırdığı Jack Bauer’in maceralarını…

Son bölümü Türkiye’yi hedef alıyor..
Türkiye.. Cumhurbaşkanı.. FETÖ.. NATO tekmili birden.. dizide…

Kiefer “Ben artık bu tür filmlerden bıktım” noktasına gelmişken, aa o da ne, bir baktık, bu defa tesadüfen ABD başkanlığına tırmanmış bir politikacı olarak ‘Designated Survivor’ dizisinde karşımıza yeniden çıkıverdi.

Yalnız başrol oyuncusu da değil, aynı zamanda yapımcı olarak da…

Bu dizide de Chase Brandon’un, –yani CIA’in– parmak dokunuşları hissediliyor.

Özellikle de neredeyse bütününün Türkiye’ye hasredildiği son bölümde…

Dün gece oturduk, aile boyu, hayretler içerisinde kalarak, o bölümü Hulu’dan izledik…

Yeni darbeden çıkmış Türkiye.. Cumhurbaşkanı Fatih Turan BM toplantısı için ABD’ye gidiyor.. Bir üniversitede misafir öğretim üyesi olan Nuri Şahin ve adamları orada protesto gösterisi düzenliyor… Cumhurbaşkanı Turan ABD başkanına, “Fatih’i bize ver, o darbe girişiminden ve çok sayıda insanın ölümünden sorumlu” diyor… ABD’yi ülkesi adına tehdit ediyor Türkiye cumhurbaşkanı… “NATO’dan çıkarım, askeri üs ve tesisleri Ruslar’a veririm” tehdidini savuruyor…

Evet, henüz dün ihtilâfı yaşanan NATO konusu bile, dizinin bu bölümünde yerini almış bulunuyor…

FETÖ’ye sahip çıkıyor ABD başkanı…

Dizide tabii…

Kısacası bölümün içerisinde tek eksik Rıza Sarraf

İçimizden biri, “Onu da gelecek bölüme saklamışlarsa hiç şaşırmam” dedi izlememiz bittiğinde…

Önceki bölümlerde de çeşitli ülkelerle ABD arasında sürtüşmeler yaşanıyordu, ancak senaristler her ülkeye başka isimler uydurmuş oluyordu. Bu defa Türkiye adlı adınca sahneye yansıtılmış…

Amerikalılar yüzümüze söyleyemediklerini senaristler aracılığıyla dizideki artistlere söyletmişler…

CIA sansürler, bu dizi sansürsüz

James Bond, biliyorsunuz, İngiliz MI6 ajanıydı. ‘Tomorrow Never Dies’ filminde yanında bir de CIA ajanı vardı. İkili uçaktan Vietnam sularına doğru atlarken, CIA ajanı, “Ne olacak biliyor musun? Bu bir savaş ve belki bu defa biz kazanabiliriz de…” diyecekti.

Hiç değilse senaryoda öyle yazıyordu ve öyle de konuşmuştu CIA ajanını canlandıran artist.

Ancak, CIA adına filmin son halini izleyen görevli, Chase Brandon, yanlış anlaşılabileceği gerekçesiyle o cümleyi sansürledi.

Türkiye dahil 100’den fazla ülkede izlenen ‘Designated Survivor’ dizisinin ülkemizle ilgili bölümü ise rahatsız edeceği bilindiği halde sansürsüz yayınlanabildi.

Ne oluyoruz, bilen var mı?

ΩΩΩΩ

Reklam

8 YORUMLAR

  1. Bu Nuri Sahin adi da rastgele secilmemis sanirim. FETÖ liderinin kullandigi 3 müstear isim A.Fettah Sahin, Semsettin Nuri ve Safvet Senih imis. En azindan gazetelere yansiyan haber bu.

  2. Dolar uluslararası para olarak kabul edilmiştir. Karşılıksız basılmaktadır. Yani ABD ve Amerika Merkez Bankası sahibi Sermaye dünyada sınırsız güce sahip görünüyor. Sermaye ile çatışsa bile doların batması tüm dünyayı rahatsız ettiği için kolay kolay batıramazsınız. Sermaye’nin gücü devam edecektir.
    Sermaye’nin hedefi, üçüncü cihan savaşı çıkarıp silah satmak sonra da bombalanan ve harabe haline gelen dünyayı yeniden imar etmek için dolara yeniden alan açmaktır. Mezhep kavgasını çıkaramayınca şimdi Acem-Arap kavgasını belki de Slavların kavgasını çıkaracaktır.
    Filmleri seyredip bunları izleyerek beyinlerin yıkanması ötesinde bir yarar yoktur. Sorun bu Sermaye saldırısının nasıl çözüleceği sorunudur. Semt kooperatifleri kurulacak ve her kooperatif gerektiğinde Adem’den önce olduğu gibi kendi imkanları ile yaşayacak. Savaş çıksın çıkmasın her semt yaşamaya devam edecek savaş bittiği zaman Sermaye yeniden sömürmeye başladığı zaman semtler harap olmuş dünyada sermayesiz yaşam imkanının bulacaktır. Yeni dünyayı semtler Sermayesiz kurabilecektir.
    Devletler ise savaşa tarafsız kalacaktır. Savaş bittiği zaman varlıklarını sürdürecek ve güçlü olacaklardır. Demek ki iki yol planımız vardır. Birinci siyaset; semt kooperatifleri kurulmalı tarım semtleri ile sanayi semtleri kardeş yapılmalı ve kriz zamanlarında sıkıntılı olsa da yaşamaya devam edilmelidir. İkinci siyaset ise her ne olursa olsun savunmada kalmalı ve karşı saldırıda bulunmamalı. Savaşın sonunda devlet varlığını göstermelidir. Basit ama kesin savunma budur.

  3. Fatih Turan vs Nuri Şahin, isimler bile Steinbeck sembolizmi gibi özenle seçilmiş. İsimlerden gidilerek 2 sayfa yazı yazılır. Ohalde ben yazmayacağım akil olana bir işaret yeter.

  4. 1.Retuş yok,
    2.Fütur yok,
    3.Dolayım filnde yok; ancak film dolayımı var,
    4.Bu açıķlık yapılacaklara tepkiyi azaltmak için “herkesin bildiği” /bilmesi sağlanan gerekçeyi oluşturuyor,
    5. Açıklık, istihbaratın bittiği yeri, zamanı gosteriyor,
    6.Eldivenleri takmış boksörler, ringe yüruyorlar; ne yapacakları malûm; “görülecek sonuca” bahis oynayanlardan da kazanmayı plânlıyorlar,
    7.Çok esaslı, çok bilmiş tahkimat seziliyor,
    8.Planlanın sapmaması için karşı tarafa cevap, tepki kanalı, koşullaması yapılıyor,
    9.Beklenmeyenleri beklemiyorlar; önlemlerine güvenleri çok,
    10.Yapacaklarıni diger potansiyellere ibret , vaydırıcılık olsun diye göstere-gösteredeler,
    11.Çileden çıktıklarını, çok kızdıklarını böylelikle , bu tutumla gizlemeyi düşünüyorlar,
    12.Tarihsel takıntı yı yaşıyorlar…

  5. başkalarının tuzağını araştırırken pat ayağımız bir tuzağa düşüyor. Ondan kurtulmak için çabamız bitmeden bir başka tuzağa daha düşüyoruz. Yöneticilerin aldanmaları cüz i , millet ve devlet olarak aldanırsak bu bize pahalıya mal olur. Madem sarıklı senin Natoyla aran açılmasından yan tavır sergilemişse neden aramızı açıyoruz. Adamlar senaryo yazıyor filim çekiyor sonra bize önce perdede sonra gerçek hayatta izletiyorlar. Olayları okumakta zorluk çeken zeki bir milletin halini bende anlamıyorum. Arif boşuna dememiş tarafgirlik gözü ve aklı kör eder…….

  6. Sayın Koru,sizin sorduğunuz “bilen varmi?” Sorunuza cevabım evet bilen var, bunları bilmemek için televizyonlar ve gazetelerde tek kalemden çıkan haber ve yazılar vede birilerine hoş görünmek için gazeticilik adı altinda insanlari fişleyip hayatlarının kararmasına sebep olanların yaşadığı bir ülkede yaşamak gerek.
    Eğer böğle bir ülkede yaşamiyorsanız bundan daha fazlasını bilmemek için sadece yukarda tarif ettiğim o ülkenin televiziyonlarini izleyip ve dilini konuşanlar nerede yaşarsa yaşasın sizin sorduğunuz soruları bilmezler.
    Geri kalan herkes bunları en ince ayrıntılarına kadar bilir.
    Batılı gazetecilere hela olsun hem mesletaşlarını koriyorlar hemde yolsuzluk yapan devlet ve iş adamlarının bütün hillerini ortalığa saçiyorlar.
    İnşAllah bizdeki gerçek basın mensuplarında batili gazeteciler gibi korkusuz ve özgürce mesleklerini yapmaları nasip olur.
    Fehmi bey sizce 15 Temmuz 2016 seneryosunu hangi dizide gösterirler?
    Ben onu çok merak ediyorum, çünkü seneriyo yazılmış.

  7. Fehmi Bey. . Son anlattığınız filmde Durkiye Cumhurbaşkanı Amerika başkanından Fatihi mi istiyor yoksa Nuri Sahin’i mi?
    Çünkü Fatih kendi adı. .?

  8. O bölümde asıl dikkat edilmesi gereken başkanın nuri şahin için “yeterki çan eğrisi sistemini uygulasın “sözüdür.80 ‘li yıllarda kemal gürüz eliyle üniversitelerde uygulanmaya başlayan sistem bütün ülkeye yayıldı.Kapitalist sistemin ideal insan tipini yetişren bu sistem toplumsal genetiğimizi değiştirdi değiştiriyor.
    Ne acıdır ki ne dindarların ne milliyetcilerin ne solcuların umurunda…

Yoruma kapalı.