Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi şiir-sever biri.. eski şiirimizden bir albüm yapacak olsaydı..

22
Reklam

 

Nasıl olduysa, rafta duranlar arasından, elim tesadüfen bir şiir albümüne kaydı.

Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı –hatta başbakan– olmadan çok önce, 1999 yılında, bir şiir albümü çıkarmıştı. Kendi sesine ve daha da önemlisi o zamanki çizgisine çok uygun şiirleri seçerek…

İşte o albüm. ‘Bu Şarkı Burada Bitmez’ albümü…

Necip Fazıl’ın ‘Zindandan Mehmed’e Mektup’ şiiri.. Erdem Bayazıt’ın ‘Sana Bana Vatanıma Ülkemin İnsanlarına Dair’ şiiri.. ve diğerleri..

Erdem Bayazıt.. Şair..

Erdem Bayazıt’ın şiirinden şu mısralar diline ne kadar yakışır Tayyip Erdoğan’ın:

“İsyan şiirleri bilirim sonra

kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden

harfler harp düzeni almıştır mısralarda

Reklam

kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır

kimi bir soygun sofrasında ışıklı salonlarda

hırsızın gırtlağına tıkanmıştır

müslüman yürekler bilirim daha

kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet

eller bilirim, haşin, hoyrat, mert

alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır

her kırışığı, sorulacak bir hesabı

Reklam

her çizgisi, tarihten bir yaprağı anlatır…”

Muhteşem mısralar, Tayyip Erdoğan okuyunca, kulağa daha ihtişamlı geliyor.

Çağdaş isyan şiirleri, Erdoğan’ın dilinden…

Yıl 1999… Millete hizmet için yola çıkmış genç bir siyaset adamının önü yargı yoluyla kesilmek istenmiştir. Cezaevine düşecektir. Gazeteler “Bundan sonra muhtar bile olamaz” manşetleriyle çıkmakta, bunlar okuduğu bir şiir yüzünden başına gelmektedir.

Tayyip Erdoğan.. bu duruma.. sevdiği şairlerden seçtiği çağdaş şiirlerle meydan okumakta.

Çağdaş, yani kendisiyle aynı zaman diliminde yaşayan, muhtemelen hepsini tanıdığı şairler…

Şiirleri hem de çok etkili okumaktadır.

Yine o dönemde, kendisiyle ‘çağdaş’ olmayan, çok daha önceleri yaşamış, okul hayatında edebiyat derslerinde karşısına çıkmış ve kendisini etkilemiş şiirlerden bir kaset yapmak isteseydi..

Eski şiirin rüzgârıyla…

Kimleri, hangi şairlerden hangi şiirleri seçerdi?

Meselâ Mehmet Emin Yurdakul’un şu mısraları üzerinde “Herhalde almalıyım” diye düşünmez miydi?

“Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.

Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;

Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;

Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,

Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.”

Şairi Mehmet Emin Yurdakul 1869-1944 tarihleri arasında yaşamıştır.

Biraz daha gerilerden hafızasında hangi şiir vardır, Osmanlı döneminden o günkü (1999) havasına uygun şiirlerden bir kaset çıkaracak olsaydı, hangi şiiri seçerdi?

Namık Kemal.. vatan şairi..

Namık Kemal’den?

O kasette yer alacak şiirleri ben seçecek olsaydım ‘vatan şairimiz’ mutlaka onda yer alırdı.

Herhalde Hürriyet Kasidesi ile…

Şu beyitler:

“Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetden

Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetden

Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette

Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten

Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin

Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

Anılsın mesleğimde çekdiğim cevr ü meşakkatler

Ki ednâ zevki a’lâdır vezâretden sadâretden

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet


Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet


Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten”

Bugünkü dille:

“Asrın hükümlerini doğruluk ve selametten sapmış görüp şeref ve haysiyetle hükümet kapısından çekildik.

Başarının sırları milletin kalbinin birliğinde durur. Halkın fikirlerinin birbirinden farklı olmasından hayırlı sonuçlar doğar.

Felek, her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin. Millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.

En basit zevki vezirlikten, sadrazamlıktan daha üstün olan mesleğimde çektiğim bütün eziyet ve sıkıntılar anılsın.

Zulüm ve adaletsizlik ile hürriyeti yok etmek (ortadan kaldırmak) ne mümkün(dür?) Eğer gücün yetiyorsa, insanoğlundan idraki (anlayışı) kaldır.

Ey hürriyetin güzel yüzü! Ah! (Sen) ne büyüleyici imişsin. Gerçi esaretten kurtulduk, (fakat bu sefer de senin) aşkının esiri olduk.”

Namık Kemal kısaca ‘Hürriyet Kasidesi’ diye bilinen bu şiirini Sultan Abdülaziz döneminde yazmıştır.

Şiirde siyaset yolunu açan şiir

Divan şiiri aşka-meşke önem verir, genel hatlarıyla siyasi değildir; o günün hayatında başka nasıl olabilirdi ki?

Ancak Tanzimat’la birlikte Türk şiiri siyasi bir mahiyet de kazanmış, Mustafa Reşid Paşa’ya hitaben yazdığı ‘kaside’ ile, bu yolu, ilk gazetecilerimizden de olan Şinasi açmıştır.

Okuyalım:

“Ettin âzâd bizi olmuş iken zulme esir

Cehlimiz sanki idi kendimize bir zencir

Bir ıtık-nâmedir insana senin kânunun

Bildirir haddini Sultan’a senin kânûnun

Sen gibi âkil olan kan dökerek gün mü sürer

Vech-i namusuna ol kan ile düzgün mü sürer”

Bugünkü dille:

“Cehaletimiz (ayağımızda) sanki bir zincir gibiydi, zulme esir olmuştuk, sen bizi azad ettin.

Çıkardığın kanun bir esirlikten kurtuluş belgesidir ve Sultan’a da haddini bildirir.

Senin gibi akıllı biri kan dökerek gününü geçirmez; namuslu alnına kanla katil yaftasını yazdırmaktan kaçınır.”

Eski şiirimizden bir seçki yapsam ben bunları alırdım.

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Müsadenizli,Sn.Yazar, şiirden sonra güzel bir Hüseyni makamından bir şarkı ilave edeyim.Sazlar iyi çalarlarsa Çok huzur verici oluyor………. Ne feryad edersin divane bülbül
    Senin bu feryadın anam gülşene kalsın
    Bu dünyada eremezsen murada
    Huzur-u mahşere anam divana kalsın

  2. Bence bir kültür hizmeti olarak, bu şiir seçkilerinden Fehmi bey bir kaset çıkartsın. Tayyip bey, şiir gibi yaptığı hizmetlerle milletin gönlünde yer etmiş/ediyor.

  3. Fehmi abi kaseti görünce çok duygulandım babam almış tı mazlumların sesi diye hemen bütün şiirleri ezberlemiştim Ben 28 Şubat ta lise son öğrencisiydim ünüverste hayatım ise sadece bir sene devam edebildi. Başörtüsü mağduru olup tahsilime devam edemedim. Fehmi abi yıl 2017 ne acı ben yine mağdurum. Şimdi üç çocuk annesi bir ev hanımıyım çok şükür Rabbime eşim geçmiş de istifa ettiği sendika üyeliğinden dolayı öğretmenlik mesleğinden ihraç edildi. Şu ana kadar ne ifademiz alındı nede başka bir işlem yapıldı. Fehmi abi içim hiç bu kadar yanmamış onurumuz şerefimiz hiç bu kadar ayaklar altına alınıp çiğnenmedi. Abi çok zormuş iftiraya uğramak hem de vatanını bu kadar severken. Sevmekden vazgeçmem asla biz biliyoruz vatan sevgisi imandan. Canım yanıyor kalbimle aklım kavga ediyor. Gönül verdiğim mazlumların sesi dediğim devlet büyüklerine bakıyorum ve sadece adalet istiyorum. Onurumuzun şerefimizin iadesini istiyorum.

    • Şule hanım, yıllarca mucadele edip kazandığımızı zannetiğimiz haklarimizi (inançlarımızdan dolayı) hapsedilen o soğuk odadan çıkarıp kendimize baştaci yaptıklarımız tarafından ateşe atılarak yok edilmesiyilede kalmayıp soy kırımına dönüşmesine şahid olmak bizleri kahretmekle birlikde yanmış yaralarımızda tadevi edilmez hale getirıldi.
      Şu an inanın bütün kalbimle keşke 28 Şubatcılar olsaidi diyiyorum.Demekki inançsızlar “bizim” gibi inaçlıardan daha merhametli’imişler.
      Allah’ın izni ile bu günler geçecektir,”fakat” yapılan tahirbatları mezara kadar tamir olmiyacaktır. Bu bir bakımdan onlar için iyi oliyor. Nasıl olurda onlar için iyi olur demeyin! 20 yıldır ( ben hiç bed dua etmem) onların yaptıklarını her hatırladığımda hisettiklerim onlara mükafat olarak cehenemde bir odun daha artırıyor.
      İsim yazmak istemiyorum sadece benimle birlikte yüzlerce kişiyi aileleri ile birlikte mağdur eden şahıs her aklima geldikce onun adını yazip google tikliyorum ve sülalece kahr oldukları olayi okuyorum “sevinmiyorum” sadece Allah’ın adaletinin azametini göriyorum.
      Gelecek en güzel günler sizlerın olması dileklerimle.Allaha emanet olunuz.

  4. Son olarak, Nef’i’ nin “Söz Kasidesi” kalacak elimizde: “… Varsın günün sultanları değer vermesin. Onlar göçüp gidince de sultandır sözüm…”

  5. Ben sizin yerinizde olsam Tevfik Fikretin şu mısralarını da eklerdim.
    Bir devr-i şeamet, yine çiğnendi yeminler;
    Çiğnendi, yazık, milletin ümmid-i bülendi!
    Kanun diye topraklara sürtündü cebinler;
    Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi…

  6. Yapıcılar var yıkıcılar var. Batıda eğitim görmüş şairler ve fikir adamları, şeytanın yolunu seçerler. Yıkmakla bir olacağını zannedeler. Koru’nun seçtiği şiirler hep muhalefete dayanır. Koru kendisi yazılarında asla yıkıcı olmamıştır. Her nedense yıkıcı şiirleri beğenmiştir.
    Cihat İslamiyet’te en büyük ibadettir. Şehitlik mertebesi peygamberler seviyesindedir. Cihat ile cidali ayırmak gerekir. Cidal başkasını yenmek için yapılan çatışmadır. Cihat ise başkalarını da kurtarma çabasıdır. Biz Sermaye’nin yaptıklarına karşıyız. Sermaye’nin kendisine karşı değiliz. Biz kapitalizmin sömürüsüne karşıyız. Sermaye’nin kendisine karşı değiliz. Biz sosyalizmin zulmüne karşıyız. Yönetime karşı değiliz.
    ‘Evet’ diyenler Erdoğan’a tuzak kuranlardır. Başkanlık sistemini getirecekler. Sonra Erdoğan’ın yerine Derviş’i cumhurbaşkanı yapacaklar. Bahçeli 2019 seçimlerinde Erdoğan’a oy vereceğini taahhüt ediyor mu? Erdoğan %52 ile seçildi. Gülenciler Erdoğan’a oy verdiler, AK Parti içinde Derviş’çi insanlar belki de ekseriyettedir. Erdoğan’a karşı olduğumuzdan değil yanında olduğunuzdan ‘Hayır’ diyoruz. Biz iktidarda olanın yanlışlarını gösterip doğrusunu yapmasını öneririz. İktidarı devirmeyi asla düşünmeyiz.
    Şairlerin hürriyet dediği şey imparatorluğu yıkmak, sonra da Türkiye’yi İslam’ın dışına çıkarmak. İsyancı ve şakşakçı basını tasvip etmeyiz.

    • dikkat edilirse zaten kimse hayır cephesi içinde saadet partisini anmıyor. zira bu partinin gerek yöneticilerinin gerek tabanın niyetinden kimsenin şüphesi yok. naçizane kanaatim referandum konusunda tabanın parti yöneticileri ile aynı kanaatte olmadığı yönünde olduğudur. Erbakan vakfı da aynı kanaatte değil gibi anlıyorum. fatih beyin bir televizyon programında verdiği röportaj bu kanımı güçlendirdi…zaman içinde bazı duruşlar daha netlik kazanacak sanırım.

  7. Sayın Koru, mevzuyu öyle bir yere getirmişsiniz ki, insanın yorum üstüne yorum yazası geliyor. Şiir, özellikle de 19. Asır Türk şiiri benim alanım. Tevfik Fikret’in ‘Millet Şarkısı’ mesela, ne güzel bir şiirdir.
    “Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa,
    Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
    Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
    Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.”

  8. Sayın Koru, merhum Mehmet Akif’i de bu listeye alsaydınız güzel olurdu.
    “Ey dipdiri meyyit iki el bir baş içindir
    Davransana eller de senin baş da senindir.
    His yok, hareket yok, acı yok leş mi kesildin?
    Hayret veriyorsun bana sen böyle değildin!”
    Ya da
    “Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi!
    Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi.”
    gibi 1999 un havasını yansıtan şiirleri mevcut.

  9. tabii Erdoğan hangi şiirleri seçerdi bilemem benim önerim bir fatihin şiirini seçmesi olurdu….

    İmtisâl-i câhidû fillâh olubdur niyyetüm
    Dîn-i İslâm’un mücerred gayretidür gayretüm

    Allah için küfürle cihadın misalini vermektir niyetim;
    Mücerret gayretim, (sadece) İslâm dini içindir.

    Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullâh ile
    Ehl-i küfri ser-te-ser kahr eylemekdür niyyetüm

    Hakk üstünlüğü ve Allah’ın yücelttiği veliler himmetiyle
    Kâfirleri baştan sona kahreylemektir niyetim.

    Enbiyâ vü evliyâya istinâdum var benüm
    Lutf-ı Hak’dandur hemân ümmîd-i feth ü nusretüm

    Peygamberlerle velilerdir dayanağım benim;
    Hakk’ın lütfundandır, fetih ve başarı ümidim.

    Nefs ü mâl ile n’ola kılsam cihânda ictihâd
    Hamdülillah var gazâya sad hezârân ragbetüm

    Nefis ve malla cihadıma şaşılmasın;
    Hamdolsun, gazaya binlerce rağbetim var.

    Ey Mehemmed mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile
    Umaram gâlib ola a’dâ-yı dîne devletüm

    Ey Mehmet, Seçilmiş Ahmed’in mucizeleriyle
    Umarım, galip gelir din düşmanlarına devletim.

    Avnî (Fatih Sultan Mehmet)

  10. Erdoğan,hem kendi albümünde hem de Fehmi Bey’in seçkisinde ifade edilen
    fikirlere uygun icraatlar yapıyor.

    Mesela Erdem Bayazıt,

    “hırsızın gırtlağına tıkanmıştır” diyor ya.

    İşte bugün,çalıntı sorularla kamu kadrolarının işgal edilmesinin,baskıyla,tehditle, işadamlarınının himmet adı altında
    soyulmasının hesabı soruluyor.Bu cürmü
    işleyenlerin gırtlağına tıkanıyor yaptıkları.

    Mehmet Emin Yurdakul,

    “Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.” diyor.

    Bunun gereği de yerine getiriliyor.
    Bugün, suçsuz yere,kumpaslarla içeri
    atılan mazlumların hesabı soruluyor.
    Mesela Tahşiye davasında
    aylarca tutuklu kalanların hesabı.

    Gölbaşın’da şehid edilen özel harekat polislerinin hesabı da soruluyor darbecilerden,tankla ezilenlerin,kurşunlara
    hedef olanların da.

    Namık Kemal’in şu mısraına bakalım:

    “Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetden”

    Bakti ki Erdoğan 367 engeli çıktı karşısına,
    AYM’si de bu yollu ahkam kesti,erken seçime
    ve referanduma gitti 2007’de.Erken seçim kararı almak hükümetten çekilmenin bir
    başka şekli.Çünkü halk tekrar hükümet etme
    yetkisi vermeyebilirdi.

    Başka ne diyor Namık Kemal:

    “Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten”

    27 Nisan e-muhtırası karşısında Erdoğan’ın
    söylediği de bundan başka bir şey değildir.

    Başka?Şu mısra mesela:

    “Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten”

    Durum ayne böyle şimdi de.Yeni Asya bir telden,Milli Gazete bir telden,Cumhuriyet,
    Sözcü bir telden,Hürriyet ayrı bir telden,
    Aydınlık ayrı bir telden,Yenişafak,Star ayrı bir
    telden ve diğerleri ayrı ayrı telden çalıp söylüyorlar.Yüzlerce köşe yazarı ayrı ayrı
    perdelerden vuruyor saza.

    Ayrı ayrı cemaatlar,oluşumlar,sivil toplum
    kuruluşları,kanaat önderleri birbirinden farklı
    fikirler,öneriler ortaya atıyor.Devletin PKK ile
    mücadelesini katliam olarak niteleyen ve bildiri ile bunu kamuoyuna açıklayan aydınlar bile çıkıyor.

    Seçkide başka ne var?Şinasi’nin sadeleleştirilmiş şu beyti:

    “Cehaletimiz (ayağımızda) sanki bir zincir gibiydi, zulme esir olmuştuk, sen bizi azad ettin.”

    Evet,aynen böyleydi.Başörtülü asker anneleri
    çocuklarının yemin merasimlerini tel örgülerin dışından izleyebilirdi.

    Başörtülü milletvekili eşleri Çankaya’da verilen davetlere alınmazdı.

    Okullarda yapılacak sınav öncesi toplanan
    öğretmenler kurulunda okul müdürleri, öğretmenlere,en tehlikeli vukuatın sınıfa
    başörtülü bir öğrenci girmesi olacağını özellikle tebliğ ve ihtar ederlerdi.

    Meslek lisesi mezunu öğrencilerin 100 doğru
    cevabının puanı,düz lise mezunu öğrencinin 90 doğru cevabı kadar puan etmezdi.

    Bu listeyi alabildiğine uzatabiliriz.

    Ama bugün hamdolsun bunların hepsini geride bıraktık.

    Fehmi Bey haklı.Arada sırada eski yeni şiir
    kitaplarını karıştırmakta fayda var.Şahsen
    gerek divan edebiyatını,gerekse hece vezniyle yazılmış halk şiirlerini çok severim.
    Şiirden uzak durmayı noksanlık sayarım.

    • Bekir bey siz “Başörtülü milletvekili eşleri Çankaya’da verilen davetlere alınmazdı” diye yazinca aklima Bulent Arinc in meclis baskaniyken bir resepsiyon icin hazirlanan davetiyelere esinin isminide yazmasiyla o donemde Turkiye de koparilan kiyamet aklima geldi. Nereden nereye…

  11. Sayın Koru bu günümüzü anlatan şiir hangisidir diye kendi kendime sorduğumda Sezai Karakoçlu’un Masal Şiiri ve “olup bitenlerin olmaması için ne napıyorsun”dizeleri aklımdan geçiyor.Gene Karakoç’un
    “Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz.” Mısrası; Öğrenmediğimiz ve daha göreceğimiz okadar çok şey varki!
    Masal Şiirinden hepimiz kendimizle ilgili dizeler bulup,birbirimizi değil kendimizi aynaya koymalıyız.
    Günahlarımiza değil sevaplarımıza gerekçeler aramalıyız.
    Rabbim bizler vicdanı hür, aklı-Selim kullarından eylesin.

  12. Ahkam-asır sıdk u selametten münharif olduğu gün dükkanı kapatma vakti gelmiş demektir…

  13. Bugünkü yazı gene Rahmetli Erbakan hocayı hatırlattı. Demekki Rahmet istemiş! Rahmetli. Ufku açık ve insanlarıda çok iyi taniyan birisi’ imiş.
    Allah rahmet eylesin.

  14. Fehmi bey, seçtiğiniz şiirlere hayran olmamak mümkün değil.Yazınızda geçen bu şiirler sanki bugünler için yazılmış. Okurken her ne kadar hüzünlendirsede insanın ufkunu açiyor ve umutlandırıyor.
    İyki 10.köyünüze taşınmışsınız, bu köy ziyaretcılerıne huzur veriyor.
    Not: Değerli site okurları bu 10 numarayı sitedeki reklamlara tıklama sayısı olarak seçelim. Hergün herbırımız reklamları en az 10 kez tıklıyalım.Ne dersınız varmısınız?
    Hoşca kalın.

    • Yaptım siteye destek olmalıyız ki nefes alalım güzel yazılarla doyuralım ruhumuzu

Yoruma kapalı.