Dünden bugüne kendimize güvenimiz artmış olmalı. Öyleyse Guantanamo nereden çıktı?

13
Reklam

Dün bütün gün ve gece boyunca süregiden 15 Temmuz hain darbe girişimini anma etkinlikleri, önce kendimize sonra da bütün dünyaya, milletimizin demokrasiye sahip çıktığının en güzel ve en etkili mesajıydı.

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere ülkenin her tarafında “Bir daha asla” yeminleri edildi.

Ömrü, 10 yaşında bir çocuk iken karşılaştığı 27 Mayıs (1960) ‘ihtilâli’nden bugüne 5 darbeye ve görünür-görünmez sayısız müdahaleye tanıklık ederek geçmiş, her birinin arkasından yaşattırılan kayıp yılların olumsuz etkilerini üzerinde hissetmiş biriyim.

Bir daha asla” kararlılığı millet ve ülke adına bana müthiş anlamlı geliyor.

Umarım, o büyük anlamı küçük yanlışlıklarla heba etmeyiz.

‘Hero’ mu giyersin, o zaman ben de sana…

Sözgelimi, yargılandığı mahkemeye üzerinde İngilizce ‘hero’ (kahraman) yazan bir tişörtle geldiği için nefret toplayan bir FETÖ davası sanığına tepki olarak, terör davaları sanıklarına tek-tip elbise giyerek duruşmalara katılma zorunluluğu getirmek gibi…

Bu hazırlığı haber veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Guantanamo’dakilere yapıldığı gibi” benzetmesinde bulundu.

‘Guantanamo’ Küba adasında bulunan Amerikan deniz üssünün adı. 11 Eylül (2001) uğursuz saldırıları sonrasında, ABD’deki Bush yönetimi, eylemi yaptığına inanılan el-Kaide terör örgütünün ileri gelenlerini bulundukları ülkelerde derdest edip yargılanmalarının da yapılacağı o üsse kapattı.

Reklam
         Guantanamo’da mahkumlar..

Tek-tip elbise giydiriliyor Guantanamo’daki tutuklulara ve oradaki mahkemeye de aynı elbiseyle gelmeleri sağlanıyor.

İyi mi karşılanıyor bu, takdir mi ediliyor?

Hayır, tam tersine, el-Kaide örgütü ve onun temsil ettiği ideolojiden nefret edenler bile, Guantanamo sözcüğünü duyduklarında tepkilerini gizlemiyorlar.

Sanıkların Küba’da barındırılmasının bir sebebi var: ABD’nin orada kendi anayasası ve yasalarının çizdiği hukuki çerçeveyi uygulaması gerekmiyor…

Bu da Amerikalılara ters geliyor.

George W. Bush’un işkence de yapılabilmesi için el-Kaide üyelerini ABD sınırları dışındaki bir yerde hapsetme kararı, kendisinden sonra seçilen başkan Barack Obama tarafından benimsenmedi. “Guantanamo’yu kapatacağım” vaadiyle seçilen Obama bu sözünü tutamadı, ama orada tutulan mahkûm sayısını 41’e indirmeyi başardı.

En kalabalık olduğu dönemde Guantanamo’da 245 tutuklu kalmaktaydı.

Aradaki farkı fark edelim

Herhalde endişemi anlamışsınızdır: ABD’nin kendi sınırları dışında yaptığı.. az sayıda tutuklu için uygun gördüğü bir uygulamanın giysisi.. 50 binden fazla insanın mahkeme önüne çıkarıldığı Türkiye’deki FETÖ yargılamalarına taşındığında.. bizde de sıkıntılara sebep olabilir…

Reklam

“Yapmışlarsa çeksinler” diyen insanlar bile görüntüye bakıp farklı düşünmeye başlayabilir.

ABD’nin tarihinde uğradığı en ağır terör eylemiydi 11 Eylül; sonrasında eylemden sorumlu tutulan ve yargı önüne çıkarılan el-Kaide üyelerinin sayısını sınırlı tutmayı başardı Amerikalılar…

Bizde ise, 15 Temmuz hain girişiminden sonra, çok geniş çaplı bir ‘tasfiye’ ve yargı önüne çıkarma tedbiri tercih edildi.

İlan edilen OHAL bu işe yarıyor.

“Fransa’da da OHAL var, orada da süresi devamlı uzatılıyor” deniliyor; doğrudur, ancak OHAL uygulanan Fransa’da özgürlükleri kısıtlananların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. IŞİD ‘yakın ve açık tehlike’ olarak görüldüğü ve IŞİD ideolojisinden etkilenen militanlar birkaç kez Fransa’da can alıcı eylemler yaptıkları halde…

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün gece İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde yüzbinlere karşı yaptığı konuşmada darbe girişimi ardından alınan tedbirlere ilişkin şu bilgileri paylaştı:

Şu ana kadar TSK, emniyet teşkilatı, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlığı, yargı, üniversiteler başta olmak üzere kamu kurumlarıyla ilişiği kesilen FETÖ mensuplarının sayısı 111 bini buldu. Açığa alınmış olan 38 bin kişiyle ilgili araştırmalar da devam ediyor. (..) 134 bine yakın kişi gözaltına alınıp sorgulandı ve bunlardan 50 bin 400’ü tutuklandı. Kaçak durumda olan 8 bin 500’e yakın örgüt üyesiyle ilgili yakalama kararı bulunuyor. FETÖ ile bağlantısı tespit edilen dernek, vakıf, okul, dershane, sendika, üniversite, medya organı gibi 5 binin üzerinde kuruluş kapatıldı, mal varlıkları da Hazineye yani millete devredildi.”

Hayli yüklü bir hesap sorma bizde yapılan; ABD ve Fransa’da yapılanlara benzemiyor….

15 Temmuz günü, dün, yeni bir KHK ile, 7 bin kişi daha devletten tasfiye edildi.

Artık kendimize güvenmeliyiz

Özellikle dünkü anma etkinliklerinden sonra, milletimizdeki demokratik kararlılığa bakarak kendimize inancımızın artması ve 15 Temmuz’da yaşananların bir daha tekerrür etmeyeceğine güven duymamız lâzım.

Alınacak tedbirler de o güveni yansıtmalı.

Ufak yanlışlıklar büyük kazanımları gölgelememeli.

Sözün özü şu: Guantanamo bize uygun değil.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. ABD’de sadece Quantanamo daki mahkumlar degil, hapislerde basit suclar icin tutklanan saniklar dahi hapislerde tek tip elbise giydirilir, ve sanik veya mahkumlar hapiste kaldiklari muddetce hapishane tarafindan verilen tek tip elbiseyi giyebilirler, kendilerin ait elbiseler giriste alinir ve ozel mauhafaza kabinetlerinde saklanir. Quantanamo’yu critic edenlerin bu tek tip elbise giymekle hicbir alakasi yok, en karsi cikanlar dahi Quantanamoyu mehkumiyet kriterleri ve insan-haklari baglaminda tenkid ediyorlar…Bu acidan yanizizdaki “tek tip elbise” tartismasi anlamsiz. (faydali olabilir: http://www.slate.com/articles/news_and_politics/explainer/2010/12/orange_alert.html

  2. Hukuk, siyasi iradenin kotrolünde olursa Adalette siyasi iradenin istediği kadar verilir. İnsan hakları da üzerinde uzlaşılma sağlanamamış bir kavram olarak önümüzde duruyor. Yapılan eylemle yarğılanmak mı yoksa eylemi yapan kişiyle şu veya bu şekilde bağlantılanarak yarğılanmakmı? Eylemden çok eylem yapabilir düşüncesiyle insanların zihinlerinin okundugu bir yarğılama yolu ile adalet sağlanabilirmi?FETÖile bağlantılı kurumların açılmasına izin veren imza sahiblerinin değilde yasal ve açılmış bu kurumlardan hizmet alanların yarğılandığı bir mekanizmada adalet beklenebilirmi? Zor olan yarğı yetkilileri de kurumları açanların peşine düşmekten korkuyor olması. Kolay olan ve insanları korkutarak büyük.bir canavar yaratmaktır. Yolda giderken FETÖ kurumların tabelalarına baktın suçlamasına doğru gidiliyor.

  3. Hukuk, siyasi iradenin kotrolünde olursa Adalette siyasi iradenin istediği kadar verilir. İnsan hakları da üzerinde uzlaşılma sağlanamamış bir kavram olarak önümüzde duruyor. Yapılan eylemle yarğılanmak mı yoksa eylemi yapan kişiyle şu veya bu şekilde bağlantılanarak yarğılanmakmı? Eylemden çok eylem yapabilir düşüncesiyle insanların zihinlerinin okundugu bir yarğılama yolu ile adalet sağlanabilirmi?FETÖile bağlantılı kurumların açılmasına izin veren imza sahiblerinin değilde yasal ve açılmış bu kurumlardan hizmet alanların yarğılandığı bir mekanizmada adalet beklenebilirmi? Zor olan yarğı yetkilileri de kurumları açanların peşine düşmekten korkuyor olması. Kolay olan ve insanları korkutarak büyük.bir canavar yaratmaktır. Yolda giderken FETÖ kurumların tabelalarına baktın suçlamasına doğru gidiliyor.

  4. Allah zalimleri sevmez
    İsyancıları,silahsız masum insanları katleden katil hainleri.
    Ama kadın çocuk suçlu suçsuz demeden masum insanları perişan edenleri de sevmez.
    -Hero mevzusu; O hainleri hapishaneden gelirken hiç bi görevli görmedimi ki bu gün ilkokul çocukları bile biliyo ingilizce manasını.
    Guantanamo;Müslümanların peygamber efendimizin ve sahabenin hayatından örnekler vermesini beklerim,zalimlerin değil

  5. İslamiyet’te tutuklama yoktur, gözaltına alma yoktur. Soruşturmacı sanıkların ve tanıkların ayağına gider. Onlarla sohbet eder. Açık cihaza kaydeder. Sonra tanık ve sanıklara yazılı sorular sorar. Onlar da yazılı cevap verirler. Soruşturmacı bir kanaat edinirse raporunu tanzim eder. Savcıyla(kamu hakemine) hakemler soruşturmacı raporunu incelerler. Kişiyi güvenilir bulurlarsa raporu da yeterli görürlerse şehadetini kabul edeceğini bildirirler. Görmezlerse reddederler. O soruşturmacı artık o konunun soruşturmacısı ve tanığı olmaz.
    Hukuk davalarında iki, ceza davalarında dört adil soruşturmacı ayrı ayrı birbirinin etkisinde kalmaksızın yeter rapor tanzim etmişse duruşma yapılır. Tanıklar sadece “bu kişi şu kişiyi kasten katletmiştir” derler. Hakim bir şey sormaz, tanıklar da bir açıklamada bulunmazlar. Hakim sadece şahitlerin şehadetini tespit eder. Hakemler cezalarını takdir ederler.
    Ceza davasında sanık ifade vermezse, duruşmaya gelmezse, infazdan kaçarsa onun kişiliği sona erdirilir. Artık onu hukuk korumaz. Bu husus ayrı dava ile tespit edilir.

    Anayasada “işkence ve angarya yasaktır” diye yazmaktadır. Ancak her yerde işkence yapılır. Bu düzende başka yol yoktur. Ülkemizin de acil sorunu var.

    Yerinden yönetim sorunu, yargı sorunu, Ordu yasaldır sorunu ve karşılıksız para sorunu. Bunlar acilen çözülmedikçe temennilerle hiç bir şey düzelmez.

  6. Örgüt devlete sızmış, ele geçirmiş gibi söylemler maalesef doğru değil. Siyasilerin ifadelerinden gayet iyi biliyoruz ki devlet örgüte teslim edildi. “Ne istedilerse verildi”. O yüzden bundan şikayet etmeye hakları yok. Kendim ettim kendim buldum meselesi. Ancak bunun hesabını vermek zorundalar. Yaptıklarının zararını tüm ülke çekiyor. Üstelik aynı hatalara devam ediyorlar. Başka cemaatler, yapılar aynı yöntemlerle devleti sürekli ele geçiriyorlar bugün de, dün olduğu gibi. Devlet liyakata göre değil referansla ve mülakatla adam seçiyor. O zaman aynı felaketler yarın da tekrarlanacak demektir. AB projesl bu cemaatci devlet örgütlenmesinden kurtulmamızın reçetesiydi. Ama ne siyasiler ne de halk bunu anlamadı. O yüzden hepsi çöpe gitti. Anlamaları da mümkün değildi. Çünkü hiçbir zaman demokrasiyi özümseyecek eğitim ve entellektüel kapasiteye ulaşmadı ülkemiz. O yüzden bizim yerimiz belli. Orta Doğunun sıradan ülkelerinden biri olmak. On yılda bir darbe. Gelgitler.

    • ab ve abd gibi birkaç refah yılı için dünyanın her yerine terör acı ve korku bombalayacağına ortadoğunun sıradan ülkelerinden biri olunsun. başhekimler düzeyinde yapılan bir toplantı da büyük bir ilaç firması bizim hedef kitlemiz hasta insanlar değil sağlıklı insanlar diyordu. ve onların sağlıklı kalmaları için çalışmayı değil hastalanmalarını sağlayıp ilaç satmayı alenen kastediyordu. sizin reçeteniz bana onun sözlerini anımsattı. her ne kadar işaret ettiğiniz bazı noktalara katılsam da çıkış noktanıza katılmak mümkün değil…belli bir eşiği atlayana kadar bazı yanlışlar kaçınılmaz oluyor maalesef…

  7. Obama’nın Guantanamo yı kapatmak için imzaladığı kanun senetöden döndü, onlar red etti.
    Orada bulunan tutuklulardan yüzde beşi suça karışmış ve geri kalanların tamami suçsuz.
    Mahkümlara suçlu suçsuz demeyip yapılan işgencelerı CİA dünyaya duyurdu ve suçsuzların bırakılması için senelerce mucadele etti. Bunu
    2016 da Serbest bırakılan mahkümlardan Mohammedou Ould Slahi nin “Guantanamo Diary” adli kitabından isteyen okuyabilir.
    Bu kitapta Müslümanim diye geçinenlerin nasıl birer canavar oldukları vede suçsuz günahsız ayni zamanda zekalı ve geleceği parlak olan gençleri tuzak kurup akla hayale gelmeyecek oyunlarla kendi vatandaşlarını kanunsuz yollardan gizlice Guantanamo canavarlarına teslim ettikleri açık açık yaziyor.
    Aci olan tarafı o mahkümların suçsuzluğunu isbatlaya bilmek için Amerkalı ve Avrupalilar maddi ve manevi her türlü yardımı yapiyorlar.
    Slahi’ nin kitabında ki anlatılan insanlık dişi iftira,hakaret,ve merhametden noksan canavarlaşmış insan tipleri maalesef en çok kendilerine Müslüman maskesi takarak “ADALET” adı altinda yaptıkları her türlü merhametden noksan canavrlıklara gene Müslümanlara “terörist” gözü ile bakanlar karşı çıkıp durdurmak için uğraşiyorlar.
    Sayın Koru şu anda Türkiyede yaşananların ( Guatanamo Diary) de geçe olaylarla aynen örtüşüyor sadece elbiseleri eksik,bırakın onuda tamamlasınlar.
    Ha o formalardan hapisdeki bebeklerede yaptırmayı unutmasınlar. Yalnız bebeklere 0 dan başlamaları gerektiği için biraz masıraflı olur, oda önemli değil. Sevgilli Devlet Babanin beyanlerina göre onların paraları anaları ve babalarının mal varlikları daha önce hazineye devredilerk odenmiş.
    Elhemdülillah Müslümanız, deyip kendimizi Avutalım, haksızliklar karşısındada susalım.

  8. Bizdeki durumun ABD ve Fransa ile karşılaştırılıp orada hakim karşısına çıkarılanların az,bizde ise fazla olduğu sonucuna varmanın doğru bir akıl yürütme olduğu kanaatında değilim.

    Çünkü durumlarımız farklı.Şöyle ki:

    Orada 1 eylem yapılmıştır ve eylemcilerin cezalandırılması söz konusu.Bizde öyle değil. Bizdeki yapı,yargıyı,emniyeti ele geçirmiş istediğini içeri alıyor,kumpas kuruyor,önünde engel olarak gördüklerini tasfiye ediyor,onlara dünyayı dar ediyor.Yargıya yolu düşenler, kelli ferli iş adamları Pensilvanya’ya ziyarete gidiyor.

    Sadece yargı ve emniyet de değil. Üniversiteler,milli eğitim,Bilgi Teknolojileri Kurumu,bütün kritik kurumlar bu örgüt tarafından ele geçirilmiş.El atmadığı yer kalmamış.Bütün kurumlara kendi elamanlarını doldurmuş.Kendi aralarında özel haberleşme sistemi bile kurmuşlar. Bu sistemi devletin işlerini yürütme sıradında da kullanıyorlar,özel işlerinde değil sadece. Burada söz konusu olan,bir sivil toplum kurululuşunun sempatizanlarının devletin çeşitli kademelerinde görev alması değildir.Çünkü bunlar,örgür liderinden, abilerden emir alarak devletin işlerini yürütmeye başlıyorlar.

    Şimdi bizdeki bu durumla ABD ve Fransa arasında bir benzerlik olmadığı açıktır.Pekiyi ne yapmalı?Bunların alayını içeriye tıkmak, hapishaneleri bunlarla doldurmak da çıkar yol değil.Yapılması gereken bunların açıkça suça bulaşanlarına hak ettikleri cezayı verip burunlarını sürtmek.

    İltisaklı ve sempatizan seviyesinde kalıp hala örgüte destek olmaya devam edenler,bu örgüte mensup olmaktan dolayı pişmanlık duymayanlar var bir de.Bu kesim hala örgütün yanlış bir iş yapmadığı ve sonunda galip geleceği kanaatinde.Şimdi,devlet bu kesimle nasıl çalışsın,devletin işlerini bunlara nasıl emanet etsin?

    Bu kafa yapısında olanların kamudan ayıklanması şarttır.

    Guantanano görüntüsü vermek gerekmez. Velakin hakim karşısına kahraman tşörtleri ile çıkanların hukuk kuralları içinde hadlerinin bildirilmesi de elzemdir.

    Halkın bu örgüte duyduğu öfke boşuna olmadığı gibi,haksız da değildir.Bu öfke katillerin,kumpasçıların hak ettikleri cezaya çarprırılmaları talebinden ibarettir.Yani adalet talebidir.Adalet suçluya haddini bildirmeyi gerektirir.

    Gölbaşın’da 50’ye yakın polisimizin başına bomba yağdıranlara ve onların destekçilerine halkımızın duyduğu öfke haksız bir öfke değildir.

    • 50.000 fazla insanımızın ölümüne neden olan PKK’ yada aynı öfke duyuluyor mu? ve Fetönün sempatizanlarına yapılan uygulamalar PKK sempatizanlarına uygulanıyor mu? Güneydoğudan her gün şehit geliyor. Haberiniz var mı? yoksa PKK unutuldu mu?

  9. OHAL uygulanan Fransa’da özgürlükleri kısıtlananların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor o halde o-hal kalabilir hoş görülebilir demek değil se , bizde özgürlükleri kısıtlanan çok var o halde kaldırılmalıdır demek te değildir. bizim tehdidimizin niceliksel ve niteliksel büyüklüğü kendi koşullarını belirler. ülkelerin kendi dinamikleri var ve doğrular yanlışlar bunların içinde değerlendirilmelidir…
    tek tip elbise meselesi herkes için düşünülen bir şey değildir zannındayım. belki örgütün üst düzey failleri için öngörülmüş olabilir. herşeyin iyiye gideceğine olan inançları için bir psikolojik baskı unsuru olarak düşünülmüş olabilir. ama guantanamo benzetmesi talihsiz bir benzetme bence…
    benim görebildiğim tek darbe 15 temmuz girişimi oldu ama darbelerin acısını anlamaya fazlasıyla yetti. Allah bu millete bir daha böyle felaketler yaşatmasın. kardeşi kardeşe kırdırtmak bir ulusun yaşayabileceği en büyük acı olsa gerek.

  10. Fehmi bey bizde darbe yapanlar insanlarımızı şehit edenler ve onlara yardım edenler ve lider kadroları ülkemizde olduğu için bu kadar kişi yargılanıyor ve tasfiye ediliyor çünkü devletin her yerine sızmışlar ve istedikleri zaman devletimizi işlemez duruma getirecebilecek kadar beyinlerini ruhlarını vermişler bir kişiye buda şuandaki durumu kaçınılmaz hale getiriyor bence ama genede adil yargıla ile sapla saman ayrılmalı

Yoruma kapalı.