Erdoğan neden 'sivrisinek' dedi? 'Kaşıkçı Olayı' için Türkiye'nin seçilmesinin bir sebebi var…

12
Reklam

Karar yazarı Akif Beki bugünkü yazısında benim Cemal Kaşıkçı olayının CIA ve Mossad tarafından tezgahlandığı iddiasında bulunduğumu yazıyor. Bunu nereden çıkarmış anlamadım. Ben yalnızca bu iki örgütün geçmiş eylemlerini istihbarat birimlerinin bu tür işler yaptıklarına dair örnekler olarak vermiştim.
Ameliyat sırasında narkoz altında kalan benim, ama kafası karışan o.
Neyse… Yazdıklarımı okumaya yine de devam etsin, zihni açılacaktır…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşü, gezisini izleyen basın mensuplarına, Cemal Kaşıkçı olayı ile ilgili şu sözleri de sarf etti:

‘‘Bir başkonsoloslukta, bir büyükelçilikte kamera sistemlerinin olmaması mümkün mü? Olayın cereyan ettiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda kamera sistemlerinin olmaması mümkün müdür? Yani buradan bir kuş uçsa, buradan bir sivrisinek çıksa bu sistemler bunu yakalar ki, onlarda bu sistemlerin en ileri dereceleri vardır.’’

Cümledeki ‘kuş’ anlaşılabilir bir şey, hatta ‘sinek’ de dese şaşırmazdım, peki ya ‘sivrisinek’?

Sorumun anlamı

ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki ‘Soğuk Savaş’ ABD’nin üstünlüğüyle sona ermişti, hatırlayacaksınız. O dönemde ABD başkanı Ronald Reagan‘dı. Siyasete meraklı Hollywood aktörü Reagan önce Kaliforniya valiliğine soyunmuş, ardından Beyaz Saray yarışına katılarak başkan seçilmeyi başarmıştı.

Count de Marenches ile Ronald Reagan Oval Ofis’te..

İlk yaptığı işlerden biri, hem de başkanlığı teslim almadan önce, Fransızlar’ın efsanevi istihbarat şefi Kont Alexadre de Marenches‘le görüşmek olmuştu Reagan’ın…
‘Dördüncü Dünya Savaşı – Terörizm Çağında Diplomasi ve Casusluk’ (‘The Fourth World War – Diplomacy and Espionage in the Age of terrorism’) adlı kitabında Kont de Marenches Reagan‘ın kendisini “Hah, Rusların Afganistan’ı işgal edeceğini günü ve saatine kadar öngörebilmiş adamla sonunda tanışmış oluyorum” diye karşıladığını yazıyor.
Paris’te kendisini 1979 yılı Aralık ayında ziyarete gelen ünlü bir Amerikalı gazetecinin (Newsweek‘ten Arnaud de Borchgrave‘in), “Dikkatimi hangi ülke üzerinde yoğunlaştırmamı tavsiye edersiniz?” sorusuna, de Marenches şu cevabı vermişti:“Afganistan’ı tavsiye ederim; Sovyetler’in orada bir şeyler pişirdikleri yönünde sağlam istihbaratımız var.”
Kabil’e vardığının ertesi günü sabahı ülkeyi işgale gelen Sovyet tanklarının sesiyle uyanmıştı Amerikalı gazeteci…
CIA’nin öngöremediğini bilen adamdır Fransız istihbaratçı.
Reagan ikinci kez Beyaz Saray’da ağırladığı Fransız muhatabına Sovyetler’i nasıl dize getirebileceğini sorar.
Sonrasını bir yıl önceki bir yazımdan aktarayım:

“Bu defa Oval Ofis’te geçer konuşma.

Fransız istihbaratçı, ‘Bu tür bir savaşta iki yöntem izlenebilir’ der ve devam eder: ‘Yoğun yöntem veya akılcı yöntem. Oraya bir milyon asker gönderemeyeceğimize göre ‘sivrisinek operasyonu’nu denemeliyiz…’

‘Sivrisinek operasyonu mu? O da ne?’

“Elbette sivrisinek ayıyı öldüremez, ama sürekli rahatsız ederek onu uykusuz bırakacak, yemekten ve içmekten kesilecek hale getirebilir. Sivrisinek ayıların en tehlikeli düşmanıdır.”

Reklam

Cemal Kaşıkçı olayı devlet düzeyinde konuşulurken, birileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘a, bu gerçek hikayeyi aktarmış olabilir mi?
Devletler devletleri ‘sivrisinek operasyonları’ ile de meşgul eder, dikkat edilmezse dize de getirirler…

Yanlış ve daha büyük yanlış

Dünya basını, tahmin edilebileceği gibi özellikle ABD basını, Cemal Kaşıkçı olayını yakın takibe almış görünüyor. Yerli-yabancı gazeteler bazısı makul çoğu akıl almaz ayrıntılarla dolu. Daha ilk günden adamın İstanbul’daki başkonsoloslukta öldürüldüğü, parçalara ayrılarak binadan çıkarıldığı, bunu iki özel uçakla ülkemize gelen ekiplerin becerdiği, ekibin üyelerinin Suudlu askerler olduğu bilgisini sundu gazeteler…
Nereden aldılar bu ve buna benzer bilgileri?
Adres yine aynı gazetelerde: ‘Türk güvenlik birimlerinden kaynaklarımız’ diyor gazeteler…
Hem de “İsmini açık seçik yazamayacağınız kaynakların verdiği bilgileri kullanmayın” diyen kendi ilkelerini çiğneyerek…
Kimse o tür bilgilerin arkasındaki kaynak, onu durdurmak gerekiyor.
Verdiği bilgiler ve doğal sonucu olan Kaşıkçı‘nın öldürüldüğü ve parçalandığı senaryosu doğruysa da yanlış bu yapılan, doğru olmadığı anlaşılırsa daha da büyük yanlış…
Gelen eylem ekibinin kalabalıklığı bunların ‘öldürme timi’ olmayabileceğinin işareti. ‘Terörle topyekün mücadele’ yaparken dünyanın çeşitli köşelerinden hedef seçtikleri kişileri kaçırıp bazı dost ülkelerde (CIA’nin bu programına 54 ülke kolaylık sağlamış bulunuyor) işkenceye tabi tuttuktan sonra, doğdukları ülkelere (Mısır’a, Suudi Arabistan’a, Suriye’ye) teslim eden Amerikalıları taklit ettikleri anlaşılıyor Suudluların… [Bu yapılanın bir adı da var: ‘Rendition’.]
Büyük ihtimalle Kaşıkçı‘yı kaçırmak üzere İstanbul’a geldi o ekip. Suudlu muhalif gazeteciyi ya kendileriyle birlikte Dubai veya Kahire’ye götürdüler ve orada tutuyorlar, ya da ilk sorgusundan sonra İstanbul’da bıraktılar. [İlk ihtimal daha makul. Ancak yine de, Başkonsolosluk ve rezidansta yapılacak keşfe gidecek Türk uzmanlar, öncesinde, gizli bir oda bulunma ihtimaliyle o iki binanın mimari planlarını titizlikle gözden geçirerek göreve hazırlansalar iyi olur.]
Türkiye’nin de son zamanlarda başka ülkelerden kendi terörle mücadelesi için bazı kişileri derdest edip kaçırması Suudluların eylem için ülkemizi seçmelerinde rol oynamış olabilir.
Sivrisinek ile başlayıp nereye geldik. Bakalım daha nerelere gideceğiz…

Cemal Kaşıkçı olayı ile ilgili önceki yazılarım:

1. Cemal Kaşıkçı olayında bilinmeyenler… Tam bana göre bir olay bu…
2. Mükemmel infaz yoktur… ‘Vardır’ diyenler CIA ve Mossad’a sorabilir… İşte gerçekler…

Reklam

12 YORUMLAR

  1. genelde düşüncelerimizi bazı örnekler üzerinden temellendiririz ya da temellendirmek için ilgili örneklerden yardım alırız ya da bazen tam söyleyemediğimiz şeyleri örnekler üzerinden üstü kapalı söyleriz ya
    akif beki kastettiğiniz mananın örneklerinizin altında olabileceği fikrini çıkarmış olabilir. bana sizin kadar garip gelmedi. kel alaka örnek vermek pek adetiniz değildir ya ondan. böyle bir iddiam yok diyorsanız böyle bir ihtimal aklıma gelmedi diyorsanız, öyledir…siz açıkladınız herkes öğrendi…
    bana kalırsa CIA ya da MOSSAD ın bir yerden dahil olma ihtimalleri olmama ihtimallerinden fazladır ya neyse…zaten çok kimse tarafından dillendirildi üstünde durmaya değmez.
    dünya basınına bir takım bilgiler servis ediliyor ama suudlu gazetecinin akibeti henüz pek çoğumuz tarafından bilinmediğinden üstelik puzzle ın parçaları da biraraya henüz gelmediğinden ne saiklerle verildiğini bilmiyoruz. devletlerin rumuzatlarla konuştuğu malum. sivrisinek operasyonlarıyla iş gördükleri de.
    Gelen eylem ekibinin kalabalıklığı bunların ‘öldürme timi’ olmayabileceğinin işareti diyor sayın koru ama verdiği dubai örneği öldürme işlerinin de kalabalık timlerle yapılabileceğini göstermiyor mu? korunun dediği gibi suudların daha sessiz sedasız işler de gören Amerikalıları taklit ettiği kesin ama öğrenecek çok şeyleri olduğu da.
    Türkiye’nin de son zamanlarda başka ülkelerden kendi terörle mücadelesi için bazı kişileri derdest edip kaçırması Suudluların eylem için ülkemizi seçmelerinde rol oynamış olabilir mi? dünyanın bu tür operasyonlara sahne olmayan ülkesi mi var? Amerika dünyanın her yerinden adam topluyor, rusyanın amerikadaki eylemleri sıralamakla tükenmez, rusya İngilizlerin burnunun dibinde ajanını geçenlerde öldürmedi mi? üstelik koruma altında olan! MI6 da çok masum sayılmaz herhalde. dünyanın bütün örgütleri dünyanın her yerinden adam toplarken suudlar bizimkilere bakarak ülkemizi seçmiş olabilir tabii bu arada. sadece Amerikalıları örnek almak yetmemiş olabilir.
    kanunlar gereği bir ülkedeki yabancı elçiliğin kapladığı alan ilgili ülkenin toprağı sayıldığına göre gazeteci de burada kaybolduğuna göre teknik olarak gazeteci kendi ülkesinde kaybolmuş oluyor. bu bir skill meselesi olmasa gerek….

  2. Akif Beki, nerede ise olayı sizin üzerinize yakacakmış da sizi ameliyat masasında görünce vazcaymış…

  3. Mahir Kaynak, kendisini rahmetle anıyorum. Der di ki; bir olayla karşılaştığımızda bakarım bundan kimin çıkarı olabilir? Görüntü ne olursa olsun o olayı, çıkarı olan yapmış veya yaptırmıştır.
    Maksat Türkiye ile Suudi Arabistanın yani iki islam bloğunun arasını açmaktır. Umarım iki ülke buna fırsat vermezler.

  4. Fehmi Beyin “Türkiye’nin seçilmesinin bir nedeni var” tespitine kesinlikle katılıyorum. Bunu devlet mekanizmaları normal çalışan bir ülkede yapamazlardı. Bizim istihbarat başka ve çok önemli işlerle uğraştığı için Türkiye yol geçen hanıdır. Bütün yabancı istihbarat örgütleri en uygun infazlarını Türkiyede yapıyorlar. Bu tamamen devlet kalitesiyle ilgili bir durumdur. Türkiye dünyanın dört bir yanından adam kaçırmayı kurumsallaştırıp bununla öğünmeye başlayınca birileri de bizim kapıyı çaldı anlaşılan. Şu anda Suudlar “siz yaparken mübah da bize mi haram” diye sorsa ne cevap verebilirler doğrusu merak ediyorum.
    Doğru soruları soramayan bir toplumda bundan iyisini beklemek abestir. Fehmi Koru uzun zamandır başkasının sormadıklarını soran ve görmediklerini göstermeye çalışan bir kişi. Bazı yaklaşımlarına katılmıyorum, ki bu çok normal, herkes kendi fikrini daha doğru bulur, ancak kamuoyuna özgürce konuşamaması bile ülkenin durumunu özetlemeye yeter.
    Nurdan Hanım’a küçük bir katkı yapayım: Türkiye’de uzmanlık iyi birşey değildir. Şayet uzmanlığınızı “Egemenler”in emrine sınırsız sunarsanız problem yok, ama kendi doğrularınızın peşine düşerseniz sonu malum. Uzak bir örnek vereyim, Uğur Mumcu gibi devletin kirli işlerine vakıf olursanız, derinler sizi “İslamcı teröristlere” parçalatır, sonra da hep beraber yasını tutarlar. Şu anda hiçbir konuda uzman kişi aranmıyor, baştakilerin söylediklerini doğrulayacak uzmanlar aranıyor.
    Mevcut manzaradan çıkardığım; Suudlar bu kişiyi kaçırmak istiyorlardı ve bunun için en ideal yer Türkiye idi. Gerisi olayın akışı içinde gelişen detaylar. Sanırım kaçırdılar ama dünyada ciddi bir Suud allerjisi var ve bu çevreler yaşanan olay üzerinden Suudları haşlamak istiyorlar. Suudlar Yemen’de yüzbinleri katlediyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Türkiye (Erdoğan) ise hem ülkesinin imajını kurtarmaya hem de Suudlardan daha fazla taviz koparmaya çalışıyor gibi görünüyor. Bu çabalarınlardan bir sonuç alırlar mı? Bekleyip göreceğiz, devletler arası (yada hanedanlar arası demek daha uygun olabilir) pazarlıklarda Kaşıkçı gibi normal kişiler kurban olabiliyor. Bu da işin fıtratında var.

  5. 1- Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı bütün vatandaşlarca kabul edilmeli ve kendisi ulusça desteklenen bir başkan olmalıdır. Bunun için Recep Tayyip Erdoğan parti başkanlığını bırakmalıdır. Damadına bırakabilir.
    2- Türk ordusunu aşağılama hareketlerinden vaz geçilmelidir. Akar Milli Savunma Bakanı ve başkan yardımcısı olmalıdır. Bu, Erdoğan’ın hayatı için de sigortadır. Şimdi yerine geçen kişi meçhul kişidir. Bugün Sermaye ile ilişkisi olmasa bile yarının köprüleri hazırdır. Devlet ona teslim edilemez.
    3- Türkiye Altın bonosunu çıkaracak ve tüm borçlanmalar Altın bonosu üzerinden yapılacak. Ödemeler TL üzerinden yapılacaktır. Merkez Bankası kendi usulleri içinde TL’yi değerlendirecek. Altın bono onun dalgalanması ve etkilenmesini ortadan kaldırır.
    4- Dış borçlarda ise;
    a) Dış borç iç borca çevrilecek,
    b) Faiz borcu kredileşme borcuna çevrilecek.
    c) Dolar borcu mal borcuna çevrilecek.
    d) Borç iştirake çevrilecek.
    Türkiye bunları yaptığında beş büyüklerin de üstüne çıkar. Yapmazsa Sermaye adım adım Türkiye’yi öldürmeye gitmektedir.
    Sermaye Türkiye’den söz aldı, halkı dinsizleşecekti. Türkiye sözünde durmadı. Onun intikamını alıyor.

  6. Yahu, Fahmi Bey, sinek sivrisinek deyip geçmeyin! Sinek ufaktık ama mide bulandırır. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az!
    İlginçtir ki sinek ve sivrisinek Kuran’da geçer. Mealen şöyle ki: (Bakara, 26); “Allah, bir sivrisineği, küçük-büyük ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, “Allah, örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?” derler”….
    Bir başka ayette, Hac, 73: “Ey insanlar! Size bir misal verilmekte; dinleyin: Allah’tan başka kendilerine yalvarıp yakardıklarınız var ya, hepsi bunun için bir araya gelseler bile bir sinek yaratamazlar! Hatta sinek onlardan bir şey kapsa, onu dahi ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de!”
    …….
    Belki Başkan Erdoğan,
    Öyle derken bir yandan,
    Konuşmuşsa şifreli,
    Esinlenmiş Kuran’dan!
    İpucundan dizmeli
    Şifreleri çözmeli
    Bu sizin işinizse
    Bence şunu demeli:
    Sivri sokar şişirir,
    Kaşıyanı pişirir,
    Bir ton kan olsa bile,
    Hortumuyla aşırır!
    Bir tonsa sivrisinek,
    Bu bir ton kan demek!
    Kan gider, kurtaraman,
    Uğraşman boşa emek!
    Yavruların yavrudur,
    Namert sinek, kaçadur!
    Hortumlayıp bitirdin,
    Kan vermesem de olur!
    …….
    (Hakan K.)

  7. Benim cevabıni merak ettiğim soru: suud böyle bir cinayet için kendisini itham altında tutacak bu tür bir mekanı niye seçsin..? gazeteciyi konsoluk disinda bir yerde ortadan kaldiramazlarmiydi?

    • Celalettin bey merhaba.
      – Öncelikle kaşıkçı meselesi beni pek ilgilendirmiyor. kaşıkçı olayından bizim telekomu kimlerin soyduğunun bulunamayacağından eminim. Ülkeyi batıranların da suud ajanları olmadığını biliyorum. Ülkemde pekçok gazetecinin de konsolosluğumuzda değil, bizzat ülkemizin içinde pek iyi muamele görmediği gerçeği de dururken, kaşıkçı işi bana biraz magazin haberi gibi geliyor.
      – Fakat kaşıkçı olayı, devletlerin (kendi devletimiz de dahil), halkla nasıl eğlendiğinin (bütün dünya halklarını kastediyorum sadece türk halkını değil) en güzel örneklerinden biri olması nedeniyle belki farklı bir değerlendirmeyi hak ediyor.
      – 3 temmuz sürecinde de emenikenin para sayma görüntüleri vardı. ergenekon davalarında ciddi deliller vardı, yine başka davalarda pekçok delil vardı. en son rahip brunson olayındaki delilleri hatırlıyoruz. rahibin pkk ve fetö ile birlikte türkiyeyi yıkmak istediğini şıppadan tespit edildi. adalar davasında da, daha mahkeme olmadan casus olduğunu hemen öğrenmiştik.
      – kaşıkçı olayı hakkında karar gazetesinden hakan albayrak (kendisi türkiye hariç her konuda yazar, herşeyi de çok iyi bilir!), yazdığında ben de benzer soruyu, soru formatında değil de düşünce formatında ifade etmiştim:
      -“Nerdeyse, dünya üzerindeki bütün terör örgütlerinin finansmanını yapan suudların, bir gazeteciyi kendi konsolosluğunda öldürmek zorunda kalması bana pek mantıklı gelmiyor”
      – arada geçen süre benim bu düşüncemi değiştirmediği gibi, fehmi beyin yorumları da benim düşüncemi destekliyor.
      – bir gazeteci ya da herhangi birisi, bir konsoloslukta ancak şu şekilde öldürülebilir:
      1- Bunu yapan devlet artık olarak değil, çete olarak dünyada kabul görecek uygulamalar yapıyordur. bu da o uygulamalardan biridir. yani yapılmasında şaşılacak birşey yoktur. (suud prensinin çok da masum olduğu iddia edilmese de bunu yapacak kadar aptal olacağını zannetmiyorum)
      2- Birileri suud yönetimini zor durumda bırakmak için, yönetimin aleyhine böyle bir plan yapmış olabilir.
      3- Konsoloslukta bir tartışma sonucu, istenmeyen bir olay yaşanmış, konsolosluk böyle bir olayı örtbas etmeye çalışıyor olabilir.
      – Yukardaki ihtimallerin dışında olabilecekler ise şunlardır:
      1- suud yönetimi konsolosluktan kaşıkçıyı öldürmemiş ancak orda gizli bir bölmede tutuyor olabilirler.
      2- Kaşıkçıyı sağ olarak ordan kaçırmış olabilirler. (bunun da pek mantığı yok çünkü suudlar kaşıkçıyı herhangi bir yerde bulup kaçırabilirler. bu iş için neden konsolosluğu kullansınlar)
      3- suud yönetiminin kaşıkçının kaybolması ile ilgili herhangi bir ilişkisi yoktur. birileri suçu suud yönetiminin üstüne yıkmaya çalışıyordur.
      – Benim aklıma başka bir ihtimal gelmiyor.
      – Aklıma gelen bir soruyu da burda sorayım: trumpın suud yönetiminden istediği haracın bu olay ile bir ilgisi var mı acaba? Çünkü yanlış hatırlamıyorsam, trump, suud yönetiminden açıkca haraç istemişti. amerika sayesinde durduğunu belirterek, amerikaya ödeme yapması gerektiğini belirtmişti.

  8. kaşıkçının öldürüldüğü, parçalandığı hatta konsolosluk bahçesine gömüldüğü falan yazılıyor. profesyonel bir ekip bu hatayı yapar mı.. kimse deniz yolu ile kaçırılma ihtimalini yazmamış. kaşıkçıyı türkiyede öldürdüklerini sanmıyorum. konsolosluktan çıkan minibüslerden birisi 4 saat kadar pendik tarafına gitmiş. pendikte uygun bir yerden deniz yolu ile arabistana götürülmüştür.. uçaklar şaşırtmaca.. arabistanda hapiste; canlı ya da öldürülmüş olabilir.. gemide öldürülmüş olma ihtimali de var..

  9. Bu gazetecinin esrarengiz kayip oluşu, bizdeki basın ve ihtidar bizim dünyada itibarimizi yerlerde sürundürürlerken, içerdede kendilerine iyi bir seçem malzemesi yapiyorlar.
    (Başkonsolosluk ve rezidansta yapılacak keşfe gidecek “Türk uzmanlar,”)
    Fehmi bey bildiğimiz kadarı ile Türkiyede her dalda uzmanların hepsi VATAN HAINI VE TERÖRİST DAMGASI VURULARAK ZİNDANLARA ISTIFLENDILER!
    Bence her konuda uzman olan iki kişi var reisin damatları! İstihbarat görevinide Küçük damt beye verse daha iyi olur.
    Biri hazineyi diğeride istihbaratı birlikte uçururlar.
    Atalarımız “bir elin nesi var iki elin sesi var” diye boşuna söylememişler, bu konuda damatlar şanslılar,
    .çünkü reis damatların haricinde her kesle yollarını ayırıp kime
    kardeşim ve dostum dedi ise, onların hayati karardı.
    Belkide şimdi ve bundan sonra insanlar onunla kardeş ve dost olmaktan Allaha sığınırım diye dua ediyorlardir
    Bu gazeteci sayesinde politikaciların makam mevki için nasılda çifte telli oynadiklarini da öğrenmiş olduk.
    Sunnilerin ümmet liderliğine heveslenırken diğer taraftan İrana benim ikinci evim dediklerinide duymuş olduk.

    • çok merak ettim hanımefendi ”Türkiyede her dalda uzmanların hepsi VATAN HAINI VE TERÖRİST DAMGASI VURULARAK ZİNDANLARA ISTIFLENDILER!” derken kaynağınız nedir? neden bir şeyler yazmak zorunda hissediyorsunuz, yazmayıp benim gibi diğer değerli yazarların yazdıklarından da istifade edebilirsiniz kanaatimce…

      • Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.” (Bakara, 2/7)
        Benim siz ve sizin gibilere yukardaki AYETTEN başka verecek cavanim yoktur! olmaz ve olamazda.

Yoruma kapalı.