Filler tepişirken.. ABD ile Rusya’nın kirli çamaşırları.. Trump başkan olacak mı?

15
Reklam

Mehmet Barlas’tı sanırım, televizyonlarda siyasi tartışmaların gözde olduğu dönemde, zaman açısından sona yaklaşılıp da heyecan zirveye çıkınca, “Keşke tartışmaya sondan başlasaydık” diyen…

“Keşke Barack Obama dönemine sondan başlasaydı” diyenler herhalde az değildir…

Hiç değilse, ben, sekiz yıl boyu ihmal edilen, kendi haline bırakıldığı için Türkiye’nin Mavi Marmara ile müdahale etmek zorunda kaldığı ‘Arap-İsrail ihtilâfının barışçı yoldan çözümü’ için, şimdi yapılanlar çok önceden akla gelseydi görüşündeyim.

İsrail’in Araplar’a ait olduğu kimbilir kaç BM kararına konu olmuş topraklarda Yahudiler’in yerleşim merkezi kurmalarına izin vermesine yine BM’de “Dur” denmesine imkân sağlamak… Dışişleri Bakanı John Kerry ağzıyla, “Gelmiş geçmiş en ayrımcı, en bağnaz İsrail hükümeti” sözcüklerini bütün dünya önünde ilân etmek…

Bunlar önceden yapılsaydı, eminim, ardından gelenin bozamayacağı bir miras bırakmış olurdu dünyaya Barack Obama

Giderayak yapıldığı için, yaptıklarının pek fazla etkisi olmayacak…

Hep geç kalan bir başkan

Aynı durum Rusya’ya ağzının payını vermek ve diplomatik cezalara çarptırmak açısından da söylenebilir…

Obama o konuda da geç kaldı.

Reklam

Rusya ‘siber saldırı’ işine Donald Trump’ı seçtirmek amacıyla ABD’yle başlamadı ki..

Hepsi ABD’nin müttefikleri olan Ukrayna, Estonya, Gürcistan ve Moldova’da sonuç alan saldırıları çok önceden fark edildi Moskova’nın…

Almanya kimbilir kaç kez kurumlarının siber saldırıya uğradığı feveranında bulundu.

Bunlar bilinenler…

Moskova bir süredir pek çok ülkede medya atağında. Bir yandan İngilizce yayın yapan televizyonunun izlenilirliğini artırmaya çalışıyor, bir yandan da oraya çıkacak kişiler için seçkinci davranıyor. Önem verilen her ülkede, o ülkenin diliyle yayın yapan radyosu, ajansı, desteklediği internet siteleri var.

Etkili de…

Soğuk Savaş yıllarında, CIA aracılığıyla ABD’nin yürüttüğü, uluslararası medyayı yönlendirme faaliyetini, günümüzde taklit ediyor Rusya ve sonuç da alıyor.

Olan bitenlerle ilgili Moskova’nın ne düşündüğünü aktarmakla yetinmiyor Rusya destekli yayınlar, hitap ettiği ülkenin tartışma gündemini etkileme çabasında aynı zamanda; etkili de oluyor…

Reklam

Dolaylı yoldan elde ettiği etkisini siber saldırılara izin vererek, –ne bileyim belki de teşvik ederek– ülkelerin demokratik süreçlerine müdahale etmeye kalkışmasaydı, amacına dolaylı yollardan da ulaşacaktı Rusya…

Biraz geç olsa da…

Siber saldırıyı ilk Amerika başlattı

Rusya’nın siber saldırı alanında da ABD’yi taklit ve takip ettiği meydanda.

Herhalde Stuxnet olayını hatırlıyorsunuzdur.

İlk ortaya çıkışı 2009 yılındadır, ama ondan önceki 4 yıl boyunca da ‘ABD-İsrail ortak ürünü’ bir bilgisayar virüsünün İran’ın devlet bilgisayarlarını hedef aldığı biliniyor.

Demek ki, 10 yıl önce, ABD, bir başka devlete karşı ‘siber saldırı’ başlatmıştı.

O sayede İran’ın 6 bin kadar nükleer santrifüjünün en az binini Stuxnet ile devre dışı bırakmıştı ABD…

Saldırının, İran devletine, “İstersem bütün bilgisayar ağını virüsle çökertirim” mesajı yerine geçtiği, o zamana kadar nükleer tesislerini denetime açmayan İran’ın, birdenbire, “Gelin, denetleyin” noktasına gelmesinden belli olmuştu.

Rusya’nın yaptığı, bir bakıma, ABD’nin o bilinen ilk siber saldırısıyla açtığı yolu devam ettirmek ve iddia doğruysa, bunu ABD’yi de hedef alacak şekilde gerçekleştirmektir.

Ne demişler: “Rüzgâr eken, fırtına biçer…”

Yaptırımlar ve gelecek yeni yaptırımlar

Obama, CIA ve FBI’dan da aldığı destekle, bir süredir, “ABD seçimlerine müdahale eden Rusya’ya karşı onun anlayacağı dilden cevap verileceği” yolunda açıklamalarda bulunuyordu.

Dün, 35 Rus diplomat ile 4 casusu ‘istenmeyen adam’ ilân ederek ülkeden çıkarma, iki tesisi kapatma kararıyla ciddi yaptırım adımı atıldı.

ABD’nin cevabının bununla sınırlı kalmayacağı, yaptırımlarla eş-zamanlı paylaşılan Obama’nın açıklamasından anlaşılıyor. “Münasip gördüğümüz zamanda yeni yaptırımlara da başvuracağız, ama yaptıklarımızın bazısını açıklamayacağız” diyor Obama.

Bir şey daha: “Önümüzdeki günlerde Rusya’nın seçimimize –yalnızca son seçime değil daha öncekilere de– müdahale çabaları ile ilgili bir raporu Kongre’ye sunacağız” da diyor açıklamasında Barack Obama

Ciddi yaptırımlar uygulayacak kadar seçime müdahale edildiğinden eminse Amerikan yönetimi, bunu bütün dünyayla paylaşıyorsa, bir yabancı ülke tarafından müdahale edilmiş seçimin kaderi ne olacak?

Trump ne olacak?

Trump rakibinden 3 milyon oy daha az aldığı halde, ikinci seçmen sayısı yüksek eyaletleri kazanmaya yoğunlaşarak seçimden başkan olarak çıktı; 20 gün sonra Beyaz Saray’a taşınmayı bekliyor.

Buna müsaade edilecek mi?

Edilmezse, bir başka ülkenin, Rusya’nın, müdahalesiyle seçilmiş bir başkan olarak ülkesini nasıl yönetecek?

Daha şimdiden politikalarını çizgisinden saptırmaya çalıştığı ortadayken…

Müsaade edilmeyecekse, Trump’ın başkan olması engellenecekse, bu nasıl gerçekleşecek?

Ya Türkiye?

Bir sorum daha var: ABD ve Rusya’nın, kirli çamaşırlarını ortaya döktükleri bu ortamda, anlıyoruz ki, elinde siber saldırı yapacak araç-gereç ve insan unsuru bulunan devletler, öteki ülkeleri etkilemek için her türlü namussuzluğu yapıyorlar.

Siber güvenlik alanında biz neredeyiz?

Reklam

15 YORUMLAR

  1. Bunları bilesiniz diye söylüyorum:
    1-fetönün son 15 yıl hedefi Emniyet ve Askeriyedeki MHP lilerdi. Ama laikleri hedef almış gibi yaptılar. Yıllar süren bir darbe yaptılar. Şimdi Tam tersi bir intikam alınıyor.
    2- Tuğrul Türkeş MHPyi bölmek için değil 2013 te emniyetin içine yeniden güvenilir ülkücü emniyetçileri yerleştirip fetöden temizlemek için transfer edildi. %80 Bahçeli biliyordu.
    3- Başkanlık sistemi sola sağa yönelik değil, içi iyice karışmış, kimin fetöcü olup kimin olmadığı tamamen belirsizleşmiş AKP ye karşı Recep Tayyip Erdoğan hamlesidir.
    4-Başkanlığa destek karşılığı biri Muhtemel içişleri bakanlığı olmak üzere 3 bakanlık ve birçok kadronun Ülkücülere verilmesi pazarlığı üzerinedir.
    5-Referanduma yakın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsını ve kişiliğinin kamuoyu gözünde küçültücü hamleler göreceksiniz. Örneğin Buzdolabına konulan Reza Zerrab o aralar yeniden ortaya çıkabilir.
    SON:
    Türkiyedeki cemaatlerin hiçbirisi dünyanın İslamlaşmasına hizmet etmiyor. Sadece ülkedeki Müslümanları kendi örgütlerine devşiriyor.
    Bu nedenle Vatikanın misyoner politikasının alternatifi ve mukabili olarak dünyada hiçbir eser bırakamadan silinecektirler.

  2. Trump Amerikasının Rusya ile yakınlaşması bizim için çok kötü. Amerika ile arası iyi olan Rusya’nın Suriye’de Türkiye’ye ihtiyacı olmayacaktır. Bu durumda Esad’ın barış sonrası Türkiye’den intikam almak için Türkiye içindeki odakları desteklemesinde Rusya ve Amerika ses çıkarmayacaktır. Rusya’nın Türkiye’ye iyi davranması tamamen reel politikten kaynaklanıyor ve Rusya aslında Türkiye’yi radikal İslami bir ülke olarak görüyor (bakınız Rus medyası – Putin’in uçak düştükten sonraki konuşmaları). Eğer aynı görüş Trump Amerikasında da hakim olursa 2017 ve sonrası için işimiz zor. Tank kullanabilen teröristlerle baş başa kalabiliriz.

  3. Ey Kör ! Bu yer bu Gök bu yıldızlar boştur boş
    Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş
    Şu durmadan kurulup dağılan evrende
    Bir nefestir alacağın O da boştur boş .
    Ömer Hayyam
    Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz. Kış olmadan baharı yaşayıp yaz a ulaşamayız. Yanlışlar olmasaydı doğruların manası olmazdı. Çatışma olmaksa barıştan söz edilir mi ? Herkes yeryüzünde kendisine verilen rolü bir şekilde oynayacak. Allah amellerimize değil kalplerimize bakar. Ameller niyete göredir buyurdu Allah Resülü. (S.A.V. )

    Büyük bir çatışma var Yeni Kıta nın ağaları arasında. Bırak çatışsınlar. Çözülmeleri daha kolay olur. Üstad Mustafa Özel 1994 de yazmıştı Amerikan Yüzyılının Sonu kitabını. Tekrar okumak lazım bugünlerde. İki yönü var görünenin. İlki gerçek dünya da ikincisi batın aleminde .

  4. Fehmi bey, bence siz şu elektrik ve su kesintileri hakkında yazmalısınız. 1 yorumcunuz var bugün. demek ki, elektrik kesintileri çok yaygın. Nurdan hanım amerikada yaşamanın keyfini sürüyor. Daha birkaç gün önce, yeterinden fazla elektrik santrali yapıldığını ancak bu santrallerde yeterince üretim yapılamadığı ile ilgili bir köşe yazısı okumuştum. çünkü santraller, yanlış planlama ile, doğalgaz ile çalışan santrallerden oluşuyormuş ve iran doğalgazında kış nedeniyle (doğalgazın hacmindeki küçülme sebebiyle) azalma yaşanınca, doğalgazla çalışan santrallerde yeterli üretim yapılamıyormuş, bu nedenle de biz de elektriği daha pahalı kullanıyormuşuz. Ancak, anlaşılan pahalı kullanmak ta yetmemiş, elektrikler kesildi. arabistan ile uyumlu kış saatinin de bunda payı olduğunu tahmin ediyorum. bir de sizden dinleyelim. yorumcularımız bu konularda ne diyecekler. Üst akıl mı?, yoksa bu işi beceremeyen siyasilerimiz ve bürokratlarımız mı sorumlu? İski ise, “elektrik yok bu nedenle su veremiyorum” diyor. Jeneratör seçeneğini hatırlattığımda jeneratörün pompayı çalıştırmaya yetmediği bilgisini veriyorlar. Biliyorum çözüm bulmak ne belediyenin ne de iskinin sorumluluğu. bundan vatandaş olarak ben sorumluyum. belediye başkanı ve iski yöneticisi kafasını çözüm için boşuna yormasın. çünkü çözüm bulamazlar da. alışmamışlar çözüm bulmaya. ama 30 katlı binalardan oluşan sitenin, su, ısınma, ve aydınlatma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilen jeneratör bir semtteki pompayı nasıl çalıştıramıyor, nasıl çözüm bulunamıyor anlamıyorum. Bu idarecilerden onuru olan bir tanesinin sorumluluğu alıp istifa etmesini bekliyorum. En azından onuru ile hatırlanır. Ülkemdeki idarecilerin bu sorumsuz hallerini gördükçe japonlara olan hayranlığım fazlasıyla artıyor. Böylesine bir skandalda bile hiçkimsenin sorumluluğu üstlenmediği bir ülkede onur o kadar çok önemli oluyor ki. Ben ömrü hayatımda böyle bir rezalet görmedim. kesinti oldu. planlı kesintiler oldu ve insanların ihtiyaçlarını karşılamaları imkanı sağlandı. bunda ise böyle birşey de yok.
    biat eden vatandaşı bulunca idarecilik için herhangi bir sıfata gerek yok. çoban bile yöneticilik yapabilir rahatlıkla.

    • Haklisiniz, bende sadece benim yorumumu görünce şaşirmiştim.Elden dua etmekten başka birşey gelmiyor.Allah yardımcımız olsun. İnşAllah zor durumda olan insanlar bu günleride hayırlısı ile atlatıp bu sıkıntılardan çabuca kurtarirlar. Sağlicakla kalın.

  5. ABD’nin, dünyanın her yerine ulaşmanın yorgunluğunu yaşadığı ve dünya siyasetine yön veren etkisinin azalmasının yanında, Rusya’nın güç temerküz ettiği bir ”yeni iki kutuplu düzene” evriliyor dünyamız, herhalde, sanki. Üstelik Rusya ile beraber gelişen Çin ve Hindistan’ın olduğu bir coğrafya?. Nükleere sahip olma hırsıyla İran. Soğuk savaş argümanlarının gelişen teknoloji ile beraber yoğun kullanıldığı bir dönem yaşıyoruz. Nükleerin haricinde belki bütün hafif-ağır silahların teksif edildiği ve sürekli el değiştirdiği bir Ortadoğu yangını yakın zamanda söneceğe benzemiyor. Acımasızca!.. Halep’in, Rus bombardımanı ve İran kara gücüyle yerle yeksan edildiği, Ülkemizin bir oyana bir buyana açılan kulvarda yol-yer alma telaşı ile yalpaladığı ve ağır iktisadi-siyasi ve sosyo-ekonomik bedeller ödediği bir süreç… Allah encamımızı hayır eylesin. Obama’nın eliyle son yapılanlar ”geçti borun pazarı…”cinsinden. Bakalım; ABD yönetimi Trump’ın, simit-brent (petrol) ticaretinden devşirdiği yönetim tecrübesini, ülke yönetimine aktarmasına ne kadar müsamahalı davranacak.

  6. Türkiye’deki seçimler siber saldırıdan etkilenmeyecek derecede sağlam bir
    şekilde yapılıyor.Şöyle ki:

    Her sandıkta Ak Parti’den,CHP’den,MHP ‘den
    ve diğer partilerden görevli var.Sandık kurulu
    yanılmıyorsam 6 kişiden oluşur.Oy sayımı
    vatandaşların gözü önünde yapılır,bir sandıktan hangi partiye kaç oy çıktığı,kaç oyun iptal edildiği tutanağa yazılır,partilerin
    temsilcileri,yani sandık kurulu üyeleri bunu
    imzalar.Her partinin temsilcisine bunlardan
    birer tane verilir.Onlar da partilerine teslim eder.Bir tutanak da sandık alanına asılır,vatandaşların incelemesi için.Dolayısı ile her parti,seçim sonucunu
    hesaplama imkanına sahiptir.Her ilde partiler
    kaç vekil çıkaracaklarını kendileri çok rahat
    bir şekilde hesaplayabilirler.Hesaplarıyla çelişen bir durum ortaya çıksa bunun peşini
    bırakmazlar ve haklı olarak kıyameti koparırlar.Çünkü bir ildeki tüm sandıkların
    seçim sonuç tutanakları ellerinin altındadır.
    Toplama,çıkarma,bölme işlemini bilen
    sıradan bir insan bile bunu hesaplayabilir.

    Sandık kurulu üyeleri tam ehil değilseler bazı
    geçerli oyları geçersiz sayabilmektedirler.
    Bunu da kötü niyetten değil bilmemekten
    dolayı yapmaktadırlar.Bundan da hangi partinin zararlı çıkacağı belli olmaz.
    Kaldı ki çoğu zaman, geçersiz oyun fazla olduğu sandıkların oy sayımı partilerin
    talebi üzerine yeniden yapılmaktadır.
    Hiç itiraz kalmadıktan sonra sonuçlar
    kesinleşmektedir.İtiraz eden varsa etsin
    diye belli bir süre beklenmektedir.Bizde
    seçimler şeffaftır,şaibeden uzaktır. Hile
    iddiaları yenilen pehlivan sendromundan
    öteye geçmez.

    25-30 Yıl önce mükerrer oy iddiaları olurdu.
    Yani bir seçmenin bir kaç sandıkta oy kullandığı iddia edilirdi.O zamanlar TC numarası olmadığından sandık seçmen
    listeleri belki şimdiki kadar sağlıklı değilmiştir.Ancak buna rağmen,1950 seçimlerinden bugüne kadar seçimlerde
    hile yapıldığını ciddi olarak öne süren olmamıştır.Yukarıda da söylediğim gibi
    bir kaç yenilen pehlivanın cılız sesinden başka bir ses çıkmamıştır bu konuda Bunu da ciddiye alan olmamıştır.Sağlıklı seçim
    yapmak demokrasi tarihimizde en başarılı olduğumuz bir konudur.

    Yukarıdaki tespitleri seçimlerde zaman zaman görev almış biri olarak yaptım.Parti
    temsilcisi olarak değil ama,devletin görevlendirdiği tarafsız sandık başkanı görevinde bir kaç kez bulundum,memuriyet
    hayatımda.Sandık kurulu başkanları tarafsız
    memurlardan olur.Kurulun diğer üyeleri ise
    parti temsilcilerinden oluşur.

    Türkiye’nin seçim konusunda siber saldırıdan
    etkilenecek bir zaafı yok.Ancak savunma
    alanında,bankacılıkta ve bilgisayar teknolojisi ile yürütülen tüm alanlarda siber saldırılara
    karşı tedbirli olmasında fayda var.

    • Bugün yorum yapmak istemiyordum ama Bekir Beyin aşağıdaki cümlesini okuyunca fikrim değişti.
      „Sağlıklı seçim yapmak demokrasi tarihimizde en başarılı olduğumuz bir konudur“
      Seçimi sadece sandığa oy atmak ve seçim pusulalarını saymak olarak düşünürsek yukardaki ifade doğru. Ama oylama öncesi seçim kampanyalarında her parti eşit şartlarda seçmenine ulaşabiliyor mu? Aday listelerini seçmen yapabiliyor mu? Televizyon kanalları partilere eşit süre tanıyorlar mı? Gazeteciler serbest olarak görevlerini yapabiliyorlar mı?
      Yukardaki sorulara evet diyemeceğim için bence bizim yaptığımız sağlıklı seçim değil, sağlıklı oy vermek oluyor.

      • partilerin kendilerini anlatma da bir sıkıntıları yok. eleştiri dışında sunacak bir şeyleri olmadığı için halka ulaşmıyorlar . bugün kim iktidar olsa temsilde aslan payını alacak. bu son derece normal değil mi? diğer partileri de canla başla destekleyen kanallar gazeteler sermayeler hatta ciddi yabancı destekler var. erdoğanın aleyhine çalışan iç ve dış destekler bütün zamanlarda olmadığı kadar fazla . partiler başarılı olmak ve başarılı kalmak konusunda eşit çaba sarfetmiyorlar. mesele bundan ibaret. 14 yıl iktidar da kalmış bunca olayların içinden geçmiş bir parti hala % 50 den fazla oy alıyor ise daha iyi bahanelere ihtiyaç var demektir.

  7. ABD Trump in gelecek 4 yılda zor durumda bırakmak için güvenlik konseyi nde çekimser kaldı yoksa yerleşimlerde bir sıkıntı yok

  8. Bugün ki dünyayı Sermaye düzenledi. Sermayenin ömrü sona eriyor. yeni dünyayı yeni güçler düzenlenecekten. Rusya Türkiye İran iş birliği devam ederse, Çin tarafsız kalırsa bu düzün orta doğuda düzenlenecek. ABD kendi ülkesine itilecekdir. Sibernetik saldırılara yeni teknolojide ve ve hukukta imkan evrilemeyecek.

  9. 2019 seçimlerinde rusya ya dikkat mi edelim…. arasının iyi olduğu akp hükümetine bir güzellik yapar mı…
    bir de referandum meselesi var…….

  10. Sevgili Fehmi abi.
    Peki ABD’ye ağzının payını kim verecek ? Bu zamana kadar yediği hurmalar bugün tırmalamasın mı ? Abd konusunda biraz daha objektif olmanızı bekliyoruz

  11. Fehmi bey, ülkenin durumu bizim nerde olduğumuzu açikca göstermiyormu?
    Trup önceden CİA ve FBİ ile görüşmeyi istemiyordu ve bu saldırıları yalan diyiyordu.Şu an FOX TV haberini izliyorum önumuzdeki hafta bunlarla görüşeceğini açıkladi ve bu olayi fazla abarmiyalim biz kendi işimize Bakalım diyiyor. Bu olaya kendi partisinden olan senetörler de çok tepki gösteriyor. Trump herkese çok meydan okiyor bakalım sonu ne olacak.

    • Fehmi beyin günlük yazılarını ben okuyup ve o yaziya yorum yapip sonra uyuyorum.Sabah kalkıncada tekrar yorumlari okumak ve reklamlara tiklamak için siteyi tekrar ziyaret ediyorum.Bu gün sitede yorumlari göremeyince bana biraz garip geledi (etörün her hangi bir mezareti haricinde) yazarın bu yazısına “1”yorum görünce şaşirmadim fakat üzüldüm! Oysaki bu yazıda son bölümde bizim ülkemiz için can alıci bir soru yanılmiyorsam “yanilmadığma” eminin yazarın o ülkeleri yazmasının sebebi,”siber güvenlik alanında biz nerdeyiz,” sorusunu tartışmaya acmak ve insanları aydınlatmak.
      Hani biz her olumsuz olaylarda bir birimizi hedef gösterip suçliyoruz (tele kulak vb)gibi.birde Amerikaya bakalım onların derdi “oy” mu! yoksa ülkemi? Bu siber saldırılarından Obamanın haberi Ekimde oliyor ve bunu tamamen açiga çıkara bilmek için sonuna kadar bekliyor.Bu da bizlere neyi gösteriyor? Düşman olarak gördüğümüz Devletlerleri yönetenler bir birlerini suçlamk yerini gerçek suçluyu bulup ortaya çikardıklarını.
      Şu an haberlerde Putin Amerkaya misilleme yapmayacağını açikladi….Neden acaba?

Yoruma kapalı.