İngilizlerin yeni bir istihbarat çıkışı: 5 göz bütün dünyayı gözetliyor, verileri değerlendiriyor ve politikalar üretiyor…

13
Reklam

Günler günleri, aylar ayları, yıllar yılları kovalayarak çok çabuk geçiyor.

Bir ay kadar önce, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) 97. yıldönümünü kutladı.

Normalde böyle kutlamalar için 100. yıl beklenirdi, demek şu günler önemsenmiş ve bilgi paylaşımı yapılmak istenmiş…

Kutlama gününden dışarıya fazla bir şey yansımadığı için törende neler konuşulduğundan haberdar olamadım. 

Oysa, örgütün 75. yıldönümü -2002 yılında- kutlamaları sırasında, davetli gazeteciler, orada geçirilen zamanın hakkını verecek bilgilerle donatıldığı için, okurlara anlatacak bayağı bir malzeme derlenebilmişti.

Ben birkaç yazı yazdığımı hatırlarım.

Kutlamadan haberim olmadığı halde konuyu hatırlamama, dün, bir İngiliz gazetesinde karşıma çıkan, onların bir istihbarat birimiyle ilgili bir yazı vesile oldu. Okuduklarım üzerine düşünür, arşiv çalışması yaparken, bizde de bir ay önce bir kutlama yapıldığı bilgisiyle karşılaştım.

İngiliz örgütünün adı ‘Pathfinder’… Yeni inşa edilen binasında binlerce istihbaratçı görev yapıyormuş. İngilizlerin kara, deniz ve hava kuvvetlerinden subaylar ve uzman siviller yanında, istihbarat alanında işbirliği yapılan diğer dört ülkenin sivil-asker uzmanları birlikte çalışıyormuş.

Reklam

‘5 Eyes’ (5 Göz) istihbarat ortaklığı içerisinde, hepsi de İngilizce konuşulan ülkeler olan İngiltere, ABD, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda bulunuyormuş. Binada, bu beş ülkenin ‘düşman’ belledikleri, ya da istihbarat faaliyeti için gerekli gördükleri ülkelere karşı çalışmalar yürütülüyormuş…

Rusya’ya, İran’a, Çin’e ve ismini açıklamadıkları başka hedeflere karşı…

Geçmişte, sadece İngilizce konuşulan ülkeleri bünyesinde barındıran Pathfinder’den çok farklı bir istihbarat ortaklığı olarak, ‘Safari Kulübü’ vardı.

Mısırlı gazeteci Hasaneyn Heykel’in uzun yıllar önce sırlarını faş ettiği Safari Kulüp, Fransız istihbarat birimi SDECE’nin başındaki Alexandre de Marenches’in yönlendirmesiyle oluşmuştu. Beş benzemezi andıran yapısında, Fransa’nın yanına konuşlanan diğer dört üye ülke, Suudi Arabistan, Mısır, Fas ve İran’dı -tabii Şah öncesi İran-…

Böyle bir istihbarat birlikteliği olur da Amerika ondan uzak kalır mı; nitekim ABD bu yapıyı pek çok gizli operasyonunda tepe tepe kullandı.

Gazeteci Heykel’in bulguları, İran’da yaşanan devrim sonrasında -1979- basılan Amerikan Büyükelçiliği binasında ele geçirilen gizli belgeler ortalığa saçılınca, doğrulanmış oldu.

Elbette günümüzde istihbarat Safari Kulüp’ün varlık gösterdiği dönemden çok farklı. Kullanılan teknoloji eskinin bazı yöntemlerini gereksiz hale getirdi. 

Pathfinder’ın RAF Wyton, Cambridgeshire’daki binası..

Daily Telegraph gazetesindeki makaleden teknolojiden nasıl yararlanıldığının ipuçları da alınabiliyor. Rusların Orlan-10 ve İranlıların Şahid-131 drone’ları Ukrayna’dan Pathfinder’a bir şekilde getiriliyor ve o sayede, daha önce mümkün olmayan hayati önemde bilgilere kavuşuluyormuş…

Reklam

Yemen kıyılarından alınan sinyallerin önemsiz mi yoksa saldırıya hazırlanan Husilerin haberleşmesi mi olduğu, birimin Cambridgeshire’daki binasının tepesindeki dev radarlara düşen sinyaller sayesinde, en kısa sürede değerlendirilebiliyormuş.

Önceleri günlerce sürüyormuş değerlendirme, şimdilerde birkaç saate düşmüş bu işlem.

Gazetede çıkan yazıyı İngilizlerin istihbarat faaliyetlerini önemseyen diğer ülke istihbarat örgütlerinin de dikkatle okuduklarını sanırım.

Mesela Çinliler…

Yazıda, Çin’in DF-17 hipersonik füzelerinin de binada değerlendirmeye alındığı ayrıntısı var.

Herhalde, o füzelerin Amerikan uçak gemileri üzerinden geçişinin, ileride Tayvan konusunda çıkacak bir çatışma ortamında kullanılmak üzere, yakınlarda devreye alındığının bilinmesini istemiş olabilir Pathfinder örgütü içerisinde yer alan ‘5 Eyes’ üyelerinden biri…

Amerika…

İngiltere, Amerika istedi diye sahte istihbarat değerlendirmeleriyle onunla birlikte Irak’ı işgale kalkışmıştı. Hatta, istihbarat dosyasındaki bilgilerin sahte ve uydurma olduğu uyarısını yapan biyolojik savaş uzmanı Dr. David Kelly, tam bu konular İngiltere Parlamentosu’nda tartışılırken, bir sabah yürüyüşünden evine geri dönmemiş, birkaç gün sonra adamın cesedini bulmuşlardı.

Sahte bilgiler ve çakma raporlarla Irak işgal edilmişti.

Gazeteye konuşan bir uzman, konuya ilişkin soruya, “Bir daha olmaz” cevabını verememiş…

Neyse.

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 97. yılı kutlamalarında bazı yazılı malzemeler de törene katılanlara dağıtılmış galiba.

Elime geçerse onlardan da söz ederim.

ΩΩΩΩ 

Reklam

13 YORUMLAR

  1. İstihbarata en fazla önem veren, istihbari bilgileri en fazla kullanan büyük İslâm Komutanı Halid bin Velid’dir.

    Halid bin Velid seferlere Arabistan, Irak, Suriye, Filistin’den seçilmiş özel istihbarat ekibiyle çıkıyordu.

    İstihbarat ekibinin görevi; bilgi toplamak, düşman kuvvetlerinin arasına sızarak ajan yerleştirmek, savaşılacak bölge hakkında bilgi akışının düzenliliğini sağlamaktı.

    Halid bin Velid, özel ekibi maharetiyle Roma ordusu içine ajanlar yerleştirmeyi başararak, aldığı istihbari bilgiler sayesinde 636 yılında sayıca üstün Roma kuvvelerine karşı Yermük savaşını kazanmış, Bizans’ın Suriye’deki hâkimiyetine son vermiştir.

  2. MİT Başkanı Hakan Fidan’ın 1999 yılında Bilkent Üniversitesi’nde hazırladığı yüksek lisans tezinden bir analiz aktarayım. İngilizce bir tezdi bu. Çevirisi: İstihbarat ve Dış Politika: İngiliz, Amerikan ve Türk İstihbarat Sistemleri’nin Mukayesesi idi.
    İşte bu tezde Fidan, eski Türk istihbarat sisteminin 2000 öncesindeki yapısını, parlamenter denetimli İngiliz istihbarat sistemiyle totaliter Rus istihbarat sisteminin bir terkibi olarak nitelendirmişti. Yani Türkiye, ezeli/ebedi rekabet içindeki iki istihbarat konseptinin sentezini uyguluyordu.
    Türkiye, Hakan Fidan’ın MİT’i yönetmeye başladığı dönemden bu yana, 12 yıldır kendi politik ihtiyaçları ve terörle mücadele konseptine uygun bir istihbarat sistemi uyguluyor. Şairin deyişiyle, bütün bu değişim hepimizin gözleri önünde gerçekleşti.

  3. “parasını veren uzaya gidermiş” atfı benim yorumuma yapılıyor bakıyorum,
    kem sözler sahibine yakışır,
    ortak bir alana yazınca her türden yorum oluyor haliyle lakin
    herkes kendi seviyesini ve tabi aldığı terbiyesini temsil eder sonuçta
    o nedenle ben şahsen nezaketimi hiç bozmam.

    şimdi,
    “büyük türkiye ideali” ile sefalet listelerindeki yeni yerimiz,
    “kızıl elma” desen, her köşeden mafya çıkıyor gerçeği var elimizde.
    gerisi zaten bir buket ucuz ifade.
    geçiniz.

  4. Her seçimden sonra arazi oluveren kimi uyanık yorumcu takımında bugünlerde bir heyecan bir coşku,
    yalancı güneşi görünce bahar gelmiş diye inlerinden çıkıp sonra da ayaza kalan yaban hayvanları gibi ısınmaya(yerel seçimlere) çalışıyorlar,
    kafası karışık troliçemiz açmış bayramlık ağzını, vermiş veriştirmiş, parasını veren uzaya da gidermiş, ne varmış falan filan…
    Eski türkiyeden miras kalan imf borçlarını faiziyle birlikte ödedik, düyunu umumiyeye son verdik, TASARRUF ettiğimiz parayla da ilk türkiyeli gökmeni uzaya gönderdik!
    Yerli milli arabayı(TOGG) da yapamazlar diyordunuz, yaptık, çatır çatır satıyoruz, parası olan alıp biniyor…
    Bugün uzay yolculuğumuza kağşamış dudaklarını büken kenar mahallenin dilberleri aynı sakızları şişirip şişirip patlata dursun,
    aynı gevişleri çiğneyip çiğneyip yalasınlar,
    bakalım yerel seçimde elinize ne geçecek?
    Geçen seçimde ne geçtiyse yine o geçer:)
    Güya muhalefet eden, mızmızlanan maraba takımına aldırmadan
    BÜYÜK TÜRKİYE İDEALİmizin peşinden KIZILELMAya doğru koşuyoruz:
    Hey gidi küheylan koşmana bak sen,
    Çatlarsan doğuran kısrak utansın!
    Durmak yok, yola devam!

  5. Kendini, etrafını yırtıcılar (aslan, sırtlan…) çevirmiş öküz başlı antilop sürüsünden biri gibi, veya yine kıyılarda saldırmaya hazır çakal, maymunlar (başka yırtıcılar) arasında sığ sularda beslenmeye çalışan kuğulardan biri gibi hisseden yalnızca ben miyim?

  6. milli istihbarat teşkilatımızın 97. yılını içtenlikle kutlarız ve daha nice kutlanacak 100 yılları başarı ile geçirmesini dileriz.
    david kelly gibi bizim ülkemizde de suudi bir gazeteci olan cemal kaşıkçı insanlık dışı bir şekilde öldürülmüştü,
    mit’in başarılı operasyonlarıyla yapılanlar ortaya çıkarılmış,
    her ne planlanıyorsa, bu planlar bozulmuştu.
    akabinde hazırlanan dosya ve yargı yetkisi,
    bir hukuk devleti olmayan suudi arabistan krallığına devretmeyeceğimizi dünyaya ilan etmemize rağmen,
    suudi arabistan krallığına devredilmişti.

    • Muzaffer Sever 9 Şubat 2024 De 10:02

      “peter pan yazıyor” yorumlarınız olmasa burada hiç eğlenemeyeceğiz:)))
      mahkemelerden istenilen her karar çıkıyor da iş dem’e gelince mi karar veremedi oluyor iddiaları yok mu? belki seçim zamanları fake videolarla destekleyerek kimi partileri terörize etmek için ihtiyaç olduğu iddiaları?
      zihniyette problem varmış, problem olmayan zihniyet mi var efenim?
      partilerin terörle arasına mesafe koyması gerektiği gibi yolsuzluklarla, mafya yapılanmalarıyla da mesafe koyması gerektiğini düşünmüyor musunuz?
      hep peter pan kalamazsınız değil mi?

  7. Saddam ve Şah bizim için bir ders niteliğinde. fetö müsibeti ve kozmik oda garabeti ise herşeyin tekerrür ettiğinin kanıtı ispatı. Yani birini/bir ülkeyi (adalet olsa) ülkemizde yargı kararıyla ve mecliste yargılar hüküm verebiliriz!
    (Onlar işlerine geldiğinde soykırım vs kararı çıkarmıyorlar mı?)
    İlk karar: Natanyahu nun İsrail i ve ABD olur mesela. Elde delil bavul dolusu.
    Herşeyi bilip görüpte tedbir almayana ne denir onun da tabiri var bizde.
    Tarikat cemaat adlı illegal yapıları kullanıyor bunlar😡. Öyleyse devlet ve millet olarak bu yapıları bertaraf edecek tedbirlere ihtiyaç var. Nedir mesela:
    Bu yapılara meyleden insanları çalıştırıp (onlarca millet kraathanesi bahçesi spor alanları dernekler kuruldu) göz önünde bulunduracaksın!
    Aylıklarını ürettikleri kadın koop üretim birlikleri vb yerlerden alacaklar!!!
    YANİ HERKESE BİRER GELİR!
    HER EVE BİR AYLIK PARA!
    GİRMELİ MUTLAKA 🤗.
    (Bunları muhalefet yapar! Yapabilir! DEMEYİN SAKIN!😡 kalbinizi kıracak cümleler kurdurmayın bana!).

  8. KÜRESEL PARADOKS
    Özellikle küresel istihbarat yapıları ile ilgili değerlendirmem şu:
    1–Ya bu yapıların hiçbir güçleri yok. Yani tamamen kağıttan kaplanlar.Yani güçleri, bizim peşin hükümlerimizin ürünü.
    2–Yada o kadar güçlüler ki, tüm Dünya ile alay ediyorlar.
    Tüm Dünya ile top sektirir gibi oynuyorlar. Güç zehirlenmesinin de zirvesindeler.
    Örnek mi?
    Putin’in “emir eri” Trump’ı, “Amerikan Milliyetçisi” olarak pazarlayabilmek neyin nesidir?
    Lokal hamleler:
    –Bir Cumhurbaşkanı adayının piarını
    “göstere göstere” rakibinin has elemanına yaptırtma da neyin nesidir?
    –Seçilemiyeceği kesin olan birinin, hiçbir şekilde olmayan bakanlık vs. pazarlığı deklerasyonu da nedir?

    • her olayı ayrı ayrı anlamlandırmak mümkün değil, anlamlandirma için sayisisz bilgiye ihtiyaç var ve gerekli bilgi belirli konulara odaklanarak elde edilemez, hayatta var olan herşeyin bilgisine ihtiyaç var. sonra her bilgi temeldeki ana bilgilerle uyumlu olması gerekir, yeni bilgiler temel bilgilere uymuyorsa eksik veya yanlış okuma sözkonusudur. bunu bir düşünce disiplini haline getirdiğinizde bir biriyle hiç bir alakası bulunmadığı sanılan alanlara ait bilgilerin bütünü tamamlayan yeri değiştirilemez bir konuma sahip olduğunu görürsünüz.(vahdaniyet ilkesi gereği bu böyledir)

      geçenlerde bir a101 mağazasına girdiğimde dünya edebiyat klasiklerinin maliyetinin bile altında etiket fiyatıyla bulunduğu rafın önünden geçerken kitapların arasında tek kalmış bir kitap gözüme ilişti. “bir borsa spekülatörünün anıları” adındaki kitabı 27 lira ödeyip aldım ve okumaya başladım. kitap ilkokul mezunu bir spekülatörün kitabın yazarı da olan gazeteciye verdiği röportajın kitaplaştırılmış hali. kitapda anlatilanlar tam bir hayat okuması gibi. konu sadece borsa ama anlatilan her bilginin hayatın her alanında doğruluğunu görebiliyorsunuz. kitapda en çok sözü edilen konulardan biri de borsa ile uğraşanların mutlaka bilmesi gereken iki sezonu var diyor; yükseliş sezonu ve düşüş sezonu. borsa sezonu çok zor öğrenilebilen ve öğrenilemediğinde de borsa ile ilgili hiç bir bilginin tek başına büyük kazanimlar elde etmeye yetmeyeceğini söylüyor.büyük kazanmak için borsanin iki sezonunu da çok iyi kavramak gerekir diyor.

      siyasi olaylar da buna benziyor. genel işleyişi bilmeden detaylara ait bilgiler anlamamıza yetmiyor.

      Türk siyasetini anlamak için bilmemiz gereken ilk bilgilerden biri de NATOnun politikalari.

      dün uluslararası iliskiler profesörü siyaset bilimci Sedat Laçiner hocanin videosunu dinledim. Ukrayna ile Rusya Afrika’da savaştigini söyledi. bir Afrika ülkesinde iktidara karşı isyan cikarmaya çalışan vagner askerlerine karşı Ukraynalı askerler çatışıyorlarmış çok ilginç hakikaten. Ukrayna’da muhalifler biz işgal altında bir ülkeyiz Afrika’da ne işimiz var diyorlar mıdır acaba, deseler bile dinleyen yokmuş anlaşılan.

      • Çanakkale geldi aklıma sayın Baran. “Ne işleri vardı!” Sorusunu soramadık bir türlü sıra gelmedi; anzak askerlerini bağrımıza bastık☹️,
        Kan gölünün üzerine ay yıldız yansıttık,
        Hatta beyaz sakallı hurafeler bile hortlattıkları söylendi bazı cemat tarkat mensuplarının😳,
        Ama fakat,
        Alaman generalin komutasında!…
        İngiliz gemileri!..
        derken…
        Kurtuluş Mücadele mizin aslında büyütülecek bi tarafı olmadığını söyleyen bile oldu😡.
        Bunca çeşitlilik içinde tek bir gerçek değişmedi:”NATO’ya bağğlılığımıızzz!!!
        “. Şimdi yine sordurmuyorlar:
        Ne işiniz var Irakta suriyede?
        Niye benim TC kimliği taşıyan vatandaşımı ayartıyorsun?
        Asya tarafındaki devletler ülkeler bu dünya insanı değil mi???

        • NATO üyeliğimiz içerde ve dışarda hukuk tanımazlığımız yüzünden bizi batılı ülkelerin askeri yapmaktan öteye bir yararı olmaz.savaş bittikten sonra gösterdiğimiz üstün askeri hizmetlerimizin ödülü olarak ülkemizi bize bırakabilirler. tabi süreç içinde NATO tamamen işlevsiz kalmazsa!

  9. Sayın yazar “Kutlama gününden dışarıya fazla bir şey yansımadığı için törende neler konuşulduğundan haberdar olamadım.”
    halbuki, Dışarıya yansıyan fotoğraflarda mitin bütün üst düzey yöneticileri ayan beyan görünüyordu:)

Yoruma kapalı.