İnsanımız yoksulluğa da tahammüllüdür ama ülkeyi özgür ve temiz tutmak hepimizin görevi…

29
Salma Al-Shihab Twitter mesajı yüzünden 34 yıl hapis..
Reklam

Acaba bir yakınına incitici sözlerle takılmanın mürur-u zamanı var mıdır?

‘Mürur-u zaman’ eski dilden bir kalıp, yenilerde buna ‘zaman aşımı’ deniliyor. Hukuki bir terim bu. İslam Ansiklopedisi bu kalıbı, “Bir hakkın kazanılmasını sağlayan veya dava edilmesini önleyen belli bir sürenin geçmesini ifade eden fıkıh/hukuk terimi” tanımıyla açıklıyor…

Bir kabahat veya yasadışılık için suçlanabilirsiniz, ancak ceza alabilmeniz için o suçun işlendiği tarihin üzerinden fazla bir zaman geçmemesi gerekiyor. Geçiyorsa, suçun üzerine gidilemiyor.

Şarkıcı Gülşen, bir konseri sırasında, dinleyicilerle konuşurken, orkestrasından birinin araya sokuşturduğu bir laf üzerine, orkestra mensuplarından biriyle ilgili, o insanı incitici bir cümle kullanmış.

Çirkin mi çirkin bir takılma bu.

Ancak sonuçta anlık bir takılmadan söz ediyoruz. Hatta dozu kaçmış bir şakadan…

Orada da kalmış bu takılması.

Yok, orada kalmamış.

Reklam

O incitici cümlenin sarf edildiği konser nisan ayında verilmiş. Şarkıcının incitici cümlesi için ifadeye çağrılması ve tutuklanması ise, önceki gün, birinin o çirkin cümleyi sosyal medya aracılığıyla paylaşması üzerine gerçekleşmiş.

Dört ay sonra.

İncitici de olsa bir takılma, ağır bir şaka için mürur-u zaman sayılabilecek bir süre dört ay.

Ağır cümleyi söyleyen şarkıcıyı, kırmış ve incitmiş olabileceği kişilerden alenen özür de dilemesine rağmen, önüne çıkarıldığı savcı tutukladı; ancak bana kalsa, eğer mutlaka biri o olaydan dolayı suçlanacaksa, o çirkin anlık takılmayı bütün ülkeye duyurup incinen sadece bir kişiden ibaret kalabilecekken onu bütün bir camiaya dönüştüren kişi buna daha çok müstahak.

Şarkıcının dört ay önce bir konserde kendi orkestrasından bir üyeye takılırken sarf ettiği “İmam Hatip’te okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” cümlesi, ihbarı yapan kişi yüzünden, ülkeyi ayağa kaldırdı.

Gülşen’i özür dilemesine rağmen cezaevine de düşürdü; akıl alır gibi değil ama bu da oldu.

Buna sebep olan kişiye bir şey diyen yok.

Yeniden mesajlar yayınlamaya başlayan, kendisinden ‘suç örgütü lideri’ diye söz edilen Sedat Peker, şarkıcıyı cümlesinden ötürü kınarken, bunun, kendisinin aynı gün kamuoyuyla paylaştığı siyasi ağırlıklı mesajlarının önemini gözlerden saklamak amaçlı bir algı operasyonu olduğu görüşünü açıkladı.

Reklam

Haklı olabilir.

Ben ise, ‘baskın seçim’ takıntım var ya, bu olayı da seçim tarihine yakınlaştığımızın kanıtlarından biri olarak görme yanlısıyım.

***

Sizlerden şimdi, bir yabancı gazetede çıkan, ilk bakışta girişteki olayla ilgisiz görünen bir haberin özetini okumanız zahmetine katlanmanızı isteyeceğim. 

Haber geçtiğimiz Pazar günü ‘Sunday Telegraph’ gazetesinde yayımlandı.

Suudi Arabistan’da Muhammed bin Salman (MbS) yeni bir uygulama başlatmış. Suud vatandaşları cep telefonlarına ‘Küllüna Emn’ (gazete bunu ‘Kollona Amn’ diye yazıyor) programını indiriyor ve önlerine çıkan kuşkulu davranışları o program aracılığıyla ilgililere şikayet ediyorlarmış.

‘Küllüna Emn’ hepimiz güvenlikle ilgiliyiz gibi bir anlam taşıyor.

İngiliz gazetesinin 2019’dan beri kullanımda olan bu uygulamayı şimdi konu etmesi, Leeds Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Suud vatandaşı Salma Al-Shihab’ın bir memleketlisi tarafından o program aracılığıyla ihbar edilmesi sonrasında yaşananlar yüzünden.

Genç kadın Twitter mesajında “Ülkem Kuzey Kore’den beter” diye yazmış.

Vay sen misin bunu yazan; Küllüna Emn kullanıcılarından biri o mesajı şikayet edince Salma Al-Shihab tatil için memleketine geldiğinde yargılanmış ve 34 yıl hapis cezasına çarptırılmış.

Tek hapse gönderilen de o değil. Amaha AlHwaiti adlı bir başka kadın da, MbS’nın mega projesi NEOM’u kendi aşiretini geleneksel yerinden edeceği kaygısıyla eleştirdiği için, yine aynı yöntemle şikayet edilmiş ve o da 24 yıl yatmak üzere cezaevine gönderilmiş…

Şimdi bizden yeni bir habere göz atabiliriz.

Okuyalım:

“BirGün Yayın Koordinatörü İbrahim Varlı’ya iki yıl önce yaptığı ‘İslamcılar zorbadır’ paylaşımı nedeniyle ‘Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ten soruşturma açıldı. Varlı, 25 Eylül 2020 tarihinde attığı ‘İslamcılar zalimdir, İslamcılar zorbadır, İslamcıların yapamayacağı kötülük yoktur…’ tweeti nedeniyle hakkında TCK’nın 216. maddesinden açılan resen soruşturma nedeniyle emniyette ifade verdi.”

Yargı gazeteci Varlı’nın peşine bir kişinin mesajını CİMER’e şikayeti üzerine düşmüş. 

CİMER’in açılımı ‘Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezi’. Vatandaşlar görüş, istek, şikayet ve önerilerini CİMER’e iletiyorlar. Bazıları demek ki bambaşka amaçla başlatılmış uygulamayı ihbarcılık amacıyla da kullanabiliyor.

Geçen yıl 6 milyon 100 bin kişi başvurmuş CİMER’e…

İbrahim Varlı’nın mesajını ihbar eden ‘sayın muhbir vatandaş’ bunu mesajı okur okumaz mı -yani iki yıl önce mi- yapmış, yoksa iki yıl geciktirmiş de yeni mi ihbarda bulunmuş, bilmiyorum.

Ancak soruşturma yeni başlamış.

Gazeteci ile şarkıcıyı birleştiren ortak bir nokta var: ikisi de Türk ceza kanununun aynı maddesinden -TCK 216’dan- dolayı takibata uğramaktalar.

Yani ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ suçunu işleme iddiasından…

Türkiye Suudi Arabistan değil, CİMER de herhalde ‘Küllüna Emn’ gibi kötüye kullanılması amacıyla açılmadı.

Ancak yine de dikkatli olunmazsa, yabancı gazetelerde bizim de kötüleyici haberlere konu olmamız işten değil.

Gülşen’i ağzından çıkan incitici sözün ağırlığı altında ezilmekle karşı karşıya bırakmakla yetinmek, İbrahim Varlı’yı kendisini ‘İslamcı’ olarak tanımlayan insanların verecekleri cevaplara havale etmek daha uygundur. 

Ülkemizi temiz tutalım.

ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. Şarkı ile
    Şiir ile
    Kaza ile silah hatta pıçak ile…
    Diyeceğim ama,
    1. Dünya savaşı sırp gencinin filanı öldürmesiyle!..
    Vee
    Onlarca ölüm
    Yüzlerce zarar ziyan…
    Vay anasını bee.

    • Ne önemsiz deyip te geçmeyeceksin,
      Ne de dünya yıkılsın kim altında kalırsa kalsın!
      İşi ehline bırakıp!..
      Sen kenara çekilip bekleyeceksin.
      Allah iyi düşünenlerin hep yanındadır.

  2. Gülşeni tanımam ve bilmen. İyide kendi arkadaşina sarf ettiğı o kelimeyi 4 ay sonra TC yargisi alel acele hapis cezası verip hapise atması Resmen paniklemelerinin ve korkularinin bir örneğidır.
    Böyle bir yargı ve kanun değil Dünya devletlerinde kabile reislerinde dahi olmaz.

    AKP ihtidara gelinceye kadar hiç kimse İmamhatiplere tek kelime laf söylemezken.Peki! Neden şimdi söyleniyor?
    Madem bu kadar hassas’ idiniz onları neden işik hızı ile cezalandırmadınız.

    Bu millet BUNLARI FAZLASI ile hak ediyor. 15 Temmuz darbesine darbe girişimi olarak inanip bebekler ve mamleketin değerlerini zindanlarda çürütenlere inamadığınız halde onlarla beraber olup ayni kulvarda boldozerler ile suçsuz günahsız insanlari ezip hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin ocağına kibrit suyu döktünüz

    TC vatandaşlari ve ülkenin sahiplerinden olan bir irki ezip dillerini yasaklayarak yok sayarken! Süriye, Iran, Somali, Afganista ve Araplara TC yi teslim ettiniz. Dünyanın hiç bir ülkesinde ne olduğu belli olmayan yabancılara 2 ay içinde 400 bin dolara ailece vatandaşlık vernenleri birgun ihtidarda tutmazla ve sorumlulari ve vermeye kalkanlaride o ülke halkı linç eder.

  3. Fehmi bey bu şarkıcıyı çok hoşgörü ile karşılamış.Kadinin sözü şöyle olsaydı yine aynı hoşgörü olur muydu.”Boğaziçi de okumuş ya sapıklığı oradan geliyor.”veya “Falan spor takımını tutuyor” Herkesin özgürlüğü başkasına zarar verene kadar.Sonuclarina katlanacak özgürlüğü kötüye kullanan.

  4. Bu gün , kurtuluş savaşımızın en önemli aşaması olan Büyük Taarruzun tam yüzüncü yılıdır .
    Bu konuda görebildiğim kadarıyla sadece iki köşe yazarı yazı yazmış , bunlardan Y.Özdil’e ait olanı daha gerçekçi ve doyurucu olduğu için ilgi duyanlara naçizane tavsiye ederim.
    Bu arada her zaman olduğu gibi Cuma hutbesinde de Meydan Muharebesi isminden başka hiç bir şey görmedim , nankörlük , vefasızlık , hatta hainlik olur da bu kadar mı olur ,Allahü Teala bunları affeder mi , hiç sanmıyorum !
    Ben de bu vesileyle ve sadece bir komutanımızın hatırasına temas etmek istiyorum.
    26 Ağustos günü saat 0530 da ve bütün cephe hattında başlayan , bu ölüm kalım taarruzu , gece boyunca da bütün şiddetiyle devam etmiş , ertesi günü saat 1030 olmuştu .
    Büyük bir baskına uğrayan düşman cephesi , artık son ve ümitsizce direnmeye çalışırken yer yer çökmeler meydana gelmiş , gedikler açılmaya başlamıştı .
    Ancak bunlardan , düşmanın da çok önem verdiği ve kilit savunma noktalarından birisi olarak kabul edilen Çiğiltepe , sağındaki ve solundaki tepeler düştüğü halde bir türlü ele geçirilemiyordu.
    Bu durum , ele geçirilen yerlerin de geri emniyetini riske atıyordu .
    Nihayet M.Kemal Paşa , dayanamayıp telefona sarıldı, tepeyi zaptetmekle görevli olan Alb.Reşat (Çiğiltepe ) Beyle görüştü ve gereken bilgiyi aldıktan sonra tepenin yarım saat içinde alınacağı sözü verilmesi üzerine ‘ Peki, bekliyorum ‘ diyerek telefonu kapattı .
    Ancak aradan 45 dakika geçtiği halde tepe ele geçirilememişti , M.Kemal Paşa tekrar telefonla görüşmek ister , karşısına çıkan teğmen , Alb.Reşat Beyin , sözünü yerine getiremediği için biraz önce intihar ettiğini söylemesi üzerine adeta şoke olur , bunca yıldan beri tanıdığı , çok takdir ettiği ve sevdiği bir komutanın bu ani ve elim ölümü karşısında hiç bir şey diyemez, bütün vücudunu saran o büyük elem karşısında içi burkulur , için için ağlar , gözleri ve yanakları yaşla dolar !
    Gayet tabii ki bir askerin , sebep ne olursa olsun düşman karşısında bu şekilde intihar etmesi aslında dinen de doğru değildir ; ancak Allahü Tealanın rahmet ve mağfireti sonsuzdur , Rabbim inşallah bu büyük askeri cennetinden mahrum etmesin .
    Alb.Reşat Çiğiltepe ; Sandıklı’da yapılı mezarında 1988 yılına kadar kalmıştır , daha sonra bu tarihte yeni yapılan Ankara’daki Devlet Mezarlığına tevdi edilmiştir .
    Allahın rahmet ve mağfiretini niyaz eder, mekanının cennet olmasın dileriz .
    Ve bütün şehitlerimize rahmet , gazilerimize de minnet ve şükranlarımı sunarız .

  5. Nefret suçu dünyanın her yerinde suçtur.
    İmam hatipler sapıktır yerine ABD de veya herhangi bir Avrupa ülkesinde “Yahudiler sapıktır” deyin görününüzü.

    ABD ve AVrupa için hak olan şey bize gelince suç.

    • milletin yarısını terör örgütleriyle irtibatlı göstermek, milletin yarısını diş güçlerin maşası ilan etmek sizden olan herkese serbest. Siz yapınca halkı kin ve nefrete teşvik suçu oluşmuyor, başkaları yapınca suç olur, hele bir de CHP’ye yakın biri yaparsa kesin suç olur.

    • Sürtük, olan sen kinsin, Anani, alda git, olan şerfsız, terörist, vatan haini, Bunlari söylemek Süç değil şaka ile arkadaşına bir laf edip özür dilemek suç hemdde işık hızı ile zindanı boylamak.

      • Bunların tamamı bir gruba söylenmiş sözler değildir.
        Dünaynın her yerinde kişilere söylenen sözler küfürdür.ancak toplumun bir bölümünü aşağılar ve toptan küfrederseniz nefret suçudur

  6. ….
    Kutuplaşmanın zıvanadan çıkmış halleri bunlar….
    Hep derim, derim ama anlayan anlar
    Yaptırımların kutbu değişti devranda
    İspiyoncular fırsat kolluyor, birbirini seyranda
    İnsanlar çatacak bahane arıyor bugün, daha bir azmış!
    Eskiden de vardı derler, ama pek duyulmazmış
    Her ne zaman birbirine karşı gösterseler çatal dillerini
    Yerel sakinler söndürüverirmiş hemen saman alevlerini
    İnternet yokmuş o zaman, sosyal medya ne gezer!
    Şimdi insanlar tuşlayıp dünyayı bir ucundan öbürüne gezer
    Babaannemin komşusu anlatırdı bir seferinde
    Ne de güzel eylenirmiş herkes evlerinde…..
    Insanlar komşuculuk yaparmış o zamanlar,
    …..

  7. gülşenin kullandığı ifadeyi “şaka bile olsa” rahatsız edici buldum, yakışıksız bir ifade ve kınıyorum. üstelik kendi ekibinden birine yapılması ayrıca rahatsız edici çünkü, bu kişi dönüp karşılık veremeyebilir hatta alınma refleksi bile gösteremeyebilir değil mi?
    bunun bir hukuki karşılığı olması durumu ise karışık.
    burası sıkıntılı.
    çünkü hukuk, herkese aynı refleksi verdiğinde, eşit davrandığında hukuktur.

    sayın korunun seçimle bağlantı kurması boşuna değil, yaklaştıkça her tarafın işine gelir başlıkları seçmenini etkileyecek hassasiyetleri öne çıkarması zamanlama meselesi elbette. rahatsız edici konular, haberler ve konumuz hukuk.
    medyanın %90 nında tam gün “hain muhalefet” temalı tam saha pres uygulaması yapılıyor. haberler, iftiralar, karalamalar, suçlamalar, hakaretler yetmedi üstüne katastrofik senaryolar, sanrılar, hezeyanlarla insanları zehirliyorlar
    tüm muhalefet hainlikle, ajanlıkla, terörist olmakla yaftalanmıyor mu?
    sonra utanmadan sıkılmadan halk muhalefete güvenmiyor yazıyorlar.
    kim güvenmiyor?
    muhalefetin seçmen özelliklerine bakarsak,
    muhalefet oyunu ülkenin, eğitim durumu yüksek, gelir durumu yüksek, aydın, zengin kısmından alıyor. eğitim ve kültür durumu yükseldikçe yani okudukça, öğrendikçe, yazdıkça ve gelir durumu yükseldikçe yani daha iyi yaşadıkça, gezdikçe, gördükçe hayatı ve dünyayı tanıdıkça muhalefeti tercih ediyor,
    muhalefete güveniyor.
    katastrofik senaryolara inanmıyor,
    hainlik masallarına, ajanlık öykülerine kanmıyor,
    iftiralardan, karalamalardan, yaftalanmalardan etkilenmiyor diyebiliriz.
    kararsız grubun büyük bir kısmının öğrenciler oluşu bu nedenle önemli.

    şimdi bir gruba yönelik incilten rahatsız edici ifadenin hukuki karşılığı olmalıdır diyelim ama, herkes için adalet isteyelim. istediğine istediğini söyleme hakkını kendinde bulanlar, bir diğerini suçlayabilir mi,
    suçlayacak yüzü olur mu?
    siyasilerin ekranlarda halkın karşısına çıkıp rahatsız edici ifadeleri nasıl kullanmamaları gerekiyorsa, sanatçılarında öyle kullanmaması gerekir, siyasiler kullansın, sanatçılar kullanmasın dersek adaletten söz edebilir miyiz? sorumluluğu olan herkes sorumluluğunun gerektirdiğini yapsın, yapmalıdır. yapmayan varsa eşit hesap sorulsun, adalet terazisi doğrultulsun, sonra bugün hesap sorandan yarın hesap soranlar gelir, sonra onların sırası gelir her gelen keseri kendine yontarsa biz hep birbirimizi mi yiyeceğiz? hiç gelişemeyecek miyiz?
    herkesin birbirini suçladığı, gücü olanın çıkarını kolladığı, adaletin işine gelene işlediği bütün enerjiyi kutuplaşmanın soğurduğu, bilinç düzeyinin sürekli düşük tutulması için propagandanın olduğu ülkelerde ilim, bilim, üretim, teknoloji, refah olmuyor işte,
    parası pul oluyor, enflasyon rekorlara koşuyor, işsizlik, yolsuzluk, yoksulluk endeksleri yükseliyor, adaletsiz paylaşım artıyor işte.
    yaşananlar kader değil, hak-ediştir. evrensel yasalar mı dersiniz, sünnetullah mı dersiniz size kalmış ama tamamı hak-ediş üzerine kuruludur, adı üstünde yasadırlar, değişmez ve değiştirilemezler.
    ülkeyi özgür ve temiz tutmak hepimizin görevi ama ortada kim var?
    benim bir vatandaş olarak çözüm teklifim, ilkokulda en azından ilk 3 yıl fen matematik öğretilmese de olur çocuklara,
    edep ve ahlak öğretilsin.

  8. Münafık insanların, yani öyle olmadığı halde islamı temsil ettiğini, islam Dinini menfaatleri için kullanan yobaz insanların Dine verdikleri zararı Görüyoruz.

    Bunlar utanmadan Bu tür olayları bilerek çıkarıyorlar amaç safları sıkıştırmak Ama iş işten geçti.

    “Tavşan yamacı” geçti.

  9. Bu şarkıcıyı pek fazla tanımam , bilmem, şarkılarını dinlemem, bilmem , haberlerde yer aldığı kadarıyla ve herkes kadar bilirim .
    Yine de dört ay önce de olsa orkestradaki bir arkadaşına şaka olarak söylediği sözü de gayet tabii ki tasvip etmek mümkün değil ; toplumsal bir kınamayla , bir tepkiyle bu konu bu kadar büyütülmeden kapanabilirdi , kaldı ki kendisi de zaten özür diledi .
    Ama bütün bunlar yetmedi ve bir kaşık suda fırtınalar yaratıldı , bu durum , ülkenin ve özellikle de adaletin rezil olmasından başka bir işe yaramaz !
    Bu kadın , normal bir şekilde gün verilerek ifadeye çağrılamaz mıydı , gözaltına neden alındı , çok ağır bir suç mu işledi, bu yetmezmiş gibi mahkemeye çıkarıldı ve en kötüsü de tutuklandı !
    Peki neden tutuklandı , tutuklamanın hangi şartlarını taşıyordu , dört ay önceki video görüntülü sözlerini mi karartacaktı, başka bir yere kaçma ihtimali mi vardı !
    Bu adalete şimdi şunu sormak gerekmez mi ; sefil bir , sözüm ona ilahiyatçının ! ‘Namaz kılmayanlar öldürülebilir ‘ sözünü ve buna benzer daha nice nice suç teşkil edebilecek sözleri acaba duymuyorlar mı !
    Bunu ortalığa saçan adama da bari altın madalya taksınlar , adamın emeği boşa gitmesin !
    Bilemeyiz , belki olayların bu boyuta varacağını düşünmeden muziplik olsun diye de yapmış olabilir ?
    Sonuç olarak ,ne diyelim , başka denecek bir şey kalmadı ; buyrun adaletin cenaze namazına !!!

  10. HAMDOLSUN 93. SIRA !
    Ülkemiz, Global Refah Endeksinde, 2011 yılında ülkemizi yönetenlerin marifet ve maharetleriyle 66. sırada iken, 2021 yılında Allah’ın takdiri ile 97. sıraya gerilmiş. Pardon sıralamada ayarlamaya gidilmiş.
    İç savaş yaşayan Suriye ve Lübnan bile bizden iyi imiş.
    Hiç olcak iş mi?
    Tabii ki, dış güçlerin oyunu!
    Tabii ki, seçim sath-ı mailine girildiği zaman diliminde boş durmayacaklar!
    Kutsal soygun davamıza müdahil sıfatlarıyla çomak sokacaklar!
    Bu arada ülkemizi yönetenlere özür borcumu beyan etmek durumundayım:
    Beni yanılttıkları için.
    Ben şunu diyordum:
    ” Ülkemiz Dünyada iyi bir sıralama olduğunda 100’den sonra, kötü bir endeks olduğunda ilk 10’un içinde”
    100üncü sırayı 2023 hedeflerine koymuşlar anlaşılan.
    Zaten 10 yılda 27 sıra gerilediğimize göre, yılda 2,7 sıra kaybediyoruz.
    97’ye 2,7 yi eklersek küsuratı da tamamlayarak 2023 yılında tam isabet 100 yapıyor.
    Hamd-ü senalar olsun!
    Ne kadar şükretsek azdır!

  11. düşmanlığa.. cümlesinin ne kadar esnekliği var bilmiyorum.
    Tüm halkın da jurnalciliği mi seviyor, meraklımı bu zehir hafiyeliğe, çok mu Amerika n filmi izliyorlar bilemem.
    Sen güvenlik güçlerinin işini yapmaya kalkarsan,
    Tv yorumcusu danışmanın işini,
    Gasteci mitin işini,
    Yorumcu muhalefetin işini,
    Köşe yazarı diş güçlerin ajanlığını üstüne alırsa!!!

    No’lur bir ülkenin hali???

  12. Bizim coğrafyamızda pot kırmak, nereye gideceğini düşünmeden lakırtı normal olmuş!
    Bunun eğitimi okuldan aileden dikkat edilip başlamalı, yoksa çok zor durumlarla karşılaşabilir insanlar!
    -koskoca bakanlık yapmış insanlar wc örneği verebiliyordu, hemde Tv’de 😯
    -Spiker bir dedikoduyu şaka zannettiği için espri konusu yapabiliyordu bir zamanlar!
    No’ldu?
    Spikerin işi sonlandı, bakan vefat etti konu kapandı (zaten konuşan olmadı!🙁).
    -çocuğun yanında ortamda bizzat ailesi!!! duman çıkaran ne varsa çekiyor üflüyor çekiyor üflüyor!!! Yan masada astımlı yaşlı küfür ediyor söyleniyor!! Çocuk sonra !…???
    -çocuğu göğüs hastalıkları dr’a götürdüm. Dr leş gibi sigara dumanı üstüne dahi sinmiş, konuştukça ağzından tütün kokusu burnuma geliyor??? Astımlı çocuğa ne diyebilir ki ?
    Çocuk onu görünce bir kaç yıl gizli sigara içiyor baktım😠, zor bıraktırdım.
    -Evlerin altında dükkanlarda duman çıkaran şeyler içilip satılıyor bazı yerlerde. Alttan çıkan koku ve duman doğru evlerin içine! Evde var dede nine koah ve astım hastası duramıyor camı açıp nefes alacak alamıyor netsin içerde?
    Gelelim neticeye:
    *Benim oyumla çobanın oyu..
    *Ve en son hadise imam hatip oyunu..
    Bu oyunlara kanmayalım!!!
    Yasak madde kullanan sanatçıdan banane!
    Ağzından kötü bir laf kaçırandan kime ne?
    Eyyy Kılıçdaroğlu bunadamı el atacan ne!!??
    Sanane?
    Size ne?
    Dün baktım tüm tvlerde !!!
    😠😠😠😠…
    Töbe tövbe!

    • Söyleyenden önce…😂😂😂
      Yapmayın artık bu hataları sevgili şarkıcı sanatçı müzisyen değerli insanlar!
      Biraz şenlenmeye eğlenmeye nefes almaya …
      Gerçekten ihtiyacımız var!

  13. Ülkemizde yargını düştü hallere bakın!
    Gel de bu yargıya güven
    Bir bakıyorsun karınca gibi çalışıyor
    Bir bakıyorsun jet hızıyla
    Oysa halkın tek sığınacağı bir liman olan yargı da güvenini yitirirse vay halimize
    Güven demişken yargının ne hallerde olduğu malum. Fakat bu kadarı bile bizim halkımıza yeter de artar bile, yeter ki adalet kişilere göre işlemesin.
    Bir sanatcının sözleri dört ay sonra ifşa edilmesiyle yargı jetleşiyor. Olabilir ortada bir vaka var, erken yada geç işliyor. Buraya kadar her şey normal. Gelelim yargının karınca haline. Bu ülkede Şuç örgütü ile suçlanan Sedat Peker’in iddialarına ne oldu? Sanatçıyı tutuklayan yargı nerede kaldı.

  14. Allah aşkına bu ülkede mantıklı insanlar yok mu bunca sıkıntı yaşanırken 4 ay önce yasanmis unutulmus gitmiş bir olay nasıl gündeme gelip ceza veriliyor.
    Hukuk proflari siz böylemi ders veriyorsunuz.Yaziktir günahtır bu ülkeye .Ey HSYK nerdesin
    Yazarın dediği gibi asıl o mesajı gondereni tikacaksin içeri anlasın halk i kiskirtmanin ne olduğunu anlasın. Ey yönetim bu sana karşı yapılmış en büyük sabotajdir.Derhal sabitajciyi yakala yoksa bedelini sen ödersin.

  15. Fehmi abi , istemeye istemeye şu çarpıcı gerçeği de seslendiriyor: “İktidar şaşırtıyor, muhalefet henüz kimseyi şaşırtmayı başaramadı.”
    Onca eleştiriye rağmen AK Parti’nin hâlâ umut olmasının, muhalefetin de hâlâ iktidar umudu vermemesinin asıl nedeni bu… Sadece Fehmi abi değil, birçok muhalif aydın bu gerçeğin siyasette ne anlama geldiğini, 20 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin neden hâlâ şaşırtacak işler yapabildiğini, dış politikada nasıl ezber bozduğunu ve toplumun bunu gördüğünü çok iyi biliyor ama yazmıyor, yazamıyor. Herhalde kendi deyimiyle “kalemi” izin vermiyor. Çünkü o kalemin de bir hesabı var ve her defasında o hesap satır aralarına sıkıştırılıyor:
    “Bir önceki seçimde (2018) iktidarı değiştirmek veya hiç değilse zayıflatmak ve cumhurbaşkanı seçimini kazanmak mümkündü; öncesinde muhalefet cephesinde çıkan ihtilaf yüzünden sandıktan tam tersi bir sonuç çıkabildi. Tarihin sürekli tekerrür ettiği ülkemizde gelecek seçimin öncesinde benzer bir gelişmenin yaşanmayacağını kim iddia edebilir?”
    Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den söz ettiği çok açık. Acaba bu sadece Koru’nun beklentisi mi yoksa Kılıçdaroğlu da böyle bir sürprize mi hazırlanıyor? Bu sürprize oy vermeye “tıpış tıpış” giden CHP sosyolojisi şaşırır mı bilemem ama ben şaşırmam.

    • Kendini şampiyon ilan edene ne denir bilmiyorum. Şayet öyle kabiliyetli başarılı iseler bir tv ekranında halkın karşısına çıksınlar ve sorulara cevap versinler karşılıklı iktidar ve muhalefet temsilcileri. Bakalım görelim tartalım kim ne yapmış ne biliyor ne anlıyor. Hep kaçak güreşerek, er meydanına çıkmadan şampiyon benim demekle öyle olmuyor.

  16. Artık faşist ve zorba bir düzene gelmiş bulunuyoruz. Konuşturmayın, vurun kahpeye dönemidir bu. Bu pislikleri ancak bir seçim temizler. Ancak zorbalar kolay kolay gitmezler. İşte İran’ın durumu. Mollalar kırk yıldır çöreklendiler ve gitmiyorlar. Biz de o eşiği geçmek üzereyiz. Bu faşist zorbaları şimdi göndermezsek sonrası çok zor olacak. Çünkü bunlar demokrasiden nasibini almamış ham yobazlar.

    • Sn Ender bu yönetime karşı yapılmış bir sabotaj anla bunu.
      Bundan kim fayda sağlar önü düşün.Rahmetli Mahir kaynağın sözlerini hatırla.

      • Bunun böyle olmayacağı çok açık. Çünkü hukuk dediğimiz tüm yapı iktidarın tam kontrolü altında. Mahkeme kararlarına şerh yazan hakimler bile sürülüyor. Kaldı ki böyle bir kararı onay almadan yapacak savcının alnını karışlarlar. Bu yönetim biçiminde herşeyin tek bir sorumlusu var. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden acil kodu ile demokrasiye dönelim diyoruz. Yoksa çok geç kalmış olunacak.

  17. [*]Esad dedikleri şahsın adı Esed’dir. Esed aslan anlamındadır, Esad ise ‘Çok mutlu, bahtiyar’ anlamındadır. Biz adamın gerçek adını söyleyip Esed dedikçe muhalefet ‘Esad’ı da Esed yaptılar’ diyerek alay ederken cehaletinin üstüne tüy dikiyor haberi yok!

    • CEHALETİMİZİ BAĞIŞLAYIN
      Esad demek “dostum” demek,
      Esed demek “katil” demek değil miydi?

  18. Fehmi bey bu şarkıcıyı çok hoşgörü ile karşılamış.Kadinin sözü şöyle olsaydı yine aynı hoşgörü olur muydu.”Boğaziçi de okumuş ya sapıklığı oradan geliyor.”veya “Falan spor takımını tutuyor” Herkesin özgürlüğü başkasına zarar verene kadar.Sonuclarina katlanacak özgürlüğü kötüye kullanan.

    • Ülkenizde yabancılaştırma sabah akşam yapılan bir şey. Cemaatler halinde yaşadığımız için Kürtlere, Alevilere, gayrimüslimlere, dinsizlere, ve her tür toplum kesimine ulu orta evde okulda TV’de bu hakaretlerin on yirmi misli yapıldı ve yapılıyor. Bunların hapisle sonuçlandığını şimdiye kadar görmedik. Örneğin MAli böyle bir gaf yaptı yarışma programında, en fazla yarışma programı bıraktırıldı. Kaldı ki burada kendi çalışma arkadaşına yapılmış bir eşek şakası hakaret var.

      Tabii asıl garip olan, bu söz halkı düşmanlaştırıyor bahanesi ile tutuklama yapılıyor. Dün baktım iktidarın önemli medya ayakları bu videoyu birinci sayfadan yayınlıyorlardı. Eee hani yayın yasağı? İktidarın bir milletvekilinin boşanma davası haberlerine (meşhur eski rektör Ünsal Ban ile olan) yayın yasağı getirdi bu iktidar daha dün. Boşanma haberine yayın yasağı, halkı düşmanlaştırmaya tam gaz devam. Rezillikler artık sınırsız.

Yoruma kapalı.