İsrail hastaneleri de hedef seçerek savaş suçu işliyor.. Tespit New York Times’tan…

31
Reklam

İsrail dün gece Gazze üzerine saldırılarını artırdı. Kara harekatı yapmıyor, ancak uzaktan füzelerle aynı sonucu almaya çalışıyor. 

Saldırıların muhtemel hedeflerinden biri de ‘Şifa’ adlı hastane. İsrail propaganda mekanizması, Şifa hastanesini hedef seçme sebebinin, Hamas ileri gelenlerinin orada barınması, hastaların teröristlerce kalkan olarak kullanılması olduğunu ileri sürüyor. 

Filistin kaynakları bu iddianın doğru olmadığında ısrarlı.

Yalnız Şifa da değil, dün, bütün hastanelerin boşaltılması uyarısında bulundu İsrail sözcüleri…

Aksi halde vuracaklarmış…

“Savaşın da bir hukuku var” diye yazmıştım saldırılar ilk başladığında; hastaneler o hukuku oluşturan uluslararası antlaşmalar kapsamında. Hastanelere saldırı ‘savaş suçu’ sayılıyor.

O hukuku Gazze operasyonunun ilk safhasında -17 Ekim günü- el-Ehli hastanesine füze gönderip Filistin kaynaklarına göre 471 kişiyi katlederek çiğnemiş oldu İsrail ordusu.

Saldırı sonrası büyüyen tepkiler üzerine, İsrail, bütün propaganda mekanizmasını çalıştırarak, hastaneye yönelik füzeyi kendilerinin göndermediğini, o füzenin Gazze’den atıldığını iddia etti. İsrail’e göre, Hamas’ın rakibi sayılan İslami Cihad örgütünün İsrail’i hedef alan füzesi, yakıt tankının bozulması yüzünden uzağa gidecekken hastanenin üzerine düşmüş…

Reklam

Bu iddiayı desteklemek üzere, el-Cezire televizyonunun canlı yayınından görüntüler sundu İsrail.

Can sıkıcı bir durum.

Soru şu: Çok sayıda kişinin hayatına mal olan füze İsrail’den mi atılmıştı, yoksa İsrail’e gönderilmek istenmiş ancak yakına düşüp o canları almış İslami Cihad imzalı bir füze mi söz konusuydu?

El-Cezire gibi İsrail’e olumlu bakmayan bir kanalın çekimlerinin ikinci tezi ispatlamak için kullanılması, Hamas’ın yalanlamasına kuşkuları artırıyordu.

Uzun bir süre savaşa muhalefet eden medya organları bile el-Ehli hastanesi konusunda çelişkili yayınlar yapabildi. İngiliz Guardian gazetesi sözgelimi, saldırı üzerine İsrail’i suçlayıcı yayın yapmışken, İsrailli bir yazarın ikinci tezi savunan bir yazısına yer verme ihtiyacı hissetti.

Doğrusu neydi, o konuda kafalar karışıktı.

Kafa karışıklığını 24 Ekim günü birinci sayfasından büyükçe duyurduğu bir haber-değerlendirme ile New York Times (NYT) gazetesi giderdi.

Gazete merkezindeki araştırma birimi, el-Cezire kanalının canlı yayınladığı görüntülere ek olarak İsrail’in Channel 12 televizyonu ile Tel Aviv’deki sokak kameralarını da gözlem altına alarak gerçeği ortaya çıkardı.

Reklam

Araştırma biriminin Eric Toler, Haley Willis, Riley Mellen, Alexander Cardla, Natalie Reneau, Julian A. Barnes ve Christoph Koetti adlı isimlerine ek olarak Kudüs’ten Hiba Yazbek, Washington’dan John Ismey ve Kahire’den Yousur Al-Hlou adlı muhabirleri de değerlendirmeye katkıda bulundu.

İsrail, el-Ehli hastanesine, tartışmalı füzeden önce de, ortalığı aydınlatma amaçlı bir topçu mermisi göndermiş. Ölümcül füzeden sadece üç gün önce… 

Buna karşılık, araştırmacılar, Gazze’den İsrail’e gönderilen füzelerin bazen tutukluk yaptığını da tespit etmişler. Füzelerin yaklaşık yüzde 15’i bu yüzden hedefe düşmüyormuş, tahminlere göre…

Hangisi doğru?

İsrail sözcüleri ve ondan öğrenilenleri sayfaları ile ekranlarına olduğu gibi yansıtan medya, el-Ehli hastanesine düşen füzenin Gazze’den atılıp tutukluk yapan bir füze olduğunu görüntülerle duyurmuşlardı ya, işte o tutukluk yapan görüntülerdeki füzenin Gazze’den değil İsrail’den atıldığı NYT birimi tarafından belirlenmiş; zaten hastane üzerine değil de Gazze-İsrail sınırındaki bir yere düşmüş o füze…

NYT araştırma biriminin elemanları, el-Cezire ve İsrail’in Channel 12 kanallarının çekimleriyle birlikte değişik altı kaynaktan elde edilmiş videoları değerlendirdiklerinde, onlarda kuzey-güney-doğu-batı açılarından füzelerin geliş yönünün tespit edilebildiğini görmüşler. Videolardan hareketle, hastane üzerine düşen füzenin, İsrail’e doğru değil, Gazze’ye doğru gönderildiğini ve ateşleme mevkiinin de, İsrail kasabası Nahal Oz olduğunu belirlemişler.

Filistinlilerin İsrail’e o sıralarda gönderdikleri füzeler ile hastane üzerine düşen füze arasında 25 saniyelik bir zaman farkı olduğunu da tespit etmişler.

Yani?

Amerika’nın geniş imkanlara sahip gazetesi New York Times’ın, çok sayıdaki muhabirlerinin vakit alan çalışmalarının sonucuna göre, 17 Ekim günü el-Ehli hastanesi üzerine düşüp 417 hastanın ölümüne sebep olan füze, İsrail sözcülerinin ısrarla ileri sürdükleri gibi Gazze’den atılıp tutukluk yaptığı için kısa düşen bir Filistin füzesi değil… Füze İsrail içinden Gazze’ye gönderilmiş…

Hastanenin üzerine…

Savaş hukukuna göre bu bir ‘savaş suçu’.

İsrail sözcüleri, dün gece artırdıkları saldırıların öncesinde, Gazze’deki Şifa hastanesi başta olmak üzere çeşitli sağlık kurumlarını da hedef alabileceklerini ve ölmemek isteniyorsa hastaların yerlerini terk etmelerini duyurdular.

Eğer bir veya birkaç hastane daha saldırıya uğrar ve yerlerini terk etmeyen hastalardan hayatlarını kaybedenler olursa, İsrail yine ‘savaş suçu’ işlemiş olacak.

Suç dosyası şimdiden kabarık İsrail’in…

ΩΩΩΩ 

New York Times’ın konuya ilişkin haberinden görüntüler..
Reklam

31 YORUMLAR

  1. Aşağıda bırakılan yerden, 28 Ekim 2023 De 18:37 devam…. Özellikle son birkaç yıldır yaşatılan/yaşanılan ibretlik olaylar tüm dünya aleminin geri kalmışlığına şahit yeni birer ibrettir türünden birşeyler demiştim….

    Ayetlerle original dinleri tamamlanmış olarak önem verilen inananlar/müslümanlar, sorumluluk anlayışı ve samimiyet kıtlığından olsa gerek, kendilerinden beklenenler konusunda hayal kırıklığıdır şeklinde düşünmekteyim. Kainat nasıl evrensel ise DiN konusu da evrenseldir. Her ikisinin sahibi de yegane olan Allah’tır. Hayal krıklığına ana sebep, Allahın DiN’ini yeterince anlamadıkları halde insanların “nefs”ani bir şekilde geliştirdikleri kendi anlayışlarındaki dini, “DiN” adına güç devşirme kaynağı olarak kullanmaya yatkınlıkları ve ilgili laf cambazlığıdır. Tüm laf cambazlıklarının üst seviyede uygulanma alanı her ülkede siyasettir. Bunların yönetim/denetimlerindeki milletler de ciddi oranda, topyekün pek gelişme gösteremiyor. Bu kesim çokçası, odaklanamadıkları için “AKIL” ve ürünlerini geliştirememekten mustarip kesim. Ülkemizde de durum pek farklı değil, bunlarca, totancı bir şekilde dünyada “tek millet” olarak tanımlananlar da “İman” ve ürünlerini geliştirememekten mustarip kesimdir. Bir tarafta “AKL’ı” tamamen bencil ve “nefs”ani bir temelde geliştirenler, diğer tarafta “vahiy”lerin zamanlar-üstü süreklilikle oluşturduğu “İMAN” temelinde “AKL”ı ve ürünlerini geliştiremeyenler…. Akıl insanın dünyevi ve mahşeri hedeflerine ulaşmada olmazsa olmaz bir rehberidir. Dünyevi alanda Bilim ve Teknoloji bu aklın önemli eserlerindendir. Tek dişi kalmış canavara dönüştürülmek zorunda değildi. “Nefs”ani olarak geliştirildi…

    “Dünya alem”in “Akıl*İman Sentezi”ne ne kadar büyük ihtiyacı var! Kur”an temelde bu ihtiyaç için gönderilen son bir rahmet kaynağı. Bu kaynaktaki zamanlar-üstü ayetlerle verilen ipuçları, geri getiremeyeceğimiz ufak tefek başarılı bir geçmişe fazla takılmadan somut adımlarımızı planlayarak mesailerimizi arttırmak bizi hayal aleminden kurtaracak, geleceğe hazırlayacak en emin rehberler niteliğindedir. Tabi, bütün bunlar “Akıl*İman Sentezi’ne göre böyledir.

    • “…Hırsızlara ‘hırsız’, katillere ‘katil’ denilmedikçe ve bu kişilere bu şekilde muamele edilmedikçe…”
      R. Tayyip Erdoğan, 24.10.2023 Grup Konuşması

      “Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas’a karşı Yeşeya kehanetini göreceğiz.”
      Netanyahu, İsrail Başbakanı

      “Bizler Kur’an’a inanan insanlarız, size zarar vermeyiz.”
      Serbest bırakılan 85 yaşındaki İsrailli esirin ağzından Hamas askerlerinin söylediği…

      Madem Netanyahu acımasızca yürüttükleri savaşı Kutsal kitaplarına refere etti ben de oradan devam edeyim.

      Netanyahu’nun adını andığı, referansta bulunduğu Yeşeya Yahudi inancına göre Musa’dan sonra gelen bir Kral-Peygamber olup, Tevrat’ın altıncı kitabı onun adını taşır.

      Yahudi inancının temel kaynaklarında olan bu kitaptaki Yeşeya; Kitap’ın anlatımına göre, yeryüzüne gelmiş geçmiş en büyük zalimlerinden, teröristlerinden birisidir.

      Mesela; Tanrı Yehova’nın emriyle ele geçirdiği Eriha Şehrinde, kılıçtan geçirilmedik, öldürülmedik hiçbir canlı bırakmaz, buna hayvanlar da dahildir.

      Yine; Ay isimli bir şehri ele geçirirler, işleri henüz bitirmeden yani insanları tamamen kılıçtan geçirmeden akşam olacağının, dolayısıyla Cuma gününün bitip, Cumartesi’nin yani iş yapmanın yasak olduğu günün başlayacağını görünce;

      İşte bu Netanyahu’nun referansta bulduğu Yeşeya Tanrısı Yehova’ya güneşin batışını geciktirmesi için niyazda bulunur. Tanrı Yehova Yeşeya’nın bu isteğini kabul eder, Yahudilerin şehrin bütün ahalisini öldürmesine kadar güneşin batışını durdurur…

      Görüldüğü gibi; Yahudilerin Tanrı’sı da, Peygamberi de, Kral’ı da birer katil, birer teröristtir.

      Şimdi, tam da burada, Başkan Erdoğan’ın son gurup konuşmasında söylediklerini tekrar hatırlama zamanı. Erdoğan o sözleri sözde yerleşimciler için söylüyordu. Fakat görülüyor ki bunların tamamı hırsız tamamı katil. Hiç kimse genelleme yaptığım için beni kınamaya kalkmasın…

      Gerçi öyle konuştu diye utanmasalar linç edeceklerdi o serbest bırakılan esir yaşlı Yahudi kadını.

      Kadının beyanına göre ne demiş Hamaslılar: “Biz Kur’an’a inanan insanlarız, size zarar vermeyiz” Yani, kadına esenlik için Kitab’ını teminat göstermiş.

      Netanyahu’da Kitab’ını referans göstererek çoluk-çocuk, kadın-ihtiyar, sivil-asker hiçbir ayrım gözetmeden; öldürmeye devam edeceklerini söylüyor.

      Şimdi siz, genelleme yapmakta haksız olup olmadığımı bir kez daha düşünün isterseniz.

  2. “…. her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hakim olan kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan emeryalizmdir” (Gazi Mustaf Kemal Paşa -“Bugün”)

    “Paşa”mız bunu gerçekten buyurmuşsa, bu eksik ve yanlış! Şöyle deseydi belki bir nebze daha makul birşey olabilirdi:

    “…. her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hakim olan “Akıl*İman Sentezi”i zafiyetindeki arsız-vahşi” kapitalizm afeti ve onun o. (onursuz) çocuğu olan emeryalizmdir. Bunun mezalimizmden bir farkı yoktur”. Ama bunu nasıl desindi ki? Malesef, kendisi “Akıl*İman Sentezi”inden bihaber biriydi.

    Cumhuriyetin kıymetini bu sentezle bilelim…. Yoksa, ihtişamla kaldırılmağa çalışılan ANKA kuşu bir kanadı yaralı olarak pek ümid vadedemez! Nitekim, aradan geçen koskoca bir 100 yıl “bugün”kü sonucu beş aşağı-beş yukarı tasdik etmiş oldu!

    *******
    …..
    Yaralı! yanlış hesap meydanda!
    Yalpalar! bozuk çünkü kumanda!
    ….
    Çırpınsa da kendine has mekanda,
    Uçamaz! uçsuz buçsuz zamanda!…
    ……
    *******

    • Sayın hb, o beğenemediğiniz ANKA marka sihalarımız artık sınırötesinde menzil sorunu yaşamaksızın dünya turu da atabiliyorlar, ok?

      • Kim demiş onu beyim!? (bknz: H.B. 20 Ekim 2023 De 07:56). Ya okuma anlama özürlüsün ya da dilin “nefs”ani bir şekilde yine yalana kaçıyor. Üstelik o konudaki soruma da cevap vermiş değilsin!

        • Aynı özellik akıncı TB3te de var, artık sınırları aştık, haberin yoksa aç oku!

  3. İsrail ve batı Gazze’yi masaya yatırmış, dayamış boğazına pıçağı Filistin lilerin😡.
    Kim suçlu kim güçlü dünyada herşey herkesin gözü önünde cereyan ediyor!!!
    Natan diye bir meczup bulmuşlar ve salmışlar Gazze nin kuzeyinde çayıra.
    Şimdilik gidecek vadiye kadar yayıla yayıla. Vay haline nolur bilinmez önüne çıkana.
    (Kuzeyi temizlemeyi, temizliğinde buradan başlaması gerektiği!! ne inandırmışlar🤔. Delik deşik edip bombalarla işinde kolayına kaçacak uyanık!)
    Bilmediği bir şey daha var: Kudüs’te elinden gidecek bu hatasıyla🤗.
    İ.em.ş oldu en sonunda cami duvarına. Bulacak Allah tan aradığı belasını da en sonunda😡😡😡.

  4. En aşağıda Ebabil kuşlarına ve daha sonraki bir yorumda Fil Sûresine değinilmiş. Allah’ın gücüne şüphe yok şüphesiz. “Fil Sûresi’ni okuyanlar bunun nasıl olduğunu bilir” deniliyor. Evet ama coğrafi mekanlar birbirine yakın olsa bile zaman dilimlerini birbiriyle karıştırmamak lazım. Hele de o mekanların içersinde yaşayan insanlarla bu zamanki insan tiplerini… Mucize yaratmasını bekleyenler atılgan marka müslüman olsa da eksikleri/yanlışları yok mu, acaba ne kadar layık bir de onu düşünmeli.

    Filistindeki müslümanların yaşadığı dram, sadece müslümanların değil, tüm dünya aleminin geri kalmışlığına şahit yeni bir ibrettir (ayrıntıya daha sonra gireceğim). Bir önceki ve halen devam eden ibret “Putin, Ukrayna’ya Karşı” filmi….. Daha önceki, “Covid ve arkadaşları”!… İnsanlık ibret almaktan mustarip olduğu sürece Allah bilir daha nice “film”ler izleyeceğiz… Herbiri aşılması gereken sorunlar olarak karşımıza çıkarılır.

    “O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez” ayetleri derin derin düşünülmesi gereken hususlar içerir.

    *******
    Ey yorumcu, “atılgan” usta!
    Ne düşünürsün bu hususta!?
    *******

    • Atılgan usta Öpen AI’ın patronunu Wikipedia’daki sayfasından Sam Altman başlığından okudun görsün elin oğlu nasıl organize çalışıyor. 19 yaşındaki çocuğun kurduğu şirket 30 milyon dolar topluyor, fakat kullanıcılar ilgi göstermediği halde 44 milyon dolara satıyor şirketi, aldığı parayla başka işe koyuluyor şimdi ise çok sayıda şirketin yatırımcısı. Her alanda en önde koşuyorlar.

      https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Sam_Altman

      • Doğru düzgün bir eğitimle donanmış bir şekilde dünya’yı tanıyabilseydin ve bu sahneye vaktiyle açılabilmiş olsaydın herhalde önem verdiğin o tür başarılara sen de imzanı atabilirdin!

        • Çok doğru ama nefes alıp verdiğimiz sürece hiç bir şey için geç değil. Önemli olan anlamak, anladıktan sonra ben yetişemediysem bir sonraki nesil yetişir. Onlar da yetişemese onlardan sonraki nesil yetişir. Esas olan hedefi doğru belirlemek.

          Biz önem vermezsek geleceğimizi eşcinseller yönlendirir. Teknoloji ürünleriyle öğrenimimizi şekillendiren ChatGPT’nin geliştiricisi Sam Altman eşcinsel, fikirleriyle düşüncelerimize yön veren İsrailli filozof Hariri eşcinsel. Hayatımızı etkileyen bir çok isim eşcinsel.

          Giydiğimiz kıyafetleri tasarlayan ve moda diye alıp giymeye mecbur bırakan moda tasarımcıların en ünlü isimleri eşcinsel. Müzikleriyle hayatlarımıza giren bir çok müzisyen eşcinsel.

          Haririye soruyorlar, “eşcinselliği yanlış yorumluyorlar. ben bir eşcinselim, eşcinsellik sevgi ile alakalı bir konu. insanlar birbirlerini sever, bir erkeğin bir erkeği sevmesinin nasıl bir kötülüğü olabilir ki” dediği zaman soran müslüman susup kalıyor ya da “saygı duyuyorum” diyor. Neye saygı duyuyorsun? Müridin şeyhini sevmesini spor severin hayran olduğu sporcuyu yahut da hayran olduğu parti liderine duyduğu sevgiyi eşcinsellik olarak anlatıyor adam. Bunları genç insanlar izliyor, gel de z kuşağına anlat hadi.

          Bilgi bilim teknoloji hemen her alanda İlk üreten aynı zamanda ilk yorumlayan oluyor ve kendi tarzını dayatıyor. Teknolojiyi icat ediyor en mahrem bilgilerimizi haberimiz bile olmadan kaydedip herkese satıyor, kime sattığını ancak bir kısmını ekranlarımızda çıkan reklamlardan anlayabiliyoruz.

          Önemsenmeyecek gibi mi.

          Önemsemediğimiz için matbaayı biz icat edemedik, Avrupa icat etti. Dedem Fatih sultan Mehmet han da önemini anlayamadı, Yavuz sultan selim han da anlayamadı, Cihan padişahı Kanuni sultan Süleyman bile kavrayamadı. Kimi gavur icadı bizi bozar dedi, kimi matba gelirse biz kitap yazımından para kazanamaz aç kalırız dedi kimi mukaddes din kitapları tab edilemez dedi, sultanlarımızın kafası karıştı Avrupa da matbaa propaganda maksatlı da kullanılınca “yahu bu matbaa didükleri matah şey değil, baksana Avrupa’yı kavga iddirdü, huzurumuz kaçmasın kazım değil@ dedi. 300 sene kitap dünyasında yayan kaldık. Avrupa milyon milyon kitap adetlik kütüphaneler kurdu biz el yazmalarıyla övündük. Avrupa’da okur yazar oranı yükseldikçe bizde düştü. Avrupa’da yüksek kültür tabana indikçe bizde saraylara sıkıştı. Şimdi din adamlarımız 1000 senedir aynı müfredatı hiç değiştirmeden okuttukları için hayıflanıyorlar da kimseye anlatamıyorlar.

          • *******
            ….
            Bir sen varsa, sende senden içeri,
            Sen sen ol, konuşma ileri geri!

            Sen sen ol! o saydıklarından olma,
            Onlar bulsun, sen “Mevla”ndan bulma!
            ….
            *******

      • Baran bey aynı miktarda parayı(çerez parası) SBK gibileri sadece tek bir işten kazanıyor, daha başka örnekler bul istersen, çalışarak herkes kazanır:)

  5. Ayasofyanın fatihi Fatih Tayyip Erdoğan a inş hadisata bakılacak olursa Kudüsün de fethi nasip olacak gibi gözüküyor.Allah mllletimizin ve devletimizin yardımcısı olsun.Amin…

    • Ayasofyanın değil İstanbul’un fethi konusuna Sultan Mehmed’e ismen olmasa bile, dolaylı olarak işaret edilen hadis var deniyordu… Kudüs’ün fethi konusunda hadis falan mı keşfettiniz bir yerlerde, hem de ismen! Gaz vermeyi bırak, gölge etmeyin Sn M.kaya!

      Evet, Allah mllletimizin ve devletimizin yardımcısı olsun. Amiiiiin!…

      • Ya HB ciğim….yorumlarını okuyorum..çok agrasifsin…rahat ol.ayasofya nasıl açıldı ise kudüs te fethedilecek…sen rahat ol ..Erdoğan deyinci sen bi delleniyon😀😀😀😀😀😀😀😀😀 pardon yine bolca pişmiş kelle oldu ama😂😂😂😂neydek.anlamamız gıt 😂😂😂😂

        • *******
          ….
          Dünyadan bihaberken, “gara” cahil haldesin,
          Hüsnü kuruntunla tam hayal alemindesin!

          Aşık isen kim ne der, “gara” sevda sevinci!
          Sabah akşam tesbih et, namaz vaktin gelinci!
          ….
          *******

  6. !!Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Kirby, Gazze Şeridi’yle ilgili gelişmelere değinerek, “İsrail için kırmızı çizgiler koymuyoruz. Onların güvenlik ihtiyaçlarını desteklemeye devam ediyoruz ve bu devam edecek” ifadelerini kullandı.!!
    YANİ HERSEY SERBEST

  7. İsrail’in aşağılık yalanlarını nazik nazik, İsrail’i rencide etmeden açığa çıkarmaya çalışıyorsun da, yazdıkların Ümmet’e bir şey vermiyor. “Küfür tek millet” ya, sen Ümmet’in mi yanındasın, İşaya kehanetinin mi?
    Bir gün Gazze’den fırlatılan sapan taşları havada füzeye dönüşüp İsrail askerî karargâhlarında patlayacak.
    Olmaz mı?
    Fil Sûresi’ni okuyanlar bunun nasıl olduğunu bilirler.

  8. Filistin’de yok edilen insanlığın onurudur, geleceğidir. Bu kirli tablo insanlığın yok edilişidir. Filistinli çocuklar insanlığın vicdanıdır, yüreğidir. Onları katletmek, insanlığı katletmektir.

    İnsanlığın düşmanı sömürüdür, emperyalizmdir. Sömürü ve emperyalizm yeryüzünden kazınmadıkça insanlığın geleceği olamaz. Bizim verdiğimiz mücadele tam da budur. 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de emperyalizme karşı mücadelenin, savaşın içindeyiz. Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yolda milli mücadelemizin, istiklal savaşımızın düşmanının kim olduğu bellidir.

    Milli mücadele günlerinden geçerken Gazi Mustafa Kemal Paşa diyor ki; “En büyük düşman, düşmanların düşmanı ne falan, ne de filan milletlerdir. Bilakis bu adeta her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hakim olan kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan emeryalizmdir.”

    Evet sömürü düzeninin sürgit devam etmesinin dayanağı, iradesi, kaynağı emperyalizmdir.

    Bu durumda hedefimiz nedir, ne olmalıdır? Sömürü düzenini yıkmak, emperyalizmi her cephede sadece askeri olarak değil, ekonomik, siyasi, kültürel ve tüm toplumsal alanlarda mağlup etmektir. O zaman Filistinli çocuklar büyüyebilecek, o zaman tüm mazlum halklar özgürleşecek, o zaman refah yeryüzüne yayılabilecek.

    100. yılında Cumhuriyetimizin de hedefi budur. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın dediği gibi; “Sömürgecilik ve emperyalizm yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı gelecektir.

    Mazlum milletler, zalimleri bir gün mahvedecek ve yok edecektir. O zaman dünya yüzünde zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır.”

    Biz de inanıyor ve diyoruz ki, zulümle abat olunmaz. İnsanlık geleceğine sahip çıkacak. Bunun tarihini de inanıyoruz ki, Türkiye, Türk milleti yazacak. Yaşasın tam bağımsız Türkiye

    Yaşasın kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet.

  9. Nev York merkez tren istasyonunda toplanan yahudiler “bizim adımıza soykırım yapılmasına izin vermiyoruz” sloganları atatak israili protesto ettikleri eyleme katılanlar kelepçelenerek gözaltına alımdılar.

    Türkiye’de yaşayan yahudiler neden İsrail soykırımına karşı eylem yapmıyorlar sence? Müslümanlardan korkuyorlar da ondan!

    Müslüman Erdoğan ile Müslüman istihbaratçı diş işleri bakanı ve Müslüman MİT başkanı İbrahim Kalın neden Türk yahudilerini devlet imkanlarını kullanarak İsrail’in yaptığı soykırımı protesto eylemi organize etmiyor? Müslüman cemaatleri organize edip miting düzenleyen Müslüman Erdoğan neden bütün Türkiye yahudilerini organize edip güvenliklerini de sağlayarak Protesto eylemi düzenlemiyor, gücü yetmiyor mu?

    Bu ülkede İsrail soykırımını keyifle seyredemezsiniz niye demiyor?

  10. yaşanan bir soykırım bunu inkar etmek mümkün mü .Suçu işleyenler ve destek olanlar belki ileride tarih önünde yargılanacaklar ama olan o masum insanlara oluyor ve en acısı herkes seyrediyor.
    Suç işbirlikçileri kim?
    Yahudi halkı , batı toplumu ve Müslüman ülkelerin devlet başkanları.
    Tarih bunları lanetleyecektir.

  11. İnek dağa kaçarken, bundan sonrası bende yok!🤣🤣🤣 demiş. İneğe inanıyonuzda füzenin yakıt tankının doğurduğuna niye?..
    Hastane vurulur mu? Vururlar!😡
    Saray yıkılır mı? Valla o birileri Kılıç kalkan ile Şen şakrak güle oynaya🤣🤣🤣🤣
    -hastane altına kolon kesip terör yuvası yaptığının resmini kaydını şahidini almadan vurur mu yehova şahidi???
    -sarayı helal parayla yapmadı deyip ispatlı delilli kepçeyi dayar mı o birileri? Hemde telli duvaklı😂.
    Valla açık açık söylediler:
    Ben/biz gelirsek!…
    (Bundan soonası bende de yok🤗)

  12. Yaşadıklarımızla alakalı tam da kitabın ortasından denilebilecek değerlendirme Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Gazze’de yaşanan katliamın ve yıkımın gerisindeki faillerin, İsrail’e sınırsız destek verenler olduğunu belirten Başkanımızın, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, hem yapanlar hem onu destekleyenler açısından hem katilliğe hem akıl hastalığına delalet eden bir hâldir.” cümlesi, durumun en net değerlendirmesi.

    İsrail’in katilliği hususunda kimsenin şüphesi yok. Dedelerinin vaktiyle Almanya’da karşı karşıya kaldıkları zulümlerin çok daha alçakçasını şimdi Filistinlilere layık görenlerin akıl hastası oldukları, net.

    Kendilerini çok ilerici, çok çağdaş, çok demokrat zanneden ve hatta medeniyetin zirve noktasında olduklarına inananlara da, durdurmak için parmaklarını bile kıpırdatmadıkları katile verdikleri destek sebebiyle, ‘katil’ sıfatı cuk oturuyor.

    Gazze’deki masumları canavarca katleden İsrail’in ‘kendini savunma hakkından’ bahsedebilecek kadar alçaklaşan ve sivilleri hedef alan saldırılara destek vererek dünyayı daha yaşanamaz hale getirenlere ‘akıl hastası’ demek bile iltifat!..

    Katiller ve akıl hastalığı müptelalarının mı yoksa insanlığın mı kazançlı çıkacağını bilmediğimiz bir süreçteyiz…

    Umulur ki, netice olarak insanlığın yüz karaları değil yüz akı olanlar kazançlı çıkar. İnşallah!..

  13. İsrail’in yaptıkları devletler düzeyinde bırakın suçlamayı yada itham etmeyi yeterince eleştirilmiyor bile, açıklama yapılmıyor resmen katliamlar savunuluyor. (İsrail’in mağduriyeti! üzerinden)
    Sözde gelişmiş ülkeler Başta Amerika olmak üzere Filistin’i yargılıyor. (Hamas üzerinden)

    Durum böyle olunca suç dosyası kabarsa ne olacak, yaptırımı kim, hangi devlet veya mahkeme uygulayacak?

    • 21. yüzyılda, halen soykırım mantığı işliyorsa, demek ki bu sistem sadece çaresizlik üretmektedir.
      İnsanları bulunduğu yerlerden göçe zorlamak, bebekleri öldürebilmek,
      kokuşmuş Batı sisteminin bir işe yaramadığının açık kanıtıdır.
      Bu durumda vicdanları harekete geçirmek, diplomatik kanalları çalıştırabilmek ve halen eğer kalmışsa, aklıselim siyaseti işletebilmek gayreti devrede olmalı.
      Aksi takdirde bu çöküş, sadece sistemi değil, sıradanlaşan insan ölümleri ile birlikte; insanoğlunun hiç bir şey üretemediğine de işaret olacaktır.
      Netanyahu İsrailinin dinci bakış açısı, teopolitik gerekçelere dayanarak, kalıcı hal alırsa, şimdi seyrettiğimiz vahşetin sınırları, çok daha geniş sahayı kapsayacaktır…

  14. Aslında hastahanenin kimin tarafindan vurulduğunu belirlemek icin bu kadar debelenmeye hiç gerek yok ki !
    Eger gerçekten bu roket Filistin tarafından yanlışlıkla atılmış olsaydı ABD , yerdeki karıncayı bile izleyen uydularından şimdiye kadar çoktan
    bunu ifşa eder dünya aleme tellal çıkartarak davul zurna ile duyururdu !

  15. Israil savaş suçu işlese ne olacak ki!
    12 Eylül öncesi o kanlı sağ sol çatışmalarının en yoğun bir şekilde yaşandığı günlerde gazeteciler Demirel’i sıkıştırıyorlar, üstüne üstüne gidilince nihayet Demirel resti çekiyor;
    — Kardesim bana sağcılar cinayet işliyorlar dedirtemezsiniz !
    Bunun gibi Hitler’in kılıç artıklarını kayıtsız şartsız destekleyen o. ç. larına ( onursuz çocukları) ” Israil hastahaneleri bombalıyor ” dedirtemezsiniz !
    Hem bunun , bidon kafalı bunak moruk tarafından da teyidi gerekiyor ! , öyle ya “belki de karşı örgütler yapmıştır, sanki öyle görünüyor ” !
    Yarabbim şu Ebabil kuşlarını gönder artık!

    • Fil çoğalsın.. Ebabilden umut kesilmez
      Firavun azsa da, Nilden umut kesilmez
      Zalimler ölmüyor diye ye’se kapılma
      Sabret hele.. Azrailden umut kesilmez

Yoruma kapalı.