İyiler her zaman kazanmıyor.. ABD’den örneklerim var.. Trump Obama’yı aratabilir..

33
Reklam

Donald Trump‘ın başkan olarak göreve başlamasını sağlayan yemin törenine kimlerin katıldığını ekrandan izlerken.. bembeyaz saçları ve neşeyle açılmış kocaman ağzıyla eski bir başkana takıldı gözlerim: Jimmy Carter‘a…

Yanında, eşi Rosalynn de vardı.

Zihnim hemen 1980 ABD seçimine kayıverdi.

‘İyi’ Carter kaybetti.. Kumpasçı Reagan kazandı..

ABD’de geçirdiğim iki yılın (1980-1982) ilk önemli olayıydı o seçim…

İran’da devrim olmuş ve Avrupa ülkeleri gelişmeyi öngörebilmiş olsalar bile ABD gelişmeye hazırlıksız yakalanmıştı.

Ardından Tahran’daki ABD büyükelçiliği ‘devrimci’ gençler tarafından basılmış, çok sayıda diplomat, o günlerin modasına uygun bir eylemle, ‘rehin‘ alınmıştı.

Jimmy Carter‘ın onları kurtarmak için izin verdiği askeri operasyon çöl fırtınası yüzünden başarısız olmuştu.

Yine de ikinci döneme halkının izin vereceği beklentisi içerisindeydi Başkan Carter

Reklam

İyi bir insandı. Herkes için iyi düşünüyordu. Sonunda hep iyiler kazanmaz mıydı?

Kaybetti.

Rakibi, Hollywood’un bilinen isimlerinden (artistti kendisi), siyasete meraklı ve o sebeple Kaliforniya valiliği yapmış Ronald Reagan‘dı; ABD ölçülerine göre, en tepe yönetici koltuğu için bayağı zayıf bir adaydı.

Henüz kimselerin bilmediği, Carter‘ın ise aklının ucundan bile geçirmediği dolambaçlı bir kumpas kurmuştu Reagan ekibi; rehinelerin seçim olana kadar salıverilmemesi karşılığı silâh takası anlaşması yapmışlardı İran’la…

Ronald Reagan‘ın başkanlık yemini ettiği 20 Ocak 1981 günü, İran, Carter‘a seçimi kaybettiren 444 gün elinde tuttuğu rehineleri serbest bırakıverdi.

Jimmy Carter ‘tek dönem başkanı’ olarak ABD tarihine geçti. O gün bugündür insan hakları ihlâlleri, eşitsizlikler, aşırı uygulamalar gibi konuları dert ediniyor; Filistin Devleti’nin en ateşli taraftarlarından biri Carter; İsrail’in politikalarını eleştiren pek çok kitaba imza atmış durumda…

Zihnim, yakın tarihteki bu kısa seyahati sonrasında, günümüzde yaşananlar üzerinde yoğunlaşmaya hazırdı.

Obama ‘iyi’ bir insandı, niyetleri ‘kötü’ değildi

Bir yandan tören öncesi hazırlıkları izliyor, bir yandan da görevini Trump‘a devretmek üzere olan Barack Obama‘yı ve yapmaya çalıştıklarını düşünüyordum.

Reklam

Şimdilerde ülkemizde ağır eleştirilere muhatap ediliyor Obama. Gelmiş geçmiş en kötü ABD başkanı ilân edilmesine az kaldı.

Oysa sekiz yıl önce, hem kendisini bütün ‘aykırılığı’na rağmen seçen Amerikan halkı, hem de ‘ülkesinin ilk siyahi başkanı’ olan kendisi, döneminin ‘farklı‘ geçeceğine inanıyordu.

Galiba dünyanın dört bir köşesinde yaşayan insanlar da…

İyi bir insandı Barack Obama, Jimmy Carter gibi; ama artık hepimiz ‘iyilerin hep kazandığı’ beklentisinin saflık olduğunu bilecek kadar deneyimliydik…

Siyahi başkan Kenyalı bir müslümanın oğluydu ve çocukluğunun bir bölümünü Endonezya’da yerel halktan biri gibi geçirmişti.

Trump ve benzerleri, onun başkanlığını gönüllerine yatıramadıkları için, ”ABD dışında doğduğu” propagandasına eşlik edecek biçimde, ‘‘Aslında o bir müslüman” yaygarasını da yaygınlaştırıyorlardı.

Müslüman değildi Obama, ama ‘düşman‘ veya ‘iflâh olmaz potansiyel terörist’ gözüyle de bakmıyordu müslümanlara…

Döneminin.. var olan çelişkileri, önyargıları, düşmanca hisleri arkada bırakacak.. farklı dünyaların birbirini tanıması dönemi olması arzusu.. ilk yurtdışı seyahati için Türkiye’yi seçmesinden, İslâm’ın ‘mübarek‘ kentleri İstanbul ve Kahire’de yaptığı konuşmalarda verdiği mesajlardan kendini belli ediyordu.

Yapabildi mi bunu?

Hayır.

Dünyanın en güçlü devletinin başı olmak, her istediğini yapabilmek, her hayalini gerçeğe dönüştürebilmek için yeterli değildir…

Bunu bir daha anlamamıza yaradı Obama’nın başarısızlığı…

Yaşlılar ve kifayetsizler başarılı olabiliyor

Jimmy Carter‘dan sonra başkan olan Ronald Reagan, kendisinin o makam için yetersiz olduğuna dair tespitlere ve olumsuz beklentilere rağmen, ülkesi açısından bayağı başarılı bir başkanlık dönemi geçirdi.

İki dönem hem de…

Seçildiğinde, en yaşlı seçilmiş ABD başkanı unvanını, 68 yaşıyla Reagan kazanmıştı; o unvan şimdi 70 yaşındaki, arka-planı yüzünden benzer olumsuz beklentilerin muhatabı Donald Trump‘a geçti.

Donald Trump arkasından ‘‘İyi biriydi” denilmesini fazla umursayacak gibi görünmüyor. Kafasında ABD –ve muhtemelen dünya– için bir proje ve yanında da görmüş-geçirmiş kişilerden oluşan bir kadro var; hepsi de kendisinin ağzına bakıyor…

Törende yaptığı konuşmada, ABD’yi önceleyen, onu yeniden ‘büyük‘ yapmayı vaat eden, ‘‘Bugünden itibaren yalnızca ilk önce Amerika olacak” diyen ve ‘radikal İslâmcı terör’ diye adlandırdığı ‘tehdidin‘ kökünü kazımaktan söz eden bir Donald Trump gördük.

Rakibinden 3 milyon daha az oy almış.. bir yabancı ülkenin kendisi lehine seçime müdahale ettiğini kabullenmek zorunda kalmış.. yemin töreni sırasında ülkesinin hemen her eyaletinde protesto gösterileri yapılan…

Donald Trump..

ABD’nin yeni başkanı…

”Obama gitti” diye sevinenlerimize, bir eski özdeyişimizi hatırlatmak isterim:

Gelen gideni aratır.
ΩΩΩΩ

Reklam

33 YORUMLAR

  1. Populist politikacılar tüm dünyada yükselişte. Türkiye’de 1950-2000 arasında elit bir azınlığın (bürokrasi, asker, kapitalistler – yani CHP 🙂 demokrasi üzerinde tahakkümü vardı. Şimdi ise demokratik çoğunluğun (küçük esnaf, işçi, emekli, asgari ücretli fakat muhafazakar – yani AKP) tahakkümünü yaşıyoruz. Adalet bakanı Bozdağ artık başkanların hep kendilerinden olacağını ima etti açıkça. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Bunlar demokrasilerin açmazları muhakkak. Ama gerçek demokrasi bu değil elbette, sadece oy çoğunluğu hiç değil. Azınlık hakları, hak ve adalet, fikir ve vicdan hürriyeti, hukuk önünde eşit olmak, hukuk devleti, basın özgürlüğü, gösteri ve protesto hakkı, kuvvetler ayrılığı gibi pek çok değerden hızla uzaklaşıyoruz, yeni anayasa değişiklikleri de bunu perçinleyecek (bu yüzden HAYIR diyoruz). %50 desteği alan milleti temsil ettiğini düşünüyor, geri kalan %50’yi umursamıyorum diyebiliyor açıkça. Bu yanlışlıkları uzun süre sürdüremeyeceklerini de görmek istemiyorlar. Milletvekili seçtiğimiz insanlar açıkça hukuk ihlali (açık oy) ile anayasa değişikliğine gittiler. Bu da affedilmeyecek. En yakın seçimde bunun karşılığını da görecekler.

    Amerika’da Trump popülist oylarla geldi, ama Amerika’nın kurumları bizden daha kurumsal. Onlarda da aynı endişeler var. Acaba Trump kurumları da bozar ve sınırsız fantezilerini yaptırmaya kalkar mı diye. Ancak bunun uzun süreli devam ettirilemeyeceğini söylüyor insanlar. Ve yine insanların demokrasiye olan bağlılığı ile aşılacağını söylüyorlar. Daha ilk günden protestolar başladı ve bu iyi birşey. Keşke biz de protesto edebilsek bizim seçilmişlerimizi, ama bizde protesto etmek demek dayak yemeyi, işkenceyi, işten atılmayı ve her türlü baskıyı göze almayı gerektiriyor. Yani bize göre değil. Biz oturup bekleyeceğiz bir sonraki seçimi. Ve gerekli cevabı sandıkta vereceğiz.

    • peki sandıkta istediğiniz oyu alırsanız sandığa saygı duyacak mısınız alamayan % 50 için şimdiki % 50 gibi kaygılanacak mısınız… aldığınız oylarla o oyun ideolojisine hizmet edilirken o ideolojiden olmayanların hislerine de tercüman olacak mısınız. elit azınlık demokrasi üzerine kendi ideolojisi üzerinden tahakküm kurarken seçmeni Azınlık hakları, hak ve adalet, fikir ve vicdan hürriyeti, hukuk önünde eşit olmak, hukuk devleti, basın özgürlüğü, gösteri ve protesto hakkı, kuvvetler ayrılığını savunmamıştı.. ne yapalım kanunlar böyle deniliyordu…herkes uyacak deniyordu…

      • peki istediğiniz oyu alamazsanız yine sandığa saygı duyacak mısınız.. demokrasi budur halkın seçimine saygılıyız diyecek misiniz . şehit cenazelerinden kovulanların neden sandıkta başarılı olamadıklarını tahlil mi edeceksiniz yoksa cahil halk gibi putin müdahale etmiştir gibi sebeplere mi yapışacaksınız

        • daha ilk günden başlayan protestolarda protestocular ilk günden polis tarafından coplanıp biber gazı yediler. araçlar ateşe verildi, sadece washingtonda 200 den fazla gözaltı var…

      • Demokrasiye saygısı olmayanlara, oyları ne olursa olsun saygı duyulmaz. Hitlere saygı duyamazsınız. Halk bunun ne kadar erken farkına varırsa o kadar iyiliğine olur. Yoksa milyonlar zarar görür, sonra hata yapmışız dersiniz. Ama olan olur. Temel değerlerde pazarlık yok, oylamak da doğru değil. İnsan hakları, adalet, hukuk, güçler ayrılığı oylanamaz. Bunlar olmazsa zaten demokrasi de olmaz. Hukuku ve insan haklarını hiçe sayarak demokrasi oyunu oynamazsınız. Buna karşı sonuna kadar direnilir. Bugün Amerikan şehirlerinden milyonlar bunun için sokaklarda. Trump’a ilk demokrasi dersini ilk günden vermek için. Demokrasi oyunu oynayarak, sistemi kendi lehinize kullanarak istediğinizi yapamazsınız. O halk buna izin vermez. O halk buna layık olmadığını çatır çatır gösterir size.

        Ak partililerin Trump’ın gelişine sevinişi ise gerçekten acınası bir durum. Muhafazakar demokratların gele gele geldikleri yer burası olmamalıydı. Güç sarhoşluğu böyle bir şey olsa gerek. Sizi nereye savuracağı belli olmaz. İktidar için herşeyi mübah görmeye başlarsınız, bu da sonun başlangıcı olur. Yaşarsak göreceğiz.

        Liberal elitler haksızlıklara karşı durdular hep. Nuray Mert örneğin. Altan’lar, Sami Selçuk, diğerleri. Şimdi hiçbiri merkez medyada yer bulamıyorlar, bir kısmı içerdeler. Görüş açıklayamıyorlar. Aynı kopya tarafgir tipleri kanal kanal dolaştırıyorlar. Demokratlar o zaman da demokrattı. Şimdi de. Kimin ne dediği hep ortada. Dönenler de ortadalar. Demokrasiyi bir araç olarak görenler de.

        • maalesef bazı yorumlarım yayınlanmıyor ve kopukluk oluyor. ben 3 yorum yazmıştım. ulaşsa iyi olurdu. ama düzene saygılıyız.
          öncelikle ak parti kudüs söylemleri belli olan trumpa neden sevinsin böyle inanmak acınası. yeni başkan yeni bir pazarlık vesilesi olabilir, Hillary de bu seçenek yoktu.
          yorumunuzdan saygı sorununu çözdüğümüze göre geriye güç dengesini kurmak kalıyor. referandumdan başlanacak….

          • Didem Hanım, mesele sadece referandum meselesi değil. Gerçekten bir demokrasi meselesi var ortada. Bunu AKP elitleri görmüyorlar artık. Onların gözünü iktidar hırsı bürümüş. Ama AKP tabanı bunu görmek zorunda. Yoksa çok geç olacak herkes ve tüm ülke için.

            Referanduma nasıl geldiğimizi bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Meclisin iradesi açık açık ipotek altına alındı. Vekillerden açık oy kullanmaları istendi. Anayasaya aykırı bir şekilde karar alındı. Bu başlı başına bu değişikliklerin iptalini gerektirir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin de iradesi artık olmadığı için, onlar da bunu hukuka göre değerlendirmeyecekler. Bu bize neyi gösteriyor? Kuvvetler ayrılığı fiilen bitmiştir zaten, yasama ve yargı üzerinde çok güçlü bir yürütme baskısı vardır.

            Diyebilirsiniz ki ama referandum var ve halka gidilecek. Halka gidilecek evet ama serbest bir seçim olmayacak bu. OHAL’deyiz ve pek çok normal dönem seçim şartları kısıtlanmış durumda. Sadece o değil, basın ve medya üzerinde çok yoğun baskılar var. Bunları tekrar anlatmaya gerek yok. TV’leri izliyorsanız aykırı kimsenin konuşturulmadığını aynı tiplerin aynı retoriği sürekli sayıkladıklarını görüyorsunuzdur. Bu şartlarda halkın serbeste iradesinin tecil etmesini nasıl bekleyebiliriz?

            AKP biliyorsunuz bu anayasayı Atatürk anayasasına dönüyoruz diye savundu, CHP’yi de susturmak için. Ne ironi değil mi? Atatürk anayasasına geri dönüyoruz. AKP’nin demokratik muhafazakarlıktan, bizi Cumhuriyetin başına geri götürmesi, tarihi bir yolculuk ve gerçekten çok ilginç zamanlar. Nuray Mert’i mutlaka okumalısınız:

            http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/660657/Tam_zamani__eski_defterleri_acalim.html

    • ABD’de 220 protestocu göz altına alınmış. Demekki cam-çerçeve indirenlere dünyanın her tarafında aynı muamele yapılıyor. Zira cam-çerçeve indirmek, araba yakmak bir protesto yöntemi değildir.

      Protestonun da bir kuralı var.

      Protesto hakkının en rahat ve serbest kullanıldığı ülkelerin başında geliyoruz.

      • Lütfen alınmayın. Son cümlenize gülmemek için kendimi zor tuttum. Son iki yıldır Almanya’da emekliler olarak protestolar organize ederiz. Bunlardan bir tanesi Federal meclisin kapısının önündeydi. Televizyon kameraları önünde hükümeti ve milletvekillerini soygunculukla suçladık. Iki saate yakın bir süre orada kaldıktan sonra dağıldık. Türkiye’de küçük bir basın açıklaması yapmak isteyenlerin başlarına neler geldiğini yandaş televizyonlarda görüyoruz.

        • Bence kendinizi tutmayıp gülseniz daha iyi ederdiniz. Bu kadar stresli olmazdınızo zaman.

          Almanya’da organize ettiğiniz protestolarda cam-çerçeve indirmeyi de denediniz mi?

          Türkiye’de Kobani eylemleri sıradında 50 kişi öldü.

          Gezi eylemlerinde 500 araç yakıldı. Tarip edilen işyeri sayısı bir o kadar.

      • Protesto hakkı şu anda yok, Ankara’da yasak örneğin. Protestodan vazgeçtik, TV’lerde aykırı bir ses duyuyor musunuz hiç? Örneğin yazarımız Fehmi Koru hiçbir kanala çıkamıyor çok uzun zamandır. Bu size birşey söylemiyor mu? Onlarca kanal hepsi anlaştılar Fehmi Koru’yu TV’ye çıkarmamaya yemin mi ettiler acaba? Yoksa birileri öyle mi istiyor? Bazen 10-15 kanal aynı ayda aynı canlı yapıyorlar. Yine birileri öyle istediği için olabilir mi acaba? Protesto hakkı en rahat Türkiye’de kullanılıyor, öyle mi? Herhalde başka bir ülkeden yazıyorsunuz. Alo Ankara ses ver, orda mısınız?

      • bu ülkede protesto hakkı pek çok ülkeden çok daha rahat kullanılıyor. hükümete soyguncu diyenleri bir kitaba yazsaydık üzerine 1. cilt yazmamız gerekirdi, ciltler boyu da yazardık. protesto edenlerin hakları olduğu kadar etmeyenlerin arabası işyeri canı malı zarar görenlerin hakları da var. o halde protestonun bir hak olabilmesi için herkesin haklarına saygı göstererek kurallara tabi olması gerekir. ayrıca her zamanki gibi bunların bir takım çıkar gruplarına hizmet etmek için organize edildiğini de unutmayalım…

  2. ALMANLAR GUZEL DEĞİŞ SEÇİMİ BAŞLATMISLAR.
    2O15 YILININ EN SEVILMEYEN KELIMESI:” IYI KIMSE”;
    2016 NIN SEVILMEYENİ “VATAN HAİNİ”MIŞ.GEÇN GÜN
    NTV RADYODAN İŞİTTİM.

  3. obama gitti diye sevinmek trump geldi diye üzülmek kadar anlamsız. trump ı hedef alan polisin sert müdahale ettiği sadece bir yerde 100 den fazla gözaltının olduğu protestolara da anlam vermek mümkün değil… sonuçta o bir söylemin sahibi. insanlar oy verdiği için seçildi. üstelik defaatle pek çok seçimden seçilerek geldi. bundan sonra doğru olan kişiye değil onun işlerine karşı çıkmak olmalı değil mi…demokrasi seçilene saygı göstermeyi öngörür işlerine ise yasalar dahilinde istendiği gibi muhalefet edilebilir.

    yabancı bir devletin seçime müdahalesi hele ki seçimi etkileyecek kadar, gelişmemiş bir ülkede belki kabul edilebilirdi de teknoloji devi olan, her türlü olanağa sahip, yetişmiş eleman sıkıntısı çekmeyen amerika da kendi seçimini koruyamamak gülünç bir şey…kaybedenlerin türküsü. bizde de olmuyor mu… oylar yeniden elle sayıldı sonuç değişmedi değil mi…müdahale olması kabul edilse bile, başka, seçimi etkilemesi başka bir şey. 3 gün sonra bu aralar aramızın iyi olduğu rusyanın bizim de referandum sonuçlarımıza Erdoğan lehine müdahil olduğu haberleri çıkarılırsa hiç şaşırmam. Amerika da oluyorsa bizde de haydi haydi olmuştur olumlaması eşliğinde…

    trump döneminin dünya açısından çok iyi geçeceğine dair iyimser görüşlerim olsun isterdim doğal olarak.. ama çalışma arkadaşları ve özellikle bazı söylemleri iyimser olmayı zorlaştırıyor. özelllikle kudüse ilişkin söylemleri 1982 İsrail güvenlik politikaları söylemi birlikte düşünüldüğünde ortaya hiç te parlak olamayacak Ortadoğu planları getiriyor… türkiye ile ilişkileri işte bu noktada hepten karmaşıklaşıyor. yolun sonu denilen ve kesin bir ayrıma geldiğimiz noktadayız. ya anlaşacağız ya da resmen karşı karşıya olacağız. dünyanın çeşitli yerlerine füzelerin yerleştiği, tekrar ırkçı söylemlerin yükseldiği, en huzurlu olan baltık ülkelerinde bile askerlik yasalarının tekrar ele alınıp yedek askerlik düzenlemelerinin olduğu bir zamandayız. bari şimdi zamanın ruhunu doğru okuyanlardan olalım, hem halk hem iktidar…

    • Didem hanım trump başkan olunca herşey düzelecek zannedenlerdensiniz galiba lakin israil filistinde her istediğini yapacak kaldıki adam islamofobik.. medet umulan zat daha beter bir dünya bırakacak çinle girilen rekabet 1929 bunalımına rahmet okutabilir..Bence trumpın kafasına balyozu indirirler buna da inanın gram üzülmem..

      • yorumlarımdan anladığınız trump gelince her şey düzelecek zannettiğim ise yapacak bir şey yok. sonuçta herkes tarafından anlaşılmak zorunda değilim.

  4. …”Ronald Reagan, kendisinin o makam için yetersiz olduğuna dair tespitlere ve olumsuz beklentilere rağmen, ülkesi açısından bayağı başarılı bir başkanlık dönemi geçirdi.” cümlenizden hareketle daha güçlü ve demokrat bir ABD’nin dünya sorunlarına odaklanacağını var sayabilir miyiz?

    Evet belki, dünya 80’lerin dünyası değil ama bu gün, Rusya ve İran’ın Halep’te yaptıkları, bölgede nüfuz elde etme çalışmaları, bölgeyi dizayn etme çabaları ve Rusya’nın bölgeden partner ÜLKE! temin etme gayretleri, kanımca; gücü zayıflayan-yönetilemeyen bir ABD ve kendi derdine düşen bir AB’nin boşluğundan kaynaklanıyor olabilir.

    Yani günümüz dünyası için güçlü bir Batı, boşluğunu doldurmaya çalışan-çalışacak Rusya, Çin, İran gibi ittifaklardan daha hayırlı olur. SSCB’nin dağılmasından sonra, ”ÇIKARCI” ABD ve AB gücünü, dünyada insan hak ve hürriyetlerinin yerleşmesine adasaydı, bugün daha müreffeh bir dünyada yaşıyor olacaktık.
    Bu, batının hegemonyasını gerekli görüyorum anlamına gelmemeli. Hoş, Batının geçmişten gelen sicili de hiç de parlak değil ya.. Belki mevcut dünya konjonktüründe ”kötünüm iyisini” tasvip etmek.

    İslam coğrafyası! ..ki bütün dert/bela onların başında.. Jakoben otokrat, totaliter, diktatör (…) yönetimlerinin sayesinde batı ve diğerlerinin düzen kurgularına maruz kalmıştır.
    Müslüman ülkeler, hem geri kalmış-eğitimsiz halk yığınları ile inançlarının temel gereği, barış ve hoşgörüyü bile kendilerinden esirger olmuşlar hem de bireysel ve kurumsal manada İslam ahlak ve adalet anlayışını bünyesine yerleştirememiştir. Başarısızlığının faturasını her seferinde İslam’a kesmek de bu ülke elitlerine kalmıştır ki, bu bir açmazıdır. Bu halde bu coğrafyadan, tabanından tavanına kadar şimdilik ‘düzen kurucu’ rolünü beklemek başka bir açmazdır.
    O halde elde var tek seçenek; ”Batı ile iyi geçinmek”. ABD ve AB hala, dünyanın ekonomik-siyasi lokomotif gücü.

    İslam coğrafyasının ”son kalesiyiz” söyleminin temsilcileri ise, ”son kalenin” yıkılmasından ziyade onun ayakta kalabilme siyasetini gütmeliler. Dört bir tarafını saran düşmanları ile savaşmanın yerine bazılarıyla (aslında hepsiyle de) barışmalılar. İç barışı sağlamak ise bundan daha elzemdir.

    Müslüman ülkelerin Müslüman yöneticileri, İslam’ın mukaddes değerlerini sisteme yerleştirmeyi başarmaktan önce kendilerinde yaşamayı başarmalılar. ADALET. İnsan hak ve hürriyetleri.. Evet; Müslümanlar önce bizzat kendi hayatlarında yaşamalılar bu değerleri. Sonra? Sonrası güzel ahlakı tamamlamış olacaklar.
    İslam! Onun için endişe etmeye gerek yok. O’nu, sahibi koruyacaktır. ALLAH.

  5. ABD seçimleri hakkında bir fikrim yok. Bizim için, Trump’ın seçilmesi mi iyi oldu, yoksa Hillary Clinton’ın seçilmesi mi iyi olurdu, onu da bilmiyorum.

    Bildiğim bir şey varsa o da şu: Fetö Tramp’ın seçilmesine en çok üzülenler arasında yer alıyor. İşte bu durum, bilgi sahibi olmadığım bir konuda fikir sahibi olmama sebep oluyor: Demek ki Tramp’ın seçilmesi iyi olmuş.

    Bununla beraber şu da bir gerçek:ABD başkanı kim seçilirse seçilsin kendi ülkesi için çalışacak.

    ABD başkanlarının Ortadoğuda, Irak’ta, Suriye’de takınacağı tavır, bizi dolaylı yoldan bizi ilgilendiriyor.

    • MAİDE SURESİ 8.AYET MEALİ: “Ey inananlar!Allah için daima doğru hüküm verin .Adalete tam uygun şahitlikte bulunun. Bir topluluğa olan kininiz,sizi adaletten alıkoymasın. Adil olun ki bu, Allaha karşı gelmekten sakınmağa daha yakındır .Allah”tan korkun. Doğrusu Allah, işlediklerinizden haberdardır.”

    • Turump hiç bir Müslümani sevmediği gibi hiç bir Müslüman ülkesinide sevmez. Galiba “fetocu” kelimesi sizin en çok sevdiğiniz bir kelime konu ile ilgisi olsun olmasın siz bunu bütün yorumlarınızda yaziyorsunuz. Size umutsuz bir haber vereyim, Amarika kanunlar ile idare edilir başkanların emri ile değil. Öyle hakimleri savuculari kendi kini ve nefreti için ammelerine alet edemez. Turump milletin oyu ile değil Putinin oyunu ile başkan oldu onun için haddi olmayan hiç bir işe onu karıştırmazlar. Karışacak olursa da tepe takla gider. Haa onun parası var çok zengin onu kullanır derseniz ondada başarılı olamaz bunuda dünkü törene katılanların sayisi gösterdi bizlere. Amerikanin her yerinde insanlari öğrencileri tören alanina götürmek için miliyonlar harcadi “Ama” sonu husran oldu doğru dürüst alkış dahi almadi.

      • Taramp’ın Putin’in oyu ile başkan olduğunu söylemek biraz gülünç kaçmıyor mu?

        Bence biraz daha ciddi şeyler söylemek lazım.

        • Onu sadece ben söylemiyorum bütün dünya söyliyor bu günkü gösterilere baksaniz görürsünüz.Putinin yardımı olmasaidi Trump 3 miliyon az oyla başkan olamazdı.

        • Bekir bey yazıyı tekrar okumanızı tavsiye ederim.Putinin oyu değil “oyunu” diye yazılı.

          • ABD, Putin’in oyuncağı mı ki, Putin’in oyunu ile seçim kazanan veya kaybeden başkan adayları olsun?

            Bu da ciddiye alınacak bir şey değil.

        • mesele bir siber saldırı meselesi…siber saldırı düzenlemekle seçimi etkilemeyi aynı şey olarak algılamak bence de komik…neden iptal etmiyor abd seçimi o zaman.. elle sayım yapıldı neden sonuç değişmedi. .rusyanın seçtirdiği başkanla mı 4 yıl geçirecekler…onun kararlarıyla mı ülke yönetilecek. seçimden sonra ki süreçte buna izin verilir miydi. trump çok uzun yıllardır bu koltuk için hazırlanan birisi. putinin oyu-NU-namı kaldı…çok komik…

    • Bekir bey sizce israilin yapacaklarına her zulmüne onay verecek trump sizi rahatsız etmiyor mu ?ya da müslümanları sevmemesi… onlardan belki de nefret etmesi sizi hiç ilgilendirmiyor öylemi yeterki şunları yapsın..bir kere mısırda ki ihvanın trumpın gözünde el kaideden bir farkı varmıdır ya da hamasın..biz müslümanlar şunumu diyecek şu isteğim olsun da gerisi tufan olsa farketmez ..trump geride enkaz bırakıp giderse yada israil kudüs üzerinde ki tüm emellerini gerçekleştirse o zaman da bunları söyleyebilecekmisiniz..

  6. Elbette Amerika’daki Başkan ve yönetme tarzındaki farklı yaklaşım tüm dünya için öneme haiz.Sistemin kurgulayıcıları Başkan ve ekibine fazla alan bırakmasalar dahi önemli. Bizler ülkemiz ve tüm mazlum milletler olarak kendi mazlumlarımızla ve birbirimizle ne durumdayız. Beşeri ve hukuki ilişkilerimiz İslami kardeşlik üzerinemi yoksa nefsini egolarımız üzerinemi bina edilecek? Bu coğrafyada eşitlikçi ve adil bir diyalog geliştirmediğimiz müddetçe dışardan birilerinin oyuncağı olmaktan kurtulamayız. Yeterince özgürlük alanı oluşmayıcada hiç bir alanda üretemeyiz. Falancı filanca diye birbirimizle didişip dururuz. Suçlu hazır “dış güçler”…..

  7. Fehmi bey hayırlı sabahlar.Obama ve ailesi hakkında buranin Kültür seviyesi yüksek kesimi ve basın örnek bir aile ve şimdiye kadar gelmiş geçmiş başkanlar içinde halk tarafından en çok sevilen,ve saygı gören Malkom X ve Martin Luther King gibi insan haklari sembolu (civil righte Icon) olarak kabul ediyorlar. Obama bir enkaz devraldi ve Amerkayi yeniden inşa etti. Rusya ve İsrail ile ilişkileri iyi değildi birde İrakın esi başbakanini sevmezdi Amerkanin Saddam devrildikden sonra Iraka yardım olarak verdiği paralari o İrana vermiş.Obama senetör seçildikden sonra Rusyaya Iraka falan gitmiş bunun gibi bir çok bilgilerini ve görüşlerini 2006 da yazdığı “Audcity of Hop”kitabinda yaziyor.
    Trumpun yemin toreninden sonra Obama ve Eşini Helikopterere kadar giderek uğurladı töreni naklen yayın yapan sipikerler Turumpun Dünyı ve Amerikalıları şok eden konuşmasına atıfda bulunarak “esas başkan şu anda helikopterle giden çoğunluğun oyunu almiş Obamadır sen değilsin bunu aklından çıkarma.”diyiyorlardı.
    Trump dünkü konuşmasına çok tepki ve eleştiri aldı. Bir arkadaşı onu şu şekilde tarif ediyordu ,” Turump kargaşayi çok sever bütün işlerini kargaşa çikarark halleder.”Aslında yalanda değil şu an sadece burda değil dünyanin her yerinde başkanlık yemini ettikden sonra millet sokaklara döküldü.
    Turumpun hakkından ancak Obama gelir.Burada Obamanin basınla ilişkileri çok iyi ve buda onun işini kolaylaştırır kendiside çok iyi ve akkili bir siyasetci İnşAllah bu din düşmaninin işini bitirir.
    Zaten Obamanin U.S.A.doğmadığni idda edende Trumptu.
    Trump,Netenyahu,ve Putin için burdaki göstericiler ” size 4. Dünya savaşi çikartma firsati vermiyeceğiz,” diye parikatlar açiyorlar.

  8. Gideni aramak güdeni aramaktır. Kendi gündemi olanlar 3. şahıslara bel bağlamaz. Tarihi kuyruklar değil buyruklar yazar.

Yoruma kapalı.