Kılıçdaroğlu belge yok diye açıklamıyor, ama Adil Öksüz hâlâ firarda…

18
Kılıçdaroğlu: Tarafsız Bölge'de belgeden yana taraf vaziyette
Reklam

 

Başta bir itirafta bulunacağım: Aslında dünün yazılmayı hak eden konusu ‘ABD’deki terör eylemleri’ değildi.

Esas ele alınması gereken iki konu vardı. Bunlardan biri, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıydı; diğeri de, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve AK Parti’yi en iyi takip eden bir meslektaşımızın, Abdülkadir Selvi’nin, yazısı…

Her ikisini de arkasından ne gelecek diye 24 saatliğine dinlenmeye bırakmayı uygun gördüm.

Arkalarından bir şey gelmedi.

Önce Kılıçdaroğlu…

Kılıçdaroğlu önceki akşam ‘Tarafsız Bölge’ programında “Adil Öksüz kim? Biri bunu açıklasın” deyip durmuş…

“Adil Öksüz’ü kim serbest bıraktı? Hakimin önüne giden dosyasının içini kim boşalttı? Şu soruyu herkesin sormasını istiyorum: Kim bu Adil Öksüz, neden serbest bırakıldı ve neden yakalanmıyor? Hükümet neden bu konuda hiç konuşmuyor?” sorularını da sormuş CHP lideri…

Kendisinin bu sorulara bir cevabı olduğunu, bir takım bilgileri bulunduğunu, ancak elinde belge olmadığı için başka bir şey söyleyemeyeceğini de sözlerine eklemiş…

“Söyleyin, belgesinin peşine biz düşelim” diye ısrar edilseydi programda keşke…

Reklam
Ve şu belge meselesi…

Politikacılar, gazetecilerden farklı olarak, her iddia ettiklerinin belgesine sahip olmak veya iddialarını illâ belgeye dayandırmak zorunda değildir.

Muhalefet partisi ve lideri devletin belgelerini nasıl elde edebilir ki?

ABD’ye bakalım. Seçim kampanyası sırasında, iki partinin adayları olan Donald Trump ile Hillary Clinton birbirleri hakkında hayli renkli iddialarda bulunuyorlar.

Sözgelimi, Trump, epeydir “Hillary Hanım hasta, hasta bir insana dünyanın en güçlü ülkesinin yönetimi teslim edilir mi?” sorusu eşliğinde yürütüyordu kampanyasını…

Elinde hasta raporu mu vardı Trump’ın? Yoktu.

Sonunda Hillary Clinton bir etkinliği sürdüremeyecek kadar rahatsızlanınca, Trump, “Ben dememiş miydim?” diye sormaya başladı.

Trump ve Clinton: Belgesiz iddialar...
Trump ve Clinton: Belgesiz iddialar…

“Trump’tır, yapabilir” demeyin, çünkü Clinton da rakibinin finansal eksikliklerini ileri sürüp duruyor; herhangi bir belge ortaya koymadan…

Yukarıda yazdım: Politikacı bir şey biliyorsa, onun doğru olup olmadığını öğrenmek için, bilgisini soru haline getirip kamuoyuyla paylaşır. Bilgisi doğruysa hükümet susar, yanlışsa yanlış olduğunu gösteren belgeyi hükümet kamuoyuyla paylaşır.

Reklam

Geçmişte Kemal Kılıçdaroğlu belge göstermeden pek çok iddiayı ortaya atabilmişti.

Darbe girişiminden sadece dört gün önce, 11 Temmuz 2016 tarihinde, Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Musul Konsolosluğumuzu basma emrini veren IŞİD komutanının, yaralı olarak geldiği Türkiye’de tedavi edildiğini ‘iddia’ etmişti.

Herhangi bir belge ortaya koymadan…

Şimdi neden çok daha spekülasyona muhtaç bir konuda bildiğini söylediği ‘gerçeği’ paylaşmak için illâ ‘belge’ arayışı içerisine giriyor?

Adil Öksüz, Akıncı Üssü'nde gerçekten öksüz
Adil Öksüz, Akıncı Üssü’nde gerçekten öksüz
Ne olabilir o bilgi?

Adil Öksüz konusunda şimdiye kadar bildiklerimize bir göz atalım.

Sakarya Üniversitesi’nde ilahiyat profesörü. 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde görülmüştü. Savcı tutuklanması talebiyle hakime havale etti, ancak “Ben buralarda arsa arıyordum, yanlışlıkla üsse girmişim” savunması geçerli görülerek serbest bırakıldı. Sadece bir gece üste kalıp salıverildiği sanılırken, üç gece ve iki günü nezarette geçirdiği öğrenildi. Sonra da âdeta buharlaştı. Ara ki bulasın…

Bilinenler bunlar.

Konuya içinde taşıdığı çelişkili ayrıntılar sebebiyle yaklaşanlar, kimi açıkça kimi ima yoluyla, ‘bu işin içinde bir iş var’ anlamına gelecek açıklamalar getirdiler zaten…

İki taraflı ajan olduğunu öne süren de oldu, hatta “O serbest bırakılana kadar Cumhurbaşkanı’nı taşıyan uçak havalanamadı” iddiasını dillendiren de…

Çok daha sonra serbest bırakıldığı için ‘uçakla takas’ iddiasının doğru olmadığını biliyoruz.

Acaba CHP liderine “Öksüz hava kuvvetleri imamı görünse de aslında bir ajan” bilgisi mi uçuruldu?

İyi de ‘iki taraflı ajan’ olduğunu söyleyenlerin meramı zaten o.

Herhalde bildiği başka bir şey CHP liderinin…

Yakalanınca bizzat Öksüz’ün ağzından gerçekler öğrenilene kadar spekülasyonlar durmayacaktır.

Özellikle de Kılıçdaroğlu’nun yukarıda alıntıladığım sözlerinden sonra…

Kılıçdaroğlu’na düşen: Bildiğini paylaşmaktır.

Şimdi de Selvi ne yazmış, ona bakalım

Abdülkadir Selvi, dün, ‘Erdoğan’ın darbeden haberi var mıydı?’ başlıklı bir yazıyla okurlarının önüne çıktı.

Ben de başlığı görünce “Böyle bir iddiada bulunan mı var?” diye sordum.

Evet, ilk birkaç gün “Olanların hepsi bir tiyatro” denildi… ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in, Ankara’ya geldiğinde, “Biz bunu bir bilgisayar oyunu sanmıştık” dediğini de biliyoruz.

Hepsi bu kadar.

Ülkemize o zan ile gelen Biden görüşünü değiştirip gitti. “Bu bir tiyatro” diyenler bile, şimdilerde “Belki bizden de birileri katılmış olabilir” demeye başladılar.

O zaman ‘Erdoğan’ın darbeden haberi var mıydı?’ sorusunu bugün sormanın ne anlamı olabilir?

Anlamsız olmayacağına eminim de onun için bu soruyu soruyorum.

Selvi’nin bu yazısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’a yaptığı ziyareti izlemek üzere onunla aynı uçağa bineceği gün çıktı Hürriyet’te; herhalde bu bir tesadüf değildir.

O halde nedir?

Darbe gecesi Marmaris...
Darbe gecesi Marmaris…

Yazıda, Cumhurbaşkanı’nın “Darbeyi boşa çıkarın, sokaklara hâkim olun” anlamına gelen çıkışı sonrasında AK Parti teşkilâtlarının ne kadar fedakârca çalıştığına dair göz yaşartıcı ayrıntılar var. Benzer örnekleri ben de sıcağı sıcağına Beykoz’un AK Partili Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’ten dinledim.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki tankları şehitler verme pahasına nasıl işlevsiz hale getirdiklerini, orada görevleri bitince Birinci Köprü’ye yönelip oradaki çalışmaya katıldıklarını anlattı bana Başkan Çelikbilek; hem de o anları yaşıyorcasına…

İyi de, bunlardan o yazının başlığındaki soruya bir cevap çıkar mı?

Veya şu satırlarına: Bir de ‘Erdoğan’ın darbeden haberi vardı’ meselesi var. / Darbeden haberiniz olacak ama sizi öldürmek için kaldığınız otele baskın yapan özel timlerin elinden 45 dakika farkla kurtulacaksınız. Sizin darbeden haberiniz olacak, ancak uçağınız havada savaş uçakları tarafından vurulma tehlikesi atlatacak. Darbeden haberiniz olacak, ancak darbeyi eniştenizden öğreneceksiniz.”

Murat Yetkin bylock kullanıcılarının MİT tarafından izlendiğini, Mayıs ayı tarihini vererek yazmıştı; Selvi ardından “Öyleydi, ama sonradan Eagle diye bir başka programa geçtiler” yeni bilgisini getirmişti.

İlgisi var mıdır?

O birilerine ‘aşk olsun’ diyorum

O konuda benim kafam karışık değil, ama belki Abdülkadir Selvi’nin kulağına birilerinin böyle bir kuşkusu olduğu bilgisi gelmiştir de, onlara cevap olsun diye böyle bir yazıya ihtiyaç duymuş olabilir.

Herhalde öyledir.

ΩΩΩΩ

Reklam

18 YORUMLAR

  1. Bilgisayar oyunu iyi tuttu tevleti tek basina silbastan dizayn için süper fırsat meclis yok anayasa yok mahkeme yok hepsi benim diyor ve Dizayn devam ediyor mezardan ataturk çıksa korkudan müdahale edemez

  2. Fehmi bey, yazılarınızı ilgiyle (ama çoğu zaman anlayamayarak ?) okuyorum. Fakat yazılarınızın altındaki yorumları daha da ilgi ile okuyorum. Gerçekten çok kaliteli, seviyeli ve düşündürücü yorumlar oluyor çoğu zaman. Katkı sağlayan arkadaşlara teşekkürler

  3. Fehmi bey ,

    Harika bir yazi olmus darbeye tiyatro diyenler icin. Sizce adilin fetocu yada mitci yada cia olmasi darbeye katilanlari aklar mi? Demek ki adamlar firsat gozluyorlardi yaptilar? Devletin haberi var miydi? Belki vardi. Feto darbe olmasa idi turkiye icin daha buyuk bir bela haline gelir miydi sizce? Eger evetse cevabiniz bu nasil onlenebilirdi? Fetocu subaylar yada sempatizan askerler darbeye karistimi? Herkesin beyni var o askerlerin rahatina ne olduda ellerine silah alip boyle birseye giristiler .

    Sizin tezinize gore belki de adil oksuz ve diger ajan darbeyi yapti. Ha belkide diger askerleri kus avlamaya cikiyoruz diye topla tankla tufekle bogaza yuruttu imam/ ajan adil ve digeri ( kimse artik o). Eger adil ajan idiyse cok ongorulu feto (BAZILARINA GORE MEHDI) NEDEN takipcilerine bu adam ajan diye uyarmadi? Fetodami yoksa ajan diye sormak istiyorum. Feto yu kollayan amrrikan miti eger adil ajan idiyse bundan habersiz olabilirmiydi?

    Ajandan konu acilmisken Fetoyu kollayan american mitinden mulleri bilirsiniz. Mullerin 2 cecen kardeslere yakinliginida eminim bilirsiniz. Jerseyli eskiyanin manhattanda yaptigi maskaraligi ve barin onunde uyurken bulundugunu 3 ay hapis yattigini daha onceden suc dosyasinin kabarik oldugunuda.

    Yukarida ki bilgileri siz zaten biliyorsunuz. Birde american mitinin insanlaradki ilac deneyimi. beyinkontrolu ve sizinde katildiginiz bir konu. Benim sorum su. Feto 15 yildir gurbet elde kimsesiz. Hamisi ve koruyani muller ve ameriacn miti Hemfikirmiyiz degilmiyiz?

    Tum dunya darbeden once erdogandan nefret esip acik sekilde cok yakisiksiz kelimelerle erdogani ve turkiyeyi fevkalede suclayabiliyirlardi. Turkiye terroristt bir ulke bile diyebiliyorlardi alcaklar. Umarim hemfikiriz. Siz darbenin arkasinda kimlerin oldugunu c ok iyi biliyorsunuz. Sizce o insanlar ellerinde feto gibi birisi varken neden fetoyu kullanmaktan geri dursunlar. Cecen kardeslerde ve jersey eskiyasinda kullanildigini iddia ettiginiz ilaclar feto uzerinde neden denenmesin? Al sana bilmece.

    Bence adil oksuzden daha buyuk. Ama postalarmisiniz bilmem.

    Seytan iste insanin aklina cok sey sokuyor

  4. KATKI OLSUN DİYE REKLAMA TIKLIYORUZ AMA AYNI SAYFADA AÇILDIĞI İÇİN OKUMA SAYFASI GİDİYOR. YANİ REKLAM BAŞKA SAYFADA AÇILMASI YERİNDE OLACAĞI KANAATİNDEYİM.

  5. Abuk sabuk bir yazı, okumaya bile değmez.
    La fontaine den masallar tabii çocuklar için.

  6. Fehmi bey diplomat değil amma, maaşallah diplomatik yazıyor. Yarı cahil ve firaset yoksulu olanlarımız anlamak için zorlanıyor, tekrar tekrar okuyoruz. (Bu birbuçuk satır, denetim için bakalım kaç gün bekleyecek veacaba olurlanacak mı?)

  7. “Spekülasyona muhtaç ” mı, ” spekülasyona açık ” mı? Hangi kullanım doğru?

  8. “Belki bizden de birileri katılmış olabilir” açıklaması çok geç geldi, eğer gerçekten bu işin içinde değil iselerdi, bunu sadece daha erken söylemek değil aynı zamanda idrak edip gereklerini yaparak, bu olayların kar topu gibi büyümesine engel olmaları gerekirdi. Suçlu değilselerdi, masum gibi hareket edip gereklerini yapmalarını beklerdim, daha düne kadar zaman ve samanyolu gibi medya kanallarında yazılanları ve söylenenleri bakmanız bile söylediklerimi anlamanızı sağlayacaktır.

  9. Darbe girişiminin çok girift olduğu açıktır, ama bunu sadece 15 Temmuz olarak incelememek lazım. 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarını da 15 Temmuz ile beraber değerlendirmemiz gerekir. O zaman savcılar görevlerini yapıyor diyenler (ki bunu nasıl bu kadar net bir şekilde çok kısa bir süre içinde söyleyebildiler), bugün niye aynı şeyi söylemiyorlar? Bunlarında evvelinde MİT başkanına da yapılan operasyonu unutmayalım. Muhtemelen Devletin darbe girişimi olabileceği ilgili bir takım duyumları olabilir (kaldı ki 15 temmuzdan önce bir amerikan gazetesinde bile Türkiye’de askeri darbe üzerine yazı çıkmıştı), ama somut bir delil olmadıkdan sonra da herhalde fazla bir şey yapamazlar. Elbetteki Devletinde bütün sırları ve ayrıntıları herkesle paylaşmasını beklememek lazım. Bir de şöyle düşünün 15 temmuz günü 240 küsür kişi öldü, bu sayı 1000, 5000 ve hatta 10000 leri de bulabilirdi. Darbeyi yapanların her kim olursa olsun, hangi grup ve ideolojiden olursa olsun gözü dönmüş olduğu açık.

  10. adil öksüz 1) ajan filan değildir. fetöcü savcı ve hakimler tarafından bırakılmıştır. böyleyse bu dosyaya bakan savcı ve hakimler kimlerdir? bugüne kadar neden isimleri kamuoyundan gizlenmiştir? yoksa bu yargı mensupları halen görevlerinin başındalar mıdır? halen durumları nedir? 2) adil öksüz çift taraflı fetöcü bir ajandır. yani hem mit, hem cia hesabına çalışmaktadır. böyleyse neden öksüz’ün tüm ailesi derdest edilmiştir? yoksa karartma için midir? 3) adil öksüz sadece mit hesabına çalışan bir fetöcü imamdır. böyleyse mit marifetiyle uçurulmuş, sırra kadem bastırılmıştır.

    yukarıdaki 3 şıktan hangisi doğrudur sayın fehmi koru?

    • Birinci şıkkı en baştan eleyebilirsiniz. Bir kere tutuklama talep eden savcı ve tutuklamayı reddedip adli kontrol kararı veren hakimlerin isimleri medyada yer alıyor. Gizlenme gibi bir şey söz konusu değil. Hakim şahıs Adil Öksüz’ü salıverdikten sonra günlerce hatta haftalarca görevinin başında kalmaya devam etti ancak ne zaman ki kamuoyunda “neler oluyor” sesleri yükseldi o zaman HSYK tarafından hakkında soruşturma açıldı. Bakın kendisi tutuklanmadı bile… Çok ilginç değil mi? Ayrıca karara bakan hakim “Sulh Ceza Hakimi”. Sulh ceza hakimliklerine getirilen kişilerin cemaatçi olma ihtimali sıfırdır. Zaten az sayıdaki sulh ceza hakimleri ince elenip sık dokunarak göreve getirilmiştir. Haklarında evvelce güvenlik soruşturması yapılmadığını düşünmek saflık olur. Olayda Adil Öksüz’ü serbest bırakan hakim de sulh ceza hakimiydi.

  11. Selvi yazisinda cumhurbaskani 45 dakika farkla kurtuldu diyor. Operasyonu yoneten kisinin ifadesinde gece 3 civari hareket emri verildigi ve sanki bir ust aklin kendilerini durdurdugunu belirtiyor. Dolayisiyla 45 dakikayla kil payi kurtuldu iddiasi cok yerinde degil. Bir de adil oksuz’un iki gece nezarathanese bekletilip salinmasi ortalama zeka seviyesine sahip herkeste suphelere yol acar. Belki de darbeye cemaat susu verilmesi icin kullanilan bir ajandi kendisi. Bu sorulari sormak da mi yasak?

  12. Mevcut hukuki koşullar, hınk deyici olmayan, günceli işleyen yazar, okuyucularda mecaz, kinaye, icaz, işaret, atıf, kinaye… tarzlarını alıştırıyor.Bu da yolda düzülen kervanın, durmayıp zihni ile hareket edenlere katkısıdır.

    Küresel liderin temsilcisinin “Bilgisayar oyunu” benzetmesi, sonrası “ah,,öyle değilmiş,” “düzeltmesi”,araştırıcılar için katmanlı cümle görüntüsünde.

    Görülen, “başarısız silahlı kanlı kalkışma; milletin duyarlı kesiminin silahlı kalkışmaya canlarını sakınmadan direnip önleyişi;” görünmeyen nedir? Tetikçi faillerden yola çıkarak, nereye ulaşacağımız
    az çok belli; azmettirici akıl neyi hedefliyor; ya bu “akla” kumanda edenler; olası sonuçlara göre neler gündeme getirmekteler; olasılıklara göre Türkiye’nin varacağı ruh halleti, karşı tepki, tehir edilmiş kararların kararlıkla yürürlüğü, amansız takibi…bunlar, böyle büyük işlere kalkışanların hesap ettiği konular. Gerçekten hesap ediyorlar mı? Bu zamana kadar yaptırılan darbelerde böyle olumsuz sonuçlu detaylı hesaplar yapılmış mıdır? Orduya mal edilmeyecek bu hukuk bilmezlik, millet karşıtlığı ordu görüntüsüyle ortaya çıkması…hepsi insanlarımızı belirsiz, güvensiz; bu hallerde taraftar, karşıt; giderek kuru barut haline getirmiyordur inşallah.

    Havuz problemlerinin yüzücüler için olmadığını düşünüyorum.

  13. Adil Öksüz’ün serbest bırakılması sağlandığına göre ajan olduğu açıktır. İmam Öksüz, ‘Cemaatçi bazı subayların’ darbe girişimine ikna edilmesi için kullanılmıştır.
    Darbe girişimine katılan Kemalist subaylar da vardır hatta aksi iddia edilse de çoğunluktadır. Bunların ikna edilmesi için de başka bir ajan kullanılmıştır. O kişi halen tutukludur ancak ‘yapılan soruşturmalarda gerçekte darbeyi önlemeye çalıştığı ortaya çıkacağı için’ o da serbest bırakılacaktır.

    Bir darbe girişiminde çeşitli tezgâhlar olması normaldir ve daha iyi tezgâh kurmayı başaranları suçlamam, aksine tebrik ederim. Fakat benim için önemli olan kazananların bundan sonra ne yapacağıdır. İlk gelen işaretler ise karamsar düşünmeme yol açıyor. Sanki bir kısım dinciler! ile bir kısım (derin) laiklerin! koalisyonu var. Tarafların birbirlerinin kırmızı çizgilerine (şimdilik) karışmadığı, fakat sürekli birbirlerini kolladığı güvenilmez bir koalisyon. Ayrıca ABD ile yapılan söz düellosunu samimi bulmuyorum, neticeye bakmak lazım ( ABD’nin istediği gibi Rakka’ya kara harekatı yapacak mıyız? ).

    Bu gidiş iyi bir gidiş değil, çaresi de muhalefet değil !

  14. fehmi bey ah birde siz net konuşsanız. Yani ne demek istiyorsunuz bir anlayabilsek , habire alıntılar yaparak imalı imalı konuşuyorsunuz. selamlar…

  15. Sayın Koru,

    Söylemek istediğinizi başkasının arkasına saklanarak ifade etmek hiç iyi bir yöntem değil. Bu durum içi başka, dışı başka bir insan görüntüsü veriyor. Aslında Kılıçdaroğlu’nun söylemek istediğini kendiniz söylüyorsunuz. Ama Kılıçdaroğlu’na söyletir gibi yapıyorsunuz.

    Velakin Adil Öksüz’ün aile boyu FETÖ bağlantılı olması sizi boşa çıkarıyor. Ailenin tümü mü çift taraflı ajan?

    Hem sizin Adil Öksüz’ün ne olup olmadığını bilecek ve ispat edebilecek durumda olduğunuzu zannediyorum. Çünkü siz o yapıyı çok iyi tanıyorsunuz. Varsa belgeniz siz ortaya koyarsınız, buna karşılık ilgililer de söyleyeceğini söyler o zaman.

    Açık ve net konuşmak karından konuşmaktan her zaman daha iyidir.

Yoruma kapalı.