Geride bıraktığımız üç haftayı Amerika’da geçirdim. Yalnızca ABD’nin değil dünyanın da pek çok yönden en önemli kenti sayılan New York’ta…
İsrail ile İran arasında tehditkar mesajlar teati edilirken…
Netanyahu İran’ın nükleer tesisleri ile öndegelen bilim insanlarını yok etmeyi hedef alan saldırılarını sürdürürken…
İran ürettiği yüksek etkili füzelerle intikam saldırılarına giriştiğinde…
Trump devreye girip B2 savaş uçaklarıyla ve denizden fırlatılan can alıcı füzelerle Netanyahu’yu sevindiren Amerikan saldırılarını başlattığında…
Dünyada bunlar yaşanırken, çatışmacı ortamdan hayli uzakta, ancak çatışmaya bayağı yakın bir noktadaydım…
‘Savaş’ sözcüğü herkesi rahatsız eder, Amerikalılar gelişmeleri ürküntüyle izliyor…
150 gün önce Beyaz Saray’a yeniden taşınmış Donald Trump’ı dört yıl önce bir dönemliğine politikacı kimliğiyle tanımışlardı; yine de şaşkındı Amerikalılar…