Suudi Arabistan’da beklenen tasfiyeler başladı, ama sürprizlerle…

15
Reklam

Suudi Arabistan’da beklenen oldu, Kral Salman bazı önemli koltukların sahiplerini değiştirdi; ancak bunu kimsenin beklemediği bir biçimde yaptı.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğunda, bu iş için özel olarak gönderildiği anlaşılan bir infaz timi tarafından öldürülmesi üzerine o ülkede bir şeylerin yanlış gittiği kendini belli etmişti.
Türkiye’nin kendi topraklarında gerçekleşmiş bir cinayet olduğu için titizlikle yürüttüğü soruşturmalar ve bulgularını yakın gördüğü ülkelerle paylaşması, cinayetin arkasında Suudi Arabistan’ın etkili isimlerinin yer aldığı yönünde bir kanaat oluşturdu.
Aralarında CIA’nin de bulunduğu batılı istihbarat örgütleri, cinayetin arkasında MbS olarak da bilinen Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın bulunduğu, onun ya infaz talimatını bizzat kendisinin verdiği veya cinayetin onun bilgisi dahilinde işlendiği görüşündeler.
Böyle olunca, dikkatlerin üzerinde toplandığı Suudi Arabistan’da yönetim düzeyinde bazı değişiklikler yaşanması bekleniyordu. Beklenen dün gerçekleşti: Milli Muhafızlar’ın, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın, İletişim Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın yöneticileri yerlerinden alındı, o görevlere yeni isimler getirildi.
Gerçekleşene biraz yakından bakıldığında görünen şu: Yeni yüzler MbS’ye yerlerinden alınanlardan çok daha yakın isimler
Herkes MsB’nin geri plana itilmesini, onunla işbirliği halinde bulunan isimlerin yerlerinden olmasını beklerken, Kral Salman bunun tam tersi yola başvurdu. Yapılan değişikliklerden sonra MbS eski durumundan daha güçlü bir görüntü veriyor.

Ne oluyor?

Ülkeyi yöneten Kral Salman 83 yaşında. Toplum önüne çıktığında yaşlılığın her türlü emareleri üzerinde görülüyor. MbS onun ileride kendi yerinde görmeyi arzu ettiği 33 yaşındaki sevgili oğlu. Zaten kral olduktan kısa süre sonra ülkenin dizginlerini MbS’ye bırakmıştı.
Geçen yıl çoğu kralla kan bağı da bulunan zengin isimlere karşı kapsamlı bir operasyon yaşandı Suudi Arabistan’da. İsimleri bilinen kişiler birbiri ardına göz altına alındılar, 1200’den fazla banka hesabı donduruldu ve Riyad’taki bir otelde tutulan zenginler servetlerinin önemli bir bölümünden vazgeçmedikçe özgürlüklerine kavuşamadılar.
Bu ani gelişmeden hemen önce de, biri ülkeyi 2005’e kadar yönetmiş Kral Fahd’in en genç oğlu olmak üzere iki prens hayatını kuşkulu biçimde kaybetmişti. Fahd’in oğlu korumalarıyla polisler arasında çıkan çatışmada öldü, diğer prens ise sebebi öğrenilemeyen bir helikopter kazasına kurban gitti.

[Son atamaların en şaşırtıcı olanı dışişleri bakanı Adel al-Jubair’in devlet bakanlığına kaydırılıp yerine daha önce maliye bakanlığı yapmış İbrahim al-Assaf’ın getirilmesi… Yeni bakan, bir yıl önce gözaltına alınan grup içerisinde yer alıyordu da ondan.]

Adel al-Jubair gitti..

Dışişleri bakanlığına al-Assaf geldi..

MbS’nin bu ilk icraatlarını sınırlı kalsa da halkın bir bölümüne sevimli görünecek bazı yenilikler izledi. Kadınlara araç kullanabilme hakkı tanınması bunlardan biri. Bu arada Veliaht Prens ABD ve özellikle Trump Ailesi ile yakın ilişkiler kurdu. Donald Trump’ın kızıyla evli Jared Kushner’le ilk isimlerle birbirlerine hitap edecek yakınlıkta bir ilişki…
Trump’ın Suudi Arabistan’ı ziyaretini onun hoşuna gidecek şekilde bir panayır havasına dönüştüren de MbS idi ve Trump onun sayesinde Riyad’tan yüklü bir silah siparişiyle ülkesine döndü.
Suudi Arabistan’ın bölgede İran’ın daha etkili hale gelmesini engelleme gerekçesiyle yürüttüğü -insani trajediler yaşanan- Yemen Savaşı’nda kullanılan silahlar ABD menşeli.
ABD’den ve özellikle Trump’tan gördükleri destek, öyle anlaşılıyor ki, MbS’ye ve Kral Salman’a yetiyor.
Ülkesinde ve uluslararası planda iyi tanınan bir gazetecinin yabancı bir ülkede öldürülmesine dünyanın verdiği tepkilere de aldırmıyor Suudi Arabistan. CIA’nin resmen de açıkladığı suçlayıcı değerlendirmesine rağmen, Trump, cinayette MbS’nin herhangi bir dahli olmadığını ısrarla savunuyor.
Karşılığında da, Suudi Arabistan’dan yalnızca yüklü silah anlaşmalarını değil, petrol fiyatının artmasını önleyecek üretim garantisini alıyor ABD. Trump için bu her şeyden daha önemli.

Güç gösterisi…

Dünyadan olağanüstü tepkiler görmesine rağmen MbS’nin hükümetteki son değişikliklerle daha da etkili hale gelmesinin güç gösterisi dışında bir anlamı yok. Suud yönetimi bildiği yoldan geri adım atmayacağı mesajını böylece herkese vermiş oldu.
Türkiye’yi de gücendirme pahasına…
Alttan alta görüşmeler yapıldı mı, bizim kulaklarımıza erişmese bile Türkiye’de işlenen cinayet yüzünden Ankara’dan özür dilendi ve suçluların cezalandırılacağı yolunda kabul edilebilir teminatlar alındı mı, bilmiyoruz. Bildiğimiz, Riyad’ın suçluların Türkiye tarafından muhakeme edilmek üzere gönderilmesi talebine yargılamayı kendilerinin yapacağı gerekçesiyle olumlu cevap vermediği…
Suudi Arabistan’da yaşananları yakından izlemek gerekiyor.
ΩΩΩΩ

Reklam

15 YORUMLAR

  1. Emre bey! benim kimselerin hoş görusune ihtiyacim yok. Galiba beni! kendiniz, havuz ve Erdoğana kayitsiz şartsiz itaat edenlere ve destekçilerinden zannettiniz.
    Ben öyle sizler gibi kafadan ve dolma yalan yalniş bilgilere dayanarak değil kendi bilgilerim ve vicdanimin sesine dayanarak, bildiklerimi yazarim.
    Sizler gibi 24 saat havuzun yalanlari ile haşir neşir de olmamdiğimdan dolayi çokşükur Aklimdan da inancimdan da şuphem yok.

    • Sizin neye itaat ettiğiniz ve biatiniz beni hiç ilgilendirmez, her ne konu olursa tek bir şey anlıyor olmanız, konuyu aynı yere getirmeniz, sürekli aynı şeyleri yazmanız nedeniyle hoş görülebilirsiniz, sorun olduğundan şüpheniz yoksa mazur sayılırsınız. Olsa şaşardım.

  2. Sayın koru gibi seçkin bir yazarın gayet donanımlı okurlara sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz, lakin yorumcuları için aynı iddiada bulunamayız. Özellikle de muhalif olduklarını düşündüren kimi yorumcuların güya okudukları yazıdan neyi ne kadar anlamış oldukları da şüphelidir. Platform kimi haşhaşiler tarafından bi tür ağlama duvarı ve dezenformasyon bürosu olarak da görüldüğü için onlardan entellektüel bir katkı zaten beklenemez. Nitekim bugün, kötü yorumcu nitelikli yorumcuyu kovar kabilinden bi duruma maruz kaldığımız aşikar. Sayın yazara küfür ve hakaretler yağdıran bayan yorumcudan tutun da elifi görse mertek sanacak bi yığın karacahilin martı pisliği gibi ortalık yere bırakıp gittiği yorumsular… Necip güven günlerdir görünmüyor, didem hanım bugün kayıp:( daha ismini anmadığım nice kıdemli okur da sırra kadem bastı! Biz sayın yazarı okuduktan sonra veya öncesinde bu değerli kişilerin yorumlarını da okuyup istifade ediyoruz. Maalesef yazım hatalarından da anlaşılacağı gibi biçimsiz zekalarının hezeyanlarıyla ortamı kirleten muhalif elemanların sayın koru’nun okuru olabileceklerini sanmıyorum.

  3. Ortadoğu’da değişen bir şey yok. 21.yy da dahi. Kanlı iktidar kavgaları. Kardeşini çocuğunu rakibini öldüren insanlık dışı adamlar. Demokrasiden, medeniyetten, insanlıktan fersah fersah uzak, İstanbul’un göbeğinde kıtır kıtır kestiler ve yok ettiler bir adamı. Bu utanç verici hakareti bize yapanlar elini kolunu sallayarak geziyorlar. İktidarlarını perçinliyorlar. Olan bu. Bu sene kimse hac ziyareti yapmamalı. Ama nerede o duyarlılık. Hacı olsun da dünya yıkılsın önemli değil. İnanmayan anket yapsın.

    • Azizim! “bu sene kimse hac ziyareti yapmamalı” fikri isabetli bir fikir midir? Hac ibadeti üzerine farz olan biri sizin bu önerinize uyup da hacca gitmez bir daha da kısmet olmazsa hac emrini yerine getirmediginden sizde mesul olmazmısınız. Efendimiz sav cahiliye döneminde Kabe’nin içinde putlar varken ziyaret ettiği düşünüldüğünde ….

  4. Çok zaman önce okuduğum bir kitap aklıma geldi sayın Koru nun bu yazısını okuyunca. Osmanlının son dönemlerinde şimdi Suriye sınırları içerisinde kalan coğrafyada ajanlık yapmış bir ingilizin anılarını anlattığı bir kitaptı. Ama ne kitabın adı ne de yazar aklıma gelmiyor şu an. Özetle şunu anlatıyordu kitap. Buralarda kuracağımız ülkelerin başına öyle yöneticiler getirmeliyiz ki bizim bu insanlara yapamadığımız kötülükleri yapsınlar ama halkta onları taparcasına sevsin. Maalesef durum ortada ve pek değişeceğide yok. Tek yapabildiğimiz şey dua. Allah sonumuzu hayır etsin.

  5. Yanlış Politika
    İstiklal Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin komşularla çatışması için nizalı yerler bıraktılar: Kıbrıs Hatay, Musul, Karabağ, Batum, Batı Trakya, 12 Adalar. Mustafa Kemal bunlardan vazgeçti ve ‘Yurtta sulh ve cihanda sulh’ ilkesini benimsedi.
    İnsanlık ulus devletler düzenine geçmektedir. İmparatorluklar yıkılmış ve beş büyükler etkilerini kaybetmişlerdir. Mustafa Kemal’in benimsediği siyaset dünyanın kabul görmekte olduğu bir siyasettir. Suudi Arabistan bağımsız bir devlet değildir. Sadece patron değiştiren bir devlettir. Bizim onların iç işlerine karışmamamız gerekir. Adil Düzen dünyaya hükmettiği zaman Suudi Arabistan da bağımsız devlet haline gelecektir.
    Kaşıkçı cinayeti Türkiye’de işlenmiştir. Sabredeceğiz. Askerlerimizin başına çuval geçirilince sabrettik. Akdeniz’de batan gemide sabrettik. Bunda da sabredeceğiz. Gelecekte sorunlar çözülecektir. Sabredersek zafer bizimdir.

  6. Suudi Arapistan’ın! Halki bizimkinden daha özgür ve dahada huzurlu….Idarecileride halkina ağaç kökü yedirmiyor…
    Fehmi Koru gibi bir yazar Türkiye’nin uçurumdan yuvarlanmasıni dahi yazamayacak konuma gelmişise….
    Bir mafya lideri çıkıp gazeteci listelerini açikca yazarak TEHDIT edecek cesareti kendinde görüyorsa… Vay o memleketin haline….
    MbS sadece erkekleri rehin aldı ailelerine ve çocuklara dokunmazken, onlari rehin alip hapise de atmadi.
    Bizimkiler, son 2.5 yildir her gün binlerce insan terörist diye hapise tikip ailece yok ediliyorlar ve ekmek alacak para bulamayan insanların fakirliği yetmezmiş gibi bir de toplumdan tercit ettirmek, memleketi bölüp parçalamak, gibi bir kanunsuzluklarına ne demeli.
    Devletin tepesinde oturup da herkesi tehdit eden… tehdit ederken de 10 yaşındaki çocuklarin birbirlerine söylemeye utanacaklari laflari bunlar hakaretleride ekleyerek meydanlarda alkişlar eşliğinde kahramanlik yapiyormuş havasinda övune övüne gururlanark söyliyenlerin.
    Memleketinden Suudilerin memleketi daha huzurlu ve idarecileride halka karşı daha kibarlar ve de merhametli.

    • El insaf Nurdan hn Suud ile Türkiye yi mukayese etmek şaka değilse ön yargılı ve kabul edilemez bir savdır.Evet bugün çok ciddi hukuki , ekonomik ve toplumsal sorunlarımız mevcut.Adaletin işlemediğini ,yönlendirme ile birçok davanın adil olmadığını biliyoruz lakin bu devran geçecektir ve ilahi adalet yerini bulur.Ancak suud böyle gelmiş böyle gider.
      Dönemsel yörünge kaymaları her ülkede olmaktadır. Bunlarda geçecektir.

      • Hoş görmek gerektiğini anlamamış olamazsınız.
        Ya da anlamayan bir siz kalmış olmalısınız.

        • Asla hoş görmedim ve tastik etmedim .Her durum ve şartta yapılanlara elimden geldiğince karşı çıktım ancak kötü yönetimin tüm olumsuzluklarını bir ülkeye mal edemeyiz.

      • Sudiler kendilerine isyan etmiş birisini öldurenleri(ben şahsen halan daha bu ölum olayindan MbS in haberdar olduguna inanmiyorum)
        Adalete teslim ettiler ve o bir terörist vatan haini de demediler.
        Peki bizdeki HDP liler de dahil bebeklere, sularda boğulan cocklara varincaya kadar terorist ilan edip yok edenlere de ve ona alkış tutanlar dan Suudiler miliyon kat daha merhametli ve insanlar.
        Birde Suudi vatandaşlarının yaşam tarzlari ve hayatlari Kiraliyet ailesinden pek farkli de değil.
        Gazeteciler ve Kaşikcinin atkadaslari onun son yazisinin o yazmadiğini ve ölmeden önce iki ay neler yaşadiğini anlattılar.
        Kaşikcinin bir yazisini MbS beyenip kendisi ile konusmak istediğini bildiren üst düzey yetkili yi red ederken ne kadar korktuğunu o zaman yanindaki arkadaşi anlatti.
        Yalniz bunlari anlatanlarda hep Katardan bahs ediyorlar çünkü Katar şirketinde müdur olan kadin ona editorluk yapiyormuş.
        Kadin hemen panikledi ve şöyle bir twit atti”ben onun yazılarina mudahale etmiyordum sadece duzeltme yapiyordum.”
        Diğerleri gibi sizede bir tavsiyem olacak mahcuo olmamak için önce okuduğunu anla daha sonra yorum yapın.

    • Suudi Arabistan’ın yeni Dışişleri Bakanı Ibrahim al-Assaf, İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkında açıklamalarda bulundu. Kaşıkçı’nın ölümünü üzüntü ile karşıladıklarını belirten Assaf, “Kaşıkçı olayı bizim için bir kriz değildi, değişim ve dönüşüm olayıydı” dedi.
      İŞTE SUUDİ ARABİSTAN

  7. Çoğu Devletler uzaktan kumandalar ile yonlendirilmektedir! Yani dış güçlere bağlı olarak adam atilmaktadir. Kasikci cinayeti Suudiler ellerine yüzlerine bulastirdilar. Aslında çok basit bir şekilde örtbas edilebilirdi. Mesela evlenmek için evrak almaya geldi; güvenlikcilere hakaret etti ve güvenlikciler bunu hazmedemeyip Kasikciyi öldürdüler denilebilirdi. Ama dış güçler öyle olmasını elbet istemez çünkü kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ettirirler. Yemen saldırılarından çok Kasikci konuşuldu. Halbuki G20 zirvesinde Yemen gündeme gelmeliydi. Kasikci sadece Devlet kurbanı oldu. Yazıklar olsun o Devlet adamlara ki; Allah ve Kur’an yolunda hareket etmeyip de menfaat uğruna ederler. Allah bütün Devlet adamlarını ıslah etsin inşallah. Yemen arakan doğu Özbekistan Filistin ve sayamdiklarim o kadar insanlar var ki: kimsesizlikten ölüyorlar. Bu da Müslüman devletlerin vebalidir.
    SAYGILAR SEVGİLER

Yoruma kapalı.