Medya gerçeği: Trump bir internet gazetesinin sırtında Beyaz Saray’a yürüdü..

32
Breibart: Trump'ı sırtlayan internet gazetesi
Reklam

Sanki “Aman ha, bu dünya Trump’lara kalıyor” diye öngörmüşüm gibi… “Öyle oluyor, ben de elim kalem tuttukça ortalıkta bulunmalıyım” düşüncesiyle bu siteyi okurlara sunmuşum sanki…

‘fehmikoru.com’ benim bir şeyler söyleme ihtiyacımdan doğdu.

İşte şimdi 6. ay içerisindeyiz; sitenin okurları bana yazı hayatımının en yorucu, ancak bir o kadar da mutlu eden dönemini yaşatıyorlar…

Her istediğim olacak değil ya; ‘google’ dayının reklâm çeşitsizliği yüzünden hâlâ fazla tıklanmıyor ve para kazanmıyoruz, ama olsun, varlığı keyif verici bu sitenin…

Okurlar için de öyle olmalı ki, yorumlarla platformu çeşitlendiriyorlar…

Projeler sizden geliyor

Bazılarınızın okur yorumlarını benim yazımdan daha ilginç bulduğunu bilmiyorum sanmayın.

Yorumların pek çoğu müstakil yazı olabilecek değerde.

Nasıl seviniyorum bilseniz…

Reklam

Sadece sevinmiyorum. Göneniyorum. Yaşımı başımı unutup yeni projeler geliştiriyor, getirilen her projeye “Evet” diyorum.

Neden olmasın?

YouTube eksenli video-yorumlara böyle başladım.

İkincisini dün gece çekip yine YouTube’daki ‘Fehmi Koru Kanalı’na koyduk. İzleyin derim.

“Durduk yerde” diyeceğim, ama öyle değil, ‘fehmikoru.com’ sitesi şartlarının zorlamasıyla, şimdi de OCAKgazetesini ilgi duyanlarla paylaşmaya başladık.

Dünyadaki genel eğilim de o yönde, ama bizdeki durum daha feci; ülkemizde gazetecilik can çekişiyor…

Tek yanlı, hatta tek yanlı da değil, doğrudan taraflı haberler ile kahve sohbetleri düzeyinin altında yorumlar…

İstisnalar kaideyi bozmaz; ben genel durumdan söz ediyorum…

Reklam
Megyn Kelly: Fox-TV sunucusu
Megyn Kelly: Fox-TV sunucusu
Bir istisna örneği: Megyn Kelly

ABD’de Trump yanlısı yayınlarıyla kendisini de seçimde kazanmış sayan Fox-TV’nin en gözde programcısı Megyn Kelly adlı sarışın güzel bir kadın. Trump onun karşısına oturmaktan önceleri kaçındı; program öncesinde de kadına sarkmış…

Megyn bunu yeni çıkan ‘Settle for More’ (Daha Azına Razı Olma) başlıklı anılarında yazıyor.

Sarışın güzellerin hepimizde bıraktığı bir izlenim vardır ya…

Kendisiyle yapılan bir mülâkat önyargılarımı yerle bir etti.

Hukuk mezunu. Önce önemli bir hukuk firmasında avukat olarak çalışmış, davalar kazanmış; medya dünyasına muhabir olarak girmesi hayli geç olmuş… Birikimiyle kısa zamanda basamakları hızla çıkabilmiş…

Önyargımı yıkmasının sebebi, NYT gazetesinin kitap ekine verdiği mülâkatta kendisine sorulan “Çocukken, ilk gençliğinde, son zamanlarda okuduğun kitaplar neydi; en fazla hangi kitabın etkisinde kaldın, hangi yazar senin için ne anlam taşıyor…” türü sorulara verdiği ayrıntılı cevaplar…

Mülâkatı okuyunca ekrandan beğendiğim Megyn Kelly’nin başarısının sebebini anladım.

Bir ‘istisna’ Kelly medyada…

Eminim, bizde de öyle istisnalar var ve daha da çoğalacaklar…

Neyse…

OCAK gazetemiz
OCAK gazetemiz

İmece usulüyle gazete 

OCAK’tan söz etmeye başlamıştım.

İnternette gazete çıkarma fikrini bana bu sitenin okurları verdi; etrafım teşvik etti ve işte bugün üçüncü gün, yabancıların ‘soft opening’ dedikleri (yumuşak açılış) işi yapıyoruz.

Kervanı yolda düzmenin gâvurcası bu.

Gazetenin yayın yönetmeni koltuğunda ben oturuyorum, bütün günümü haber toplama ve editörlüğe ayırıyorum; ama inanıyorum ki, fazla uzak olmayan bir gelecekte, yükümün büyük bölümünü üzerimden sizler alacaksınız.

Almaya başladınız bile.

Dün bir okur, benim kendisine başvurum üzerine, ‘yazarımız’ oldu bile… Sizler fark etmediniz, ama aynı okurun iki de haberine yer verdik dün…

İki okur daha “Biz de yazalım” diye başvurdular…

Seve seve.

Yeter ki, seviyeli olsun, kendisini okuttursun…

Benim arzum, ne yazdığımı merak ederek bu siteyi her gün takip edenler arasından hevesi olan ve vakit ayırabilecek durumda bulunanların, yazıları ve haberleriyle, OCAK’a katkıda bulunmaları.

Elbirliğiyle yapalım diyorum bu gazeteyi; imece usulüyle…

Ve yeni bir model yaratalım.

‘Okurlarının aynı zamanda muhabiri ve yazarı da oldukları bir gazete modeli’

Tuğrul Katkak’ın aramıza daha ilk günlerden katılımı bunun için önemli. O model yolunda bir adım olduğu için…

Önümüzdeki günlerde yeni dostlar, yeni yol arkadaşlarını aramızda göreceksiniz.

Ben de varım… Ben de varım… derseniz…

Zor işe beni yüreklendirenin sizler olduğunu yukarıda kayda geçirmiştim.

YouTube’a yerleştirdiğimiz ilk videodan sonra, uzaklardan bir okur, o yorumda söylediklerimi teker teker İngilizceye çevirip gönderdi; her yorumu çevirme sözüyle birlikte… Okurumuzun gönderdiği İngilizce metni altyazı olarak videoya geçirmeyi becerdiğimiz anda, –bunun için çalışıyoruz– yabancılar da belli konularda bu topraklarda ne düşünüldüğünü takip edebilecekler…

Bazen basite aldığım da oluyor yapmaya çalıştığımız işi, sonra kendime geliyorum.

Hiç de basit değil bu yaptığımız: ‘fehmikoru.com’, yani ne olduğunu tam anlayamadan kendisini ana akım medya dışında bulmuş bir yazar, adını taşıyan bir sitede düşüncelerini okurlarıyla paylaşmak üzere yola çıkıyor…

Ve 6 ay dolmadan her gün onbinlerce okura ulaşabiliyor…

Bazı gazetelerin gerçek satış rakamından fazla okunuyor yazılar…

Görüşler YouTube’da açılan bir kanala görüntülü olarak aktarılıyor; duyan oraya da uğrayıp söylenenlere kulak veriyor…

İnternet gazetesi ‘OCAK’ yoluyla da… Başkalarının görmezden geldiği haberlere öncelik vererek gelişmeler izleniyor, ileride bu günleri araştıracaklara hizmet edecek bir ‘arşiv gazetesi’ni internette rayına koyuyoruz…

En başlarda bir-iki yardımcıyla başlayan yolculuğumuz, okurların da imeceye katılmasıyla, çeşitlenerek büyüyor…

Ben mutlu olmayayım da kim olsun?

Trump kazandı, medya kaybetti

Trump’ın Clinton’a karşı başkanlık yarışında ana-akım medya rakibi tuttu.

ABD’de âdettir; gazeteler büyük yarışlarda siyasilerden kimi tuttuğunu ilân ederler…

New York Times ve Washington Post’un da aralarında yer aldığı tam 50 büyük gazete, son seçimde, Clinton’u desteklediğini dünya âleme ilân etti. Trump’ı destekleyen gazete sayısı 2’de kaldı.

52 gazeteden 50’sinin tuttuğu Clinton seçimi kaybetti ama…

Bu tablo size ne söylüyor?

Önce kendim tabloya bakınca gördüğümü paylaşayım: Bildiğimiz anlamda medya bütün ağırlığını kaybetmiş… gücü gitmiş… etkileme oranı sıfırlanmış…

Yerleşik düzen medyada da sarsıntı geçiriyor.

Düşenin yerine yeni bir model koymak gerekiyor.

Bizim burada denemesine başladığımız… işte o yeni model olabilir…

Trump’ın arkasında ‘Breibart’ isimli bir internet gazetesi vardı; adam etkisini keşfedince onu yöneten kişiyi kampanyasının en tepesine getirdi.

Sonucu gördük.

OCAK da sizler sayesinde öyle bir güce kavuşabilir.

“Kavuşmalı” deyin, el verin, birlikte bunu başaralım.

ΩΩΩΩ

Yeni videomuz, buradan da izleyebilirsiniz:

Reklam

32 YORUMLAR

  1. Fehmi Bey biraz Clinton yanlısı zorlama bir yorum olmuş ! Adama sen bari biraz kredi ver! Daha koltuga oturmadı ! 60 günde onu da hizaya getirirler ! Önemli olun Abd”yi gerçekten kimin yönettigi !Ve siz bu sorunun cevabını çok iyi biliyorsunuz !Kolaygelsin

  2. Merhabalar Ahmet bey bir site sadece google un reklamları ile para kazanamaz. Özellikle türkçe içerik ile. Eğer google dan kişisel blog şeklinde arama yaparsanız; onların özel reklam alanları oluşturduğunu ve site politikasıyla çelişmeyen kurum ve ürünlerin reklamını yaptıklarını görebilirsiniz. Kullandığınız wordpress alt yapısıyla bunu rahatlıkla yapabilirsiniz. Saygılar…

  3. Sizin tv lerden uzak olmaniz bence onların kaybı. Keşke sizde olsaydıniz. Sizi seven okuyan bir kardeşiniz olarak bu tarzda bir yöntem uygulamanız sanki sesinizi herkes in duyması adına kısıtlı olur zannindayim. konusmaniz yer yer kesiliyor

  4. Sayın Koru,
    Sizleri uzun süredir yazılarınızı takip etmeye çalışmaktayım, Önce böyle bir gazete çıkardığınız için tebrik ediyorum. seviyeli olabildiğince objektif adil ve evrensel olmaya özen göstermektesiniz. ülkem adına iyi ki varsınız. Allah yar ve yardımcınız olsun der başarılar dilerim

  5. Ocak adını verdiğiniz haber siteniz hayırlı olsun…

    Umarım ilerlemeniz devam eder…
    Oluşturmaya çalıştığınız OCAK mantığına uygun olarak derinden geliyor…
    Girişiminizin ruhu amatör, ancak yordamı, işleyişi profesyonel olacak gibi…

    Yine umarım dışsal ve içsel hiç bir görüş, ideoloji, çıkar veya taassup sizi yolunuzdan alıkoymaz…
    Hayatın dinamizmini, renklerini sayfalarınızda görmeyi diliyorum…
    Dilerim Türkiye vasatına teslim olmaktan kendinizi korursunuz…

    Yolunuz açık olsun…

  6. Her sabah işe giderken metrobüste taze yazınızı okuyorum, tabi Ahmet Taha Bey yoğun olduğundan yorumlar daha onaylanmamış oluyor ve gece yatmadan öncede tüm yorumları okuyorum gerçekten ana yazı kadar yorumlarda çok öğretici ve keyif verici…Gün içindede işten fırsat bulduğum boşluklarda sosyal medya veya birkaç internet gazetesine göz gezdirirdim ama pek keyif alamazdım çünkü kabul edemiyorum bir türlü, henüz 27 yaşındayım ve bu yaşta bunca yalan habere,körlüğe ve sağırlığa tahammül edemiyorum neyse…

    2 gündür gün ortamda keyifli geçmeye başladı tabiki “Ocak” sayesinde…

    Emeği ve çabası olan başta Koru Ailesi ve tüm arkadaşlara saygılarımı sunarım, takdire şayan çok büyük işler yapıyorsunuz, başarılarınızın devamını dilerim.Allah yardımcınız olsun.

  7. Tam olarak 23 yıldır okuduğum gazeteci. Soner Yalçın ile birlikte bana bir şeyler katan. Yer yer köklerinden etkilenselerde Türkiyemizin 2 değerli yazarı (bence). Saygılar sunuyorum Fehmi Bey. Bir arkadaşımdan duydum siteyi ve son bir haftadır takip ediyorum. Hatta eğitim köşesi açarsanız yazmakta isterim ara ara.

  8. Fehmi Bey öncelikle yeni internet gazeteniz OCAK hayırlı ve uğurlu olsun. Yorumcularınızı da işin içine katmanız orijinal ve güzel olmuş. Zaten daha önceki yazılarınızda da belirttiğiniz gibi okuyucularınızın analiz kabiliyetleri var ve değişik bakış açılarıyla bir köşe yazarı edasında yorumlar yapıyorlar. Bende akşamları yorumları okumak için tekrar siteye giriyorum… Gelelim Trump ‘meselesine’. Trump’un El Cezire’ye artık burada işiniz bitti demesini, İsrail’in Ortadoğu’da barışı isteyen tek devlet olduğunu ima eden konuşmasını ve Biden’in ‘Ben siyonistim’ açıklamalarını nasıl değerlendirmeliyiz? Ayrıca bugünkü yorumunuzda da dinledim Obama’ya verilen ‘Barış Ödülü’nden sonra Ortadoğu’da ABD ordusunun girmediği yer kalmadığını söylüyorsunuz. El hak doğru. Peki bu durum Trump’la nasıl seyredecek? Trump’un özellikle izleyeceği dış politika ilerde ABD halkının başına ne gibi işler açacak? IŞİD gibi terör örgütleri bu kutuplaşmada ABD üzerinde de Fransa’da olduğu gibi eylemler gerçekleştirmeyecek mi? Avrupa’daki en göçmen karşıtı devletin Fransa olduğu söyleniyor ki bu durum ırkçılığın ve sağın yükselişte olduğu yerlerde ‘İslami radikalizm’ eylemlerinin arttığını gösteriyor. ABD halkı ‘artık siz bizi koruyamıyorsunuz’ dediği demokratları şutlayıp cumhuriyetçileri başkan yaparken bunları düşünüyor muydu? Sırf İsrail uzantılı devlet politikaları terör örgütlerinin üremeleri için bir başlangıç etkisi yaratıyor ki, bu etki ilerde ABD, Almanya, İngiltere gibi devletleri de vuracak gibi. (Ama en büyük etkisi müslüman ülkelere oluyor). IŞİD’in Fransa’daki eylemleri bana bunu gösteriyor. Burdan ancak İsrail kazançlı çıkıyor. O da varlığını etrafında çatışma olmasına borçlu olduğundan. Fazla uzattığım için özür diler, yazılarınız için teşekkür ederim… Not: ABD Baba Vanga’ya bi kulak versin:)

  9. “Ocak” deyince aklına “Ülkü” gelenlerdenim.
    Haber sitenize isim verme maceranızı da paylaşırsanız ilgiyle okurum. (Şart da değil tabi 🙂 Benimki sadece merak.)
    Naçizane ben Trump’ un seçilmesinde dünya için bir ümit görüyorum. Diğerleri makyajlı ve sempatikti ama zalimdi.
    Carter’ dan itibaren bizzat biliyorum, nereye uzandılarsa oraya kan ve gözyaşı götürdüler. Dolayısıyla Clinton seçilseydi sadece cinsiyet değişecekti oysa şimdi gerçekten bir şeylerin değişmesi ihtimali görünüyor.
    Üç kapılı bir şans oyunu vardı hani, kapılardan birinin ardında ödül var ve sizin iki hamlede doğru kapıyı açmanız gerekiyor Vs.. Anlatamayacağım zira telefonda yorum yazmak zahmetli, İQ’ su çok yüksek bir hanımın kapı açma sıralamasıyla ilgili sıradışı görünen bir tercih tavsiyesi vardı kazanma şansı arttıran. Kadın zeki kardeşim işi biliyor. Amerikalıların Trump tercihi bana bunu hatırlattı.
    Dün yorumumu ” Vatana millete hayırlı olsun. ” diye bitirmiştim, bugün dünyaya açılıyorum :” Tüm aleme hayırlı olsun.)

  10. Bir güzel sözümüz”akıl yaşta değil baştadır;ama aklı başa yaş getirir.”der.Fehmi Bey’ciğim,yaşınız kemale erince,bu sözün ruhu gerçekleşip sizi “akil” yaptı.Doğru bir yol tuttunuz,TAHA KIVAÇ’ı ihmal etmeyin sakın.Yeni gazetemiz OCAK da hayırlı olsun bu arada.Mahdumunuz Ahmet Taha,yorumları cevaplamada bir hayli mahir.İnşallah Ocak’ta yazı yamaya bize de fırsat verirsiniz.Yolumuz açık, okurumuz bol olsun…

  11. “Oyun dışı bırakılanlar hazır oldukları zaman kendi oyunlarını kurarlar”mış… Hevesle ve azimle hayata geçirdiğiniz bu projelerin ilk günkü heyecanı ile devam etmesini dilerim… Başarılar…

    PS. Reklamlara “sadece” tıklamak yeterli mi? Örneğin bende online shopping siteleri görünüyor, alışveriş de yapmam gerekir mi onlardan? ?

  12. parlamentomuz var ama sesimizi duyan tek bir tane vekil yok 20 gün boyunca iktidar partisi vekile twitter dan yazıyorum istanbul il başkanına yazıyorum 120 tl elektrik kullanana indirim var ülkemizde kaç hanede 120 tl elektrik kullanılıyor cevap yok işyerimden alacagımı alamadım 600 tl bulamadıgım için dava açamadım devletimiz var ama ben 2 senedir devlete ulaşamıyorum benim gibi kimbilir niceleri var bunları gündeme getirecek bir medya yok mallesef . başkanlık sistemi diyorlar ben başkanlıgada karşı degilim ama parlementoda ki vekilleri kim seçecek şimdiki gibi lider kendi sözünden çıkmayacak isimlerimi vekil olarak karşımıza çıkartacak yoksa her partinin üyeleri listelerini ön seçim yoluylamı belirleyecek demokrasimizin bana göre en sakat yeri burası çünkü vekil bana karşı degil liderine karşı sorumlu bu konudada yazı yazarsanız çok seviniriz çünkü bu hasas noktaya deginen yazar ülkemde yok

  13. fehmi bey başarılarla dolu yazı hayatınızda yeni bir kulvara girdiniz inşallah hayırlı olur .
    ocak medya sitenize baktım alıntı yapılan haber kaynaklarınız biraz daha geliştirirseniz daha iyi olur .
    trump meselesine gelince ana akım medya ve siyaseti yönlendiren insanlar geniş halk kitlelelerinin degil kendi çıkarına olan yayınlar ve gündemlerle millete fikir empoze ediyorlar ve milletin birşey yapamayacıgını düşünüyorlar oysa insan nerede olursa olsun insandır .mesela bizim ülkemizde bazı kendini bilmezler insanımızız okumayı sevmedigini tiyatroya gitmedigini sinema nedir çok fazla bilmedigini söyler dururlar oysa kitap okumak için herşeyden önce vakit gerekir ve ülkemizde insanların çalışma saati çok yüksektir resmi rakamlara bakmayın siz tiyatro ise nejat uygur mükremmin abi güldür show bu ülkede her zaman izleyici bulan yapımlardır yani insanlar kendilerini geliştirmek istiyorlar ama o ortama sahip degiller mesela kadının ekonomiye katkısı bana göre zırvadır çünkü aile dedigimiz yapıda anne baba ve çocuk vardır ülkemizdede ekonomik yapı nedeniyle çalışan çok geniş bir kadın kitlesi var ancak insanlıktan çıkarcasına yaşam sürüyor .
    sabah anne işe gidecek çocuk ne olacak kreş dersen kreş ücreti belli 1500 tl ortalama maaşın oldugu ülkede kaç insan çocugunu kreşe gönderebiliyor .aile düzeni travma geçiriyor bu konuya egilen kaç yetkili yada pop sosyolog var bence insanların bu yaşam standartınada tepki var en azından ülkemizde durum bu oldugu için hamaset var amerikada sartlar nedir bilmiyorum ama çokta fazla oldugunu düşünmüyorum

  14. Uzaklardaki bir “dOST”a gönderdiğim mesajın bir bölümünü altta sizlerle paylaşayım istedim..
    ………………………
    Onca yoğunluğunuzda..
    Bu bile, aslında sizin hayata ve insanlara “alışılagelmiş”in dışında, “farklı” bakış tarzınız olduğunu yansıtıyor zaten.. Yani, zenginliğinizi, içsel derinliğinizi..
    Anlaşılan o ki, hisleriniz ve algılarınız çok güçlü.. Ayrıntıları, kolayca farkedebiliyorsunuz..

    Misal, yaşadığınız yöreye çok ünlü bir siyasetçi gelmiştir, benim ilgimi çekmez.. Ancak, bir Uğur Mumcu gelse koşa koşa giderdim.. O da hayattta değil..
    Ya, şimdi..?
    Alışılagelmişin dışında, “farklı” fikirlerin konuşulmadığı yada konuşulamayacağı yerde yokum..
    Bunun için, Batı bizden en az 25 yıl ilerde.. Biz ise, yerimizde sayıyoruz..
    Aynı kaygan yerde, bir sineğin patinajı gibi bir şey bu..

    Siz, bir ………. uzmanısınız..
    Bir küçük soru: Çok mu başarılılar ki, sürekli iktidardalar, sürekli söz sahibiler..?
    Bu sorunun cevabını siz zaten biliyorsunuz..
    Zira, onlar sürekli o iktidar “erk”ine tutunmanın “yol”unu ve yöntemini biliyorlar sadece.. Gerisi, arkadan geliyor zaten..
    Hülasa, bu CHP Türkiye’yi okuyamıyor yani Kılıçdaroğlu..
    Plan, proğram, proje yok ortalarda.. Yda, CHP kendini ifade edemiyor, anlatamıyor işte..
    Ve, işin ilginç yanı Türkiye’nin önünü kapatıyor.. İktidar alternatifi olabilecek bir “değişim”in önünü kapatıyorlar aslında..
    Geçtiğimiz günlerde, CNN Türk’te Deniz Baykal’ı izledim, çok önemli açıklamalar yaptı.. Ama, gerisi yok.. Bu arada, benim hiçbir partiye üyeliğimin olmadığını size söylemeliyim..
    “Sınır”ları kaldırdım ben.. İletişimde “sınır” tanımıyorum, muhatabım “insan” olunca..
    Zira, “ihtiyaç sahibi”nin yada yere düşenin dini, dili, cinsi, milliyeti sorulmaz.. En azından ben böyle düşünüyorum..
    Kelime ve kavramların içleri boşaltıldı.. Çok şey sıradanlaştı.. Tüketen, eriten ve yok eden bir toplum olduk.. Ve, “yalnız”laştık..
    “Değerler” anlamını bir bir yitirdi.. Karanlığa, teslim olduk adeta..
    Hülasa, “Batı Cephesinde Değişen Bir Şey Yok….”
    …………..
    Evet, “yalnız”ları oynuyoruz işte.. İnsan yığınları arasında “yalnız”ları.. İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde ve Ankara Kızılay’da da gördüğüm bu.. “Yalnız”ları oynuyoruz..
    Hülasa, hayattan “keyif” almasını beceremiyoruz…
    Sahi, ne kalır geriye..
    Sevgiler tükenince..
    ……………..
    Geldiğimiz, getirildiğimiz noktada,
    Vahşi kapitalizm karşısında “fikir”ler tutunamıyor işte..
    Ne kadar para , o kadar güç.. Trump’u zirveye taşıyan da bu zaten..
    Darwin, bu işi özetlemiş zaten..
    “Ancak, güçlü olan hayatta kalır. Hayatını sürdürür” demiş..
    Trump, Darwin’i haklı çıkardı işte..
    Ekenomik değerlerin insan unsurunu şekillendirdiği bir dünya..
    Hülasa, bu gidiş iyi değil..
    Vardığımız yer işte burası..
    ………………

  15. Ben de heyecanla Ocağ’a bakıyorum… Sevdim. İnş bizde muhafazakar geçinen bazı gazetelerin yaptığı gibi açık saçık fotolar görmeyiz. Bi kez de bizim kesimin hassasiyetlerini yansıtan bir gazete olsun be kardeşim ?

    Bakalım siz birilerini iktidara taşıyacak mısınız?

  16. Her sabah kahvaltı masasında ilk sizin yazinizla başlıyorum okumaya…daha sonra diğerlerine bakıyorum. .çok değilsiniz ama varsınız. .şükür. ..Ocak güçlendikce. ..yazilariniz daha cesur olacak inanıyorum. ..şu zor zamanlar da buna ihtiyaç var…kolay gelsin fehmi bey…

  17. son bir iki yazinizda populizm kelimesini kullanmissiniz ama esasinda amerika toplumunun sessiz cogunlugu dunyanin gidisatindan memnun degil ve kendi ulkelerinin dunyaya bu kadar angaje olmasini istemiyor, o yuzden daha izolasyonist politikalari temsil edecegini soyleyenleri tercih ediyor. George W Bush’un secildigi 2000 senesi de amerikan toplumunun genelinde bu tur bir hava hakimdi. o zamanlar bosna’ya, kosova’ya afrika’ya neden hep biz gidiyoruz, biz kendi yagimizda kavrulalim mantigiyla GW Bush’u secti. Trump da ayni taktigi uyguladi, muslumanlari sinirdisi edecegiz, meksika sinirina duvar dikecegiz soylemleri ona oy kazandirdi. Bu izolasyonist egilim genel olarak beyaz amerikali dedigimiz kesimde yaygin. Trump kazandi bakalim o da GW Bush’un hatalarini tekrarlayip ulkesini baska batakliklara sokacak mi? (Bu dedigi izolasyonist politikalari uygulayamayacagini Trump da biliyor)

    not: Amerikan toplumunda ki bu izolasyonist tutum bariscil olmalarindan, dikkat edin en cok irak savasinda kayip veren eyaletlerde trump’in oylari daha yuksek.

    http://icasualties.org/iraq/bystate.aspx

  18. Fehmi Bey
    1890 larda yazilmis, Gustave Le Bon un ” Kitlelerin Psikolojisi” kitabi herhalde o genis kutuphanenizde vardir.. Ozellikle ” kitleleri yonetenler” bolumune bakin.. Hic bir surpriz yok gibi..

  19. Helal olsun size……. BAŞARILAR……… Teknoloji sayfaya sağlam ekip kurun daha gelişsin.ve gençler dikkatiyle sinama tiyatro müzik…… Saygılarımla…

  20. Yok ya biz de yok ne gezer megyn Kelly gibi güzel ve tarafsız haberci. Türkiye’de işte bir siz vardınız yakışıklı ve tarafsız, sizi de çekemedikleri için reytingi yüksek televizyonlara çıkartmıyorlar. Güzel ülkeyi ne hale çevirdiler. Herşey güllük gülistanlık ilken…

  21. Fehmi Kardeş;
    Ne diyeyim… (Oysa denecek o kadar çok şey/ler var ki… Neyse…)
    KOLAY GELSİN!
    *
    Ana akım medyada olamayınca, kendine üç kulvar açtın (fehmikoruçcom – http://www.ocakmedya.com/ – Fehmi Koru ile Haftanın Yorumu …)
    Tanıdığım Fehmi yakında dördüncü kulvarı da açar!
    (O kulvar da hazır ama bir türlü gelemiyorsun! Neyse…)
    ALLAH KOLAYLIK VERSİN…
    *
    Dün bir ulusal kanaldan, hem de “MEDYA”yı konuşmak üzere davet alınca, önce seni aramak aklıma geldi ve hemen aradım…
    Nedense, konu “MEDYA” olunca, önce sen aklıma geldin…
    Ne dedim?
    -“İki saatlik programda, söylememi tavsiye edeceklerin varsa, söyleyeyim…”
    Bu sabahki yazını okuyunca, mesajı almış oldum; anladım/anlaştık…
    Yeni gayret ve hamlelerinde başarılar dilerim…
    Şimdilik tebrik ve teşekkürler…
    KOLAY GELSİN…
    *
    Ama…
    “Bir elin nesi var…
    İKİ ELİN SESİ VAR…” denir ya;
    Eller birleşmeli ve daha çok ses/ler çıkmalı, derim…
    Demek istediğimin detayları var ve sen bu kadarla da elbet anladın!
    ALLAH HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN…
    HERKESE SELAM VE DUA…
    *
    Uzatmayayım…
    Uzatırsam, köşe yazısı olacak…
    Meraklısına bir not ile noktalamış olayım…
    Anlatmaya çalıştıklarımın başka detayları bugünkü yazımda:
    http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/7051/SonEk/0/Resat-Nuri-Erol/Nebilerin-varisleri-alimler-ve-ADIL-DUZEN

  22. Tarafsız haberciliğin ne demek olduğunu insanlara hatırlatmak için çıktığınız bu yolda hareketinizin parçası olmamıza izin verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Hep birlikte, daha iyiye!

  23. Fehmi Bey öncelikle çıktığınız bu meşakkatli yolculukta size başarılar dilerim. Uzun yıllardır yazılarınızı takip ediyorum. Sabah işe gitmeden önce o hazırlanma telaşı içinde Fehmi Koru bugün ne yazmış diye internete girip bakacak derece önem veriyorum görüşlerinize.Yorum yazmak adetim değildir ama bu yaptığınız iş beni çok heyecanlandırıyor ve böylesi bir gayret teşekkürü fazlasıyla hak ediyor diye düşünüyorum. Yolunuz açık başarılarınız daim olsun..

  24. Değerli site okuyucuları lütfe günde bir kaç kez sitemizin reklamlarına tıklayalım, bunu hepimiz biliyoruz herşey para ile oliyor sağ olsun Fehmi bey ve Taha bey bizleri bu sitede ağırliyorlar bizlerınde bu çorbada azda olsa tuzu bulunsun. Hoşça kalın. Not: Yazmayı bayağı unutmuşum, hatam varsa kusura bakmayın.

  25. Hayırlı sabahlar Fehmi bey, galiba sizin okuyucularınız sizden daha heyacanlı. Ben kendi adıma WA saat ile dün Türkiye saati ile evelki gün sizin anosunuzu okuyunca hemen siteye tıkladım ve okudum, bu günde telefonumu her elime aldığımda hemen OCAK’a tıklayıp okuyorum. Başarılarınız için duaciyiz. Allah kolaylık versın. Hoşça kalın.

Yoruma kapalı.