Trump’la telefon görüşmesi sonrası.. Türkiye böyle bir dünyaya tam hazırlıklı değil..

13
Reklam

 

ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sonunda telefonla görüştü de bizim âlem rahatladı. Zira, görüşmesizlik biraz daha uzasa, bazı zihinler, “Türkiye ile ABD arasında açıklanmayan bir hadise var” kuşkusuyla kötü senaryolar yazacaklardı.

Oh, artık rahatladık.

‘İslâm Devleti’ mi? DEAŞ değil miydi?

Beyaz Saray’dan görüşmenin ardından iki satırlık bir açıklama yapıldı: ABD için Türkiye’nin ‘stratejik ortak’ ve ‘NATO müttefiki’ olarak değerini vurgulayan bir görüşme olmuş… Trump iki ülkenin ‘hangi biçimde olursa olsun terörizmle mücadele konusunda samimiyetinden’ söz etmiş ve Türkiye’nin İslâm Devleti’ne karşı savaşa katkılarından memnuniyet belirtmiş…

Özeti iki satırlık olsa da görüşme görüşmedir.

ABD’nin yeni başkanının eserli olduğu biliniyor.

‘Eserli’ bir günü diğerine uymayan demek…

Ülkesinin en yakın dostlarından Avustralya başbakanının yüzüne telefon kapattı geçen hafta.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la konuşurken de, özete yansığı gibi, Erdoğan’ın ‘İslâm’ sözcüğüne saygısından ‘DEAŞ’ diye anmayı uygun bulduğu, Barack Obama’nın da hep o terimi kullandığı terör örgütünden.. Trump.. gerçekten ‘İslâm Devleti’ diye mi söz etti acaba?

Reklam

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ‘İslâm terörü’ ifadesine ânında tepki veren Cumhurbaşkanı Erdoğan.. tabii eğer konuşurken ‘İslâm Devleti’ adı Trump tarafından kullanılmışsa.. ABD başkanını da daha duyarlı olmaya davet etmiş midir?

Merkel’in o kadar değil, ama Trump’ın bu tür uyarılara müthiş ihtiyacı var.

Trump’lı dünya tehlikeli

Sebebi şu: Donald Trump, bugüne kadar verdiği izlenimle, dünyayı karmaşık unsurların devrede olduğu bir gerçeklik olarak algılamıyor. Onda her şey ‘siyah-beyaz’ netliğinde. ‘İyiler ile kötüler’ veya ‘hayır ile şer’ mücadele ediyor ve onun içinde bulunduğu grup ‘iyi ve hayırlı’, diğer her şey ‘kötü ve şer’ oluyor.

Daha koltuğunu ısıtmadan 7 müslüman ülkeye ABD’ye seyahat yasağı getirmesi.. yargının engelleme girişimine direnmesi.. yapmak istediğini makul göstermek için gerçekleri yamultma yoluna başvurması..

Hep kendisinin haklı başkalarının haksız olduğu dünya görüşü yüzünden…

Böyle tipler.. haklılıklarını ispat etmek.. kötüler ve şerlerle mücadele etmek için.. en ileri tedbirlere başvurmaktan.. savaşa bile girmekten çekinmezler…

Trump’lı dünya öncesinden çok daha tehlikeli bir dünya…

Üzerinde düşünürken fark ettiğim bir özelliği daha var Trump’ın: Onun gibi insanlar normalde bazı şeylerin sırf kendisine mahsus olmasını ister, farklılaşmaya önem verirler; o ise herkesin kendisi gibi olmasını istiyor…

Reklam

Hatta kendisi gibi giyinmesini istiyor…

Ne demek istediğimi açayım:

Hangi fotoğrafına bakarsanız bakın, ABD’nin yeni başkanını parlak renkli ve göbeğinin aşağısına kadar uzanan kravatlarla görüyorsunuz. Gömlekleri kol düğmeli, kol düğmeleri kendine özel…

Bu bir tarz.

Ancak özel bir tarz değil.

Trump’ın giydiği gömleğin, kravatın, kol düğmesinin aynısını sizin-benim de satın alarak kullanmamız mümkün.

İtirafta bulunmanın zamanı: Biraz önce fotoğraflarına o niyetle göz gezdirdiğim için biliyorum; başkan olduktan sonra taktığı kravatlardan ikisi bende de var…

Var, çünkü Trump kendi imzasını taşıyan bir giysi koleksiyonuna sahip ve ben de bir ucuzluk zamanına denk düşürüp ‘Donald J. Trump’ markasını taşıyan iki kravat almıştım…

Giydiklerinin başkaları tarafından da giyilmesini isteyen biri…

Düşündüklerinin de başkaları tarafından paylaşılmasını isteyecektir mutlaka.

Zaten istiyor da…

Derinlemesine bilgilere sahip olmayan, kitap düşkünü olarak tanınmayan.. çevresi kendisi gibi pratik insanlarla çevrili.. herkesin kendisi gibi düşünüp davranmasını isteyen biri.. ülke yönetimini ele geçirirse ne olur?

Trump Amerikası’nda insanlar bunu test edecekler işte.

Farklılaşabilir mi Trump?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin Türkiye’de iktidarda bulunduğu 15 yıl içerisinde tanıştığı ve muhatap olduğu ABD başkanlarından (George W. Bush ile Barack Obama) çok farklı bir başkanı var bugün ABD’nin…

Suriye, Yemen ve Libya’da iç-savaşlar devam eder.. Irak’ta her gün bombalar patlar.. İsrail Birleşmiş Milletler kararlarına kafa tutarak Filistin topraklarında genişleme çabasına girer.. el-Kaide’den IŞİD’e bir dizi nevzuhur terör örgütüne ek olarak yerel örgütlerin terörüne de Türkiye maruz kalır iken…

Trump gibi birinin bu olaylara koyacağı teşhis ile ardından devreye sokacağı uygulamalar tekin olmayabilir.

Alışmadığımız kadar tekinsiz bir dünya ile başbaşa kalabiliriz.

Ya da, tam tersi olur.. iki lider arasında etkileşime açık bir hat oluşur.. Tayyip Erdoğan muhatabındaki boşluğu iyi değerlendirerek Donald Trump’ın ilk bakışta olağanüstü bağnaz görünen yaklaşımlarını törpülemeyi ve onu ‘daha iyi bir dünya’ için değerlendirmeyi başarır…

Neden olmasın?

Amerikalılar Trump-sonrasında ortaya çıkana benzer durumlar için ‘clean slate’ veya Latincesi ‘tabula rasa’ deyimini kullanır. ‘Yeni bir sayfa’ veya ‘sıfırdan başlamak’ anlamlarına geliyor.

Telefon konuşması Cumhurbaşkanı Erdoğan’a o ihtiyacı hissettirmişse hiç şaşırmam.

Amerika’sız bir dünya olamayacağına göre.. kendimizi bu yeni döneme hazırlamalıyız.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. Haberalma baskanini Turkiye’ye gondermis iste. Ilk ziyareti Turkiye’ye. Konusur konusmaz, hazirla cantani git Turkiye’ye demis. Bence Erdogan’la uyusan bir pratiklik var. Ne ala.

  2. Doğru dürüst stratejisi olmayan bir dış politika ile sürekli yalpalıyoruz. Dış politikanın başında kim var belli değil. CB danışmanlar ordusu mu götürüyor işleri (kim onlar?), orada bir baş-bakan var mı, dışişleri bakanı kimdir ne yapar belli değil. Suriye politikası sürekli bir oraya bir buraya. İktidar artık rotasını kaybetti ve kan tazelemek gerekiyor.

    Son seçimden sonra bir başbakan gitti, gelen de gidici üstelik. Çok başlılık var evet. Önerilen yeni sistem ise tamamen berbat, denge-kontrol mekanizması olmayan bir tek-adam sistemi. Gerçekten ülkemiz çok zora sokuldu. FETÖ, IŞID, PKK her türlü terör örgütü cirit atıyor. Hükümet mücadele etmede zayıf. Darbeye maruz kalmış, istihbaratı çalışmıyor, güvenliği sağlayamıyor. Bütün bunlara rağmen siyasi bir hesap da vermemiş (üst düzey bürokratlar, terör örgütlerine destek veren siyasiler hala yerlerinde).

    Neyse seçime az kaldı. Millet gerekli temizliği yapacak inşallah.

  3. Bizde ne kadar fazla “Trump” hayranı varmış! Ona oy veren Amerikalılar onu bile bizdediki ateşli taraftarları kadar savunmiyor.
    Benim onlara “Trump”taraftarlarına bir önerim olacak! Orada Trump için bir desdek mitingi düzenlerseniz inanin ona büyük yardım etmiş olursunuz.
    Burdakı mitingin ona ne faydası olur demeyin. Mahkemede onun mualiflerinin onu suçladığı”İslam” düşmanlığından berat etmesine ve mahkemeyi kazanmasına yardim eder. Bakin siz bana Müslümanlara karşi ayrımcılık yapiyorsun diyiyorsunuz benim yaptığıma hiç bir Müslüman devleti tepki vermedi hepisi beni desdekledi işte örneği. Hiç değilse zavalli Bir Müslüman düşmanını sikintidan kurtarmış olursunuz
    Zavalli Trump kendi memleketinde tarafatarlarına sizde beni savunmak için sokağa çıkın diyiyor 332+miliyonluk ülkede 8 kişi ancak bula buliyor.
    Haydi meydanlara “en büyük dost, muttefik başkan bizim dostumuz Trump başka yanındayız” fala filan. Neyise ben öğretecet değilim sizler bu işi bende daha iyi bilirsiniz.
    Türkiyedeki Trump taraftarları hadi ona gerçek dostluğnuzu gösterin zaman dostuk zamanıdır.

  4. TRUMP’U BİR DE BENDEN DİNLEYİN!

    ABD’de Başkanlık seçimi yapılıyor, seçimde Başkan Donald Trump seçiliyor. Türkiye’de Trump’a karşı garip bir kampanya başlıyor; alay ediliyor, aşağılanıyor…! Eleştirenler ve aşağılayanlar da bir halt bildiklerinden değil; medya ne diyorsa arkasına takılan tipler.

    Ben de Trump’u anlamaya ve tanımaya çalışıyorum. Bunu yaparken Trump’ın özel hayatını değil, açıklamalarını okuyorum. Ve şu ana kadar edindiğim izlenim şu: Trump’ın İslam Dünyasına bakışında bir sorun yok. Bazı Müslüman ülkeler ve İran’a bakışı da oldukça mantıklı ve benle aynı çizgide. Mesela İslam Dünyası içerisindeki iç savaşın sebebini İran Devrimi’ne bağlarım ben; Trump da mevcut İran’ı benim gördüğüm şekilde görüyor.

    Trump’ın ABD iç politikası ile ilgili açıklamaları da tam bir ABD milliyetçisi kıvamında. ABD’de yaşayan insanların yaşam standartını yükseltmek, vergi yükünü adil bir şekilde yaymaktan bahsediyor. ABD devletinden çok ABD vatandaşlarını koruyan, kollayan, gözeten politikalar izleyeceğini ifade ediyor.

    İşin ilginç yanı ise şu, Türkiye’de “Tayyip Düşmanlığı” yapanların tamamı, “Trump Düşmanlığı” da yapıyor hem de adam seçildiği günden itibaren başladılar. Bu da şu anlama geliyor “Türkiye’de yaşananlar Dünya’dan bağımsız değil; Dünya’da yaşananlar da Türkiye’den bağımsız değil”. Birileri düğmeye bastığı anda Tayyip Düşmanları harekete geçip Trump Düşmanlığı da yapıyor. Bu size de garip gelmiyor mu! Ya da bu durum sizi de “acaba?” tarzında tecessüse tahrik etmiyor mu!

    Size Donald Trump ile ilgili, şimdiye kadar hiç ama hiçbir yerde duymadığınız bir olayı anlatayım.* Bu hatırayı da bizzat Trump ile birlikte yaşayan kişinin ağzından dinledim. Öyle ikinci ağızdan da değil:

    ABD’li genç bir şarkıcı bayan, henüz 16-17 yaşında ancak evli. Eşi de genç, yakışıklı; bıyıklı biri. Birgün kapıları çalınır ve Trump’ın kendilerini Beyaz Saray, Oval Ofis’te ağırlanacağını söylenir. Şarkıcı hanımefendi, eşini de yanına alarak Beyaz Saray’a giderler. Tanışma faslından sonra Trump birden “Aaa, senin bu saçının hali nedir” diye söylenir ve yaverini yanına çağırıp, kulağına bişeyler fısıldar. Bunun üzerine yaver, şarkıcı kıza ve eşine, kendisini takip etmelerini söyler. Şarkıcı kadının ağzından dinleyelim devamını: “Salondan çıkıp siyah mermerlerle kaplı büyük bir banyoya geldim. Birden korkuya kapıldım. Yaver, “Merak etmeyin efendim, berberimiz sadece sizin saçınızı ve eşinizin bıyığını kesecek” dedi. Sonradan öğrendiğime göre, Trump benim enseme topladığım saçlarımı beğenmemişti. Saç kesimi sonrası birden görünümüm değişmişti. Aslında eşim, uzun saçlarımı ve saç modelimi çok beğenirdi ancak sesini çıkaramamıştı. Gerçi eşim de bıyıklarını kaybetti. Biraz sonra huzura gittiğimizde “İşte şimdi mükemmel oldu. Ver bakalım şu koltuğunun altındaki defteri. Herhalde şarkı defteridir değil mi?” diye sordu. Defteri kendilerine uzattım. Bu konuşmaları masada bize yakın olanlar aynen duyuyorlardı.”

    Trump’ın emrivaki ve hiç sormadan, misafiri olan bir şarkıcı ve eşine yaptığı bu muamele hakkında ne düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum! Beni ilgilendiren Trump’ın bu tavrı, özel hayatı, bu genç kadına eşi yanında yaptığı muamele değil; beni ilgilendiren Trump’ın politikalarıdır.

    Bu olayı bizzat bu şarkıcı bayanın ağzından dinledim!

    *Yukarıda anlattığım Devlet Başkanı-Şarkıcı ve Eşi olayının aslı şudur: Şarkıcı Müzeyyen Senar, eşi Ali Bey; Devlet Başkanı da Mustafa Kemal’dir. Yıl ise 1936, mekân Dolmabahçe Sarayı. Masadaki konuşmaları duyan diğerleri ise Salih Bozok ve Kılıç Ali’dir. Bu hatırayı bizzat Müzeyyen Senar’ın ağzından dinledim. Mustafa Kemal’in kendisinden okumasını istediği ilk eser de Tatyos Efendi’nin “Mani oluyor halimi takrire hicabım / Üzme yetişir üzme, firakınla harabım” olan hicazkâr eseridir…

    Türkiye’de de Atatürk’ü eleştiren İslamcılar, özellikle Mustafa Kemal’in özel hayatı üzerinden eleştirirler ve düşmanlıklarını temellendirirler; içki içmesi, kadınlara olan ilgisi üzerinden “dinsiz” ilan edenler bile olmuştur. Ama beni ilgilendiren Mustafa Kemal’in özel hayatı değildir, politikalarıdır. Politikalarının da hiç de fena olmadığını herkes bilir ve takdir eder. Trump’a da ABD’lilerin benim Mustafa Kemal’e baktığım gözle bakmalarını tavsiye ediyorum.
    Av.Mustafa Özdemir

  5. Devlet idare etmede hiçbir tecrübeniz yok ve birden başkan oluyorsunuz.

    Elinize kocaman bir aygıt veriliyor ve siz bunu yürütmeniz isteniyor sizden.

    Karşınızda da bir yol haritası… Evet, evet; bir araç ve birde yol haritası elinize verilen. Bunları size veren güç, sizi hiç yalnız bırakır mı?

    Bunları size veren sizden ne ister?

    Görünürde seçim olur ve ipi göğüsleyen o aracı almaya hak kazanır.

    Oy veren halk, sadece oy vermiş olur, kanaatini ortaya koyar.

    Bu oluncaya kadar bir sürü güç, devreye girer ve halkın kanaatini yönlendirmeye çalışır, güç..

    Nitekim 45. Başkanını seçtiğinde ABD, oy kullanmaya ramak kala FBI, Hilary hakkında bir ifşaatta bulundu da, ibre Trump’tan yana evrildi ve o devasa aracın dümenine Trump otur(tul)du.

    FBI, ABD’nin kadim iç istihbarat kuruluşu, devletinin hangi kurumları ile ilişkili değil ki?

    Şimdi Trump, kendi şirketini yönetir gibi mi yönetecek ABD’yi,

    … lütfen başkanlık koltuğuna siz oturun sayın Trump, bu da DÜNYA’yı idare edeceğiniz yol haritanız diyen iradenin istediği gibi mi?

    Sahi bu irade Trump’ın kişiliğinde hangi cevheri buldu da onu o koltuğa oturttu?

    Bu soruya verilecek cevaplar, dünyada ve bölgemizdeki Trump’lı ABD politikalarının ip uçlarını ve yansımalarını verecek.

    Hal bu iken, …’’Tayyip Erdoğan muhatabındaki boşluğu iyi değerlendirerek Donald Trump’ın ilk bakışta olağanüstü bağnaz görünen yaklaşımlarını törpülemeyi ve onu ‘daha iyi bir dünya’ için değerlendirmeyi başarır..’’ mı?

    Trump’ın etrafındaki devlet çemberini ve planlarını aşabilecek argümanları ve ikna araçları varsa, neden olmasın… …

  6. Trump zannedildigi kadar kontrolsuz degil. Pazarliga yukardan baslamak, daha cok kart sahibi olmak icin bir strateji bu fevrilik. Ise de yariyor gibi.

  7. Kırmızı TURP! Bu ne biçim salata?
    Adı stratejik ortaklıksa da hiç mi hiç tadı yok,dahası mide bozucu..
    Al gözüm seyreyle “müttefik”manzaralarını
    Fırat Kalkanında şehit sayımız altmışa yaklaştı,yaralıları varın hesabedin
    Ya sizlerden? Bırakalım ölüyü,diri askeriniz yok
    Hani oralarda omuz omuza olacaktık?
    O laflara şimdi sadece omuz veriyorsunuz.
    Dahası,daha kötüsü var
    “Müttefik”inin düşmanına silah verene bizim ülke de PUŞTLUK denir. (Buş”u da hatırlatıyor!)
    Hem de, “müttefik”inde olmayan dahil,son sistem silahlar..
    ***
    Bir sözümona “müttefik”imiz daha var
    Yüzü dost,kalbi düşman palikarya..
    Ege İllerimizin sınırları içindeki 18(Onsekiz)kayalık adamızı de facto olarak işgaletti,gasp etti,iç etti
    Asker ve silahla tahkim ederek ileri karakol haline getirdi.
    Dünyanın gözü önünde, Türkiye”nin arkasında silah patlatmadan..
    Kıbrıs da tehlikede
    Vaziyeti coğrafya böyleyken…
    Beşeri coğrafyamız nasıl?
    Malumu ilama lüzum yok,acı gerçekler canımızı yakıyor, sızısı kılcal damarlarımızdadolaşıyor.
    Kendi adıma tekrarlıyorum:”Azrail göğsümde,gönlüm hayhayda:EVET Mİ DESEM HAYIR MI?!..

  8. doğrusu trump la olan karamsar senaryolara itiraz etmek mümkün değil. türkiyenin de evrilen yeni düzen nedeniyle canının sıkılabileceği senaryoda yer alırsa buna itiraz mümkün değil. zira canı sıkılmayan devlet olmayacak gibi. ama tüm bu düzenin kapıları bush ama en çok obama ve yönetimi tarafından açılırken neden sayfa sayfa itirazlar yükselmedi. mesela fehmi bey kaç tane obama hükümetinin cia subayı Scheuer in itirafında olduğu gibi sii sünni savaşını çıkartmak amaçlı desteklediği şii hilali ile olası tehlikeye dikkat çeken yazısı var… deaşı kurdukları en yüksek kademelerden söyleniyor bu konuda hiç araştırma yazdı mı…avrupaya neden asker silah yığıyorlar sorgulayan bir yazısı var mı… ya da .kürt halkına değilde radikal terör örgütüne neden silah veriyorlar hakkında bir yazı dizisi yazmış mı mesela…takip ettiğim kadarıyla güçlü bir noluyor tutumu olmadı. oysa olmalıydı. olmalıydı çünkü bugünlerin taşları döşeniyordu. peki şimdi neden yazı üstüne yazı yazılıyor, karanlık tablo üstüne karanlık tablo çiziliyor bunu anlamakta zorluk çekiyorum…
    bu arada ABD için Türkiye’nin ‘stratejik ortak’ ve ‘NATO müttefiki’ olarak değerini vurgulayan bir görüşme olmuş… Trump iki ülkenin ‘hangi biçimde olursa olsun terörizmle mücadele konusunda samimiyetinden’ söz etmiş ve Türkiye’nin İslâm Devleti’ne karşı savaşa katkılarından memnuniyet belirtmiş……..derken isis yani (işid – deaş) karşı savaşa katkılarından memnuniyet demiş. sadece çeviriyi okusam bunu da anlamakta zorluk çekerdim.

    • Turump Süriyeli muhaliflerin hepsini terörist olarak kabul ediyor ve Süriyeyi bunlardan kurtara bilmek için ancak Esat ve putin ile birlikde öldürerek bitirebileceğıne inandığını hem seçilmeden önce hemde sonra defalarca söyledi. Tıpkı Putinin bir kaç ay önce Süriyede işida değil muhalif vecivillere yaptığı katliyamlar gibi. Zaten ona göre Süriyeli bütün multecilerde terörist. Sadece ordaki Hiristiyanlar ve pkkli Kürtler harıç.
      Size bir önerim olacak Fehmi Korunu geçmişdeki yazdıkları yazıları okursanız yazınızdaki yazmadığını iddia ettiğiniz ve neden yazmadığını sorduğunuz konularda neler yazdıklarını bulabileceğinze eminim.
      Hoşca kalın

  9. Sermaye dünyayı ikiye bölüp üçüncü cihan savaşını çıkarmayı hedeflemektedir. Rusya, ABD ve Türkiye bir; Çin, AB ve İran bir cephedir. Trump bu oyuna gelecek mi bilemiyoruz. Buna söz verdiği için başkan olmuş olabilir.
    İran’la ilişkileri kötüye giden Trump’a daha fazla yaklaşmamamız hatalıdır. Karşı olmamız da hatalıdır. Trump ne yapmaktadır bilemiyoruz. Hayat; ilimde artış, dinde sevgi, ekonomide çıkar, siyasette korkuya dayanır. Kırkından sonra saz çalınmaz derler. Trump tüccar kafası ile yetişmiştir. Birden siyasi düşüncelere alışması kolay değildir. Çok büyük hata yapabilir. Ne yapacağı henüz bilinmemektedir.
    Türkiye’nin yapacağı ise beklemektir. Trump başkanlıkta istikrarlı politikaya ulaştığı zaman ona karşı siyasetini belirlemeli. O zamana kadar şimdi takip ettiği siyaseti takip etmelidir. Rusya ve İran’la sıkı durmalı. Bu üç devlet birlikteliği bozmamalıdır. Putin İran’la olan yakınlığını bozmamalıdır. Türkiye bu hususta gerekli teyakkuzu göstermelidir.
    Bu üçlü ittifak üçüncü bin yıl uygarlığını savaşsız getirebilir. Çin ve AB ile beraber olursak ABD savaşı göze alamaz. Trump’u da kurtarmış oluruz. İran, Türkiye ve Rusya İstanbul’da bir üçüncü bin yıl uygarlığı araştırma merkezi kurmalıdırlar. Oradaki sonuçlara göre bir siyaset takip edilmelidir. Peygamberlerin gösterdiği yoldan gitmeliyiz.

  10. Fehmi bey, Washington post güzel bir analiz yapmış, ve bu analizinde Türkiye görüşme içeriği hakkında her hangi bir açıklama yapmamasının nedenini sorgulluyor ve C B Erdoğan’ın İslamiyet hakkında çok hassas olmasına rağmen Trumpun ilk icratlarından biri olan Müslümanlari Amerikaya sokmamasına seziz kalışının nedenlerini hakkındaki tahminlerini paylaşiyor. O paylaşmalari Türkiye açısından pek iç açıcı değil.
    Dün Trump taraftarlari ona destek gösterisi düzenlemişlerdi, meydanda mikrofanlar sahneler kurulmuş bir kaç gazeteci ve televiziyoncularda haber yapmak için gitmişlerdi meyda çok kalabalık olduğu için elleri boş döndüler.O mitinge tam tamına 8 (sekız) kişi katılmıştı, başkanımız çok sevildiği için desdekliyenlerın sayısı iki haftada rekor seviyesine düşmüş oldu bu da onu için bir şereftir değilmi?
    Trump gibileri çok yalan söyledikleri için her zaman bir günah keçisi bulurlar! Onun günah keçisi’de medya. Onu desdekliyen birtek FOX TV vardı Putin için onlarlada kavga etti.geçen pazar Reilly ile interviewsinin Putinle ilgili bölümünde Trump Putinle ortak noktalarımız var terörist müslümanlari beraber öldüreceğiz deyince.
    O Reilly “Putin bir katildır(killer) bizim onunla ortak yanlarımız olmaz” deyince,Trumpun cevabi şöyle oldu,”There’s a lot of killer. We’ve got a lot of killers, What do you think? Our country’s so Innocent? Etrafta bir çok katill var.Bizdede çok katiller var, bizim ülkemizin cok mahsun olduğunu düşüniyorsun?
    Trumpun Putine olan sevgisi sayesinde Amerkanin katilliğide böylece tescilenmiş oldu.
    Kendi partiside gizli servisleride ne diyeceklerini şaşırmış durumdalar, herhalde ülke sırlarını birdaha onunla paylaşmayi düşünmezler. Buna yemin etmişde olabilirler.

Yoruma kapalı.