Trump’lı dünyada, bu yolun sonu, İslâm’ın ‘tehdit’ görülmesi ve ‘1 numaralı düşman’ ilân edilmesi olmasın?

18
Reklam

İntihar saldırısı ne demek, önce ona bir bakalım:

Eliyle pimini çektiğinde üzerine giydiği bombaları patlatarak kendisine ve çevresine ölümlü zarar verme eylemidir ‘intihar saldırısı’

Ancak biliyoruz ki, üzerine bombaları kuşanan ve eylemi yapma konusunda öncesinde kendisini ısındırmış olan eylemci, son anda fikrini değiştirebilir diye, terör örgütleri bir de ‘uzaktan kumanda’ mekanizmasına başvuruyor.

Kendini patlatmayanı o kumandayla patlatmak için…

Son bir-iki yıldır ‘intihar saldırısı’ olarak kayıtlara geçen bazı eylemlerin, aslında ihtiyat mekanizmasıyla gerçekleştiği anlaşılıyor.

Can kıymetlidir çünkü..

İntihar eylemcisi var, bir de..

El-Kaide ve IŞİD gibi örgütlerin militanlarına kendilerini canlı bombaya dönüştürme konusunda telkinleri kolay da, dini motife yer vermeyen örgütler için bu çok daha zor. Onlar da, bu eksikliği, her ölenin ardından yaktıkları kahramanlık öyküleriyle gidermeye çalışıyorlar…

Zor olan, dini motifi bulunmayan, ardından destan-vâri kahramanlık hikâyesi de yazılmayacak bir eyleme insanları ikna etmek, intihara gönderebilmektir.

Reklam

Bunu yapmak için de çeşitli yöntemler geliştirildiği biliniyor.

Özellikle yabancı istihbarat örgütlerinin bu sonucu sağlamaya yarayan çalışmaları 1950’lerden beri sürdürdükleri bilinmeyen bir şey değil. Milyonlarca dolar veya ruble harcanan deneyler bunlar…

Türkiye birden fazla terör örgütünün hedefi olan ve yukarıda çerçevesi çizilen eylem türlerinin herbirinin denendiği nadir ülkelerden biri… Daha henüz IŞİD başını çıkarmamışken, el-Kaide’nin birer hafta arayla ikiz eylemlerine maruz kalmıştık (2003). Şimdilerde yine dini motifle gaza getirilen IŞİD’in hedefinde Türkiye…

PKK da intihar eylemcisi bulabiliyor.

Darbe gecesinden biliyoruz; başkalarının canını almaktan çekinmeyen ve bu arada kendisini de ölümle yüz yüze getirebilen asker-sivil eylemcileriyle FETÖ örgütü var…

Rus büyükelçisi Andrey Karlov’u bunlardan sonuncusunun öldürttüğü, bunun için de Mevlüt Mert Altıntaş adlı genç bir polisi görevlendirdiği genel kabul görüyor.

Kendisini teslim olmaya ikna faaliyetine, “Ben buraya ölmeye geldim” dediğine ve öyle de olduğuna göre, MM Altıntaş’ın yaptığı da bir ‘intihar saldırısı’

Eylemin hemen ardından iddia ortaya atıldı, bugün de kime sorsanız eylemden ‘FETÖ’nün suçlandığını göreceksiniz.

Reklam
Anlamaya çalışırken..

Suikastın hemen ardından eylemin neden yapıldığını sorgulayan birkaç yazı yazdım. “Şu sırada, Rusya’dan birini, büyükelçisini, Ankara’da, bir polise neden öldürtür bir örgüt?” sorusu eşliğinde…

Aynı soruyu “FETÖ bunu neden yapar?” biçiminde sormak da mümkün.

Sorun da zaten soruyu ‘FETÖ’lü sorunca çıkıyor.

Yoksa suikastın Türkiye üzerindeki etkisi belli: Şekerrenk olan Türkiye-Rusya ilişkisi özür dileyen bir mektupla farklı bir yörüngeye girmişti; suikast iki ülkeyi çok daha fazla yakınlaştırmaya yaradı.

Birlikte suikastın sorgulamasını yürütecek kadar…

Güçlü iktidarlar iktidarı paylaşanlara güven duygusu aşıladığı için zihinleri tembelleştirir. İktidara yakın duranlarda da görülür aynı türden tembellik. Kalıplar ve motiflerle düşünme hakim olur, hatta bir süre sonra düşünme hassası da ortadan kaybolabilir.

Tembelliğe alışanlar.. başkalarının zihinlerinin çalışmasını.. beyinlerinin devrede olmasını.. sorular sormasını hazmedemezler…

Hele bir de ‘yaftalama’ kolaylığı varsa…

O tuzağa düşmek niyetinde değilim.

Gördüğümü ve düşündüğümü yazmaktan kaçınamam.

Türkiye şu sırada geleneksel rotasından sapmaya zorlanıyor. Bunun için kullanılan en etkili mekanizma, 15 Temmuz uğursuz darbe girişimiyle kötülükleri cihana nam salan FETÖ örgütü…

“FETÖ yaptı” denildiğinde akan sular duruyor…

Ben burada sadece “Olabilir, ama yine de ‘acaba?’ diye sormak lâzım” ihtiyatını tavsiye ediyorum.

Olabilir, çünkü işin içine ‘dini motif’ girdiği için insanları belli bir yöne sevk etmesi –teorik açıdan– mümkündür FETÖ türü örgütlerin… Ancak yine de ihtiyatı elden bırakmamak ve sonunda bir tek o kalana kadar başka ihtimalleri teker teker elemek şartıyla…

Hürriyet gazetesinden Banu Şen tetikçinin ablasıyla görüştü. Abla yalnız kendi bilgi ve hislerini aktarmakla yetinmemiş, annesi ve babasının tepkilerini de yansıtmış…

Özetle, abla, “Onun beynini yıkamışlar” diyor…

Aktarılan o bilgi ve hislerden nasıl bir tetikçi görüntüsü çıkıyor?

Daha doğrusu bir tetikçi görüntüsü çıkıyor mu?

Eylemi bilmesek, fotoğraflarından eylemcinin davranışını kendi gözlerimizle görmüş kadar olmasak, ablanın anlattıklarına bakarak, sadece ondan hareketle, “MM Altıntaş bunu yaptı” sonucunu çıkarabilir miyiz?

Ben çıkaramadım da…

Ama Büyükelçi Karlov’u o öldürdü.

Yeni tip eylemciler

İşin ilginç tarafı, neredeyse eş-zamanlı olarak Berlin’de kalabalık bir pazar-yerinde insanların üzerine kamyon süren Tunuslu genç de ‘Müslüman eylemci’ profiline tam oturmuyor.

Orlando’da (ABD), Brüksel’de, Paris’te kan döken eylemcilerin de durumu aynı…

Dini hassasiyetleri olduğu bilinmeyen, çoğu ufak tefek cürümler işlemiş gençler onlar…

MM Altıntaş’ın polis olması da durumu farklılaştırmıyor.

Gün geçmiyor ki, Avrupa ve ABD’de ‘Müslüman’ kimlikli tetikçiler ‘cihad’ motifli cinayetler, suikastlar işlemesin…

“Onları bırakalım, biz kendimizinkine bakalım” denilebilir; tamam, ama o eylemlerin faturası, kimlikleri sebebiyle, bizlere de çıkartılıyor.

Konuya biraz daha geniş bir açıdan yaklaşmak.. Türkiye’yi zemin kaymasına uğratmak gibi, İslâm Dünyası’nı da tarihin dışına itmeyi amaçlayan bir büyük plan olup olmadığını araştırmak gerekir.

Trump’ın eylemlere verdiği tepkiye bakınız

[Attığı Twitter mesajında şöyle diyor Trump: “Almanya’da çok sayıda insanı öldüren terörist, suçu işlemeden hemen önce, ‘İnşallah sizleri de öldüreceğiz domuzlar; and içiyorum, öldüreceğiz…’ dedi.”

Ardından gönderdiği ikinci mesajında da devam ediyor Trump: “Keseceğiz sizi.’ Bu tamamen dini bir tehdit ve sonra gerçekleşmiş oldu. ABD ve bütün ülkeler ne zaman bunlara karşı savaşacak?”]

Baktım ve şu soruyu soruyorum: Önümüzdeki dönem İslâmiyet’in ‘1 numaralı düşman’ ilân edileceği bir dönem olmasın?

Hiç değilse o hengâmeye kendi elimizle malzeme üretmeyelim derim…

NOT: fehmikoru.com’da ilk yazım İslâm Dünyası’nda şu sıralarda yaşananların bir ‘ilhad’ hareketlenmesi başlattığı konusundaydı; bugünkü yazımı bir sonraki aşamayla ilgili bir tahlil olarak onunla birlikte okuyabilirsiniz.

ΩΩΩΩ

Reklam

18 YORUMLAR

  1. Fehmi bey bu yaziniza bende bir yorum yapm.ak isterim ama dilerimki yayinlansin
    Cogu zaman yorumlarin kesildigini okuyorum
    Buna inanasim gelmiYor.
    Ben Oyle zannediyorumki sizde hemfikirsiniz katile denek hapi ni yutturdular.

    Katilin hareketleri aksini soyleyenleri yalanliyor
    .
    Butur eylemlerde haplarin ve uzaktankumandalarin kullanildiklaarini az akilli sagirsultan biliyor ama sizlerin yinede heryerde dilllendirmesi sart bunu.
    Durum boyle iken akla gelen ilk soru
    Acaba bu ilactan feto nekadar kullandi?
    Hala kullaniyormu?
    Fetonun kullanmamma sansi yada secenegi varmi?
    O katillere bu ilaclari verenler fetoya neden verme sinler ?

    Neden katil fetocu secildi sorusuna gelince

    Feto son 5 yildir erdogani indirmeye calismiyormu?
    Basarili olabildimi onca suclamalara ve kavgaya ragmen hayirli.
    Trumpla sansi sifirlandi tamamen
    Su olay fetonun bal gibi isine yaradi
    Nasilmi
    Katil nedediyse aynen hepsi abd deki tum gazetelerde yayinlandi
    Nusraci katil
    Asiri dinci islamist katil
    Kullandigi arapca kelimeler surmanset oldu tum Batili yayin organlarinda
    Bati onu yabanci dusmani katil turk polisi olaraaak tanidi
    Katil polise kimse fetocu yada kafadan kontak biriolarak bakmadi bakmicakta.
    Iste gizli guclerin erdoganla calisma niyetinde olan trumpa sunmak istedikleri mukemmmel bir resimdi bu.
    Ayni gun almanya da olan olaya nasil tepki gosterdi trump?
    Iste yapilmak istenen apacik ortada
    Saygilarimla

  2. PKK koridorunu engellemek için öncelikle daha yakın olan Menbiç in alınması daha iyi olmazmıydı, neden dolambaçlı yol seçildi? halep düştükten sonra ve rusya iran ve tr toprak bütünlüğünde anlaşmışken El babla yalnız başımıza neden uğraşıyoruz?

  3. Hürriyet gazetesinde tetikçinin ablasının anlattıklarını okudum.
    „İsmimi verip benim işsiz kalmamı sağladılar. Çıkışım verildi. Bunları hak etmedim. Çalışmak zorundayım, bakmam gereken bir çocuğum var. Yerden yere vuruluyorum, hayatım mahvoldu…“ diye başına gelenleri anlatıyor.
    Ülkemizde insanların geleceklerini yıkmak, onurlarıyla oynamak neden bu kadar kolay?
    Amerika’ya ve Avrupa’ya söylenecek çok şey var. Ama biz önce kendi hatalarımızdan başlamazsak, başkalarına söylediklerimiz ciddiye alınmıyor.

  4. belki bu durumların ortaya çıkmasında pek çok sebep bulunabilir ve sayılabilir…

    ama bence ilk başta mutlak itaat kültürü denen şey buna sebep oluyor…

    kendi aklını fikrini vicdanını devre dışı bırakıp birileri ne derse onu sorgulamadan kabul edip itaat etme…

    maalesef bu davranış en cahilinden profesörüne kadar her kademedeki insanda görülebiliyor…

    kötülüğü kim emrederse etsin asla itaat etmem uygulamam diyebilen insanlar aranıyor…

  5. bu suikastta fetö örgütünün kabulü ya da dahli ya da izni olsun olmasın örgütün yetiştirdiği militanın kullanıldığı bağlantılarından çıkarılmış durumda. yaptıranı da öğreneceğimizi umalım. henüz bilmiyoruz.

    eğer yapmış olsa fetö bunu neden yapar sorusuna cevap bulmakta kim zorlanır ki. bunca işi neden yaptıysa ondan yapar. dini bir cemaate devam etmek isteyen kişi neden ismini bırakıp kod isim alır, kuran siyer hatta tasavvuf öğrenmek varken neden siyasetle çok yakından ilgilenip cemaat adına devlete sızmaya çalışır, neden telekulak telegöz teleel teleayak olur asıl bu soruları sormak lazım . cevabı bize belki nasıl intihar eylemcisine dönüştüklerinin ipucunu da verir. daha yolun başında ismini bırakan yolun sonunda canını bırakacak hale geliyor demek…demek ki buna bir uygunluk var. mahir eller de uygunlar arasından en uygun olanı seçiyor olsa gerek…
    bunca olaydan sonra hala the cemaati benimsemek, savunmak, lehte durmak buna uygun olmakla, uyumlu olmakla mümkün oluyor . olmayanlar ya da uyumlanamayanlar zaten yolun bir yerinde ayrılıyorlar. televizyonlarda çeşitli kademelerinde bulunmuş kimseler ne zaman neyi farkettiklerini neden ayrıldıklarını ayrıntılarıyla açıkladılar. bir uyum sorunu yaşamışlar.

    medeniyetler çatışması kitabını duymayan kalmamıştır herhalde. en meşhurlarından biri ama alanında tek değil. okunmasında fayda olan benzeri çok kitap var, bu günleri anlamak için. amaç Müslümanlıktan çok dinleri yok etmek diye konulandırıyorlar bütün dinlerin tehlikede olduğu bir zaman aslında. dini terminoloji de islam bütün şeriatların ortak adıdır. tek din gelmiş şeriatlarına farklı isimler verilmiştir Yahudilik hırıstiyanlık ya da Müslümanlık gibi. zaten islamofobi diyorlar anti Müslümanlık alt başlık oluyor. insanların dinlerini boşaltırsanız insanlığını boşaltmış olursunuz ,böylece içine yeni bir şeyler koymak kolay olur. transhümanizm boşluk doldurmak için geliyor…

  6. Hiç ayrıntıya gömülmeye gerek yok.
    Hillary Clinton’un seçimi kaybetmesine yol açan FBI’ın e-posta soruşutrmasının nedeni, Özel Kalem Müdiresi’nin ve ailesinin Ortadoğu’daki en köklü örgütlenme olan Müslüman Kardeşler’le irtibatları olarak izah edildi.
    ABD’nin, Suriye’de ateşkes varken Romanya üzerinden 2 bin ton silahı “cihatçı” denilen silahlı muhaliflere (!) sevk ettiği, Rusya ve Çin tarafından suçüstü yapıldı.
    Obama döneminde “cihadist” grupların korunup kollandığını raporlayanlar birer birer kovuldu. Yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı olacak Flynn de koltuğunu bu yüzden kaybetmişti. Şimdi, daha etkili bir makamda.
    Rus Büyükelçi Karlov suikastından önce, Brüksel’de çok önemli ama nedense gözden kaçan bir suikast daha yaşanmış. NATO’da “terörizmin finansmanı”nı soruşturan bir yetkili otomobilinde öldürülmüş halde bulundu. Oğluna “Başıma birşey gelirse yayınla” diye verdiği belgeler polise teslim edilmiş…
    Trump’un zaferi öncesi ve sonrası yazdığım tüm yazılarda, yeni dönemin “Örgütlü İslâmi gruplar üzerinden Müsülmanlarla terör hesaplaşması” olacağını nedenleri ve somut gelişmeleriyle haykırmaya çalıştım.
    Türkiye’nin, Şanghay Beşlisi’ne DNA’sının uymayacağını da bu mihvalde iddia ediyorum. Şanghay Beşlisi de “terörizme karşı kurulmuş bir ittifak”tan ibaret. Ve o 5 ülkeyi bir araya getiren “terörizm” sadece “cihadist örgütleri” işaret ediyor…
    Türkiye’yi yönetenler ve İslâmi referanslarla kanaat önderliği yapanların tamamı bu tehlikeyi artık fark etmeli. IŞİD, El Nusra veya radikal Selefi grupların eksenine kayan cemaatlerimizin çok tehlikeli irtibatlara girdiğini görmek gerekiyor artık. Önümüzdeki dönem, bugünlerden çok daha zorlu olacak bizler için. BOP’u daha sıcak ve yakından hissedeceğiz.
    ABD, BOP döneminde Ortadoğu’da oluşturduğu terör örgütlerine “günah keçisi” arıyor. İki alternatifi var: Suudi Arabistan ve Türkiye…

  7. İran devriminden ve özellikle Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra NATO, yeni küresel bir tehdit algısı oluşturma ihtiyacı duydu ve bunu aslında gizli/açık da ilan etti: Küresel İslâmcı Terörizmle mücadele etmek, NATO’nun yeni stratejisi oldu. Daha önce olmayan böyle bir tehdit, nasıl oldu ise somut olarak ortaya çıkartıldı. T.C. Devleti, her ne kadar İslamofobi’ye karşı bir tavır sergiliyorsa da netice itibariyle BATI/NATO tarafından terörist gruplar olarak kabul edilen İslâmcı örgütlere karşı savaş açarak, farkında olsun veya olmasın Müslümanlar arası bitmez bilmeyen bir savaşın içine girmiş olmaktadır. Halbuki bizler, Batı’dan farklı olarak bu örgütlere katılma eğilimi gösterebilecek cahil Müslümanlara ikna edici alternatif yollar gösterebilmeli ve aldatılarak bu örgütlere girmiş olanları manevî rehabilitasyon yöntemleri ile yeniden topluma kazandırabilmeliyiz. Bunun için “İslâmcı” terör örgütleriyle mücadelenin ilk sırasında onlarla fiilen savaşmak değil, diyalog süreciyle mümkün mertebe onları şiddeti bir araç olarak kullanmaktan uzaklaştıracak formüller bulmalıyız. Biliyorum, bunlar bazılarına ütopik gibi gelebilir, ama Batı’lılar gibi fütursuzca biz de topyekun yok etme yöntemini benimsersek, bu netice itibariyle İslâm topraklarında daha çok Müslüman kanı akacak anlamına gelecektir. Bu tablo da İslâm’ın şiddet içeren bir savaş/cihat dini olduğu imajını ortaya koyacak ve İslamofobi’yi de körükleyecektir. Batı’lıların oyuna gelmemeliyiz.

    • ali bey, islâmcı” terör örgütleriyle mücadelenin ilk sırasında onlarla fiilen savaşmak değil, diyalog süreciyle mümkün mertebe onları şiddeti bir araç olarak kullanmaktan uzaklaştıracak formüller bulmalıyız fikrinize silahlı mücadelenin yanı sıra diyalog kanallarını açık tutarak rehabilite imkanlarını sunarak mücadele edilmelidir diyerek destek vermek isterim. bu elbette ütopik olmayıp her birimizin sorumluluğudur da. bunca kötülüğün altında batı zihniyetinin olduğunu her ne kadar söylesek te ki her fırsatta ben de dile getiriyorum bir de işin kabul istidadı var değil mi? Müslümanların da oyuna gelmeleri kader olmasa gerek. devletlere hükümetlere görev düşerken kendimize de pek çok görev düşüyor…

  8. bir filmde görmüştüm…

    kendisi üniversitede teröre karşı alınması gereken tedbirler ve terörle mücadele yöntemleri üzerine ders veren bir profesör olan adam filmin sonunda bir bir bombalı terör saldırısının faili oluyordu…

    cemaat bildiğim kadarıyla her türlü terör faaliyetine karşı söylemler ve duruşlar sergiliyordu…

    sonunda o da bir terörist örgüt haline nasıl geldi yahut getirildi…

    bu konu üzerinde daha çok araştırmaya ihtiyaç var…

    muhabbet fedayileri nasıl oldu da intihar fedayileri haline getiriliyor…

    bunu kim yapıyor kimler yapıyor nasıl yapıyor…

    • O filmin sonunu yanlış anlamışsınız. Filmde terörist bir şebeke elemanı, bilinçli olarak şüpheli hareketler yapıyor, ama bunu sadece profesör görecek şekilde. Profesör işkilleniyor ama durumu çevresindekilere anlatamıyor, kabul ettiremiyor. Bu sırada birçok şüphe uyandırıcı hareket yapıyor. Filmin sonunda Profesör bombacıyı yakalamak için arabasıyla teröristleri takip ediyor. Oysaki profesör avcı iken av oluyor, şebeke asıl bombayı onun aracına yerleştirmiş. Peofesör FBI binasına bombalı araçla giriyor, bomba patlıyor ve tüm dünya onu terörist olarak tanıyor. Çok iyi bir filmdi.

  9. Fehmi Bey, bugünkü yazısında “dini görünüm- lü terör örgütlerinin daha kolay intihar eylem- cisi bulabileceği” gerçeğini de dile getirerek önceki yazılarındaki noksanlığı gidermiş oldu.

    Sade bir okur olarak, eylemcinin görüntüsüne, sözlerine bakarak,adanmışlık halini ve eylemin amacını ve basındaki diğer bilgileri dikkate alarak bu eylemcinin Fetöcü olma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdim.

    Ancak böyle bir ihtimalin bulunmasının diğer ihtimallerin göz ardı edilmesini gerektirme -yeceğini de ekleyerek..

    Elbette Devlet yetkilileri de tüm ihtimalleri değerlendireceklerdir. Çünkü bir önkabulle hareket etmenin ne devlete ne de kimseye bir yararı olacaktır.Önemli olan,faydalı olan gerçek bağlantılara ulaşmaktır.

    Dünkü Milliyette’ki yazısında Nagehan Alçı şöyle diyordu:

    “FETÖ böyle bir eylemi neden yapmak ister? Korku salmak mı? Gücünü göstermek mi? Yoksa başka bir şey mi? ‘Ben buradayım ve hâlâ zarar verme gücüm var’ demek için olabilir ama ondan da önemlisi bu cinayet ABD’ye mesaj verme amaçlı gibi görünüyor.

    Mesaj şu: Ey Trump, Fethullah Gülen’i iade etmekle ilgili mesajlar verirken bir kez daha düşün. Bak, koskoca Rus büyükelçiye suikast düzenleme gücüne sahip bir örgütüz biz. Bizi elinde tutman senin işine yarar! ”

    Fehmi Bey’in de değişik ihtimalleri dile getirmesinde, acaba şöyle olamaz mı, demesinde ne sakınca olabilir? Tabii Ağırlıklı olan ihtimali de göz ardı etmeden.

  10. Asıl sorulması gereken soru;bir müslüman nasıl intihar eylemcisi olur? Hem kendi canına hemde tanımadığı bilmediği masumların canına kıyar. Bu coğrafyada yaşanan her meşum olaydan sorumluluk duymazsak hiçbir meselemizi çözemeyiz. Karanlığa küfrederek Gezer dururuz. Bu fani dünyada bulunma amacının dışında hertürlü “dünyevi” heva ve hevesimize uygun, en’esi ön planda olan bir hayat tarzımız var.Birbirimizin sırtını basamak yapmış bir alt basamağı hiç saymışız.Konuşurken,yazarken birbirimizi dinlemek anlamak yerine alt etmek için yol almışız. Bunun ileri aşaması; bu içinden çıkılmaz kaos ortamını doğurmuştur.Bunun sonucu olarak; Bizlerin dinlemediği evlatlarımız yada komşularımız gider zalimlerin oyuncağı olur döner bumerang gibi bizleri, tüm insanlğı vurur.

    • Insan cok kompleksli cok boyutlu bir yaratiktir. Duygu yoksunu halk tabirinde psychopat denilen insanlar %3. Bu insanlar dr da olur mühendiste olur köprü altinda tinercide olur. Bunlarin özelligi acıma duygusundan mahrum. Bunların bir kismi kriminalize oluyor. Böylece bu tipler birazda yanina cenneti koyarsan kolay bir sekilde intihar eylemcisi oluyor. Ve bunlar her zaman olacaktir. Bunları mobilize eden şirketler bugün işid dir elkaidedir yarın başka şirketler cıkar

  11. Trump Amerikalı Müslümanları terörist ilan edemez. Nedenine gelince, Kiliseler hemen tepki gösteriyor. Şu an Kiliseler ve camiler çok dikkatli benim yaşadığım eyalette bir caminin levhasını tahrip etmişlerdi kiliseler toplandı yenisini yaptırdılar ve gizli kamere yerleştırdıler bir daha tahrip edildi bu sefer görüntüler polise teslim edildi ve çok titiz araştırma yapiliyor. Amerkadaki beyaz zenginlerd bunlar Trumpu desdeklediler fakat Müslümanlara karşi cok hassas davraniyorlar. Benim komşularım zengi beyazlardan inanin onların bana karşi saygı ve insanlığını kelimelerle anlatamam. Benim Hilleriye oy verdiğimide hepisi biliyor çünkü ben kendilerine söyledım. Peki ben bunlari neden yazma gereği hissettim? Dün Ocak Medya Müsevi ve Hiristiyan vatandaşların bayramlarıni tebrik ediyordu, o tebrike bir yorumcu tepki vermişti. Biz Müslümanlar önce birbirimize saygiyi ve tahammülü öğrenip nerde yanliş yaptığımızı anlayabilsek ve herkesin düşuncelerine ve inançlarına tahammul edip hakaret yerine hoş görü ile yaklaşmak bir insanlik görevi olduğunu kabulenebilsek Trump gibileri bizlere güç yetiremez. En yakın örnek bu sitede hepımız şahit oliyoruz yalnışlar ve haksızlığa karşi en ufak bir yaziya dahi tahammül edemiyen bir milletiz diğer Müslüman ülkelerde pek farkli değiller. Taha bey şimdide kolay gelsin. Saygi Deger yazarımızn doğrulari sizi yoracağa benziyor.

  12. Sorunuzun cevabı tam dediğiniz gibi de o yeni bir şey değil. Doğu bloku yıkıldıktan sonra dönemin ABD Başkanı NATO nun yeni düşmanı radikal islam diyerek hedef göstermişti. Daha sonraki de düzmece 11 Eylül saldırılarından sonra Crusade( Haçlı Savaşı ) çağrısı yapmıştı. Toplumları yönetmek için korunulması gereken ortak bir düşmanın varlığına inandırmak ve bu cephede safların oluşmasını sağlamak ilk çağlardan beri uygulanan bir yöntemdir. Global köy ortamında bu tutar mı ? Sanmıyorum. Wikileaks tarzı çok eylem bekliyor bizi. İslamla sorunu olmayan Çin i nereye koyacak hele bir de ona da karşı cephede saf almışken ? Ortodoks Rusya , Katolik ve Protestan dünya tarafından hiç sevilmez ki . Oyuncu çok . Senaryo çok. Seyreyle cümbüşü .

Yoruma kapalı.