Türkiye İsrail’e ‘garantörlük’ formulü götürebilir.. Filistin’de işler o kadar kolay değil ama…

29
İsrail Büyükelçisi BM'de terletiliyor..
Reklam

İsrail, kurulduğu günden bu yana, hem kendisi, hem çevre ülkeler, hem de dünya için ciddi bir sorun kaynağı. Son zamanlarda ‘İbrahim mutabakatı’ çerçevesinde bazı Körfez ülkeleriyle diplomatik ilişkiler kurmasının fazla bir önemi olmadığı, Gazze’den gelen saldırıya verdiği cevapla herhalde anlaşılmıştır.

Sorunlu ve sorunlara alışık bir ülkedir İsrail.

Gazze’ye yağdırdığı bombalarla ortaya çıkan ve bütün dünyanın ilgisini üzerinde toplayan tablo İsrail’in kendi içerisinde yaşadığı sorunları gözlerden saklıyor.

Oysa Gazze’de yaşananlar ile arka plana itilmeseydi, Knesset’ten geçirdiği ve İsrail’in demokrasi derdi olan kamuoyu tarafından adalet mekanizmasını yozlaştıracak bir adım olarak görülen yeni yasaya karşı protestolar, zaten kırılgan Netanyahu hükümetinin sonunu getirebilirdi.

Saldırı ve karşı-saldırı, Netanyahu’ya, muhaliflerini de yanına çekip bir ‘savaş hükümeti’ kurma şansı sağladı.

Defalarca gidip sonunda yeniden başbakanlığa gelmeyi başarmış Netanyahu İsrail’in en gerçek sorunu. 

Ya çevre ülkeler?

Çevre ülkelerle olan sorunları yüzünden üç büyük savaş yaşandı Ortadoğu’da. Büyük savaşlar Mısır’ın ve Ürdün’ün meydanı terk etmesiyle geride kalsa da, Irak, Suriye ve İran ile ciddi sorunları bazen ortamı ısındırıveriyor. Gazze olayının yaşandığı sırada İsrail’in Suriye’de bazı hedefleri bombaladığı duyuldu.

Reklam

Gazze’de de defalarca sıcak çatışmalar, savaşlar çıktı.

İsrail’in dünya için sorun yaşadığı ve yaşattığı konusuna gelince…

Dünyanın Batı-kapitalist bölümü İsrail konusunda bugün liderlerinin sergilediği türden bir geçmişe sahip değil. ABD’den bile yakın geçmişe kadar istediği ilgiyi görmeyebiliyordu İsrail. George Bush’un (baba) başkanlık döneminde dışişleri bakanlığı koltuğunda oturan James Baker’in (1989-1992), ABD’nin İsrail’den Filistin ile barış görüşmeleri başlatması beklentisi içerisinde olduğu bir sırada, sürekli ayak sürümeyle karşılaşıldığında verdiği tepki manidardır.

“Yitzak Shamir’in yeni hükümetinin ilk günlerdeki sert tavrı devam ederse, Amerika Filistin’le barış konusunda çabalamayı bırakır” dedikten sonra, Baker, cümlesini şöyle tamamlamıştı:  “Oradakilere -İsrail’dekilere- Beyaz Saray telefon numarasının 1-202-456-1414 olduğunu hatırlatırım. Barış konusunda samimi olduklarında bizi arasınlar.”  

ABD o yıllarda İsrail’e kuşkuyla ve tepeden bakmaktaydı.  

Avrupa’nın pek çok ülkesi de İsrail’in Filistin konusunda izlediği politikaya şiddetle karşı çıkmış, zamanı geldiğinde Birleşmiş Milletler’de (BM) aleyhte oy kullanmaktan da kaçınmamıştır.

Öyle uzak bir tarihten söz etmiyorum. 

Geçen yıl -2022- Birleşmiş Milletler Genel Kurulu İsrail aleyhine tam 15 karar aldı. 193 üyesi bulunan BM’de, aynı yıl, diğer üyelerden kınanacak girişimlerde bulunanlar hakkında da aleyhte kararlar çıktı, ancak aleyhte karar çıkan diğer bütün üyelerin sayısı yalnızca 13’tü.

Reklam

Tek başına İsrail hakkında 15 kınama, diğer üyelerle ilgili toplam 13 kınama. [Bunlardan altısı Rusya’nın Ukrayna politikası hakkında.]

BM 2015 yılından beri İsrail’i eleştiren tam 140 karar aldı. Aynı dönemde diğer üyelerin eleştirildiği toplam karar sayısı sadece 68’di. 

[Verdiğim rakamlar bu yılın ilk haftasına ait. Aldığım kaynak BM’nin kendi kurumu: UN Watch.]

Ne oldu da bazı ülkelerin İsrail’e ve Filistin’e yaklaşımları değişti? İsrail’i hedef alan saldırıya karşı tavır almaları anlaşılacak bir şey, ancak İsrail’in o saldırı üzerine başlattığı ‘topyekün savaş’  karşı-saldırısının öncekiyle kıyaslanmayacak vahşetteki boyutuna verilen destek anlaşılır gibi değil.

Alman başbakanı Olaf Scholz işi desteğini Tel Aviv’e kadar giderek sunmaya kadar vardırdı.

Joe Biden de ABD’den kalkıp bugün yarın İsrail’e aynı amaçla gelecek.

[Scholz desteğini sunup ülkesine dönmek üzere havalimanına geldiğinde, tam uçağına binecekken, Hamas baskını olacakmış gibi alarmların çaldırılması, başbakanları dahil Alman konukların yere yatırılmaları, Scholz’un palas pandıras sığınağa götürülürken diğerlerinin yerde yatmaya devam etmesi… Dünya bunu da gördü.]

Belki Biden oradayken de yine bir olay yaşanır.

Filistinlilerin hataları yok mu? Olmaz mı, elbette var. En büyük hataları da, dünyanın -ve bu arada İsrail’in de- karşısında iki başlı bir görüntü vermeleri: Batı Şeria’da Mahmud Abbas’ın başında bulunduğu, FKÖ tarafından temsil edilen Filistin Yönetimi (FY), Gazze’de ise Hamas… 

İkili görüntü, İsrail’e, kendisini eleştirenlere dönüp “Kiminle müzakere edeceğim?” sorusunu sorma bahanesi veriyor.

Hamas’ın Gazze ve Filistin sınırlarını aşan bir ideolojik amacı bulunması da, Ortadoğu’nun pek çok ülkesinin Filistin sorununa olan ilgisini olumsuz etkiliyor. Eylem biçimini Filistin tarihinin barış süreci öncesi döneminden günümüze taşıması da, sorunun barışçı yöntemlerle çözülmesi arayışlarını güçleştiriyor.

Arabuluculuk bu yüzden zor bir iş.

[Türkiye’nin garantörlük kurumu teklifi yeni ve ilginç bir formül. Ancak garantiyi kim verecek? FKÖ/FY/Abbas mı, Hamas/Haniye mi, yoksa ikisi birden mi? Zorluk burada. Barış süreci biraz da bu bölünmüşlük yüzünden tıkandı, İsrail’in beklediği ve istediği oldu.]

Yine de vazgeçilmemeli.

ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. garantörlük meselesi ¨madem yıllardır Hamasla yakın ilişkide olduğunuzla övünüyorsunuz o zaman hamasın elinde tuttuğu rehineleri hamastan alıp bize verin¨ demeleri gibi bir şey değil mi.

  2. İsrail’e kim dur diyebilir, kim engelleye bilir artık; Gazzeye tamamen girmesini önleyebilir? Hiç kimse!!!😡
    -Gazzeye girip (giriş bileti vardır da çıkış bileti alabilirmi o meçhul) Haması yok ederim!!!… Gazze artık benim!… hikayesi yazmaya karar vermiş Nathan efendi.
    -hatçe Lübnan da kalsın biz bakalım Filistin ‘e🤗!..
    Filistin devletini ayrı yerde istermi işgalciler? Biraz zor!
    -iki devletli çözüme he derler mi hemen??
    Deveye hemdek atlatmak kadar ZOORR🤔.

  3. Filistinlilerin hataları yok mu? Olmaz mı, elbette var. En büyük hataları da, dünyanın -ve bu arada İsrail’in de- karşısında iki başlı bir görüntü vermeleri: Batı Şeria’da Mahmud Abbas’ın başında bulunduğu, FKÖ tarafından temsil edilen Filistin Yönetimi (FY), Gazze’de ise Hamas…

    İkili görüntü, İsrail’e, kendisini eleştirenlere dönüp “Kiminle müzakere edeceğim?” sorusunu sorma bahanesi veriyor.
    Sayın yazar her islam ülkesinde ayni görüntü yok mu?bizdede sizin desteklediginiz muhalefet batının kullanışlı aparatı değil mi😊?meral filistine suriyelileri gönderin diyor.byby kemal yahudi israil bile diyemiyor…
    Filistin ikibaşlı görüntü varda..bizde yokmu sayenizde……..

  4. Hamas kimin için çalişiyor?
    %100 İsrail değil Netanyahu için çalışiyor ve Fılistin halkının 1, numaralı düşmani.
    Son atak bitmiş katil Netanyahuya can simidi oldu.
    Müslüman ülkeler kendini yırtsalar, bir adım ileri gidemezler. Çünkü düşmanlarını koyunlarında taşiyorlar.
    Halen daha Hamasa, Hizbulla gibi İran lehine Arapların, aleyhine çalışanlara güveniyorlar.

  5. İsrail’deki yöneticiler ve Hamas aynı taraftarlar. Barış istemiyorlar. Bu sebeple her türlü terörü acımasızca uyguluyorlar. Ve video olarak yayınlıyorlar. Terörü yaymak, insanları korkutmak, taraf yapmak ve böylece küçük iktidarlarını sürdürmek istiyorlar. Netanyahu da teröre yol verdi ve her zaman terörden ve Hamas’dan yana oldu, böylece sallanan iktidarını sürdürmeye devam edecek. Tüm otokrat yöneticilerin taktiği aynı. Terörü bir taraftan desteklerler ve korku üzerine iktidarlarını sürdürürler. Bunu görmek için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Barışa bir şans vermek için önce savaşı körükleyenlere ve elbette Hamas’a dur demek gerekiyor. Taraf olmayın, her türlü terörü kınayın ve dışlayın. Hamas’a hak vermeyi bırakın. Hamas bir terör örgütü, PKK gibi IŞID gibi. Terör örgütleri sahiplenilmezse yok olurlar.

    • İnsan değilsin İsrail

      İnsan karşıtlığı güden bir bağnazlıkla, karşısındakileri ‘insan’dan bile saymayarak, hiçbir insani adalet veya sorumluluk duygusu da hissetmeden, katil bir buldozer gibi hareket ediyor. İnsanları insandan saymayarak acımasızca katlederken, aslında kendisi insanlıktan çıkıyor. İsrail’de insan kaldı mı, diye soruyor insan ister istemez, bunca çocuğu, bebeği, hastayı, engelliyi, anneyi paramparça vurduktan sonra, kim insan kalabilir ki?
      Bu bir soykırımdır. İnsanlık suçudur.
      Filistin’den geriye, koskoca bir utanç kalıyor, insanlığını unutmuş bir İsrail ile insanlığı buharlaşmış bir dünya… Öldürülen her Filistinliyle, dünya biraz daha yalnızlaşıyor…

    • En çok kafa karışıklığı şu noktada;
      Hamas da sivilleri öldürüyor.
      Eğer öldürüyorsa ki sözcüsü öldürmediklerini ve öldürmeyeceklerini söyledi.
      Kadın çocuk yaşlı veya erkek masum insanları kim öldürüyorsa ne amaçla olursa olsun öldüren teröristtir.
      Hamas’ın arkasında kim var sorusunun cevabı açık; Hamas’ın arkasında İsrail var ama israilin zulmüne olan öfke var.
      Hamas’ın arkasında ABD var ama ABD’nin zulme verdiği desteğe olan öfke var.
      Hamas’ın arkasında islam dünyası var ama islam dünyasının duyarsızlığına duyulan öfke var.
      Başkalarının arkasında neler olduğunu araştırma alışkanlığını bırakıp kendi arkamızı görme, kollama ve düzeltme alışkanlığını edinebilirsek eminimin dünya daha güzel bir yer olacaktır.

  6. “Türkiye İsrail’e ‘garantörlük’ formulü götürebilir.. Filistin’de işler o kadar kolay değil ama…”
    Fehmi bey! Türkiye kendi içindeki. Daha doğrusu rejimin kurduğu düşman üreten fabrikasınıi kapatsın, ve kendi halkını birleştirsın.
    Allah muafaza birde Filistin ile İsraili’ın aracısı olursa ortadiğuda taş ustünde taş kalmaz.
    Biz kendi halkımızın Ana dilini yasaklamakla kalmadık Süriyenın içinide dizayın etmek için ülkeyi 2.Süriye yaptık. Ben PKK dan bahs ediyorum. Eskiden sağ sol gibi olaylaın ömru 10 sene sürmezdı. Rahmetli Özal gibileri gelır
    bitirirdi. PKK neden kuruldu? Kürtlerin Dilini.Dindarların, Dinini yasakladık. Önce kendi ıçimizi düzeltelım. Allah Muafaza birde israil ile Filistinin arasına girersek Türkiye diye birşey kalmaz.
    Kardeş Esat”ı birden bire Kalleş Esat yapip param parça ettik ve kendi ülkemizi Süriye yaptık. 2. Hedefimizde Afrika laşma ondada epey yol katettik.

    • madem Filistin-israil savaşına garantör oldunuz, Hamas’ın Gazze’de beklediğini söylediği 30 bin militanını bize teslim edin bu iş tatlıya bağlansın derlerse ne yapacak erdogan-fidan?

  7. israilin ne olduğu ve ne olmadığı konusunda kafalar karışık değil, haydut bir devlet olduğu konusunda hemfikiriz. sorun, zaten ülkelerin haydutlaşması değil mi?
    abd bir haydut ülke haline gelmedi mi? ne idüğü belirsiz ikiz kuleler saldırısı sonrasında ortadoğuda akan kanın sebebi kim? suriyedeki kanlı iç savaşın nedeni abd nin muhalefete desteği değil mi? güney amerikadaki kanlı ihtilallerin mimarı kim? afrikadaki açlığın? rusya gücünü toplar toplamaz bir haydut ülke olmadı mı yine? suriyede hastaneleri bombalamadı mı? kimyasal silahlarla insanları boğmadı mı? uçakları şehirleri dümdüz etmedi mi? kırımı ilhak etmedi mi şimdi ukraynada kanlı bir savaş yaşanıyor? suudi arabistan deseniz daha dün katarı işgal etmeye çalışıyordu? ortadoğuda ülkelerin dışarıya saldıracak gücü yok, birbirlerini öldürüyorlar. güney amerikada, afrikada. her yerde savaş var ve adaletsizlik…
    sayın koru ne diyor?
    “Dünyanın Batı-kapitalist bölümü İsrail konusunda bugün liderlerinin sergilediği türden bir geçmişe sahip değil.”
    ne oldu da bazı ülkelerin israil ve filistine yaklaşımları değişti diye soruyor.
    daha önce de yazmıştım, natanyahu dünyada ve kendi ülkesinde saldırganlığı ve yolsuzluğu ile biliniyor. ve yine ülkesinin başında. ve seçimle geldi.
    saldırganlığı ve yolsuzluğuyla bilinen birini seçeceksiniz ve rahat mı edeceksiniz?
    bugün israil hiç olmadığı kadar saldırgan ve acımasız. kader mi bu yani?
    bugün dünya liderlerinin büyük bir kısmı adı skandallarla anılan liderler, ortaya dökülen belgelerde kendi adları ya da yakın kişilerin ya da şirketlerin adlarıyla toplamda milyar dolarlık rezaletlerin işaret ettiği isimler değil mi? pek çoğu tekrar seçiliyorlar. meksika güney amerika ve afrikada uyuşturucu kartellerinin yakın ilişkide olduğu insanlar yönetimde.
    uyuşturucu, insan ticareti, kumar, silah kaçakçılığı, siyasi suç örgütleri devletlere rağmen böylesi büyüyebilir mi? arkasında bir/bir çok devlet gücü olmasa işid diye bir örgüt var olabilir, sağ kalabilir mi mesela?
    halklar uyanmak zorunda.
    medyanın dayattığı ve parlattığı yüzlerin arkasında olanlara ayılmak zorunda.
    bu liderler halklarına ne verebilir yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, çatışma hatta savaştan başka.
    filistinde işlerin o kadar kolay olmamasının sebebi de yine lider sorunu. aklı başında kim var? geçenlerde yazdım, mahmut abbas 87 yaşında…azerbeycana karşı ermenistanı destekleyen bir yaklaşımda ya da kıbrıs rum kesiminin tezlerini desteklediğini açıklıyor. hamas desen bir devlet zihniyetinde olmaktan çok örgüt gibi davranmayı tercih edebiliyor. kim yaparsa yapsın, kime olursa olsun sivil halka yapılan eylemler kabul edilemez.
    adalet terazisi kurulmadıkça, adil insanlar yönetimlere gelmedikçe mevcut durumun düzelmesini beklemek hayal kurmak olur.
    adalet mülkün temelidir.
    adalet olmazsa mülkte kalmaz.

    • Bu yazdıklarınız İstanbul başsavcısının dilekçeyle ortaya döktüğü uyuşturucu baronlarının yargıyı nasıl ele geçirdiğini ortaya koyduğu gerçeğini ve ülkemizin zavallı halini hatırlattı. Yani kendi halimize bakmadan dünyaya ders vermek çok zor. Halk burada da terör politikalarına teslim olmuş ve yolsuz bir iktidarı 25 yıldır sürdürmeye devam ediyor. İktidara yapışanlar heryerde aynı taktikleri izliyorlar.

      • bir arkadaşımın basit bir alacak davası var. bildiğim kadarıyla 5 yıldan uzun süredir parasını alamıyor, sudan sebeplerle dava uzuyor ve belki bir ev alacağı parayla şimdi sıradan bir araba alamaz artık. bırakalım karmaşık arazi davalarını, ağır ceza davalarını, milyonluk boşanmaları yani öyle yolsuzluk ihale davalarından, siyasi sanıklar ya da uyuşturucu baronların işlerinden falan hiç bahsetmiyorum basit, sıradan davalarda bile adalete ulaşmak çok zor ve çok zaman alıyor.
        halimiz böyle.
        adalet tesis edilmeden ülkelerin ileri gitmesi olası değil ancak gerilemek mümkün. rakamlar ise ortada.

  8. Her iki taraf da barış istemiyor, birbirlerini yok etmek istiyorlar. Hamas eylemine bakın, yüzlerce sivili acımasızca katlediyorlar. Bunların videolarını da çekip yayınlıyorlar. Yine pek çok savunmasız sivili esir alıp kaçırıyorlar. Bu direniş değil, legal bir savaş da değil. Bu açık bir terör. Ayrıca barış istemeyen bir terör. Amaçları bu savaşın hep sürmesi. IŞID da aynısını yapıyordu. Esirleri vahşice canlı canlı yakıyorlardı, videolarını yayınlıyorlardı. Terörün devam etmesini istiyorlardı hep. İsrail’deki şahinler de aynı şekilde düşünüyorlar. Barış istemiyorlar. Filistinlileri çoluk çocuk yok etmek istiyorlar. Hamas ortadan kalkmadığı sürece barış olmayacak. Aynı şekilde İsrail’de demokratlar iktidarda olmadığı sürece de barış olmayacak. Diğer ülkeler burada taraf oldukları sürece de yangın artarak büyüyecek.

  9. İslam ülkeleri belki savaş acamaz sonu kıyamet olur ama derhal İbrahim anlaşması ni iptal etmeliler 50 kusur ülke bundan sonra birleşmiş milletler oturumların i boykot etmeliler.Artik hamaset nutukları değil eylem vaktidir.
    Bu Netenyahu denen iblis Hitler kadar olamadı .Hitler bile erkek adamdı ve yaptıklarını kabullendi.Bu uğursuz şeytan onu bile yapamadı.

  10. UN Watch, bir Birleşmiş Milletler kuruluşu değil. BM faaliyetlerini izlemek için kurulmuş bir non-govermental organization (sivil toplum örgütü).Kurucusu da Morris B. Abram adlı bir avukat. Sayfalarına girdiğinizde de İsrail’in ve Yahudileri savunmaya çalışan bir yapıları var.

    Sayfadaki ilk videonun başlığı Birleşmiş Milletlerdeki İsrail karşıtı ön yargılara karşı savaşmak. Birleşmiş Milletlerde İsrail aleyhine alınan kararlarla ilgili rakamları kendi rakamları. Bir kararın hangi ülkeye karşı alındığı yoruma tabi bir durum. Un Watch adlı STÖ(NGO) destek almak için kendisi bu rakamları yüksek gösteriyor olabilir.

    BM güvenlik konseyi kararları kabaca inceledim. Son yıllar için söyleyeyim İsrail’in adı bile geçmiyor. Ortadoğu ile ilgili kararlarda belki olabilir.

  11. taraf! Haktan, hukuktan, mazlum Filistin’den yana taraf. Bunu sakladığı da yok. Her platformda dile getiriyor.

    Ama İsrail’in bir fren mekanizmasının olmadığını da görüyor. Sağduyulu düşünmediğinin farkında. İsrail yönetiminin konuya “Bütün tehditleri yok etme” düşüncesi ile yaklaşmasının bölgeyi bir alev topuna döndüreceğini görüyor. Aslında, son tavırlarıyla Arap Dünyası üzerindeki etkisini büyük ölçüde yitiren Amerika’nın da büyük prestij kaybedip sıkıştığının ve çözüm yolu aradığının farkında.

    Türkiye, ortaya çıkan bu kargaşa ve karmaşayı, kalıcı bir çözüme dönüştürmeyi istiyor ve bunun için çabalıyor. Zaten bizden başka sağduyu sahibi ve çırpınan da yok.

  12. bu katliamları yapan LANET li ülkeyle derhal tüm İslam ulkeleri ilişkiyi kesmeli büyükelçi;eri göndermeli.Eger bu yapılmaz ise kendilerine de lanet olsun

    • Sözün bittiği yer diyorlar hani.
      Bitsin madem söz bu kadar düşmüş ise. Yine de biz hançeremizi yırtarak feryat edelim. İlencimiz varacağı yere varır diye bekleyelim.
      Ulan alçaklar, hastaneleri vurmayın.
      Çocukları öldürmeyin.
      Allah belanızı versin…

  13. Geçmişi insanın ve hatta kümülesi devletlerin geleceğini de mizacını da karakterini de belirleyici bir etmendir.
    Atalarının Ergenekondan çıkıp..🤗
    Başka bir gelecek hazırlar,
    cennetten kovulmuş şeytanın!..👹 peşine takılırsan, işte bu günkü sonuçlarla karşılaşman muhtemeldir.
    (Umarım İran bunu şan nam şeref meselesi yapıp kırmızı düğmeye basmaya kalkmaz😡). Binaaleyh..
    Arabuluculuk eyidir. Ama fakat..
    İran’ın kuyruğuna takılırsan bu iş olur☹️
    Batılının elini eteğini öpüp sırnaşırsan..
    Öbürlerinin saraylarında şov yapıp görüntü verirsen olur!..
    EN KESTİRME YOL İSE:
    -İsrail’e güvenliğini garanti edip!!!
    -Ticari menfaatleri kullanıp..
    -BM vb yerler ile korkutup…
    -Gerekirse boruyu g.t.. keserim hava borunu diye..😂
    Bunları önce durdurmak!
    Sonra kesin ve kararlı bir planla,
    MASAYA OTURTMAK tır🤔.
    (Biraz samimiyet, biraz tebessüm, biraz inandırıcılık yeter🤗.).

    • İsrail’i ilk tanıyan devlet, Amerika’dır. İkinci tanıyan devlet ise Birleşik Krallık’tır. Demek ki ortada bir ekip çalışması var!
      İsrail’in Müslümanlara yönelik düşmanca hareketleri, 1948’den bugüne kadar hız kesmeden devam ediyor. İsrail, işgal ediyor, vuruyor, öldürüyor.
      Hal böyle iken…
      Siyonistler ne zaman Filistin topraklarında mezalim yapsa, hemen Amerika’ya ve Birleşik Krallık’a bakıyoruz. İsrail işgal devletini kuran ve destekleyenlere telefon etmek, bugüne kadar hangi sorunu çözmüş?
      Amerika ve Birleşik Krallık: Neredeyse, yeryüzündeki bütün sorunlu bölgelerin, kanayan yerlerin mimarları. Katiller. Cellatlar.
      Durum net: İsrail’in barbarlığını durdurmak için Amerika’dan, Avrupa’dan ve onların icat ettiği kurumlardan çözüm beklemek, beyhude bir çabadır. Bunlardan medet ummak tam bir akıl tutulmasıdır.
      Her zaman olduğu gibi, yine, “kendini savunma hakkından” bahsediyorlar. Çocuk katilleri için, “kendini savunma hakkından” bahsediyorlar.
      Taş atana, kurşunla karşılık veriliyor. Yine aynı çirkin ifade: “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır.”
      İsrail, sivilleri katletsin ve bunun adına ‘’kendini savunma’’ densin. Filistinliler, işgalin askerlerini öldürünce de “terör”. Böyle bir adalet!
      Haksızlık karşısında sessiz kalmayanları “Yahudi düşmanı” olarak görme ve gösterme gayreti ise ayrı bir insafsızlıktır.
      Her kim Siyonistlerin kendini savunma hakkından söz ediyorsa, bizden değildir.
      Elhamdülillah, biz de onlardan değiliz.
      İnsan olan, bu meselede, tarafsız kalmaz. Hiçbir hakiki mümin, İsrail sorunu ortadan kalkana kadar, bu davaya kayıtsız kalamaz.
      Tarihimiz ve ahlakımız, tarafsız ve kayıtsız kalmamızı bize yasaklar.
      Filistin’den çekilen son Osmanlı birliğinin komutanı olan Selahattin Günay hatıratında yazar: Filistinli bir genç, gözyaşları içinde, bu birliğin ardından şöyle bağırır: “Bizi kimlere bırakıp gidiyorsun ey Türk?”
      O birliğin içinde her unsurdan Müslüman olduğunu düşünürsek, bu sorunun muhatapları noktasında, daha sağlıklı cevaplar alabiliriz diye düşünüyorum.

  14. ” 7 EKİM PROJESİ”
    Mısır istihbaratının 7 Ekim Hamas saldırısının bilgisini İsraile verdiği kesinleşti.
    İsrail iç isthbarat şeflerinden birinin yuvarlak ve dolaylı ifadeleri de bunu ortaya koyuyor.
    İsrailli hiçbir yetkili, saldırıdan bizim hiçbir haberimiz yoktu diyemiyor.
    Sadece bu boyutta olacağını öngöremedik diyebiliyor kar.
    Özellikle Mısırın paylaştığı istihbarat saldırının geniş çaplı olacağı yönünde değil mi?
    Zaten olay sonrası Netenyahunun ilk sözü
    “haritaların değişmesi” olmadı mı?
    Kendi vatandaşlarından bu kadar kaybı hiçbir şekilde göze alamayacaklarını düşünere” proje” fikrine ihtiyatlı ve mesafeli yaklaşmıştı.
    Ancak şu anda hiçbir şüphem yok.
    İktidar ve koltuk hırsı ve hesap korkusu nelere
    kadir imiş?

    • Bu operasyon Hamas hareketinin genel stratejisi dahilindeydi ve işgalden kurtarmaya yönelik bir adımdı. Unutulmasın ki, olay yeni başlamadı, olay 1948’den beri devam ediyor. İşgale ve 17 yıldır süren kuşatma ile cinayetlere karşı bu operasyona mecbur kalındığı bir gerçektir.
      Hamas’ın bu eylemi terör eylemi mi?
      Eğer Hamas‘ın bu eylemi terör olarak değerlendirilecekse o zaman her milletin işgal güçlerine karşı başvurduğu eylem ve operasyonlar ile direniş hareketleri de terör eylemi sayılmalı.
      En son örneği Ukrayna olur ki, o zaman ABD ve AB ile NATO terör eylemlerine destek veriyor anlamına gelir.
      ABD ve İsrail ile onların işbirlikçileri Hamas’ı terörist olarak suçlamalarının hiçbir önemi yok.
      Zira, İsrail ve ABD’nin saldırı ve işgallerine karşı çıkan herkes teröristtir.
      İşin gerçeği ise şudur:
      Hamas bir direniş ve vatan müdafaasını yapan meşru haklardan yararlanan bir harekettir. Onun askeri kanadı Kassam Tugayları’nın amacı ise Mescid-i Aksa’yı korumak, hapishanedekileri özgürleştirmek, vatan topraklarını Siyonist İsrail işgalinden temizlemektir.
      Zalim Siyonist İsrail ile onun hamiliğini yapan ‘Küresel Çeteleri’ lanetliyorum.
      Filistin’e, Filistinlilere, Hamas ile Kassam Tugayları’nın şanlı direnişine selam olsun.

      • Sivilleri ayırt etmeksizin öldürmek bir terör eylemidir. Yine sivilleri rehine olarak kaçırmak bir savaş suçu ve terördür. Hastaneleri bombalamak da bir terör eylemidir. Hamas’ı savunmak terörü savunmaktır ve kabul edilemez. Barış istemiyorsanız zaten istediğiniz oluyor. Sivillerin ölmesini seyretmeye devam edin.

        • UCM

          Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ocak 2015’te İsrail tarafından işlenen savaş suçlarıyla ilgili ön inceleme açılması kararı vermişti. Şubat 2021’de verdiği kararda UCM, Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs ve diğer Filistin topraklarında işlenen suçları soruşturmak için yargı yetkisine sahip olduğuna ve Filistin’in taraf devlet olduğuna hükmetti. Sonra ne oldu? Başsavcı Fatou Bensouda, ABD’nin yaptırımına tabi tutuldu. İsrail, UCM ile çalışmayacağını deklare etti. UCM soruşturmaya bir milyon avro ayırdı. Ancak devam edebilmek için ek kaynak arıyor. Henüz mahkemeden herhangi bir tutuklama kararı da çık(a)madı. Sonuç: Akim kalan bir süreç!

          Uluslararası alanda şöyle bir hukuk kuralı var sanırım: “İfade ve gösteri özgürlüğü kısıtlanamaz, kültür varlıklarına zarar verenler cezalandırılır, sosyal medyada sansür yasaktır, savaş suçları işleyenler UCM’de ivedi ve etkin biçimde yargılanır. Bu haklar Filistin ile ilgili olursa, uygulanmaz veya engellenir”. İşte bunun adı: Filistin hukuku. Filistin için bu kuralı koyanlar birer hukuk katili ve tüm bu olanların esas sorumluları onlar!

  15. GARANTİ DEMEK, GÜVEN DEMEK DEĞİL Mİ?
    Arabuluculuk ve garantörlük öncelikle iki tarafın en azından bir tarafın tam bir güvenini gerektirmiyor mu?
    Söylediğinin tam tersini yapma konusunda rakipsiz bir yönetime kim güvenir.
    Söylem bazında bile, bir cümlede bile birden çok çelişkili ifadeler kullanabilene kim güvenir?

    • Hakan Fidan, İsrail-Filistin meselesinde kalıcı barış için garantör olabileceğimiz söyledi.
      Siyonistlere “one minute” çeken Erdoğan’ın bu konudaki duruşunu dünya zaten biliyor.
      “Daha adil bir dünya mümkündür” diyen bir dünya liderimiz var.
      Mümkündür.
      Eğer İslam âlemi birlik olur, gücünü ortaya koyarsa olur.

      • Türkiye’nin garanti edebileceği tek şey var. Filistinlileri mülteci olarak almak. En iyi yaptığı şey bu. Uluslarası çatışmalarda arabulucu bir rolü olması da çok zor. Genelde taraf oluyor, o yüzden taraflara güven vermiyor.

  16. Davos’ta 2009’daki ‘one minute!’ ile başlayıp, 2010’da uluslararası sularda vurulan Mavi Marmara ve Gazze kıyılarında katledilen çocuklarla devam eden İsrail’in cilasının dökülme süreci, artık ileri bir aşamada. İsrail’in günah defterinin doluluğunu bilenlerin sayısı gittikçe artarken, ‘gaddar Filistinlilerin masum İsrail askerlerine zulümleri’ konulu yalan haberlerin satıcı ve alıcıları azaldı. Siyonistlerin medya hakimiyeti azaldıkça, ürettikleri yalanlar ve etkileri de azalıyor.
    Hamas’ın, muhtemelen başka çare olmadığına dair tecrübeleri ile bir anlamda ‘mecbur kalarak’ başlattığı Aksa Tufanı Harekatı ile ilgili gelişmelere ‘temkinli’ yaklaşanlar yanında ‘vur, kır, yok et!’ diyerek İsrail’i teşvik edenlerdeki sakinleşme emaresi, iyi bir gelişme. ‘Gazze’dekilerin de insan olduğunu’ hatırlayan ABD Başkanı Biden’ın, ‘işgalin yanlış olacağını’ söylemesi buna örnek.
    İlgili kuruluş ve devletlerin, dünya üzerindeki problemlerin en büyüğü olan Filistin meselesini ciddi bir şekilde değerlendirerek çözüm bulmaları, artık ertelenemeyecek bir noktada.
    Olayların başlangıcından itibaren ele alınarak yanlışlıkların düzeltilmesi zor, ancak ciddi bir ihtiyaç. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi Rusya ve Çin başta olmak üzere birçok devlet tarafından da gündeme getirilen, ‘1967 sınırlarında iki devletli çözüm’, tek çare… İsrail’in hoşlanmayacağı ve Filistinlilerin ‘yetmez ama evet’ diyebilecekleri bu teklif, ‘şimdilik’ en makul formül.

  17. Tam bir Gayya kuyusu !
    Bu arada Gazze’nin uydu görüntülerini gösterdiler, her taraf harabeye dönmüş,3 bin ölü 10 bin yaralı var , bunlar yetmiyormuş gibi bir de ölümüne devam eden bir abluka !
    Hitler’in artığı ise bildiğini okuyor !
    Ve dünya seyrediyor !

Yoruma kapalı.