Vazgeçmişlerdi, yeniden ittifak arayışına girdi partiler… Bunun önemli bir sebebi var: Mecburlar…

34
Reklam

Yerel seçimlere gidilirken en kritik dönüm noktası ne olabilir?
Adayların isimlerinin açıklanması değil mi?
Bütün siyasi partiler işte tam o noktanın önünde görünüyorlar. Bazıları (CHP ile MHP) daha şimdiden belli yerlerdeki adaylarını açıkladılar; AK Parti de pek çok ilde kimleri aday göstereceğini bu hafta sonu kamuoyuyla paylaşacak.
İsimlerin aşağı-yukarı belli olduğu günümüz ortamında partilerin ‘ittifak’ arayışlarının sürmesini nasıl yorumlayacağız?
Yazım bu soruya cevap arıyor.
CHP genel seçimde birlikte hareket ettiği İYİ Parti, Ak Parti de MHP ile yerel seçimde de ‘ittifak’ yapmak için temasta. Daha önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Meral Akşener buluşmuştu, dün de AK Parti lideri Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli bir araya geldiler. Partilerin müzakereci isimleri seçimde birlikte hareket etmeyi sağlamak üzere hemen her gün görüşüyorlar.
Süregiden temasların sebebi, büyükşehirler…

Arayış sürüyor

Önceki yerel seçimlerde AK Parti’nin fazla zorlanmadan kazandığı bazı büyükşehir belediyeleri bu kez tehlikede; dört yıl önce Ankara’yı ve İstanbul’u aslanın ağzından son anda kurtarabilmişti iktidar partisi. Bugünün şartları özellikle yerelde iktidarın o kadar lehine değil. İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesi ise, AK Parti açısından, ülke genelindeki iktidarını koruma savaşına da dönüşebilir.
MHP olmasaydı 16 Nisan 2017 referandumunu ve 24 Haziran 2018 seçimini kazanması zora girebilirdi AK Parti’nin…
Partiler bu seçimde de birlikte hareket etmek arzusundalar, ancak bu göründüğü kadar kolay değil.
Yalnızca yasal kısıtlamayı kast etmiyorum, o nasıl olsa aşılır; ancak yerel seçimin kendi özellikleri de partilerin birlikte hareket etmelerini zorlaştırıyor.
Mansur Yavaş bu seçimde simge bir isme dönüştü. ‘Ülkücü’ olduğunu gizlemeyen bir isim, aynı ilde MHP’den de CHP’den de belediye başkanı adayı olabildi ve iktidar partisini zorlayabildi; Yavaş‘ın bu seçimde de CHP ile İYİ Parti’nin ortaklaşa adayı olmayı beklediği biliniyor.
Olabilir de.
Ancak ortalıkta ideolojileri farklı partilerin üzerinde anlaşabileceği çok sayıda Mansur Yavaş türü politikacı yok. AK Parti’nin MHP’li veya MHP’nin AK Partili bir adayı ortaklaşa desteklemesi de, CHP ile İYİ Parti tek isim üzerinde uzlaşsa da o isim için tabanların hareketlenebilmesi de deveye hendek atlatmak gibi bir şey.
Gözler bu sebeple partili kimliği çok belirgin olmayan isimlerde…
Tayyip Erdoğan, birkaç kez, “Bize adaylık için gelenler yerine bizim kapısına gideceğimiz adaylarımız olacak” anlamına gelen cümleler sarfettiyse sebebi bu. Liderler arası görüşmelerde de, bu aşamada, artık isimler üzerinde durulduğunu düşünüyorum.
İyi de, o durumda, isimleri partilerinin adayı olarak kamuoyunun önüne atılmış kişiler ne olacak?
Liderler üzerinde anlaştı ve ortak aday olarak belirlendi diye, partilerin tabanları önlerine sunulan isimleri benimseyip oylarını verebilecekler mi?
Verebilirler de, vermeyebilirler de… Ya vermezler, seçmenleri de buna karşılık rakip parti/ler/in çıkardığı daha göz doldurucu bir adaya yönlenirlerse?
Bu seçim şimdiye kadar isimleri tartışılıp duranlardan çok farklı kişilerin belirlendiği beklenmedik adayların yarışmasına dönüşebilir.
Hatta, yukarıda isimlerini bolca zikrettiklerim dışındaki partilerin adaylarının bile şans bulabilecekleri bir seçim yarışına…
Halil Ürün böyle bir ortamda 1989 yılında Refah Partisi adayı olarak girdiği seçimde Konya’da belediye başkanı seçilmeyi başarmıştı. 1994 yerel seçimi de, Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek‘in beklenmeyen başarılarına sahne olmuştu.
Zaten, partiler de, bu havayı kokladıkları için, hala ‘ittifak’ kurma peşinde koşuyorlar.

Medya kazandırdığı gibi…

Medyadaki dengelerin iktidar lehine oluştuğunu unutmuş değilim. Toplumun haber alma kanalları tek yönlü işliyor ve referandum ve seçimlerin sonucunu belirlemede bunun ihmal edilmeyecek bir katkısı bulunduğu da ortada.
Ancak bu defa medya desteği tersine işleyeceğe benziyor. AK Parti’nin itibar ettiği medya kuruluşlarında birbiri ardına çıkan uyarı yazılarına bakılırsa, bir çok kalem desteğini şarta bağlamış görünüyor. Hepsinin gönlünde ortaya atılanlardan farklı isimlerin yattığı anlaşılıyor. Muhtemelen ekranlara sürülen isimlerin bazısının da makamlarda gözü var.
Tatminsizler ordusuyla karşılaşabilir iktidar partisi…
Daha da önemlisi, artık iktidar partisinin itibar ettiği kalemlerin diline de yansıyan, AK Parti tabanının da haberleri almak ve yorumlarından yararlanmak için tek yönlü işleyen medya düzeninden dışlanmış kaynaklara başvurduğu gerçeği var.
Saadet Partisi çizgisini desteklediği bilinen bir TV kanalının (TV 5) medyadan dışlanmış fakat hassas kamuoyunda itibarları süren bazı isimleri ekrana çıkarma hazırlığı haberi bu bakımdan önemli.
[Bu kanalın ‘yayıncı kuruluş’ diye anılan platformlara girmesi dengeyi muhalefet lehine değiştirebilir.]
Herhalde partilerin neden ‘ittifak’ arayışından vazgeçemediklerinin sebebini anlamışsınızdır.
Mecburlar da ondan.
ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. Vazgeçmişlerdi, yeniden ittifak arayışına girdi PARTİLER … Bunun önemli bir sebebi var: Mecburlar.
    Fehmi koru teşhisi ortaya koymuş doğru başlık bu seçimde iktidar ve muhalefet ittifak yapması çapsızlık ve çaresizlik tipik doğu ve ortdoğu ligi durumları, ben gündem olarak doğu ve ortadoğu çalışıyorum bu makalenin başlığı cuk oturmuş yani ülkeyi ben kurtarırım tipik doğu ve ortadoğu hastalığı .
    not muhalefet hep ben dedi muhalefete demirledi akp biraz bizler dedi zirve yaptı sonra ben dedi mecbura muhtaç durumuna düştü
    selam dua ile

  2. Karar yazarlarindan Akif Baki Erdoğanin bu seçim diş düşman malzemesini yazmiş. Ben her zaman demiyormiyim Erdoğan ne eder eder kazanir hemde HARAMINDAN.
    ×××××
    http://m.karar.com/yazarlar/akif-beki/aihmi-birak-stratejiye-bak-8475
    ×××××
    Yazinin O bölumunu Akif baki nediyiyor.
    OUYALIM!

    Hollanda, Almanya, AB ve ABD emperyalistleriyle arayı toparladık; Hans’la George üzerinden kampanya yürümeyeceğini göremiyorlar.
    Kime karşı oy kullanmaya çağrılacak bu durumda vatandaş?
    Sandığa atılacak oylarla çatlatılacak, patlatılacak düşman kadrosu tam boşalmışken imdada yetişen hızır, AİHM olamaz mı!…
    Uluslararası mahkeme, münhal ‘dış güç’ kadrosunu bir anda dolduruverdi.
    Şimdi iç rahatlığıyla, bu seçimde taşlanacak şeytanın bulunduğu söylenebilecek.
    Vatandaşın huzur-u kalple sandığa gidip bu AİHM hadsizine haddini bildirmesi istenebilecek.
    İç işlerimize karışma ve egemenliğimize müdahale cüretkarlığına halkın kızması sağlanabilecek.

  3. Doğru yolu doğrudan vasıtasız kendine rehber edinen liyakatli siyasetçilere ihtiyaç normalden fazla var toplum yaşamlarında öncelikle adalet istiyor tabela adaleti istemiyor toplumsal yaşamda adalet namusa eşdeğerdir .Eğer bir tolumda adalet varsa yönetenlerde tavizsis adaleti savunuyorsa böyle bir tolumda huzur ve güven olur saygılar

  4. akp ve mhp arasında geçen bazı fikir ve görüş ayrılığını cumhur ittifakının parçalanması olarak görenler çok sevinmişlerdi lakin bir süre daha bu ittifak yürüyeceğe benziyor. biz seçmenler olarak bunu yazmıştık. hiçbir ittifakın sonsuza kadar sürmesi beklenmez…ancak neden bir araya geldiklerinin şartları değişmeden durumun değişmesi de beklenmez. iki ayrı parti olarak görüş ve fikir ayrılıkları olmayacaksa zaten birleşirler tek parti olurlar değil mi?
    bu ittifak hem akp hem de mhp için faydaya dönük sonuçlar getirdi. mhp olumlu uzlaşmacı milliyetçi tavrı nedeniyle seçmen kitlesini arttırdı akp nin ise eli rahatladı. hasılı alan memnun veren memnun. sonuçta bu iki parti genel görüş ve tutum olarak biribirinden çok ayrışmaz. bu da iyi bir şeydir.
    ittifak arayışı ve mecburiyeti içinde olan sadece akp-mhp değil. ip chp hdp de görüşüyorlar. genel seçim öncesi de ittifak etmişlerdi ancak seçim sonrası sanki çok memnun kalmadılar diye hatırlıyorum. ip millet ittifakının kendisine oy kaybettirdiğini hdp ye sert muhalefet edemedikleri için zorlandıkları meallinde beyanları olmuştu diye aklımda kalmış… chp de benzer şeyler söylememiş miydi…iyi parti bir yönetim bunalımı yaşıyor, kurucular ilkelerimizden uzaklaştık diyerek istifa ediyorlar bence parti bunu dikkate almalı, nerede durduğuna bakmalı…hdp nerede dursa zaten oraya yetiyor. medyada batıda başkan bizden üyeler sizden doğuda başkan sizden üyeler bizden nevi chp ile görüştüğü yazılıp çiziliyor ise de bunların aleni olamayacağı çok açık. maalesef kara bir deliğe dönüşen hdp kendini yokettiği yetmiyor gibi yaklaşan herşeyi de yutacak durumda. ama chp- yönetimi-bunu anlayacak akılda değil, hiç olmadı. kendi kurguladığı dünyasında yaşıyor ve bunun bir gerçekliği yok. öyle olmasaydı daha bir arpa boyu yol gitmeden büyükşehirleri alırsak başkanlığı tartışmaya açacağız demezlerdi, diyerek insanları şimdiden ürkütmezlerdi. sonuçta bu ülkede referandum olmuş sistem değişmiş, üstüne genel seçim olmuş sistem tekrar kabul görmüş şimdi ortam böyle bir tartışmayı ister mi…isteyen bir avuç aklı havada oy olarak size yeter mi??? akp ye ders vermek isteyen seçmen bir aklın başına gelsin oyu vermek istese nereye gidecek, hale yola bakıp yine partisine oy verecek. apoletlerini sökerim denildiği zaman bunları çok yazdık seçimden aylar sonra anladılar….şimdi seçime aylar var…

  5. Halk ve devlet memurları bu seçimde de çok erken meşgul edilmiye ve
    işinden-gücünden alıkonulmıya başladı. Yalancı politikacılar Nisan ayına kadar laf
    üretmiye çalışacaklar. Halbuki, perşembenin gelişi çarşambadan belli olur, demiş, atalarımız.
    Ak Parti, bilhassa büyük şehirde yaşıyanlar için MADDEN çok şeyler yapmış
    olsa bile; MANEN, AHLAKEN, edeben, DİN yönünden Memleketin çok kötüye götürüldüğünü
    dinsiz denebilecek zümreler bile kavramıya başladı.
    AKP’nin çıkardığı KANUNların AİLEyi, gençliği yok etmiye Dul, DEYYUS,
    ibne üretmiye yönelik Avrupa (AB) yasaları olduğunu Halk – geç de olsa – idrak etti
    ve müşahhas olaylarla gördü. Memleketin örfüne, geleneğine ters sapıklar türetildiğine
    yakınen şahit oldu. Vatandaş – MEDYA’nın da – sınırsız olarak desteklediği Hayvansal
    ÖZGÜRLÜKLERDEN ziyadesiyle rahatsız ve bizar olmuş durumda. Gelinen noktadan şikayetçi.
    Nurdan hm’ın tesbitleri yerinde. Belirtmeliyim ki, DEMOKRASİ sahtekarlığının
    nimetlerini (!), Nurdan hm. da nihayet anlamışa benziyor.
    Bir de – kötü rol modeller – işlerine gelince inanç ayrı, amel (eylem) ayrı
    – karıştırma – diyorlar.Hele 5 – 10 sure ve tefsirlik bilgileri ile İlahiyat Fakültesi ve
    DİB mensubları Milletin Çoğunu SÜNNET DIŞI sapık MÜRCIE (günahkar) ve MUTEZİLE
    (nakle itibar etmeyen güya akıl dini) mensubu yapmıya uğraşıyor. Halbuki,”ben Kur’an
    müslümanıyım, diyen insanlara, Cenab- Hak pek çok “SURE”sinde ve 100’ü aşkın
    “AYET” inde, ” ALLAH’a ve RESULÜNE ” iTAAT edin, buyuruyor.
    Tayyip beyin seçmenin GÖNLÜNÜ kazanmak için dile getirdiği kurallar ve
    sözlere – ADAY TESBİTİ yapılırken – uygun hareket edileceğini hiç sanmıyorum.
    (Bu durumda, muhalefet, Tayyip beyin sıfatlarını saydığı adaylar çıkarabilse,
    seçimi onlar kazanabilir).
    Hele hele, bir kısım iyi parti ve Ak Parti SEÇMENİnin Lider değil, akl-ı selim
    ve ve inancı istikametinde hareket edeceğini umuyorum. Bu yüzden, Ak Partinin
    MHP desteği olmazsa bazı büyük şehirlerde seçimi kaybedebileceğini kendileri de
    biliyor. Müfrit bağlıları dışında Saadet seçmeni de her zaman olduğu gibi Yöneticilerin
    istediği istikamette oy kullanmamaktadır. Hele, CHP ile işbirliği yapılan yerlerde.
    CHP geçmişi ile bu Memleketin müslüman, milliyetçi ve muhafazakarlıkta iddialı
    seçmenlerinin oyunu HAYAL bile edemez. Çünkü KAN uyuşmazlığı vardır, bilene.

  6. Yıllardan beri istenen bir şeydir iki partili sistem. Parlamenter sistemde bu zordu ama başkanlık sisteminde neredeyse zorunlu hale geldi. Sistemin gereği, ister istemez iki partili sisteme gidilecektir. Muhtemelen seçim için yapılacak ittifaklar ileride iltihaklara dönüşecektir. İki ana parti kalacaktır. Diğerleri sonunda tabela partisine dönüşür.
    “mecburlar da ondan” diye bitirmişsiniz. Görünen o ama görünmeyen ise, “emirin demiri kestiğidir.” Derin bir akıl planlama yapıyor ve başta MHP olmak üzere, diğerleri de emrin gereğini yapıyorlar. MHP’nin son 20 yılda yaptıklarını ya “akıl sağlığı yerinde değil” diye anlayacaksınız ya da “derin devlet/encüman-i dâniş”in planları harfiyyen uygulanıyor diyeceksiniz. İkinci şık biraz komploculuk olarak görülebilir ama başka açıklaması olan var mı?
    Saygılarımla.

    • Bizde uzlaşmacı siyaset olamaz yapımız gereği. O yüzden iki partiye düşecek iddiasını asla gerçekçi bulmuyorum. Bizde hep küçük olsun benim olsun anlayışı hakimdir. Akılsızca kaybetme pahasına herşeyden vazgeçilir. Aklını değil midesini ve ötesini kullanarak açgözlü hareket eder bizde siyaset. Bu bağlamda parçalı siyaset ve koalisyonlar uzun süre devam edecektir. Bahçeli akıllı bir hamleyle iktidarı yüzde 50 ye ve dolayısıyla koalisyona mahkum etmiştir. En küçük parti bile bu sistemde karlıdır. Bakın Meclis’e hiç girme şansı olmayan Saadet Partisi şu an Meclis’te iki milletvekili ile. Yakında grup kurarlarsa da şaşırmayın.

  7. Sıradan seçim
    Türkiye’de, bağımsız adaylıklarda, MSP’nin ilk seçiminden sonra Adil Düzen’li seçimde, Türk ocağında, komünizmle mücadele derneğinde, Yeşilay’da ve 50 senelik hakemlik uygulamasında seçimleri gözlemlemiş biri olarak deneyimim şudur ki halk yenilik istemektedir. Kim yeni proje ile çıkarsa onu ona verecektir.
    Sermaye partiler arası dengeyi kurmak için fikirsiz, sıradan kimseleri aday gösterir. Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına gösterdiği adaylara bir bakın. Fikirleri, partileri ne olursa olsun kazanamazlar. Sıradan oldukları gibi şimdi CHP’dedirler.
    İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır büyükşehir adayları bir yeni proje ile çıkarlarsa partileri ne olursa olsun kazanma şansları vardır. Buralarda kazananlar çevrelerinde de kazanırlar. Bu yeni fikir nedir? Ortaklık Sistemi’dir, kooperatifçiliktir. Biz Akevler olarak partileri davet ediyoruz.
    a) Bütün partiler belediye başkanlıklarında bağımsız adayları desteklesinler. 1969’daki bağımsız hareket devam etsin.
    b) Bağımsız adaylar, Ortaklık Sistemi’ni benimsesinler ve kooperatifçilik üzerinde dursunlar.
    c) Dünyada özde kooperatifçilik yalnız Akevler’de vardır. Sözde kooperatifçilikle kimseyi kandıramazsınız. Bağımsızların seçim beyannamelerini Akevler karşılıksız hazırlamaya hazırdır. Seçim masrafından kurtulmuş olurlar.
    d) Bağımsız başkanlar; seçimleri kazandıktan sonra diğer partilerin adayları ile birlikte çalışacaklarına, kurulacak semt kooperatiflerinde onların aktif rol oynamalarını sağlayacaklarını vaat etmeliler. Ülke birden Ortaklık Sisteminde harekete geçmiş olacaktır.
    Biliyorum bu yazımı Sermaye kimseye duyurmayacaktır. O halde ne olacak?
    1- Sermaye’nin empoze ettiği sırdan adaylar başkan olacak.
    2- Ülkede bir şey yapmayacak, sabah gelip akşam gidecekler. Sermaye’nin talimatı ile işler yürüyecek. Sorumlu onlar olacak ama onlar yönetmeyecek.
    3- İktidarla belediyeler arası şu şeklide devam edecektir: kavga veya tam teslimiyet.
    4- Ülke uçuruma doğru yürüyecektir.
    Sonuç olarak bağımsız adayların destek almasını öneriyorum.

  8. İki partili sisteme herkes hazırlanmış görünüyor, uzlaşma kültürü güzel şey:) muhalefetin ittifak arayışı daha ziyade küfür tek millettir şiarınca yürütülüyor. Herkes aslına rücu eder; itse it, kurtsa kurt!

    • Hocam 2 partili sistem diye bir şey olamaz. Kimse kimsenin günahını vebalini çekmez. Partiler çekse bile seçmen çekmek istemez. Bu yerelde işlemez. Başkanlık seçiminde genel bir hava olduğundan bu ittifak sadece genel seçimde işler o da kerhen . Yerel seçimde yemez. Gel de Üsküdar da Cumhur İttifakına oy ver hadi . Hadi gel de oy ver.

      • Üsküdar biraz bıçak sırtı… Nihayet başkanlık sistemi 2turlu olduğu için bi süre sonra 2 partili sistemi yerleştirir. Keşke belediye seçimleri de 2turlu olsaydı! Sonuçta en çok oy alan iki adaydan birini seçerdik…

    • eski bir fehmi koru takipçisi olarak şaşıyorum sana… saçmalama hakkını kullanıyorsun herhalde akp karşısında konumlananları KÜFÜR TEK MİLLET dairesine alarak.. şaştığım husus bir f.koru okurunun nasıl bu kadar saçmalayabildiği.. fizik kimya psikoloji sosyoloji islami insani kurallara aykırı bir durum yani ..anlatabildim mi ???!!!

      • Ohoo, bilader burda ne yorumcular, pelinsular, cansular, baransular var bi görsen:) yani bana sıra gelmez onlardan, git dengine bulaş…

  9. İzmir deki akp li bir ilce belediye baskanina i.b.sehir teklifi edilmiş adam hayir demis.
    İstanbulda da ayni sey olmus
    İzmir hadi neysede istanbulda nasil boyle bisey olur
    Koskaca Binali Yildirim bile izmirden aday oldu kazanamadi
    Basbakanlik kismet oldu
    Bu adamlardaki koltuk sevdasi nedir boyle yav
    Hepsi ankarada suan
    Reis bu tur adaylik tekliflerini kabul etmeyenlere mevcut bulunduklari belediyeleride vermesinler
    Zaten o eski yerel secim secmeni yok artik
    Millet direk Tayyip babaya verecek mıgo

  10. UZUN DÖNEM İKTİDAR ZEHİRLENMESİ NE SEBEP OLUYORMUŞ.
    kÖPRÜ DEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ.
    Be seçimden sonra uzun süre seçim yok.
    Seçimden sonra gerçeklerle yüzleşeceğiz.
    Dört ay kaldı,ameliyat mi olacağız kemoterapi mi göreceğiz.
    En az çok acı bir ilaç içirileceğız.ACISINI 2-3 YIL YAŞARIZ.
    SONUNDA SAĞLIĞIMIZA KAVUŞURUZ UMUDUYLA.
    Bu seçim iktidara bir sarı kart gösterilmesi lazım.
    Belki kronik yanlışlarından vazgeçer.
    Yoksa yaptığım her şey hal tarafından sorgusuz kabul görüyor.
    O ZAMAN ;DURMAK YOK,YOLA DEVAM. denecektir.
    Kutsanmış bir iktidardan başka ne beklenir.
    Bir ikaz almalı;
    Yanlış yaptıklarından vazgeç.yoksa başkasını tercih ederim mesajını vermeli.
    YEREL SEÇİMLER DÖNÜM NOKTASI OLABILIR.
    NE dersiniz?

    • İktidarı ikaz etmek için kime oy verelim ey avam; m.ince ye mi? Anap iktidarı vaktiyle ikaz edilince başımıza gelen shp belediyelerinin şokunu hala üstümüzden atamadık: Yağmur suyuyla yıkanıp, evin önünde biriken çöplerimizi yemek istemiyoruz! İkarus otobüslerle yolculuk nostaljisi duyanlara bişey diyemem tabii…

      • BELEDİYECİLİĞİN KİTABINI BİZDE KİM YAZDI.
        SAADET NE GÜNE DURUYOR.
        CHP NIN BELEDİYELERDE DURUMU ORTADA.
        ONLAR İFLAH OLMAZ.
        GEÇMİŞ TE VE GÜNÜMÜZDE HAYIRLI BİR İŞLERİ PEK OLMADI.
        UMUTTA VAAD ETMİYORLAR.
        BAŞKA PARTİLERDE İYİ ADAYLAR VAR.
        SAADET İN BU KONUDA GEÇMİŞİ İYİ.
        AKP NIN KENDİNE ÇEKİDÜZEN VERMESİ İÇİN GEREKİYOR.
        İLERDE DAHA İYİ BİR YOLA GİREBİLİR BELKİ.

    • sarı gösterilmezse durmak yok yola devam “durmak yok , yolmaya devam” olacak…

  11. Eskiden adaylar onsecim ile tabandan belirlenirdi. Simdi partilerde krallar var adaylari tepeden onlar seçiyor. Neden bu duruma hic itiraz eden yok? Bu kadar mi dustuk?

    • Ne zaman ve hangi partilerde adaylar için önseçim yapılıyordu? Önseçimle gelmiş de siyasette yer tutmuş kim var ki? Önseçim dediğin şey chplilerin ağzında adı var kendi yok bi sakızdır! Adaylar her zaman gökten zembille iner. Önseçim de nedense hep vakit kısıtlıyken akla gelir…

  12. Partiler önümüzdeki yerel seçimler için ittifak yapmaya mecbur kaldılar.
    Sadece iktidar partisi veya her konuda ittifakı önceden tescillenmiş AK Parti ve MHP değil, yanında CHP ile İYİ Parti de buna mecbur kalmış durumdalar..siyasi zemin el verseydi CHP ile HDP’nin bölgesel zımni ittifakı da resmiyet kazanabilirdi.
    Evet; partiler ittifak yapmaya ”mecburlar”…Peki ama neden?
    Sorumuzun doğru cevabı, 16 yıldır ülkemizi yöneten ve siyasetine yön veren AK Partinin, yerel seçimlerde dahi ittifak yapmaya mecbur kalması, yürüttüğü politikaların halkta önceden olduğu kadar karşılık bulmadığı ve onun zayıfladığı, inandırıcılığının kalmadığı anlamını içermektedir.
    AK Parti bununla, ittifak yapmakla, iktidarını idame ettirmenin peşinde..aksine bir durum, AK Partinin yerel seçimlerden zayıflayarak çıkması durumu, hükumet etmesinin, öncesinden daha fazla sorgulanmasına sebep olacaktır ve bu, onun, değil uzun vadeli hedeflerini, 2023 hedefini bile zora sokacaktır.
    Yerel seçimler için ittifak görüşmelerinin ilkinde ”herkes kendi yoluna” restinden sonra ikinci ittifak görüşmelerine başlanması ve Bahçeli’nin ”davet ev sahibinden gelmiştir” demeci, işin olduğundan daha zor ve vahim olduğunu fısıldıyor.
    Siyaset arenası darmadağın lime, lime…
    Seçmen farklı durumda mı sanki.
    O da kendini buna (ittifaka) mecbur kılıyor/sanıyor.
    Bu da, ülke insanının siyasi, ideolojik ve sosyolojik olarak kutuplaştığının/bölündüğünün resmidir.
    2002 yılına kadar olanlardan farklı olarak, zihin duvarımıza asacağımız böyle, yeni bir tablomuz var artık!

  13. Kişiler birbirleriyle dostluk, arkadaşlık, müttefiklik veya ortaklık olsun, her ne isimle adlandırırsak adlandıralım bir araya gelmek istiyor ya da geliyorsa temelde iki sebebi vardır. Ya gönülleri, amaçları, duyguları, değerleri bir ve benzerdir ya da çıkar ve menfaatleri.
    Topluluklar, kurumlar ve tabii ki siyasi partiler de insanlardan oluştukları için, birliktelikleri bu iki temel sebepden birine dayanır.
    Bireyler için değerin en büyüğü kendi canıdır ve eğer bir kişi herhangi birşeyi korumak ya da yüceltmek için kendi canından vazgeçebiliyorsa o şey toplulukları da bir araya getiren üstün bir değer olmalıdır. Vatan gibi, bayrak gibi, özgürlük gibi, bağımsızlık gibi.
    Ortak olunan değerleri korumak için girilen mücadeleler ve bu uğurdaki can ve kan kayıpları, ortaklığı, müttefikliği güçlendirir,devamında bozulmasını zorlaştırır.
    Akp ve Mhp seçmenleri vatan, özgürlük, bağımsızlık gibi ortak değerlerini korumak için 15 temmuzda birlikte mücadele verdiler, bu uğurda canlarını, kanlarını ortaya koydular. Bu durum yukarıda anlattığım temel birliktelik sebebinin hangi çeşidiyle birarada olduklarını gayet açıkça gösteriyor. Bu ittifak gücünü de buradan alıyor, devamını da idealist duygular sağlıyor.
    Diğer partilerin hangi temel sebeple biraraya geldiğini de başkası açıklasın. Benim bu konudaki kanaatim net.

    • Necip abi merhaba! Bir ara VATAN, ÖZGÜRLÜK, BAĞIMSIZLIK kavramlarını açıver, bu değerlerimiz gerçektende tehlikede mi? Tehlikedeyse akp-mhp bizi bu tehlikelerden kurtarabilir mi? Anlativer de bizde bilelim cahil kalmayalim abi. Teşekkür ederim.

      • Sayın Baran Su, kavramların insanlarda hissettirdiği duygular vardır. Bu duygular da kişilerin algılarıyla alakalıdır. Birisi 100 metre yüksekte incecik telin üzerinde yürür bırakın tehlike hissini neredeyse zevk alır, diğeri 3 metre yüksekten aşağıya baktığında bacakları titrer, korkudan bakamaz. 100 metre yukarıdaki telde yürüyen kişi anlatarak diğer kişiye korkusuzluğu öğretebilir mi? Ancak diğer kişide bir korkusuzluk duygusu varsa ona telde yürümeyi öğretebilir. Vatan, özgürlük, bağımsızlık gibi kavramlar da, bunlardan herhangi birini tehlikede hissetme durumu da böyle kişiye özeldir. Bu yüzden siz bu kavramları tehlikede görmeyebilirsiniz, ben görebilirim ve birbirimizi kendi duygularımızı hissetmesi için ikna etmek de sözkonusu değildir. Duyguların oluşması , hissedilmesi için her zaman maddi, somut, gözle görünen sebepler de ortada olmayabilir. İnsanlar bu yüzden tartışarak, yazışarak, konuşarak başkasını kendi futbol takımına taraftar edemez, kendi partisinden başkasına oy verdiremez, kendi inancından başkasına döndüremez. Belki sadece karşıdakinde benzer bir duygu kıvılcımı varsa oradan bir açılım yapmasına vesile olabilir. Zaten o kıvılcım olduktan sonra, başkasının anlatmasına da pek gerek kalmaz. İnsan cehaletini sadece kendisi isterse yener. O yüzden derler ya öğreten-öğrenen yoktur talep eden vardır diye. Sizin sorunuz bende pek bilgi talep ediyor duygusu yaratmadı açıkçası, kusura bakmayın:))

        • akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını almış diyorsun necip ağabey. doğru diyorsun.
          selamlar…

        • Necip bey, bu meselelerden anlamayan daha ne pelinsular, cansular, baransular var… Mercimek kadar beyniyle sağa sola akıl öğreteni mi istersin, ağzından köpükler saçarak kendi soyuna, ülkesine lanetler okuyup küfredeni mi istersin? Her ne ararsan var derde devadan gayrı:)))

          • Olsun H.Gayret, önemli olan anlayanın gereğini yapabilmesi zaten, anlamayandan birşey beklemeye hacet de yok. Selamlar..

  14. Halkın geneli, Erdoğan giderse devlet işgal Olur, devlet batar diyorlar o yüzden oy veriyorlar. Peki soruyorum: Erdoğan 10 sene sonra dünyada olmayacak. Yani Devletin ömrü 10 yıl kalmış demektir. Aslında AKP’yi muhalefet ayakta tutuyor. Özellikle MHP ve iyi parti. Neymiş hdp ile aynı safhada yer almak istemiyorlarmis. Hdp tabanının %90’ni namaz kılıyor Allah’a inanıyor. Madem Hdp terör partisi ve namaz kiliyorlar Allah’a inanıyorlar. O zaman muhalefet namazı ve Allah’ı da inkar etmeli. Mantıklı düşünürsek böyle olması gerekiyor. 16 senedir Ak parti iktidar olmuşsa bunun tek nedeni: muhafazakar milliyetçilerdir. Ahirette de “Kişi sevdiğiyle hașir neșir olacaktır. Yani iktidar döneminde sevaplar ve günahlar iki partiye bolusecektir.
    SAYGILAR SEVGİLER

  15. AKP için herşey mubah.
    Yetiştirdiği Cahiller ordusuna kimin gücü yeterki? Heleki kadinlarin ve şehlerin çoğunluğu onlari destekledikden sonra, gerisi tefferruat.
    Ben 2004 te Türkiyede bir dişçiye diş yaptirdim, o disçi Hacettepe disçiliği birincilikle bitirmiş gerçekten iyi bir dişçi.
    Ablamin ve damadininda disçisi (Damadimiz diplomat) ablam ve damadida AKPli.
    Neyise saadete gelelim.
    O dişçi Şeyhim der agzindan bin tane şeh dökülür halen dahada öğle,her cuma zikikre gidiyormuş bir defasindada ablami göturmüş, ablam eve geldikten sonra acillik olmuş ter kokusu ve gürültüden dolayı.
    Diğer oy makineleride belediye otobüsleri ve belediyeye ait her turlü şehir içi ulaşiminin emeklilere bedava olması.
    Belediye araçlari hep onlar için calişiyor.
    Bizim milletin Türkiyenin batması,borçlanmasi,kul hakki ve çocuklarinin geleceği umurunda olmadiğindan dolayi, günlük menfaatlarını düşündükleri için AKP onlar için can simidi, onlarda AKP için oy simidi.
    Uzağa gitmeyeyim gene kendi ailemden bir örnek daha vereyim.
    Benim diğer ablam ve eniştem de emekliler ve onlarında bedeva kartlari var.
    Mal varliklarinda gözüm yok ikiside gerçektende çok çaliskan idiler, Allah daha çok versin, Bildiğim kadari ile bir tane 16 dareli Apartmanlari onun haricinde herhalde 8 tanede ayri ayri yerlerde daireleri yazliklar falanda var.
    Şimdi bu emeklilere AKP belediyeleri milletin hakkini neden yediriyor? Üstelikde
    bedava diye akşama kadar ondan inip ona binerek boşu boşuna dolaşiyorlar.
    Işe gidenlerde dolmuşa binmek zorunda kaliyor, çünkü otobüslerde yer bulamiyorlar.
    Her ülkede yaşlilara bazi indirimler var fakat öğle bizdeki gibi bedava değil.
    En az yari fiatini ödiyorlar.
    Peki AKP nin yaptiği kul hakki değilde ne?
    Politikacilar için hepsi mubah nasil olsa bizde onlari desdekliyecek okumuş cahiller ordusu gereğinden fazla.
    Erdoğan bu seçimlerden öncede,
    Gene diş güçleri şeytanlaştirir ve kahraman olur.
    Birde bizdeki kediler ve ölüleri kattikmi tamam,zaten onlar seçimlerde epeyce aktifler.

Yoruma kapalı.