Siz ve biz pahalılıktan şikayet edip duralım.. Yabancılar için dünyanın en ucuz ülkesiyiz…

41
Reklam

Kulladığım araç yaşlandı sayılır; 2008’de almışız. Her yıl bu zaman kasko sigortasını yenilemem gerekiyor. Yaşlandığı için yıldan yıla ödediğim sigorta ücretinin düşmesine de alışmışım.

Öyle olmasaydı her şeyin pahalandığı günümüzde araç sigortasının tepeye vurması şokunu yaşamazdım.

Geçen yıl 1800 TL ödediğim kasko sigortası için aynı şirket bu yıl tam 10 bin 467 TL talep etti.

Şok oldum.

Bana sigortacım tarafından gönderilen karşılaştırmalı fiyat listesinde, bizim aracın kasko sigortası için 21 bin 148 TL isteyen de var. Ayıp olmasın diye fiyatları teklif eden şirketlerin ismini yazmıyorum. Niye ayıp sayılacağını da bilmeden…

Eskiden o parayla araç satın almak mümkündü.

Sigortacım, “Bizim araç artık yaşlı, üstelik hasarsızlıktan da yararlanmam gerekmez mi?” demeye kalktığımda lafımı kesti. İndirim yapılması bir yana, son iki yıldır yaşlı araçların sigorta primleri artıyormuş. Yedek parça bulmakta zorluk çekildiği ve parçaların genellikle dışarıdan getirilmesi zaman aldığı için…

Etrafa sordum, soruşturdum, pek çok tanıdığım aracına kasko yaptırmaktan vazgeçmiş…

Reklam

Türkiye bizler için dayanılmaz derecede pahalı bir hale geldi.

Her gün dudaklarımdan kim bilir kaç kez “Allah fakir fukaranın yardımcısı olsun” duası çıkıyor.

Bizler için yaşamayı zorlaştıracak kadar pahalı hale gelen hayat, ülkemizi yabancılar için cazibe merkezi yapıyor.

İngilizler sözgelimi, “Pahalılıktan şikayet ediyorsanız, kışı Türkiye’de geçirin” tavsiyesine muhataplar…

Hindistan’dan bile daha ucuzmuş Türkiye…

Daily Telegraph gazetesinde bir tablo gözüme çarptı, gözünüz gönlünüz açılsın diye size de sunuyorum. Dört ülke (İngiltere, İspanya, Türkiye ve Hindistan) birkaç harcama kalemi bakımından karşılaştırılıyor o tabloda. Pahalı olmayan bir restoranda bir öğün yemek, bir litre benzin, bir hamburger ve sinema bileti fiyatlarını mukayese eden tabloda, en güdük kalan sütun Türkiye’ye ait.

İngiltere’de bu dört harcama kalemi için neredeyse 37-38 dolar gerekirken, İspanya’da 28, Hindistan’da 12 dolar yetiyor.

Türkiye’de?

Reklam

Öğün yemek, benzin, hamburger ve sinema için Türkiye’de 10 dolar bile fazla, gazetenin birkaç kaynaktan topladığı verilere göre… [Yandaki grafiğin altında veri kaynakları yer alıyor.]

Gazetenin “Kışı Türkiye’de geçirin, hayatınız ucuzlasın” demesinin altında bu gerçek yatıyor: Türkiye onlar için ucuz mu ucuz…

Neden kış?

Enerji fiyatları -aydınlatma ve ısıtma- her ülkede -bu arada İngiltere’de de- tahammül edilmez boyutlarda. İngilizler enerji faturası olarak bu kış her ay ortalama 480 Sterlin ödeyecekler. 1 Sterlin yaklaşık 22 TL olduğuna göre, ödenecek rakam bizim paramızla 10 bin TL’ye yakın. Şimdilerde daha az doğalgaz ve elektrik kullanıldığı için ortalama fatura 355 Sterlin imiş; harcanan enerji miktarı kışın %30 artarmış, dolayısıyla 480 Sterlin böyle hesap ediliyor…     

“Londra’da yaşayıp arpacı kumrusu gibi düşüneceğinize, gidin Türkiye’ye, krallar gibi yaşayın” tavsiyesi beni bile heyecanlandırdı.

Ülkemizde yaşamanın maliyetini de çıkarmış gazete.

Airbnb aracılığıyla kiralanacak Antalya’da denize nazır dairenin aylık kirası 500 Sterlin (yaklaşık 10 bin TL). Orta halli bir restoranda iki kişi 12 Sterline doyabiliyor. Kahve 1 Sterlin. Bira 1.40 Sterlin. Sodalı içecekler 50 p.

“Lüküs hayat, lüküs hayat / Bak keyfine yan gel de yat…”

Gazetede kendilerinden daha ucuz başka ülkelerle ilgili bilgiler de var, ama göz alıcı olan Türkiye’nin ucuzluğu…

Bize ateş pahası gelen fiyatlar, İngilizler için bedavadan ucuz. 

Hangi İngiliz için?

İlk elde emekliler doğal olarak… 

Kendi evlerini Airbnb’den kiraya verip, Antalya’dan aynı yolla üçte veya dörtte bir fiyata bir daire kiralayabilir emekli İngiliz.

Genç çalışanlar için de ülkemiz cazip. Artık Avrupa’da pek çok ülke -İngiltere’de de- çalışanlarına evden katkıda bulunabilme imkanı sağlıyor. Verimlilik daha da artıyormuş. Tabii şirketler için az masraflı bir seçenek bu. 

Maaşını çalıştığı şirketten Sterlin olarak alan genç İngiliz, katkısını Antalya veya Bodrum’da kiraladığı apartman dairesinden yapabilir pekala.

Ben bu yazıda İngiltere ve İngilizler üzerinden ülkemizin ucuzluğu haberini paylaştım ama öteki Avrupa ülkeleri vatandaşları için de ucuz bir ülkeyiz ve aynı cazip şartlar onlar için de geçerli.

Tevekkeli, Antalya ve Bodrum’da kiralar, araç sigorta fiyatları gibi, üçe-dörde-beşe katlanıyor.  

Haberi okuyan ülkemize koşuyor.

İstanbul’da da bazı semtlerde kiralık evlerde artık İngilizce duyuru görülebiliyor.

Kiracı yabancı olunca ev sahibi TL üzerinden anlaşma yapmak zorunda olmadığı gibi, her yıl kira artışında %25 sınırı da yabancı kiracılar için uygulanmıyor.

Hâlâ “Ne oldu da kiralar bu kadar arttı?” diye düşünenleriniz varsa, bir sebep de bu: Yüksek kira bile yabancıları caydırmıyor; kendi ülkeleri çok daha pahalı. Zayıflamış TL yüzünden Türkiye’de kral hayatı yaşamaları mümkün ve öyle yaşıyorlar da…

Peki bu ülkenin kendi vatandaşları, Türkler ne yapacak?

Yabancıların ilgisi fiyatları artıran bir etkiye sahip ve bu yüzden hayat biraz daha pahalı.  

Bakalım zorunlu trafik sigortası için ne kadar ödemem gerekecek?

Onun da dönemi geldi de…

ΩΩΩΩ

Reklam

41 YORUMLAR

  1. Aslında dünkü yorumumun devamı daha da önemliydi, ama çıkmamış. Cumhuriyet gazetesinde bir köşa yazarının eleştiri yazısına eleştiri niteliğinde idi. “Kutuplaşma”nın derecesi ve kutupların çatışmasına bir örnekti ve kendilerinin yarattığı karşı kutbu iktidara geldiği günden beri nefes aldırmamaya çalışmasını konu ediniyordu. Eleştirdiğim nokta bu yazıda/yazarda sezilen, işin temelinde sakat ve sakar DiN anlayışıydı. DiN’imizin temeli Kuran’a hafif bakış açısının ötesinde onun Allah katında “Vahiy” değil insanın uydurması olabileceğini ima eden bir yazı idi. Daha spesifik olarak, İncil’de de benzer ifadeler olduğunu, onun pekala eleştirilebildiği ama bizim Kuran’ın eleştirilememesinden adeta yakınan bir yazıydı.

    O yorumumun devamında, CeHaPe cenahının tipik bir örneği olarak ben de bu zihniyeti eleştiriyordum. Daha evvelki yorumumda bu kesimin DiN’lerine aidiyetleri pek olmadığını, olduğu kadarıyla “şirk”in içinde olduklarının farkında olmadıklarını anlatmağa çalışıyordum. CeHaPe’deki radikaller bu tür felsefeden/DiN’e bakış açısından beslendikleri için oy verenlerin “vebal” altında kalabileceğini ifade ettim. Bu zihniyetin “Akıl*İman Sentezi” indeksi mutlak değer olarak düşük, dine bakış açısından da negatiftir. Bunda Mustafa Kemal Atatürk Paşamızın payı büyüktür. “Akıl*İman Sentezi” zafiyetinden bu konuda iyi bir örnek olamamıştır. Oysaki bizimki gibi bir ilkede “laik”liğe pozitif açıdan yaklaşmak mümkündü.

    Öncelik, somut adımlarla, şevkle ve topyekün katılımla yurt sathında kalkınma icraatleri olmalıydı. Yaratıcıya inananların yaratıcılığı bambaşkadır. Asıl beceri bunun açığa çıkarılıp engaje edilmesi iken, bu kesim tokatlandı. Kurtuluş Savaşının başarısına sığınılarak ulaşılan güç o anda istismar edildi. Çok daha öncelikli konular varken, Devrim/İnkilap diye yutturulan sosyal konular o dönemde öncelikli değildi, DiN’e çarpık bakış modunda önderlik yapmak ta değildi. Kutupbaşı derken kastedilen bu tür şeylerdir.

  2. Sayın Hocam hala alışamamış fiyat artışlarına, ben çoktan alıştım. İlk zamanlar akaryakıta zam geleceği zaman soluğu benzinlikte alıyordum fakat şimdi hiç takmıyorum zaten ben hep 300 tl lik alıyorum bir tek fark geçen yıl iki ayda alıyordum şimdi ise haytalık alıyorum. Zam gelmiş gelmemiş hiç fark etmiyor. Mesela toz şeker geçen yıl 50kğ 300 tl ye alıyordum şimdi ise 1300 tl hiç de yadırgamıyorum. Hatta öyle bir hal oldu ki bir aldığım ürünü bir hafta sonra zam gelmiştir diye iki katı para götürüyorum. Genel olarak da öyle artık herkes kabullenmiş, bir şey alırken neden bu kadar arttı diye hiç itiraz eden olmuyor polemig de bitmiş oldu. Bir örnek daha ben bir ürün aldım üç ayrı yerden, aynı ürün kğ fiyatı 85tl-50tl -35tl hiç de itiraz etmedim edemem de, tek yapacağım en uygun olanı bulmak tabi bulabilirsek.

  3. Yerlidir benim ölçeğim. 10 kişiden kaç kişi memnun? Kaç kişiye yarıyor düzen??
    2-4 alırsa seçimde yöneten!
    Eh işte der muhterem🤗.
    Bu kadar basit sonucu değerlendirmek sayın anketçiler, sayın muhalefet!

  4. Temel Karamollaoğlu’ nun 6lı madadan umudunu kestiği açıklamaların sebebi ADAMOR şirketine yaptırdığı anketmiş.
    Şirketin araştırmasına göre halkın yüzde 55,5’i 6’lı masanın topluma umut olduğunu düşünmüyor. Bu eleştiriyi getirenlerin HDP seçmeni ile Millet İttifakı’na oy verenlerden oluşması dikkati çekici.
    Bunca Ekonomik krize rağmen halkın umudu Muhalefette değilse, İktidarın suçu ne. Yine çözerse Cumhur çözer. Siz de biliyorsunuz. Bu 6 lı masadan bi cacık olmayacağını da belli etmiyorsunuz. Geççek geççek

    • Onlar daha gelmediler ki geçsinler. Geççek geççek olan 20 yıldır iktidara çöreklenen siyasal islamcılar ve yandaşları. İnanmıyorsan Tarkan’a sor. Söz ona ait. Müzik de.

      • onlarında hulyası var,
        simit yiyin neyinize yetmiyor diyor.
        seçimlerde yakın hazır,
        ah be güzelim
        ben seni üzerim
        sadece gezerim
        yarınım dünüm yok benim.

  5. Ana konuya dönersek 🙂 CHP’nin geçmişini bahane eden iktidar yanlıları muhafazakarların CHP’ye güvenmedikleri tezini işliyorlar. Tabii güven karşılıklı olmalı. CHP ve laik cemaat de siyasi islamcılara güvenmiyorlar. Uzun yıllar güvenmediler. En iyi zamanlarında da güvenmediler. Ve güvenmediklerinde de haklı çıktılar. Siyasi islamcılar bugün CHP’nin tek parti dönemini aratmayacak yasaklara, kayırmalara, tek adam yönetimi ve antidemokratik uygulamalarına imza attılar. Böylece laik cemaati bolca haklı çıkardılar. Sadece o değil yönetimdeki her türlü yolsuzluğun da bütün örneklerini gözümüze soka soka ve hiç tınmadan yaptılar. Sonuçta hazine tam takır, gerçek enflasyon üç haneli, paramız pul, damat da tüymüş vaziyette. Halbuki üç Y ile mücadele sözü ile gelmişler, gömlek değiştirdik falan diye de büyük laflar etmişlerdi. Değişen bir şey yokmuş. Bir yobazdan kurtulduk, başka bir yobaza yakalandık. Olan budur.

    O halde buradan nereye gideceğiz. Bu ham yobazların birini yada öbürünü çekip durmak zorunda mıyız? Devlet dediğimiz şey niye var? Hepimizin vatandaş olarak haklarımızı, hukukumuzu korusun, eşit vatandaşlar olarak bir arada yaşayabilelim diye değil mi? Neden bu devlet aygıtını bu yada öbür yobaza ve yolsuza teslim ediyoruz. Bundan artık vazgeçmemiz gerekmiyor mu? Neden iktidarı kim alırsa alsın hepimizin hakkını hukukunu koruyup hepimize eşit davranmıyor? Neden kendi yandaşlarını kayırıyor. Neden yolsuzluklara boğuyor hepimizin ortak devletini ve çalıp çırpıyor cebimizden.

    Bu gerici takımına mecbur değiliz. Artık bu sefilleri tekrar tekrar istemiyoruz. Konyalı gencin haykırdığı gibi artık AKP’ye ve yolsuzlara oy verme Konya neden demiyoruz. Çok temel bir demokrasi problemimiz olduğu kesin. Devlet denen yapı düzgün işletilmiyor. Bu çoğunuzu her geçen gün fakirleştiriyor, cebimizden çalıp bir başkasının cebine koyuyor. Buna dur demek zorundayız ve devleti yeniden kurgulamak zorundayız. Bu haliyle devlet çözüm değil problemin başlıca sebebi. Kutsal devlet yada kutsal inek istemiyoruz, düzgün işleyen ve hak hukuk gözeten tarafsız bir devlet arıyoruz.

    • “Değişen bir şey yokmuş. Bir yobazdan kurtulduk, başka bir yobaza yakalandık. Olan budur.” demişsin de iki yobaz arasında 70-80 yıl olduğunu kabul edebiliyor musun? adını koy adını! Kutupbaşı dediğim…

      Bütün sorunlardan, geri kalmışlıktan bir an önce kurtulmamız için “Akıl*İman Sentezi” moduna evrilmemizle mümkün. İki “KUTUP” arasında en sağlam köprü budur. Tek başına akıl ve tek başına iman çatıştırılarak, ülke belki de farkına varılmadan çatırdatılma moduna sokuldu. Bunda Mustafa Kemal Atatürk Paşamızın hatası vardı işin başında. Kötü niyeti olduğunu sanmıyorum. Ama hesap tutmadı (ister inanın ister inanmayın, bunu bana net olarak ifade etti. Sonunda “haklısın çocuk” dedi – o aramızda yaşıyor deniyor ya Kendi kendilerinı avutuyorlar/aldatıyorlar adeta – Bunu bana rüyamda ifade etti. Çok net olarak, renkli Türkçe sinemaskop!). Ben bu rüyanın etkisiyle yazıYORUM. Olan ülkeye oldu, ve olmağa da devam edecek. Fasit daireden fırlayıp çıkmamız şart. Konsensus şart!

      • „Hayat yabancıya güzel. Almancılar dahil.“
        Ender Beyden alıntıdaki güzel kelimesini ucuz olarak anlıyorum ve kendisine katılıyorum.

        Almanya’nın süratle kalkınmasının önemli nedenlerinden birisi de, hangi partiler (koalisyon) iktidarda olursa olsun insanlar rahat. Tabii ki herkes kendi seçtiği partinin iktidarda olmasını ister ama, diğer partiler seçimi kazanınca demokrasi elden gider diye bir endiṣe yok.

        Türkiye’deki gibi hiç sonu gelmeyen bir seçim atmosferinde yaṣamıyor seçmenler. Enerjilerini ülkeyi kalkındırmak, refah içinde yaṣamak için harcıyolar.

  6. Bi akrabamla ne zaman araba muhabbeti yapsak gözlerindeki ışığı herkes görebiliyordu. 15 bin lirasıyla biraz baba desteği biraz da borçlanarak 45 bin liraya aldığı clio model aracını 60 bin liraya satıp üstünü de gene borçlanarak 80 bin liraya aldığı lüks marka aracının piyasa değeri bu gün 600 bin liraymış. Akrabamın gözlerindeki ışığın feri 15 bin lirasını 600 bin lira yapmasından kaynaklanıyordu.

    En son gördüğümde akrabamın gözlerindeki ışık sönmüştü çünkü aracını kullanabilmesi için yeterli kazancı olmadığından artık İETT kullanabiliyordu.

  7. Sayın yazar
    İyiki sizin gibi işine sadık biri var. Bu zamanda sizin gibileri bulmak çok zor. Hizmet konusunda on numarasınız. Tebrik ediyor hizmetlerinizi bekliyoruz. Saygılar.

  8. Bir kaç günden beri , haber bültenlerinde ve gazetelerde yer alan bir cinayet haberi var.
    K.Maras’ta 75 yaşındaki bir kadın, 35 sene önce kocasını (1987 ) ve ondan da 12 sene sonra (1999) da kızını öldürmüş; her iki cinayet de çözülememiş faili meçhul kalmış. Ve nihayet 1994 doğumlu (28 yaşında) olan tornun 2015 den beri şüphesi ve iz sürmesi neticesinde cinayetler çözüluvermiş !
    Bu cinayetlerin zamanında çözülememiş veya çözülmemiş olmasının da sorumlusu ve hesap vermesi gereken de devlettir ; ama o hesabı kim soracak ve hangi devlet verecek !
    Aşağıda bahsettiğim örnek bir davranışın yanında bu da devletin ibretlik bir davranışıdır !

  9. Yillardan beri bosuna avrupa bizi kiskaniyor diye denilmiyor.Gordunuzmu iste rakamlar ortada, Fehmi bey bile nasil kiskanilacak bi ulke oldugumuzu rakamlarla ortaya koymus.

  10. Bugünkü baṣlığımız:
    „Siz ve biz pahalılıktan şikayet edip duralım.. Yabancılar için dünyanın en ucuz ülkesiyiz…“

    Karar gazetesi,1 Ağustos 2022:
    „Ahmet üretip Alman’a yolluyor ama Hans Ahmet’ten daha ucuza biniyor.“

    Biz bu hale nasıl geldik veya kim getirdi?

    Grev hakkını kısıtla!
    Ücret ve maaṣları, tüik sayesinde düṣük tutulan enflasyona göre yükselt!

    Bu tedbirlerle emeği daha da ucuzlat! Ucuz iṣçiliğe dayalı düṣük fiyatlı üretimle ihracatı artır.

    Faizi düṣürerek Türk Lirasına değer kaybettir.
    Ülke turistler için ucuzluk cenneti olurken geçim sıkıntısı çeken kendi insanlarından sabırlı olmalarını iste…

    Enflasyon nedeniyle bankalar, büyük firmalar milyarlar kazansın.

    Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yap ama, seçmenine ne kadar dindar ve milliyetçi olduğunu anlat…

    Yabancı ülke televizyonlarında Türkiye’ye turist çekmek için gösterilen bir reklamda ṣöyle denirdi : „Türkiye tezatlar ülkesi“

  11. İki telefon al,kamyonla sebze meyve ver,o da yalvar yakar.Cari açık kapanmaz.Adam fakirim dedi,ben evinin elektrik tesisatı yenileme için para yardımında bulundum.Sonra ziyaretine gittim.kocaman lüks bir televizyonu var.Benim televizyon küçücük ve tüplü, eski tip.

  12. Fehmi beyin kasko yaptırdığı şirket netdeyse 8 kat fiyat artırmış, Bu şirket elemanlarının aylığını kaç kat artırmış? Aracınız Allah göstermesin sanayiye düşmeye görsün otosanayiciler 2 senedir bayram yapıyor. Yedek parça ve işçilik 5 katına çıkarmışlar, ama çalıştırdığı elemanın fiyatı bazıları iki katına ancak çıkarmış.
    Dünya ve Türkiye ekonomik darboğazdan geçerken vatandaşın çoğu kara kara düşünürken bu durumdan etkilenmeyen büyük sermaye grupları, net kârlarında rekorlar yaşıyorlarmış.
    Sabancı, geçen sene 1,7 milyar olan kârını 16,3 milyara taşımış. Nerdeyse 10 kat
    Koç, geçen sene 5.3 milyar olan kārını 22,2 milyara taşımış, 4 katına, Tüpraş 9 kat, İş bankası 7 kat, Garanti bankası 6 kat, Akbank 6 kat, Ford Otosan 3 kat.
    Neredeyse bütün Bankalar ve finans dünyası, enerji şirketleri, gayrimenkul ve gıda şirketleri, market grupları kârlılıklarında tam anlamıyla patlama yaşanmış.
    Geçen seneye göre benzin 3 kat arttı, dolar ve altın 2 katına çıktı bunların kârı yüzde 5-10 artmış.

    Hadi devlet, elindeki imkanlar ölçüsünde devlette çalışan memur ve işçilere geçen seneye göre yüzde 90 artışa gitti. Bu bankalar, gıda şirketleri, market grupları, araç sektörü vb. kendi elemnlarının aylıklarını yüzde kaç artırmış.

    • Bu arada benim araba 2006 model. Geçen ay sigortasını yeniledim. Geçen sene 650 tl idi. Bu sene 1500 tl ye çıkarmışlar. Bizim sigorta şirketi 2,5 kat artırmış. Öğrendiğim kadarıyla kaskoda hemen hemen 2,5 kat.
      Her halde şirketler bu ay bidahaa zam yaptılar.
      Bizim arabayı zaten kasko yapmıyorlar yaşından dolayı. Allah kaza bela vermesin kimseye.

        • Togg çıkmaz diyorduz, yapamazlar diye yırtınıyorlardı birileri. Sende gurur duyacaksın inşaallah. Togg u bekliyorum zaten. Allah sana da nasip etsin.

          • Yok, benim togg hayalim yok. O arabayı alacak para olmaz bende çıkana kadar fiyatı bibuçuk milyon olur. O kadar para veremem ben, hem o parayı buldan bile Putin’den elektriğini alacak param kalmaz:)) Putin’e verecek de param yok benim. Akkuyu nükleer santral hisselerinin yüzde yüzü hala putinin elinde belki sen bilmezsin.

    • İşçi maaşlarını niye artırsın adam. Bedava çalışan göçmen kaynıyor etraf. Kıdemlisine bile asgari ücret Verdimi işçi sıkıntısı çekmiyor. Asgari ücretle 20 senelik tecrübede usta çalıştırabiliyor. Hayır yüksek maaş isteyen de yok zaten. Yüksek ücreti ancak kendi işinde piyasanın arayıp da bulamadığı ustalıkda işçilere bile vermiyorlar. İşçi sıkıntısı yok çünkü. Artık kurumsal firmalar bile Suriyeli Pakistanlı Afgan göçmen işçi çalıştırıyor. Sadece tekstil ve ağır işçilik gerektiren işlerde işçi sıkıntısı var. Onlar da günlük yevmiye ile çalışan göçmenlerle açığı kapatıyorlar. Türkiye’de en ucuz olan insan emeği, insandan daha ucuz bir şey yok bu ülkede.

  13. “Hâlâ “Ne oldu da kiralar bu kadar arttı?” diye düşünenleriniz varsa, bir sebep de bu: Yüksek kira bile yabancıları caydırmıyor; kendi ülkeleri çok daha pahalı. Zayıflamış TL yüzünden Türkiye’de kral hayatı yaşamaları mümkün ve öyle yaşıyorlar da…

    Peki bu ülkenin kendi vatandaşları, Türkler ne yapacak?”

    Türkler ne yapacak Biraz sabredin Perinçek Esatla anlaşacak Yeni yurdunuz suriye arada Esat Türkleri falaka yatırır artık katlanacaksınız. 🙂

  14. Bana göre bu gün ülkemiz için, devletimiz için ve milletimiz için tarihi önem ve anlamı olan ve bir devrim niteliğindeki haber ; Ermeni asıllı bir vatandaşımızın kaymakam olarak atanmasıdır!
    Ben buna bütün samimiyetimle gerçekten selam duruyorum ; işte devlet dediğin budur !
    Bu konuda _ belki biraz erken _ hiç bir yazıya rastlamadım , umarım yazılır.
    Aslında çok fazla bir şey söylemeye de belki gerek yoktur çünkü olması gereken budur !
    Inşallah bunun devamı gelecektir yani bu ülkede yaşayan her etnik ve mezhepten her vatandaşın her türlü göreve gelebilmesi çok çok önemlidir ve öyle olması gerekir ! Güçlü devlet , kendine güveni olan devlet , dürüst ve mert bir devlet hiç bir seyden korkmaz , gereken neyse onu yapar !
    Devlet vatandaşına inanmalı, güvenmeli ve fakat kontrolü de elden bırakmamalı , iyiniyeti kötüye kullananın da canına okumalıdır !
    Yani itimat , kontrole mani değildir.
    Ve son olarak , devlet bu güne kadar bunu neden düşünmedi ve yapmadı !

  15. AYM FİYAT İSTİKRAR KOMİTESİ KURULMASINA İLİŞKİN KARARNAMEYİ İPTAL ETMİŞ
    Anayasa Mahkemesi Fiyat İstikrar Komitesi Kurulmasına Dair Cumhurbaşkanlığı kararnamesini düzenlemenin kanun ile yapılabileceği, kararname ile yapılamayacağı gerekçesiyle iptal etmiş.
    Kararname çıktığında da zaten başta Merkez Bankası olmak üzere birçok kurumun fiyat istikrar görevinin olduğu, amacın fiyat istikrarı değil, yandaşlara kadro açmak olduğunu, bu tür gereksiz kamu harcamaları ile fiyatların daha da zıvanadan çıkacağını yazmıştım.
    Bu gidişle kontrolü kontrol komitesi de kurulacağını dile getirmiştim.
    Karar oyçokluğuyla alınmış.
    AYM de ” Yolcudur Abbas bağlasan durmaz” diyor

  16. Biz cahil dediğimiz zaman,
    mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
    Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi,
    hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.
    *Demiş büyük insanlardan biri. Yıllar yıllar önce hemde!
    Bunca zaman geçti birileri bizi devam mı ediyor hep cahil olarak görmeye?
    Yoksa biz!!!😲…

  17. ….
    Şakası yok! şakası yok Bay Putin’in
    Rahatını bozdu İngiliz milletinin!

    Doğalgazı kış günü bir kesecekler,
    Tüm Avrupayı tir tir titretecekler!

    Yakıt faturaları katlanacak kanatlanacak,
    İngilizleri bize, Antalya’ya uçuracak!

    Bunların tuzu kuru, hesabını iyi bilir,
    Emniyetleri sağlansın kesin gelir!..

    Peki ama, paranın gözü kör olsun bize n’olucak,
    Kendi yurdunda Türkler ne yapacak?

    Fırsat bu fırsat! misafirperveriz ya!
    Dövize ihtiyaç var, herkes Antalya’ya!

    Nasıl olsa, hemen herkes Batı hayranı,
    Üstelik yabanci dil öğrenme imkanı!

    Kış aylarında evleri kiraya verilir,
    Bizimkiler de kışı komşularda geçirir!

    Denize nazır ilave TOKİ evleri yapılır,
    Turist gelmiş hoş gelmiş! para kapılır!
    …..
    Dalga geçer gibi ağlanacak halimizle,
    Aman iyi geçinelim ecnebiyle, İngilizle!

    Enflasyonist böylesine kalkınma modeli,
    Görülmemiş bir şey! neyse artık bedeli!

    Ama azizim, bi dakka! bir düşünelim hele,
    Ucuzluk olsaydı, dövizle borç olmasaydı ele…

    Bol üretmiş olsaydık, fazlası turiste kalsaydı,
    Memlekette hayat o kadar ucuz olsaydı!…

    Ah ne iyi olurdu hemşerim, ah ne iyi olurdu!
    Herkese yetecek kadar ihya edebilirdik yurdu!

    Ama olmadı, statükoda öncelik siyasilerin,
    Hısım akrabalarının, ilerigelen husisilerin!…

    Olmadı hemşerim, olamadı! bahanemiz bol…
    Yola devam! ama belki de hiç bitmeyecek yol!

    Yoruldu, kocadı artık yolcular, başta liderlerimiz,
    Bitmedi, birbirini yiyor kutuplaşmış kederlerimiz!…
    …….

  18. “Haberi okuyan ülkemize koşuyor.”

    Yazarin verdigi haber kaynaklari gercekleri yansitiyor mu hakkaten? hakkaten beles denecek kadar ucuz mu ? mesela marmaris gibi tatil yorelerin deki haftalik 40bin tl den baslayan ev kiralari beles denecek kadar ucuz mu ?

    ben pek sanmiyorum da

    bu tur haberleri de duyan/okuyan “onurlu” esnaf ve isletmeler turisti kaziklayim derken artik kendi vatandasini da gonul rahatligi ile kaziklar oldugu gibi bir durum soz konusu

    turiste ozel super sisirme fiyatlarin ne kadar ahlaki oldugunu sorgulayamayan bir toplum kendine giydirilen sisirme fiyat tarifesini de kesinlikle hakediyor demektir.
    tadini cikarin 😉

    yazarin yana yakila bahsettigi sisirilmis yeni kaskosu simdiden hayirli olsun diyorum..

  19. Zülfiyare dokunmadan ağlamayın😠.
    TR de mi ucuz olmalı çin gibi tayvan Endonezya vb gibi?
    İşçilik bedava, çalışmayan e.ş.k, çalışan zaten kabul ediyor o makamı endirekt.
    Sebze ihraç ederek döviz mi kazanılırmış diyenlere sormak gerek: üç köfteye yarım ekmeğe 12 saat günde çalıştırıp… niçin
    İnsanımızı ezdirerek!!!
    Global dünya, küresel hesaplar emperyal amaçlar!…
    Eee.. yemek mi gerek?
    Adamlar globalleşen dünyada herkes olana bitene ses çıkarmayacak, biz ne verirsek onu yiyeceksiniz!!! Diyorlar😠
    Fiyatları ekmeği veren beliryecek!!!
    Kuralları malı götüren koyacak!!!
    Açık yerlerine konulan çalışan olacak. Kes kes ucundan ye🐎
    Sigorta şt. Banka şt. Dayanıklı tüketim şt. .. ve
    Konfeksiyon işçisi, hamburger işçisi, tarla işçisi, asgari ücrete çalışan ağır sanayi işçisi, ..
    1=10
    Vay canına yandığımın dünyası 🙁😯🙂🙁

  20. Küçük bir ada krallığı varmış. Bütün işlerini fala göre yapan krala bir gün muneccimbasi kötü bir haber vermiş,
    _ Yakında büyük bir fırtına ve sel olacak , ondan sonra akan suları içen herkes deli olacak !
    Bunun üzerine kral koca koca sarniclar yaptırmış , dünyalar kadar suyu depolamis !
    Gerçekten o fırtına ve sel olmuş , insanlar da arkasından deli olmuşlar; her gün ortalıkta oynuyor , şarkılar söylüyor , danslar ediyorlarmış yani tam bir nerde akşam orda sabah hayatı yaşamaya başlamışlar.
    Kral ve avanesi başlangıçta hallerinden oldukça
    memnunlar , bu durum biraz da onlara bayağı eğlenceli gelmeye başlamış!
    Ancak bu yeni ve eğlenceli hayat bir süre hoşlarına gitse de zamanla rahatsız olmaya , sıkılmaya , kendilerini tuhaf ve yalnız hissetmeye , hatta deli halkın hallerine ozenmeye , onlarla birlikte oynamaya başlamışlar.
    Bunun üzerine kral da artık daha fazla dayanamamış ve bütün sarniclarin icindeki suları bosalttirmis , onlar da akan sulardan içerek herkes gibi deli olmuş çıkmışlar!

  21. “şok oldum”
    türk insanı günde defalarca şok oluyor sanırım,
    haber dinliyorsunuz şok oluyorsunuz,
    markete gidiyorsunuz şok oluyorsunuz,
    ek bütçeye, harcama kalemlerine bakıp şok oluyorsunuz,
    millet bunca dardayken, kur uçmuş, enflasyon coşmuş, ülke görülmemiş derin krizdeyken kamu israfları, bakanlara köşkler, bakanlıklara son model arabalar, lüks binalara yapılan ödemeler hiç sınır tanımadan devam,
    insan şok olmasın da nolsun.
    zaten türk halkının iyi yaşamak neyine,
    ülkeyi yönetenler zenginlik bolluk içinde yaşasınlar,
    milletin parasıyla saraylarda otursunlar, ülkenin en güzel koylarını kapatıp yazlık saraylar, önüne bilmem nerden kum getirtip yapay plajlar yaptırsınlar, dünyanın en pahalı uçaklarını hangarlara doldursunlar, arabalarını garajlara
    üstüne yabancılar gelip keyfini sürsünler.
    mister 1 veriyor 22 alıyor,
    şimdilik.
    1 koyup 10 almak karlı işti, 22 yi sen düşün.
    en güzel semtte de oturursun, en güzel restorantta da yersin, denizin, güneşin, tarihin, gezmenin, tozmanın tadını da çıkarırsın
    milletimizde 2 kuruş daha ucuz gıda için kuyruklarda beklesin, et yemesin, deniz ürünlerine tezgahta baksın, sıcakta klimasını çalıştırıp serinleyemesin, kış gelince de battaniyesine sarınıp otursun,
    arabesk dinlesin, televizyon seyretsin,
    londra da geçen bir polisiye bir film fena mı olur,
    olmadı recep ivedik verelim…

    • Muzaffer Sever 17 Ağustos 2022 At 21:56
      Şimdi soru şu; Türkiye güçlendikçe, Batılılar, neden Atatürk geri dönüyor demiyorlar da? Osmanlı geri dönüyor! Diyorlar..?

      şimdi ihtimal şu; israfa batmış, ekonomisi çökmüş, her türlü gelişmeye kapalı dinbaz yobaz tarikatların birbirini yediği osmanlı bir sonu,
      bir halkın verdiği kurtuluş savaşının başkomutanı Atatürk bir doğuşu,
      temsil ettiği için olabilir mi?

      israil batıda değil, doğuda.
      batıda böyle haberler çıkmıyor, çıkan haberleri de alıntılamamı istemezsiniz.
      jaruselam postta böyle bir haber yapılmıştı, 2-3 sene önce. okudunuz mu?
      ben okudum.
      libya, suriye, sudanda olan varlığımızla ilgiliydi.
      hepsi bize büyük sorun ve büyük masraf olma özelliğin devam ediyor. osmanlıda hep uğraşmıştı.
      libyada durum karışık, halk sokaklarda, iki başlı yönetimle seçim yapılamıyor, yapılsa hükümet kurulamıyor, şiddet devam,
      suriye de durum karışık, milyonlarca göçmene ülkede, milyonlarcasına da suriyede bakıyoruz, beslediğimiz, barındırdığımız, gıda yolladığımız, barınak inşa ettiğimiz muhalifler şimdi türk bayraklarını yakıyorlar.
      sudanda durum karışık, her hafta demeyeyim ama sık sık darbe oluyor, türkiyede ekip biçecek yer kalmadığı için orada tarım arazileri kiralamıştık, ama darbe-ler nedeniyle bir türlü ekip biçemedik yıllardır.

      bu ülkenin parası tüm zamanların en büyük değer kaybını yaşıyor,
      hangi güçlenmekten bahsediyorsunuz,
      milletin geldiği yer ortada,
      temel gıdasını alamıyor,
      açlık sınırı rakamlarına bakın,
      yoksulluk sınırı rakamlarına bakın,
      üç kuruş asgari ücrete bakın.
      ilkel afrika kabileleriyle aynı kümelere geriledik,
      arjantinle aynı lige düştüki
      artık arabeski bırakalım,
      gerçeklere uyanalım.

        • oyunuzu kullanıken bozuk sistemin sahibine sorarsınız artık,
          piyasayı
          saldım çayıra mevlam kayıra
          niye bırakıyorsun?
          lokomotif nereye vagonlar oraya…

  22. Fehmi Bey, siz böyle serzenişte bulunuyorsunuz ama yine de şükretmeniz lazım. Çok kalabalık doğu kökenli bir ailenin öğretmen bir oğluyum. Hayata 6 sıfır geriden başlamak zorunda kaldım Elhamdülillah. Eşim ev hanımı ve 3 çocuğum var. Hem aileme karşı maddi sorumluluklarım var hem de kendi eşim ve çocuklarıma karşı tabii olarak sorumluluklarım. Aldığım bir öğretmen maaşı. Bu maaş ile geçinmeyi bir ben bilirim bir de Rabbim. Bunu bu millete reva görenlerin Rabbim yanlarına bırakmasın. Onları hem bu dünyada hem de ahirde rezil rüsva etsin. Saltanatları hak ile yeksan olsun inşallah.

    • Amin Hocam ! Allah duanizi kabul etsin inşallah!
      Ve tabii ki Allah size ve sizin gibilere yardım ve merhamet etsin !

Yoruma kapalı.