You are currently viewing Anayasa üzerinde düşünüyorum: ABD ile mukayese edince.. kafam bayağı karıştı..

Anayasa üzerinde düşünüyorum: ABD ile mukayese edince.. kafam bayağı karıştı..

Herhalde hepimiz en az iki ay sonra yapılacak referandumda oyumuzu nasıl kullanacağımıza karar vermiş değiliz.

“Rejim değişmeyecek” deniliyor, ama sistemin değişeceği en baştan kabul ediliyor.

Sistemi köklü biçimde değiştirecek bir paketi oylayacağız.

Üzerinde iyice düşünmemiz gerekiyor

Bu bakımdan, Başbakan Binali Yıldırım’ın, henüz hangi tarihte yapılacağı bile açıklanmamış referandumda, sanki herkes kanaatini belirlemiş gibi, “PKK ‘hayır’ diyor, onun için ‘evet’ diyoruz. FETÖ ‘hayır’ diyor, onun için ‘evet’ diyoruz. HDP ‘hayır’ diyor, onun için ‘evet’ diyoruz. ‘Hayırcı’lara bakın ona göre kararınızı verin” çıkışını yapmasını erken buluyorum.

Elbette, ben de “Tayyip Erdoğan ne derse kabulüm, bu sebeple anayasa değişikliğine de evet” diyenlerin varlığından haberdarım. O kitlenin hayli kalabalık olduğunu da biliyorum.

Ancak yine de, anayasa değişiklik paketini kabul veya redde bireysel tercihlerin daha önemli bir rol oynayacağını.. öyle olması gerektiğini düşünüyorum.

Son anayasa değişikliği referandumunda, 12 Eylül 2010’da, “Ölülerinizi bile mümkünse kaldırıp sandık başına götürün” keskinliği içerisinde propagandalar yapanların bulunduğu ortamda da böyle düşünüyordum.

O oylama sonucunda ülkede yargı vesayetinin sona ereceği, iyi şeyler olacağı propaganda ediliyordu; sonunda 15 Temmuz uğursuz darbesine götürecek FETÖ vesayetine yol açıldığını gördük.

Verilen 250 şehitten sonra…

Bu defa biraz daha fazla düşünmem, propagandalara değil, kendi bilgi, görgü ve mantığıma göre hareket etmem gerektiği kanaatine.. oradan vardım.

Nasıl olsa sandıktan ‘evet’ çıkacak…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çevresinden gelen haber bu yolda.

Haberi veren Abdülkadir Selvi; haberin doğru olduğuna emin olabiliriz.

Bakın bugün köşesinde ne yazmış:

“Tayyip Bey, Mersin meydanından, beklediği ‘Evet’ ışığını aldı. AK Parti’ye ulaşan en yeni araştırma sonucuna göre kararsızlar dağıtıldığında ‘evet’ oylarının oranı yüzde 54 olarak görünüyor. Ama Erdoğan bununla yetinmeyecek, biri iki yapmak için çırpınacak. Çünkü Erdoğan, referandumdan çıkacak evet oylarının içeriye de dışarıya da balans ayarı yapacağını iyi biliyor. Cumhurbaşkanı’nın meydan performansı başarılı olduğu için kampanya onun üzerine kurulacak. Erdoğan, toplumun önüne yeni bir heyecan, yeni bir hedef, yeni bir rüya koymaya hazırlanıyor. ‘Sen evet de, bu köhne düzen değişsin’ diyecek.”

Yüzde 54, hatta daha fazlası.. eh, bu iş şimdiden bitmiş sayılır; hiç değilse ben konuya biraz farklı yaklaşabilirim.

ABD bir örnek ise..

Sizleri bilmem, ama ben bize de getirilmek istenen sistemin en iyi örneği sayılan ABD’de yeni başkan geldikten sonra yaşananları yakından takip etmeye çalışıyorum.

Merakımın temelinde, biraz da, sistemin işleyişini yaşandığı hayat içerisinde öğrenmek yatıyor.

Donald Trump, yeni başkan, seçim kampanyası sırasında, terörü önlemek için keskin tedbirler alacağı, bu amaçla terörün kaynağı olarak gördüğü müslümanların ülkesine girişini yasaklayacağı vaadinde bulunmuştu.

Vaadini daha ilk hafta yerine getirdi de.

‘Başkanlık kararnamesi’ uygulamasına başvurarak…

ABD Anayasası’na göre başkanların kararname çıkarma yetkisi var.

Referandumdan ‘evet’ alır da geçerse, yeni anayasayla, Cumhur-başkan bizde de ‘kararname çıkarma’ yetkisine sahip olacak.

Oy vermemiz beklenen paket içerisinde bulunan yeni 104. maddenin ilgili bölümünü birlikte okuyalım:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.”

Bu maddenin bulunduğu yeni anayasa ile, Cumhur-başkan, bizde de, öyle gerektiğine inanırsa, Trump gibi, başka ülkelerden gelebilecek kişilere vize yasağı koyabilir.

Madde buna müsait.

ABD’de Trump kararname ile öyle bir yasak getirdi, ama yargı, başkanın kararnamesini anayasaya uygun bulmadığı için iptal etti.

Kararname, yalnızca bayram tatillerine yarım gün daha eklemek gibi basit konularda çıkarılabiliyormuş ABD’de…

Bütçeye ek yük getirebileceği için de, başkanın hazırladığı kararname, Beyaz Saray’ın Bütçe Birimi’ne sevk ediliyor, oradan ‘olur’ alırsa, anayasaya aykırılık yönünden incelenmesi için de Adalet Bakanlığı’na gönderiliyormuş…

Trump bunları yapmamış…

‘Cumhur-başkanlık’ değil, doğrudan ‘başkanlık’ sistemine sahip ABD’de çok dar bir alan için öngörülmüş ‘kararname’ yetkisi, bizde hayli geniş bir alan için öngörülüyor.

Yeni anayasa ile ‘Cumhur-başkan’ üst kademe kamu yöneticilerinin atanmalarına ilişkin usul ve esasları bile ‘Cumhurbaşkanlığı kararnamesi’ ile belirleyebilecek…

Dedim ya, akıl terazimde tartıyorum.

FETÖ’ye.. HDP’ye.. PKK’ya.. acaba ne diyorlar diye bakmaksızın…

Kafamın kararname konusunda biraz karıştığını itiraf etmeliyim.

ΩΩΩΩ