Ukrayna’ya Rus saldırısının saldırılan ülkeye nelere mal olduğunu/olacağını ekranlara yansıyan tahribat görüntülerinden anlayabiliyoruz. Şu sıralarda artık iyice görülen, savaş biraz daha uzarsa, Avrupa Birliği’ne alınma hazırlığına girişilen Ukrayna’nın Suriye’ye dönebileceğidir.
“Suriye’ye dönme” ile anlatmaya çalıştığım savaşın yıkıcılığıdır.
“Avrupa Birliği’ne alınma” ile kast ettiğim ise Ukrayna’nın sistem tarafından “Avrupalı” kabul edilmesidir.
NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg’in daha ilk gün -ilk Rus askerinin Ukrayna sınırını geçmesi ile birlikte- Rusya’nın yaptığına ‘savaş’, ve Ukrayna’ya saldırıya da ‘Avrupa Savaşı’ adını takması bu sebepledir.
Rusya Batı’nın “Avrupalı” saydığı bir ülkeye saldırmış bulunuyor.
Bunun da bir anlamı var.
O anlamı bir parça açmaya çalışayım: Geçen yüzyıl (20. yüzyıl) iki büyük savaş yaşandı. İlkinde 20 milyon, ikincisinde ise 60 milyon insanın hayatını kaybettiği, Avrupa’nın belli başlı başkentleri ve kentlerinin yıkıma uğradığı savaşlardı bunlar… İki savaşın sonunda, Batı dünyası, Avrupa sahasında bundan böyle bir daha aynı çapta bir savaşla karşı karşıya kalınmaması için bir dizi tedbir aldı. Üyeleri arasında ABD ile Kanada bulunsa bile NATO bir Avrupa askeri ittifakıdır. Birleşmiş Milletler (BM) bağımsız bütün dünya ülkelerini kendisine üye olarak kabul eder, ancak ana amacı dünya çapında etkileri olabilecek savaşları önlemek, barış ve huzuru öncelemektir.
Geleneksel anlamda dişine kadar silahlanan, Japonya üzerine atılan iki bombayla dehşetli gücü tartışmasız hale gelmiş nükleer potansiyele sahip iki blokun varlığı bile, dengeler doğal olarak bunu zorlayacağı varsayımına dayandığı için, barışı temin etme amaçlıdır.
Ruslar Ukrayna’ya saldırarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşmuş olan düzeni bozmayı göze almış oluyor.
Avrupa bugün savaş halinde.
Kiev’in ısrarla uçuşa kapalı saha ilanı talebine ilgili başkentlerin “Hayır” cevabı verirken sığındıkları “Öyle bir yola başvurursak Rusya ile biz de savaşa girmiş oluruz” gerekçesinin altında bu değerlendirme yatıyor.
Şimdilik Avrupa’nın kıyısında baş göstermiş savaş kıtanın bütününe yaygınlaştırılmak istenmiyor.
Son on yıl içerisinde görmeye alıştığımız Suriye’den görüntülerin Ukrayna’da da kendini belli etmesi, zamanında çatışmacı ortama son verdirilemez ise, Batı’yı savaşın içine bütünüyle çekme potansiyeli taşıyor.
Batı herhalde buna da hazır olmalı.
Savaş nasıl sona erebilir?
Moskova’da komşu ülkeye saldırma kararı verenler -özellikle devlet başkanı olarak Vladimir Putin– Ukrayna’da kendilerine kafa tutmayacak, uyumlu geçinmeyi benimseyecek bir yönetim oluşturma niyetiyle bu yola başvurdular.
Putin savaşı Volodymyr Zelensky ve kadrosu Ukrayna’dan silinene kadar sürdürmeyi amaçlıyor.
Batı’nın da bunun tam tersi bir amacı olduğu artık görülebiliyor. Batı başkentlerine hakim olan görüş, savaşın “Putin’siz Rusya” gerçekleşene kadar devam etmesinin uygun olacağıdır.
Ya Ukrayna’dan Zelensky gidecek ya da Rusya’dan Putin…
Tabii, her savaşta olduğu gibi bunda da, savaşın tahribatından yalnızca savaşan taraflar olumsuz etkilenmiyor; dünyanın neredeyse bütün dengeleri her alanda sarsıntıya uğruyor. En çarpıcı tahribat ekonomi alanında; petrol başta olmak üzere bütün değerli emtianın fiyatları tavan yaptı.
Savaş çıkacağını öngörmüş ve tedbirlerini almış olanlar dışında kalan bütün ülkeler, tahribatın yüklediği ek olumsuzlukların yıpratıcı etkisini üzerlerinde hissetmeye başladılar bile.
Kendi ülkemize konunun bu yönüyle bakabiliriz.
Ekonomide yaşanan kriz ortamı hassas dengeler üzerine oturuyor. Gemi azıya alma eğilimine giren enflasyonu gemlemenin de bir unsuru olarak alınmış tedbirler işlemez hale geliyor. Yükselen fiyatlara boyun eğdirmemek için vatandaşların ücretler ve maaşlarında gerçekleştirilen ‘beklenenin fevkinde’ artış daha ilk ay işe yaramaz hale geldi. Dolarda yatan birikimleri TL’ye çekme amaçlı kur korumalı mevduat hesaplarına bütçeye en az yükle vade tamamlatmak söz konusuydu ve bu amaçla ‘1 dolar = 13.5 TL’ dengesi önemliydi. O denge dün bozuldu.
Türkiye, savaş çıkacağını öngörememiş ülkeler arasında ve taraflar karşısında ‘tarafsız’ kalmaya çalışarak zararı yarara dönüştürmeyi umuyor.
Başarılı olunmasını elbette isterim.
Ancak savaşan taraflar üçüncü ülkelerde tarafsızlığı kolay kabul etmez. Tarafsızlık gereği tutulan yol, taraflarca ‘tarafgirlik’ olarak yorumlanabilir. Savaşlarda tarafsız kalmak yeterli olmaz, tarafların o tarafsızlığı nasıl algıladığı önemlidir.
Neyse ki, konuya olumlu yaklaşan ve her konunun hepimizi neşelendirecek yönlerini bulmaya gayret eden kalemler var.
Biri, bugün, bu ay sonunda enflasyonun düşeceğini öngörebildi sözgelimi. “Kur korumalı sistemde 12’den vurduk” diye yazabildi.
Yazımı okuyanların kasvetini dağıtmak üzere iktidar cephesinin itibarlı gazetesinin muteber yazarının neşelenmeyi sağlama amaçlı ‘Fırsat kapısı nasıl açılacak’ başlıklı yazısının son paragrafını aynen aktarayım:
“Ekonomi felç olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basireti ülkeyi uçurumdan kurtardı. Kurlar iki aydan beri neredeyse yerinde sayıyor. 24 Aralık’ta 238 milyar dolar olan döviz hesapları 25 Şubat’ta 215 milyar dolara geriledi. 23 milyar dolarlık çözülme yaşandı. Altın korumalı hesaplardan da 50 milyar dolar gelecek. Kurların gevşek kalması, KDV ve elektrik ücretlerindeki indirim ve ürün ihracatına getirilen kısıtlama maliyetlerin azalmasında önemli rol oynayacak. Verimli geçen yağış sezonu ile ürün rekoltesi büyük artış gösterecek. Dünya enflasyon altında ezilirken, bizde bolluk yaşanacak… Seni kim tutar Türkiye!..”
Sorun şu: Bir ay sonra açıklanacak bu ayla (Mart) ilgili enflasyon oranının bu ayın (Şubat) enflasyon oranından -%54.44- daha yüksek olacağı şimdiden belli. Döviz hesaplarında bu hafta 1,5 milyar dolarlık bir artış yaşandı. Altın korumalı hesap açıldığı ilan edildi, ancak o hesaplara altınını emanet eden oldu mu, olduysa kaç gram altın yatırıldı; bunlar meçhul.
Neyse, neşenizi kaçırmayayım.
ΩΩΩΩ
Canan Kaftancıoğlu’na milli görüş gömleği giydiren ajans..
Kemal Kılıçdaroğlu’na bikini bile giydirir..?
bu süreçte Türkiye ne yapıyor?
Öncelikle net, tutarlı ve kararlı bir duruş sergiliyor.
Yaşananları “Savaş Durumu” olarak isimlendiriyor.
Saldırıyı haksız bulduğunu her fırsatta ilan ediyor.
Baştan beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor.
Kırım’ın işgalinde ne dediyse bugün de aynısını söylüyor.
Önceliği diplomasiye veriyor.
Sorunun barışçıl yollarla çözülmesini öneriyor.
İnsani yardımlar noktasında da Türkiye yine açık ara lider…
Şimdi ne olacak?
Bölgede denge ve istikrar adına sergilenecek her çabaya Türkiye tam destek verecek.
Aksi tutumlar karşısında ise egemen devlet vasfıyla uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm haklarını sonuna kadar kullanacak. Alınacak tedbirler Montrö Sözleşmesi çerçevesinde şekillenecek.
Hiçbir ülkeye ya da tarafa yakın, uzak olma hali değil bu…
En başta ortaya koyduğu kendi prensiplerine sonuna kadar sahip çıkma ve günün sonunda hiç kimsenin haksızlıkla, hukuksuzlukla, tutarsızlıkla suçlayamayacağı şekilde alnı açık başı dik yürümeye devam etme mücadelesi…
Evet, zor…
Yorucu…
Yıpratıcı…
Ama küresel ve bölgesel denklemlerin böylesine oynaklaştığı bir dünyada kolaycı, hazır lopçu, tribünlere hitap eden tavırların ne tür yıkımlar, yapayalnız kalışlar getirdiği de ortada.
Şakası yok.
Can yakıcı ve etkileri uzun süre devam edecek bir süreçten söz ediyoruz.
Türkiye’den kaynaklansın, kaynaklanmasın her olumsuzluğu evirip, çevirip Türkiye’nin aleyhine kullanmayı alışkanlık haline getiren çevreler ise maalesef yine boş durmuyor.
Bezdik.
Hedeflerini ve yöntemlerini de ezberledik artık.
Ne olursa olsun yeter ki Türkiye kaybetsin!
Farklı taraflardan fonlanmış medya ve sosyal medya unsurları var.
Aralarında çıkar çatışmaları oluyor.
Birbirlerine saldırıyorlar.
Ama ne yapıp edip Türkiye’ye zarar verecek noktalarda birleşiveriyorlar.
Mesele Türkiye düşmanlığı olunca hepsi aynı tornadan çıkmış tiplere dönüşüyorlar.
Çünkü merkezine Türkiye’yi alan yaklaşımlara esastan karşılar.
Yani yerli ve milli duruş, bu tür dış güdümlü beşinci kol faaliyetlerini yokluğa mahkum ediyor.
Gerçi rüzgar ne yandan eserse essin, her ne yaşanırsa yaşansın Türkiye’nin haklılığını ispat etmekten öte bir sonuç doğurmuyor.
Kuru gürültüye pabuç bırakmamak ama önü, sonu belirsiz maceralara da kapılmamak…
Dün başka coğrafyalarda bugün Rusya-Ukrayna Savaşı ile başlayan yeni süreçte…
Türkiye cephesinde değişen hiçbir şey yok.
Başkan Erdoğan’ın “Daha adil bir dünya mümkün” çağrısının her yerde daha güçlü yankılanacağı bir dönem başlıyor.
Güzel yorum serdar bey.
Bu bir alıntı ben bu kadar süslü cümle kuracak zamanım yok
Ben Haçlılar namusunuza dokunmaz derim o yerini bulur
savaşın dengeleri yeninde değiştirmeyeceğini kim söyledi.
Tabii ki bütün koşullar değişecek ve savaş uzadıkça etkisi de herkese artacak.
Kur korumalı sistem tabii ki de işe yaradı ama bundan savaşın etkisi olmayacak sonucunu nasıl çıkardınız merak ettim.
Birde ne istiyorusunuz ikinci dünysa savışında Türkiye tarafsız kaldı.
Biz tarafsız kaldıkça neden hop oturuyor hop kalkıyorsunuz.
Neden en önde savaşa biz gidelim ambargoya biz gidelim.
ABD bile %20 gaz ve benzinini hala Rusya da alıp ambargoya dahil etmemişken .
Tabii ki katıl diye baskı gelecek tıpkı 2. dünya savaşında olduğu gibi
RTE sizin istediğiğiniz tuazağa düşmüyor diye pek bir kızgınsınız da bunu çok açık etmezseniz.
Çünkü “bir bilen ” modunda vurmak daha kolay oluyor .Mazallah yandaş ,candaş,fondaş,yundaş yaftası yenilirse sözünde önemi kalmaz
Bu baṣlığı Karar’da gördüm:
„Çeçen lider Kadirov, Putin’e seslendi: Putin için ölmeye hazırım“
Ukrayna’ya da böyle bir lider atadığı gün Putin iҫin savaṣ biter.
Fakat Putin Ukrayna konusunda yanıldı ve savaṣ uzuyor.
Bir yabancı gazeteci „Putin bir hava kabarcığında gibi isole edilmiṣ durumda yaṣıyor. Ҫevresindekiler ona sadece hoṣuna gidecek bilgiler veriyorlar.“
Tek adamların kaderi bu galiba.
Irak işgali de tek adam dı değil mi
Komik olma Almanyalı
Bu sadece Doğu ile Batı yoğurd yiyişi
Yoksa temelinde ikisi de işgal birinin süsü terörle mücadele diğeri bana saldırı var
Batılı efendiler sütten çıkmış ak kaşık putin pis ancak koşulsuz ve karşılıksız emperyal sevicilerin işi
“…Allah dünyayı, benim dediğim olacak diyen ve yanlıṣlarında ısrar eden tek adamlardan korusun.
Yorumu Cevapla
H. Gayret
5 Mart 2022 At 00:46
Almancı arkadaş senato veya kongre kararıyla “benim dediğim olacak diyen ve yanlıṣlarında ısrar edenlerden” bizi kim koruyacak, onu da biraz açar mısınız?”
Yorumu Cevapla
H.Gayret arkadaṣ, senato ve kongre kararlarına uyanlara tek adam denmez.
Siz lütfen söyler misiniz, aṣağıdaki cümlemi okuyunca hangi tek adam aklınıza geldi?
“…Allah dünyayı, benim dediğim olacak diyen ve yanlıṣlarında ısrar eden tek adamlardan korusun.“
TECAVÜZ İDDİASI –ŞEYTANÎ AKIL
Ruslar tarafından esir Rus askerlere Ukrayna’lılar tarafından tecavüz edildiği iddia edildi.
Tecavüz edilmiş olabilir mi?
Kin ve nefretin tavan ve zirve yaptığı bir ortamda pekâlâ mümkün.
Bir de hesap sorulmayacak bir durum, bu tür suçların işlenmesini adeta teşvik ediyor.
Yeni nesil hukukçular bilmez.
Ancak şu an hukuk hocası durumunda olanlar bilirler.
Ceza Hukukunun teorik temeli atan dört ciltlik kitabın yazarları Ord. Prof.Dr. Sulhi DÖNMEZER ve Prof.Dr. Sahir ERMAN’dır.
Sahir ERMAN Ordinaryüs değildir. Zira onun zamanında bu akademik unvan ve titr kaldırılmıştır.
Ceza hukukçusu Sahir ERMAN ‘nın çok ünlü bir sözü vardır: “İnsan aklı şeytanlığa acayip çalışır”
İnsan aklı konu şeytanlık olunca acayip çalışır.
Bir de işi gücü şeytanlık olanlarınki nasıl çalışır?
Ruslar tüm Dünyaya Ukrayna’ya saldırmayacağız demedi mi?
Hatta sözcüleri “Madem ki saldırı tarihini siz biliyorsunuz, saldırı tarihini söyleyin tatil planımı ona göre yapayım” demedi mi?
Bir de yakın zamanda şeytani hırsızlık ve proje uzmanı, birbirlerinin akıl hocası danışmanlarını misafir edip görüşmediler mi?
İddia doğru olabilir.
Ancak bu iddiayı dezenformasyon uzmanları dile getiriyorsa, iddiaya çok çok tedbirli yaklaşmak daha doğrusu aksi kanıtlanıncaya kadar yalan olduğunu düşünmek gerekmez mi?
Sizlere şu soruyu sorarak bitireyim:
–Savaş ortamında bir askere tecavüz eden birisi, tecavüz ettiği askeri sağ bırakır mı?
Sayın yk, sınav sorusu filan mı bu?
İçtihat kararlarına filan mı bakalım, ipucu filan vereydiniz bari!
Sayın hgayret!
Sınav hırsızlığı ile ilgili olarak yaptığım araştırmaların sonucu:
1– Ülkemizde yaygın şekilde diğer hırsızlıklar gibi bu hırsızlık da icra edilmiştir.
2– Bu hırsızlıkta ilk iki sıra iki(2) parti mensuplarına aittir.
3– Sizin ima ettiğiniz yapı, kamuya personel alımında sınav sistemini kurumsallatırmış ve uzunca bir süre doğru şekilde uygulamıştır.
4– İma ettiğiniz yapı, mensupları da bu hırsızlığı kesinlikle gerçekleştirmişlerdir.
5–Hiçbir şekilde mazeret ve gerekçe olmamakla birlikte, İma ettiğiniz yapı mensupları bu hırsızlıkta üçüncü (3.) sıradadırlar.
6–Bir kişinin iki çocuğu da bir sınava girecek ve ikisi de sınavı kazanamacak. Ve bu kişi bu sınavda yolsuzlukla suçlanıp tutuklanacak.
Bu şekilde bir absürtlük mü olur?
Bu sitede “bilerek” bir yanlış, yani yalan yazmadım.
Tabii ki yanlış vardır.
“Yazdıklarımın tamamı doğru ” demek, peygamberlik iddia etmektir.
Hırsızlık istirasikleri nerede yayınlanıyor
Bence siz FETÖ hırsızlıklarını herkes çalıyor diyerek hatta 3. Sırata koyarak sıradanlaştırmak ve aklana peşindesiniz
Tarihin gördüğü en şeytani örgüt ve planlı hırsız FETÖ çetesidir
Diğer olaylar olsa olsa sıradan adi olaylardır
Bu CIA uzantısı çeteyi her yerde okapanlaştırup aklama işinden vazgeçin diyeceğim ama atlet etkisi kolay geçmiyor
Yiğitler kozlarını paylaşmak için Ukrayna yı er meydanı olarak seçmesinin bir çok nedeni var. Nedenleri ne olursa olsun Ukrayna her iki yiğit için tam istedikleri bir meydan. Yiğidin biri meydana çıkıp el çırparak dönmeye devam ederken, rakibinin meydana çıkmasını bekliyor. Diğer yiğit de minder dışından naralar atarak meydan okuyor. Bu yiğitler eninde onunda bu meydanda kozlarını paylaşacaktır.
Avrupa Ukrayna da uçuşa yasak bölge ilan etmesi şimdilik askıda. Savaşa girmek için hazır olduğunda devreye sokacaktır.
İktidar cephesinin itibarlı gazetesinin muteber yazarı Dünya enflasyon altında ezilirken, bizde bolluk yaşanacak… Seni kim tutar Türkiye!..” diyormuş valla bu yazar kimse tarımın t sinden anlamıyor Tarımda maliyet denen bir şey var şu yazara birileri hatırlatsa mı acaba…
Kendi elleri ile batırıp mudilerin parasını şimdiye kadar ödememiş olan bir finans kuruluşu ve amiral gemisi sayılan, huzur vaadi ile dindar insanlardan bilezik toplanarak kurulan medya devinin tevesini bir gecede yahudi mordoga satan ve şimdi TMSF kapılarını çalmasın diye gözlerini kapatıp yalan ve iftira üreten bir gazetenin kıdemli muharripleri her gün köşe yazısı görünümünde müftereyat yazmaya devam ediyorlarmış sayın ekonomi yazarı vesilesi ile haberdar olduk. Bunların ekonomik derinlikleri ve ferasetleri tarihe mal olmuştur. “Şakkadanak 10 milyar dolar satarım” 2017/Batıranel
https://www.milligazete.com.tr/haber/9516489/fehmi-koru-erdogan-ve-sakkadanak-batireli-topa-tuttu-ise-yaramaz
“Ne ondansın ne benden”. Birde,
“ya benimsin ya toprağın var”?
Ya erkeksin ya kadın, birde ortası vardı bunun,
“Orta” doğuda uygulanan durum.
Ne dağa çıksın ne ovada kalsın..
Daha bir sürü yöntemi var elin gavurunun.
Olmayan, sende bırakılmayan bir tek:
Huzur’un?
Bin mil ötede savaş açar, onun bir insanına bile bişey olmaz ama, senin vereceğin bir “evet” ile tüm ülkeni çöplüğe çevirir isterse!
Kutuplarda savaş bana ne dersin ama, asıl “hedef sensin” belkide! (Yada sen de!)
Son söz: çin seddini kurmuş, duvarını örmüş, mızrağı dayamış .. duvara
Surun dibinde hendek kazılmış içine timsah tohumunu atmış, bekliyor kukuman kuşu..
*Surun dışında mı kalacak sın?
**Sur manzaralı yalıda mı oturacak sın?
İşte soru bu?
Her ne karar verirsen ver ayrı bir kategoride değerlendirecekler bu yaka yı, bu yakadakileri.
Ona göre burası “karşıyaka”
Sen aklını kullanıp kendi dünyanı kuramazsan,
Gıdanı sanayini eğitimini teknolojini oluşturamazsan, kendi kendine yetemezsen
Onun bunun
Oyuncağı olmaya devam..
Evet, yalaka , eksik bile söylemiş ; benzine 5 günde 3 lira zam geldi, ihracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz , uçuyoruz , uçuyoruz !
Ama nereye uçuyoruz , uçurumun kenarına !
Şaka bir yana ciddi konuya dönersek; bu gün Ukrayna fethinin 10 ncu günü!
Zavallı devlet ve millet kelimenin tam anlamıyla artık kapana kısılmış durumda !
Ne su, ne elektrik , ne ısınma ve ne yiyecek var !
Eli kanlı Put’in ! bütün isteklerinin kabul edilmesini şart koşuyor; o zaman neyin görüşmesi yapılacak ki!
Korkak ve bencil , aşağılık ABD adeta donuna edecek , çalıyı dolaşıyor !
Onun dümen suyundaki NATO ancak saksağan gibi ötüyor !
AB ise ne kadar kof ve ikiyüzlü bir sahtekar olduğunu bir daha ispat etmiş oldu !
Çin soysuzu ise tribünden arenayı seyrediyor!
Velhasıl yer demir gök bakır !
Allahım sen yardım et !
Bir AB yetkilisi şu anlamda şeyler söylemiş. Biz bir barış oluşumuyuz. Rusya’ya karşı savaşçı bir tutum almamızı beklemeyin. İster istemez hak veriyorsunuz. Çünkü AB’nin bir ordusu yok. Savunma sistemi yok. Nasıl Rusya’ya savaş açsın. Gerçekten Ukrayna’nın durumu zor. Direnecekler, teslim olmayacaklar, özgürlükleri için ölecekler ve Putin’i tarihin çöplüğüne gömecekler. Bunun için tüm ülkeler yardım etmeli, ellerinden geleni yapmalı, Putin faşistini yalnız bırakmalı ve yok etmeli. Dünya hala Rusya gibi, Çin gibi diktatörlükler ve onların dengesiz politikalarına maruz. Tehlike büyük ve mutlaka dünya bu tehlikelerden arındırılmalı. Rusya halkı da, Çin halkı da bu diktatörlüklerden memnun değil. Ve özgürlüklerine kavuşmaları için tüm dünya çaba göstermeli. Rusya gibi bir diktatörlükte bile insanlar sokağa çıkıp faşistleri protesto edebiliyor. Bir de ülkemizin halini düşünün. Bir litre benzin 17 TL oldu, 5 günde 3 TL zam. Bari bunu protesto edin ey millet. Neyse bizimkiler sabreden derviş misali. Geççek geççek, hepsi geççek, sonra zil takıp oynayacağız. Tarkan’ın klibi 30 milyona ulaşmış. Yakında Türkiye’nin tamamına ulaşacak mesaj!
Otokrat ve diktatörler sonunda kaybediyor. İstisnası yok. Kaybetmekle kalmıyorlar ülkeleri de çok kaybediyor. Aksi bir örnek yok. Ancak buna rağmen bu kadar saf insan bunları nasıl körü körüne takip ediyor anlamak zor. Bu sefer olacak bizim diktatör dünyayı ele geçirecek diye düşünüyorlar herhalde. Saflık ve aptallığın sonu yok. Bazıları böyle kör gözüm çukura gidecekler hep. Dünya aptallarla dolu. Beğenelim beğenmeyelim.
Bütün haçlı kullanışlı aparatlarının sonu da satılmak ve uçak körüğünde sonlanmak oluyor.
Haçlılar namusunuza dokunmaz diyenin atletini koklayanlardan bahsetmiş galib aptal diye .
Ne diyeyim elhak öyledir.
“Ruslar Ukrayna’ya saldırarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşmuş olan düzeni bozmayı DEĞİL, KURMAYI göze almış oluyor.”
“Kiev’in ısrarla uçuşa kapalı saha ilanı talebine ilgili başkentlerin “Hayır” cevabı verirken sığındıkları “Öyle bir yola başvurursak Rusya ile biz de savaşa girmiş oluruz” gerekçesinin altında bu değerlendirme yatıyor.”
HALBUKİ KUZEY IRAKTA VE SURİYEDE(YANİ IRAK KÜRDİSTANI VE SURİYE KÜRDİSTANINDA) DAHA SAVAŞIN İLK DAKİKASINDA 36.PARALELİN KUZEYİ UÇUŞA YASAK BÖLGE İLAN EDİLİVERMİŞTİ!?
O ZAMAN “Öyle bir yola başvurursak biz de savaşa girmiş oluruz” DİYEN DE OLMAMIŞTI?
ALMANYA VE SÖMÜRGELERİNİN GAZ İHTİYACINI SAĞLAMASI KARŞILIĞINDA UKRAYNA KURBANLIK/ÇEYİZ OLARAK RUSYAYA VERİLMİŞTİR!
GAVUR HEP AYNI, HEP SİNSİ, HEP ELİ KANLI…
VEFALI TÜRK GELENE KADAR EFLAK DA YETİM BOĞDAN DA…
Bu nasıl bir kin. 40-50 krş bir sapma için kur korumalı sistem çöktü demek. Tamam sevineceksiniz de biraz daha bekleyin. kılışdaroğlu gelince petrol 10 dolara düşecek.
Senden/sizden başka da kinlenen biri görünmüyor ortalıklarda sayın hd!
Hepimiz pür dikkat mao’culuğu bırakıp kapitalist olduktan sonra “bir erkeğin başka bir erkeğe de aşık olabileceğini yaşayarak öğrenen” ve perinçekle Erdoğan’ın ortak aşkları Ethem Sancak’ın Putin’i etkilemek için Rus televizyonundan Rus kamuoyuna anlattıklarını neşeyle izliyoruz:)
Ethem sancak Rus televizyonunda “NATO’ya katılarak hata ettik, Bayraktar SİHA’larını Ukrayna’ya verirken böyle kullanacaklarını bilmiyorduk, böyle yapacaklarını bilseydik tövbe hiç verirmiydik” diye konuşmasını izliyoruz. Putin kesin etkilenmiştir Ethem’in anlattıklarından! Bence etkilense iyi olur yani. Yoksa tamam güzel söylüyorsun da ben icraat bakarım icraat görmem lazım, hadi şimdi icraatınızı göreyim diyebilir. O zaman ne diyecek. Bu güne kadar dedikleri hep “NATO’cu askerleri Ordu’dan atıp hapislere doldurduk, orduyu Rus yanlısı subaylarla doldurduk, batı yanlılarını tutukladık onları devletten uzaklaştırdık bir daha devlet kurumlarına giremeyecekler, çocuklarına kadar hepsini fişledik, Türkiye artık Rusya’nın yanında” dediler.
Putin bu yaptıklarınızın bize bir faydası yok, bunlar sizin iç işleriniz bizi ilgilendirmez, bizim yanımızda olduğunuzu somut adımlarla gösterin, NATO’dan çıkın Avrupa’yla ilişkilerinizi tamamen kesin Ukrayna’ya yardım etmeyin, Suriye’den askerlerinizi çekin, Libya’da bizi destekleyin derse ne diyecekler acaba?
Bir kaç gün önce sizin çok daha kin, husumet ve artniyet dolu sözlerinizi bu köşede eleştirmiştim ; önce aynaya baksak iyi olur , değil mi!
Erdoğan ABD boys larını ABD ye sürdüğünden beri kara propaganda gırla gidiyor.
Kadirov un Putine taptığı gibi Biden e tapıyorlar.
Biden gelecek RTE ye gününü gösterecek.
Artık dengeyi o kadar sapıttılar ki haçlılar namusunuza dokunmayacak kadar haçlı taraftaı oldular.
Satılacakları güne az kaldı.
Uçak körüğünde gelecekler merak etme hd
Hepsinin sonu ya vatansız veya uçak körüğünde kinlerinde boğulmak olacak
Serdar bak Üstad ne yazmış; “Putini devirmekte kararlılar” demiş. Burda senin şöyle demen gerekiyordu: 20 senedir Erdoğan’ı devireneyen Biden Putin’i nasıl devirsin, öyle değil mi:))
Belki devirir ,belki Erdoğan I da devirir
Ama Haçlılar namusunuza dokunmaz diyebilecekler artık vicdanlarda hep vatansız Haçlı uşakları olarak kalacaklar
Zaten gidenleri biliyorum o kadar Haçlılar çok güzel kafalarına yerleşmiş ki yaşadıkları dinde artık İslam değil ,artık Türkiye de yaşayamazlar çünkü gerçekten evrim geçirmiş ve haçlılaşmışlar
Yoruma kapalı.