Bir iyi, bir kötü haber: Adil Öksüz’ün bir özelliğini MİT açıkladı.. Trump Suriye’ye füze yağdırdı..

24
Adil Öksüz, Akıncı Üssü'nde...
Reklam

İstihbarat örgütleri kendilerine yönelik ithamlara yazılı cevap verme konusunda isteksizdir. Bilgilendirme toplantıları yaparlar.. bazı konuları muhatap seçtikleri kişilerle paylaşırlar.. ancak birileri bir ithamda bulundu.. bir başkası kendilerine soru yöneltti diye.. cevap vermeye tenezzül etmezler…

Yaptıkları işin raconu böyle gerektirdiği için…

MİT’in açıklaması önemli

Kendisine ve partisine yakın bazıları ‘kontrollü darbe girişimi’ dediği için CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyorlar; ancak, öyle bir yakıştırma sayesinde Milli İstihbarat Teşkilatı’nı (MİT) açıklama yapmak zorunda bırakması ve kafa karıştıran iki konuda aydınlanmayı sağlaması önemli.

MİT’in açıklmasında, CHP’yi suçlayıcı satırlarını bir tarafa bıraktığımızda, iki önemli nokta görüyoruz.

Okuyalım:

“Adil Öksüz, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın terör örgütü içerisindeki kaynağı olmamıştır ve Milli İstihbarat Teşkilatına çalışmamıştır. Adil Öksüz’ün nasıl serbest kaldığı konusu yargının işi olup, ilgili makamlar tarafından gerekli soruşturma ve takibat yapılmaktadır.

ByLock programının çözülmesi, FETÖ/PDY’nin çökertilmesinde, ilişki ağının deşifre edilmesinde ve mensuplarının devletten ayıklanmasında kullanılan önemli kaynaklardan biridir. İstihbari çalışmalar neticesinde elde edilen ByLock’a ilişkin tespitler, Mayıs 2016 tarihinden itibaren, çalışmaya konu ham verilerle birlikte, adli makamlar, güvenlik birimleri ve diğer ilgili makamlarla eşzamanlı olarak paylaşılmıştır.”

Şimdi artık Adil Öksüz’ün MİT’in elemanı veya kaynağı olmadığını biliyoruz…

Reklam

Bir şeyi daha biliyoruz: ‘ByLock’ adlı program MİT tarafından elde edilmiş, üzerinde çalışılmış bilgiler, ham verilerle birlikte, devletin başka birimleriyle paylaşılmış…

Hem de 15 Temmuz 2016’dan iki ay önceden başlayarak…

15 Temmuz (2016) günü ve gecesiyle ilgili sorular hala cevapsız kalsa da, MİT Müsteşarı’na yöneltilebilecek iki önemli soruya cevap alınmış oldu.

Başka sorular

MİT elemanı veya kaynağı olmayan birini, o gece Akıncı Üssü’nde bulunduğu ve savcı tarafından ‘tutuklanması talebi’ ile mahkemeye sevk edildiği halde serbest bırakan hakime dönüp, “Neden?” sorusunu rahatlıkla yöneltebiliriz?

O hakimin ‘FETÖ’cü olmadığı için’ HSYK kararıyla görevden atılan yargı mensupları arasında yer almadığını da biliyoruz.

Acaba, Adil Öksüz, öyle olmadığı halde, kendisinin ‘MİT mensubu’ olduğunu mu söyledi? Yoksa o gecenin hayhuyu içerisinde, ‘darbeci’ generallerden biri kendisine kefil mi oldu da salıverildi? Hangi general?

Belki bu arada, o gece üste bulunanlardan mahkemeye sevk edilen 98 kişi arasında tek sivil olduğu bilinen Adil Öksüz’ün, serbest bırakılana kadar geçen 72 saat içerisinde, etrafındakilerden farklı olarak ‘kelepçesiz’ ve iki cep telefonuyla nasıl dolaşabildiğini de öğrenebiliriz.

Lüzumsuz sorular gibi mi geliyor size bunlar? Hayır, sağlıklı zihinler, yaklaşık 250 cana mal olmuş hain bir girişimin aydınlatılmasına dönük soruları gündeme taşırlar.

Reklam

O gece hayatını kaybeden insanların aileleri de bunu bekler.

CHP’nin, anamuhalefet partisi olarak, bu tür soruları gündemde tutması görevidir.

Biraz daha ısrarcı olunursa, o gecenin kahramanlarından sayılan iki subayın, Org. Ümit Dündar ile Tümg. Zekai Sakallı’nın, ifadelerinden elde edilen, “Genelkurmay’dan o gece çıkan emirler arasında ‘kışladan kimse ayrılmasın’ da bulunsa darbe o anda önlenebilirdi” bilgisine eşlik eden soruya da muhatabından cevap alınabilir… Belki…

Keşke MİT, cevabında, darbeyi 15 Temmuz günü öğle saatlerinde karargâhlarına gelerek ihbar eden esrarengiz binbaşı ile ilgili de bilgi sağlayabilseydi. En azından “Gerçek adı ve rütbesi nedir, şimdi nerededir?” sorularına cevap alınabilseydi…

Darbe girişimi ihanetinin gizli kapaklı hiçbir yönü kalmamalı…

Eskiler “Kalmasın Allah’ım âlemde hiçbir hakikat nihan” diye dua ederlerdi.

Nihan ‘gizli’ demek…

ABD Başkanı Trump.. Suriye’ye füze saldırısını açıklıyor..

Topyekün savaşa.. adım adım…

Dün burada dünyanın bir topyekün savaşa doğru gittiği yolundaki endişelere yer vermiştim.

Bana da uzak olmayan bir endişe bu.

ABD’ye yeni başkan olmuş Donald Trump’ın ve âdeta bir savaş kabinesi gibi bazı askerlerle oluşturduğu yakın mesai arkadaşlarının kimlikleri ve bölgeye yönelik görüşleri yüzünden edinilmiş bir endişe…

Endişenin haksız olmadığını gördük: Bu sabah erken saatlerde (03.45’te), ABD’nin Akdeniz’de konuşlanmış USS Porter ve USS Ross adlı iki savaş gemisi, Suriye’nin Hums kenti sınırları içerisinde bulunan Shayrat havaüssüne, 59 Tomahawk füzesi yolladı.

Üste Rusya uçakları ve askeri personeli bulunabilir diye Moskova önceden haberdar edilmiş… Çevredeki ülkeler de…

“Esad rejimine az bile… Onlar da çoluk-çocuk demeden 100’e yakın insanı kimyasal silahlarla en feci ölüme gark etmedi mi?” diye düşünebilir ve ABD’nin saldırısını haklı görebilirsiniz.

Nitekim öyle açıklamalar ve yorumlar yapıldı, gün boyu da yapılacaktır.

Oysa tehlikeli bir yöne doğru gidiyoruz.

Washington Moskova’yı da yanına çekebilirse.. bu bölgeyi kan revan içerisinde bırakacak büyük bir savaşı başlatabilir…

St Petersburg’ta patlayan bombalar.. ardından İdlib’te kimyasal silâh kullanılması…

Göz göre göre büyük savaşa gidiyoruz gibime geliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Kendi yayınladığınız resimde bile adam kelepçeli altına kelepçe takılmadı yazmanın amacı nedir? Akıncıdaki tek sivil diyorsunuz görüntüler var bir sürü sivil var. Kemal Batmaz, Harun Biniş, hakan çiçek veN urettin oruç tutuklu. Yani tek sivil değilmiş. Insanları kandırmayın.gerçi bunuda yayınlamazsınız.

  2. Adil Öksüz, durmadan aranıyor. Bulunursa sorunlar çözülecektir. Oysa Sermaye bütün oyunları birileri ile oynar. Oynadığı kimseleri korumak için de başka hedefleri kullanırlar. Biz de ağabey öldürür. Bekar ve küçük olan kardeş itiraf eder. Hapse sorun Adil Öksüz değildir. Adil Öksüz faillerden binde biri değildir.
    Adil Öksüz’ün işi bitti ise ölmüştür. Kim öldürdü? Yaşıyorsa onu kullananların gizli karargahında yaşıyordur. Onu Türkler kullandıysa Türkiye’dedir. Gülen kullanmışsa bilmediğimiz bir okulda öğretmenlik yapıyordur. Sermaye kullanmışsa bir şirketi yönetiyordur. Artık o Adil Öksüz değildir.
    Amerika’da bir Hıristiyan büyük bir servete sahip olmuştur. Atanan bir adam değildir. ABD halkı seçmiştir. Türkiye’deki ‘Evet’ ve ‘Hayır’a benzemektedir. Basın aleyhinde bulunmuş böylece seçilmesine sebep olmuştur. Türkiye’de ‘Evet’ çıkarsa aynı oyunda Sermaye başarılı olmuş olur. Sermaye artık aksini savunarak yerini koruyor demektir. Yatsı gelmektedir. Mum yakında sönecektir.
    Çin Batı’nın savaşlarına katılmak istemiyor. Çünkü zaman onun aleyhine işlemektedir. Teknolojisini geliştirmektedir. İç barışı sağlamış durumdadır. Dünyaya saldıracak kadar aklını yitirmemiştir. Sermaye de onu yedekte tutmaktadır. Çin kozunu üçüncü cihan savaşının sonunda kullanmayı düşünmektedir. Çin devreye girmediği zaman denge ancak Rusya ve AB’nin bir tarafta olması ile mümkün olur. ABD’ye karşı ancak öyle durabilir.
    Sermaye’nin de yakıtı bitti. Artık o eski planlar işe yaramıyor. ‘Hayır’ çıkarsa dünyanın nereye gittiğini kolayca bulabilecek miyim, biliyorum. ‘Evet’ çıkarsa yolunu kaybetmiş bir duruma düşeceğim. Bakalım, geçmişte böyle rüyalar gördüm. Yolu kaybeder bulunmak için uğraşır dururdum. 16 Nisan o rüyaların geçekleşeceği gündür. Ya kaybedeceğim ya bulacağım.

  3. Biri aydınlatırsa sevinirim. Acaba tarihte hiç bir İslam ülkesi bir gayri müslim ülkesi tarafından saldırıya uğradığında diğer islam ülkeleri tarafından alkışlanmış mıdır? Ama Esad zulmediyor. Doğru ABD her yerde mazlumun umudu zaten. Filistinde, Mısırda, Myanmarda ve tabii ki Irakta vs…

  4. Sürekli bir takipçi olarak şunu söylemek istiyorum.

    Bağzı yorumlar ufuk açıcı, çok değerli olmakla birlikte Fehmi beyin yazısından uzun oluyor. Bence yorum yazanlar OcakMedya veya başka bir mecrada Yazar olarak dilediklerini uzun uzun söyleyebilirler. Burda keşke kendi gündemlerini kovalamasalar, biz de yorumlar arasından öz olanı alabilsek.

    Selam ve saygı ile

  5. Sayin Fehmi Bey;

    Esad Suriye de Feth el Sam a karsi ezici ustunluk gostermisken; ABD yi ve BM leri karsisina alacagini bile bile kimyasal kullanir mi? Hele ki benzer bir olayda daha once nasil tepki verdiklerini biliyordu.. Ayni sey ikinci defa tekrarlanir mi?

    Neden bu konu hakkindaki goruslerinizi acik acik belirtmiyorsunuz?

    Saygilar

  6. İddianemeye gore Adil Öksüz’ün Akıncı üssünde hiç bir görüntüsü yok. Savcıya gore üsse girdiği zaman kameraları kapatmışlar. Akın Öztürk ve diğer üst rütbeliler girince kapatılmayan kameralar Adil Öksüz için kapatılmış. Tabi ki yersen. Sadece Akıncı üssünün uzağında bir yerlerde yakalandıktan sonraki resmi var. Zavallı adam. Darbeyle hiç bir alakası yoktu. Adil Öksüz yanlış zaman ve yanlış yerdeydi. Gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkacak.

  7. İktidar sahiplerinin özellikle dış politikayla ilgili demeçlerini dinleyince,şu fıkrayı hatırladım.
    Alim fazıl hakim olan ve esprileri derin manalar dersler taşıyan Nasreddin hocamız bir gün eşeğinin heybesini çaldırmış. Öfkesi bile tatlı ve ders olan hoca efendi durmadan, “ben bilirim yapacağını”… sıksık tekrarlayınca cemaat sormuş.”Hocam ne yapacaksın?” Hoca kendine özgü cevabı yapıştırır: “Yenisini alacağım”!..

  8. Yazımız size bazan neden ulaşmıyor veya yayınlanmıyor
    ABD Başkanı Esed, İran ve Rusya,ya hatta Türkiyeye gözdağı verdi. Esede, otur oturduğun yerde, dedi. Kimyasal silahların tekrar kullanılması bu fırsatı verdi, kendine. Bir Devlet Başkanının yapması gerekeni yaptı. Ancak, bu duruma bakıp,Trump’ın Suriye politikasını değiştirdiğini sanmak hata olur.Bana kalırsa, şu sıralar, Rusya, değil susmak, ıkını bile çıkaramaz. Tellerson’un Moskova seyahati öncesi, elini güçlendirdi, Siyasi çözümün yolunu araladı. Bir kısım İslam Ülkesi ile Türkiyede kaybettiği itibarını kısmen geri kazandı. Uluslararası hukukmuş, Kongre kararı imiş, teyid alma imiş,; Liderlik buna denir işte. Hem Kılıçdaroğlunu da haklı (!) çıkardı. Bu iş Obama tarafından zamanında yapılsaydı, hem bu kadar can feda edilmez, hem de ABD’nin itibarı sarsılmazdı. Özal da ah (Paşa Paşa) Irak’a girmekten son dakika vazgeçmeseydi, keza… (Ancak, bir mü’min olarak ilahi takdiri inkar edemeyiz). Son söz, bu işten büyük savaş çıkmaz. Herkes, dersini almış olur, payınca.

  9. 15 Temmuz hakkinda ciplak gozle bile gorulen bir suru tutarsizlik ve acik nokta var. Her seyden oyete insan gercekten merak ediyor. Senaryosu pek iyi yazilmis olmayan ama gene de surukleyici bir casus filmi gibi. Ama ne yazik ki sadece basini biliyoruz. Adalet, hak, hukuk v.s. haricinde gercekten merak ediyorum acaba neler oldu diye.

    ABD’nin yaptigi bence, reel politik acisindan ki sonucta aslonan odur, “iyi” bir sey. Buyuk bir savasa yol acmayacaktir. Sadece Suriye’deki durumu daha dengeli bir hale getirecek. ABD Suriye’de Rusya’nin etkisini sinirliyor. Musul ve Rakka operasyonlarinin da cok uzun olmayan bir gelecekte sonuclandirilacagini dusunuyorum. Iran’a karsi da olculu bir kac hareket gelecektir.

    Turkiye, ABD, Misir-Urdun, Suud bloguna tamamen angaje olmali. Bu, Filistin sorununu Misir-Urdun’e birakmayi ve Kuzey Suriye’de YPG ile iyi kotu bir “aktif dusman olmama”, ve Barzaniyi destekleme politikasini gerektirir. Karsiliginda Halep’in kuzeyi, ki zamanla buna Halep de dahil olacaktir muhtemelen, Turkiye’nin etkili oldugu bir bolge olur ve Barzani Kurdistani ile olan iliskiler daha da gelisir. Kandil olmasa da Sincar bosaltilir. Butun bu gelismeler Turkiye’nin kendi Kurt Sorunu konusunda bayagi mesafe katetmesine yardimci olur akillica adimlarlara.

    Umarim herkes goruyordur, Turkiye’nin acik ara bir numarali meselesi kendi Kurt Sorunu’dur. Cozulmus olsa idi butun bu Suriye/Irak olaylarinda cok daha esnek ve etkili olabilirdi.

  10. Sayın üstadım, çok çok ilginç; ya sitenizde bir sorun var ben hiçbir yorum göremiyorum ya da başka bir sorun var; bu kadar önemli, dehşetli ve cesur yazı yazıyorsunuz, kimseden tık yok şu saate kadar, ürperdim, ne oluyor?

    • Değerli okuyucu,

      Sitenin editörlüğünü ben yapıyorum. Malesef işim gereği her zaman fırsat bulamıyorum. Bugün ancak bakabildim ve yorumları onaylayabildim.

      Saygılarımla,

  11. Esad’ın durup dururken kimyasal silah kullanması ve böylece kendi kendisini vurmasını eleştirmek gerekir.
    Sebepsiz bir şey olmaz. Elde edilen bilgilere göre senaryo kurulur. Olaylar o senaryonun istikametinde gelişirse senaryo doğrulanıyor demektir. Müspet ilmin metodu budur. Ben senaryoyu ABD’nin Suriye’yi vurması üzerine kurdum.
    ABD iç mücadele içindedir. Sermaye deneyimsiz Trump’u oyuna getirmek için bu oyunu kurdu. Önce Başar Esat ikna edildi ve kimyasal silah olduğunu bilmeden oranın vurulmasını bir güç gösterisi olarak yaptı. Rusya’daki ABD ajanları buna Esad’ı ikna etmiştir. Sermaye vurulacak üsse kimyasal silah koymuştur. Yahut uçağa Esad’ın bilgisi olmadan yerleştirmiştir. Böylece Türkiye’ye çok yakın bir yerde kimyasal silah kullanılmıştır.
    Türkiye Sermaye’nin istediği aceleciliği ve kışkırtmayı yapmıştır. Trump dolduruşa gelerek biraz da iç sorunlarına belki bitiremiyor diye kontrollü saldırı yapmıştır. Oysa yapılacak iş nedir?
    Olaydan sonra biraz beklenir. Herkes beyanat verir. Sonunda yeter deliller elde ettikten sonra suçlama yapılır. Gerekli ceza verilir. Bugün Türkiye ve İran dışındaki Ortadoğu ülkeleri işgal halindedir. Uluslararası yağmacılar tarafından işgal edilmiştir. Türkiye ile İran İstanbul’da toplanmalı, Ortadoğu sorunu teorik olarak Adil Düzen’e göre çözülmelidir. Bu çözüm de uluslararası devletlerin çıkar beraberliğini oluşturmalıdır.
    Bundan sonra Rusya ile anlaşmalı. Sonra birlikte Çin’e gidilmelidir. Onunla da tartışılıp ortak çözüm ortaya konmalı. Sonra AB ile görüşülmeli. Eski düzen yıkıldıktan sonra ABD yönetimine gidilmelidir. Sermaye’nin Ortadoğu’ya karışmasını önleyecek tedbirler bunlardır. Savaş böylece önlenmiş olur. Ben bu öneriyi iki ay önce yapmıştım.

  12. Taa , Suriye olaylarının ilk çıktığı aylarda yapılacak (hatta Türkiye’den bir delinin yapacağı) iş bu idi; Suriye hava gücünün belini kırmak. Obama, yürek olsa, zamanında yapabilseydi, bunca insan ölmezdi de. Bu bakımdan, bir ABD Başkanı olarak doğru olanı yapmıştır, Trump. Kimseden teyid almadan; ani vuruş, İşte, liderlik bu. (Bu olay, Kılıçdaroğlu’nun da ne kadar haklı (!) olduğunu ortaya koymuştur). Ayrıca, Moskova’ya gitmeden önce, ABD Dış İşleri Bakanı Tellersan’ın elini de güçlendirmiştir. Siyasi çözüme yaklaştırıcı kapı aralamıştır. Bu işlem daha önce yapılsaydı; hatta, Özal, zamanında, hele, Irak’a cesaret ve Metanetle -Rahmetli Erbakan’ın Kıbrıs’ta yaptığı gibi – girebilseydi (Paşa Paşa moralini bozmasaydı da) bugüne kadar akan kanın ve canın belki de önüne geçilmiş olurdu. (Tabii, KADER’in hükmümünü de unutmayacağız).
    Bu ABD’nin Suriye politikasının değiştiği veya Türk tezine yaklaştığı anlamına gelmez. Füze olayı ABD (nin dolaylı) ve müttefiklerinin (İsrail ve bir kısım İslam ülkeleri dahil) çıkarlarına tehdid var olduğu için yapılmıştır ama, asıl amaç, Esed, İran ve Rusya’ya hatta Türkiye’ye bir gözdağı vermek olsa gerek. Esed’e, otur oturduk yerde, denmiştir. Kimyasal silahların yeniden kullanılmış olması da bu iş için tam fırsat. Diplomasi gereği, ilgili devletlerin haberdar edilmesi işin nezaketi icabı. Öyle zannedilmesin, Rusya’nın değil sesi, gıkı çıkmıyacaktır. Diğer yönden 7 yıldır, hangi hukuk kurallarından bahsedebilirsiniz. Kongre Kararından mı bahsedeceksiniz ! Böyle şeyler, DAVUL-ZURNA çalınarak yapılmaz.
    Son söz, şu sıra, büyük savaşa yakın olduğumuza dair bir emare henüz görünmüyor. Bekleyip, göreceğiz.

  13. Daha dünkü yazısının başlığı Sn. Koru’nun ”Trump savaşını başlatırsa…” idi ve Suriye ABD tarafından vuruldu. Her ne kadar ABD kaynakları ” bu bir sefere mahsus bir saldırıdır” demiş olsa da olayın geldiği yer ürkütücü.

    ABD, IŞİD’i bitirmek için bulunduğu Suriye’yi bu sefer füzelerle vurması, sırf Esed’e karşı bir hamle yapmaktan ziyade, Rusya ve İran’a ”IŞİD ile mücadelemizde göstermiş olduğunuz yararlılıktan ötürü teşekkür ederiz, şimdi herkes sınırlarına çekilsin” diyerek Rusya ve İran’a da dirsek mi gösterdi? Türkiye’nin Münbiç’e giden yolunu kapadıktan sonra…

    Nitekim, ABD Başkanı Trump, Suriye’nin füzeyle vurulmasına ilişkin, “Operasyon ABD’nin güvenliği için elzemdi. Kimyasal saldırının yapıldığı askeri üssü hedef alan saldırı emrini verdim.” dedi.
    Suriye topraklarında ABD’nin güvenlik kaygıları mı var veya bölgeyi dizayn etmede ‘ortak’ kabul etmiyor da ondan mı?

    Kurtulmuş’un, “Harekatı olumlu karşılıyoruz. Esad rejimi cezalandırılmalı. Umarız barışa katkısı olur.” demesi; Türkiye’nin bölgede ABD politikalarını onayladığı anlamına geliyor olabilir mi?
    BOP yürürlükte ise ve eşbaşkanlık da devam ediyorsa, Türkiye’de ki Cumhurbaşkanlık sisteminde ibrenin ‘EVET’e dönmesi ve gerçekleşmesi halinde bir partner, stratejik ortak olarak Türkiye Cumhurbaşkanlığı, ABD’nin bölgedeki işini kolaylaştıracağa benziyor. HDP’nin gönülsüz ve ite kaka ‘HAYIR’ kampanyasını görünce de…

    İran ise, “ABD’nin saldırısını kınıyoruz.” demekle yetindi.

    Sn. Koru’nun cümlesi.. ”Washington Moskova’yı da yanına çekebilirse.. bu bölgeyi kan revan içerisinde bırakacak büyük bir savaşı başlatabilir…”

    Oysa saldırı sonrası Putin ”saldırı egemen bir devlete düzenlendi. İlişkilerimiz zarar gördü.” dedi.

    Buna göre dünkü yazısında ”Trump savaşı başlatırsa” tahmini gerçekleşen Koru …”Washington Moskova’yı da yanına çekebilirse.. bu bölgeyi kan revan içerisinde bırakacak büyük bir savaşı başlatabilir… öngörüsü, Putin’in verdiği demece göre çelişiyor.

    Yani üçüncü dünya savaşı çıkmaz. Var olan Soğuk-Sıcak savaş devam ediyor.

    Sıcak olanı ise, Ortadoğu’da artarak devam ediyor.

    MİT’in Öksüz açıklamaları da sıcak Suriye gündeminin altında ezilip güme gitmese bari…

  14. Adil Öksüz „kontrolu“ sağlamak için üste bulunmuş olmasın? Aşağıdaki cümlelerinizi okurken aklıma bu soru geldi.
    „Belki bu arada, o gece üste bulunanlardan mahkemeye sevk edilen 98 kişi arasında tek sivil olduğu bilinen Adil Öksüz’ün, serbest bırakılana kadar geçen 72 saat içerisinde, etrafındakilerden farklı olarak ‘kelepçesiz’ ve iki cep telefonuyla nasıl dolaşabildiğini de öğrenebiliriz.“
    Neden bu özel muamele?

  15. AĞIT
    Genç baba ağlıyor
    Kundaklar kollarında
    Bebeler ağlamıyor
    İkizler acıkmayacak
    ve uyanmayacak
    Onlar,sonsuz uykularında..
    Tekdişli canavar kıydı canlarına
    Ölümcül zehirli
    Medeniyet dedikleri..
    Çalıyor tehlike çanları.
    İnsanlık nicedir ölmüş
    Şairin hayvandan aşağı dediği
    Acımasız,merhametsiz,cani
    “Uygarlık”mezarına gömülü
    Yuh olsun
    Bu kaçıncı halttır yediği
    Yok olsun.

  16. Sayın Koru, Orta-Doğu’da son bir veya iki ayda olup bitenlere bakarak, büyük savaşın beklentisine girmek, sizin şimdiye kadar bizde oluşturduğunuz çizgiyle pek örtüşmüyor. Büyük savaşın ayak sesleri, 1980’lerin ortalarında tezgahlanan (Brezinski, Fukuyama, Huntington, Kissinger, v.s.) oyunla senaryolaştırılıp, sonrasında adım adım sahnelenmedi mi? Bakın İsrail’e, hiç sesi, soluğu çıkıyor mu? 7 Ağustos 2003 tarihli The Washington Post’taki makalesinde, Dr. Condalezza Rice,’Transforming The Middle East (Orta-Doğu’nun Dönüşümü)’ başlıklı makalesinde, konudan açıkça bahsetmiş. Yıllardır sizi okurum. Fehmi Koru.com sitesindeki yazılarınız, maalesef, eski yazılarınız kadar berrak değil. Selam ve saygı ile…

  17. Mİt”in,sorulan her soruya cevap vermeğe, “tenezzül etmemesi, yaptıkları işin raconu” ise, moda söylemle, “sorunyok, sıkıntı yok” vesselam!.. Racon kesmeğe devam… Aklımdaki 9 soruyu sormaacağım.
    Muhalefet liderinin sorularına bile cevap vermeğe “tenezzül etmeyen”dükalık beni mi adam yerine koyacak..

    Durmak yok bu yola devam!..

  18. Buarada MİT in cevabı EVET olsaydı ne olurdu? Veya neler olurdu desek daha dogru olur.A.Öksz’e sahip çıkması nasıl beklenebilir ?. Hemen verilen cevaba sahip çıkmak bence doğru değil. Çünkü MİT, tarihinde hiç olmadığı kadar siyasallaşmış durumdayken bu güven boşuna. .

  19. 1.Adil Öksüz’ün Mit elamanı olduğu şeklindeki iddia sadece CHP’den gelmedi. Bunu sürekli ima eden başkaları da oldu.

    2.Mit’e darbe ihbarında bulunan asker, niçin komutanlarına gitmedi de, Mit’e gitti deniyor. Komutanları darbeciyse nereye gitmeliydi bu asker? Bence isabetli bir yere gitmiş.

    3. Halkın 15 Temmuz gecesi bir anda sokağa dökülmesi konusunda da bir bit yeniği arayanlar var. Halbuki halkın yaptığı, verdiği oya, seçtiği insanlara, memlekete sahip çıkmaktan başka bir şey değildi. Darbelerden bıkmış olmanın bir dışa vurumuydu.

    Yoksa bunca halk yığınları da “senaryo” gereği önceden bilgilendirilmiş miydi?! Bu kadarı da fazla uçuk bir varsayım olmaz mı?

    4.Darbenin senaryo olduğunu söyleyenler daha ciddi şeyler söyleseler iyi olacak bence. Bu kadar darbeci yargı karşısında hesap verirken ve bağlantıları da ortadayken üstelik.

    • 1960″dan itibaren Türkiye”de yapılan ve-veya yapılmak istenen ihtilal, darbe ve darbe teşebbüslerinin hepsini yaşadım gördüm. Hiçbirisinde, halkla asker darbe esnasında karşı karşıya gelmemiş, getirilmemiştir. 15 Temmuz Esrarengiz kalkışmasında silahsız genç askeri okul öğrencileri ve birkaç tank köprünün bir yanına yığılarak, askeri darbe teşebbüsü algısı için filmin dekoru olarak hazırlanmıştı. Medya yoluyla . Psiko, sosyal güdümle gaza getirilen hakla asker maalesef birbirini boğazlamıştı. “Yargı karşısında hesap vermek” deyince biraz durup, düşünmek gerekir. Yassıada mahkemesinde gaddar yargıç Salim Başol, Adnan Menderese, “Uzatma kısa kes”derdi. Şimdi de aynisi söyleniyor. Başkanlık henüz gelmediği için, hakimler bağımsız ve tarafsızlıklarını kullanamıyor olmalı ki, yönetim erkine tabi olmayan yargıç ve savcılar açığa alınıyor. Sevsinler adaletinizı!..

  20. Trup kimseyi taktiği yok, Amerkanin kanunlarınıda. Senetodan kanunu onylanması gerekirken onlara dahi haber vermeden kendi başına bunu yapiyor.
    Bu seferki kimyasal silahın kullanılmasında sanki Putin ve Trump ortak haraket ediyorlar gibi.Çünkü Trumpun Rusya ile olan kanun dışı ilişkileri ortaya çıkmaya başlamış olduğu için dikkatleri başka tarafa çekiyor Obamaya iftıra attı tutmadı ne yaptı ise birtürlü başaramadı. Dikkatleri Esada çevirdi.
    Şimdi Diyiyorki”Esat muhakak gitmeli ve yaptığının cezasını da çekmeli.”

  21. Darbe ile ilgili bilinmeyen o kadar çokki
    Meclis darbe araştırma komisyonu neden yetkililere soru soramadı da yetkisiz insanlarla oyalandı.
    Neden darbeyi önleyemeyen beceriksizler hala işinin başındada
    Bizim gibi darbeye ve teröre karşı masum vatanseverler fetö yaftasıyla cezalandırılıyoruz.

Yoruma kapalı.