Bu bir futbol yazısı; Galatasaray-Fenerbahçe derbisiyle ilgili bir yazı…

18
Reklam

Ne olur, gergin geçen her derbinin sonunda yenilginin faturası hakeme çıkartılmasa…

Hiç değilse bir kez olsun bizdeki derbi maçları olağanüstü gergin geçmese…

Dün Fenerbahçe ile kendi sahasında karşılaşan Galatasaray’ın, seçilmesi üzerinden fazla bir zaman geçmemiş yeni başkanı, lafını uzatınca, önemine binaen açıklamalarını canlı veren spor kanalları yayını kesmek zorunda kaldı.

Uzayan açıklamada baştan sona hakeme yergiden başka bir şey yoktu.

Hakem maçı çok mu kötü yönetti?

Bilmiyorum, sanmıyorum.

Neden bilmiyorum? Çünkü izleyici olarak oyunculara hakem kadar yakın değildim ve kritik pozisyonların çekim açısına göre farklı görülüp algılanabildiğini deneyerek öğrenmiş bulunuyorum. 

Takdiri tek hakeme bırakmamak için VAR (Video Assistant Referee / Video Yardımcı Hakem) uygulaması ihdas edildi; VAR hakemi değişik kameralardan yansıyan görüntülere bakarak hakemin hatalı olabilecek kararını gözden geçirmesini sağlayabiliyor. Nitekim, Galatasaray’ın ikinci golü VAR’ın uyarısı üzerine iptal edildi.

Reklam

Kötü yönetim iddiasına kulak asmamamın bir başka sebebi de, hakemlere inanmak istemem. Ardından gürültü kopacağını bile bile, ülkede milyonlarca taraftarı bulunan bir takımı, sonucu hayati önemde olan bir karşılaşmada, göz göre göre mağlup ettirme gafletine düşmek için sırılsıklam salak olmak gerekir.

Arada işlerimin yoğunluğu sebebiyle uzun yıllar aksatmış olsam bile, sahada maç izleme alışkanlığımın tarihi bayağı eskilere, ilkokul günlerime dayanıyor. Neredeyse her hafta maça giderdik. O dönemde tribünlerden hakemlere yönelik küfürlü saldırıları azaltmak için tedbir olarak kadınların maçlara devamı teşvik edilirdi; bu sebeple bir çok maça annemin de bizimle birlikte geldiğini hatırlıyorum.

Tribünlerin tek bir ses halinde ettiği küfürler hala belleğimdedir.

Şimdi o küfürler pek edilmiyor, fakat daha kötüsü yapılıyor: Ev sahibi takımın taraftarları sahaya oyuncuları sakatlamayla da sonuçlanabilecek yaralayıcı madde atıyorlar… Bu kötü alışkanlığın örnekleri dün de görüldü.

Önceki gün İngiliz ligindeki sonuçları itibariyle iki önemli maçı birbiri ardına izledim. Manchester United takımı çelimsiz Watford’a 4-1, iddialı Arsenal de bu sezon da liderliği yeniden kazanmaya çalışan Liverpool’a 4-0 yenildi.

Maç sonrası manzaraları ikisinde de görülmeye değerdi. 

Yenilen iki takımın oyuncuları galip gelen rakip takımların oyuncularını alkışladılar…

Orada da hakem hataları olmuyor mu? Bazı kararlar orada da VAR’dan döndüğüne göre İngiliz hakemleri de hatalı karar verebiliyor demektir. Ancak saha içerisinde tek bir otorite olduğu maç başlamadan önce belli oluyor ve karşılaşmanın sonuna kadar da hakem otoritesini sürdürüyor.

Reklam

Galiba kendi hakemlerimize güvensizliğin boyutu karşılaşmalara yabancı hakem talep etmeye kadar vardırıldı.

Oyuncular yabancı olabildiğine göre hakemler neden yabancı olmasın?

Böyle düşünülüyor.

Dünkü maçta kaybeden taraf Galatasaray olduğu için hakeme itirazı onun başkanı dillendirdi; ancak sonuç tam tersi tecelli etseydi, benzer bir açıklama Fenerbahçe yönetiminden de gelebilirdi.

Acaba hakemler, üzerlerine bu kadar gelinmesine tepki olarak, maçlara çıkmamayı düşünmezler mi?

Topluca, hepsi birden…

Bizim hakemlerden FIFA kokartlılar her zaman yaptıkları gibi uluslararası turnuvalara hakemliğe gitsinler, bizim maçları yabancı hakemler yönetsin; bakalım ne olacak?

Hakem olsaydım tepkimi bu noktaya kadar vardırırdım. 

Sahalarda yaşanan ve maç sonralarına da sirayet eden huzursuzlukta futbol dışı mülahazaların da rolü -hatta katkısı- olabilir mi?

Geçim sıkıntıları… Siyasette yaşanan hayal kırıklıkları… Geleceğe umutla bakamamak… İşsizlik… 

Marketlerde raflar önünde etiketlere bakarak iç geçiren insanlar maça gittiklerinde iç huzursuzluklarını sahaya boşaltma ihtiyacı duyabilirler.

Olanda bunun da etkisi muhakkak var…

Böyle ortamlarda takımların yöneticilerinin her zamandan daha fazla dikkatli olmaları gerekir.

Saha kenarından oyunu yöneten teknik direktörlerin de…

Futbol geniş taraftarı bulunan ve bu sebeple kalabalıklar önünde oynanan bir oyun -dün Nef Stadı’nda 52 bin Galatasaray taraftarı vardı-; ancak yine de bir spor. Yenmek kadar yenilmenin de olduğu bir spor. Yoksa arenada taraflardan birinin günün sonunda ölmesiyle biten türden bir vahşi karşılaşma değil. İzleyiciler gladyatörün öldürülmesine tanıklık etmek için orada bulunmuyorlar. Kulüp başkanları da gladyatörlerin ölümünden keyif duyan zalim hükümdarlardan farklı olmak zorundalar.

Bazen bu gerçeklerin unutulduğu oluyor…

Dünkü derbi sadece sahada oynanan oyunla sınırlı kalsa, yenilen yeneni alkışlasa, oyuncular eksiksiz hakemi tebrik etseler, teknik direktörler sarılıp kucaklaşsalar, kulüp başkanları sahadan ayrılırken “Darısı bir dahaki derbiye” mesajı verseler…

Türkiye farklı bir ülke, vatandaşları da farklı insanlar olurdu.

Kötü mü olurdu?

ΩΩΩΩ 

Reklam

18 YORUMLAR

  1. ŞİZOFRENİK ANAYASA
    Bir hakem bir takımın forması giymiş ise bu maç seyredilir mi?
    Sadece hakem ne kadar orman katliamı yapacak, özetle ne kadar çam devirecek diye seyredilir.
    Yani futbol için seyredilmez.
    Anayasanın bir maddesi partili Cumhurbaşkanlığına müsaede ederken, diğer maddesi namus ve şeref üzerine tarafsızlık yemini öngörüyor.
    Seçimle ilgili olarak ta bir taraftan “temsilde adalet” derken, diğer taraftan “yönetimde istikrar” diyor.
    Tabii ki anayasa şizofrenik olamaz.
    Olsa olsa bu şekilde anayasa düzenleyenler olabilir.

    • Sayın Y.K taşı gediğine koymak diye buna denir. Ben yaptım oldu mantığının bir ispatıdır. “Anayasanın bir maddesi partili Cumhurbaşkanlığına müsaede ederken, diğer maddesi namus ve şeref üzerine tarafsızlık yemini öngörüyor.” Siyasete ve siyasilere bu yüzden güvenilmiyor söylemler ve uygulamalar bir birine zıt.

  2. Kılıçdaroğlu çok güzel geleceği görüyor. iyi parti, deva partisi gibi partiler millet partisini desteklediği için orada CHP partisi olduğu için oy vermeyen kararsızların bu partilere oy verilmesinin önünü açıyor Kılıçdaroğlu.

      • Recep bey “Hellalleşme projesi” demişsiniz de; temel atma töreni filan yapılacak mı yoksa mütevazi bir “temel atmama töreni” yeterli olur mu?

    • Recep bey ben de destekliyordum ama artık tereddütlüyüm. İki destek görünce coştu.

      “Eeeyy….(falanca), sen kimsin ya!” Meydan okumasını unutmak mümkün değil, sonra “sen kimsin ya”lar “dostum”a döndü. En sonunda da “dostum”ların teker teker sırt çevirdiğini seyreden Kemal bey sonunda sazı aldı eline sözün sonu nereye varır diye hiç düşünmeden Arif Sağ gibi kendini kaptırmış saza şelpe vuruyor.

  3. Futbol insanların karnını doyurmuyor aksine acıktırıyor bu haliye dahi ilgi varsa yapacak bir şey yok, demek ki insanlar sitreslerini enerjilerini bu yolla atıyorlar.
    Futbol bacasız sanayi olduğu için bu kadar çok gürültü çıkıyor. Başka spor dallarında da maçlar oluyor hakem hataları oluyor fakat paranın en çok döndüğü yer futbol olunca doğal olarak gürültüde burada çok çıkıyor.
    Benim çocukluğumda halk arasında bir söz vardı
    “Hakimin ve Hakemin kararı yanlış da olsa değişmez”
    Değişmez denilen yanlış yıllar sonra spor dünyasında değişmesi çok olumlu ve olması geren bir gelişme.
    VAR sistemi gerçekten futbolda adaleti getirdi. Bir izleyici olarak seyrettiğim maçlarda hakemin gözden kaçırdığı fakat milyonlarca izleyicinin gördüğü bir yanlış kararı da maç izler gibi izlemek de insana dokunuyordu, fakat bu yanlışı VAR sistemiyle düzeltilmesi futbol seyretme zevkinden ziyade şike olaylarının önüne geçebilir mi acaba?.
    Yanlış hakem kararı değiştiğine göre Neden Yanlış HAKİM kararı değişmez.
    VAR sistemi benzeri bir uygulama neden adalette uygulamaz? Duruşmalarda taraflar söylediğini diğer duruşmada farlı söyleyebiliyor veya inkar ediyor.
    Bizim yargımız şeffaf deniyor madem o kadar şeffaf yargımız var gelsin VAR sistemi duruşmaya katılanlardan ziyade hakimin uygulamaları ne kadar adaletli, ne kadar şeffaf görelim. Benim katıldığım bir duruşmada Hz. Pardon sayın HAKİM savunma hakkı talep ettiğimde savunma hakkı vermediği gibi bir de savunmanı üst mahkemeye ver deme cesaretini gösterdi, gösterdi çünki böyle bir uygulama olmadığı halde, VAR SİSTEMİ OLSAYDI BÖYLE BİR UYGULAMA YAPABİLİRMİYDİ?
    Bütün caddeler sokaklar mobese kameraları ile donatılmış durumda. Artık Devlet vatandaşına vatandaş devletine güvenmiyor.
    Toplumun gündelik hayatına hiçbir katkısı olmayan bir spor yarışmasında uygulanan adalet sistemi yani VAR sistemi, toplum düzenini sağlayan yargı sisteminde neden uygulanmaz?
    Durmadan yargı paketi çıkıyor fakat hiç birisi de halka faydalı bir şey değil.
    Bizim hakimlerimiz haşa Peygamber mi ki de yanlış kararı değişmez.
    Yabancı hakem önerisinde bulunanlar var neden olmasın
    Bende diyorum yabacı hakim neden olmasın……..

    • Ahmed kusura bakma ama hakim doğrusunu yapmış, hatta size iyilik yapmış!?
      “sayın HAKİM savunma hakkı talep ettiğimde savunma hakkı vermediği gibi bir de savunmanı üst mahkemeye ver deme cesaretini gösterdi,”

  4. Çok şükür , böylesine ezeli ve tansiyonu yüksek bir derbi maçı büyük bir badireyle karşılaşmadan atlatılmış oldu !
    Tabii ki toplumsal çatışma ve şiddeti maçlarda da görmek pekala mümkün , bundan kaçılmıyor.
    VAR sistemi olmasına rağmen maalesef hakemler yine de hata yapabiliyorlar .
    Önemli pozisyonlarda VAR’a bakan hakem , basit olanlarında kendi görüşüne göre karar veriyor , böyle olunca da hata kaçınılmaz oluyor .
    Bu arada artniyetli davranan daha doğrusu tercih hakkını artniyetle kullanan hakemler de olabilir mi, bilemiyorum .
    Velhasıl netameli bir iş !
    Herkese selamlar, saygılar

  5. SİYA TİK

    “Geçim sıkıntıları… Siyasette yaşanan hayal kırıklıkları… Geleceğe umutla bakamamak… İşsizlik… ” demiş yazar. Oysa verdiği örnekler futbolcuların maç sonunda sarılması, antrenörlerin ılımlı açıklamalar yapması, yani sahadaki sakinlik. Oysa futbolcuların ve yöneticilerin parayı çuvalla götürdüğünü herkes biliyor. Bırakın geleceği bir yıl bile görev yapsa ömür boyu yetecek para kazananlar var.

    Futbol hep çirkindi, eskiden daha da çirkindi tek fark bu. Konuyu hükümete bağlamak için bu kadar cambazlık fazla. Ekonomi kötü diye bir şey yok. neye göre kötü? Ak parti öncesi 20 yılda doların değer kazanması, enflasyon, fiyat artışının ak partinin 20 yılı ile karşılaştırmak lazım ak partinin başarısız olduğunu iddia edebilmek için. Geçen seneye göre kötü evet ama bu alternatiflerin daha iyi olduğunu göstermez. Hakkaten bu “hava bulutlu” dediniz öyleyse ak parti kötü yönetiyor havaları sıktı artık. Biraz bilimden sanattan, uluslararası politikadan bahsedin, bilmediğimiz diyarlardan haberler getirin. Rusya ne yapmak istiyor, ukrayna da neler oluyor. Almanya enflasyonla tanışınca şaşırdı mı. En son (ak partiden önce) ekonomi, turizm, denizcilik, askeriye alanlarında yunanistan ile yarışıyorduk. abd onlara daha fazla yardım etti diye kızıyıyorduk, 7/10 oranı vardı ne oldu o işler, biraz bahsetseniz. Zaten babacan döneminde ak parti Türkiye yi uçurmuş, davutoğlu zamanında kimse bizi tutamıyormuş, geriye kalan bir kaç yılı da sineye çekin canım:)))
    Şaka yapmıyorum en geç 2023 te özlediğiniz meral-canan(kılışdorolunun ülkeyi yöneteceğini inanmıyorsunuz sanırım, ecevit zamanında da hüsamettin-cindoruk değil küçük olan- yönetiyordu) ikilisinin ülkeyi aydınlık ve özgür yarınlara taşıyacağına göre 2 yıl sabredin başka konulara dalın biraz.

  6. Futbol hayatımızın bir gerçeği.Sikinti her yerde olduğu gibi burda da insanımız çifte standartlı.
    Atılan iki gol öncesi benzer iki hareket faul var
    Birinde gol iptal ediliyor diğerinde edilmiyor.
    Maalesef karar vericiler duruma göre zamana göre tavır alabiliyorlar.
    Siyasal yaşamımızda da demokrasiden bahsedenler kendi partilerinde zerresini uygulamıyorlar.Cifte standart her yerde .O yüzden sadece laf üretip hiçbir icraat yapamıyoruz.
    Kaderimiz yazgımız bu

  7. Yabancı hakem de olmalı. Bana sorarsanız profesyonel işlerin çoğu yabancılara verilmeli. Yerli milli yolsuzlardan gına geldi.

    Merkez bankası başkanı yabancı olmalı kesinlikle. Siyasetten bağımsız olmalı. Yerli milli tiplerin nasıl bankanın içini boşaltıp 50 milyar da borçlandırdıklarını yaşayarak gördük. Paramızı da pul etti ciğersizler. Verin bir yabancıya, iyi de denetleyin, süper tıkır tıkır işler. Türk lirası da böyle pul olmaz. Resmî hırsızlar da kasayı boşaltamaz. La Kasa Da Para yok diye de dalga geçilmez.

  8. bir iş ziyaretinde uğradığım işyerinde çalışanlar çay molasına çıkmış futbol muhabbeti yapıyorlardı. adını daha önce hiç duymadığım yabancı takımların maçları hakkında konuşuyor, birbirlerine maçların skor tahminlerini aktarıyorlardı. ben de merak edip sordum, bu takımları tanıyor musunuz yoksa sallıyor musunuz?

    – “bilmesek para yatırır mıyız” dediler.
    – iddia oynamak için Türk takımları yetmiyor
    mu? dedim.
    – “Türk takımlarına iddia oynamak için deli
    olmak lazım” dediler.
    – milli serveti dışarı yatırırken akıllısınız yani
    dedim, bir şey demediler. sonra aralarındaki
    biri “bizim hobimiz de bu” dedi.

Yoruma kapalı.