Cesetler sahile vururken dünyamızda büyüme ve küçülme eğilimleri…

32
Reklam

Yabancı gazeteler ve dergilerde çıkan haber ve yazıları okurken, çoğu zaman yabancı meslektaşların sinirleri alınmış ya da duyguları körleşmiş insanlar olduğunu düşünmeden edemiyorum. Beni ve benim gibileri kolaylıkla ağlatacak konuları yazarken bile, neler hissettiklerini ele vermiyorlar.

Bizler ise tamamen nesnel kalmayı umarak bilgisayar önüne oturuyoruz, daha ilk cümleden eğilimimizi ele vermeden edemiyoruz.

Uluslararası Para Fonu İMF, Türkiye ekonomisiyle ilgili büyüme tahminini gözden geçirmiş ve daha önce 5.9 olacağı öngörüsünü 9 olarak değiştirmiş.

Önemli haber. 

İMF her yıl bu zamanlarda ‘Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’ adıyla dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durumla ilgili bilgileri ve temel verileri paylaşıyor. Bu yılın raporuna göre, Türkiye’nin yüzde 9’luk büyüme oranı, alanında bir rekor gibi. Yıl sonu değeri olarak Türkiye’yi İngiltere (6.8) takip ediyor. ABD’nin büyümesi yüzde 7’den 6’ya gerilemiş görünüyor. Almanya’nın büyümesi de önceki öngörülenden (3.6) daha geri (3.1) olacakmış…

Türkiye’deki büyüme pek çok sebebe dayanıyor. En önemlisi, pandemi dönemi şartlarında Çin’in değer kaybetmesini iyi değerlendiren sanayi üretimi. 

Bu yıl için rekor büyüme öngören İMF gelecek yılla ilgili tahmininde biraz hasis davranmış gibi: (3.3).

Rapora göz atarken dikkatimi fakir ülkelerin durumu çekti. Gelişmişlerle gelişmekte olan ülkeler arasında ‘tehlikeli bir ayrışma’ olduğu belirtiliyor raporda.

Reklam

Zihnim bu haberle meşgulken New York Times’ta ‘gelişmekte olan’ ülkesinden ‘gelişmiş’ bir başka ülkeye göçmeye çalışırken uluslararası sularda batan botlar yüzünden hayatlarını kaybeden insanlarla ilgili bir haberle karşılaştım.

Serinkanlı ifadelerle kaleme alınmış olmasına rağmen okuyanda duygu patlaması yaratabilecek bir haber bu.

Yalnızca bu yılın ilk altı ayında Akdeniz’in bir kıyısından diğer kıyısına doğru botlarla yola çıkmış olan insanlardan 2 bin 87’si sularda boğularak ölmüş. Ölenlerden 341’i kadın, 91’i de çocukmuş…

Bunların önemli bir bölümü Fas’tan kalkıp İspanya’ya geçmeye çalışan insanlar.

Ölüyorlar, sonra ne oluyor?

Haber bu soruya cevap vermeye çalışıyor.

Botları batınca ölen kişilerin cesedi bazen bir aya yakın sularda ortaya buraya savrulduktan sonra İspanya sahillerine vuruyormuş.

İspanya’nın Fas’a bakan sahilinde faaliyet gösteren bir cenaze evi suyun sahile getirdiği cesetlerle ilgilenme işini kendiliğinden üstlenmiş. Genellikle ceset sahile geldiğinde tanınmaz halde oluyormuş. Üzerindeki giysiden ve varsa cebindeki kendisine ait belgelerden kişiyle ilgili bilgi elde edilebiliyorsa, cenaze evi sahibi, ölenin Fas’taki yakınlarıyla temas kurma çabasına giriyormuş.

Reklam

Zaman alıcı ve zorlu bir çaba olduğu haberden anlaşılıyor yakınları bulma işinin…

Genellikle aile bota binen yakınlarından ses çıkmadığını fark edince o kişiyi ülkelerinin kayıp bürosuna bildiriyormuş.

Cenaze evi ilk o büroyu arayıp cesedi kendilerinde bulunan kişi ile büroya kayıp olarak bildirilmiş olanlar arasında bir ilişki var mı araştırmasını yapıyormuş.

Bazen hakkında hiçbir bilgi bulunmayan cesetlerin kime ait olduğunun tamamen tesadüfen öğrenildiği de oluyormuş.

Kişinin kimliği öğrenildiğinde ne oluyor?

Cenaze evi sahibi doğru dürüst bir törenle gömme karşılığı karşı taraftan -ölenin yakınlarından- para talebinde bulunuyormuş. Yaklaşık 3500 dolar.

Haberden sahil kasabasında müslümanlar için özel bir mezarlık ayrıldığı anlaşılıyor.

Uzun uzadıya başka bilgiler de yer alıyor haberde.

Okurken duygulanmamak mümkün değil.

İnsan ülkesini neden terk eder? Bir başka ülkeye göç edeceğim derken sonunda ölüme sebep de olabilecek uyduruk botlara binmeyi nasıl göze alır?

Bir-iki kişi değil, binlerce insan…

Yalnız kendilerini değil, eşlerini ve çocuklarını da tehlikeye atıyorlar.

Hiçbir ülke -İspanya dahil- kaçak yollarla kendilerine gelenleri kabul etmediği için çoğu kez botlar avara kasnak denizde dolaşıp duruyor ve bir süre sonra batabiliyor.

Sahilin bu tarafında insanlar, kabul edilmedikleri için ölümle karşı karşıya kalmış olan hemcinslerinin varlığından haberli olarak geceleri rahat uyuyabiliyorlar.

Cenaze evinin sahibi ve kendisine işinde yardımcı olan çocukları da…

O iş de böyle bir iş işte.

Okurken zorlandım ve olayı haberleştiren meslektaşların böylesine duygusal bir konuyu dünya gündemine taşırken hislerini bir tarafa bırakabilmelerini şaşkınlıkla karşıladım.

Zor bir işi başarmışlar.

Ülkeler büyüyor, ancak büyümeden ülkedeki herkes nasibini alamıyor. 

İMF raporundan şu bölümü aktarıyorum:

“Dünya çapında fukaralık, açlık ve yönetilemez borçlar yükseliş halinde. İşsizlik özellikle de kadınların işsizliği artıyor ve yakın zamanlarda elde edilmiş kazanımları tersine döndürüyor. Ekonomik eşitsizliğin merkezinde, aşılara ve sağlık imkanlarına erişimdeki sorun bulunuyor. Zengin ülkelerde destek -üçüncü- aşılarına sıra gelmişken, fakir ülkelerdeki insanların korkunç boyutlardaki yüzde 96’yı bulan kesimi hala aşısız durumda.”

Sanıyorum dünyamız büyük bir dönüşümün arefesinde.

ΩΩΩΩ

Reklam

32 YORUMLAR

  1. KAPAK KAPAK ÜSTÜNE!
    “Makro
    13 Ekim 2021 At 18:03
    Dolar rekor kırıyor ama ülkemizin ödediği yıllık faiz yarı yarıya düştü. Tek bir veri üzerinden yapılan sığ değerlendirmeler ile bir yere varılamaz.”

    • “cehalet mutluluktur”
      ben demiyorum, cypher diyor.
      matrikste.

      yıllara göre bütçeden yapılan faiz harcamaları | Milyar $

      2017; 15,6
      2018; 15,6
      2019; 17,8
      2020: 19,4

      “2003’ten 2018’e kadar 60 milyar lirayı geçmeyen faiz harcamaları ise, 2018’de 73 milyar lira üzerine çıktı.

      Bir hafta önce açıklanan Orta Vadeli Program’a göre, Türkiye’nin 2021’de yaklaşık 180 milyar, 2024’e gelindiğinde ise 320 milyar lira faiz ödemesi yapması bekleniyor.

      Bu değer 2020’de 133,9 milyar dolardı. ”

      ve bir bonus,
      benden olsun.

      Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Çin ile 6 milyar dolar, Katar’la da 15 milyar dolar tutarında swap anlaşması bulunuyor.

      Son olarak da Güney Kore Merkez Bankası, TCMB ile 17,5 milyar liralık (2,3 trilyon Güney Kore wonu) swap anlaşması imzalandığını duyurdu.

      Swap, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri hesabında da kullanılan bir kalem.borç aldığımız para.
      bizim olmayan para.

      Merkez Bankası’nın rezervlerinden swap kalemi de düşüldüğünde
      net rezerv, yaklaşık eksi 38 milyar dolara denk geliyor.

      ülkemizin ak akçe parası;
      eksi(-)38 milyar dolar…

    • Kim bu makro? Ejder suyunu fazla kaçırmışlardan olsa gerek. Kur yükseliyor, faiz borçları da yükseliyor. Buna hazine garantili ödemeler dahil. Daha kanal geliyor kanal. Bunlar Türkiye’yi toptan bitirmeye karar vermiş bir yolsuz takımı. Uzak adalara gömüyorlar kaçırdıklarını. Tam bir korsan tayfası. Bunlara hala oy veren uyuyan millete de yuh olsun.

      • Hazine garantili ödemeler faiz ödemelerine dahil değil, üstelik onlar da dolar olarak borçlandırılmış. Milleti dolarla borçlandırıyorlar. Sormuyorlar bile. Ödemezseniz de Londra mahkemelerinde söke söke alırız diyorlar. Bu kadar da yüzsüzler. Böyle sessiz sedasız milleti bulurlarsa yapacakları bu elbette.

  2. Olayları çarpıtmada çok mahirsiniz.
    Ekrem imamoğlu inşaatci ve İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü bitirdi.

    Beylikdüzü belediyesinde başarılı olmuşi, bu tecrübe ile istanbul başkanı seçılmiştir.
    Youtube’da ibb tv ‘de çalışmalarını görebilirsiniz.

    insanları etnik kimliğini göre ayırmıyor çalışan kadınların çoğu başörtülü. (HD yorumcu için yazmıştım yanlış yerde yazmışım.)

  3. Didem hanım daha geçenlerde yemin billah ediyordunuz ki “akpartiden ne kendim ne de yakınlarım hiçbir zarar görmedik!”
    şimdi de
    “kaybedecek herseyimizi geçtiğimiz yirmi yılda kaybettik.” diyerek
    “bir şeylerin değişmesi gerektiğine inandığım icin. ?” siyasete atılıyorsunuz?
    İlk önce heralde akpartiye katılıyorsunuzdur filan sanmıştım, u dönüşlerinize daha önce de birkaç kez şahit olduysak da ama bu kadarı fazla yani…
    Görünen o ki ehli siyasetin beline özgü incelik ve kıvraklık sizde zaten fazlasıyla mevcut imiş:)
    Nihayi sonuçta bir “sandık görevi” ile başlarsınız, ondan sonrası ver elini tbmm sıraları…
    Hayırlı işleriniz olsun inşallah!

  4. YANCI YETİŞİYOR
    Bizim yancı muhalefet, yapay gündem belirlemekte zorlanan iktidarımızın imdadına yetişiyor.
    Neymiş Anayasanın ilk dört maddesini değiştirtmezmiş.
    Neymiş Güçlendirilmiş Parlamenter sistem değişikliği imiş.
    Sakın geç kalmayın.
    Anlaşılan emir büyük yerden.

  5. %9 büyüyecekmişiz de peki biz neden bu büyümeden nasibimizi alamıyoruz. Acaba zengin daha zengin fakir daha fakir olduğu için olabilir mi? Ekmek 140 krş dan 175 krş a çıkmış buğday ambarı Konya da. Büyüyen ne o zaman?

  6. Eyy yüce Rabbim ölmeyi zorlaştırmış gömülmeyi kolaylaştırmış.
    Cehennemi, parayla günah işleyerek kötülük yapanlara tahsis etmiş,
    Cenneti bedava, iyilik yapanlara güzel insanlara açmış.
    Cenaze masrafı için yada mezar yaptırıp içine kıymetli maden eşyalar konulmasın insana külfet olmasın diye, İslam’da cenazesini masraf sız eziyetsiz külfetsiz defin getirmiş.
    Denizde bile boğulmasın diye sandallar tekneler botlar hatta yatlar bile yaptırmış insanoğluna☺️
    Ama yinede!.. boğuluyorlar işte?!??
    Acaba neden??

    • Bu insanlar ev bağ bahçe iş ilçe en önemlisi vatanlarını terketmiş de!..
      Niçin düşmüşler yola çıkmışlar gurbete?
      Birileri gelmemiş onlara sunmamış ev et ekmek iş’ te onunçün mü düşmüşler yola?
      Yoksa ev de benim mülk te yallah size mi demiş birileri de çıkmışlar yola?
      Kendileri namaz kılmayı bilmiyorlar mıymış kendi ülkelerinin camisinde namaz kılmayı da?..
      Taa uzaklardan gelip onları kovmuşlar etmişler yurtlarından, söndürmüşler ocaklarını da?
      İşte bunları sorup sorgulamasın lar diye hep çalıştırıyorlar başka yerlerde başka işlerde.
      Kazma kürek yerine silah veriyorlar ellerine?

    • “Neden” diye yahya beye sorarsanız “çok da iyi oluyormuş, ne güzel doğal seleksiyon” diyordu kendisi…

  7. IMF TUTTURDU DA
    IMF 9 tahminini tutturdu da, bu büyüme oranında değil “dolar kuru”nda oldu.
    Bir de millet “dokuz doğuracak”
    Ufak tefek ayrıntıları dikkate almaz isek, tam isabet.

  8. Bu konu bağlamında bendeniz şahsen daha önce de bir kaç kısa yorumda bulunmuştum ; madem ki yeri geldi kısaca tekrar görüşlerimizi dile getirebiliriz.
    İnsanoğlu , tarihi boyunca gerek yönetim ve gerekse ekonomik hayat konusunda bir çok sistemleri denemiş , fayda ve mahzurlarını görmüş , yaşamış ve en son bu gün bütün dünyanın da kabul ettiği DEMOKRASİ ve LİBERAL ekonomi üzerinde karar kılmıştır.
    Bunlar şüphesiz ki her yönüyle kusursuz ve en mükemmel sistemler değildir ; kötünün iyisidir !
    Maalesef liberal ekonominin içinde kapitalizm de vardır ve devletler gereken düzenlemeyi yapmazlarsa veya yapar da kontrol etmezlerse kapitalizm azmaya ve sonunda vahşi ! hale gelmeye başlar ; işte bu gün bazı ülkelerin ve genel anlamda dünyanın yaşadığı sıkıntıların , fakirliğin yani bir çok dengesizliklerin sebebi budur .
    Bu nedenle , ülkelerin artık elele vermesi her konuda işbirliği yapması , yardımlaşmaya ve birbirlerini desteklemeye gayret etmesi kaçınılmazdır .
    Aksi taktirde herkes bu olumsuzluklardan etkilenmeye ve kaosu yaşamaya mahkûmdur !
    Zira dünya artık eski dünya değildir , dünya şimdi bir köy, bir kasaba , bir şehir olmuştur !
    Ama ne yazık ki dünyayı yönetenler henüz bu anlayıştan oldukça uzaktır !
    Herkese selamlar , saygılar

    • Ali bey “en son bu gün bütün dünyanın da kabul ettiği DEMOKRASİ ve LİBERAL ekonomi üzerinde karar kılmıştır.” buyurmuşsunuz da;
      ne ara oldu bu iş, biz niye hiç duymadık acaba?
      Sosyalizmi yedik bitirdik de bunların güzelliklerinde mi karar kıldık demek?
      Siz tam olarak dünyanın neresinde yaşıyorsunuz bilmiyorum ama bu bilgilerinizde bir hata var sanki…
      Dünya artık bir köy oldu, muhtarı zaten amerika martavalını da artık geveleyip durmasanız nasıl olur; afganistanda gördük!
      Topuklarını kıçlarına vura vura kaçıp gittiler, öyle değil mi?

  9. Uluslararası Para Fonu İMF, Türkiye ekonomisiyle ilgili büyüme tahminini gözden geçirmiş ve daha önce 5.9 olacağı öngörüsünü 9 olarak değiştirmiş.

    iyi haber, ama 15 olsa ne yazar, 40 olsa ne yazar.
    iyi haber lakin hepimiz için değil.
    mutlu bir azınlık için.
    bakarsan yıllardır büyüyoruz.
    geldiğimiz sonuç ise fakirleşme.
    nasıl oluyor?
    alınan muazzam miktardaki dış borç gereksiz ve getirisiz üstelik değerinin çok üstünde ödendiği iddia edilen devlet sırrı olduğu için bilemediğimiz havaalanı, yol, köprü vs gibi alt yapı yatırımlarına ve büyük miktardaki kamu israfına gidiyor. böylece borç halka yansırken, harcamalar bir bahtı güzel gruba akıyor. biraz da yüksek maaş alan ya da bir kaç yerden maaş alan daha az bahtlı olanlara, onlar vergiden de muaf tutuluyor biliyorsunuz. nihai sonuçta yani sonuçların getirdiği sonuçta halk fakirlesiyor, ihale alanlar ve saz arkadaşları zenginleşiyor. yakın gelecekte teknolojik gelişmelerle gereksiz yatırımlar bir de değersiz sıfatı alacaklar, gereksiz ve değersiz yatırımlar olarak anılacaklar.
    karadenizde gaz bulduğumuz için sevinenler var, acele etmeyin derim. elektrik üreteceğiz dediler, satacağız dediler, elektrik faturalarının hali malum. gaz için sevinmeden önce bekleyelim, bakalım bize, cebimize, faturalarımıza, refahımıza yansıyacak mı? yoksa daha yolu yarılamadan bitecek, bize kalmayacak mı?
    fikri olan?

    geçen de yazdım,
    panama rezaletinden sonra pandora rezaleti de dünyanın ne kadar karanlık bir zamanında yaşadığımızı bizlere gösterdi. bana göre iyilik hayıra çalıştığı gibi, kötülük de hayır için çalışır. madem bu kadar koyu karanlıktayız öyleyse şafağın sökmesi yakındır.
    çünkü devirler vardır.

    • Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından kullanılan Büyükada İskelesi’nin üst katındaki mekan, mahkeme kararıyla tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geçmişti.

      Ancak tahliye işlemleri için binaya gelen İBB ekipleri, polisler ve TÜGVA yetkilileri tarafından engellenmişti.
      İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’da kamuya ait mülkleri haksız şekilde işgal eden herkesle mücadele edeceğiz. İstanbulluların hakkını, bir avuç insana yedirmeyeceğiz. 16 milyon İstanbulludan daha güçlü kimse yoktur” dedi.

      halka ucuz ekmek satışının engellenmesinden tut, metrobüs alınmasının engellenmesine kadar hizmet edemesin diye önüne çıkarılan her engeli aşmaya çalışan sayın imamoglunun yurt gezilerinde gördüğü büyük ilgi, sevgi ve tezahurat vatandaşın her şeyi gayet net gördüğünü göstermistir. biz bunu anketlerde de net görüyoruz değil mi?
      kim kendine çalışıyor, kim vatandaşa hizmet ediyor hepimiz ibretle izliyoruz.

      • İŞTE BELEDİYE BAŞKANIMIZ !!!!YAŞA VAROL !!!
        ””Mega kent İstanbul’un trafik sorunu her geçen büyüyor. Toplu taşımada da sürekli sorunlar yaşanan İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yapımını durdurduğu Dolmabahçe-Levazım Tüneli’yle ilgili konuştu.
        Yapımını durdurduğunu projenin yakınında bulunan Maçka Parkı’nda inceleme yaparken konuşan İmamoğlu, 70 dakikalık mesafeyi 5 dakikaya indirecek projeyle ilgili, “Günde 40-50 bin araç geçecek diye ben niye para harcayayım?” dedi.
        İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bitirilmesi halinde Taksim, Kabataş, Kağıthane, Zincirlikuyu, Levent, Etiler ve Ortaköy bölgelerindeki trafiği rahatlatacak projeyle ilgili yaptığı bu açıklaması tepkileri de beraberinde getirdi.””

        • tepkileri beraberinde getirdi derken akplilerin tepkileri yine değil mi?
          caz konserinde neden lohusa şerbeti dağıtılmadı tadında tepkiler olabilir mi?
          elleri arkasında yürüdüğü için hakkında soruşturma açılan birinden söz ediyoruz, iki yılda istanbul gibi bir dünya metropolünün tüm sorunlarını çözmesi gerektiği düşünülen kişiden. insanlar için topladığı yardımlara el konan birinden, ucuz ekmek satması engellenen birinden, istanbula hizmet için ne istediyse verilmeyen birinden.
          halkın gösterdiği ilgi ve alaka değerinin anlaşıldığını yeterince gösteriyor, herkes tarafından anlaşılmasa da olur.
          bizlerin desteği ona yeter…

    • Didem hanım, hani imf bir hayır kuruluşuydu, her dediği doğruydu, ucuza para veriyordu, biz tefeciden alıp kazıklanıyorduk, tüik yalancının tekiydi;
      Ee, şimdi imf de tüik in, merkezin öngörülerini doğrulamış olmuyor mu?
      Yahu bi dediğiniz de öbürünü tutsun arkadaş ya!
      Siz milleti kendiniz gibi mal mı sanıyorsunuz?

      • bu mal mülk işlerinin piri siz değil misiniz???
        ???
        ✈✈✈
        ???
        pardon da.

        Türkiye’deki makam aracı sayısı 125 bin ve Cumhurbaşkanlığı’na ait lüks araç sayısının 268 “Türkiye, makam araçlarında dünya rekorunu elinde bulunduruyor. Almanya’da 9 bin, Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin makam aracı var.”
        Almanya’da 12, Fransa’da 14, İtalya’da 11, Japonya’da 2 özel uçak bulunuyor. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı’nın hava filosundaki uçak sayısı ise Katar’ın hibe ettiği ‘Uçan jumbo’ olarak adlandırılan Boeing 747-8 model uçakla birlikte 16.
        aksaray da dünya şampiyonu, topkapı 13. sırada.
        halk fakirleşirken,
        dolar 9 lirayı geçmişken,
        işsizlik artarken,
        enflasyon rekor kırarken,
        yolsuzluk dünya birinciliğine koşarken,
        hala mal diyebiliyorsun ya,
        pesss….

  10. Avrupa göçmenlere karşı uyguladığı yanlış politikalar gibi kendi çocuklarına da yapılan zulümlere sessiz.

    Bugünkü bi haber.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Belçika’da rahiplerin cinsel istismarına uğradıklarını söyleyen 24 kişinin açtığı davayı, Vatikan’ın egemen dokunulmazlığı gerekçesiyle reddetti.

    Fransa’da da 5 Ekim’de kiliselerdeki çocuklara yönelik cinsel istismar raporu açıklanmıştı.

    Fransa’daki kiliselerde 1950’den bu yana 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğu tespit edilmişti.

    Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean-Marc Sauve, Katolik Kilisesi’nin cinsel istismar olaylarına karşı gerekli önlemleri almadığını belirtmişti.

    • Yahya bey veya ali bey bu habete de bi cevap versenize; bakın katolik rahiplerin murdarlıklarına!
      Sövün sayın onların da allahına kitabına, vatikana…
      Efendim?
      Dinlerarası diyalog filan mı?
      Nerde kaldı inançlara/kutsallara saygı mı dediniz?
      Hıı, biz de onu diyoruz!
      Hadi sövüp saysanıza allahın yeryüzündeki halifesi papamıza!
      Hadi bi dil uzatın, bela okuyun!
      Açılış merasimlerinde yaptığı dualara, pazar günü balkondan yaptırdığı ayine amin demeyin de küfredin, görelim sizleri???
      Ha gayret!!!

  11. Tarih 13 Mart 2016. Cumhurbaşkanlığı seçimine 2 sene kala şunları söylemiş Kılıçtaroğlu;

    “İktidar yani Adalet ve Kalkınma Partisi iktidardan gitmemek için siyasi cinayetler dahil, her şeyi yapabilecek pozisyonda şu anda.”
     
    Tarih 8 Ekim 2021. Cumhurbaşkanlığı seçimine 2 sene kala yine aynı terane:

       “iktidarın siyasi cinayetler işleyebileceğini” ifade etmiş.

    Burdan yola çıkarak Tarih 2026. Cumhurbaşkanı seçimine 2 sene kala koltuğunu kimseye kaptırmayan yaşı 80 lere gelen Kılıçtaroğlu şöyle demesi muhtemel:

    Duyum aldım yine. Adamlar maskeli idi.
    İktidar 2028 seçimlerinden önce siyasi cinayetler işleyebilir.
    Kılıçtaroğlu ünlü dış ilişkiler sorumlusuna dönerek “Zekiii….adamlar maskeliydi demi tam anlayamadım. Sen bi randevu falan alsana bana”
    ” Ha bu arada bu sefer kimi aday göstereceğiz cumhurbaşkanlığa bi areyıver bakim dostları kimi öneriyorlar”

    • Ahmaklık da sınır yoktur. Başı bağlı bacımıza, hem de bebeği de yanındayken, Kabataş iskelesi gibi kalabalık bir yerde, tek şahidi olmaksızın, bir grup üstleri çıplak gezici tarafından vs vs. Bunlar bu ülkede millete yutturuldu mu? Hokkabazın mahareti seyircilerin basiretsizliği ile doğru orantılıdır.

  12. İNSANLAR YAŞASIN DİYE İNSANLIK ÖLÜYOR

    Buna benzer bir hikaye de (trajedi olmalıydı doğru kelime) dün ki gazetelerde vardı. Van’da bir cenaze görevlisi ve 3 çalışan sınırı geçmeye çalışırken dağlarda ölen çoğunluğu afgan göçmenlerin cenaze namazını kılarken fotoğraflanmış. Onlar için kimsesizler mezarlığı adı altında bir yer ayarlanmış, şimdiden 200 ü geçmiş sayısı.

    Aslında bu insanların kimseye zararı yok. Yıllık çöpe attığımız yiyeceklerin bile onda biri ile hayatlarını sürdürebilirler. Kimsenin çalışmak istemediği işlerde çalışıyorlar. Kimsenin kalmak istemediği yerlerde kalıyorlar. Ama sırf Tayyip Erdoğana zarar vereceğini bildiklerin için sosyal medyada fırtınalar koparanlar insanlığından utanır mı? Sanmam. Sadece göçmenlerle vicdansızca mücadele ettiği için milyonlarca takipçisi olan siyasetçiler mevcut. Adını hizmetleri ile değil ırkçılıkla duyuran belediye başkanları utanmadan sıkılmadan medyada boy gösteriyor.
    İstanbula yeni geldiğim yıllarda “ipini koparan istanbula geliyor” derlerdi. Allahın köylüsü derlerdi. Sonra bu dinciler nereden doldu buralar diyenler, başörtülülerin üniversite ne işi var diyenler. Hatta yakın zamanda nişantaşı gibi elit mekanlarda başörtülü gördüğü için kavga çıkaran sanaçılarımız oldu.
    Diyeceğim o ki göçmen karşıtlığı ekonomik değil psikolojik bir tepkidir. Göçmenler gitse hedeflerinde yine kürtler, müslümanlar, sakallılar, başörtülüler olacak. Yani sen ben olacağız.

  13. Onu oku bunu oku diyen insanlar kadar sıkıcı bir tip daha yoktur heralde? Neyse, “goşanın gözleri” ni okuyalım, okunmaya değer tek tür tarihi roman, hem de klimatolojik:)

  14. Türkiye de bu insanlık dramının bir parçası. Hem iyi hem kötü hikayeler var. Serbestiyet geçen haftalarda Meriç kıyısında, Yunanistan’dan geri gönderilen mültecilerin Türkiye tarafında bir komutanın emriyle nehre atıldıklarını, bir kısmının boğulduğunu yazdı. Komutan soruşturuldu mu, sonuç ne oldu bilmiyoruz. Ülkede olayları takip etmek çok zor. Medya tamamen kontrol altında. Gerçekten acı hikayeler. Çok zor şartlar.

    Ülkede milyonlarca mülteci var. Bunlar hangi şartlarda yaşıyor, nasıl entegre oldular veya olacaklar maalesef çok incelenmiyor. Haberciler belgeselciler yok bunları haber verecek. Yada çok ciddi bir karartma var özellikle. En ufak olayda mültecilere mahallece saldırıları okuyoruz o kadar. Tam bir kör topal gitme durumu. Birileri ise finansı iyi idare ettiğini iddia ediyor. Kişi başı AB’den aldığı Euroları hesaplıyor herhalde. Kısa vadeli politikalar hep.

  15. Sahte büyüme. Büyüme ama kimin nesi büyüyor. Ülkemizde kişi başı gelir dolar bazında düşüyor, yaşam standardı da aynı şekilde düşüyor. Daha iyi imkanlara sahip değiliz. Eskisine göre daha az kazanıyor, daha az tüketiyoruz, kesinlikle daha mutsusuz. Buradaki birkaç iktidarın kara sevdalısı dışında kimse mutlu değil durumdan ve gidişattan.

    • Aslında daha çok kazanıp daha çok tüketiyorsunuz. Ama 20 yıldır istemediğiniz bir iktidarı başınızda görmek kesinlikle daha mutsuz yapabilir. Bence mutsuzluğunuz normal. 2023 yılından sonra da büyük ihtimalle Biden-led koalisyon iktidara geldiğinde her şey birden iyiye gidecek, gelirimiz artacak, yaşam standartlarımız artacak. İBB seçimlerinde bana göre liyakat yönünden sıralama yapılsa 18 milyon vatandaş arasında 18 milyonuncu kişi başkan oldu. Bana göre sosyal tesislerde bira hizmetinden başka hiçbir hizmeti olmadı ama muhalefet çok memnun, mutlu ve hizmete doymuş gözüküyor.

Yoruma kapalı.