Civciv çıkacak, kuş çıkacak.. Sahnede, uluslararası arenada ve iç politikada el çabukluğu marifet…

14
Reklam

Uluslararası politika arenasında ve ülkemizde iç politika alanında yaşananları izlerken, ne yalan söyleyeyim, bir sihirbazlık gösterisi izliyormuş hissine kapılıyorum.

Zati Sungur ismini şimdiki gençler -ve belki anne babaları da- bilmez. ‘Sihirbaz Mandrake’ lakaplı Mehmet Ertuğrul Işınbark siyah-beyaz ekranlarda vaktiyle sıkça göründüğü için anne babalar onu hatırlayabilir.

Bir ara Sermet Erkin de iskambil kartlarıyla sihirbazlık gösterilerine genç bir yüz olarak katılmıştı; zaten Zati Sungur’dan el almış…

Prof. Metin And bu alana müthiş ilgiliydi; bazı sırları fâş ettiği eserleri de vardır.

[Metin And’ın olağanüstü zengin kişisel kitaplığı vefatı sonrasında bir sinema sanatçısı tarafından satın alınmış, o da kendisine yarayacak olanları ayırıp geri kalan kitapları Haliç Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Bir ziyaretimde üniversite kütüphanesine de uğramıştım. Metin And’ın dünyanın her tarafından topladığı sihirbazlık sanatına dair çeşitli dillerdeki eserler Haliç Üniversitesi kütüphanesinde bulunuyor.]

Şimdilerde bu sanat bizde pek ilgi görmüyor.

İlgisizliğin sebebini sihir olayının ulusal ve uluslararası politika arenasına kaymış olmasına bağlıyorum. 

İzlemeye doyum olmuyor

Reklam

‘Dünya sihirbazlar kralı’ unvanına da sahip Zati Sungur’u (1898-1984) hem de birkaç kez sahnede izlediğimi hatırlıyorum. 

Aklımda en fazla kalan sürekli dolu tuttuğunu sıkça tekrarladığı sürahiydi. Küçük sürahi o ne zaman el atsa hacminden fazla suyla dolu oluyordu.

Onun ve aynı alandaki diğerlerinin yaptığına ‘illüzyon’ deniliyor. Yanılsama ya da göz boyama…

Aslında ortada sihir diye bir şey yok, marifet el çabukluğunda.

Konuyu aklıma getiren YouTube’da siyasi yorumlara göz attığımda karşıma çıkan bir yabancı TV programı oldu.

Amerikan CW kanalında yaptıkları ‘Penn & Teller Fool Us’ adını taşıyan programda değişik ülkelerden sihirbazlar konuk ediliyor ve orada katılımcılar önünde icra edilen gösterilerde sergilenen sihirin gizemi programın daimi konukları Penn ve Tiller tarafından çözülemezse, gösteriyi yapana, ‘Bizi aldattın, aferin sana’ anlamına gelen bir kupa veriliyor.

Penn ve Teller 1970’li yılların başlarında birbirini bulmuş iki sihirbaz. İllüzyonist. 40 yılı aşkın bir süredir birlikte gösteri yapıyorlar. Kendi adlarını taşıyan bir tiyatro salonunda, kumarhaneleriyle meşhur eğlence kenti Las Vegas’ta… On yıla yakındır da CW kanalında çok izlenen programlarını sürdürüyorlar.

Kendilerini konuk eden bir geceyarısı programında, izleyiciler önünde, öncesinde ‘‘Bakın sizi nasıl aldatacağız’’ diye ilan da ederek bir illüzyon numarası sergilemişler.

Reklam

Ortada içinde bir tavuk bulunan camlı bir kafes var. Kafesi bir örtüyle kapattılar. Penn ne yapmaya çalıştıklarını anlatırken Teller üstü örtülü kafesin arkasına geçip tavuğu alıp kaçar gibi yaptı. Tam o sırada sahneye gorilla kıyafetinde biri girip garip hareketler yaptıktan sonra ortadan kayboldu. Penn, ‘‘Cam kafesteki tavuğu gördünüz, değil mi?’’ diye sordu izleyicilere, hepsi bir ağızdan ‘‘Evet’’ diye bağırdılar. ‘‘Teller’in arkasına geçip kafesteki tavuğa hamle yaptığını da fark ettiniz, herhalde’’ sorusuna da  yine hep bir ağızdan ‘‘Evet’’ cevabı geldi izleyicilerden. Penn, ‘‘Fakat işte bunu hiç biriniz fark etmediniz’’ diyerek kafesin örtüsünü kaldırdı. Biraz önce tuhaf hareketler yapan gorilla kostümlü kişi çıkıverdi kafesin içinden…

‘‘İşin sırrı izleyenlerin zihnini başka şeylerle meşgul etmekte’’ açıklamasını getirdi Penn

Sürekli susan, parmağı ojeli sihirbazlar

Sahneye ve programlara 40 yıl boyunca ikili olarak çıkıyorlar, ama ikiliden kısa boylu olanı, Teller, gösteri boyunca hiç ağzını açmıyor. 

Penn iri yarı biri, çok konuşuyor, biraz dikkatli bakınca sol elinin bir parmağının kırmızı ojesi hemen dikkat çekiyor. Bir elinin tek bir parmağı ojeli. Bu da dikkat dağıtıcı bir öge.

YouTube’ta sayısız sihir gösterileri ve TV programlarından kesitler var bu ikilinin, İzlemeye doyum olmuyor.

Tıpkı uluslararası arenada ve iç politikada meydana gelen gelişmeler gibi.

Göz boyacılığı oralarda da var; pek çok gelişme sihirbazlık gösterisini andırıyor. Dikkatler bir yöne doğru çekilirken, esas gözlerden saklanmak istenenler yakın gözlemciler dışında kimsenin pek fark etmediği biçimde sahneye konuluyor.

El çabukluğu marifet…

Amerika’nın Afganistan’dan askerlerini çekmesi…

Beyrut’ta meydana gelen büyük patlama…

Haiti’de cumhurbaşkanına suikast…

Galatasaray kulübünün dostluk maçı yapmak üzere gittiği Yunanistan’dan, yanlarında geçerli bütün belgeler bulunduğu, aşıları, PCR testleri yerli yerinde olduğu halde, yeniden test yapılmak istenerek geri çevrilmesi…

Ve daha nice güncel olay…

Zihinlerimiz bu görüntülere takılı. Sihirbaz da zaten aklımızın bu ayrıntılara takılı olmasını istiyor. Oysa birazdan şapkasından bir şeyler çıkardığı görülecek.

[Zati Sungur şapkasından tavşan çıkarırdı. Penn & Teller de, yine konuk oldukları bir TV programında, şapkadan tavşan nasıl çıkarılır gösterisi yaptılar. İzleyiciler gülmekten kırıldı. Günümüz sihirbazları ise bir yerlerden bol bol kuş çıkartıyorlar. ‘‘Civciv çıkacak, kuş çıkacak’’ beklentisi oradan…]

İç politikada da usta illüzyonistler çapında politikacılar var, bir de bu işten hiç anlamayanlar. ‘Kamuoyu’ diye anılan izleyiciler usta sihirbazlar nereye bakmalarını istiyorsa akıllarını oralara takıyorlar. 

Penn & Teller’in programına katılsa illüzyonu güçlü politikacılarımız, sahneye koydukları gösterilerdeki ustalıkları sayesinde, ‘‘Bizi aldattınız, aferin size’’ kupasını rahatlıkla kazanabilirler.

Aralarında bir ömür boyu -bazen 70 yıla yakın süredir- göz boyayanlar var.

Galiba bunun için bizden artık Zati Sungur ve Mandrake çapında sanatçılar çıkmıyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

14 YORUMLAR

  1. HANİ TURKİYE CUMHURİYETİNİN İŞİD E YARDIM ETTİĞİNİ BALLANDIRA BALLANDIRA ANLATAN AKP DÜŞMANLARI AŞAĞIDAKİ HABERİ Bİ OKUYUVERSİN
    ”’Fransa devletinin, çimento şirketi Lafarge’ın IŞİD ile arasındaki anlaşmadan bilgisi olduğu ortaya çıktı.Liberation gazetesinin özel haberine göre, Fransız istihbarat servisine ait Ağustos 2014 tarihli gizli notta, Lafarge’ın Suriye’de faaliyetlerini devam ettirebilmek için IŞİD ile anlaşma yaptığı belirtiliyor.
    Fabrikayı ele geçiren IŞİD’in Lafarge’a ticari faaliyetlerini sürdürmesi ve kontrolündeki bölgelerde ulaşım izni verdiği yer alan notta, bu iznin arkasında bir anlaşma olduğu ifade ediliyor.Notta, iznin belli bir ücret karşılığı alındığı kaydediliyor.
    KAYNAK SPUTNİK BAHER

  2. Gün geçmiyor ki memleket düşmanı vatan haini mankurtlar sağdan soldan duydukları veya uydurdukları kimi tezviratla ülkemizin aleyhine olduğunu düşündükleri ıvır zıvır mevzuları dillerine dolamak suretiyle milletimizin maddi ve manevi değerlerine, milli iradenin seçtiği devlet büyüklerine olmadık iftira, küfür ve hakaretlerle saldırmamış olsunlar!
    Hiçbir kutsalımızı tanımadan, ağızlarından salyalar saçarak sürekli çamur atarak türlü yalan dolanla türkiye liderliğini gözden düşürmeye uğraşıp duran bu zavallıların yegane gayesi; kendilerine bir yeşilkart ya da abd vizesi alabilmek için geçmiş dökümünün çıktısı istenen sosyal medya ve e-posta hesaplarına istenilen türde içerik oluşturmaktır!
    Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilen, gözünü kan bürümüş bu hırs kumkuması aklıevvellerin buraya getirip yorum diye kusmuş oldukları muzahrafat; bir oturum kartı için kendi sılairahimini 1dolara satmış mandacı zihniyetin tezahürü ve hepten ayaktakımının hezeyanıdır…
    Dünyanın gelmiş geçmiş en asil milleti türk ırkına yönelik akla hayale gelmedik iğrençlikte her türlü yalan dolanı ve sövgüyü uluorta yazıp çizebilen bu belhum adalı allaha havale edip geçebiliriz ama hayır, en son haşhaşinin de buynu vurulana kadar; durmak yok yola devam!!!
    Türk milleti sen çok yaşa!!!
    Türk devleti çok yaşa!!!

    • DNA testi yaptırsan tüm ırklara ait genler arasında en azı türk geni çıkar. uzmanlar medeniler arasında ırk ayrımı yapılamadığını söylüyorlar. ilkel kabileler bile farklı ırklarla karışmış durumda. seninki Rizede Rumca konuşanların koyu türkçülük yapması gibi absürt bir durum.

  3. Sayın yazarımız yine 20.yy gözlüklerini giymiş bakıyorum:
    “‘Kamuoyu’ diye anılan izleyiciler usta sihirbazlar nereye bakmalarını istiyorsa akıllarını oralara takıyorlar.”
    Karahalkı böylesine hafife almanın neticesini son 20 yıldaki seçim sonuçlarından rahatlıkla görebilirsiniz:)
    Bu kafayla devam edilirse;
    bi 20 yıl daha durmak yok, yola devam!
    Ha gayret!!!!

  4. Hokus pokus
    ABD papazı neden besler
    Cevap:islama hizmet etsin diye

    Bak şu hokus pokusa

    Müritleri utanmadan herkese ders veriyor tweetleri beşe katlıyor

    Haçlılar namusunuza dokunmaz

  5. Sayın Koru ,
    Peki bu tarihte görülmemiş sayıya ulaşan insan topluluklarını sevk ve idare etmek için bu tür yöntemlere başvurulması gerekiyor mu ? gerekmiyor mu ? Kandırmaca iki yönlü bir eylemdir. Kandıran ve kanan , inananlar olmaz ise kimseyi kandıramazsınız. Klasik iktisat teorisi insanın ekonomik davranarak kararlar alacağı varsayımı ile hareket eder. Ancak gerçekte öyle mi oluyor. Charles Ponzi den bu yana aynı filmi defalarca izliyoruz. Demek ki düzen böyle kurulmuş. Bu toplum iki anahtar vaad edene , erken emeklilik sözünü verene gidip oylarını teslim etmedi mi ? Gecelik % 6500 faiz vaad edene bankadan parasını çekip vermedi mi ?
    Piyasa da talep varsa arz da peşinden gelir. Arz ederseniz talep de olur. Bunda yadırganacak bir şey yok.

  6. Ülkemizde , hemen hemen her konuda ve her gün rastladığımız türlü çeşitli o kadar çok
    sihirbazlıklar , hokkabazlıklar var ki ! Dolayısıyla anlatılacak çok fıkra var .Ancak ben ben hem trajik , hem komik ve de bir o kadar ibretlik bir tarihi vak’adan bahsetmek istiyorum .
    HEZARFEN AHMET ÇELEBİ
    Hezarfen Ahmet Çelebi (1609 -1640) , 1632 yılında Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bahsettiğine göre , kuş kanatlarına benzeyen takma kanatlarla ,Galata kulesinden Üsküdar’daki Doğancılar mevkiine uçmuştur.
    Bu başarısı IV.Murat tarafından önceleri büyük bir takdirle karşılandığı halde daha sonraları bir sihirbaz olduğu dedikodusu ve korkusuyla Cezayir’e sürgün edilmiştir ; orada öldü mü öldürüldü mü pek belli değil .
    Aslında , bilimsel ve teknik olarak mümkün olup olmadığı şaibeli olan bu uçuş hakkında ,Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinden başka da kaynak yoktur ; ancak o devrin zihniyetini yansıttığı bir gerçektir .
    Selamlar ,iyi günler

    • Matrakçı arkadaş “devrin zihniyetinden” bahsetmiş de;
      eskiyi bilip bilmeden atıp tutması kolay!
      Asıl bugünkü zihniyete bak;
      peygamberi kamyon kasasına atıp yaldır yaldır dolaştıran diziler mi istersin, mapusdamındaki darbeci teröristlere namaz kıldırıp çay demlettireni mi ararsın:))))

  7. Bizim Siyasilerimizin en iyi yaptığı marifet cambazlık ve cambaza bak.
    Her gelen siyasetçinin yeni marifetlerini öyle yada böyle bi şekilde izlettiriliyor.
    Doğruluk mu? Dürüstlük mü? onlar mefta olmak üzere.
    Ama Ülkemizin bazı değerleri de vasfını yitirmeye başladı.
    Hani bir zaman meşhurdu 2B arazileri, orman vasfını yitirmiş tarım arazileri
    Kutsal saydığımız doğruluk ve yemin gibi değerlerimizde vasfını yitirse insanların bir birine güveni kalmaz. Bu değerler en çok siyasi alanda değer kaybeder. Halkımızın mutlak sahip çıkması gereken değerleri söylemle değil yaşayarak mutlaka sahip çıkmalı….

  8. dogrulukta sabit kalmaktan kazancli bir sey yoktur. baskasini aldatan once kendini aldatir. kendini dahi aldatanin karekteri ve vicdani tartisilir. DOGRU OLMAK COK KAZANCLIDIR. CUNKU GERCEKLERIN ENINDE SONUNDA ORTAYA CIKMAK VEYA CIKARILMA GIBI BIR KAREKTERI VARDIR. kazandigini sananlar kaybettiklerinin farkinda olmayanlardir. HAK son sozu soylediginde yalanlar batıl olur. Gercekler yalancinin yuzune vuruldukca kendini nasil aldattigini anlar ama is isten gecmis olur…

    • Dur yolcu; “CUNKU GERCEKLERIN ENINDE SONUNDA ORTAYA CIKMAK VEYA CIKARILMA GIBI BIR KAREKTERI VARDIR.”
      Bu iddianı doğrulayacak ne gibi gerçekler ortaya çıktı veya çıkarıldı şimdiye kadar?
      Kenedy suikasti, mumcu suikasti, ü.garih cinayeti, m.anter cinayeti, kışlalı suikasti, e.bitlis, yazıcıoğlu ve daha niceleri…
      Ne gibi bir gerçekle karşılaştın bugüne kadar, söyle de biz de bilelim???

  9. Önce bir youtube linki. Özellikle önce bunu izlemenizi tavsiye ederim. Ardından gelen kitap alıntısı vidyoyu detaylıca açıklamaktadır. https://www.youtube.com/watch?v=vJG698U2Mvo

    “Bir göreve yoğun bir şekilde odaklanmak, insanları -normal şartlarda dikkat çeken uyaranlara karşı bile- fiilen körleştirebilir. Christopher Chabris ve Daniel Simons, bunun en dramatik kanıtını The Invisible Gorilla [Görünmez Goril] adlı kitaplarında sundular. Birbiriyle paslaşan biri beyaz öteki siyah formalı iki basketbol takımıyla ilgili kısa metrajlı bir film çekmişlerdi. Filmi izleyenlerden siyah formalı oyunculara aldırmayıp beyaz takım oyuncularının attıkları pasları saymaları isteniyordu. İnsanın tüm dikkatini alan, zor bir görevdi bu. Videonun ortasında ise, goril kıyafetine bürünmüş bir kadın beliriyor, sahayı boydan boya geçiyor ve göğsünü yumruklayıp gidiyordu. Goril sadece 9 saniye görülebiliyordu. Binlerce insan videoyu seyretmiş ve yaklaşık yarısı olağandışı bir şey görmemişti. Körlüğe neden olan, sayma görevi ve özellikle takımlardan birini göz ardı etme talimatıydı. Bu talimatı almadan videoyu izleyen biri, gorili gözden kaçırmazdı. Görme ve yönelme, l . Sistem’in otomatik işlevlerindendir, ama dikkatin bir kısmını ilgili uyarana ayırmaya bağlıdır.” Daniel Kahneman, Hızlı ve Yavaş düşünme, 2002 Nobel Ekonomi Ödülü

Yoruma kapalı.