Dolar 10 TL çıtasını aştı ama ondan daha önemli bir sorunumuz var

31
Reklam

Liramızın değeri tarihi eşiği de aşarak dün gece saatlerinde ‘1 Dolar = 10 TL’ oldu. O dakikadan itibaren herkes birbirine “Nereye gidiyoruz?” demeye ve bazılarımız da “1 Dolar ne zaman 15 TL olur?” sorusunu daha yüksek sesle sormaya başladı.

Yandaki tabloya bakar ve bunları yazarken içim sızlamıyor değil.

Ancak daha büyük huzursuzluğu yine düne ait bir başka haber sonucu duymaya başladım.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu parti genel başkanlarıyla fikir alış-verişi amaçlı ziyaretlerine AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı da ekledi. Görüşme daha çok fotoğraflarla dışarıya yansıyan ‘koltuk krizi’ boyutuyla haberleştirildi.

İnternet gazetesi Duvar’ın ziyaret sonrası Saadet Partisi lideriyle yaptığı mülakatın bir bölümüydü benim rahatsızlığımı artıran…  

Okuyalım

Karamollaoğlu anlatıyor: “Aksaklıkları da ifade ettim. Sayın Cumhurbaşkanı ekonomik yönden de dış politikadaki gelişmeler yönünden de her şeyin dört dörtlük olduğu kanaatinde. Hiç problem görmüyor kendisi. Ben dedim ki, ‘Size gelen bilgilerde en azından yanlışlıklar, farklılıklar olabilir.’ O aynı kanaatte değil.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomide ve dış politikada her şeyin dört dörtlük olduğu, herhangi bir sorun yaşanmadığı kanaatindeymiş…

Reklam

Üzücü.

Ekonomide yaşanan vahim durumu uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Bütün göstergeler olumsuz. Türkiye bir devlet değil de bir şirket olsaydı başına neler gelebileceğini düşünmek bile istemiyorum. Övünülen tek unsur ihracatın artması, o da geçen ay bir önceki aya göre geriledi. Devletin kendisine ait kaynakları eksiye düştüğü için günlük döviz ihtiyacı başka ülkelerle para değiş-tokuşuyla karşılanıyor. Doların değeri geçmişte gerçek rezerv piyasaya sunularak düşük tutulmak isteniyordu; bugün Hazine’nin bunu yapabilecek gücü, Merkez Bankası’nın manevra imkanı yok.

Dolar bugün 10 TL ve bunun marketlere yansıması sonucu fiyatlar el yakıyor.

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şey dört dörtlük” kanaatinde…

Bir süre öncesine kadar hükümet ve hükümete yakın medya tarafından ‘en büyük başarı’ olarak yansıtılan dış politika konuları şimdilerde unutulmaya terk edilmiş görüntüsünü veriyor. Suriye, Irak ve Libya’da uygulanan politikaların dayandığı tezler tekrarlanmaz oldu. ‘Mavi Vatan’ diye bilinen Doğu Akdeniz konusu da öyle. ABD, Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu ve tek tek Avrupa ülkeleriyle aramızdaki sorunlar büyüyor. 

Rusya?

Onu hiç sormamak gerekiyor.

İslam Dünyası?

Reklam

O dünyayı oluşturan ve üç-beş yıl öncesine kadar Türkiye’ye ‘örnek ülke’ gözüyle bakan coğrafyada dengeler ciddi biçimde değişti; Türkiye’nin yerini bir çok Arap ülkesi için İsrail aldı. ‘Dost’ Katar’dan da tavır değişebileceği mesajları alınıyor.

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bunlara bakıp “Sorun yok” diyor…

Her şey kesinlikle dört dörtlük değil ve ciddi sorunlar var oysa…

Sorunlar olması tek başına fazla önemli olmayabilir, her ülkenin bizimkiler vahametinde olmasa bile sorunları var. Sorunları bulunan ülkelerin yönetici kadroları görevlerinin sorunları çözmek olduğunun bilinciyle hareket ediyorlar. Demokrasi olmayan sorunlu ülkeler vatandaşlarının gözünden düşmemek için daha önce cesaret edemedikleri adımlar atma yolundalar. Demokratik ülkelerdeki yönetimler ise, sorunları çözemezlerse başlarına ne geleceğini biliyorlar.

Çözüm bulamayanlar demokrasilerde ülke yönetiminde kalamıyorlar…

Seçimler bunu sağlıyor.

ABD’de “Gitmez” sanılan Donald Trump gitti. Avrupa’da pek çok ülkede son 20 yıl içerisinde iktidarlar birkaç kez değişti. İktidar partileri içinde bile -İngiltere’de olduğu gibi- başarısız görünen liderler yerlerini yeni yüzlere bıraktılar.

Sorunlar büyür, çözülemez hale gelirse, onları çözecek kadrolara yol açılır. 

Demokrasi, başka olumsuz yönleri olsa da, ana hatlarıyla sorun çözücü bir sistemdir.

Türkiye’de de şartlar bunu zorluyor ve benzer bir durumun bizde de yaşanacağı anlaşılıyor.

Nereden biliyoruz?

Her şeyden önce, düne kadar alkış sesinden başka bir şey duymadığımız kişi ve kesimlerden yükselen homurtulardan biliyoruz.

Görev tanımları “İktidarın her yaptığını tereddütsüz desteklemek” olarak belirlenmiş medyadaki isimlerin yazı ve yorumlarına yansıyan karamsarlıktan anlayabiliyoruz.

Bürokrasi de muhalefetten gelen uyarılara hafiften de olsa kulak vermeye başladı.

Kamuoyu yoklamaları da vatandaşların sorunların varlığını ciddiye aldıklarını ve çözümün de iktidar değişikliğinden beklendiğini gösteriyor.

Alın size son örnek…

MetroPoll’un Ekim 2021 tarihini taşıyan ‘Türkiye’nin Nabzı’ raporundan:

MetroPol Ekim 2021 raporundan..

İktidar cephesinin bir partisi, MHP, mevcut yüzde 10 barajının hayli altında; baraj yüzde 7’ye düşürülse bile, onun altında kalma ihtimali de var.

Cumhur İttifakı -AK Parti ve MHP- bugün seçim olsa, muhalefeti teşkil eden partilerden yüzde 10 daha az oy alabilecek.

Gerileme eğilimi aydan aya aranın daha da açılacağına işaret ediyor.

Karamollaoğlu, görüştüklerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Size gelen bilgilerde yanlışlıklar, farklılıklar olabilir” uyarısında bulunmak istemiş; Cumhurbaşkanı Erdoğan ona aynı kanaatte olmadığını söylemiş. Hangi sorunlu konu açılsa “Herkes memnun” cevabını verdiği anlaşılıyor…

Saadet lideri ikna edemediğine göre, yakını sayılabilecek başkaları, durumun hiç de kendisinin sandığı gibi olmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mutlaka bildirmeli.

Yoksa onlar da mı seçimi bekliyorlar?

ΩΩΩΩ

Reklam

31 YORUMLAR

  1. BU MAÇ SEYREDİLİR Mİ? MAÇIN SONUCU
    Şöyle bir maçı seyredermisiniz?
    Takımlar,
    Fenerbahçe- Galatasaray
    Barselona- Real Madrid.
    Ancak o da ne?
    Hakemler de bir takımın formasını giymiş.
    Böyle bir maçı seyredecek olan var mı?
    Bu maçın sonucu belli değil mi?
    Partili Cumhurbaşkanı demek, hakemin bir takımın formasını giymek demek değil mi?
    Sonuç ta belli.
    Damatın daha önceden de bildirdiği gibi: “- Dolar 10TL, 15 TL olcakkhh ya”

    • Sayın yk, ne maçı ne hakemi?
      Eski türkiyede de yürütmenin başı cumhurbaşkanıydı, yetkili ama sorumsuzdu, şimdi de cb icranın başı ama hem yetkili hem sorumlu!
      Siz şimdi ne maçından formasından bahsediyorsunuz, devletbaşkanı artık hakem filan değil kulüp başkanı bilader:))))

      • Bay Kemal seyirciyle helalleşip seyirci desteğini arkasına bir alsın bak o zaman kulüp nasıl el değiştiriyor.

  2. Didem hanım “asgari ücretliler artık çocuklarına süt alamıyorlar.” demişsiniz de;
    sütü de okumayazma kursları düzenleyen chpli büyükşehir belediyeleri dağıtsa vatandaşlara nasıl olur?
    Dersimli kemal muhtarlıklara birer yardımcı personel tahsis edeceğiz derken sütannelik filan mı kastediyordu acaba?

  3. Sorular:
    Akpartiden önce 1dolar kaç tl idi şimdi kaç tl?
    (6 sıfırı buharlaştırmadan yazalım ama!)
    İhracatımız ne kadardı, bugün ne kadar?
    İhracatın ithalatı karşılama oranı neydi bugün nedir?
    Turizm gelirimiz ne kadarmış, bugün kaçtır(pandemi öncesi rakamlarıyla lütfen:)?
    Kişi başı milli gelir neydi, bugün ne?
    Enflasyon ne kadardı, bugün ne kadar?
    Faiz kaçtı, bugün kaçtır?
    Borsa ne kadarmış, bugün nereye çıkmış?
    Akpartiden önce tc merkezbankası ve hazinede ne kadar altın rezervimiz varmış, bugün ne kadardır?
    İmf ye ne kadar borcumuz vardı, bugün ne kadarmış?
    Akpartiden önce ders kitapları bedava mıydı, tableti gören duyan var mıydı?
    Üniversiteler paralı mıydı yoksa harçsız mıydı?
    Sosyal yardımlar ve evinde hasta/engelli yakınına bakan vatandaşlara herhangi bir ödeme yapılıyor muydu?(cevabınız evetse, miktar belirtin:)
    Emekliye yılda iki kez bayram ikramiyesi daha önce görmüş müydünüz?
    Akpartiden önce memur maaşları neydi, şimdi ne oldu?
    Konut edindirme yardımı kesintilerini memura kim ödedi?
    Vergi iadesi almak için fiş biriktirme kepazeliğine kim son verdi?
    Batık imarbank ve asyafinansın sivrizekalı mudilerine kayıplarını kim ödedi?
    Hızlı trenleri, köprüleri, metroları, otobanları, havaalanlarını, barajları, elektrik santrallerini kim yaptırdı ve şimdi kime sövüyorsunuz???
    Yoksa milleti kör alemi sersem mi sanıyorsunuz???

    • durumu anlamak için yani daha iyi anlamak için
      20 yıllık akp iktidarını 2 döneme ayırabiliriz;
      ilk 10 yıllık dönem & 2. 10 yıllık dönem gibi.
      ilk 10 yıllık dönemde o günkü ekiple pek çok iyi ve başarılı iş yapıldı, refah seviyesi arttırıldı, hatta milli gelir 12,000 dolar seviyelerine çıkarıldı, kabul edelim.
      amma ve lakin 2. 10 yıllık dönemde- ki aslında bu dönemi de kendi içinde başkanlık öncesi ve sonrası diye ayırabiiliriz ama müşkülpesent olmak istemiyorum-akp kadroları dağıldıktan sonra durum tersine döndü ve neredeyse tüm iyi ve güzel işler vasata döndü, başarıların yerini başarısızlıklar aldı, hizmetlerin yerini de israflar.
      hatta milli gelir 6-7,000 dolara kadar geriledi, gerilemeye de devam edecek görünüyor.
      millet kör, alem sersem değil,
      herkes her şeyi görüyor işte,
      neyse sen de okuyorsun…

      Didem hanım “asgari ücretliler artık çocuklarına süt alamıyorlar.” demişsiniz de;
      sütü de okuma yazma kursları düzenleyen chpli büyükşehir belediyeleri dağıtsa vatandaşlara nasıl olur?
      dağıtıyorlar zaten,
      özellikle sevgili imamoğlu başkanımız ve istanbul belediyesi bu konuda çok gayretli değil mi?

      Dersimli kemal muhtarlıklara birer yardımcı personel tahsis edeceğiz derken sütannelik filan mı kastediyordu acaba?
      sütanne-ninelerle ilgili hiç fikrim yok,
      kış çözüm planı dinledim en son.

      Kılıçdaroğlu iktidara önerilerini şu şekilde sıraladı;

      “1) Her şeyden önce acilen kara kış fonunu kurarak vatandaşlarımıza kış ayları için destek ver.

      2) Elektrik faturalarındaki KDV’yi kış boyunca kaldır.

      3) Aynı şekilde doğal gaz ve mutfak tüpündeki ÖTV ve KDV’yi de hemen kaldır.

      4) Elekrtik ve ısınmada düşük gelirliler lehine kademeli tarifeli sisteme geç sosyal tarife uygulamasını başlat. Bu vatandaşlar daha ağır bir fatura ödemesinler.”

  4. Döviz hesabı şöyle yapılır.

    bu gün tl 10 tl ise,

    Türkiyede enflasyon %20 ise,

    dövizin %20 üzerine eklenerek gelecek yıl dövizin kaç lira olduğu bulunur.

    Dolar 10 tl ise %20’si 2tl eder gelecek yıl bu zaman 12tl olmalı.

    Not: Tabiki gerçek enflesyon rakamları olmalı.

    • Pratik yol var: Avrupa’da da Türkiye’de de akaryakıt 1 Euro’nun altında?
      Sen asgari ücret vs orda kaç lira burda kaç diye debelen dur.

  5. ne kadar yazık oldu değil mi?
    ülke 20 yılda nerelere gelebilirdi?
    sonsuz kredi sağlamış, ne istedilerse vermiş bir halkın sevgi ve teveccühü ile tek parti yönetimindeki bir ülke ne çok kalkınabilirdi?
    nerelere geldi?
    TL dolar karşısında sadece cumhuriyet tarihinde görülmemiş değer kaybı yaşamadı, dünyada en çok % 25 ile değer kaybeden para oldu, ardımızdan %16 ile arjantin geliyor, açık ara değer kaybettik üstelik.
    hukukun üstünlüğü endeksinden yolsuzluk endekslerine kadar neredeyse bütün endekslerde afrika kabile devletleriyle aynı lige geriledik.
    enflasyondan işsizliğe kadar,
    tarımdan hayvancılığa kadar her alanda geriledik.
    genç nufus işsizlikte rekor kırdık.
    kara para aklama ve teröre destek vermekten gri listeye alındık.
    bir taşın uçurumdan aşağıya düşmesi gibi her geçen saat daha fakirleşiyoruz.
    ve cumhurbaşkanımız her şey dört dörtlük diyor.
    sorun yok diyor.
    ülkede asgari ücret 150 dolar seviyesine geriledi,
    artık en ucuz iş gücü çinde değil, türkiye de…
    ne kadar gurur duysa azdır.
    her şeyin dolara endeksli olduğu ülkemizde dolara müdahale artık edilmiyor, edilemiyor. swapları saymazsan ki kendi paramız olmadığına göre sayılmazlar merkez bankası eksi rezervlerde, hazine tam takır kuru bakır. yurt dışına yolladığımız öğrencilere ödenmesi gereken paralar bile ödenemiyor, başının çaresine bak diyoruz onlara. paralarımız betona gömüldü, dünyanın en üst sıralarına yerleşen müteahhitlerimiz kazandıkları paraları da vergi cennetlerine götürüp orada bir yerlere yarısını bağış yapıyorlar bizde para bulup doların ateşini söndüremiyoruz.
    çalışan kesimin neredeyse yarısı asgari ücretli. milyonlarca dolar kazanan şirketlerden alınması gereken vergi af ediliyor ama asgari ücretliden vergi kesiliyor. onlar artık çocuklarına süt alamıyorlar.
    öte yandan cumhurbaşkanlığının astronomik rakamlara varan harcamalarında bu vergilerde var, astronomik rakamlara varan kamu giderlerinde de bu vergiler var. kiralanan bir lüks aracın aylık kirası 40,000 tl, kamuda bizi yine israfta ilk sıralara taşıyan kamu aracı sayısı 150,000 civarında. kiralanan kamu binaları da öyle, fahiş fiyatlarla ve binlerle…
    tam da bu nedenle temel beyin size gelen bilgilerde bir yanlışlık olmasın sözüne katılmıyor, aynı kanaatte olmuyor.
    hangi vicdan dayanır ki buna?
    sayın cumhurbaşkanına duymak istediği bilgiler veriliyor.
    her şey dört dörtlük bilgisi veriliyor.
    en güzeli ve kolayı hiç sorun yok dersin geçersin.
    muhalefet abartıyor dersin geçersin.
    muhalefet hain, ajan, terörist dersin geçersin.
    insanlar aç aç değil dersin geçersin.
    gerçeklikten kopmak dışında bir yol olabilir mi?
    alnı secdeye gelenlerin! bu tablo karşısında başka bir şansı olabilir mi?

    • anketlere gelirsek,
      kararsızlar zaten oy verdikleri partiden kopmuş oy verecek yer arayanlar ya da fikir beyan etmekten kaçınanlar. bunların büyük kısmının ilk kez oy kullanacak Z kuşağı olduğu söyleniyor.
      akp nin oyu % 50 küsurlardan % 25 bandına gerilemiş, istikrarlı oy kaybı dediğimiz gibi devam ediyor, seçimde bunu da bulacaklarını ben şahsen sanmıyorum. yaşadığımız ekonomik çöküntünün kaynağının siyasi çöküntü olduğunu artık her geçen gün daha fazla insan görüyor. içerde ve dışarıda bunca prestij kaybetmiş ve kendi lüksünün peşine düşmüş iktidarın hiç bir sorunu çözmesi mümkün ve ihtimal dahilinde değil, kendi sorunun kaynağı olan nasıl çözebilir ki zaten?
      muhalefetin çözüm önerilerini duymak isteyenler duyuyor ki chp ile akp arasındaki fark bir kaç puana geriledi, chp nin sadece kış paketi önerisini iktidar dinlese halk bu kış bir soluk alırdı. ama her şey dört dörtlükse neyi düzelteceksiniz değil mi?
      bu % 25 i tutan tek şey nuh nebi zamanında kazanılmış bazı maddi ve manevi haklar ve yardımlar ve ideoloji… muhalefet bu konuda ciddi sözler ve teminatlar verirse bu oran da ciddi şekilde eriyecektir, kalan da ideolojik kemik seçmen olarak desteklemeye devam edebilirler. hdp nin bile% 10 kemik seçmeni var.
      akp seçmeninin % 64,4 ü mhp seçmeninin % 60,1 ülkenin kötüye gittiğini düşünüyormuş.
      bu oran muhalif seçmende % 90nın üzerinde.
      bunlar iyi günlerimiz oysa.
      yüzde 65’i karar verici olması durumunda parlamenter sistemi getireceğini belirtirken yüzde 55’i de “erken seçim gerekli” demiş.
      Cumhur İttifakı’nın oy oranı ise yüzde 39,4
      Millet İttifakı’nın oy oranı yüzde 42,4 olmuş.
      muhalefet olarak az kaldı, gayret edelim % 50+1 yakındır.
      siz, daha önce muhalefete oy vermedim, bu seçim vereceğim diyene rastladınız mı?
      peki, akp ye hiç oy vermedim bu seçimde vereceğim diyene rastladınız mı?
      anlamak isteyene burada mesaj yoksa nerede var?
      saadet partisi lideri erken seçim bekliyorum dedi.
      kimse zamanında beklemiyor zaten.
      hafiften önce muhalefetiz demeyen başlayan sayın bahçeli ne düşünüyor acaba?
      malum seçim startı veren o oluyor genelde?
      hayırlara vesile.

      • Benim karşılaştığım muhalifler her seçimde tıpış tıpış chpye oy veriyorlar, karşılaştığım yandaşlar da hep iktidara oy veriyorlar zaten, ama öyle bağıra çağıra değil, kendiliğinden ve kararlı bir şekilde gidiyorlar sandığa…

  6. Hiç bir resepsiyona katılma, mecliste Cumhurbaşkanı geldiğinde ayağa kalkma, diyoloğu kapat, hakaret et.sonra diktatör de, diktatörlükle yönetiliyoruz de her fırsatta Türkiye yabancılara şikayet et, Türkiye yalnız kaldı de Türkiye onla görüşsün bunla görüşsün de, sonra Cumhurbaşkanıyla hiç görüşme,
    Kılıçtaroğlu, Karamollaoğlu gibi randevu almalı, şikayetlerini, dileklerini,  isteklerini Cumhurbaşkanına iletmelidir. Ama test yaptırması gerek. Sonra koltuk krizi çıkarmasınlar. Karamollaoğlu, Kıllıçtaroğlundan daha iyi muhalefet yapıyor. Ortak aday Karamollaoğlu olmalıdır. En azından diyalog insanı.:)

  7. Bir şeyi unutmuş Fehmi Bey. C.B. nın sorun olarak gördüğü bir konu varmış. O da %50+1
    Bence C.B. için en büyük sorun bu. Yani koltuk sorunu. Koltuk giderse korkusundan diğer sorunları farkedemiyor.

  8. 1-Yahu bu paraşüt bozukmuş, inince değiştireyim !
    2-Öğretmen Temele ‘ Bana bir daire çiz’ demiş , Temel ‘ Daire pahalı hocam sana bir gecekondu çizeyim ‘ demiş !
    3-Ayda bir milyon kazanmak ister misin ?
    – Kim istemez ki!
    – O zaman Ay’a git !
    4-Senin bu söylediklerine kim inanır ?
    – Kadir İnanır !
    5-Aşkın gözü körmüş, duvara çarpıp ölmüş !
    6-Can boğazdan gelir ,
    – Neden ?
    – Çünkü Can Boğaz’da oturur !
    Ve daha nice nice inciler …!
    Bu günlük bu kadar yeter !
    Selamlar iyi günler

  9. YÖNETİME GELDİKLERİNDE
    “Onlar yönetime geldiklerinde ekinleri ve nesilleri yok ederler” Bakara 205

    • Sayın yk, kırsal kalkınma ve tarımsal desteklerinden ve tc meb bütçesinden haberiniz yok galiba, tarihinde ilk kez savunma bütçesinden daha fazlasını eğitime akparti iktidarı ayırmıştır.

      • 5553 sayılı yasanın 5 ve 12. maddelerini oku bakalım, ne anlıyorsun.
        Endüstri Meslek Liselerini eğitim sisteminin temeline almayan her sistem yanlıştır.
        Ülkemiz karşıtı birini eğitimin başına getir. Ertesi gün istifa eder. Yapabileceği bir şey yok diye.

        • Sayın yk, 2yıllık myo lar da fakülte mezunları gibi yedeksubaylık ve kısadönem askerlik uygulamasından yararlandırılmadığı takdirde meslekliselerini neyin temeline alırsanız alın hiçbir şey değişmez, sorun aynen devam eder…
          Halbuki çözüm için askerlik kanununda küçük bir düzenleme yeterli olacaktır.
          Ayrıca bayanların da gönüllü ya da zorunlu askerlik yapması lazım, en azından geri hizmetlerde çalışırlar, böylece yukardaki düzenleme yapıldığı zaman da askeri personel açığı oluşmamış olur…

  10. Dün bütün muhalif medya, Erdoğan Karamollaoğlu görüşmesinden biraz  paniklemiş. Görüşmeyi olmayan koltuk krizi şeklinde sunmuşlar. Tarafsız ve doğru habercilkmiş. Hepsi birden aynı şekilde koltuk kriziine odaklanması bile bunların talimat aldıklarının göstergesi sayılabilir.

    Koltuk krizcilerine Karamollaoğlu cevap vermiş;
    ” Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı ile görüşmelerde PCR testi istiyorlar. Ben de test yaptırmamıştım. Cumhurbaşkanı da o konuda hassas biliyorsunuz. ‘O zaman mesafeli oturalım’ dedi. Ben o koltuk işini istiskal edici bir hareket olarak görmedim.”

  11. Yaa rakamları şişirmek sizde alışkanlık olmuş. Dalır 9,99 yani 10 TL’nin altında ☺️
    Akaryakıt ta 10’un altında!
    Ekmek te şekerde soğan patates te..
    Ama askari ücreti artsın artsın diye turşuya yatırıyonuz. Tempo hep birlikte..
    İşsizlik sayısıda belki onun altında, ama sizin tantananız yüzünden belki o da..
    Dış güçler kıskanıyo out, artık içdış (lastik gibi) küççükler in.?

  12. CB “her şey dört dörtlük gidiyor” diyorsa demek ki gerçekleştirmek istediği şimdi içinde bulunduğumuz durummuş demektir. Belki daha ötesi. Bunu o yüzde 32 görmeli ve yavaş yavaş değl hizlı.

  13. Büyük sorun Sn Erdoğan ın işleri dört dörtlük görmesidir.Derler ya bekara kadın boşamak kolay diye derdi çekmeyen bilmez. Evine ekmek götüremiyen, veya aldığı işi zararına yapmak zorunda kalan patron vs.. vs ancak bilir. Boşuna padişahlar kılık değiştirerek halkın arasına karışıp dertleri dinlememişler.
    Bundan çok daha büyük sorun ise muhalefetin durumu: Görüyorsunuz ekim araştırmasını halen AKP 32 CHP 25 ve sorunları çözeceğim diyemiyen bir muhalefet. Hatta çözecek adamı bile lanse edemiyor. Arkadaş sen ülkenin ana muhalefet liderisin çık ortaya anlat şunları şöyle şöyle çözeceğim de oluştur bir alternatif bakanlar kurulu her kötü işi eleştir her çözümü de açıkla .Ülke senden bunu bekliyor ama nafile cesaret yok ekip yok çözüm yok .Halk yine umudunu Erdoğandan kesmiyor. Hazin olan bu!!!
    Peki sorunlar çözülemeyecek boyutta mı asla asla asla.
    Sn Erdoğan şöyle bir kenara çekilip bir gün düşünse ve üç beş yalaka olmayan aydın iş insanı gazeteci ile bir otelde toplantı yapıp görüş alış verişinde bulunsa ne iyi olur.
    hatta çok basit 3 beş dokunuş ile sorunların tümünü çözüm yoluna sokabilir ve tekrar 5 -6 yıl öncesi gibi işler rayına girebilir. Çözüm :
    1 Derhal ve acilen tasarruf moduna geçilebilir.Önce kendisinden başlar uçakları , özel araçları kenara çeker ey halkım gelin hep birlikte bu sıkıntılardan kurtulacağız der .Bu halk
    böyle bir harekete hemen cevap verebilir ve başlangıç için iyi bir yoldur.
    2 Hukuk sistemi acilen elden geçirilir ve hakimlere önce coğrafi teminat verilir ve her hakimin vicdanı ile karar vermesi sağlanabilir bu da devlete ve adalete olan güveni artırır.
    3 Acilen eline silah almamış hayatında yalnız bir kez suç işlemiş veya işlediği sanılmış !!!
    insanlarımız için ayrım gözetmeden af , ceza ertelemesi çıkartılır ve toplumsal barış sağlanır.
    4 Eleştirel dil ortadan kaldırılır ve musamaha ve kucaklayıcı dile geçilirse yine toplumsal barış sağlanır ve kutuplaşma ortadan kalkar.
    5 Başta Suriye politikası olmak üzere dış politika gözden geçirilir ve derhal Esad ile görüşüp ekonomiye ciddi darbe vuran göçmen sorunu çözülebilir.
    Yukarıda saydıklarım yapılamayacak şeyler mi asla peki kim yapar bunları . Muhalefetin bunları yapmaya niyeti , mecali , ufku , kapasitesi yok .
    Yaparsa yine Sn Erdoğan yapar ( Araştırmalardan belli değil mi ? ) . Geçmişte benzer şok kararlar vermiştir. Yeterki etrafındaki dalkavukları uzaklaştırıp VATANINI SEVEN ÖNCE VATAN DİYEN ÜÇ BEŞ AYDIN ,İŞ İNSANI YAZAR VS. İLE GÖRÜŞSÜN.
    Biz ne badireler atlattık bunları da atlatacağız aslolan acı çekmeden hayatlar kararmadan atlatabilmek.

    • Sakin ol şampiyon; pişmanlık yasası diye bir şey var zaten, denetimli serbestlik de var, zorla mı salacaksınız adamları bilader, ne işledikleri suçtan pişmanlar ne de itirafçı, hatta para versen yine de mapustan çıkmaya korkan tosuncuklar var, bırak da içerde yarım kalan hatim mevlit, neleri varsa bitirsin mübarekler:)

  14. Keşke 2005’te altı yerine yedi sıfır atsa imişiz. Bugün Dolar 1 Lira oldu derdik, rahat ederdik.

  15. İktidarın çevresindeki dalkavuk takımının durumu malum. İş bilmedikleri için iktidara durumu gayet pembe gözlüklerle sunuyorlar. Bu arada ceplerini doldurmaya devam ediyorlar. Muhtemelen iktidara sadece iktidarın yalakası besleme medyanın haberlerini sunuyorlar. Her şey de mükemmel görünüyordur böylece. Kısır bir döngü. Herşey dörtdörtlük görününce bir şey yapmaya da gerek yok.

    İstihbarat ve diğer güvenlik bürokrasinin de durumu aynı. Malum halen görevde olan ekip 15 Temmuz darbesini de es geçmişti, iktidar eniştesinden haber alabilmişti darbeyi. Al Jazeera’ye aynen böyle demeç vermişti. Yani rezaletler ötesi durumlar ülke açısından.

    Şimdi böyle bir ekiple ve dalkavuk danışman ve sekreter ekibiyle gidilecek bir yer yok. Dibe doğru çöküşten başka. Sonrasına bakacağız artık. Enseyi karartmaya gerek yok. Türkiye büyük ülke ve bu handikapı hep birlikte aşıyoruz yakında.

    Buradan iktidar masum sonucu çıkmasın. Bu ekibi kendi elleriyle kuran, liyakatlı ve iş bilen becerikli insanları yanından uzaklaştıran kendisi. Şimdi hepsi ayrı parti kurdu. Çünkü iktidar eleştiriye de iktidar paylaşımına da yönetişime de oldukça uzak bir zihniyete sahip. Kimlerle yol yürüdüğüne baktığınızda durumu gayet açık görebiliyorsunuz.

  16. İktidar artık tamamen gerçeklikten kopuk. Bunu nerden biliyoruz. Ciğeri kediye emanet etmesinden. Damadı affettiler de kurtulduk. Damat inzivaya çekildi, şimdi kitabını yazıyormuş, sonra da filmini çeker herhalde.

    Bir başka gerçeklikten kopukluk hikayesi de enflasyon-faiz ilişkisini anlamama durumu. İktidar hangisinin sebep hangisinin sonuç olduğu konusunda kafası karışık. Her hamlesinde dolar uçuşa geçiyor. Sonucu görüyor ama ısrar etmeye devam ediyor. Milletin parasını buhar ediyor, maaşını kuşa çeviriyor, zam üstüne zam yapıyor ve yine anlamamakta ısrara devam.

    Şimdi böyle bir kabızlık durumu var ülkede. Sıkıştık, tıkandık. Çıkış arıyoruz. Bu dertten nasıl kurtuluruz problemi malum.

    Seçim kapıda göründüğüne göre problem yok. Yakında tıkaçtan kurtulacağız ve rahata ereceğiz. O yüzden rahatınıza bakın, kemerleri bağlayın ve inişe hazır olun. Bu çalkantılı ve kabus gibi yolculuk bitiyor görünüyor. Hadi şimdiden geçmiş olsun hepimize.

  17. Tayyip beyin ekonomi konusundaki sorunların farkında olmaması bana inandırıcı gelmedi.Kaç kere sorunlarım farkındayız.çözeceğiz falan dedi.Sorun yoksa neden 1000 tane tarım kredi marketi açacak?çözüm yanlış ama sorun yok noktasında olduğunu sanmıyorum.

    • Baktı sorunları çözemiyor artık inkar etmeye başladı. Devlet market açacak da çözüm değil elbette. Sorunlara yeni sorunlar eklemek oluyor. Yap satçı zihniyetin geldiği iflas noktası.

Yoruma kapalı.