Ekonomimiz ne durumda? Bir ara sıcak hesabı yapmayı göze aldım…

29
Reklam

“Ayağını yorganına göre uzat” benzeri tavsiyelerle büyüdüğüm ve ekmeğini ticaretten kazandığı halde hep öyle davrandığını babamdan da gördüğüm için olacak, hayatım boyunca borç-alacak ilişkisi içerisinde bulunmamaya gayret ettim. Gerektiğini düşünsem, tavsiye ve teşviklerle karşılaşsam bile kredi kullanmaktan uzak durdum. 

Kredi kartlarımı da hep her ay borcun tamamını ödeyecek şekilde kullanırım.

O sebeple huzurlu uyuduğumu sanıyorum.

Vaktiyle çalıştığım gazetenin maaşımı yatırdığı için bir dönem hesabım bulunan bir bankadan birkaç gün önce gelen mesaj, bu özelliğime rağmen beni kışkırttı.

Mesaj şu:

“Sayın müşterimiz; adınıza tanımlanmış olan ön onaylı kredinizi 3 ay ertelemeli 0,89 faiz oranı ile hemen kullanabilirsiniz.”

İnanılır gelmediği için, bunun altındaki linke basmamı ve bu yolla dolandırılmamı sağlama amaçlı tehlikeli bir mesaj olduğunu düşünmeden edemedim.

Üç ay ertelemeli, 0.89 faiz oranlı kredi olur mu, buna aklım ermediğinden… 

Reklam

Konuyu danıştığım bilebilecek durumda bir tanıdığım, doğru olabileceğini gösteren bir gazete kupürü yolladı. Geçenlerde bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan konut kampanyası müjdesi iki dilimliymiş. İlk defa ve sıfır konut alacaklara 2 milyona kadar değere sahip birinci el satın almalar için 120 ay vadeye kadar aylık %0.99 faiz söz konusuymuş. Satın alınacak konutun değerinin yarısı kadar döviz tevdiat hesabının bozdurulması veya fiziki altınların Merkez Bankası’na satılarak karşılanması şartı ile kredi faizi %0.89 oluyormuş.

İlan duyulur duyulmaz satışa çıkardığı konutu olanların öngördükleri fiyatı %25 artırmalarına sebep olan ‘müjde’ bu.

Ekonomiden hiç anlamayanlar bile günün şartları içerisinde bu oranlardaki kredilerin kışkırtıcı özelliğe sahip olduğunu görebiliyordur.

Bankalar tasarruf sahibini kur karşısında koruma adına getirilen tedbir gereği mevduata %17’ye kadar faiz uyguluyor. Bu kadarı bile ‘müjdeli kredi’ için ödenecek yıllık faizden daha düşük. Üstelik ‘kur korumalı mevduat’ (KKM) sahiplerine kurda yaşanan artış karşılığı da Hazine tarafından ödeniyor ve o da bayağı bir yekün tutuyor.

Üç ay önce dövizini bozdurup karşılığı kadar TL’yi KKM hesabına yatıranlara vade sonunda Hazine’nin ödeyeceği bedel yüklü. Dolar kuru aynı üç ay içerisinde arttığı ve aradaki 2 TL’lik fark mevduat sahibine Hazine tarafından ödeneceği taahhüdünde bulunulduğu için…

Dövizden bozdurularak KKM haline dönüştürülmüş toplam miktar 60 milyar doları bulmuş görünüyor. Buna göre, son üç ay içerisinde KKM hesabı olanlara Hazine’den ödenecek toplam parayı hesap etmek zor değil. (60×2=120). Bu kadar milyar TL.

Hesabı yaptım ama sonucuna ben de inanamadım.

Böylesine yüklü miktarı milletin ödediği vergilerden oluşan Hazine nasıl ödeyebilecek?

Reklam

Tedbir olarak üretilen KKM baştan yanlış bir iş. Yanlışın sebebi, mevduata bankaların ödemesi gereken artı değerin önemli bölümünü Hazine’nin üstlenmesi. 

Kendilerine emanet edilen mevduata yalnızca %17 faiz verme yükü altında bulunan bankalar, uhdelerinde tuttukları TL’leri kendilerinden kredi talep edenlere, kulağı delik olanların aktardıklarına göre, bir misline yakın faiz uygulayarak kullandırıyor.   

Ekonomiyi izleme görevini üstlenmiş uzmanların verdikleri bilgilerden, ülkemizin özel bankalarının en kârlı dönemlerini şimdilerde yaşadıkları anlaşılıyor.

Devletin bütçesi bu yüzden sürekli delinirken, bankaların bilançoları sürekli dev kârlar gösteriyor.

“Faiz yüksek” denilmesin diye oluyor bütün bunlar…

Halbuki faiz hem parasını bankada tutan hem de bankadan kredi alan için akıl almaz oranlarda ve bu durum Türkiye’yi başka ülkelerle mukayesede en yüksek faizle iş görülen ülke durumuna getiriyor.

Bu yüzden de enflasyonda artık Venezuela’nın da üzerindeyiz.

Savaş halindeki Rusya ve Ukrayna’nın enflasyonlarından kat kat yüksek Türkiye’nin enflasyonu…

TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon böyle; bağımsız ekonomistlerin enflasyon hesaplarını ise hiç sormayın… 

Peki, dövizde tuttuğu parasını bozdurup KKM’ye geçen ve 2 milyonluk bir ev için kredi kullanmak isteyene %0.89 gibi yıllık yüzde 12’yi bile bulmayan faizle krediyi hangi bankalar açacak?

Tabii ki kamu bankaları…

Onlar da bu kredileri %17 faizle topladıkları paralardan kullandıracakları için bilançolarına zarar yazacaklar…

Hazine olağanüstü yük altında, kamu bankaları da öyle…

Bunları yazıyorum, fakat yazarken yazdıklarıma ben de tam inanamıyorum.

İnanılacak gibi değil de ondan…

KKM’den 60 milyar dolar geldi de ekonomimiz düze mi çıktı? Hayır, o rakama ulaşılması için gösterilen çabalara ek olarak, bir de Hazine’ye KKM yüzünden gelecek yük sınırlı kalabilsin diye kur üzerinde baskı uygulama zorunluluğu var ve bu da hayli maliyetli bir iş.

Akıl alır işler değil bu işler.

Konuyu görüştüğüm bir dostum, “Hazine bakanı Nurettin Nebati yakında yeni enstrümanların devreye sokulacağını açıkladı, galiba enflasyona dayalı tahvil çıkarılacakmış” bilgisini verdi.

Geçen ayın enflasyonu, TÜİK’e göre, %69.97 idi. Mayıs ayında açıklanacak yıllık enflasyon bu hızla %80’i ve yıl sonunda da %100’ü geçebilir.

Ne yani, çıkarılacak tahvili alacaklara ödenecek yıllık faiz %100’ü mü bulacak?

“Buna hazine dayanmaz” diyeceğim ama bu kararları alanlar Hazine’ye çok güveniyorlar.

En fazla üzüleceğim şey, bakan Nebati’nin yolun sonunda ışımasıyla ünlü gözünün ferinin sönmesi ihtimali…

ΩΩΩΩ 

Reklam

29 YORUMLAR

  1. S A T I L A C A K S I N I Z
    H E P İ N İ Z
    H E R B İ R İ N İ Z
    En son hangi güvenlik şirketi yetkilisi, hangi partili satılmıştı?
    Filistin sefer-i hümayununa çıkan gemi ile gidenleri, hayırsever işadamını hatırlayan var mı?
    Trollerin kod adları kullandıkları cihazların İMEİ, IP adresleri ödenen haram para tarih ve miktarlarının açıklandığı günü de sabırsızlıkla bekliyorum.
    Satış dışında gerçekten doğru bir açıklama da geldi:
    “Sözkonusu güvenlik şirketi ile en küçük bir bir ilişkimiz yoktur”
    Evet “küçük” bir ilişkiden bahseden zaten yok.
    Göbekten bir bağ var.

  2. Sayın Koru hesap yapıyor ama neye yarar. Bence Erdoğan ve ortakları (Perinçekgiller, laikçi-imamhatipli müteahhitleri, derin devlelüler, bilumum kamudan beslenen beleşciler) çok başarılılar.
    1-Erdoğan dünya tarihinin en başarısız yönetimine hala % 40’larda destek buluyor. Ülkenin geçmişini, halihazırını, geleceğini sattılar, ipotek ettiler ve bütün bir milleti hayata küstürdüler ama bu destek azalmadı. Bütün yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluklara din şalı örtüldü ve bütün bu olumsuzluklar en fakir ve eğitimsiz dindar kitleye tapulandı.
    2-Ülkede mutlu azınlık olan bir kısım kitle de çok memnun, bu cepheleşme ile ülke bir daha hukuk ve demokrasiye zor döner. Onlar her gün daha fazla avanta vuracak yer buluyorlar.
    3-Derin devletlular ve kamuya bir şekilde torpille yerleşenler, hiç bir iş bulamayıp polis, bekçi gibi güvenlik alanında çalışanlar, avukatlıktan hakim savcı olanlar ve benzer konumdaki bilumum işbirlikçileri de her türlü hukuksuzluğu “cezasızlık” garantisi ile işliyorlar.
    4-Aşırı laik, kemalist doslarımızın da ideolojileri vicdanlarından ve ülke sevgisinden önde olanları, pek mutlu. İnsanlar dinden soğuyunca onların arkaik ideolojine döneceğini umuyorlar.
    5-Sanırım trolleri de saymalıyız. Bu düzen olmasa masabaşı birkaç mesaj yazıp maaş almak da olmazdı.
    6-Milletçe mutlu olmamız da normal. İçimizdeki başarılı insanları temizledik. Ülkeyi de batırdık ama suçlu biz değiliz. “Dıj güjler” ve “fötücüler” yüzünden bu hale geldik.
    7-Erdoğan’a her türlü hukuksuzluğunda uzaylılar destek verdiği için muhaliflerin de bir kusuru yok. Yargının bu hale gelmesine onlar hiç katkı yapmadılar!!!!! Sadece “Kavala ve Kaftancıoğlu” kararları yanlış oldu, yoksa cillop gibi bir yargımız var.
    Burada güya demokrasi nutku çekenlerin çoğu bile Nazi kafasıyla atıp tutarken ve Erdoğan jargonuyla daha çok zulüm talep ederken, toplumda hukuksuzluklar % 90 destek bulurken daha çok iyileşme bekleriz.

  3. YENİDEN HESAPLIYORUM
    Sayın KORU “Hesaba..ben de inanamadım” diyor.
    Özellikle yosuzluk ve kamuya yüklenen yükleri hesaplarken “bu kadar olamaz” diyerek tekrar, hatta 3. kez hesapladığım oluyor.
    Örneğin İran ambargosunu ihlal olayında bir kişinin aldığı rüşvet, en az “5 tırın götürebileceği altın” olabilir mi? Hatta beş buçuk tır.
    Daha da doğrusu “140 ton altın”ı, bir yolsuzluktan bir kişinin rüşvet alabileceğini kimse hayal dahi edebilir mi?

    • Sayın yk, tc merkez bankası stoklarında ne kadar altımız vardır?
      Bu iktidardan bir gün öcesinde ne kadar altın varmış, bugün ne kadarmış, tane tane yazar mısınız?

  4. Paranın sıcağıda soğuğuda buz tutturur borç alan vatandaşın popoyasınıda ayağınıda temmuz sıcağında bile Didem hn.
    Bak ne demiş sayın yazar:
    “Ayağını yorganına göre uzat”
    benzeri tavsiyelerle büyüdüğüm ve ekmeğini ticaretten kazandığı halde…
    -Ben borç alma demiyom bak🤗
    *Ödeyebileceğin kadar al diyorum.
    Ne ka köfte o ka dert!😠
    *Şimdiye kadar alınan nolacak derseniz,
    Birileri değil!
    Biz vatandaşlar ödeyeceğiz. Hepimiz!

  5. -Birisine borç verirseniz, bir daha o para geri gelmeyecek gibi düşünün. (Vedalaş👋).
    -Kefil olursanız, o paranın tümünü siz ödeyecek miş gibi hazırlıklı olun.💰
    -Birisinden borç alırsanız, evinizde kim, ne varsa hepsini ortaklık sözleşmesi ile ortaklandığınızı farzedin🤗😂.
    -Bankadan almışsanız, artık sizin hiçbir şeyiniz! yok, kalmadı diye güne başlayın😯.
    *Allah borç almak, kredi kartından ödeyemeyeceğin halde kredi çekmek zorunda bırakmasın kimseyi.
    #:sanayici üreticiler kredi kulanırken yüzde ellilere varan faize imza mı atıyorlar?
    Vardır bir bildikleri😠
    #: yüksek Enflasyon yüzünden halk pahalılıktan mı şikayet ediyor?
    Bile bile lades diyorlar demekki 🤗
    “Ne piramidin dibindekilerin, nede tepesindeki lerin yapabilecek bişeyi var! Haberiniz ola”
    Yorgan gider iş biter,
    Son söz: herkes kendi yağıyla kavrula..

  6. Sayın Koru ,
    Kayserili oğlunu işe götürür ve bakar ki ticarete yeteneği yok ,, verelim okusun devlet memuru olsun hayatını kurtarsın der.
    Baba mesleğine devam etmeyen siz devam edip de bu sıcak hesapları yapsa idiniz o ticaret hiç gelişmezdi.
    Ülke olarak sorunumuz , sermaye yetersizliği bunun için de 150 yıldır borç alıp üretim faktörlerine yatırıyoruz. Bazen de tüketim faktörlerine yatırıyoruz.
    En son devletin tahvil ihracı % 8 faizle gerçekleşti. İstanbul Belediyesi % 10 ile borçlandı. Borç verenler çok faiz istiyorlar.
    Akparti döneminde yatırımlara harcanan paraların karşılığı ülke de kalır , köprüleri , barajları, tünelleri, hastahaneleri söküp götürecek halleri yok.
    Çin yoksul köylüleri ülke içinde sanayi işçisi yapmak üzere yurtlarından ayırdı köle gibi bir hayat sürdürerek 40 yıldır büyüdü , artık ihracata dayalı değil iç talebe yönelik büyümeyi destekliyorlar.Zira ellerinde ki dolarlar ,Rusya nın başına gelenden sonra çok bir mana ifade etmiyor. Biz de aksine iç talebe dayalı büyüme yoluna girdik ve bunu dışarıdan gelen sıcak para ile yaptık. O sıcak paralar dolara verdiğimiz yüksek faiz düşünce geri gitti , para bulamaz olunca da ihracata dayalı büyüme modeline geçtik.
    KKM meselesi bir ihtiyaçtan çıktı, Bu olmasa idi botaş bugün 25 den mi 30 dan mı piyasadan dolar alıp gazprom a borcunu ödeyecek ve kur zararı yazacaktı. Neyseki barajlara yapılan yatırımların karşılığı elektrik üretimimiz arttı. Artık yapılması gerekenin bir çoğu yapıldığından bundan sonra yavaş yavaş toparlarız.
    Ekonomi tarihi bize bu işareti veriyor. 1933 Almanyasında 1 usd = 1 milyar DM olmuştu.
    Mao dònemi büyüme yani kültürel devrim döneminde 25-30milyon Çinli açlıktan ölmüştü.
    ABD köleleri calıştırıp edindiği sermaye birikimi + Avrupa da ki sermayenin transferi ile başlattı sanayileşmesini.
    Hindistan Demiryolu şirketinin kuruluşu 1849. Hindistan ın zenginliklerini sömürmek ve İngiltere ye taşımak için kurulmuştu. Milyonlarca hintlinin canı pahasına. Sonra ikinci cihan harbi dönemi.
    Bunları hatırlamadan halimizden şikayet ediyoruz. Bölge hastahanelerinden 5 yıldız hizmet alıyoruz. Tek kuruş ödemiyoruz. Sonra da hayat pahalılığından şikayet ediyoruz.
    https://m.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/3440908-enflasyondan-kim-kazaniyor
    Türkiye de halk zengin devlet fakirdir. Devlet topladığı vergiyi ve aldığı borçları yine halkı için harcar .

  7. EYT’lilere ödeyecek para bulamayan bir iktidar…

    Aynı zamanda, milyonları olanlara enflasyondan ҫok daha düṣük faizle kredi verecek kadar parası bol olan bir iktidar…

    Iktidardakiler kimlerin iktidarları olduklarını ҫoktan seҫmiṣ durumdalar.

    Seҫme sırası seҫmende!

    • Almancı arkadaş eyp filan demişsin de, almanyada emeklilik yaşı kaç, bizde kaç?
      Efendim?

  8. Artık dersler bitmiş , nihayet sene sonu gelmişti .
    Öğretmen , mezun ettiği öğrencilerini bir araya toplayarak bir hatıra fotoğrafı çektirmeye çalışırken bir yandan da ,
    – Çocuklar , bir gün gelecek bu fotoğrafa bakarken hepiniz büyümüş , değişik meslek sahibi büyük büyük adamlar olmuş olacaksınız ; bak bu Ahmet, eczacı olmuş , bak bu Hasan , doktor olmuş, bu da Ali , mühendis olmuş.. diyeceksiniz .
    Derken arkadan Temel’in sesi yükselir ,
    – Bak bu da bizim öğretmenimiz , Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın !
    Bizim ekonomimize de Allah rahmet eylesin , maşallah birinin gözlerinin ışıltısından her tarafı nurlar içinde yatıyor !

  9. “Yürümekle yol bitmez” lafı da artık anlamını yitirdi, Erdoğan yolun da bittiğini hepimize gösterdi. Yol bitti artık tehlikeli patikalara hurra!

    • Erdoğan,ın yolu bitse ne olur bitmese ne olur? Türkiye’yi ailesi, çevresi ve hemşerileri ile birlikte babalarının çiftliği halkide köleleri yaptılar soydular.
      Bakın NATO üyeliği için ABD’ye santa j yapıyor. Senetodaki mal varlığı araştırılması ve zarafın şahitliğini engellenmesi ićin.
      Bu millete müstuhak oluyor.
      Hakkımızı yiyen ve yedirenlere zehir zıkkım olsun bu dünyada onlardan miliyonlarca fazlası çıksın õlemesin sürünsünler.
      Öbür tarafta ne olacakları zaten belli

      • Nurdan abla newyorktaki türkevinin siluetine bakıp bakıp memleket özlemi giderebilirsiniz, çanakkale zafer anıtına bak, yeni köprüye bak,
        sonra yine türkevine bak!
        Bir türk dünyaya bedeldir!
        Hamd bizleri, yeri göğü ve ortasındakileri yaratan, yüceler yücesi göktanrımızadır!

  10. DEĞİŞMEYEN GERÇEKLERİMİZ VE HEP TEKRARLANAN SONUNDA BÜYÜK TIKANMA VE KIRILMALAR.
    Bu sefer farklı olacağını sanmıştık.
    Faiz lobisi bu sefer kaybedecek sandık.
    Günün sonunda en büyük yalan,inancina göre en büyük günah kabul edilenlerce söylendi.
    Faiz lobisi zaferini ilan etti.
    Bütün başarının ,çok borçlanmak için herşeyin yapıldığı büyük çabalar sadece.
    Hangi şartlarla olursa olsun borç alınmalı ve hiçbir basiretli iş insanının yapmayacağı yatırımda kullanmak.
    Herkesın oyunun aynı sayıldığı bir ülkede,halkın kültürel seviyesi ekseriyetle istikbalını karartan bu yanlış harcamaları alkışlıyorsa,millet gemisi içerdeki çoğunluğu oluşturan aymazlar sayesınde;çılgın kaptan, gemisini kusursuz fırtınaya doğru sürmesini alkışlamaya devam ediyorlar.
    Bu kadar futursuzca alınan borçlar,bu paraları kullandıran ve kullananlardan başka kimseye yaramıyor.
    Borç alınıyor,yüksek karlı ihalelerle yakınlara veriliyor,herkes payına düşen aslan payını alıyor.
    Fahiş faizlerle alınan borcu,halk ve onun arkadan gelen neslı ödeyecek.
    Yıllarca borç alınarak bu borç paranın bir kısmı seçim arafesinde bol bahşişle etrafa saçılarak
    halkın gönlü birkaç ay hoş tutulma marifeti ile kazanıldı.
    Yıllarca zarar eden dev yatırımlar ile sadece gururlandık.
    Parayı işi verenler ve işi yapanlar kazandı.
    Borcu ödemek bize kaldı.
    Müşteri garantili bütün yatırımlar zarar ediyor.
    Tekel konumunda fiyat ayarlamalarına rağmen.
    Olmadı van gölü üzerinde de geçiş garantılı bir köpru ile dünyanın en büyüğü diye övünebiliriz.
    Zamanlaması erken her yatırım,acıl yatırımlar için kaynak bulunmasını engeller.
    Herşeyin bir öncelik sırası olmalıdır.
    İktidarlar değişir ,yönetenler bedel ödemez,birkaç nesillik yüklerini tutup giderler.
    Olan yine geniş en dipteki vatandaşlara ve orta direğe olur.
    Yöntem hep aynı.
    Bizim çoğunluğumuz bunu alkışlıyorsa yapacak pek birşey kalmıyor.
    Herkes kısa vadelı menfaatlerinin tuzağına düşüyor.
    Her seçim öncesi verilen büyük avantalara kanıyoruz.
    Senin paranın bir kısmıyla sana ziyafet çekenı alkışlıyorsan,bu yöntemden vazgeçilmeyecektır.
    Zarar eden yatırımlarla gururlanmaya devam edelım.
    Yüksek oranda alınan faizleri ile birlikte borç taksitlerini ödeyelim,esas bu işten kim kazandı bunu da sormayalım.
    Yıllar önce biraz akıllı insanları görebileceği bu durumlara düşeceğimiz aşıkar değilmiydi.
    Şimdi,neden hiçbir şey alamıyoruz.
    Gelirimiz,giderimize oranla,sürekli azalıyor.
    Alınan borçların yüksek faizli taksitlerinin ödeme zamanı.
    O borçlarla yapılan kar etmeyen yatırımlar.
    Kimler kazandı.
    Kimler kaybetti.
    Borç kimin sırtında kaldı.
    Verdin yetkiyi.
    Gördün etkiyi.
    Şimdi ağlama zamanı.
    Daha bunlar iyi günlerimiz.
    Seçimden sonra kim gelirse gelsin,eski yönetimin faturasını halka kesecektır.
    Kemerler sıkılacak,yeni seçim arefesıne kadar.
    Seçim öncesi yine bahşişler dağıtılacak.
    Biz bu yemi yediğimiz sürece devran böyle devam edecektir.
    Hatta eleştirdiğimiz karsız devasa borçla alınan yatırımları,gelecek yöneticiler, borçu alacak belkide karsız da olsa yatırım yapmadan hepten fuzılı şeylere harcayacaktır.
    Çoğumuz vergimizin hesabını sormazsak,yöneticilerimizden şeffaf olmasını istemezsek olacak hep budur.
    Sorun hep bizde.
    Biz hiç dürüst olmadık kı,yöneticilerimizden dürüstlük bekliyoruz.
    Herkes yetkısı oranın da biçmeye çalışıyor.
    Herkes hortumlama peşinde.
    ASLINDA ŞİKAYAET HORTUMUN KESİTİYLE ALAKALI .
    Önce biz çok çalışacağiz.
    Az harcayacağız.
    Tasarruflarımızı en öncelikli ve en getirisi yüksek alanlarda harcayacağiz.
    Önce biz doğru olmalıyız.
    Önce biz yalan söylememeliyiz.
    Önce bia ahlaklı olmalıyız.
    Önce biz yardımsever olmalıyız.
    Önce biz kimseyi aldatmamalıyız.
    Önce bir hakkaniyetli olmalıyız.
    Önce biz adil olmalıyız.
    Biz ekseriyet itibarı ile hakım olan davranışlarımızla, günümüzü ve geleceğimizi şekillendireceğiz.
    Ne ekersek,en fazla onu biçeceğiz.

  11. sorun ekonomimizin ne durumda olduğu değil.
    bütün zamanların en kötüsü olması,
    başarısızlıkta aslında bundan böyle kırılması zor bir dünya rekoru kırıyor olmamız,
    neredeyse bütün verilerin makyajlı rakamlara rağmen bir ekonomik iflası gösteriyor olması değil
    en kötüsü düzelme şansının olmaması.
    daha kötüye gidecek olmamız gerçeği .
    ekonominin düzelmesi için sıcak paraya ve yatırıma ihtiyaç var,
    faizler enflasyona rağmen bu halde…öyleyken bile yatırım patlaması oluyor mu,
    yabancı yatırımcı geliyor mu?
    olan yabancı gidiyor,
    pek çok yerli işini yurt dışına taşıyor
    tek sebep ise güvenilir ve öngörülebilir bir ülke değiliz artık.
    hısım akrabaya teslim edilen hazineler,
    gece yarısı verilen açıklaması bile olmayan kararlar,
    nas’ım geldi, yaptım oldu tavırlar
    yakınlara peşkeş çekilen milyar dolar işler
    papaya falı tadında açıklamalar,
    her an değişen dış politik beyanlar
    ve daha neler, neler
    ne içeride ne dışarıda hiç bir itibarı kalmamış iktidarın bizi taşıdığı nokta.
    saraylarda, uçaklarda, lüks arabalarda aranan itibarın acı sonu.

    • Yapmayın didem hn bir gecede % 7000 faizlerin olduğu günleri de yaşadık biz.
      Ekonomi evet çok kötü hükümetin yaptığı hatalar vahim birde konjektürel
      etkiler girince çifte kavrulmuş oldu. Tabi bizim millet olarak da çok büyük hatalarımız var
      üretmeden tüketmeyi almadan vermeyi kazanmadan harcamayı adet edinmiş bir milletiz.
      Sizce şuan işsizlik kaç 12 mi 11 mi gerçek işsiz yok gibi iş beğenmiyoruz , hepimiz masa başı çalışmayı istiyoruz , hepimiz havadan para kazanmayı düşlüyoruz.
      Tek suçu yönetime atarsak ilelebet düzelmeyiz. Oysa önce toplum kendisini düzeltecek.
      Neden herkes çocuğunu mühendis , doktor mimar olsun istiyor ,Neden kimse meslek lisesine gitmiyor neden hak etmediği mesleklere sahip oluyor sonra bilgisiz mezun olup iş bulamıyorum diyor. Yani hiç mi bizim suçumuz yok. Hiç mi düzelme konusunda adım atmayacağız. Önce iğneyi kendimize sonra çuvaldızı başkalarına batıralım.

      • bir gecede % 7000 faizlerin olduğu günler yüzeysel ve kısa süreli krizlerdi, 6 ay içinde de bitmiş zaten, şimdi hiç olmadığı kadar derin bir krizdeyiz, o zaman önlem alınmış şimdi yazdığım gibi alınan bir önlem yok, durum umitvar değil, 2018 den beri itiraz ediyorsun yorumlarıma, bak neredeyiz?
        yok mu ekonomiden anlayan bi yakının iki durum arasındaki farkı detaylı anlatsın? belki ona inanırsın.
        kusura bakma da millet olarak hatalarımızı ben senden çok yazıyorum, onlarca yolsuz manav yorumum var, toplumsal ahlaki çöküşe işaret ettiğim yüzlerce “çoktan kinaye” yorumum var,
        el insaf
        lakin geçen gün İngiliz bisikletciligine dair yazdığım yorumumu okursan iyi yonetilmenin her şeyi nasıl değiştirdiğini belki anlarsın,
        ön tekerlek nereye,
        arka tekerlek oraya,
        lokomotif nereye,
        vagonlar oraya.
        herkesi kenar mahalle üniversitesinden mühendis mezun edersen, çalıştırmak için ara eleman bulamazsın, bir bak bakalım son 20 yılda kaç üniversite açılmış kaç meslek lisesi…bi araştır bakalım neden meslek lisesine rağbet edilmiyor?
        eğitim planlaması diye bir şey duymadın mı hiç?
        yok mu meselelere objektif bakan bi eğitim planlamacısı tanıdığın?
        hele sen Bi iğneyi kendine batır da…

    • Kin ve Nefret duygusu , ulaşmak istenen hedefe engellendiğini hisseden kişi de gelişir. Müslümanda olmaz bu duygular , zira hayırlıyı istemiştir her daim ve olan hayırlıdır. Başa gelen , Allah ın bize sundukları arasında bizim yaptığımız tercihlerin sonucudur.

      • marslı dedem gibi iyimser olmadığım kesin, milletin eline üç beş kuruş tutuştururuz seçimi yine alırız diyordu geçenlerde ben ekonominin böyle kolay yoldan iyileşecegini düşünmüyorum başka pek çok seyin boyle kolay hallolmayacagını düşündüğüm gibi.

        dinden anladığınız çarık çürük inancınızı da düzeltecek değilim, kusura bakmazsanız

        nefrete gelince kökleşmiş chp nefreti olanların nefret dersi vermeye ne yüzleri var şaşıyorum doğrusu, hayrı yolda görseniz tanır mısınız acaba?
        benim kimseye bir nefretim yok elhamdülillah.

        • Ben başlangıçta dost düşman ayrımı yapamıyordum benim için herkes aynıydı.

          Sözün kimden geldiği değil doğru olup olmadığı önemli. Kaldı ki Ahmet + Melik Ahmet Melik değil:))

          • Baran bey dost düşman ayrımı yapabilmek için de asgari bir sosyal zeka gerekiyor, diploma her şey değildir ama önemlidir…

    • Didem hanım halen merkezbankası ve hazinede bulunan altın rezervlerimizin ne kadar olduğunu biliyor musunuz?
      Bütün zamanların en kötüsüyse,
      en iyi olduğumuz dönemdeki altın stokumuzu da buraya yazar mısınız lütfen?
      Bilip bilmeden atıp tutmayalım!

      • geçen yılda sormuştun,
        aynı soruyu
        ” TCMB’nin kendi malı olan döviz ve altın rezervleri 16 Nisan 2021 tarihi itibarıyla swaplar hariç tutulduğunda eksi 60,4 milyar dolardır. ”
        diye cevap vermiştim,
        kaynakta göstermiştim
        https://www.mahfiegilmez.com/2021/04/altn-rezervi-ve-rezervlerin-son-durumu.html#:~:text=Oysa%20TCMB%20sitesinden%20al%C4%B1nan%20tan%C4%B1mdan,eksi%2060%2C4%20milyar%20dolard%C4%B1r.
        atıp tutanı karıştırma istersen,
        hem kekeme, üstelik şaşısın derim, dilimden kurtulamazsın…

        bu arada
        en iyi olduğumuz dönemdeki altın stokumuzu neden kendin burada bizimle paylaşmıyorsun?
        her bilgiyi ben paylaşayım,
        ama senin zekana hayran olsunlar,
        hiç adaletin yok mu dünya?

      • Burada bilip bilmeden atan bir tek sizin hede taifesidir. Maşallah dediğiniz üç gün yaşıyor olmasına rağmen, sanki 128 milyar USD milli rezervi önce hüpletip, sonra gümletmemişsiniz gibi milletin yastık altında ki altınlarına bile tasallut etmişken bir netice alamayıp, eğer fareler kemirmemişse 430 metrik ton altın halen duruyor ise basit bir hesap ile kabaca 26 milyar USD olduğunu biliyor olmanız gerekir. Havanızdan sanki US gibi 8000 metrik ton altın rezervimiz varmış gibi hava yapıyor olmanız matematik konusunda da derin bir zaafiyet içinde olduğunuz anlamını taşıyor. Bir gün yoklamada diploma soracağım ama korkarım çıkış belgesi dışında bir şey ibraz edemeyeceksiniz ondan korkuyorum. Teemmel

    • Bugün 19 Mayıs 1919 dan da mı daha kotuyuz?Ogün nasıl ümit bitmediyse bugün de bitmez .
      Merak etmeyin .Denizler bazen firtinalidir ama sonunda sular durulur ve kıyıya ulaşırsınız.

  12. Biri gelir biri gider. Makamlar kimseye baki değil. CB Erdoğan işini biliyor. Sıkıntı yok. Yola devam edeceğiz.

    • Metropoll, Mansur Yavaş ile 17 puan fark tespit etmiş. Efsunlu tayfa çözülüyor yakında buralara yazacak trol bulamayacaksınız. Seçim sonrası ise yemin kasem edeceksiniz biz oy vermedik diye ancak savcı egeselin durumuna düşeceksiniz. İnsanlar uğradıkları ekonomik yıkım ve kapalı kapılar ardında çevirdiğiniz laz dümenlerini öğrendikçe sizi ebed müddet hayırla yad etmeyecek. Sonra ise sadece Karamollaoğlu’nun şu sözleri hatırlanacak. “Beyaz AK Partili adam beton ve asfaltın yenmediğini anlayacak”

Yoruma kapalı.