Eşler, çocuklar, damatlar, gelinler ve siyasi hayat.. Keşke “Oh ne rahat” denilebilseydi…

16
Reklam

Hiç kimse Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı benim kadar anlayamaz.

Bir tek evli kızları olan başka babalar anlayabilir. 

Diğer kültürlerde de fazla farklı değildir: Anne-babalar çocuklarını severler, fakat babalar kızlarını daha fazla kayırırlar. Sevgileri de bir başkadır. Kız evlendiğinde aileye yeni katılan damat da kızın nasibine düşen sevgiden payını –hatta daha da fazla- alır.

O almasa kız bir yolunu bulur, babanın damadına olan ilgisini sevgiye dönüştürür…

Zaten bu yüzden siyasiler aile fertlerini devlet işlerine karıştırmazlar.

Siyasette sevgi değil liyakat önde gelir çünkü. Sevgiye dayalı siyaset liyakati de gizler.

İsmet İnönü aile fertlerini siyasete karıştırmamanın yolunu onların ilgilerini başka alanlara çekmekte bulmuştu. Fizik profesörü Erdal İnönü yıllarca üniversitelerde hocalık, rektörlük yaptı ve siyasete babasının vefatından çok sonra girdi.

Damadı Metin Toker önemli bir gazeteciydi İsmet İnönü’nün; devran değişince her ikisinin de başları aile bağı sebebiyle ağrıdı. Muhaliflerin birine duydukları nefretten diğeri de etkilendi.

Reklam

Celal Bayar ve Adnan Menderes de çocuklarını siyasi alandan uzak tuttular. Menderes’in her biri başka alanlara yöneltilmiş çocukları 27 Mayıs sonrasında siyasete zorla sokuldular.

Günümüzde yaşanan

Tayyip Erdoğan hepimizden daha fazla özelliklerini bildiği damadı Berat Albayrak’ı kendi gözündeki o olumlu özellikleri sebebiyle yanında tutmayı –nedense- yeğledi. Kendisi başkanlık yetkilerini anayasayla yenilediği cumhurbaşkanı hükümet sistemi ile artırınca, önce enerji bakanı yaptı onu, sonra da ekonominin bütünü üzerine hakim hazine bakanı haline getirdi.

Yanlış bir karardı bu.

Berat Albayrak başarılı olsaydı da siyaset alanı onun başarısını yutardı; başarısız oldu ve başarısızlığı Tayyip Erdoğan’ın kendi siyasi tabanını bile olumsuz etkiler hale geldi.

Ekonomi yanlışların gözlerden saklanabileceği bir alan değildir. Damat enerji bakanlığında devam etseydi yine eleştirilirdi, ancak ekonomi bakanı ve başarısız olunca onu görevde tutmak imkansız hale geldi.

Daha önceki cumhurbaşkanı ve başbakanların aile fertlerini uzakta tutma tercihlerinin doğruluğu son örnekle daha iyi anlaşılır oldu.

Kör nokta

Reklam

“En son babalar duyar” denir ya, aile fertlerine, eşine, çocuklarına, onların eşlerine karşı anne-babaların kör noktaları olduğu için, onların yanlışlarını, o cephede işlerin iyi gitmediğini en son babalar fark eder.

Yukarıdaki paragraftaki görüşü, uzun yıllar siyaseti Ankara’da çok yakından gözlemiş bir gazetecinin tespiti olarak değerlendirmenizi isterim.

Eşiyle, oğluyla, kızıyla, damadıyla ilgili olumsuzlukları kendisine aktaranları şaşkınlıkla karşılayan, söylentilere inanmadığı gibi doğru bilgileri kendisine taşıyanlarla arasına mesafe koyan çok önemli mevkilerde bulunmuş insanlar gördüm.

Kör nokta yüzünden…

Siyasetin içinde bulunan, devlet yönetiminde yer alan insanların yakınlarını önemli görevlere getirmelerinin sakıncası yalnızca yakınlara görevleri sırasında ters bakılmasıyla sınırlı değildir; onları görevden almanın, uzaklaştırmanın da bir bedeli vardır ve zarar sonradan hissedilir hale gelir.

Aile bağları sebebiyle mi? Onun da muhtemelen rolü vardır, ancak yakınların görevden alınması otomatik olarak başarısızlığa atfedileceği için, onun görevde bulunduğu süre içerisindeki performansı da siyasi spekülasyonlara malzeme olur.

Görevden aldığını savunursa siyaset adamı, bu gerçekle yüzleşmek zorunda kalır.

Şimdi Tayyip Erdoğan’ın karşı karşıya kaldığı durum budur.

O Berat Albayrak’ı savundukça muhalifleri “Başarılı idiyse neden görevden aldın?” diyor.  

Böyle bir karşı çıkışa ne denilebilir?

Savunmasa sanki farklı mı olacak? Berat Albayrak’ın görevden affının ilan edildiği ilk günden başlayarak AK Parti’ye muhalif cepheden yöneltilen eleştirilerin odağında o ve ona görev verdiği için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan var. Hazine’ye ve Merkez Bankası’na ait 128 milyar doların akıbetine yönelik muhaliflerin ısrarlı soruları, ekonomi alanında herkesin cebine yansıyan daralmayla birlikte, zihinlerde kalıcı izler bırakmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti artık savunmada.

Zor bir durum bu. Savunayım derken başarısızlığın daha da göze batar hale gelmesine yol açmak da var.

En başta –yığınakta- yapılan hata askerlikte cephede hissedilir; siyasette de bugünkü gibi ortamlarda kendini güçlü biçimde belli ediyor.

Böyle ortamlar yanlışa yanlışla mukabele etmeyi de getirebiliyor.

Görevden af edildiği günden beri kendisinden sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na açtığı dava sebebiyle söz edilen Berat Albayrak’ın, başarısız olduğu izini silebilmek amacıyla, yeniden bir devlet görevine getirilmesi katmerli yanlış olur.

Kimsenin bana sorduğu yok, ama en başta kendisini anladığımı sebebiyle birlikte açıkladığım için, şimdiki durumda en akıllıca davranma tarzının ne olduğuna dair de bir noktaya değinmek isterim.

Uzlette kalıp kendisini unutturmaya çalışması Berat Albayrak’ın da bir yoldur, ama ondan daha iyisi, bunu yapmanın öncesinde, gerçek bir basın toplantısıyla –yani kendisine yerlerini borçlu olmayan bir gazeteci grubu karşısına çıkıp- muhalefet cephesinin kendisine yönelttiği eleştirileri de cevaplayarak iş başında bulunduğu dönemleri bizzat savunmasıdır.

Cumhurbaşkanı savunuyor, ama savunulamazı savunuyormuş gibi algılanıyor.

Anne-babalar çocuklarını sever, onların aileye kazandırdıkları damatlar ve gelinleri de ayrıca severler; ancak sevgileri onları siyaset alanının dışında tutmayı gerektiriyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

16 YORUMLAR

  1. Bugün haberlerde Biden, Cemal Kaşıkçı cinayetin’ın gerçek faillerinin ortaya çıkarılması için talimet verdiğini söledi.
    Bakalım Trump ve arkadaşları gerçek katillerinin ortaya çıkarılmasını, nasıl önleyecekler.
    Sahi öldürülme anını bizimkiler kaide geçirmiştiler? Nedense kayıp olduğu zaman o kaitleri yayınlamaya gerek görmemiştiler.

    MaşAllah bizim devletullahlar, hergün dünya basınında övûle övüle bitirılmiyor.
    Bugûnde The Guardian övmüş. https://www.theguardian.com/world/2021/feb/25/turkeys-mobsters-step-out-of-shadows-and-into-public-sphere

    HDP ye gelince Terörist MHP ye gelince vatan sever.
    Ne garip bir ülkeyiz! İyi parti kurulduğundan bu tarafa üçlü koalisyon ortakları İyi partiye terörist diyiyorlar!
    İYİ parti’de yani terörist bölücü ve vatan haini olduğunu söyleyenler ile birlikte HDP li millet vekillerinin vekillikleri düşürülmesi için vatan severlerle birlikte parmak kaldıracakmışlar.

    Erdoğan hem muhalefeti hemde AKP yi parmağında oynatiyor.
    Yakındada onlaray! Padişahlığını onaylatır

    • Hayret yaa! şu işe bakın bacı ne diyor: Nedense kayıp olduğu zaman o kaitleri yayınlamaya gerek görmemiştiler.

      Peki sizinkiler görülmemiş duyulmamış o kayıt işlerini ne zaman yayınlamaya gerek görmüşlerdi

  2. Damat ile kayın babanın arasında neler geçtiğini anlamak için! Trump, Micheale Flynn, Erdoğan, damatlar, 15 Temmuz, darbesi ve Rahip olaylarında, birlikte oynadıkları oyunlar’a baktığımız zaman herşey kabak gibi ortaya çıkıyor.
    Darbeden 2 ay önce ötel odasında Trump ve Erdoğan tarafından görevlendirilmiş, damatlar ile birlikte Flynn ve ekibini.
    Daha sonra flynn 15 temmuz Darbe gecesinde bizim arkadaşlar şu an darbe yapiyorlar diye konuşmaları, ve 2016 abd başkanlık seçiminin hemen ertesinde Flynn’ın yazdığı Gülen iadesi, gibi yazı ve buna pareler olarak yaptıkları bir çok yolsuzluklar ve kanunsuzluklar ile birlikte Rahibi kurtarma tiyaturolar’ının oyuncuları kimlerden oluştuğuna, geri dönüp baktığımızda şu anki tavşan ve tazi taktiğini daha iyi anlarız..!!

    Dünyada,oyun kurmak ve yönetmekte gelmiş geçmiş Diktatörlerde dahıl! Erdoğan’ın eline su dökecek bir oyun kurucuya şimdiye kadar
    rastlanmamiştır.

    US başkanlık seçim sonuçlarından sonra Anın’da damat çapkın oldu ve yegen tarafından hizaya getirildi! istifa tiyaturosu ile bunlari millete yutturdular ve gûndemide,saptırdılar! Bu arada hazineden uçan 129, miliyar dolar tavşana kaç taziye tut taktıği ile gündemden’de düşmüş oldu.

    Arkasından şehitler taktiği tutmayınca elinin altında her zaman hazır bulundurduğu gündem çaptırma malzemelerinden güne uygunl olani şeçip piyasaya sürüdü…!!!????

    Bu arada yeni bir trol kursu kampi açilmış! Oraya kaliteli elamanlar araniyor’muş. Eskiler heveslenmesin. Onları geri getirmeyecekler.

    Bizde aklı başında, milletin vekili olasa erdoğanın yüzün üzerinde Dünyaya yaptırdığı camileri yapanlar ve oraya akıtılan dolarların akibetini araştırır.

    Aslında bu görev muhalefet’e ait fakat bizde sıradan vatandaşlar gibi Muhalefet’te ūlkeyi ve geleceği değil ceplerini düşündükleri için onu yapmazlar.

    Bizim Gergerlioğlu gibi adam gibi adamlardan oluşacak gerçek insanlara ihtiyacımız var

  3. Aile holdingini yöneten biri bana,
    ” -Holdingimize bağlı şirketlerin CEO luğuna ne kadar başarılı olursa olsun aileden birini asla getirmeyiz” demişti.
    Gerekçesini sorduğumda,
    “-Öncelike yeterince hesap soramazsın. Başarısız olunca da kapının önüne koyamazsın.” demişti..

  4. «Tayyip Erdoğan Berat Albayrak’ı savundukça muhalifleri “Başarılı idiyse neden görevden aldın?” diyor» demiş Fehmi Bey.

    Yahu, muhalefetin böylesine sıradan sorularına cevap mı yok? Başarılı olanlar da görevden alınabilir. Misal, daha da başarılı olabilecek kişilere de şans vermek için alınır. Hatta, halihazırda başarılı bir SİSTEM geliştirdiysen göreve daha az başarılı kişileri de alabilirsin. Çünkü SİSTEM sağlamdır. Yönetim kuralları metodlar bellidir, “aklın yolu birdir” esasına göre işliyen bir SİSTEMdir, koltuğa kim oturursa farketmez (gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, misal Japonya: https://www.ocakmedya.com/basbakanin-oglunun-karistigi-sorusturmada-11-bakanlik-burokratina-ceza/ ). Ama bizde işler tam bir kaos: Kural metot yok, kural metot varsa, tanıyan yok. Ne SİSTEM oturmuş bir SİSTEM, ne de atanan kişiler SİSTEMi oturtabilecek yetenekte kişiler.

    • “(Akıllı ve olgun) Mü’min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz” diye bir hadis var. Aklı başında bir müslüman aynı hatayı tekrarlayıp durmaz. “İbret” konusu Kuran’da çok vurgulanan bir konu olmasına rağmen aynı hatalar yapılageldiğinden bu ülkenin işleri pek düzelemedi. Koltuklar çokçası kapsitesiz, beceriksiz, sorumsuz ve ahlak-zafiyetinde olan (nefsine yontan) kişilerce işgal edildi. Bu durum sadece bu iktidar dönemine has bir şey değil. Bunların farkı sözde dindarlık! ve inatlaşma; “siz imam-hatip mezunlarını adam yerine koymayarak bu ülkede bizleri onlarca sene yönettiniz, biz de bu fırsatı elimize geçirdik. Biz de bu ülkede sizleri imam-hatip mezunlarıyla yöneteceğiz. Hoplasanız da patlasanız bu böyle olacak” inatlaşması…

      Başta aktardığım hadis kapsamında damadın kayınpederi tarafından Bakan yapılması başlı başına bir hata ibretlik bir olay idi. İkinci defa aynı tür bir olay yaratmak herşeyden önce DiNi istismar anlamındadır. Bizim gibi kutuplaştırılmış ve kavga gürültüden ilerlemeye pek vakti olamamış bir ülkede güvenebilecek kaliteli adam yokluğunda bir akrabanın işe alınabileceği haller de olabilir. Ancak bu sadece ve sadece kendini ispat etmiş, başarıları belgelendirilmiş liyakat konusunda şek ve şüphe bırakmayan durumlarda olabilir. Damadın gerçek anlamda böyle bir özelliği var mıdır? Vardır diyebilen başarı listesini çıkarsın görelim. ABD’de şöyle-böyle bir master yapmış olmak, ondan sonra dayı ile torpille gösterişli pozisyonlarda işe alınmak katiyyen yeterli değildir. “Bunu başkaları hep yapageldi, biz yapınca mı kabahat oluyor” şeklinde bir soru geçerlidir. Ancak, kısır döngü denen şey tam da budur işte. Bu devlet, bu ülke Mustafa Kemal Atatürk Paşamız tarafından bu kısır-döngü güzergahına önyargılı bir şekilde itildi.

      Bizi bu kısır-döngüden çıkaracak yeni bir paradigma kayması, bizden bir kavram var mı? Hadi bilin bakalım!!

  5. ortadoğu dolaylarında değişik bir hava vardır (hava durumu gibi oldu). bu ılık bazan sıcak hava insanın beynine iliğine işliyor olmalıki, kişiliğinide etkiliyor insanların.
    daha bir rahat, daha bir umursuz gibi..
    bir karar alacaklarsa da önce karşıdan bir saldırı gelecek, ancak o zaman harekete geçecek. hafıza desen balık yemeyen insanları balık hıfızalı diyede tanımlamazlarmı! halbuki hafızasını kullanmak istemiyor bence coğrafyanın bu tarafındaki insanoğlu.
    Esad’ı zor günler bekliyormuş, ekonomi onuda vurmuş, ensonunda..
    Batısındaki ise, daha okuldayken cüzdanında 20’lik bozuk para bulundurması ve parasının üstünü almadan ordan ayrılmamasını öğretiyor çocuğuna.
    bazıları ise enflasyonu belki böyle düşürmye çalışıyor, bakamatiklere ufaklık koyarak, yine ensonda..
    heryerde zararlı dumandan kirden havadan nefes alamamış insanlar, onca kalitesiz kömürle, her köşe başında (kapalı yerde tütün mamülleri kanunen yasakken) bir garip megganlar açılmış, hastanelerde koah tedavisine gelen çoğalınca şaşırıyor, yine ensonunda..
    bir ay belki tam kapanabilseydik, sürüyor bir yıldır corona, uyandık ensonunda..
    bunca ekonomi işlere imza atanı zamanında kaçırmış, tekrar gelince yine geldi diyor inanamıyor (inanamamasına da ben inanamıyorum), en sonunda..

  6. Damat diye eleştirmeyin diyorlar ama aynı şahsın o makama liyakatla değil de damat olduğu için getirildiğini unutuyorlar. Eğer damat olmasaydı bırakın meclisin kapısından girmeyi koyunların başına çoban bile yapılmazdı.

  7. Sn. Erdoğan Berat Albayrak’ı siyasetin dışında neden tutamadı, tut(a)mıyor?.. yeniden onu devlette bir -etkili- göreve getirmek istemesi sadece evladından ötürü bir sevgiyle açıklanabilir mi? Ben sanmıyorum. “Bu düşüncenin arka planında komplovari hisler taşıyorsun” diye düşünüle bilinir ama değil, sadece bir kuşku!.. Buraya tekrar döneceğim.

    Bizim buralarda kız evladın yoksa “baba oldum” deme diye bir söz söylenir kız çocuğu olmayanlara. Malesef bende onlardan biriyim. Kız çocukları babaları üzerine titrer, sevgilerini açıktan açığa, engeliz ifade eder ve babalık duygusunu doya doya yaşatırlar babalarına. Anlatılanlardan yazıyorum, kızım olmadığına göre bu duyguyu yaşamış gibi anlatamam. Babalar, kızlarından ötürü damadını sever, benimserler.

    Albayrak’ta bir damat ve kayınbabası elbette onu sevecektir. Sevmelidir de…Bu sevgi, devlet memurlarında, devleti idare edenlerde -liyakati olsun, olmasın- yakınlarını (damadını) idareye taşımasını gerektirmez. Burada çok itidalli davranmak icap eder.

    Anlatılır: Hz. Ömer’e, suikast sonrası yaralı halde yatağında olduğu halde insanlardan bazıları; “Ey Müminlerin Emiri! Bize oğlun Abdullah’ı halife olarak atasan olmaz mı? Gerçekten Abdullah bu işin hakkı ile üstesinden gelebilecek biridir” dediler. Hz. Ömer bu teklife hiddetlenir; “Hayır, Vallahi! Ben ne oğlumu ne de ailemden başka birini bu işe bulaştırmayacağım. Eğer bu iş güzel bir işti ise biz zaten buna eriştik. Ama eğer bu iş zor ve sorunlu bir işse – ki öyledir – bir evden bir kurban yeter” demiş.

    “Bize yeni Ömerler lazım” diyen iktidar, Albayrak’ı yeniden devlette göreve almak için “Bize Berat’ta lazımdır” demek istiyor.

    Peki neden? “Buraya tekrar döneceğim” dediğim kuşkulu olduğum yer burasıdır işte.

    Yeni sistemde denetim rafa kalktığı için Berat Albayrak’ın hem Enerji Bakanlığı hem de Maliye/Hazine Bakanlığı icraındaki başarılarını ölçemiyoruz. Taraflı basın ve parti kademeleri ile tabanında övgü dolu icraatlarını beni bağlamıyor. Hafızalardan silinmeyecek soru, “TCMB’in 120 Milyar Dolar’ın akıbeti ne oldu? sorusu orta yerde dururken bir başarıdan herhalde söz edemeyiz.

    Albayrak, görevden affını istediği ve bunu aldığı halde, kısa bir aradan sonra devlette yeniden görev verilecek olmasının sebebi ne olabilir ki? Sadece aileden biri, damat olması; yeteneklerine devletin ihtiyacı olması mı? Ya da muhalefetin konuyu sürekli gündemde tutmasına karşılık “istediğimi yaparım; aklarım, paklarım; döverim de severim de, sana ne” gibi bir çıkış mı? Bu kadar basit olamaz!

    Albayrak, devletteki görevinin yanında dış ilişkilerde de önemli bir figür idi. Erdoğan’ın, Tramp ile olan ilişkisi devlet yönetimine yansıdığı gibi Tramp’ın damadı Jared Kushner ile de Albayrak aynı minvalde bir ilişki içerisindeydi. Bu ilişkinin devlet kademesinde ülkemize ne tür siyasi-ekonomik kazançlar sağladığını bilmiyoruz tabi, lakin Kushner’in, İsrail odaklı Ortadoğu politikalarında önemli bir figür olduğunu biliyoruz. Bir nevi gölge yönetimin idarecisi konumundaydı. Kudüs onun zamanında İsrail’in başkenti oldu ve ABD Büyükelçiliğini onun zamanında Kudüs’e taşımış oldu.

    Kushner, Trump’ın gitmesinden ötürü bu görevden boşaldı mı bilmiyorum ama o, misyonu görevi Ortadoğu’da MbS ve Albayrak ile sıkı ilişki içerisindeydi.

    Kushner’in yerini kim dolduruyor Tramp sonrası bunu da bilmiyorum ama İsrail’in ABD’deki gücünü göz önünde bulundurur isek bu misyon devam edecek.

    ABD yeni yönetimiyle yakınlaşmak biraz da İsrail’den geçiyor. İsrail ile olan ilişkilerimizin yumuşama ve yeniden olgunlaşma dönemine sokulacağı sinyalleri hükumetten geledursun, ABD’de ki İsrail’in Ortadoğu misyonu ile ilişkili olacak bölgenin iki önemli ülkesinden Suudi Arabistan’da MbS ailesi ve devletteki yerini koruyor hala… Bir diğer devlet, Türkiye’de, İsrail’in ABD’de ki Ortadoğu Misyonu ile irtibatı Albayrak’tan daha tecrübeli bir isim yoktur herhalde. Kuşkum bu benim.

    Bunda yanılmayacaksam eğer, Sn. Erdoğan’ın işi muhalefet üzerinden pişirip yola koyması başarısına da şapka çıkaracağım.

  8. kendisine yerlerini borçlu olmayan bir gazeteci grubunun karşısına çıkıp eleştirileri cevaplaması
    sn.koru inanın çok acımasız yazmışsınız.böyle bir açık oturuma büyükleri izin verir mi sizce.
    imkansız ama oldu diyelim.inanın dünya da açık ara izlenme rekoru kırar.
    neydi o muhteşem cümle.BAKIN BAKIN BURASI ÇOK ÖNEMLİ.

  9. Neresi doğru ki, bunu doğru yapsın. Yanlış üstüne yanlış. Sebep, bir adamın çok uzun süre o koltukta oturtulması. Bu yüzden padişahlıktan vazgeçtik. Ama o birisi ve bir millet bunu hala anlamadı.

  10. El hak doğrudur. Üstüne söylenecek tek söz dolar 8 de iken ithalat transferi için alım yapıp gelen malı da 7 tl den sattık. zarar 500 bin tl . Ne hissettiğimi tahmin edebilirsiniz. Benim okuldan mezun kabinede üç bakan vardı. Bununla övünüyordum ama artık değil.

  11. Berat bey çok başarılı bir enerji bakanıydı.ekonomide ise çok başarısız oldu.Tayyip beyden sonra liderliğe hazırlanıyordu.Bu hedefe uygun kadrolaşma yapılıyordu.Akpartinin yerel seçim kayıplarınında ciddi kısmı bu kadrolaşma nedeniyle oldu.Berat bey başarısızdı ama asıl sorun insan ilişkilerinde itici olmasıydı.Bu vesileyle belirteyim.Türkiye’de oğullar yada damatlar siyaset yapabilir ama liderliğe talip olduklarında yada lidere başkaldırdıklarında başarı mümkün değil.Hem Milletimiz hem parti teşkilatları bunu asla kabul etmiyor.Çok iyi yetişmiş Aydın Menderes,Tuğrul Türkeş,Ahmet Özal,İlhan kesici örnekler çoğaltılabilir.Fatih Erbakanda Saadet içinde başarısız oldu kendi partisini kurdu sonuç aynı olacak.

Yoruma kapalı.