Etrafta ‘kayyım’ çok.. Yangın söndürme tartışılırken üzerinde esas durulması gereken sistem…

34
Reklam

Elinde kalem olan, ağzı laf yapıp sesini duyurabilen pek çok kişi, haklı olarak, daha önceki yangınlarda neredeyse otomatik olarak devreye giren Türk Hava Kurumu’na (THK) ait yangın söndürme uçaklarının hangarda tutulmasını mesele ediyor.

Uçakların bir bölümü şimdiki halleriyle müdahaleye hazırmış, bir bölümü 4 milyon dolarlık bir elden geçirmeyle işe yarar hale gelebilirmiş…

Ülkenin dört bir tarafında çıkan ve neredeyse bir haftadır söndürülemeyen yangınların üstesinden Rusya’dan 153 gün için 203 milyon dolara kiralanan üç uçakla gelmeye çalışılıyor. 

Canla başla çalışıldığından eminim, mücadelede görev alanlardan bu uğurda hayatını kaybedenler var; ancak yangınların boyutu öyle birkaç uçakla hakkından gelinebileceğin çok ötesinde.

Gelişmeleri yangına yakın bir bölgede denizden izleyen bir dostum, bulunduğu yer için, ‘‘Cumhurbaşkanı geldiğinde kendini belli eden uçaklar o gidince ortadan kayboldu’’ tepkisini verdi.

Sayı yetersiz olunca her yerde görünmek zor tabii.

Yangınlara müdahalede kullanılan uçakların hangi bölgeye tahsis edileceğine kim karar veriyor, merak ediyorum. 

Zor bir karar çünkü.

Reklam

AB’den, AB ülkelerinden -hatta ABD’den- ödünç uçak bekleniyor.

Bütün bunlar THK uçakları devre dışı tutulduğu için oluyor.

O zaman dikkatlerimizi THK’ya çevirmekte yarar var.

THK’da kayyım yönetimi

THK iki yıldır ‘kayyım’ yönetiminde.

‘Kayyım’ herhangi bir sebeple yetkilisi tarafından görevden alınan kişiler yerine, onların yetkilerini kullanarak atandığı kurumu yönetmesi beklenen kişi demek.

‘Makam sahibi’ yerine gelen makamın yeni sahibi olan kişi…

O da makam sahibi.

Reklam

Ülkemizde bir süreden beri pek çok şirket ve kurum ‘kayyım’ tarafından yönetiliyor.

‘‘Yüzlerce’’ desem sanırım yanlış olmaz.

İçlerinde son seçimde HDP’li siyasileri tercih etmiş belediyelerin başkanları da var, sahip ve yöneticileri hakkında dava açıldığı için el konulup TMSF tarafından ‘kayyım’ yönetimine terk edilmiş şirketler de…

THK’ya da eski yönetim hakkında dava açılınca ‘kayyım’ atandığı anlaşılıyor.

Ağzı olan, eli kalem tutan herkes ‘‘Neden THK’nın hazır bekleyen, az bir destekle devreye girebilecek uçakları hangarda bekletiliyor?’’ sorusunun peşinde. En yetkili ağız, ‘‘THK’nın hiç uçağı yok’’ dediği halde hem de…

Herkes yazıyor ve konuşuyor, ancak THK’nın ‘kayyım’ından hiç ses çıkmıyor.

En başta ‘‘Düğündeydim’’ ve ardından ‘‘Düğün demiştim, ama gittiğim nikahtı’’ açıklamaları duyulmuştu ‘kayyım’ atanmış şahsiyetin; sonrasında ondan konulara ilişkin herhangi bir açıklama gelmedi.

‘Kayyım’ yerine geçtiği kişinin yetkileriyle donatılmış, başına atandığı kurumu temsil eden ve bir yandan kurumun itibarını ve doğal olarak çıkarlarını korurken onu bulunduğu yerden daha ileriye götürmesi beklenen bir kişi ise, THK’nın başındaki ‘kayyım’ bu tanıma tam uymuyor.

Belki de kendisinden böyle bir yönetim bekleniyordur, o yüzden THK’nın başına ‘kayyım’ olarak atanmış kişiyi fazlaca eleştirmenin de bir anlamı yok.

Eskiden THK çatısı altında bulunmuş, doğal afetler çıktığında mücadele ekiplerinin içerisinde yer almış kişiler de son günlerdeki yangın felaketi sırasında sergilenen çaresizliği sorguluyorlar. Bu arada iki yıl önce düzenlenmiş bir sanayi fuarı sırasında THK’nın yangın söndürme uçaklarının yaptığı başarılı tatbikatın videoları dolaşımda.

Ne oldu da kurumun ‘kayyım’ yönetimine geçtiği son iki yıl içerisinde tablo olumsuzlaştı?   

Konu doğal olarak THK üzerinde durulmayı zorluyor, ancak merak alanımızı biraz daha genişleterek şu soruyu sorabiliriz: Acaba son yıllarda sayıları yüzlerle ifade edilebilecek kadar artan diğer ‘kayyımlar’ ve yönettikleri kurumlar ile şirketler ne durumda?

THK uçaklarını yangın söndürmede kullanmadıkları için siyasilerin üzerine gidiliyor, bu yüzden hesaba çekiliyorlar; ancak konunun ‘kayyım’ ile yönetme sistemine dönük eleştirilerle pek karşılaşmıyoruz.

Gerçekten bunu anlamakta zorlanıyorum.

Oysa ‘kayyım’ sistemi kullanılarak kurumların başına gelen kişilerin çoğunu atayan da yine siyasiler. 

Belediyelerin başındaki ‘kayyımlar’ acaba kendilerinden bekleneni yerine getirebiliyorlar mı?

Ya milyarlarca lira değerindeki şirketlerin başındaki ‘kayyımlar’?  

‘Kayyım’ sistemi veya hiç değilse sistemin şimdilerde olduğu gibi geniş biçimde kullanımı yanlış mı?

Bana bu işte bayağı bir yanlışlık var gibi geliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. Avukat Figen Çalıkuşu, sorumsuz Orman Bakanı ve THK başkanını mahkemeye vermiş. Yaptıkları yolsuzlukların, usulsüzlüklerin cezasını çekmeleri için. Doğrusu da bu. Birilerinin beceriksizliği, acizliği, küçük ayak oyunları ve evet efendimciliği soruşturulmalı ve cezalandırılmalı. Ülkenin kaynaklarını hiç eden bu siyaset esnafı ve bürokratın burunlarından fitil fitil getirilmeli. Ülkeyi kendi keyfine göre yönettiğini zanneden herkes hesap verecek. Londra mahkemelerinde değil ama. Zamanı gelince tek tek bunların hesabı sorulacak. Sadece dosyalar hazır tutulmalı bugünden.

  2. Kamov helikopter saatte 28 ton, CL-215 Amfibik Uçak ise saatte 8 ton su atıyor.

    Fotoğraf karesine sığan 5 Kamov’un saatte attığı su 140 ton.

    Yani 17 uçağın işini görüyor.

    Bir foto karesine 5 helikopter sığdıran devleti aciz göstermek ve PKK nın. 100 yerde aynı anda. Yangın çıkardığımı perdelemek ancak ABD papazının müritleri ile ABD fondaşkarının marifetidir
    Ha gayret biden in dostları

  3. Evet, yanıyoruz. Büyük bir ihtimalle de yakılıyoruz! Karşı karşıya kaldığımız sıkıntının boyutları büyük. Ölenlerimiz, evini, yurdunu terk etmek zorunda olanlarımız var. Maddi-manevi büyük kayıplarla karşı karşıyayız…

    İnkâr eden yok bunları.

    Ama asla aciz durumda değiliz. 130 civarında yangının, 120’ye yakını kısa sürede ve elverişsiz hava şartlarına rağmen kontrol altına aldık. ABD ve Avustralya’nın yaşadığı sıkıntılara bakınca çok, ama çok iyi bir sınav verdiğimiz görülüyor zaten. Dünya yangın istatistikleri ortada: Orman yangınlarına zamanında müdahale ve etkili mücadelede en iyi ülkelerden biriyiz. Ayrıca, onlarda PKK gibi ülkelerinin akciğerlerine saldıran bir bela da yok!

    Varsa bu konuda bizim kadar başarılı bir başka babayiğit gelsin!

    Üstelik, biz büyük ve sistemli bir saldırı altındayız…

    Kirletme ve algı operasyonlarının hedefi bir ülkede yaşıyoruz. Her şey ortada: Yangınlarla birlikte yaygaralar ve kirletme çabaları da başladı. Önce, “uçak yok” dediler. Uçaktan daha etkili 45 yangın söndürme helikopterimizi görmezlikten geldiler. Oysa, halen 16 uçak, 9 İHA, 45 helikopter, 1 insansız helikopter, 708 arazöz, 120 iş makinesi ve 5 bine yakın personelle mücadele sürüyor. Azerbaycan’dan gelen geniş ekip ve 50’ye yakın itfaiye aracı da cabası.

    Sonra, THK üzerinden saldırıya geçtiler…

    2015-2016 yıllarında elinde yeterli uçak olmadığından, üniversitesinde uçuş eğitimi veremediği için ailelerin bastığı çökmüş THK’yı allayıp pullayıp önümüze koydular.

    Bitmedi, sosyal medyadan “isyan çağrıları” yaptılar. Yetmedi, Anayasa ve yasaların imkânsız kıldığı “yanan alanlara otel dikileceği” yalanına sarıldılar.

    Ahlak yoksunluğunun envai çeşidinden örnekler verdiler. Halk tabiri ile yalan ve iftiranın dibine vurdular!

    Bu ülkeyi yönetenlere her türlü yaftayı yapıştırdılar, ama ormanlarımızı hedef gösteren PKK eşkıyasına tek laf etmediler. Hem de elde ciddi veriler bulunmasına ve birinin yakalanmasına rağmen!

    Nihayet bir araya geldiler, dünyadan yardım dileniyorlar. “Help Turkey” başlıkları altında batıya “Öldük, bittik, batıyoruz” mesajları gönderiyorlar.

    Maksat yardım almak değil elbette. Amaç, kirletmek ve “Türkiye acz içinde kıvranıyor” görüntüsü vermek!

    Belli bir merkezden yönetilip, yönlendirildikleri belli! Sosyal medyada öyle paylaşımlar yapıyorlar ki, sanırsınız tamamı yangın uzmanı. Sanki alandaymışçasına “Etkili soğutma çalışması yapılamıyor, söndürülen alanlar yeniden tutuşuyor” diye feryat ediyorlar…

    Lafı evirip çevirmenin anlamı yok. Ahlak yoksunu, ülke ve halk düşmanı bunlar. Şu ana kadar elini taşın altına koyan bir tanesini görmedim. Ama konu kirletmeye, çarpıtmaya, ülkeyi yönetenleri sıkıntıya sokmak için çırpınmaya gelince, adeta devleşiyorlar.

    Bölgedeki vatandaş, yangın tüpü, kova, süpürge, eline ne geçirirse alana koşarken, hayatını tehlikeye sokup cananı dişine takarken, bunlar o mücadeleyi kirletmek için çırpınıyorlar.

    17 Ağustos Depremi’nde enkazlardan değerli eşya çalmaya çalışanlar vardı. Bunlar da felaketten rant devşirmeye çalışıyorlar! Fark yok aralarında.

  4. Birileri bu ara yabancı fonlara takmışlar, bütün bankalar yabancı sermayelidir.

    Yerli milli Tek yerli sermaye Bir zamanlar Bank Asya vardı. 17-25 aralıktan sonra bu bankaya “kayyım” atandı hadi polisler görevini yanlış yaptı diyelim bankayı neye batırdın.

    O zamanlar kavram kargaşası vardı. önce “kayyum” dediler daha sonra baktılar. Allahın isimlerinden çıktı sonra “kayyım” dediler. Ben ise “kıyyım” diyorum çünkü “Kıyyım” hangi kuruma getirilirse o kurumu batırıyordu.

    Ecevetin son hükümet döneminde BMC firması parasal sıkıntıya girdi Ecevit Hükümeti düştü yerine AKP geldi işi bilenden BMC’yi aldılar yandaş Ethem Sancak aldı oda firmayı batırdı. Eskiden piyasada BMC kamyonları vardı. güzelim firmayı batırdılar.

    Teknolojiyi takip ederim Ecevit zamanında vestelin İHA’ları tamamlamak üzereydi daha sonra Ecevit hükümeti devrildi. AKP’nin ilk zamanları bayraktar çıktı buda kim ki dedik. (Vestel bu projeden ne kadar zarar ettiki?)

    Daha sonra Cem Uzanın Mallarına çöktüler. Cem uzan hataları varsa mahkeme karar vermeliydi. Siyasilerin mallara çökmesi kabul edilemez.

    • Kayyım kelimesi Ticaret Hukukunun,Özel hukukun bilinen kavramlarından. Kayyım kelimesi 15 Temmuz sonrası anlamını karşılayan maksadın ötesinde bir kullanımla işletilse de,konu edindiğimiz bilinen meseleyi karşılayan kelime yine de budur. Kayyım yerine Kayyum kelimesi ise yanlış kullanılıyor. Yorumunuzdan bağımsız olarak
      -yorumunuzda bahsi geçmesi münasebetiyle- sadece kayyım yerine kayyum denilmesinin yanlışlığını belirtmek istedim.

    • Her sakallıyı dedniz (!) her fonu aynı mı zannettiniz.
      Bu nasıl bir cambazlık
      Fon dediğiniz para dır.
      Para ticarete de gelir.Yani alış ve veriş yapar
      Tarafsız gazeteceilere (!) yaptıkları katkılardan dolayı kaşılıksız ödül de verir.Orada alı vardır veriş yoktur.ama bu veriş parayı verenin düdüğünü çalma verişidir.
      Yani alışveriş yapan fon şle ,ABD borusunu ötürene verilen fon ,adı aynı olsa da kapsamı aynı değildir.
      Tıpkı alışverişte para kullanılması ile illegal işlerde para kullanılması gibi.

      Kapiş

    • Bu kayyım möhim bir kelima galiba, sanırsam, zannımca.
      Bankalardan, 17 aralık, ordan bmc, hatta vestele kadar tur attırıp, cem uzanı bile anmadan geçirtmeyen bir yazı!
      Teknolojiye dalan’ı ! ertesinde bertaraf ediyorlar, demekki bunlar da gidici’ ye bağlayacak sandım lakin,
      Kayyım’ı siyasilerin mala çökmesine bağladı.
      (Kayyım olsa nolur kıyım olsa nolur arkadaş adam kazandı 🙂 pardon başka bir, hatta birden çok konuya tur attırmış! yorumcunun dert ettiği…)
      Gayrete bile cevap yazacak hal bırakmamış mübarek.
      Balık hafızadan zehir hafiye, pardon hafızaya geçiş fena olmuyor bence, ya sizce?

  5. Cumhur İttifakı söndürse söndürse Milletin umudunu söndürür.
    İlk seçimde cumhur İttifakını sandığa gömün.

  6. Yanan ormanların yerine acaba ağaç mı
    yoksa otel mi dikilir. Gelecek yıl bu zamanlar göreceğiz hep birlikte, inşallah ölmez sağ kalırsak.

  7. Kayyım deyince aklıma hep elin eşşeğini türkü söyleyerek arayan adam geliyor nedense.

    • Çok özlü ve yerinde bir kayyım tarifi olmuş;tebrik ederim.Hangi türküyü çığırdığını da ben yazayım:

      Kayyım kayyım üstüne
      Le lee le lee le le le le canım
      Kayyım daim şen olur maaşı da bol olur
      Kayyımlara laf eden mutlaka verem olur
      Le lee le lee le le le le canım
      Kayyımlara laf eden mutlaka verem olur
      Le lee le lee le le le le canım

      (“Mardin kapı şen olur” türküsünden uyarlama)

  8. Sayın Koru ,
    Emaneti ehline verme konusu her daim tartışılan bir mevzudur.. Hz. Osman dahi eleştirilmiştir. Ne kadar yasal düzenleme yaparsanız yapın , paranın yüzü sıcak olduğu için insanları baştan çıkartmaktadır. ABD de en gelişmiş finansal sistemlerde , katı kurallarda dahi halka açık şirket yöneticileri tasarruf sahiplerinin emanetine hıyanet edebilmektedir.
    Bu durum , İlahi düzenin imtihan sebepleri yaratmasıyla ilgilidir. Ve herkes imtihanın sonuçlarına katlanacaktır. Rahmetli kayınpederim makam aracına eşini bindirmezdi. Güneydoğuya kayyım atanan bir kaymakam hesabına her ay 90.000 TL yatırıldığını söylüyor ama bu parayı geri iade etmiyor ya da devletin bir vakfına bağışlamıyor.
    Siz bu konuda yazarak tarafınızı belli ederek imtihanınızı verirsiniz , biz bugz ederek. Bu işlere vakıf olup da elinden , dilinden bir şey gelip de etmeyenler de bir şekilde imtihanını verir.
    Not : Yorumcuların ekserisi hükümet aleyhtarı görünüyor , merak ediyorum sebepleri duygusal mı , rasyonel mi ?

    • Ben kimsenin aleyhtarı değilim hele hükümetin aleyhtarı hiç değilim. Hükümetin kim olduğu da beni ilgilendirmiyor. Ama senelerdir Sinan Eskicioglu’nun bu günkü yazısında anlattıklarını geçtim anlatamadiklarini derinliğiyle hissettiğim için bu sisteme bu düzene karşıyım herkesin de karşı olmasını beklerim.

  9. Memleket yandı bitti kül oldu…
    Yetkililer ne dedi. …
    TOKİ öyle evler yapacakmış ki… Keşke benimde evim yansaydı diyecekmiş… Evleri yanmayanlar….
    Terbiyesiz adamlar memleket yandı. Canlar gitti.
    İnsan
    Tavşan
    Yılan
    Börtü böcek gitti..
    En kısa zamanda bu siyasal islamcılardan kurtulmak ve THK nu etkin hale getirmek lazım…

  10. İki berduş, turistik gezi yaptıkları bir kasabada avare avare dolaşırken büyük bir kalabalıkla karşılaşırlar .Ne olup bittiğini anlamak için kalabalığa yaklaştıkları esnada bir güvercin gelip birinin omuzuna konar ve arkasından da sıçar.Güvercini takibeden halk hemen bizim berduşların etrafını sarar ve kurallar gereğince güvercinin konduğu kişinin halkın kralı olacağını müjdelerler ve onu kral olarak ilan ederler !
    Bizim berduş ne yapsa ne etse , ne kadar ‘olmaz’ diye itiraz etse de fayda vermez ve nihayet kabul eder,kral olur ; arkadaşını da yardımcısı olarak görevlendirir !
    Bir süre olan biteni takibeden , neyin ne olduğunu anlamaya çalışan yeni kral , yavaş yavaş dişlerini göstermeye , bildiğini okumaya ,halka eza cefa etmeye başlar ; adamın dediği dedik, çaldığı düdük !
    Yardımcısı olan arkadaşı bu tavrına sürekli olarak karşı çıkıyor , onu daha makul ve mantıklı davranmaya zorluyor , biraz merhametli ve insaflı olmasına uğraşıyor ama ne yapsa boşa gidiyor, hiç biri işe yaramıyormuş !
    Bir gün ‘Allah aşkına sen neden bu şekilde hareket ediyorsun ,bunun sebebi nedir’ diye sorunca,kral hazretleri şöyle cevap verir,
    – Güvercin uçurup da başına kral seçenlere bunlar az bile !
    Selamlar, iyi günler

  11. A- Taklamakan çölü,
    B- Gobi çölü,
    C- Büyük Sahra çölü.
    “Türkiye’yi zümrüt yeşili yapacağız” dediklerinde, ben de bu seçeneklerden hangisinin hayata geçeceğini buradan sormuştum.
    Mütemadiyen “dediklerinin tam tersini yaptıklarını”gerekçe göstererek
    Gerçekten büyük başarı.
    Ayakta alkışlamak gerekir.
    Söylediklerinin tam tersinin bu derece yapılabilmesi.
    Bu kadar söylem-eylem farklılığı.
    Kimse ellerine su dökemez.

  12. Türkçe’de cümle içindeki kullanımına göre anlamı değişen,aslında birbirine zıt anlamları da taşıyan enterasan kelimeler var. Bunlardan biri de yazarımızın bugünkü yazısının son cümlesinde kullandığı ‘bayağı’ kelimesi. ‘Bayağı’ kelimesi yazıda geçtiği gibi ‘oldukça,epeyce’ anlamına geldiği gibi aynı zamanda ‘aşağılık,pespaye,adî,basit’ anlamına ve tam da bu ikinci anlamın zıddı olan ‘çok iyi,pekâla’ anlamına da geliyor.

    Gözlemlerime göre bu ‘kayyım’ kelimesi de son zamanlarda anlam alanını genişleten kelimeler arasına girdi gibi. Kayyım kelimesinin asli anlamı yazıda belirtildiği gibi olmasına rağmen,artık bu kelimenin, etkisi altında bulunduğumuz ‘hükümet sistemi değişikliği zamanlarının maslahata binaen ihtiyaç görülen yere atanan kişisi’ anlamına geldiğini de söyleyebiliriz diye düşünüyorum.
    Yerinde atanan kişi kayyım iken,yerini idrak edemeyen atananın kelimenin anlamını ‘kayıyım’ olarak anlaması ihtimali de bulunuyor ki,bu taktirde üzerinde aşırı kayılan mekanın zemin bozulmasına maruz kalarak kayanının sakatlanmasına bu sebepten mütevellit kayılan mekanın da hepten atıl mekan sınıfına çıkartılması durumunun gerçekleşmesi de mümkün. O halde ne yapalım? Ben,güzelim kayyım kelimesinin aşırı kayyım kullanılmasından kaynaklı olarak bozulmaya maruz kalmasının önüne geçelim diyorum.Bunu sağlamak için de her yere kayyım atanması uygulamasından vazgeçelim diyorum. Sloganım da şu : Kayyımı koruyalım,bayağılaştırmayalım; kaydırmayalım,kaynak yaptırmayalım.
    Sonunda “asil gider dersine,kayyım gider tersine” demeyelim;”asil dönsün yerine,kayyım dönsün yerine” diyelim.

    Gerçekten de bayağı kelimesi hiç de bayağı bir kelime değilmiş;neticede bayağıdan yola çıktık,kayyıma uzanan bir yol bulduk…

  13. Bir kişiye 41 maaş vereceğinize ,değil 41, 14 uçak alsaydınız daha iyi olmaz mıydı?
    Bir ara televizyonlara çocuk sayısının çokluğu nedeniyle çocuklarının ismini hatırlamayan ağalar çıkartılırdı.
    41 yerden maaş alanlar, bir belgeye bakmadan maaş aldıkları yerleri doğru ve tam sayabilirler ise benden yana hakkımı helâl edeceğim.

  14. Matrakçı beni mazur görsün. Meşhur fıkradır bilirsiniz. Temel otoyolda ters yöne girer.. Bunu gören trafik polisi, sürücüleri uyarmak için radyodan anons yaptırır. Bu arada ters yolda ilerleyen Temel de radyo dinlemektedir..
    Polis radyodan:
    Lütfen dikkat, ters yönde ilerleyen bir araç var!
    Temel bağırır, ne bir tanesi hepsi hepsi…
    Bana doğru yapılan icraat yazar mısınız?

    • Matrakçı sizin neyinizi mazur görsün cemil bey; tencere dibin kara seninki…
      Üslubu beyan aynıyla insan;
      ağzından çıkanı kulağı duymayana kurban ol, bir de yazana demeli?
      Mizah yeteneği önemli bir IQ göstergesidir ama ara ki bulasın…

  15. Yanan ormanların akibeti ne olur sizce
    Bizler unutur gideriz fazla değil yangınlar sönünce bir ay sonra hiç yaşanmamış gib olur. Büyük ihtimalle yeni gümdem hazırdır.
    Bir kaç yıl sonra yanan alanlara ‘katırlarla’ oteller pilajlar yapılır ve bizelere de öyle anlatırlar ki Avrupa bizi kıskanır.
    Şimdi diyeceksiniz eleştirmek için mazeret üretiyorsunuz. Ama yandaş medyacılar ve yetkililerde öyle anlatıyorlar ki bütün yangınlar söndürülmüş yerlerine ağaç dikilmiş,
    THK başkanını daha önce yandaş tv lerde boy gösteriyordu. Sessiz sedasız Başkan olmuş ama bu gürültüde bir kararname iile görevden alındığını medyadan öğrenir.
    Halkın kurbanlarına hisse giren bir THK kırk yılda bir işe yaracak onun da bir katkısı olmaz ise kapısına kilit vurulması gerekmez mi?
    Adı üstünde THK ….. yani havada
    Ama havada deği şimdilerde yerlerde görüyoruz.
    Kayyum atamak, atanan makamı öncekinden daha iyi yönetmek için, kendisinin belirlediği kişi olduğu halde yanlış gidiyorsa sorumlu kim olur? bu işten de şüphe duyulmaz mı?

  16. Bu arada Türkiye de Elektrik kesilmeleri oluyor.
    Klimaların Etkisi ile Tüketim çoğaldı. Demek ki Üretimi Yetersiz olan elektrik gelecekte daha çok kesinti olacak Çünkü 128 milyar dolar kayıp, Merkez bankasının yedek akçeleri yok. Merkez bankasının deposunda “Fareler cirit atıyor”.

    2. yangında geliyorum diyor kışın corona vakalar çok artacağı görünüyor. Şimdiden uyarıyorum sonra bahaneler üretmeyin.

    • Çözülmeyin ,itirafçı olmayın
      Bu bahar kesin gidiyor
      Biden in fondaş medyası ve ABD papazı öyle diyooo

  17. Ölen vatandaşlarımız ve yanan evler ve hayvanların dışında sadece Marmaris’te milyonlarca yaşı yüz yılın üzerinde çam yandı. İnsanların canını geri getirmek mümkün değil. Belki evler bir kaç yıl içinde yeniden inşa edilebilir ama yanan ormanları eski haline getirmek için en az yüz yıl gerekir. Gelecek bir kaç nesil o bölgelerde ormansız yaşayacak ve buna sebep olanları hayırla yad etmeyeceklerdir.
    Güney sahillerimizde sık sık orman yangını oluyor. O bölge belediyelerinin yangın söndürme uçağı edinmeleri için gerekiyorsa yasal düzenleme yapılmalı ve para temini için sadece bu işte kullanılmak üzere kampanya yapılmalıdır.

  18. “Kayyım” Normalde önce ki hükümetlerde Gerçek işini yapıyordu.

    17/25 aralıkta “kayyım” Cemaatın mallarına el koymak için çıkarıldı. Bank Asya(Türkiye cumhuriyetin Tek yerli sermayeli bankasıdır) ve diğer holdigler yağma yapıldı.

    Demek ki sıra Türkiye cumhuriyetinin kurumlarına geldi.

  19. Kayyım maaşını alıp koltuğunda oturuyor. Kurum gibi bir dertleri yok. THK tarihinin hiçbir döneminde iyi yönetilmedi, bugün de iyi yönetilmiyor.

  20. Her kes laık olduğu gibi yönetılır.
    Bizde herşey rant ve beceremeyip batırdıkları makamlar içın.

    Kulakları çınlasın! Fatih Altaylı, Türkiyenın bu gün düştüğü durumu 2013 ilk bahrında yazmıştı.

    Hem ülkeyi cayır cayır yakiyorlar hemde Ülkeye gelecek olan Turistleri yangını teröristler kasten çıkardi diyerek korkutup kaçırtiyorlar.

  21. Balık baştan kokar. Sistem baştan aşağı bozuk. En baştan tabii.

    Kötü yönetim ülkeyi yangına, müsilaja, sele, mikroba boğdu kısaca. Üstüne fakirleştik, paramız pul oldu, birikimlerimiz kül oldu, daha mutsuzuz, kimsenin gelecekten bir umudu kalmadı. Kanal rantçıları hariç.

    Herşeyin sorumlusu da bir kişi gibi görünüyor. Kendisi öyle demişti. Verin yetkiyi nasıl uçuruyorum göreceksiniz. Uçurumdan aşağı uçuyoruz işte hep birlikte.

    THK kayyımı da şöyle dedi. Ben kurumun başkanı değilim, kayyım heyeti başkanıyım. Nikahtan geliyorum diye de eklemişti. O bol maaşlı ama sorumsuz bir yetkili. Diğer pek çok Akp’li gibi. Bazıları da çok maaşlı, hiç yetkisiz, hepten sorumsuz bunların. Beterin beteri yani.

    Ülkenin başına da millet böyle kayyım seçti, ama durum ortada, yaşayarak görüyoruz. Yürümüyor gemi. Kayyım hayatından memnun, saraylar, lüks uçaklar, ejder suları keyfine bakıyor. Çok sıkarsanız da Londra mahkemelerine giderim ha diye tehdit ediyor. Az biraz da bizim yazlık tarafına gelse de tepesindeki uçaklar buradaki yangını da görse bari…

Yoruma kapalı.