Kılıçdaroğlu “Erken seçime hazır olun” talimatı verdi ama virüsün azması siyaseti etkiliyor

20
Resim: Elif Hayvacı..
Reklam

İkinci aşıyı da olmamızın üzerinden neredeyse 20 gün geçti. Doktorlar “İkinci aşı sonrası, hele bir de üzerinden iki hafta geçmişse, aşılı kişilerin virüse yakalanması neredeyse imkansız, biz onlara ‘Yine de dikkatli olun’ uyarısını hastalığı başkalarına geçirme ihtimalini düşünerek yapıyoruz” diyorlar. 

Ben yine de ilk günkü ‘maske-mesafe-temizlik’ titizliğinden vazgeçmiyorum.

Virüsün etkisinin en fazla hissedildiği ülkeler sıralamasında ön saflara tırmanıyor ülkemiz. Pazartesi paylaşılan Türkiye virüs haritasında biri hariç bütün illerimiz kıpkırmızı hale dönüşmüş görünüyor.

Bütün yasaklar geriye geldi. 

Her gün çok sayıda yabancı gazeteye göz gezdirdiğim için dünyanın gittiği istikametin tersine bir durumumuz olduğunu üzüntüyle görüyorum. Bizim gazetelerin verdiği haberlerin tersine, ABD’de ve Avrupa ülkelerinin bir çoğunda normale dönüş başladı.

Dünkü İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Ocak ayında günlük ölü sayısı ortalama 200 iken son bir hafta içerisinde virüsten ölümün ülkenin yarısında tamamen ortadan kalktığı müjdesini veriyordu.

Daily Telegraph’ın Londra’da ölü sayısı SIFIR haberi..

Londra’da Pazar günü virüsten hiç kimse ölmemiş. SIFIR ölü. 

Vaka sayısı da sadece 7 olarak kayıtlara geçmiş.

Reklam

Yetişkinlerin yüzde 57’sini teşkil eden 30 milyon insan aşılanmış durumda İngiltere’de.

Havalar ısındığı için insanlar kendilerini parklara, deniz kıyılarına atıyor…

Bugünkü Guardian ve Daily Mail gazetelerindeki fotoğraflara imrenerek baktım.

Bugünkü Daily Mail gazetesinden dün Londra’da bir park.. İnsanlar aşılı..

Daily Mail “Haftalık ölü sayısı son beş yılın ortalamasının altına düştü” haberi eşliğinde sayıları yansıtan grafiği de yayımlamış… Virüsten ölünmediği gibi virüsle mücadele başka rahatsızlıklardan ölümleri de azaltmışa benziyor.

Bir yakınım bir süredir yaşadığı Londra’dan hayırlı bir iş için geçici olarak ülkemize gelmek istediğinde, Türkiye hastalığın yaygın olduğu gerekçesiyle İngiltere’den gelenleri kabul etmediği için, ülkemize yolcuları kabul edilen üçüncü bir ülkeye uçtu önce, oradan İstanbul’a indi. Birkaç gün sonra dönerken bu defa İngiltere Türkiye’den gelenlere havalimanlarını kapattığı için zorluk yaşadı.

İş dünyası İngiltere’de ülkenin havayollarının günlük uçuşlarına başlaması için hükümete baskı yapmakta.

ABD’de de Joe Biden’in aşıya ağırlık veren virüsle mücadele politikası sonucu olarak vaka ve ölüm sayılarında düşüşler yaşanıyor. Biden, Pazartesi günü, Amerikalı yetişkinlerin yüzde 90’ının aşılanmasının 19 Nisan tarihinde tamamlanacağını duyurdu.

Normale dönüş ABD’de de ufukta belirdi.

Reklam

Biz neden geride kaldık?

Virüsle mücadelede övünülecek başarıyı yakalamaya az kalmışken Türkiye’de işler neden tersine döndü?

Tersine dönüşü vurgulayan haberi bugünkü bir gazeteden aktarayım:

“İstanbul’da vaka sayısı 100 binde 401.62, Ankara’da 184,29, İzmir’de 156.48 olarak tespit edildi.

Türkiye’de vaka sayısının oransal olarak en yüksek olduğu şehir 586.84 ile Samsun oldu.

Türkiye’de düşük riskli ‘mavi’ kategoride yer alan tek kent olan Şırnak’ta ise vaka sayısı 100 binde 13.57 oldu.

Marmara Bölgesi’nde İstanbul’u 100 binde 400.65 vaka ile Yalova izledi. Çanakkale 348.81, Balıkesir 344.84 olarak tespit edildi.”

Halbuki bir ay önce rakamlar ülkemizin normale dönmede başka ülkelere fark atacağı kadar düşmüştü.

Ne oldu da eller aya giderken biz yaya kaldık?

Hiç kuşkusuz ilk sebep aşılamada yaşanan tıkanıklık. Pek çok ülke, halkının bütününe yakınını şimdiden aşılamayı başarmışken, biz henüz 65 yaş altını aşılamaya başlayamadık. Sağlık bakanı dört bir taraftan aşı bulmak için çırpınıyor, bu belli, ancak herhalde sipariş vermede geç kalındığı için istendiği miktarda aşıya erişilemiyor.

En az etkili aşı bile yüzde 80’nin üzerinde sonuç veriyor.

Biz bundan mahrumuz.

Ancak aşıdan da önemli bir konu, hükümetin koyduğu kurallara uyma noktasında yaşanan gevşeklik. Maskesiz ve mesafeye dikkat edilmeden yapılan kalabalık toplantılar ülkenin dört bir tarafında yeni vakaların yaygınlaşmasına sebep oluyor.

Sağlık bakanı Fahrettin Koca, “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydası yok” diyerek üzerini örtmeye çalışmış, ancak AK Parti’nin ilçe ve il kongreleriyle son büyük kongresindeki muazzam kalabalıklar, salonların içi ve dışıyla tıklım tıklım dolması, insanların lebalep bir görüntü vermesi virüsü azdırdı.

Tek bir kişi virüs taşıyıcısı olduğunda, koronalığı farkına varılıncaya kadar yüzlerce -hatta bir hesaba göre binden fazla- kişiye hastalığı yayabiliyor. Tek bir koronalı lebalep oturuşta binlerce kişiye virüsü geçirebiliyor…  

Kongre kalabalığı arasında birkaç koronalı kişi var idiyse, onların yaşadığı illerde vaka sayısı almış başını gidiyordur.

Hem dikkatsizlik yapıldı, hem de aşı yaygınlaştırılamadı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu seçim tarihinin erkene alınacağından çok emin konuşuyor. Ben de ekonominin erken seçimi zorlayacağına inananlardanım, ancak koronada başgösteren tıkanıklık yüzünden erken seçim ihtimalinin zorlaştığının da farkındayım.

Trump ABD’de kazanabileceği seçimi virüsü hafife aldığı için kaybetmedi mi?

İktidar cephesi şimdiki ortamda seçimi göze alamaz gibime geliyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

20 YORUMLAR

  1. Sayın yazar bütün ülkeler özellikle de bizim ülkemizde ekonomi yerle yeksan olmuşken seçimden bahsediyorsunuz .El insaf ne faydası olacak bı aciklayiverin.
    İngiltere işsizlik %3 den 8 e çıkmış –8 küçülmüş neden bı düşünün.
    Seçim çözüm değil , çözüm sarsıntı ve altüst oluş bitecek sonra konuşulacak.Defterler o zaman açılacak.
    2 sene önce yerel seçim yaptık bana İstanbul’da iyiye giden bir gösterge bir olumlu gelişme söyleyin.Yoksa kormuyuz,aptalmiyiz ,kendimize kurşun mu sıkıyoruz.Ne değişti

    • bütün bu manevraların sebebi ne olabilir ki ahmet bey? trampın dolarını düşürmek içinmi sanıyorsun?
      dolardan faizden korkmadığını köprü sözleşmelerinden demi çakozlamadın?
      güreşçi, kareteci ve benzeri oyunlarda rakiplerin nasıl neresi kollanır? aslan kaplan avını nasıl gözleyip kollar?
      istanbul defterinin 98 sahifesi hala boş ahmet bey. O kısmısını halk bakarak yazacak dolduracak! yerel seçimler seçmenin top çevirdiği alandır aslında!

  2. aşılamada dunyada 7. yiz aşı üretimimizolmamasına rağmen .
    Onceden ongörülüp aşı faz çalışmalarına katılmamızdan dolayı
    O zamanda bizi kobay yapıyorlar deyiğ durdurlar.
    Hastane vs imkanlarını saymıyorum.
    avrupada tanıdığı olan varsa çok rahat sorabilir
    almanya dan daha fazla aşı vurduk.
    ama aklı evveller nerde bir uç ornek varsa onu hemen ornek verip gerideyiz yaygarası (şimdi israi örneği var )
    Rakamlar düştüğü hafta ortalarda gorunmeyen a rakam arttı mı avrupda birinciyiz der
    yahu bu hafta yine kapanalım yine düşecek
    her ülke sağlık kapaestesi oranında açılıyor ekonomi olmesin diye
    Şurada 2-3 ay kldı
    yahu rakamlar ortada ama işi gücü algı olanlar filin neresinden tutatcağını şaşırdı

  3. Balataları iyice yaktılar.
    AYM varmış gibi, kaldırmaktan bahsediyorlar.
    AVM dışında hiçbir şeye tahammülleri yok.

  4. Sayın koru benim yakınım almanyada benim yaşımın biraz üstünde ben ve eşim ikinci aşıyı olala tam 13 gün oldu yakınımlada çok sık görüşürüm bana söylediği sıra nisan sonu olacagını söylüyor

  5. Aşılama ile asıl hedefin ne olduğunu 30 seneden fazla DSÖ ve Dünya Bankası’nda çalışan bir iktisatçı ortaya koyuyor.

    Bu iyi tertip edilmiş tezgah ilk önce kötü şöhretli 2010 Rockefeller Raporunda ilan ediliyor.

    Şu anda “Kilitleme Adımı” olarak adlandırılan ilk aşamasını yaşıyoruz.

    – toplu aşılama planı
    – aşılama ile ve diğer yollarla nüfusu azaltma – teşvik edilen kıtlık, insan kaynaklı iklim değişikliği, GDO’lar, 5G (yüksek kıvıl mıknatıs alanlarla)
    – sayısal kimlik
    – sayısal para – artık nakit akçe yok
    – 5G’nin görücüye çıkarılması – hepimizi ve tüm hareketlerimizi izlemek için – yanı sıra banka hesaplarınız
    – 5G bir silah ve tam kuvvetiyle kullanıldığında insanları öldürebilir – henüz silahlandırılmadı

    Asıl amaç da 1700’lü yıllardan beri insanlığın başına bela olan yeni mandacılık düzeni (“NWO”) altında tek bir dünya devleti kurmak.

    Merak edenler 2010 Rockefeller “Lock Step Scenario” diye aratıp, okuyabilirler.

  6. Sirf Hükümeti elestirmek icin bilgileri saptirmak (dogrulari) yazmamak size hic yakismiyor Fehmi bey. Dünyanin gidisati Türkiyeden Farkli olmadigini görmek Asinin üretildigi ülke Almanyaya bakmaniz yeterli. Almanyadada gün gectikce Vaka sayilari ve ölümler malesef artmakta, ve verilen özgülükler tekrar geri alinmakta.
    Erken secimden daha ziyade, siz birbiriyle tamamen zit, düsmanimin düsmani dostumdur mantigiyla, sirf Erdogan gitsin diye bir araya getirilmis bir Muhalefetin, ülkeye ne gibi bir hayir getirebilecegi üzerine fikir beyan etseniz daha dogru olur sanirim.

    Saygilarimla

    • Maşallah , size de yanlışları savunmak hiç yakışmıyor canım , öyle değil mi !
      ‘Su-i misal emsal olmaz ‘ diye veciz bir ifade vardır ; bilmem hiç duydunuz mu acaba !

  7. “Trump ABD’de kazanabileceği seçimi virüsü hafife aldığı için kaybetmedi mi?

    İktidar cephesi şimdiki ortamda seçimi göze alamaz gibime geliyor.”

    Elhak öyledir, yalnız tramp oylarını arttırarak kaybetti sanki, akp de istanbulda oylarını önceki seçime göre arttırarak kaybetmedi mi?
    Kimi müneccim damak tadına sahip arkadaşlarımızı bile erken seçim tahminlerini ufaktan güncelleme yoluna gittiklerine göre ve
    bizde bu muhalefet oldukça bi 20yıl daha böyle gideriz gibi geliyor bana; hele istanbul iyice bi güzelleşsin de:))))

    • züğürt tesellisi olmasın bu trampın hikayeside?
      kaybeden yenlmiştir bitti.

  8. 1 – Bir seneden beri bu salgınla mücadele edilmektedir ; buna rağmen içinde bulunduğumuz durum kelimenin tam anlamıyla bir rezalettir ! Bu durumun ayrıca ;AKP nin siyasi kongrelerine ve genel kurul toplantısına ( MHP dahil ) alet edilmesine söylenecek lafı ise herkesin kendisine bırakıyorum.
    2 -Hollanda’yı ve Norveç’i devirdikten sonra ; bundan önceki iki maçında sıfır çeken , 3 milyon nüfuslu Letonya ile berabere kalmamız da tam bir ibreti alemlik durumdur !
    Selamlar saygılar

    • Seyircisi tek adam milli takíma uğur getirmış! yalníş anlaşílmasín uğur Leton’ya milli takímína.

      Menfaatlana’mayınca sesiz sedasız sahadan kaip olmuş. Bunada şükür en azından stadyum’u yakip yıkmamı’ş. Ya baríş masası gibi tekmeyi vurup devirseydi? Şu an futbolcular ile birlikte antıroner’ de silivriyi boylamíştılar.

  9. Sayın ahmet melik dün siz sormuştunuz, bugün bir de ben sorayım; hangi eski bakan akp kongresine katılmamış?
    “Babacan veya davutoğlu olabilir mi?
    A.latif şener veya e.günay?
    İ.Naim şahin ya da i.bal?
    E.mumcu ya da E.bayraktar?
    B.atalay veya s.ergin?”

  10. Millete yasak ama Erdoğan maça gitti.

    Erdoğan’ın söyledikleri ve yaptıkları arasındaki açı gittikçe büyümeye başladı. Dün akşam seyirci alınmayan maça gitmesi bu çelişkili durumun yeni bir örneği. Son zamanlarda yaptığı çok şey kendisine seçmen kaybettirecek davranışlar.

    • Almanyalı, alttaki arkadaşımızın da vurguladığı gibi üstteki ahmet melik de hangi eski bakan akp kongresine katılmadı diye uyanıklık yapıyor aklınca; katılsaydı sizin de yaptığınız gibi bu durumu “çelişkili ve seçmen kaybettirecek davranışlar” olarak nitelendirecekti; ne yapsak ki???

  11. uyanığız,
    uyanıklık yapıyoruz,
    kendimizi uyanık sanıyoruz!
    aşı yaptırıp kısa yoldan kurtulacağimizi bile düşündüğümüze göre..
    alınteriyle çalışıp kazanıp helalinden doymak yerine, çifçilik yapmak besicilikle uğraşmak yerine,
    dövizden, faizden, çiflikbanktan bitlikoyndan köşe dönmeye çalışıyoruz.
    Ve hep beraber! kaybediyoruz.
    siyasinin biri seçim isterken, ötekinin olmaazz lebalep dolmaazz, seçim yapılamazz, demeleri bile,
    bisiklet, tomofil, tren, f35-s400, dron, uzay mekiğinden hangisiyle ahirete yolculuğa çıkmaya karar veremediğimizin göstergesi değilde nedir? 🙁

  12. niçin herşeyde geri kalıyoruz? çünkü olayı anlayamıyoruz!
    tespit yapamadığımız için teşhis te koyamıyoruz.
    teşhis koyamadığın bir hastalığı kim? nasıl? neyle? tedavi edebilir ki?
    (enson üfürükçüden medet uman köyün tamamen karantinaya alındığı haberini hatırlayın)
    sokaklarda burnundan düştü diye ceza yiyen vatandaş, lebaleplebileri yiyenleri, sokakta sigara için maskesini açanları görünce..
    her neyse olan olmuş. hes kodu kontrolü zorunluluğuyla beraber,
    lokantaları kapatmak yerine,
    ilk günden paket servis organizasyonu ile,
    her masada bir kişi, aynı ev-aileden MAX. iki kişi oturmak şartıyla, havalandırması olup devamlı çalıştırmak suretiyle bunun kontrolü yapılsaydı..
    marketin metrekarsine göre kişi sınırlaması olsaydı ve:
    güvenlik yetkilileri indir arka ayaklarını yerine
    ”say bakalım kaç kişi?”
    kontrolü cesası kesse idi…
    bu iş çoktan bitmişti.

  13. lebaleb kongreler yanlış ise de virüsü artırmada ona gelene kadar neler var?
    her şeyden önce lebaleb toplu taşımaya bir çare bulunmalı değil mi?
    normalde şehre giderken zaman zaman toplu taşım kullanıyor-dum, geçtiğimiz mart ayından beri hiç kullanmadım. ama insanların eskisi gibi kalabalık şekilde kullandıklarını görüyorum. özel aracı yoksa ve benzin parasıyla baş edemiyorsa -biliyorsunuz benzini dünyada en pahalı kullanan ülkelerden biriyiz-millet ne yapacak? işe gitme paranı ben öderim diyen bir iktidarımız yok. kendi bürokratları üç-dört yerden para alırken, maaşlarına %30 zam yaparken, yüzbinleri geçen maaşlar için vergiden de muaf tutulurken halka dağıtacak para yok. beş yüz bilemedin bin tl yeter diyorlar. halkın parasını halka vermiyorlar, çoğu esnaf o miktarı da alamadığını söylüyor.
    vakaların artışı endişe verici, ne kadar gerçeği yansıtıyor o da belli değil.
    her ne kadar önemli hataları olsa da bu çapta bir pandemiyle sadece devletin baş etmesi de mümkün değil, hepimizin duyarlı olması hem kendi hayatımızı hem başkalarının hayatını hiçe sayacak davranışlardan kaçınması gerekir, bu çapta bir pandemi de herkese büyük görev ve sorumluluk düşer.
    ben bu yıl bir seçim beklemiyorum.
    bir seçim uzmanı olan sayın erdoğan bu ahval ve şeriat içinde kesinlikle bir seçime gitmez, gitmeyecektir. o nedenle her imkanda seçim yok diyorlar. büyük bir yıkım yaşayacaklarını biliyorlar. ama nereye kadar kaçabilecekler, her halükarda gelecek seçimi kaybedeceklerini düşünüyorum. çünkü ekonomide iyi günleri yaşıyoruz, önümüzdeki aylarda hatta günlerde durum biraz daha kötüleşecek gibi görünüyor. o nedenle de seçimin 2023 e kalması da imkansız. önümüzdeki sene ortası olabilir. o zaman kadar % 50+1 den kurtulma yolları aranabilir. ama bence boşuna…

    • ahmet bey,
      ben hepimizin destekleyeceği biri var mı bilmem, bilsem de söylemem. ama desteklememesi gerekeni kişi ya da parti üzerinden değil daha çok işleri üzerinden söylüyorum.
      bir firma diyelim ki bir marker zinciri olsun, bir ürün alırken satıcı firmayla belli bir hırsızlık oranı üzerinden anlaşmaya çalışır. çünkü mağazalarda hırsızlık olur, bunun makul, anlaşılabilir, tolere edilen oranları vardır, bu oranlar herkesce bilinir. iyi bir anlaşmayla satın almacı bunu firmaya yüklemeye çalışır, başaramazsa bu oranı paylaşırlar. şimdi bu miktarın üzerinde hırsızlık olursa artık bu durum hoş görülür, makul bir şey değil, bir sorundur. ortada işletmenin baş etmesi, çözüm bulması gereken bir sorunu vardır.
      her insanda kötülük vardır, evet.
      her dönemde yolsuzluk olmuştur, evet.
      önceki iktidarlar zamanında da oldu , evet.
      ama bugün bahsedilen artık başka bir şey. tolere edilebilir, anlaşılabilir, makul bir şey değil. iyi niyetli olurken dediğiniz gibi “yetimin kuruşuna helal getiren” bir çarkın dişlisi olmak-olmamak üzere bir tercih yapacağız.
      menfaatiniz olsaydı zaten benim gibi sizin de içiniz yanmazdı, haram lokma yiyenlerin içi yanmaz. çünkü haram lokma sistemi değiştirir ve dönüştürür. benim akp iktidarı boyunca maddi durumumda ne öncesinde ne sonrasında herkesin bir şekilde fakirleşiyor olma gerçeği dışında bir sıkıntı/darlık/azalma/gerileme olmadı, oldu da bu nedenle özellikle ekonominin durumunu eleştiriyor değilim, bilakis, ama kör de değilim. ülke fakirleştikçe hem evlerde hem sokaklarda gerilim artar bu bizim gibi ülkelerde büyük sosyal sorunlara ve her türlü hareketliliğe neden olabilir. sosyal adaletsizlik ve gelir eşitsizliği toplumsal çöküşün öncülleridir.

  14. Fehmi bey in son bir senede yazdığı “erken seçim geliyor” öngörülü yazıları baya vardır. Bu süreçte yine virüs vardı. Ama hep yazmaya devam etti. İktidar ve mhp bir sürü açıklama yaptı. Biraz da Kılıçtaroğlu istesin, Onun da hakkı.

Yoruma kapalı.