Türkiye iç politikasında her şey beklenen istikamette gelişiyor.
Her parti kendisi bakımından önem taşıyan tedbirleri alıyor.
AK Parti sözgelimi; ‘metal yorgunluğu’ tespiti eşliğinde partinin il, ilçe başkanları ile belediye başkanları üzerinde operasyonlar yaptı, operasyonun devamı gelirse şaşırmayacağız.
Bir ara sözü edilen ‘yedek milletvekili’ uygulamasına geçilseymiş, ‘yorulan’ milletvekillerinden bazıları da yerlerini vekillerine bırakabilirmiş…
CHP kendisini ‘yurtdışı’ çevrelere anlatmanın zamanının geldiğinin farkına vardı; Kemal Kılıçdaroğlu bu hafta içerisinde Avrupa Konseyi’nde düzenlenen bir sempozyuma katılma bahanesiyle Strasburg’a gitti, değişik ülkelerden politikacılarla görüşme imkanı buldu. Önümüzdeki günlerde de Londra’ya gidecek ve Chatham House gibi değişik fikir platformlarında partisini tanıtacakmış…
MHP ise, İYİ Parti’nin kamuoyu yoklamalarında kendisini sıkıştırdığını görünce, ittifak ve baraj oranı konularını gündeme taşıdı. MHP lideri Devlet Bahçeli gazetelerin Meclis muhabirleriyle görüşerek “Yüzde 5 mi olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10’da mı kalır, bunları görmek lazım” sözleriyle tartışmayı başlattı.
Seçim hazırlıkları konusunda, İYİ Parti’nin nihayet kurulmuş olmasını ve Saadet Partisi’nin de yeniden ‘iddialı’ bir parti haline dönüşme çabaları içerisine girmesini de kayda geçirebiliriz.
Gerçi henüz kuvvetli bir işaret alınamıyor, zaman da giderek daralıyor, ama muhalefet partilerinin iktidarın ‘baskın seçim’ sürprizine hazırlıksız yakalanmamak gibi bir derdi var ve bu da kendisini birçok alanda hissettiriyor.
Seçim tarihinin erkene alınma ihtimali hâlâ bulunuyor ve AK Parti iç değerlendirmelerinde biri (yerel seçim) daha önce, diğer ikisi (genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri) daha sonra yapılması gereken seçimlerin sırasını değiştirmek bile tartışılıyor.
Yerel seçimde uğranılacak bir başarısızlığın diğer seçimleri etkilemesinin önüne geçebilmek için…
Sosyal medya seçimlerde önemli
Şimdiye kadar saydıklarım kamuoyuyla da paylaşılan hazırlıklar. Bir de henüz farkına varılmayan ve seçimlerde en az ötekiler kadar etkili olabilecek hazırlıklar var.
Bunların başında da sosyal medya imkanlarının kullanılması geliyor.
Değişik ülkelerde yapılan son seçimlerde sosyal medyaya önem veren partilerin diğerlerine fark attıkları görüldü. ABD’de meselâ; Donald Trump özellikle iki partinin başabaş gittiği kilit eyaletlerde sonucu bu alandaki yoğun çabalarla almayı başardı. Seçim sonrasında, rakibi Hillary Clinton’u hedef alan suçlayıcı ve olumsuz sosyal medya saldırıları düzenleyerek Rusya’nın da Trump’a katkıda bulunduğu ortaya çıktı.
Partilerin, bizde de, ‘trol’ saldırılarına, hatta seçimin dışarıdan sosyal medya yoluyla manipüle edilmesine karşı tedbir alması gerekli.
AK Parti’nin 2015 yılında, İstanbul/Maslak’ta bir ‘Yeni Türkiye Dijital Ofisi’ni faaliyete geçirdiğini biliyoruz.
Ahmet Davutoğlu’nu başbakanlıktan uzaklaştırmada eli olduğu bilinen ‘Pelikan Dosyası’ vesilesiyle, AK Parti’nin resmi olmayan başka sosyal medya destekleri olduğu da ortaya çıkmıştı.
İYİ Parti, ABD eğitimli Google çalışanı bir ismi hem kurucu yaptı, hem de başkanlık divanına aldı. “Meral Abla’nın liyâkata önem verdiğini gördüm, dünyayı değiştirmek ve ülkeme hizmet etmek için geldim” diye açıkladı Hürriyet’e Taylan Yıldız İYİ Parti tercihini… İYİ Parti sosyal medyada iddialı olacağa benziyor.
Geçmişte ittifak partilere yaramıştı
Şimdi sıra, iktidar partisinin “İttifak mı, barajı indirmek mi?” konusunda bir karara varmasında.
MHP’nin ‘baraj’ konusunu gündeme taşıması hiç kuşkusuz AK Parti’nin bu temel konuda karar vermede zorlanmasıyla ilgili.
Genç Parti’nin varlığı 2002 seçiminde MHP’yi baraj-altı bırakabilmiş, dört yıl boyunca Meclis’te temsil edilemez hale getirmişti. İYİ Parti’nin seçimlerdeki varlığı da MHP için benzer bir sonuç getirebilir…
Barajın yüzde 7’ye, hatta daha da ihtiyatlı davranılacaksa yüzde 5’e inmesi rahatlatıcı olur MHP açısından…
Ancak aşağıya çekilmiş baraj, gelecek Meclis’te yer alması istenmeyen HDP’yi bir kez daha Meclis’e taşıyabilir. AK Parti, “Acaba baraj mı aşağıya çekilsin, yoksa MHP ile ittifakın yolu mu açılsın?” sorusuna bu sebeple cevap vermekte zorlanıyor.
Epey bir süredir AK Parti’ye ve özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a destek çıkan MHP, kararı zorlamak için, önümüzdeki günlerde yapılacak Meclis başkanlığı seçimini kullanmak niyetinde. İzlenim böyle.
Refah Partisi, 1980 askeri darbesi sonrası yapılan ilk birkaç seçimde istediği sonucu alamayınca, barajı aşabilmek için, çareyi aynı durumda olan Alparslan Türkeş’in partisiyle ittifakta bulmuştu; o ittifak iki partiye de yaradı. Şimdi de, MHP’nin 40 kişilik Meclis kadrosunun AK Parti listelerinden aday gösterileceği bir ittifak söz konusu olabilir.
AK Parti çevrelerinin şu sıralardaki eğilimi baraj yerine ittifakın önünün açılmasından yana.
MHP ise sanki baraj oranıyla oynansa daha memnun olacakmış gibi…
Politikada son tablo bu.
ΩΩΩΩ