Muhalefet cephesi sanki erkenden havaya girdi…

25
Reklam

Ekonominin kitaplarını yazabilecek uzmanlıkta olanlar, ülkemizin içine yuvarlandığı sıkıntılara bakarak, “Bu iş tamam, iktidar el değiştirecek” keskinliğiyle konuşmaya başladılar… Bu yaklaşım medyaya da yansıyor; orada da aynı beklenti kendini dışa vuruyor…

Biraz erkenci bir tavır bu…

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzleşme ve helalleşme adımlarıyla siyaset alanına getirdiği yeni yaklaşım da benzer bir erken sevinci muhalefet saflarına yerleştirecek gibi. Partisinin geçmişte taraf olduğu yanlışları Kılıçdaroğlu’nun kişiliğinde dışlayan bir yaklaşım bu ve CHP’den uzak durmak için tarihe dayalı gerekçeleri bulunan kişi ve çevreleri yumuşatmayı amaçlıyor…

Uyandırdığı olumlu havaya bakıp, “Bu iş tamam, iktidarın değişmesi kaçınılmaz” diye düşünen çok…

Güvenilir araştırma şirketlerinin açıkladığı kamuoyu yoklamaları aynı sonucun ilanı için de kullanılacak kadar iktidarın ‘merkez kaç’ akımına uğradığını, bazı seçmenlerinin kendilerini ‘kararsızlar’ kümesine attığını gösteriyor; beklenen, kararsızların çözülmesi ve kendilerine muhalefet cephesindeki partilerden birinde yer tutması…

“Kararlı hale gelecek kararsızlar iktidarın sonunu getirir” diye düşünülüyor…

Arka arkaya sıraladığım bu kabuller için de biraz erken…

Türkiye herhangi bir başka demokratik ülke, Tayyip Erdoğan da herhangi bir demokratik ülkenin iktidarının başı olsaydı, bu tür tahliller üzerine iktidarın el değiştireceği seçim için geri sayım başlatılabilirdi; oysa Türkiye’de seçmen başkaları gibi kolayca parti değiştirmiyor ve Tayyip Erdoğan da son 20 yılın -hatta daha uzun bir sürenin- seçim kazanma şampiyonu…

Reklam

Muhalefet havaya girdi girmesine ama işi o kadar kolay değil…

Ekonomide yaşanan sıkıntılar, CHP’nin eski CHP olmaktan uzaklaşma görüntüsü vermeye başlaması elbette önemli olaylar ve bunların seçmenin dikkatini üzerlerine çekmediği söylenemez. Ancak kamuoyu yoklamalarında hala ‘kararsız’ olduğu görülen seçmen kitlesinin ittifak değiştirmesi için daha geçerli sebepleri olması gerektiğini düşünüyorum.

Çok-partili döneme geçildiğinde Demokrat Parti’nin, 1980 askeri müdahalesi sonrasında Anavatan Partisi’nin ve 2000’li yılların başında ülkemizde ekonomik bir kriz yaşanırken doğan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı ele geçirmesi süreçlerine bugünkü muhalefetin yakından bakmasında yarar var.

Hiçbiri kolayından gerçekleşmemişti.

Ben o süreçleri mercek altına aldığımda, hepsinin ortak unsurunun güven verici liderlik ve kulak verilmeyi sağlayan gerçekçi politik sloganlar olduğunu fark ediyorum.

DP’nin Bayar-Menderes ikilisinin başı çektiği lider kadrosu bir yandan laik kesime Celal Bayar’la sahip çıkarken, Adnan Menderes de muhafazakarlar için teminat olmuş, “Yeter, söz milletindir” sloganı ise bütün milleti umutlandırmıştı.

Üç partinin girebildiği 1950 seçiminde, bütün cazibesine rağmen, DP, oyların yüzde 55’ini alabilmişti. [CHP’nin oyları, her şeye rağmen, yüzde 40’ı bulabilmişti; CHP’nin 1957 seçiminde de oyu yüzde 41,5 oldu.]

ANAP Turgut Özal liderliğinde ‘orta direk’ kavramı eşliğinde bir dizi cazip sloganla askerlerin tercihi olan partileri geride bırakırken, üç partinin katıldığı seçim yarışında oyların yüzde 45’ini alabilmişti. [Diğer iki partinin oy toplamı yüzde 55’ti.]

Reklam

Daha yakın bir tarihte (2002) yapıldığı için bileni çoktur; Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül liderliğinde ve her kesime hitap eden sloganlar eşliğinde seçime katılan Adalet ve Kalkınma Partisi, köhnemiş partiler yüzde 10 barajına takıldığı için, oyların sadece yüzde 34’ünü alabildiği halde iktidar olabilmişti.

O dönemlerin bugün de tekrarlanabileceğine dair sağlam emareler var mı?

Güvenilir bir liderlik?

Sağlam sloganlar?

İlk seçime tarih olarak 2023 biçildiği için henüz vakit çok gibi görünse de, yine ekonomi uzmanları ile siyasi yorumcuların çoğunun öngördüğü, kamuoyu yoklamalarında da vatandaşların beklediğini belli ettikleri bir erken seçim durumunda, bu iki alanda arayış kendini belli edecektir.

Yalnızca eskiyi yererek, sorunları ön plana çıkararak seçim kazanılamıyor bizde. 1991’de bu yüzden sandıktan parçalı bir iktidar çıkabildi.

Başka ülkelerde de durum pek farklı değil.

ABD’de en kritik seçim, beyaz çoğunluğa sahip ülkede seçmeni bir siyahiye oy vermeye yöneltecek keskinlikte bir dönüşüm, Barack Obama’nın adaylığı sırasında yaşanmıştı. Obama derisinin rengi siyah olduğu için kazanmadı o seçimi, derisinin siyahlığına rağmen, liderliğinde ABD’nin değişeceği umudunu seçmenlere verebildiği için kazandı.

‘Umut’ (hope) ve ‘değişim’ (change) sloganları seçmen kararını etkilemede başarılı oldu.

Muhalefet, bizde, mevcut iktidarı hırpalayabiliyor ya da kendi mazisindeki yanlışlıkları üzerinden atma konusunda maharetli; ancak seçmene umut verebiliyor, var olan sıkıntıların üstesinden gelebileceğine, değişimi sağlayabileceğine insanları ikna edebiliyor mu?

Bu sorulara bugün olumlu cevap verebilmek zor.

AK Parti’nin kendisini MHP’ye yaklaştırmasıyla Cumhur İttifakı uyumlu bir cephe tablosu verebiliyor; Millet İttifakı ise yalnızca iktidar karşıtlığı ortak noktasında buluşan birbirine benzemez partiler cephesi görüntüsünde.

Liderliğe hala ihtiyacı var.

Umut verebilmeye ve dağ gibi olumsuz şartlara rağmen değişimi sağlayabileceğine de…

İktidarlar kolay el değiştirmez.

Özellikle de bizim ülkemizde.

ΩΩΩΩ  

NOT: Benimle yapılmış TV mülakatları ile Flash TV’de moderatörü ve katılımcısı olduğum ‘Şura’ programlarına bu sayfanın üzerindeki ‘MEDYA’ başlığına veya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Reklam

25 YORUMLAR

  1. Sayın Koru,
    Yazınızı okuyunca büyük demogog Demirel aklıma geldi. Olsaydı bugün , %25 şeker zammını dolardı diline, çıkardı yollara yerden yere çalardı iktidarı. Erdoğan ın şansı, Allah’ın lütfu öyle bir muhalefet yok karşısında.

  2. KILIÇDAROĞLU DA PROMTERCİ Mİ?
    Gıda sektörü temsilcileri ile buluşan Kılıçdaroğlu zararına satış yapmalarını talep etmiş.
    Promterden okuyorsa, reisin metin yazarı değil kendi partililerinden birine bari yazdırsaydı.
    Yancı, yani kripto yandaşlığın en güzel örneğini vermiş.
    Pes. Pes. Pes.

  3. KİRA MI? SOYGUN MU?
    Şehir hastanelerine bu yılın ilk 10 ayında 9 milyar TL kira bedeli ödenmiş.
    2022 yılında 21,5 milyar TL ödenecekmiş.
    Arazileri yani arsaları devlete ait te olmasa hazineyi teslim et git.

  4. Eski yorumculardan AVAM efendiye cevap hakkı doğmuş görünüyor:

    “Necati
    20 Kasım 2021 At 08:38
    Şuna emin oldum ki; şu ana kadar yapılan hiç bir şey düşünülmeden, planlamadan yapılan masum refleksler değil.
    Avamın yaptıklarıda masum değil. Avam, tenbelliğinden ahireti şeh’ lerin, dünyayıda siyasilerin torpili ile halletme gayretinde. Netice malum…….

    Yorumu Cevapla”

  5. Fehmi bey güçlü bir liderlik için sanki Abdullah Gül’ü işret ediyor. Fakat onun da AKP tabanında bir karşılığı yok. Çünkü o tabanda güvenililiği kalmadı.
    Öte yandan Kılıçdaroğlu helalleşme ve tarihi hatalarından tövbe konusunda kendisi samimi olsa bile CHP teşkilatlarındaki ve tabanındaki laikçi yobazlığı ve jakobenliği kısa zamanda temizlemesi ve dini hassasiyei olan kesimlerin güvenini kazanmsı mümkün görünmüyor.

    • Ahmet bey haksızlık da olmasın, sayın gülün belki akp tabanında karşılığı yoktur ama muhalefet cephesinde ise herkes kendisinin adaylığına fit olmuş gibi…

  6. Ekonomi ile dalga geçilmez Ekonomi dalga geçer.

    Döviz olması gereken fiyatlara doğru ilerlemekte.

    Amerikada ve diğer Avrupa devletlerinde enflasyan %1-2 civarında daha önce kur nasıl hesaplanır diye yazmıştım.

    Diyelim ki Amerikada enflasyon %5 ve Türkiyede bağımsız profösörlerin hesapladığı enflayon %50 dir. %50’den %5 çıkarsın. Türkiyede dolar %45 değerlenmeli gelecek yıl bu zaman 14.5 tl olmalı; Tabiki ekonomi risk maliyetleride gelebilir.

    AKP döneminde 17 yılda dolar 1 tl’den 5 tl gelmiştir. 3 senede ise 5tl’den 10 tl’ye geldi.

    Ama bir sorun var enflasyon bu 3 senede tüik enflasyon %10 dediği zaman gerçeği %20-25’diydi bu gerçeği saklasanda ekonomi akar yolunu bulur. Sahtekarlığı hiç affetmez.

  7. iktidarda daki yuzler eskidi.. bu nedenle iktidarin kaybedilmesi kacinilmaz. Ayrica toplum ve birey sosyolojisi degisti 2000 li yillardan sonra bu degisim.oldukca hizli. eskide kitle iletisim araclarinin tekduze olmasi birey beklentilerinin sinirli olmasi nedeniyle oy verme bicimi kolay degismiyordu. simdi dini anlayista farklilik gosteriyor. toplumun siyasetten beklentiside farkli. Ayrica son 10 yilda tirpanlanmis ozgurluklerle yasiyoruz. bu nedenlerle bu secim cok farkli olacak. MILLET GENC LIDER GORMEK ISTIYOR. 65 YAS USTU EMEKLI OLSUN…

  8. EKMEKSİZ KALMAYALIM ALLAHcc BU MİLLETİ BÖYLE DURUMLARA DÜŞÜRMESİN AMA ALLAH cc BİZİ VATANSIZ BIRAKMASIN .. DIŞARDAKİ BASKILAR OYUNLAR .. ALGILAR HEP BİZİ VATANSIZ BIRAKMAYA YÖNELİK DEĞİLMİ .. BİRAZ FERASET … ALAMANYADA ENFLASYON 9 KAT ARTMIŞ .. EEEE what

  9. 2018 de Fenerbahçe nin başına Ali Koç geçmişti. 20 senelik Aziz Yıldırım’ı devirmişti.Fenrrbahçeli olsun olmasın O tarihlerde hatırlıyorum iktidar muhalifi kesimler Ali Koç un başkanlığını hunharca desteklemişlerdi. Aziz Yıldırımı Erdoğana benzetiyorlardı.
    Biz de yapabiliriz naraları atıyorlardı.
    Aziz Yıldırım Yıllarca Fenerbahçeye hizmet etmiş olumlu veya olumsuz polemiklerin içinde bulunmuş, kumpas davaları geçirmiş , Türkiye tarihinde kendi stadlarını yapmış, Eurolig şampiyonunun mimarı, başta futbol basketbol ve diğer branşlarda fenerbahçeyi ileri taşımış bir başkandı. Fetöö davaları sayesinde yıpratılmış, ortam hazırlanmış ve başkanlık Ali Koça devredilmişti.
    3,5 sene geçti Fenerbahçenin ve Ali Koç un durumu ortada.

    • Bahaneler hiç bir başarısızlığı örtemez tabii ki. Ama Aziz Yıldırım da sütten çıkmış ak kaşık değildi. Kumpaslar ayrı ama aynı yolsuz bir ekibin yıllarca bir kurumu, devleti yönetmesi de yanlış. Şimdi Allah affetsizle kurtulduklarını sanıyor bu yolsuzlar. Ama öyle değil. Hepsinin hesabı sorulmak zorunda. 17/25 de kumpastı evet, ama ortada rüşvetler ve yolsuz bakanlar da vardı. O yüzden istifa ettiler. Ama iktidar bunları örtbas etmeyi ve ödüllendirmeyi tercih etti kumpası bahane ederek. Böylece tümden yolsuzluklara gömüldüler, hazineyi de ülkeyi de harcadılar toptan.

      Yönetim ekibi zamanı geldiğinde değişecek ki yenilenme ve temizlenme olsun. Futbol takımları bundan muaf değiller.

  10. Muhalefet beni ne zaman ikna eder?

    Muhalefet Erdoğan’ın bizzat attığı topları toplasa beni ikna eder.

    Mesela faiz konusunda Erdoğan’ın Nass ile ilgili konuşması muhalefete harikulade bir pastı, ama muhalefet bu topu taraflı tarafsız bütün seyirciyi coşturacak Harika bir gole çeviremedi, görebildiğim kadarıyla.

    Halbuki faiz konusunda laiklerle dindarları en net açıklıkta buluşturan nadir tarihi fırsatlardan biriydi bu pas.

    Laiklerle dindarlar şu kısacık ömürde kaç defa buluşabilirlerki.

    Oysa akılla bilimle doğru tanımlanmış laiklik ile Kur’an dini birbirine uzak şeyler değil. Belki de laiklik Kur’an dininin bir lütfudur. Ben lütuf olduğuna inanıyorum.

  11. Ak Parti bal arısı olarak başladığı yolculuğunu şimdilerde eşek arısına dönüşmüş olarak sürdürüyor. Yani Franz Kafka’nın Metamorfoz romanındaki Gregor Samsa gibi dönüşüme uğradı. Hem bal vermiyor, hem başkalarının balını yiyor hem de önüne geleni sokuyor.

    Menfaatine dokunduğu yerde babasını bile tanımayan milleti ekmeksiz bırakmayacaksınız. Şu an hızla o noktaya doğru gidiyoruz. Bundan sonra Ak Parti’nin işi zor.

    Yani karşısına kim çıksa onu tercih ederler gibime geliyor.

  12. Sayın yazar da kenarından giriş yapmış güzel bir konuya.
    -Eskiye dair ne varsa..
    Deyip açacan mı yeni bir sayfa?
    -Yoksa!…
    “Turgut Özal liderliğinde ‘orta direk’ kavramı eşliğinde bir dizi cazip sloganla askerlerin tercihi olan partileri geride bırakırken, üç partinin katıldığı seçim yarışında oyların yüzde 45’ini alabilmişti. [Diğer iki partinin oy toplamı yüzde 55’ti.]”
    “”””Umut’ (hope) ve ‘değişim’ (change) sloganları seçmen kararını etkilemede başarılı oldu.”!!!!!
    (Hele ki son cümleyi iyi oku! Ama önce çerçevele)

  13. Muhalefetin halkı değişime inandırması için ilk işinin ortaklaşa bir Siyasi Etik Kanununu kamuoyuna sunması olduğu kanaatindeyim. Milletin bıkıp usandığı, umutsuz olduğu temel derdinin Etik konular olduğunu görüyorum.

    • Rüstem bey her mebus göreve başlarken mecliste yemin ediyor da ne oluyor, etik dediğin şey yasayla olur mu dersin?

  14. -Cumhur ittifakı gidecek Millet ittifakı gelecek!
    -K.K. “şahsı”iyeti ile ☺️ hem İst, hem Ankara hemde İzmir Mersin i aldı! ?
    -Kararsızları bir alsın varya… Direk şatafatlı koltukta! ??
    -Şu Cehape zihniyetini bir değiştirse… Para biliyon mu? gelsin mangırlar, haa dolar mı 5 lira? (çünküm 5′ lileri çok seviyo☺️)
    -YETTERR bu erkek milletinden çektiğimiz canıımm bize bir kadın başgan gerek (anladınıızzz)?

    • Atilla bey “bir kadın başgan” gelirse pozisyonumuz da değişir sanıyorsan aldanıyorsun, hatta geçmişte bi tane gelmişti, hem de ekonomi profuydu, şimdiki beyaztoroslu madame da onun içişleri bakanıydı zaten…
      Hıı, ne mi olmuştu?
      Yine altta kalan biz/millet olmuştu
      (anladınıızzz)?

      • sana daha önce dediler ki,
        Bak bu gılıçtaroğlu senin yüzünden CB olacak/ yapacaksın!!!
        Dinlemedin. Adam kazan (dı☺️) acak dedirteceksin belkide yakında.
        Yine aynı hata! Bu defada madam madam deyip BB yapacaksın/ senin yüzünden olacak!
        Yine senin yüzünden! Demedi deme.
        Hele ki benzin pahalı deyip birde işe at üstünde giderse?.

  15. SOL İTTİFAK
    HDP, TİP ve SOL Parti’den oluşan 3. ittifak, bana göre muhalefet için çok önemli bir hamle ve seçim hazırlığı.
    Sol İttifak için Millet ittifakı bileşenlerinin özelde CHP’nin katkısını net olarak bilmiyorum.
    Ancak Cumhur ittifakının, HDP ve İYİ partiyi ve seçmenlerini karşı karşıya getirme hamleleri nedeniyle, dolaylı olarak çok büyük bir katkısı oldu.
    Sol İttifakın seçimlere etkisi:
    1- HDP ile aynı çatı altında görünmek istemeyen İYİ partili seçmenin itiraz gerekçelerini ortadan kaldırmak.Ve sandığa gitmesini sağlamak.
    2- İYİ parti ile aynı çatı altında görünmek istemeyen HDPli seçmenin itiraz gerekçelerini ortadan kaldırmak.Ve sandığa gitmesini sağlamak.
    3- Sol yelpaze içinde yer alan, CHP nin güvenlikçi politikalarına karşı olan seçmeni sandığa götürmek.

    • İttifakları oluşturan partiler o ittifaka zorlayanlara hizmet etmez mi? Bu soru işaretini nasıl giderecekler.

      • Baran bey haklı: ederler, ediyorlar ve edecekler, hem de seve seve…
        Çünkü sözkonusu olan vatandır; ister mavi ister karatoprak…

      • Baran bey!
        Ben Cumhur ittifakının ayağına sıkmasından bahsediyorum.
        Kinaye yapıyorum.
        Cumhur ittifakının gerilim taktikleri bu şekilde boşa çıkacak.
        Yani gerçekte Cumhur ittifakı Sol İttifakı istemez.
        Bu şekilde bir Sol İttifak olması halinde Cumhur İttifakı en az 15-20 milletvekili kaybeder.

  16. Nihayet. Şu gerçeği kendini MUHALEFET sanan partiler ve kitleleri de anlayabilseler..

Yoruma kapalı.