Bayramınız mübarek -kutlu- olsun Yaş kemale erince ileriden çok geriye dönük değerlendirmeler zihni meşgul ediyor. Geçmiş bayramları düşünüyorum. Hemen her yaşta güzel günler de gördüm,
İki ülkenin bir süre sonra gideceği seçimlerin mahiyeti birbirinden farklı; Amerikan halkı Kasım ayında yapılacak seçimde milletvekilleri ile senatörlerin bir bölümü için de oy kullanacak
Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde tanıklık edilen kıyım vicdan sahiplerinin tahammül sınırlarını zorluyor. Daha şimdiden çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 15 binden fazla Filistinli
Madrid’te yapılan NATO zirvesinden Türkiye zaferle mi çıktı? Herkesin cevabını merak ettiği soru bu. Zirve öncesinde yapılan, Türkiye yanında İsveç ve Finlandiya liderleriyle NATO genel
Ukrayna’ya Rusya’nın saldırısının daha ilk günden beklediğim sonucu, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşmuş ve bazen bozulma emareleri gösterse bile bugüne kadar etkisini sürdürmüş ‘yeni dünya
Savaşı unutmuş değilim. Unutmak mümkün değil de ondan. İkinci Dünya Savaşı sonrasında o zamanlar Sovyetler Birliği adını taşıyan Rusya’nın da iştirakiyle oluşturulan ‘yeni dünya düzeni’nin
Ekonominin kitaplarını yazabilecek uzmanlıkta olanlar, ülkemizin içine yuvarlandığı sıkıntılara bakarak, “Bu iş tamam, iktidar el değiştirecek” keskinliğiyle konuşmaya başladılar… Bu yaklaşım medyaya da yansıyor; orada
“Biden ile görüşmenizde 24 Nisan konusu da gündeme geldi mi?” sorusuna, üstelik gülerek, “Hamdolsun gündeme gelmedi” cevabını verince, 45 dakikası baş başa sürmüş görüşmenin bir
Donald Trump ABD’de başkan ve Beyaz Saray’da oturur iken her şey çok güzeldi. Beyaz Saray’a taşınan yeni ABD başkanı Joe Biden’in verdiği mesajlar da gelişmeleri
New York Times’ta çıktığında kaçırmışım, İsrail gazetesi Jerusalem Post’un sayfalarını karıştırırken karşıma çıkınca dönüp okudum makaleyi. Yazarı, Amerikan Merkezi İstihbarat Örgütü CIA’nin dört yıl (2013-2017)
