
Operasyonlar bana eskiden yaşananları hatırlatıyor
Ülkeyi neredeyse çeyrek asırdır yöneten bir parti iş başında; bu, her ülke için istikrar alameti sayılır. Öyleyse siyasi hayat neden bu kadar karmaşık, neden dört

Ülkeyi neredeyse çeyrek asırdır yöneten bir parti iş başında; bu, her ülke için istikrar alameti sayılır. Öyleyse siyasi hayat neden bu kadar karmaşık, neden dört

Demokrat Parti döneminde (1950-1960) partiler ve liderleri arasında yaşanan gerilimleri, her gelişmenin en sert biçimde yankılandığı bir sosyal ortamın bizim eve de yansımasından hatırlıyorum. Çocuktum,

Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin izleyeceği ekonomik politikaların tespiti amacıyla, Atatürk tarafından, 1923 yılında, İzmir’de bir iktisat kongresi düzenlenmişti. Ekonomiye ilgisi bilinen Turgut Özal, 1980 sonrasında üstlendiği yükümlülükler yeni bir

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın araya giren Biden’li yıllardan sonra yeniden Beyaz Saray’da ağırlanmasını, uzaktan -TV ekranından- izlerken, bir ara, “Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap” şarkısını

Çok bilinen bir olayda pek az kişinin bildiği katkımı anlatarak yazıma başlamak istiyorum. Yıl 1985. Türkiye’de o zamanlar sıklıkla depreşen ‘irtica’ kampanyalarından biri yaşanıyor. Oyuncak silahlarla gösteri

Önce, ülkemizle ilgili, son zamanlarda unutulmaya terk edildiğini düşündüğüm, bir temel gerçeği hatırlatayım. Türkiye bir demokrasi; anayasalı bir demokrasi… Anayasasında devletin nitelikleri sayılırken ‘demokratik’, ‘laik’ ve

İktidara ve üst düzey bürokrasiye yakın bir gazete yazarı, Cem Küçük, bir süredir çeşitli mahfillerde kulaktan kulağa yayılan bir söylentiyi, dün, köşesine taşıyıverdi: Bürokraside ve iş dünyasında

ABD başkanı Donald Trump haftanın üç gününü Türkiye’den fazla uzak olmayan bölgede geçirdi. Yola çıkılmadan ülkemize de uğrayabileceği duyurulmuştu. İstanbul’da yapılması kararlaştırılmış Ukrayna-Rusya müzakerelerine müdahil olmak üzere…

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan Meclis’e gelsin, PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunsun” çıkışıyla başlayan sürecin birinci aşaması hayırlısıyla tamamlandı. Bahçeli’nin “Kurucu Önder” sıfatını yakıştırdığı Öcalan Meclis’e gelmedi ama, sesinin yine de

Siyasi tarihimiz pek çok saldırıya sahne olmuştur. İsmet İnönü’ye, bir saldırgan, tabancasından bir biri ardına üç kurşun yağdırmıştı (21 Şubat 1964). Süleyman Demirel, biri 13
