ABD Netanyahu’nun savaşı bitirmesini istiyormuş.. Aksi halde Biden seçimi kaybedebilirmiş.. Öyle mi?

16
Reklam

Herhalde bir süredir seçim sürecine girmiş olan ABD’den gelen Gazze konulu haberleri izliyorsunuzdur. Joe Biden’in Donald Trump karşısındaki şansı giderek azalıyor. Ara açılıyor da…

Gazetelerin yazdığına göre, genç Amerikalılar, Gazze’ye dönük politikası yüzünden, Biden ve Demokrat Parti’den kaçış halindeler.

Bugün seçim olsa, önü yargı eliyle kesilmezse, Netanyahu sayesinde Trump yeniden başka seçilecek…

Demokratlar ve Biden bu durumun farkına varmışlar ve ‘ateşkes’ veya ‘insani mola’ türü bir zorlamayla savaşı durdurmak istiyorlarmış…

ABD, Netanyahu’ya, “Sivilleri, özellikle de kadın ve çocukları hedef almaktan vazgeç” mesajları gönderip duruyor. 

Dinliyor mu Netanyahu?

Hayır, dinlemiyor.

Netanyahu, önceki gün Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde, sonuçta savaşı durdurmaya niyeti olmadığı anlamına gelen, ‘savaşı durdurma şartlarını’ ihtiva eden bir makale yayımladı.

Reklam

İlk iki şart şunlar:

Hamas bütünüyle yok edilecek…

Gazze silahsızlandırılacak… 

Eh, bunları savaşla yerine getirmesi mümkün; bunun için yalnızca kendi ülkesinin silahlı kuvvetlerini ve deposundaki silahları kullanmıyor Netanyahu, başta ABD olmak üzere belli başlı Batı ülkelerinden de savaşmak üzere İsrail’e gidenler oluyor, aynı ülkeler İsrail’in silah envanterini de her gün güncelliyorlar…

ABD, parasını da tahsil ettiği halde Türkiye’ye satmaktan vazgeçtiği F-35 jetlerini İsrail’e gönderdi bile…

Bu takviyeli güçle Gazze’yi yerle bir edebilecek duruma geldi İsrail…

Fakat savaşı yine de bitirmeyecek.

WSJ gazetesinden duyurduğu üçüncü şart buna işaret ediyor: “Filistin toplumu da radikallikten uzaklaştırılacak…”

Reklam

İsrail Gazze’de yürüttüğü savaşta sergilediği vahşetle yalnız Filistinlileri ve Arapları değil, Filistin davasına hassasiyetle yaklaşan veya Gazze’de sergilenen tablolara bakıp iğrenen dünyanın çeşitli milletlerinden insanları da radikalleştiriyor.

En radikal toplum aslında İsrail toplumu bugün…

“Filistin toplumu radikallikten uzaklaştırılacak” şartını ileri sürmekle, Netanyahu, Gazze’de başlattığı savaşa devam edeceğini ve gerekirse orada da durmayabileceğini duyurmuş oldu.

Gazze’de Hamas militanlarının çitleri devirip dışarıya çıkmaları ve karşılarına geleni öldürüp 200’den fazla İsrailli’yi rehin almaları ile başlayan sürece, Netanyahu ve kadrosunun hazırlıklı olduğu, daha ilk günden -7 Ekim gününden- itibaren belli oldu. 

Bakmayın, ilk günlerde “İsrail habersiz ve hazırlıksız yakalandı” türünden haberler çıkmasına…

Ya da, üçüncü ayını sürdüren savaşın belli aşamalarında, son zamanlarda da daha sıklıkla, “İsrail ordusu yenilmek üzere” türü haberler çıkmasına da bakmayın…

Netanyahu ve onun gibi düşünenler yıllardır bugünleri beklemekteydiler…

Adım adım gelindi bu günlere…

İsrail ilk kurulduğunda hemen bir savaş başladı; çevredeki bütün Arap ülkeleri İsrail’in varlığına karşı başlattılar o savaşı.

O günden beri olanlara bakalım.

İhtilaf ‘Arap-İsrail sorunu’ adını taşıyordu.

Sonra, konu ne zaman açılsa ‘Filistin-İsrail sorunu’ adı ilkinin yerini aldı.

En son olan ise şimdi taşıdığı ad: ‘Hamas-İsrail sorunu’… 

Bu, İsrail’in 75 yıl içerisinde kaydettiği en büyük başarı; tarafı olduğu sorunu küçültebildi İsrail…

Arada, vaktiyle kendisiyle savaşmış ülkelerle tek tek barış anlaşmaları imzalayarak onları devreden çıkardı. Son olarak da, ‘İbrahim Mutabakatı’ ile Körfez ülkelerini de yanına çekmeyi başardı.

İsrail’in bu hedef küçültücü ve dost kazanıcı çabalarına karşılık, Filistinliler, doğal müttefiklerinden çoğunu kaybettiler. İsrail’in ‘düşman’ bildiği Filistinliler pek çok çevre ülkede de ‘düşman’ konumunda.

Hamas’ı Gazze’de ve Filistin topraklarında yok etmeyi amaçlıyor ya İsrail, Mısır’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Suudi Arabistan’da da ‘Hamas’ aynı muameleyi görüyor.

Bu arada, İsrail ve destekçileri ‘anti-Semitizm’ için ne tür bir muamele talep etti ve elde ettiyse, şimdi de Gazze’de 7 Ekim günü yaşananları İsrail karşıtlığı için elde etme yolunda.  

‘İsrail-karşıtı’ olmak da ‘anti-Semitizm’ gibi suç olabilir.

Netanyahu’nun savaşı durdurma şartı olarak ileri sürdüğü üç madde savaşın durmayacağına işaret ettiği gibi, Hamas üyesi olmanın veya Hamas’a sempati beslemenin de, dünyanın dört bir tarafında ‘terör üyesi’ olmakla eş-değer hale getirileceğini de ima yoluyla bildiriyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

16 YORUMLAR

  1. BUNAK MI ? MANYAK MI ?
    Dünya’nın süper gücü ABD’nin haline bakarmısınız.
    Bunamış biri ile ne yapacağı hiçbir şekilde öngörülemeyen biri arasında tercih yapmak zorundalar.
    Oğul Buch başkan iken “Böyle biri başkan ise ABD için alarm ziline gerek yok” demiştim.
    Nitekim sarsıcı 11 Eylül olayı yaşandı.
    Şu anki tablo için de aynı şeyi fazlasıyla söylemek mümkün.
    ABD’de kurumların bizdeki gibi kurum bağlanmamış olması bazı gerçekleri değiştirmez.
    Vitrin yine de gösterge özelliği taşır.
    Biden kazandığında demokrasi ve insan hakları adına ümitlenmiştik.
    En azından ümitlenmek istemiştik.
    Göstermelik bir demokrasi toplantısı düzenledi.
    Sadece bazı demokrasi hasımlarını toplantıya çağırmadı.
    Şu anki tablo bir ABD vatandaşı adına resmen utanç verici bir durum.
    Aslında Dünya için de.

  2. Geçmişte 7 gün savaşlarıyla aynı anda Mısır, Süriye, Ürdün ve Filistini yenmeyi başaran İsrail 82 gündür Türkiye nin bir İlçesi kadar büyüklükteki Gazzede Hamas ı yenemiyor. Netanyahu nun hedefleri büyük olabilir. Ancak düştüğü Gazze çukurundan çıkamayacaktır. İsrail bu savaşta tarihinde hiç kaybetmediği kadar asker ve prestij kaybetmiştir. Belkide İsrail in yenilmezlik efsanesi bu savaşta yıkılacaktır.

  3. TR de insanlar siyasetçi ler (en azından yüzde 99’u) ve görünümlüler!😡,
    Pkk cemaat yada tarikat isimlerinin hangisi olursa olsun (parti! de dahil!)
    “DEVLETİN KONTROL EDEMEDİĞİ!!!
    SEÇTİĞİ SİYASETÇİNİN BAŞEDEMEDİĞİ!!”
    Hiçbir oluşumu istemiyor!!!👍👍👍
    İsrail niçin istesin? Abd niye istesin?
    Herkes kendine bir üs (devlet) ayarlamış zaten; körler sağırlar birbirini!..😯
    BİZE DÜŞEN:
    Daha fazla Filistin li ölmeden bu caniliği durdurmak: HEMEN!!!😡
    Ne’mize mi lazım?
    Bana dokunmayan yılan!…😡
    Komşuda pişer bizde!..🤔
    Daha neler söylenir neler!!!
    (Bak daha dün 12 şehit verdik! Kimileri gömmüş kafasını kuma, dünyadan haberi olmayan var daha!!😡
    Teneke barakada!… bir siyasetçi böyle diyo!
    Yamaçta!!! (Yaa ovaya kursaydınız bari😡😡 birde fotoğraf çekip gönderirsin seçim zamanı meydana).
    Yokmu bu işlerin başka yolu acaba????
    Bunca iha siha yapıyorduk hani 16lar 35ler.

  4. abd’nin israilden savaşı bitirmesini istediğini hiç zannetmiyorum bu topraklardan hepsinin istedikleri var, belki yavaşlamasını talep ediyordur. etnik temizlik yapıyorlar ve bir soy kırım yaşanıyor dünyanın gözü önünde, 20.000 den fazla masum sivil öldü şimdiden. büyük bir dram yaşanıyor ve dertleri seçim.
    seçim öncesi çok ülkede neler oluyor, kaç masumun kanı dökülüyor, pek çokları kanlı koltuklar üzerinde oturuyorlar öyle değil mi?
    olabilecek en yanlış iş, filistin-israil sorununun hamas-israil sorununa evrilmesiydi ve bu, bir yıl önceden haberdar olduğu konuşulan son hamas eylemi ile başarıldı. müslüman coğrafyanın önde gelen ülkeleriyle aynı paydada buluşmayı ve ortak bir düşman edinme işini kotardı israil. müslüman liderler filistinle değil, israil ile aynı tarafta saf tutuyorlar maalesef. iranla bile eylemi sen yaptın ben yaptım üzerinden sorun yaşıyor bu ara hamas. peki, filistini hamas mı temsil etmek zorunda?
    neden hamasta ısrar ediliyor bu durumda?
    müslüman camia ile ortak olunabilecek bir yapı işlevsel kılınamaz mıydı?
    olan her şey neden israilin işine yarayacak şekilde gelişiyor neden bütün olanlar onlara hizmet ediyor ben gerçekten anlamaya çalışıyorum.
    bu savaşın bitmeyeceğini görmek dahi olmaya gerek yok sanırım. güçler eşitlenmediği, taraflar kayıpların kazançtan fazla olacağına ikna olmadığı sürece devam edeceği ortada. açıklamalar da zaten net. bir medet beklemeyeceğimiz müslüman ülkelerin dışında dünyada tepkiler var elbette ama yeterli düzeyde olmaktan çok uzak.
    top şimdilik tanrıda.
    filistini onun kurtarmasını bekliyoruz. israili kahredecek olan o şimdilik.
    israilin yaptığı zulmün hesabını o soracak artık.
    insanlık tarihine bakarsak uzun yıllar süren zulümler çok.
    yani her zaman acele etmiyor.
    bir hikmeti olsa gerek, ama ne?

      • Temsil etmek zorunda değil. Temsilin daha makul bir yolu olmalı. Tanrıyı kıyamete zorlamanın arapça bir şivesi olmuyor mu, nihai analizde?

    • “Bir hikmeti olsa gerek, ama ne!”

      ….
      Biz insanlar sabırsız
      Sabrı sanki sınırsız,
      Turnusal testi olmaz,
      Belki, yok sanırsınız!

      Çoğumuz birşey bilmez,
      Lafla tarif edilmez,
      Düzeni çetin, Allah,
      Münezzeh! teste gelmez,

      “Dua”ya önem veren,
      Herşeyi duyan, gören,
      Vakti gelince O’dur,
      “Dua”yı kabul eden!
      ……

      • dilek duası iyidir lakin fiili dua ile desteklenmesi gerekir. aksi halde O’nun düzeni çetindir, hesabı seri… zalime ne yaptığı sorulur, mazluma ne yapmadığı…

        • “Bad” kişiye bad-dua!.. Adeta lazer şua, Lanet gibi dokunur, Hem sabuna, hem suya!

          ….
          “Nefs”leriyle pek zalim,
          Yaptıkları çok elim,
          Bebek katili bunlar,
          Körelmiş aklıselim!

          Bir karış toprak için,
          Niçin yapılır, niçin?
          Kana doymuş toprağa,
          Birgün girmek var lakin!
          ….

    • Hamas humus her ne yerlerse yesinler abd ve kolonisi İsrail “temiz” bir sayfa açmaya karar vermişler; kan ile temizlemek fırında oişirmekten daha iyi oluyor herhalde😡.
      Bu arada kötüyü (tüm ortadoğuyu tr dahil) istailin büyük hayali falan mavrası ile de,
      Sıtmaya razı etmenin bir başka yolu!!..
      bunu da annamış oldu ortadoğunun lavrens sevicileri!
      Demem şu ki, tutuna bilse bile güneyde bir avuç toprak parçasında bir snlamı yok artık Filistin davası’nın dünya gözünde👀
      (Gözleri çıkar fırlar içinden inşallah)🤲
      Filistin İsrail masa başı işlerinin kimin kime şeysini hesaplamıştır o birileri hiç merak etmiyorum her nedense☹️.

  5. Sayın H.B.,
    Öncelikle bir açıklama yapmakta fayda var. Buradaki eleştiriler asla şahsınızı hedef almıyor. H.B. çok iyi bir Müslüman ve saygın bir kişi olabilir. Belki şahsen tanısaydım kendisi ile çok iyi görüşebilirdim de. Ancak burada onun yazdığı bazı fikirlerini eleştirdim ve eleştirmeye devam ediyorum. Kaldı ki burada nadir birkaç yorumcuyu eleştiriyorum, mesela Didem Hanım gibi. Oysa hergün buradan benim gibilere (bu süreçte işini kaybeden, hapsedilen, mağdur edilenlere) küfreden, hakaret eden, saldıran çok kalem var. Onlara birşey demiyorum, çünkü onların bir kısmı zaten görevli olarak yazıyor. Bazıları da ne yazdığını bilmiyor. Yani onları muhatap almaya değer bulmuyorum. Bu durumu siyasette de görebiliyoruz. Mesela AKP’yi veya MHP’yi eleştirmiyoruz, zaten onlar haksızlığın hak olduğunu iddia ediyorlar. Onlara diyecek söz yok. Ama muhalif olduğunu iddia eden SP veya DEVA onların ağzıyla konuşunca eleştiriyorduk. Artık onları da eleştirmiyoruz diyebilirim, zira aralarındaki fark pek fark edilmiyor. Yani H.B. eleştirisi alınacak birşey değil. Kaldı ki ben beddua etmedim, bana uymaz zaten, Allah’a havale ettim, etmesem de O zaten görüyor.
    Sanırım Türkiye’de yaşayanlar özellikle alternatif kaynaklara bakmıyorlarsa yoğun propaganda etkisi ile (isterlerse muhalif olsunlar) bir müddet sonra iktidarın istediği gibi düşünüyorlar. Bir defa akıl-iman sentezi diye hergün yazan bir kişinin şu anda kendini savunma imkanı olmayan insanlara hiç alakası yokken sataşması şık değil, yakışık almıyor. Eğer the Cemaatin medyası olsaydı, bugünkü gibi soykırıma tabi tutulmasaydı, onları eleştirmen makul olabilirdi. Kaldı ki yazdığınız her başlığa açıklama yazdım, onları dikkate almamışsınız. Şimdi de darbe girişimi sonrasındaki hukuksuzluklardan sanki Cemaat sorumluymuş gibi bir ifade kullanımışsınız.
    Eğer hakikaten zulme az dahi olsa destek olmak istemiyorsanız öncelikle masumiyet karinesine saygı göstermelisiniz. Bugün ortalıkta Müslümanlık dersi veren bunca parti, kişi, cemaat, gazete (mesela Milli Gazete, Karar vs) iktidarın önlerine koyduğu metni tekrar ederek yüzbinlerce/milyonlarca insana her gün hakaret ediyor. Oysa bu yaptıkları ile her iki dünyalarına fena halde zarar veriyorlar. Ülkenin hali ortada. Mesela iddialara göre birileri darbe yapmaya kalkmış. Biliyorsunuz bu senaryonun her yeri dökülüyor, burada bazen kısmen yazdık. Her yazılan da yayınlanmıyor zaten. Ama bu dini bütün kardeşlerimiz şu soruyu sor(a)mıyorlar: “İyi de birader bu darbeyi sarma saran teyze mi yapmaya kalktı? Yahut üç günlük er mi, yoksa Kur’an kursu hocası mı?”. Biraz aklımızı kullansak daha neleri anlarız da neyse. Gerisi laf-u güzaf vesselam.
    Zulme rıza zulümdür. Zanla hüküm veriyorsunuz, hatta zanla da değil hakim odakların propagandasıyla. Benim size uyarım sizin iyiliğinize. Elbetteki herkes kendi fikrini daha çok beğenir. Ama bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe düşürmemeli. Adaletsizliğe kalben bile taraftar olmak ateştir. Ya kelimelerle verilen destek?
    Hoşça kalınız.

    • Sn Çakan uzun lafın kısası “… darbeyi sarma saran teyze”nin yapmadığını/yapamayacağını herkes biliyor zaten. Onlar olsa olsa kendilerini yurtdışına atmağı başaranların geriye bıraktıkları. Kulakları çınlasın, 4-5 yıl önce burada Sn Bernar Kutluğ’un yaptığı gibi sizinle uzun uzun ayrıntılara girmeğe gerek görmüyorum. Tekerleğin tekrardan icadına lüzum yok. Yazdıklarım Fehmi beyin ogünkü yazı konusu tarikat ve cemaatlarla ilgili yorumlar vesilesiyle kendi kanaatim. O gün o platformda bir yorumuzun dahi yokken çıktınız bir yerlerden geldiniz, ben de sizi cevapsız bırakmadım. Hepsi bu kadar. Ben hoşça kalırken size de güle güle diyorum. Tatil bitti bitiyor, ben de gitti gidiyorum…

  6. ABD saman altından bu derece su yürüttükten sonra en iyisi F-35ler için ödenen milyar dolarlar faiziyle birlikte geri istensin. Gelinen bu noktadan sonra F-35’ler alınsa ne olur alınmasa ne olur. Siyonist İsrail gibi uygun bir yerlerine soksunlar. O makinalara savunmada kullanmak üzere kim güvenir bundan böyle. Bir süre sonra uzaktan kumanda kilitlerler ihtiyaç halinde zaten kullanamazsın. En iyisi Anadoluda bombalanmaya karşı dayanıklı yeraltı savunma sistemleri geliştirmek. Husumet dolu bu gidişat öyle gösteriyor ki eninde sonunda böyle yeraltı sistemlerine ihtiyaç olacak. Allah’ın gazabı hiç beklemedikleri bir yerden tüm zalimlerin üzerlerine olsun.

    • keşiş hikâyesi:
      Üç yıl boyunca kurumuş bir ağacı her gün ısrarla sulayan bu kesiş, Allah’ın mucizesine inandığı için bir mucizeye neden olur; kuruyan ağacın dalları yeşerir.
      Şayet insan her gün aynı saatte, aynı şeyi yaparsa ve bunu bir ritüel gibi kararlılıkla ve sistemli olarak her gün tekrar ederse, dünyada bir şeyler değişirdi o zaman.
      Kardeşlerim, nerede olursanız olun, umudunuzu asla kaybetmeyin.
      Filistin’in yanında durmaktan, Filistin’i konuşmaktan bir an olsun vazgeçmeyin.

Yoruma kapalı.