Birkaç gün sonra sonucu bütün dünyayı etkileyebilecek bir seçim yapılacak. ABD’de. Salı günü.
Seçimler öncesinde “Sandıktan kim çıkacak?” sorusu sorulur bizde; ancak ABD’de seçim sistemi biraz karışık olduğu için, o soruyu sormak mümkün değil. Çünkü bazen adaylardan birinin diğerinden daha az oy alsa bile seçilebilmesini mümkün kılan bir sistemi var ABD’nin…
Ben ABD seçimleri öncesi açıklanan kamuoyu yoklamalarından daha fazla “Prof. Allan Lichtman ne düşünüyor” sorusunun cevabını merak ederim.
Prof. Lichtman, ülkesinde yapılan on seçimden dokuzunda kimin başkan seçileceğini önceden bilmişti çünkü.
On seçimden dokuzunu doğru bilen bir anket şirketi olsa partiler kapısında kuyruğa girerler…
Zor bir iştir seçim tahmininde bulunmak…
Lichtman’ın bu seçimle ilgili öngörüsünü birazdan açıklayacağım.
Önce Türkiye…
Türkiye’de halk o soruya adaylardan birini açık ara önde çıkararak cevap vermiş…
Metropoll araştırma kurumunun yaptığı ankette, Donald Trump rakibi Kamala Harris’ten bayağı önde görünüyor. Trump’ın kazanmasını bekleyenler %32.6, Harris’in kazanmasını bekleyenler ise %24.7…
Türkiye Trump’çı…
Lichtman Türkler kadar emin görünmüyor
Prof. Allan Lichtman Harvard’tan doktoralı bir tarihçi. Modern Amerikan tarihi üzerinde çalışırken hesap-kitap işlerine de merak sarmış… Yıllardır Washington’daki American University’de hocal.
İlk öngörüsünü 1984 yılında yapılan seçimde açıklamış ve ismini verdiği aday seçilmiş…
Ardından yapılan seçimlerden yalnızca birinde -2000 yılında yapılan ve George W. Bush ile Al Gore arasında yapılanda- öngördüğü isim yerine rakibi seçilmiş…
O seçim Amerikan tarihinin en yakın sonuç veren seçimiydi ve Bush’un kardeşinin vali olduğu Florida eyaletinde sayım kilitlendiği için kararı Yüksek Mahkeme verdi ve rakibinden daha az genel oy almasına rağmen seçilebildi Bush…
[Daha önce, adayın az oy aldığı halde kazandığı seçim 1888 tarihinde yaşanmıştı ABD’de. O durum 2016’da Trump ile Hillary Clinton arasındaki seçimde de tekrarlandı. Trump rakibinden üç milyon daha az oy aldığı halde kazandı.]
Bence Lichtman için “O seçimdeki öngörüsü yanlış çıktı” denilemez.
Neyse.
Gayet basit bir sistemi var Lichtman’ın…
Hazırladığı 13 sorudan beş veya daha azının cevabı ‘hatalı’ olursa iktidar partisinin adayı, altı veya daha fazla sorunun cevabı ‘hatalı’ çıkarsa rakibi kazanıyor.
Tamamen ABD ile ilgili sorular oldukları için onları aktarmayacağım.
Bu yıl sekiz sorunun cevabına bakılırsa Harris seçilir görünüyor.
Ancak önceki seçimler öncesinde de hep yanılabileceği sıkıntısı yaşayan Lichtman bu seçim öncesinde çok daha az kendinden emin görünüyor.
Türkçede ‘salıncak eyalet’ olarak kullanıma girmiş olan, ABD’de bazen bir partinin, bazen de diğer partinin kazandığı eyaletler kararsız göründüğü için değilmiş bu kaygısı, kaygısı daha ziyade demokratik değerlerin aldığı durumla ilgiliymiş…
Dediği şu:
“Adayların her ikisi de rakibini ‘demokrasiye tehdit’ olarak görüyor ve gösteriyor. Trump’a göre Harris ‘komünist, Harris’e göre de Trump ‘faşist’. Haziran ayında yapılan güvenilir bir anket, her iki partili seçmenlerin %70’ten fazlasının ‘demokrasiye tehdit’ konusunu ‘çok önemli’ bulduklarına işaret ediyor.”
Bizdeki ‘beka’ konusunun Amerikancası ‘demokrasiye tehdit’ olmuş anlayacağınız…
Tabii bir yandan da, hem Trump hem de yanlıları, seçimi bu defa da kaybederlerse, aynen bir önceki -2020- seçimde yaptıkları gibi, sonuçlara itiraz etmeye hazırlanıyorlar.
Geçen seçimde Kongre’yi basmışlardı, bu defa…
Neyse, seçime pek bir şey kalmadı zaten…
ΩΩΩΩ