ABD’de bir üniversite Netanyahu ve uzantılarının tehditlerine karşı çıktı

22
Harvard Filistin
Harvard öğrencilerinin Widener Kütüphanesi önündeki gösterileri..
Reklam

Tahmin ettiğim gibi, Amerika’nın dünyaca ünlü üç üniversitesinin rektörlerinin Kongre’ye çağrılıp hesaba çekilmesi, o ülkede ciddi tepkilere yol açtı.

Bir gün arayla yazdığım iki yazıda İsrail’in elinin nereye kadar uzandığından hareketle, Netanyahu’nun ABD’yi de değiştirmek niyetinde olduğundan söz etmiştim. Fırsat bu fırsat deyip, ABD’yi, İsrail gibi baskıcı, özgürlüklerin rafa kaldırıldığı bir ülke haline dönüştürme ve Joe Biden’i de her konuda kendisinin peşine takma sevdasında Netanyahu.

Soğuk Savaş günlerinin bir bölümünde öyleydi Amerika… 

İlk adım Kongre’de rektörleri hesaba çekmeyle atıldı.

Görüntü, 1950’lerde Joseph McCarthy adlı senatörün yaptığına çok benziyordu.

Öğrencilerin İsrail karşıtı gösterilerine izin verdikleri, gösterilere katılan öğrencilerini kovmadıkları için hesaba çekilen rektörlerden biri, UPENN’in rektörü, istifaya zorlandı.

Mezun olduğu UPENN’e, iş dünyasından biri, “Ben geçen yıl 100 milyon dolar bağışta bulunmuştum, paramın iadesini istiyorum” diye ortaya atılmıştı. 

Üniversitede rektörü de atayan yöneticiler “Ya arkası gelir, bağışlar durursa” diye düşünmüş olmalı ki, yaptıkları baskılar rektörün istifasına yol açtı.

Reklam

Ne kadar ayıp.

Harvard Üniversitesi’nin rektörü de atayan yöneticileri ise, UPENN yönetimin tam aksine, “Rektörümüze sahip çıkıyoruz” diyen bir açık duyuruya hepsi imzalarını koydular.

Ama önce şu bağış konusuna biraz ayrıntı getireyim.

Amerika’da eyaletlerin desteklediği üniversiteler ve yüksek okullar yanında, tamamen bağımsız, bizdeki vakıf üniversitelerini andıran eğitim kurumları da var.

İsimleri en çok bilinenler zaten vakıf üniversiteleri…

Her yıl açıklanan en başarılı üniversiteler listelerinin en üst sıralarında o tür üniversiteler yer alıyor. Bunlar arasından sekizinin bir de adı bulunuyor: Ivy League (Sarmaşık ligi)…

Binalarının sarmaşıklı görüntüsü bu adı duyumsatmış olmalı.

Vakıf üniversiteleri için mezunlarının bağışları önemli.

Reklam

Aksatmadan, her yıl belli dönemlerde, mezunlara az çok demeyip okullarına bağışta bulunmaları için mektuplar gönderilir. 100 dolar gönderen de olur, yüzlerce milyon dolar da…

En çok bağış toplamayı başaran Harvard Üniversitesi’dir.

Harvard’a 2022 yılında yapılan bağışların toplamı tam 50 milyar 877 milyon 680 bin dolar…

lk 15 üniversitenin 2022 bağış tablosunu aşağıda bulacaksınız.]

Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve University of Pennsylvania’nın (UPENN)  aynı dönemde topladığı bağışların toplamı da 45 milyar 325 milyon 160 bin dolar.

Büyük meblağlar bunlar.

Dünyanın en iyi hocalarını, en gelişkin eğitim malzemelerini, en uygun ortamlarda bulundurabilmek için, üniversitelerin yalnız öğrencilerden kayıt parası almaları yetmez elbette; o gelirleri bağışlarla takviye etmek gerekir.

Eminim, Harvard Üniversitesi’nin bağışçı mezunları arasında da, yönetimin özgürlükçü tutumundan rahatsızlık duyanlar vardır; ancak ya bu hislerini dışa vurmamışlar ya da vursalar bile yönetimde bulunanlar onlara pabuç bırakmamışlar.

Önemli bir çıkış Harvard yönetiminin yaptığı…

Dedikleri özetle şu: 

“Kafa karıştırıcı ve zor bir zaman aralığında, bizler hepimiz Rektör (Claudine) Gay’in arkasındayız. Harvard’ın açık tartışma, akademik özgürlük şampiyonluğunun devamından yanayız; öğrencilerimize karşı şiddet kullanılması ve sınıflarda derslere müdahale edilmesine müsamaha edilmeyeceği konusundaki güçlü inancımızın da arkasındayız. Harvard’ın misyonu, derin toplumsal konulara cevap teşkil edecek ve yapıcı tartışma ortamına da yarayacak şekilde, bilginin, araştırmanın ve icadın daha ileriye götürülmesidir ve bizler Rektör Gay’in bu hayati önemdeki görevi Harvard’ı daha ileriye taşıyarak yerine getireceğine eminiz.”  

Merak edenleriniz olabilir diye, rektörün de 12. üyesi olduğu Harvard Yönetimi’nin (Harvard Corporation) diğer 11 üyesinin, daha önce önemli mevkilerde bulunmuş kişilerden veya halen çeşitli büyük şirketlerin yöneticilerinden oluştuğunu bilmenizi isterim. Eminim aralarında Musevi kökenli olanlar da vardır. Ama hepsi oy birliği ile rektörlerinin arkasında durabildiler.

Rektör de siyahi bir kadın profesör.

UPENN yönetiminden de böyle bir duruş beklenirdi; MIT’den de bekliyorum. 

[Bir uyarı: Yüksek lisansımı Harvard’ta yaptım, Ben ve eşim MIT’nin değişik bölümlerinde konuk araştırmacı olarak bulunduk; eşim Malzeme Bölümü’nde, ben Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nde. Bir oğlum da UPENN’den doktoralı. Yani bu eğitim kurumları konusunda tarafım; bunları bilmenizde yarar var.]

ABD’de 2022 Yılında En Çok Bağış Alan Üniversiteler Listesi: 

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Aşağıdan (11:45 ten) devam…..

    *******
    …..
    Niyetleri NEFSidir! GÜÇ ve GÜCÜ istismar!
    Bizim MAYAmız sağlam, aslımızda İMAN var!

    İşbu maya tutar mı, göremedi “Rahmetli”
    Ulkede o gün bugün, hava hala kasvetli!

    İnsanda kapasite! Tanı! Allah vergisi,
    Çalış! O’na imanla, hızla gelsin gerisi!

    Hem de çorap söküğü gibi, o kadar kolay!
    İş bu kadar basittir, budur en kritik olay!

    Neden demeyin neden, “yanlış” her yanımızda,
    “Akıl” kör! “iman” sağır, çoğu insanımızda!

    “Akıl*İman Sentezi” duyarsızlığa çare,
    Bu sentezdir aslolan, mahşere dek mahşere!
    …..
    *******

  2. Hedef-1930 14 Aralık 2023 De 13:32
    Hırlı kız 14 Aralık 2023 De 14:45

    anlayış olarak kimseye hırkız/hırsız demiyorum elbette.
    ben prensip olarak yapılanın yanlış olduğunu söylüyorum sadece.
    sayın koru burada yorumlarını yazıyor ve bize de “ben yorum yazıyorum, peki siz ne düşünüyorsunuz?” diye sınır bile getirmeden bir alan açıyor. o bu platformu kurduğu zaman bugünkü gibi herkesin kendi kanalı yoktu, var olmak istediği yerde kendine bir yol açtı. bizler yorumlarımızla hem kendisini destekliyoruz hem de ne düşündüğümüzle bir veri oluşturuyoruz, halkın ve sokağın sesi oluyoruz.
    öyleyse, sağdan soldan daha çok para karşılığı yazan, zaten bir yerlerde duran, isteyenin yerinden okuyacağı birilerinin yorumları buraya neden boca edilsin?
    boca edildi diyelim verilen doğru yanlış, yanlı yansız emek, isim bile zikretmeden kendi düşünceleriymiş gibi neden paylaşılsın?
    bu hırsızlıktır.
    üstelik, bu yorumlarda bir sürü yalan yanlış bilgi oluyor
    kiminle tartışacağız, kimi düzelteceğiz?
    şuursuzca copy-paste yapanı mı muhatap alacağız yoksa
    orjinal metinin sahibini mi?
    yanlış işler bunlar.
    düşüncesi-fikri-görüşü olmayan yazmasın madem.

    • Aynen! Katılıyorum Didem hnm, ülkenin içinde bulunduğu günlere gelişimizin temel nedenleri var. “Hap yap, para kap” misali kolaya kaçanlar çok. Zor ve özgün olanı takdir eden de pek yok! Misal, “The Sentez sizin kavramlaştırdığınız bir şey midir?” diye lütfetti sordu bir yorumcu (Hkan 7 Aralık 2023 De 14:55 https://fehmikoru.com/gunumuzden-gerilere-bakiyorum-da-eski-politikacilar-bugunkulerden-cok-farkliydi-cok/ ). İzah edip “Evet” dedim “Ben kavramlaştırdım. Aksi taktirde, kaynak göstermeden bu konuyu dile getirmem intihale girer(di) deyip ben de sordum. “Böyle bir soru ilk olarak sorulduğu için ben de bir soru sormuş olayım, sizi böyle bir soruya motive eden nedir?” Bir cevap gelmedi. Bu yorumcu arkadaşımız, görmediyse bu soru hala geçerlidir.

      • bazılarımız siz ve benim gibi site kurulduğundan beri yorum yazıyoruz, belki yüzlerce yorumunuzun ortak paydası akıl-iman sentezi.
        takip edenler biliyor sanırım.

        • Bu arada, Didem hanım, “Akil*İman Sentezi” tarihi itibariyle bu siteden çok eskidir. Çocukluktan başlar aslında. Ayrı cenahlarda şahit olduklarımdan bir çıkarım ve sentezdir. Yamuklar arasında düzgünü arama ideali. Başarıda, farkındalıkta, kıstas ve kıyaslamada çok faydasını gördüm diyebilirim. Başkaları da faydalansın isterim. Zaten bir sorumluluk. Kitap yazsam yeridir….

          AKP’nin yeni kurulduğu yıllarda ve akabinde destek türü başka konular arasında bir ideal olarak “bakın bu işler önemli” demeğe getirdiğim bir konu. Belki AKP’den umudum, beklentim buydu…. O zamanlar yazarı ve yorumcusu çok olan bir site vardı HaberX. Gökkuşağı çeşitliliğinde fikirler rekabet ederdi….

          Bu plaformda vaktimin elverdiği kadar bu konuya daha bir odaklanmağa başladım, çoğukez iş arasındaki stres atma molalarında oluyor!! Bazıları sigara molası verir ya, kafiyeli birşeyler yazmak bende bir fikir cimnastiği, bir hobi oldu…. iyi dinlendiriyor ve bazen de eğlendiriyor….

  3. Yapılan bağışları görünce adamların neden dünyanın 1 numaralı DEVLEt olduğu belli oluyor.
    Ya bizimkiler acaba bağış alıyor mu ???

  4. Bizim ülkece vekilinden başlayarak! iyi bir eğitim ve kültür antrenmanına başlama zorunluluğu var🙂.
    Yoksa kimimiz kürsüde, kimisi üniversite de kimi de terör denilen müsibetlerin peşinde can verip tükeneceğiz😡😡😡.
    Bir vekil daha heyecanı hastalığı vb neden lerden vefat etti. Allah rahmet eylesin.
    Evinde köşesinde oturup hayatını sürdürseydi gençlere yol gösterseydi şimdi belki hayatta olacaktı🤔.
    -Babası komtan diye spor dahi yapamayan bir çocuk güvenlik güçleri mensubu olabilirmi mesela?
    -Anası vekil diye saçını dahi taramadan aciz tosuncuk gzellik kraliçesimi olsam yoksa..
    -Şeyh postu boşalınca çocuğunun posta koşup oturması onu sıcak tutarmı?
    -Agalar paşalar nerden kimin sırtından para kazanıyor ki çok zengin çok kudretli!.. oluyor bilen varmı?
    -Anan baban akraban dostun üniversite de çalışan biriyse sen hem Doktor hem Mühendis hem aile babası hem anne hem bool boll seyahat edebilen şanslı kullardan olabilir misin acaba? Allah o zaman yürü ya kulum mu diyor mesela?

  5. Natanyahyuu giyotinin yağ kokusunu hissetmeye başladı bence ensesinde😁
    Bosna kasabı Zurnaoviç nassı yargılandı ise deliğinden bulunup çıkarılıp, bu da abd ye drğil mars’a da kaçsa annadı 😂…
    -üniversite rektörlüğü konuşma yapmaz! Hocaları akedemisyen profesör her kim “Halklailişkiler “ den sorumlu ise, onun işi zaten bu ise;
    Medyada görünür!👀, yanlış giden toplumsal bir takım şeyler varsa doğrusunu tartışır!! Demeçler verir!!!..
    (Sen bunları organize etmezsen medyacı ihalesine bakıp toplumu yanlış yönlendirir! hökümata ültimatom verir!! hükümeti düşürmeye bile kalkar!)
    -ben Pensilvanya üniversite sine çok sayın törör örgütleri ne kaddar yeşil dolar bağışlayıp alkış alıyorlardır onu merak ettim!
    -bizdeki paprikatörler devletten beleş arazi eski binalar boş orman arazileri hatta bataklık bile olsa!! çevirip okul yapıyom diye
    İyi bir yol!!! tutturmuşlar!
    Onların zaten bağışa mağışa ihtiyaç duyduğu yok! Suyun pınarından alıyoooonnn!!! İç babam iç😡.
    Birazını yeşil bangonota çeviriyoonn!!!
    Son istek:
    Düğünde ben sana bir çeyrek takmıştım isterim geri!😲
    Ben bağış yapmıştım!.. geri ver geri!!☹️
    Bunlar OLMAMALI! Peki nasıl olmalı?
    “BENİM BAĞIŞLADIĞIM PARAYI NEREYE NASIL HARCAYACAĞINI KURALINA KİTABINA YAZACAKSIN!
    Harcandığı zaman da -BAĞIŞINIZ İLE ŞURAYA OKUL VB YAPILDI- teşekkür mektubu ile bilgi vereceksin!!! hem bağışçıya hem medyaya!!

  6. Aşağıdan (02:30 dan) devam….

    *******
    …..
    Yarış var yarış! hep iyinin iyisi için,
    BiLgi derinleşmekte, hedefi bu BiLiMin!

    Eşya ve tabiatı! araştırıyor BiLiM,
    Kurallar! açıklığa kavuşturuyor BiLiM!

    BiLiM! bilgi üretmenin en sağlıklı yolu,
    “Akıl”dır BiLiMin hem sağ kolu, hem sol kolu!

    “BiLenle BiLMEyen hiç bir olur mu” der Kur’an,
    Duvar! kısır din anlayışı! düşünün bir an…
    …..
    İdrak eden, işin ADını koyan “AKIL”dı,
    İnsan! “AD”ları bilecek şekilde yaratıldı!

    Bunu en iyi bilmesi gereken bizleriz,
    Lakin onlar çalışır, biz seyirci! izleriz….
    ….
    *******

  7. paranın maddeye hatta manaya şekil verdiği bir düzlemde yaşıyoruz. dünyanın en parlak beyinleri abd üniversitelerine akıyor, abd ve üniversiteleri ise bu parlak kişilere her imkanı sağlıyor karşılıklı büyük bir uyuma sahipler, kişiler özgür, huzurlu, gelişebilecekleri, başarılı olabilecekleri bir ortam buluyor, abd de onların etinden, sütünden faydalanıyor bildiğiniz mutualizm işte.
    başarının sırrı iyi yönetilmektir.
    iyi yönetilmezse eğer, her sistem geri gider ve bir gün iflas eder.
    bugün olanlar bir fren mekanizması işletilmediği takdirde sistemde ciddi sonuçları olabilecek büyük yönetimsel hatalardır. paranın şekil vermesi mümkün olduğu gibi, şekil bozması da mümkündür.
    rektörlere yapılan bu davranışların ülkede önemli akisleri olacağını sanıyorum ve bu yönde umut etmek istiyorum.
    toplumlar haklarına sahip çıkmalı, yanlışlara dur diyen halklar olmalı.
    başka bir seçenek yok çünkü.

  8. bazı yorumcular yandaş medyada kimin ne yazısı varsa gelip buraya boca ediyorlar.
    oysa burası insanların kendi düşüncelerini, görüşlerini, yorumlarını paylaştığı bir alan olmalı değil mi?
    elbette alıntılar olabilir ama kendi düşüncesini destek için kullanılabilir ama bu durumda da kimden hangi düşünceyi alıntıladığını işaret etmekve isim yazarak aidiyetini bilmeyen varsa belirtmek gerekir, kimin olduğu bilinmiyorsa en azından tırnak içine alınabilir
    emeğe saygı duymak lazım.
    üstelik başkasının düşüncelerini kendi düşünceleri gibi yazmak hırsızlıktır.
    kimi kendine ait olmayan malı çalar, kimi de cümleyi.

  9. Bağış tutarları kümülatif değer olmalı yoksa sadece 2022 de alınan bağış tutarları değil. bildiğim kadarıyla örneğin Harvard bütçesi 6 milyar dolar ve bunun yaklaşık üçte biri bağışlar.
    UPenn için üzücü hak ve hukuk adına ama İsrail tarihten gelen mağduriyetini tüm dünyada ciddi manada sorgulatmaya başladı.

  10. ABD Başkanı Joe Biden, Yahudilerin bir bayramı dolayısıyla Beyaz Saray’da düzenlenen resepsiyonda İsrail’e askerî desteğin süreceği teminatını veriyor. ABD Başkanı, burada yaptığı konuşmada Hamas’tan [Filistinlilerden demek istiyor] kurtulana kadar İsrail’in yanında olacaklarını söylüyor ama bir korkusunu da dile getiriyor. Onun şu cümleleri oldukça önemlidir: “Ama çok dikkatli olmalıyız. Tüm dünyanın düşüncesi bir gecede değişebilir. Bunun olmasına izin veremeyiz.”
    Biden’ın cümleleri İsrail’in eylemlerine onay anlamını taşır. ABD Başkanının aslında İsrail’in sergilediği vahşete karşı olmadığını anlıyoruz. Bu da gayet doğal bir durumdur. Çünkü Biden, Anglosakson kolonyalizminin en uç örneğini temsil eden bir yapıdan gelmektedir.
    Türkiye’de yaygın kanaate göre ABD bir zamanlar İngiltere’nin sömürgesiydi. Bu çok yanlış bir kanaattir ve doğruluğu sorgulanmamıştır. Hâlbuki ABD İngiltere’nin Kuzey Amerika’daki kolonilerinin birleşmesinden doğan müstemleke devlettir. Anglosaksonların Kuzey Amerika’daki kolonyal yayılmacılığı en ileri aşamasına ulaştığında ABD ortaya çıktı. ABD sömürge değil, koloni idi. Dolayısıyla yerlilere karşı vahşeti sergileyenler onlardı. Bugün İsrailliler de benzer bir politika takip etmektedir. Biden, bunun görülmesinden ve kendilerine karşı bütün dünyada yeni bir duruşun ortaya çıkmasından korktuğunu ifade ediyor.
    Artık sorumluluk bütün halkların ve milletlerin omuzlarındadır. Gazzeliler birer birer ve topluca toprağa düşerken üzerlerindeki yükü sessizce ulusların omuzlarına bıraktı.
    Yaşasın Filistin! Kahrolsun Siyonizm!

  11. Amerika’nın en prestijli okulu olan Harvard Üniversitesi kampüslerindeki Filistin yanlısı ve Gazze’deki soykırıma dikkat çeken eylemleri “Yahudi karşıtlığı” suçu sayarak Rektör Claudine Gay’e ABD Kongresi’nde özür dilettiler.
    Pensilvanya Üniversitesi’ndeki öğrencilerin Gazze’de sivillere yönelik katliamların durdurulmasını istediği eylemlerini de Antisemitizm suçu saydı ABD Kongresi ve kurduğu baskıyla Rektör Liz Magill’i istifa ettirdi.
    ‘Holokost Endüstrisi’, soykırım müzeleri, sinema sektörü ve enformasyon ağlarıyla insanlık üzerindeki kurduğu duygusal baskıyı, Gazze soykırımıyla bilim dünyasına taşımaya çalışıyor.
    Amerika’daki Yahudi lobisi, akademi dünyasını siyasi çevreler ve bağışçılar eliyle tahakküm altına almaya çalışarak, İsrail karşıtlığının üniversiteler üzerinden toplumsal tepkiye dönüşmesinin önüne geçmeye çalışıyor. Ancak hata üstüne hata yapıyorlar. Şu iki ayda gözlemledik ki, sosyal medya çağını yaşayan yeni kuşak Amerikalı ve Avrupalı gençler, Gazze soykırımını izledikçe İsrail karşıtı oldular. Şimdi yaptırımlarla daha da bileniyorlar.
    Gazze’deki soykırıma karşı çıkmak, bebeklerin, kadınların katledilmesine itiraz etmek Antisemitizm mi oluyor peki? Wikipedia’da yazılanlar bakılırsa suç! ‘Holokost Endüstrisi’, antisemitizmin altını şöyle dolduruyor: “Kavramın savunucuları, Siyonizm karşıtlığı, Amerikan karşıtlığı, küreselleşme karşıtlığı, üçüncü dünyacılık ve İsrail’in kötü gösterilmesi ya da davranışlarına yönelik çifte standartların antisemitizm ile ilişkilendirilebileceğini ya da üstü örtülü antisemitizm oluşturabileceğini öne sürmektedir.”
    Bugün Amerika’daki herhangi bir üniversitede Gazze’de soykırım yapan İsrail’in kötü gösterilmesi, örneğin soykırımla suçlanması antisemitizm sayılıyor. Bu kadar keskin ve netler.
    Yüksek sesle sormak gerekiyor:
    Biz bu İsrail’e düşman olmayacağız da kime olacağız?
    Gazze’de 8 binden fazla çocuğu katleden İsrail’e öfkelenmeyeceğiz de kime kızacağız?
    Güvenli tek bir noktanın olmadığı, hastanelerin, okulların yerle bir edildiği, konvoyların ve kampların vurulduğu saldırılardan sonra İsrail’e lanet okumak, hesaplaşma yemini etmek Yahudi düşmanlığı değildir. Amerika ve İsrail’in tüm insanlığın önüne ördüğü korku duvarlarını yıkmalıyız artık.

  12. Netanyahu o kadar suça bulaşmışki Filistin ve Yahudi Kanlari ile ayakta durmak için,
    Yapmayacaği adilik yok. Ateşkes süresinde İsrail yüksek mahkemesi davayi devam ettirme kararı alınca Netanyahu, anında Filistinli bebeklerın kanlarına güz dikti
    Bizde. Yere Bakan yürek yakan diye bir insan tarifi var. Joe Biden tamda bu tarifin biçilmiş kaftanı.
    Adamda ne merhamet nede utanma var. Resmen Filistinlileri kurban seçmış.

  13. Ee. bizim Boğaziçi de direniyor yani , ne yapalım.
    Peki Fehmi Beyin bunlara bağışı var mı ?

  14. Bağış alan ABD’deki üniversitelerin listesi ve rakamların milyar dolar olarak büyüklüğü, zenginliğin eğitime duyduğu ilginin en önemli belirteci. Nedendir bu? Ekonomiye direkt katkısı olacak şekilde verdikleri kaliteli eğitim dolayısıyla oluşan zenginliğin kökeni üniversiteler. Eğitilen insanların üretkenliği beraberinde otomatikman zenginlik oluşturuyor. Ve bu zengin insanlar o büyük paraların mezar ve sonrasında bir işe yaramayacağını çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla, eninde sonunda (vefa borcu olarak) mezun oldukları üniversitelerini hatırlıyorlar. İhya ediyorlar adeta. Bu paralar üniversite yönetimlerince hiçbir zaman carcur edilmiyor, eğitim kalitesinin ve araştırmalardaki öncülüğün daha iyi hale getirilmesine harcanıyor. Bir dirhem israf yok! Misal, o kadar zenginliğe rağmen üniversite yönetimlerinin başındakilere özel ihtimam yok. Bizdeki rektörlerin ayrıcalıkları, tahsis edilen özel şartlar asla yok onlarda. Rektörler siyasi hükümetlerin politika ve görüşlerine göre kendilerine ayar vermiyorlar (karşılıklı oto-güven var). Bütün işleri eğitim kalitesini korumak, daha ileri götürmek ve üniversiteler-arası rekabette geri kalmamak.

    Öyle olunca da uluslararası öğrenciler akın akın geliyorlar, orayı tercih ediyorlar. Kalite üzerine titreyen tür eğitim sisteminde işi bencilce sahiplenme yok. Hiç denmiyor ki bizim tekelimizde Bilim. Bilimin konusu eşya ve tabiatı. Eşya (ki bize göre var eden Allah!), konu olarak o kadar devasa ayrıntılı bir konu ki tüm insanlığa gelin deniyor. “Bu işin altından kalkamayız, istediğimiz seviyede bir altyapınız varsa, sizlere de ihtiyaç var. Sizlere de imkan var! “gelin”, ne cins insan olursanız olun gelin; sizden faydalanalım” deniyor adeta….

    Bunu anlayan, varını yoğunu toplayıp oraya gitmeğe çalışıyor. Kendine güvenen rekabeti seven gidebiliyor … O üniversitelerde kalite seviyesi o denli ki bizim Rektörler mazallah o üniversitelere müracaat etse, o rekabet ortamında % sekseni işe alınmaz. Küçünsemek için değil, malesef gerçek olan o. Öğrenci olsun veya akademisyen olsun, gidebilenlerin belki de % 90-95i devletin imkanlarıyla anca gidebiliyor. Bir şekilde devlet vesile oluyor….

  15. Elin oğlu yememiş içmemiş vakıf üniversitelerine bağış yapmış,
    bizde ise başbakan kendi kurduğu vakfa ait üniversite için kampüs diye devletin arazisini zimmetlemiş iyi mi?
    Yeditepeyi dalan yedi, başkenti haberal yedi, ösym arazisini(bilkent) doğramacı yedi, tekel arazisini(dragos) davutların ahmet yedi, belgrat ormanlarını koç yedi…
    Yiyin efendiler yiyin, devletin malı yağma hasan böreği, ye babam ye!

  16. PROAKTİF TUTUM.
    “Hırsıza hırsız olduğunu hatırlatmaz isen sana ahlâk dersi vermeye kalkar” Fransız atasözü.
    Bence rektörler Elise Stefanik’e “tazminat” davası açmalılar?
    Proaktif bir tavır sergilenmeli.
    Özellikle manevi tazminat düşünülebilir.
    Elise Stefanik’in temsilciler meclisi üyesi olmasının her istediği soruyu istediği gibi sorabileceği yetkisi verdiğini düşünmüyorum.
    Bir rektöre;
    “–Evet yada hayır şeklinde cevap ver” diye dayatmak nedir?
    Oldu olacak cevabını da bir zahmet siz verin hanımefendi.
    Eriha Duvarı bu hanımefendiye mutlaka sorulmalı.

Yoruma kapalı.