İnsanlar en büyük yanlışı tek bir konu üzerinde yoğunlaştıklarında yapıyor.
Şu anekdot bir kitapta karşıma çıktı [Joseph T. Halinan’ın ‘Why We Make Mistakes’ (Neden Yanlış Yaparız?) kitabında].
Hollywood’un ünlülerinden Burt Reynolds mesleğe ilk başladığı yıl kendi başından geçen bir olayı anlatmış. Bir mekanda tek başına otururken biraz ötede güçlü kuvvetli birinin oturduğunu görmüş. Adam etrafla küfürlü konuşuyormuş. Yanından geçen bir kadına da çok yakışıksız bir davranışta bulunmuş. Henüz tanınmışlık kazanmamış Burt Reynold dayanamamış, terbiyesiz adamın yanına gidip kafasının yanına sert bir yumruk savurmuş. Adam aldığı darbeyle tekerlekli iskemlesiyle birlikte havada uçarken, Reynolds adamın iki bacağının olmadığını fark etmiş…
Belli ki, Reynolds, adama baktığında esas görmesi gerekeni görememiş.
Genellikle hepimiz onun kadar vahim olmasa da genç Burt Reynolds’un yaptığına benzer değerlendirme hataları yapabiliyoruz. Ayrıntıları gözden kaçırdığımız için tablonun bütününü görmeden sonuca atlıyoruz.
Bu girişi dünkü yazımla ilgili yaptım.
ABD’nin yedi sefer aya araç göndermekten vazgeçmesinden (1970) tam 50 yıl sonra Türkiye’nin aya yolculuk hazırlığına başladığı haberini değerlendirdim dün. Bu arada, bizde ay yolculuğu projesinin açıklandığı gün, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) gönderdiği uzay aracı Umut’un (Hope) Mars’ın yörüngesine girdiği haberini de paylaştım.
Dev projelerin amacı
Bizim ay projesi on yıl içerisinde gerçekleşecek. BAE ise günümüzde Mars’a araç gönderiyor. Hem de büyük masraflar yaparak.
Yakınlarımdan biri, “Sadece her bakımdan küçük çapta bir ülkenin büyük devlet olma iddiasına bağlamışsın, sebep bu kadar basit olabilir mi?” diye sordu.
Soru üzerinde düşünürken, BAE’nin şu yakınlarda ilk kez diplomatik ilişki kurduğu bir ülkenin gazetelerinden birinde konuya bu yönüyle değinildiğini fark ettim. Yazıda BAE’de Mars’a gitme ile sonuçlanacak bir projeyi planlama ve onu gerçeğe dönüştürmeyi başarmaya yarayacak mühendis kadrosunun altı yıl önce bulunmadığı vurgulanıyor.
Projenin ilk planlandığı yıl.
Altı yıl içerisinde bu boşluğu doldurmak herhalde mümkün değil. Peki nasıl olmuş da Mars yolculuğu başarılmış?
Yazıda onun da cevabı var: “Hiç kuşkusuz dostlarından yardımla başarıldı. NASA’dan bilim insanları ve mühendisler ile Colorado Üniversitesi’nden alınan yardımlarla.”
Gazete, “Başarı daha çok bu dış yardımlara borçlu.”
Değerlendirmede BAE’de çok sayıda üniversite bulunduğu ancak bu üniversitelerin hiçbirinde araştırma yapılmadığı ayrıntısı da var. Dünya bilim örgütleri indeksinde yer alan 50 ülke arasında BAE Vietnam’ın önünde 49. sırada yer alıyormuş. “Fizik alanında daha aşağıda” diyor gazete.
NASA’ya, Colorado Üniversitesi’ne bayağı bir kaynak aktarılmış olmalı.
Suudi Arabistan’ın Donald Trump döneminde göze girmek için kullandığı ABD’ye silah alımıyla 100 milyarlarca dolar aktarma yönteminin sonuç aldığını gören her ülke aynı yola başvurmaya başladtı. BAE F-35 uçakları almaya talip olmuştu, onun yanına bir de Mars’a yolculuğu eklemişe benziyor.
2030 Vizyonu ve 500 milyar dolarlık projeler
Göze girmenin önemli olduğu ülkelerden bazı büyük projeleri devreye sokarak para karşılığı belli konularda yardım alma yöntemini Suudi Arabistan başka alanlarda da kullanıyor.
Suudi Arabistan’ın döviz rezervleri 450 milyar dolar. Kraliyet Varlık Fonu’nda yerli-yabancı büyük yatırım projeleri için kullanılmaya hazır 300 milyar dolar var. Tabii bir de dünyanın en zengin ikinci petrol rezervine sahip bir ülke Suudi Arabistan.
Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın (MbS) “Mega projem” diye tanıttığı 500 milyar dolara mal olması planlanan NEOM projesi var.
MsB’nin ‘2030 vizyonu’ adını verdiği Suudi Arabistan’ı 21. yüzyıla taşımayı amaçlayan hayalinin en önemli projesi NEOM.
Ülkenin kuzey-batı bölgesinde sıfırdan kurulacak ve New York’tan 33 kez daha büyük bir kent olacak NEOM.
[NEOM Grekçe ‘yeni’ anlamına gelen NEO ile Arapça ‘müstakbel’ sözcüğünün ilk harfi olan M’nin bitişmesinden oluşuyor.]
Kızıldeniz kıyısı için planlanan turizm bölgesi Belçika kadar geniş bir bölgeyi kapsayacak. Kiddiye adı verilecek bir spor ve eğlence merkezi ABD’deki Disney World’den 2,5 kez daha büyük olacak.
İnşasına bu yıl başlanacak yeni kent NEOM’da yüzeyde araçla ulaşım olmayacak; yer altında her yöne metro hatları yolcu taşıyacak. Saatte 600 km hız yapacak metro kentin bir ucundan diğerine 20 dakikada ulaşacak. Yeni inşa edilecek uluslararası havalimanının da dünyanın en büyüğü olması planlanıyor.
Aynı bölgeye yakın bir başka proje ‘Coral Bloom’ adını taşıyan turizm projesi. 2030’a kadar 22 ada ve 6 yapay adadan oluşacak turizm bölgesinde toplam sekiz bin odalı 50 otel ile 1300 rezidans inşa edilecek. Dev projenin tamamlandığında ülkeye 133 milyar dolar turizm geliri getirmesi bekleniyor.
[Daha önceleri ülkeye turist kabul etmeyen, yalnızca hacılar, umre ziyaretçileri ve resmi heyetleri ağırlayan Suudi Arabistan, tarihinde ilk kez, turist vizesi vermeye başladı.]
İlgilenebilecekler için bir özel bilgi daha aktarayım: Kraliyet Varlık Fonu tarafından finanse edilecek dev projeyi gerçekleştirmek üzere kurulan şirket olan ‘The Red Sea Development Co.’nın başına CEO olarak John Pagano getirildi.
Tamamı 500 milyar dolar olarak planlanmış NEOM projesine sadece 2020 yılı için 4 milyar dolar ayrılmış bulunuyor.
Müteahhitlere gün doğdu, ama hangi müteahhitlere?
ABD, İngiltere ve İsrail müteahhitlik şirketleri şimdiden ilgililer.
Gözümden kaçan yine olmuştur, ama bu ayrıntıları önemli buldum.
ΩΩΩΩ