Başlık tuhaf gelebilir, ama sebebini biraz sonra anlayacaksınız.
Gençler bilmez, eskiler de hatırlamaz. Çok uzun yıllar, bizim ülkemizin siyasete ilgi duyan insanları, gerçekleri öğrenebilmek için, akşam saatlerini ve Londra’dan Türkçe yayın yapan BBC radyosunun haber saatini beklerdi.
Özellikle 12 Eylül (1980) askeri müdahalesi sonrasında…
Bugün bazılarını yitirmiş olsak da, pek çok parlak gazeteci, hayatlarının bir döneminde, BBC Türkçe servisinde çalışmış, seslerini oradan duyurmuştur.
Aynı durum medyası baskı altında bulunan başka ülkeler için de geçerlidir. O ülkeler vatandaşları için de BBC’nin kendi dillerinden yayınları vardı.
Türkçe servisini kapattı BBC; Arapça ve Farsça dillerinde televizyon yayınları var…
BBC bir yıl kadar önce Türkçe yayın yapan bir internet sitesini hizmete sundu.
Medya susarsa…
Konuyu aklıma Berat Albayrak’ın istifası sonrası yaşananlar getirdi.
Hazine ve maliye bakanlığı koltuğunu işgal eden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yakınlığı bilinen bir bakan, sosyal medya hesabından (Instagram), içerisinde “At izinin it izine karıştığı, Hak ile batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin bir zamanda” cümleciği yer alan, “Cenab-ı Allah bizleri Sırat-ı Müstakim’den ayırmasın; sonumuzu hayr eylesin” duasıyla sona eren ilginç bir mektupla istifa ettiğini açıklıyor…
Ülkemiz insanları, bu haberi, Reuters, Associated Press, Bloomberg gibi yabancı ajanslar, New York Times, Wall Street Journal gibi yabancı gazeteler ile çeşitli ülkelerin televizyonlarından öğreniyor…
Anadolu Ajansı, Hürriyet ve Sabah gibi gazeteler, CNN-Türk ile kardeşi kanallar 27 saate yakın bir süre haberi görmüyorlar…
İyi ki internet siteleri var.
Dün de yazdım, bana haberi ilk yurtdışında yaşayan bir yakınım duyurdu. Duyar duymaz istifayı herkesten önce öğrenmiş olabileceklerini düşündüğüm kişilerin çalıştığı gazetelerin internet sitelerinde haberi aradım. Bulamayınca benzer durumdaki televizyon kanallarında dolaştım. Yok, yok… Anadolu Ajansı’nın cep telefonlarına geçtiği kısa haberler arasında da bulamadım istifa haberini.…
İhtiyatı uzun bir süre elden bırakmamamın sebebi bu.
Birileri “Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı açıklama yapmadan yazamaz, konuşamazlar” iddiasını ortaya attı.
Haklı çıktı bu iddianın sahipleri.
Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı dün akşam saatlerinde konuya ilişkin bir açıklama yaptı ve ondan sonra adını verdiğim yayın organlarının suskunluğu sona erdi.
Açıklama, “Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan değerlendirme sonunda, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden af talebi kabul edilmiştir” cümlesiyle bitiyor.
Albayrak ve Soylu’ya farklı ifadeler
“Görevden af talebi” ha!
İçinden geçtiğimiz süreç için ‘kritik süreç’ deniliyor açıklamada ve ilk kez az da olsa ‘hasar’ alındığı da duyuruluyor.
Baş gösteren tartışmanın resmi sınırlarını çizercesine kaleme alınmış açıklama.
Zaten hemen ardından da boşalan göreve Lütfi Elvan’ın atandığı açıklandı.
Ortada tartışılacak bir şey kalmamış oldu.
Yeni bakanın atanma kararı da ilginç:
“Görevden affını isteyen ve görevden af talebi kabul edilen Berat ALBAYRAK’tan boşalan Hazine ve Maliye Bakanlığına Lütfi Elvan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104 üncü ve 106 ıncı maddeleri gereğince atanmıştır.”
Gördünüz, “Görevden affını isteyen” ve “Görevden af talebi kabul edilen” kalıpları bu metinde de karşımıza çıkıyor.
O merakla Berat Albayrak’ın istifasını duyurduğu metne bir kez daha baktım, orada ‘af’ sözcüğü bir kez bile geçmiyor. İstifa cümlesi aynen şu:
“Yaklaşık beş yıldır sürdürdüğüm bakanlık görevime sağlık sorunlarım nedeniyle artık devam edememe kararı aldım.”
‘Af’ sözcüğünü akla getirecek herhangi bir işaret bulunmuyor duyuruda.
Süleyman Soylu korona salgınının en azgın olduğu dönemde yasaklara uymayan kalabalıkların sorumluluğunu üstlenerek görevinden ayrılmaya karar vermiş, o da bu kararını sosyal medya hesabından (Twitter) duyurmuştu. “Onurla yürüttüğüm İçişleri Bakanlığı görevimden ayrılıyorum” cümlesini kullanarak…
Cumhurbaşkanlığı 27 saat beklemedi; istifa duyurusuna 2,5 saat sonra şu açıklamayla cevap verildi:
“Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir.”
Görüyorsunuz, o açıklamada Berat Albayrak için yapılan açıklamada olduğu gibi ‘af’ sözcüğü geçmiyor.
Herhalde bunun bir anlamı olmalı.
Kızgınlık olabilir mi? Ya da kırgınlık?
İletişim başkanlığının açıklaması sonrasında sınır çizilmiş olsa bile konu tartışmaya açılmış oldu. İlk 27 saat boyunca konudan uzak duran gazeteler uzun süredir yazarlarının yazılarını erken saatlerde internet sitesine koymuyorlar, biri hariç… Orada yazanlar yine konuya girmemişti.
“Neme lazım” diye düşünmüş olmalılar…
Haklılar da.
Berat Albayrak medya üzerinde bayağı etkili. Gazetelerde kimlerin yazacağına, kimlerin yazamayacağına o ve bir yakını karar veriyor.
Affın kapsamına medyadaki güç de giriyor mu acaba?
Yakında bunu da öğreniriz; BBC’nin Türkçe sitesinden öğrenmeyelim de…
ΩΩΩΩ
Yazıda sözünü ettiğim açıklamaları metni bölmesinler diye sona bıraktım.
Berat Albayrak’ın istifa ettiğine dair metin:
Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığından 27 saat sonra yapılan yapılan açıklama:
Albayrak’ın yerine Lütfi Elvan’ın atandığına dair Cumhurbaşkanlığı açıklaması:
Süleyman Soylu’nun istifa metni: