Bir Fenerbahçeli’nin yaşanan ve yaşatılanlara, -daha çok da Ali Koç’a- itirazları…

16
Reklam

Yukarıdaki başlıkta kast edilen Fenerbahçeli benim.

Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, dün, takımım adına mahcubiyet yaşadım.

Siyasete halk eliyle bir düzenleme geldi gibi, buna karşılık, eş-zamanlı olarak, futbolda gelenekselleşmiş düzen futbol kulüpleri eliyle ülkemizde elden gidiyor.

Dün, iki ezeli rakip olan Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki Süper Kupa final maçını izlemek üzere Şanlıurfa’ya gidenler ve herkese açık kanaldan maçı evlerinde izlemek üzere hazırlananlar bir sürprizle karşılaştılar: Fenerbahçe sahaya herbirinin yaşı 19’un altında olan bir takımla çıktı; maç başlar başlamaz gol gelince, oyuncuların hepsi, protesto amacıyla, sahayı terk etti.   

Neymiş, Fenerbahçe’nin hakkı gasp ediliyormuş…

Rakipleri her yola başvurup Fenerbahçe’yi hüsrana uğratmak gayretindelermiş…

Geçen hafta Trabzon maçında sahaya giren karşı takımın taraftarları oyunculara saldırmış; aynı ilde dokuz yıl önceki bir maçtan sonra oyuncuları taşıyan otobüse yapılan saldırıların failleri hala bulunmamış…

En iyisi, kulübün patronu -başkanı- Ali Koç’un maç öncesi yaptığı açıklamadan bir bölümü aktarmak:

Reklam

“Yaşadığımız haksızlıklar, terör örgütünün kurduğu kumpaslar, futbol takımımıza yapılan suikast girişimi, son deplasman maçımızda futbolcularımıza yapılan linç teşebbüsü, zorbalıkla çalınan özellikle 3 defa son haftada çalınan şampiyonluklarımız.. Suikast girişiminin içimizi en çok acıtan, içinde bulunduğumuz durumu sorgulatan unsurlardan biri, suikast girişiminin halen faili meçhul kalması. O zamanın yönetimi de ligden çekilmeyi, maçların tehir edilmesini istemişti. Devletin en önemli kademelerinde teminatlar verilip, ‘Biz bulacağız suçluları’ denildi, 9 sene geçti hala bir ilerleme yok. 3 Temmuz kumpas sürecinde bazı açılan davaların havada kalmaması, sonuçlanmaması… Ne demek istiyorum. Bütün bu kötülüklerin, garip olayların, anormalliklerin tek bir kulübün başına gelmesi, olayların sıradanlaşması Fenerbahçe’yi isyan ettirecek noktaya getirmiştir.”

İsyan noktasına gelen bir kulüp ne yapar?

Benim bildiğim, hiçbir spor kulübü, hatta sporcu, hiçbir sebeple, kendisini isyan edecek hale getirmez.

Spor ‘sportmenlik’ de denilen bir centilmenlik alanıdır çünkü.

Fenerbahçe tam yedi yıldır şampiyon olamıyor. Ali Koç kulübü şampiyon yapma iddiasıyla başkanlığı üstlendi, ancak vaadini yerine getiremedi. 

Bu yıl üç kupayı birden kazanabilirdi Fenerbahçe. 

Şubat ayının sonunda oynanan çeyrek-final maçında Ankaragücü’ne 3-0 yenilerek Türkiye Kupası’ndan elendi… 

Dün, Şanlıurfa’da, esas oyuncuları yerine U-19 takımını sahaya sürüp maçı ilk dakika -veya ilk gol- sonrası terk ederek ‘Süper Kupa’dan mahrumiyeti -ve muhtemelen bu sebeple cezaları- göze almış oldu.

Reklam

Ligde rakibi Galatasaray ile en üst sıra için çekişiyor; öne geçip ipi göğüsleyebilir, ama kafası kızan başkanının, bu kızgınlığını, takımı zor duruma düşürecek bir yolla dışa vurması yüzünden, ligde de şampiyonluk kaçabilir.

Oyuncuları moralsizliğe, Trabzon maçı veya kimin kime neler söylediği gibi konular değil, Şanlıurfa’da yaşananlar daha fazla sürükleyebilir.  

Şanlıurfa’da yaşananlar yalnız sportmenliğe değil sporcu ahlakına da sığmıyor.

Herhangi bir sebeple öfkelendin ve kızdın mı, sporcularını da bu durumun etkiledi mi, öyleyse yapacağın, onları kritik bir şampiyonluk maçında sahayı terk etmeye zorlamak değil, tam tersine, o sahadan galibiyetle ayrılmalarını sağlamaktır.

Sporcular için, gidilecek takımın kendilerine ne kadar maddi imkan sağlayacağından daha önemli olan, o takımla kaç şampiyonluk yaşayacağı hesabıdır.

İki kupayı şimdiden kaybeden Fenerbahçe, bu son olay yüzünden ligde de aradığını bulamazsa, yalnız önemli oyuncularını kaybetmekle kalmaz, gelecek yıl arzuladığı yerli-yabancı oyuncuları transferde de zorlanabilir.

Ali Koç, bir ara, “Gerekirse bir alt lige düşeceğiz. Herkes aklını başına alsın. Her gün ölmektense bir gün öleceğiz. Gerekirse bir sene oynar, çıkarız” görüşünü paylaşmıştı.

“Hadi oradan” diye söylendiğimi hatırlıyorum.

“Şimdi ise yapar mı yapar” diyorum.

Takıma da taraftara da yazık oluyor.

En çok taraftara sahip kulüp olmaktan uzaklaşıyor Fenerbahçe; dahası Ali Koç’un kızgınlığı taraftara da geçiyor.

Siyasette yaşamaya alıştığımız sinirli günler geçti, geçiyor, sporda gerilim had safhada.

Kimsenin sporu bu hale getirmeye hakkı yok.

ΩΩΩΩ

Reklam

16 YORUMLAR

  1. Bu maçı oynamamaya baştan niyetliydiler. Suudi Arabistan’da da aynı numarayı yaptılar. Son dakikaya kadar maça çıkar mıyız çıkmaz mıyız pazarlığı yaptılar. Ama niyet hep çıkmamaktı. Çünkü maçı değil hep kendi makyajlarını düşünüyorlar. Maç içerde değil hep dışarda oynanıyor. Bunlar futbol takımı falan değiller. Mafya uzantısı örgütlü vandallar. Ellerinde büyük para kaynakları, şımarıklık, bencillik, kabalık, ne ararsanız var hepsinde. Centilmen asla değiller. Sporu da kendilerine benzettiler. Aslında çürüyen toplumun birebir sahaya yansıması onlar. O yüzden kimse şikayet de itiraz da etmiyor. Başta herşeyin sorumlusu en baştaki. Aynaya bak durumu.

  2. 2 dakikalık şampiyonluk tadından sonra 50 saniyelik maç rekoru da Fenerbahçe nin oldu. Ali Koç takdir ettiğim bir kişi fakat şuan yanlış yolda ilerliyor. tepkilerini daha doğru verebilir. takım bu konularda kullanılmamalı diyorum…

    • futbol aynı zamanda bir kitle yönetim aracıysa onu kullanma bunu kullanma reyiz neyi kullanacak? kime Putin tezahüratı yaptıracak, Trump seçilirse Trump tezahuratı yapmak icap ettiğinde kim yapacak. yarın işler tersine döner netanyahuyu sarayda ağırlama icab ederse kim davul zurnayla karsilayacak:))

  3. baktılar gördüler ki dakka 1 gol 1
    ohoooo daha 89 dk var. maç 90-0 biterse daha da rezil olacaklar. sahadan çekildiler. böyle basiretsiz insanları yönetici yaparsanız olacağı bu. haklı iseniz hak aramanın yolu bu mu? bilmem kaç sene önce olan olayların hesabını biriktirip biriktirip 1 günde mi sorar insan? şimdiye kadar aklın neredeydi?

    • Yok onlar daha şike olarak verilerek ispatlanmış ancak resmi izin alınmadığı için belgelenmeyen çanta dolusu dolarların hesabını veremediler .Yavuz hırsız ev sahibini bastırır şekilde üste çıkmaya çalışıyorlar.

  4. Bence FB başkanı yetkili kurumlarından da izin alarak yapabileceği en demokratik tepkiyi yapmıştır. Bende bir fb li olarak Şanlıurfa daki FB taraftarlarını mağdur etmemek adına maça çıkar oynardım. Bunu Tff için yapmadığımı basın yoluyla açıklardım. Ali KOÇ’a hak vermek lazım. 9 yıl önce otobüs kurşunlanmış failler bulunamamış. aynı maçta bu kez sahaya taraftar girmiş. Mecbur bir tepki vermek lazım. Cezalar caydırıcı olması lazım. TFF bir ceza veriyor her nasılsa cezaya indirim yapılıyor. Bir siyasi aday elinde bilgi ve belge var mı bilmiyorum varsa TFF vermeli BJK ve FB şike yaptı diyebiliyor ve hiçbir sorumluluk da duymuyor, sonra bazı kendini bilmez fanatikler durumdan vazife çıkarıyor. Olay çıkaran tüm fanatikler bence stadyumlara alınmamalı.

    • Hocam “Olay çıkaran tüm fanatikler bence stadyumlara alınmamalı.” filan diyorsunuz da,
      maçlarda devlet büyüklerimize ana avrat sövüp sayan taraftarlar da buna dahil midir yoksa öylesine sallıyor musunuz?

  5. FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLSE
    “Futbol sadece futbol değildir” diye bir deyim var.
    Bu deyimden kasıt öncelikle futbolun bir
    “yaşam biçimi” olduğunu vurgulamak.
    Bu yaşam biçiminin birinci özelliği ise tüketim toplumu ve bu bağlamda bir piyasa oluşturmak.
    Bir yönüyle de batı standartlarına “yakın” özgürlük ortamı hedeflemek.
    Bu deyim ile ikinci kastedilen ise futbolun “gösterge” olma özelliği.
    Toplumun, milletin ve devletin göstergesi.
    Futbol, totalin ve toplamın bir numunesi ve göstergesi.
    Futbol klüpleri ben yaptım oldu mantalitesi ile yönetliyor ise bilin ki, devlet de
    Kabile Reisliği Hükümet Sistemi ile idare ediliyordur.
    Futbol klüpleri menajerlerin kucağına oturtulmuşsa bilin ki, devlet de 5’li çetelerin.
    Toplumda olan pozitif de, negatif de özellikler neredeyse aynen futbola da yansıyacaktır.
    Tek farkla, negatif daha fazla oranda yansıyacaktır.

  6. Gerçekten yazık yaa! Bu genç oyuncular da yöneticilerin asıl niyetleri ne ise buna alet ediliyorlar. Bu oyuncuların pek çoğu FB takımında kalmaz. Sahadan çekilme kararına hoşnutsuzları yüzlerinden okunuyor sanki, özellikle en soldaki….

    Formalardaki Koç Holding reklamı da günü gelince ters tepebilir. Taraftarlar da ele ele verir yöneticilerini yola getirmenin yolunu bulur, eninde sonunda ve sağında solunda. Aslına bakarsan ne işi var Ali Koç gibi birinin takım yönetmeğe. Koç grubunun şirketlerini de böyle yönettiği için acaba aile büyükleri “haydi, Ali oğlum, sen git top işlerine bak. Gönlünü eylendir” türünden bir tavsiyede bulundu? Ancak, tüm camia gibi kendisini de strese soktuğu belli.

    Haksızlık yapıldığını düşünüyorsa şikayet edeceğine bu durumu avantaja çevirebilmenin yolunu bulmalı. Bu da aslında oyuncularını daha çok çalışarak kazanmağa motive etmekle olur. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz! beyanat vererek sızlanılmaz. Ali Bey tüm futbolcularını disiplinle maçları kazanmak için bilemeğe odaklansın, maç nerede olursa olsun tüm geyretlerini ortaya koyarak rakiplerine 1 yerine 2 daha fazla gol atmağa baksın. Rakiplere verilecek en güzel cevap budur, sportmenlik budur, rekabet budur. Hakemler hatalıysa kamera kayıtları var. Objektifler yalan söylemez! Taraftarlar arasında holiganvari olaylarda sözcülük işlerinden en tepedeki yönetici mi sorumlu olmalı? İş, Avustralyalı bir fanatiğin Y. Zelanda’daki Cami saldırısıyla ilgili verilen beyanatlar kadar yersiz. Bu tür reaksiyonları layıkıyla verebilecek başka yetkili mi kalmadı?

  7. Bu Ali Koç değil mi, Suudi Arabistan’a kadar gidip, maç yapmadan geri dönen ve “Atatürk’ü bahane eden..
    Şimdi kendisine Atatürk’ün o meşhur sözünü biz mi hatırlatalım:
    “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.”
    Maça esas kadron ile çıkmama..
    İlk gol ile sahadan ayrılma..
    Ahlakın neresinde yazıyor?
    Gezi isyanının hesabını vermeyenler, şimdi acaba, yeni bir gezi isyanı başlatmanın provalarını mı yapıyorlar?
    Atatürk’ün “ahlak” tavsiyesine de “Hiç işimiz olmaz” derler..
    Ama gezi isyanı benzeri bir hazırlık içinde olanlar..
    Bilsinler ki..
    Türkiye 2013 Türkiye’si değil..
    FETÖ’cü emniyet mensupları, savcılar, hakimler ihraç edildi..
    Öyle işleyeceğiniz suçları örtbas edecek adam bulamazsınız.
    Bizden hatırlatması..

  8. Ben , oldum olası futboldan hoşlanmam, sadece
    milli maçları ilgiyle seyrederim, dolayısıyla tuttuğum takım da yok.
    Bu konu günlerden beri konuşuluyor , yetkili organlarla toplantılar yapıldı, yetki alındı , ben de doğrusu tam olarak ne olup bittiğini anlamadım, hiç bir köşe yazarı da bir yazı yazmadı , ancak dün A.Kocun yaptığı basın toplantısından bir şeyler anlar gibi oldum.
    Başkanın, özellikle kulübüne yapılanlar hakkında ama genelde futbol sektöründeki sorunlarla ilgili şikayetleri olduğu anlaşılıyor, ne kadar haklı, ne kadar haksız tam bilemiyorum .
    Ama ülkede Allah’a şükürler olsun ki çürümeyen , elden ve yoldan çıkmayan ne kaldı ki ! Haliyle futbol camiasının da bundan nasibini alması gayet normaldir !
    Gösterilmesi gereken tepki böyle mi olmalı , bu ‘tepki ne kadar doğru veya yanlış bilmiyorum , ama tabii ki durum hiç hoş değil, bu kadar insan elbet durumu ve konuyu enine boyuna düşünmüşlerdir ?
    Bir hayır vardır inşallah.

    • Mucib bey “ancak dün A.Kocun yaptığı basın toplantısından bir şeyler anlar gibi oldum.” diyorsunuz ama olup biteni anlamak için filozof olmaya gerek yok,
      ya da herkesin geri zekalı olması gerekmiyor,
      isterseniz ben de biraz yardımcı olmaya çalışayım:
      Eski türkiyenin kodamanları(tüsiad) bütün bir memleketi parmağında oynatıyordu,
      ama artık bırakın memleketi ellerindeki bir futbol takımını bile oynatamıyorlar,
      onların şımarık çocukları da işte böyle hır çıkarıp piyasaya posta koymaya çalışıyorlar,
      ama şeyine takan yok tabii…
      Umarım zihin açıcı olmuştur, ok?

      • spor kulüpleri tribünlerini kimin arka bahçesi olarak kullandığı biz vatandaşları zerre kadar ilgilendirmiyor. isterse Erdoğan bahçeli ikilisi tribünlere Putin tezahüratı yaptırsın istemezlerse Trump tezahüratı yaptırsın olmazsa netanyahu tezahüratı yaptırsın bana ne!

  9. O baba parasiyla kendini birşey zanneden haksizliktan 3 temmuzdan bahsediyor .Ama unutuyor çanta içinde taşınan dolarların SİKE için kullanıldığı ispatlanmış ama yasal izin olmadigi için kabul gormemizti.3 temmuzda bunların da olduğundan neden bahsetmiyor?
    Beceriksizliklerini ortalığı yangın yerine çevirerek bertaraf etmeye çalışıyor.Hani ligden çekiliyordun
    Hani sahaya cikmayacaktin.
    Mert olun Büyük lokma yutup büyük laf etmeyin.
    Yazik o stada gelenlere yazık ekran başına geçenlere
    Böyle yöneticilerde takım tedlim etmeyeceksin.
    Fenerbahçe’nin YUZ KARALARİ.

  10. Oynayamayan gelin yerim dar dermiş,
    yerini genişletmişler eteğim dar demiş!
    Eteğini genişletsen
    kim bilir altından daha neler çıkacak?
    Yalnız fenerbahçe cumhuriyeti başkanına
    çok da haksızlık edilmesin,
    çünkü onun yaptığı sahayı terketme gözü karalığını,
    muhalefet partilerimiz de bir kez olsun yapabilseydi,
    yani seçimleri boykot edebilselerdi,
    bugün bu miskin ve sünepe halde olmazlardı,
    öyle değil mi?

Yoruma kapalı.