CHP’de değişimi zorlamış Kılıçdaroğlu.. Karşısına ‘değişim’ sloganıyla çıkan Özel.. Hangisi kazanır? 

26
Reklam

CHP’de bugün yine bir kurultay var.

Bir zamanlar akıl almaz sıklıkla kurultay topladığı için ‘kurultaylar partisi’ diye de anılırdı CHP; şimdi o eski sıklık kalmadı ama bu defa da yönetim değişikliği getirebileceği için heyecan uyandıran bir kurultay yapacaklar.

Yönetim değişecek ve yönetimle birlikte ‘değişim’ de başlayacak…

Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan etmeyi amaçlayan parti içi muhalefetin verdiği beklenti bu.

Haftalardır dillerde hep aynı sözcük var: Değişim

Aslına bakılırsa, CHP değişimlere pek alışık olmayan bir parti. Cumhuriyet’i kuran kadro tarafından Cumhuriyet’ten önce oluşturulduğu için olacak, 100 yıldır -leoparlar gibi- beneklerini değiştiremeden geliyor…

Bir ara, Bülent Ecevit CHP’de genel başkan olunca, onu, Avrupa’da o dönem siyasette en son moda olan ‘sosyal demokrat’ çizgiye yaklaştırmak amacıyla ‘demokratik sol’ kavramını icat etmişti.

Müdahaleleri sonrasında askerler, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olmasına rağmen, partililerin göz yaşına bakmadan, CHP’yi de kapatmışlardı.

Reklam

Ecevit, darbe sonrası siyasi hayata geçiş izni verildiğinde, eski partisini diriltmek yerine, onun bagajlarından kurtulmak için olacak, sıfırdan kendi partisini kurmayı yeğlemişti.

CHP’de değişim dikiş tutmuyor çünkü.

Partide köklü bir değişikliği gerçekleştirme arayışının ve onu daha geniş kitlelerle buluşturup makus talihinden uzaklaştırma girişiminin, şimdi muhaliflerince bu kurultayda değiştirilmek istenen Kemal Kılıçdaroğlu ile başladığı söylenebilir.

‘Helalleşme’ kavramıyla başlayan değişim CHP tarihinin en radikal girişimiydi.

Kurultaya üç genel başkan adayı katılıyor: Kemal Kılıçdaroğlu yeniden aday ve karşısında Özgür Özel ile Örsan Öymen yarışacak.

İşin tuhaf tarafı, kamuoyunun ve doğal olarak CHP kitlesinin her zaman Kılıçdaroğlu’nun yanı başında görmeye alışık olduğu Özgür Özel’in birdenbire lider karşısına rakip olarak çıkmasıdır. En son görevi de CHP’nin Meclis’teki grubunun başkan vekilliğiydi.

Adı rakip olarak ilk anıldığında, bu sebeple, ‘dostlar partide demokrasi işliyor görsün’ dedirtecek bir dolgu aday olduğu düşünülmüştü.

Zaman içerisinde adaylığının ciddi olduğunu zor da olsa kabul ettirdi Özel

Reklam

Örsal Öymen bir akademisyen ve o CHP’yi Kılıçdaroğlu’nun değişime zorlamasından önceki zeminine -yani Ulusalcı çizgiye- çekmek üzere yola çıktığını alenen söylüyor. Gizlemiyor.

Aslına bakılırsa Özgür Özel’in de bugün delegelere teklif edebileceği Örsal Öymen’in seslendirdiğinden farklı olmayacak.

Eski CHP’ye dönüş… Ya da CHP’nin fabrika ayarlarına döndürülmesi…

Oylar yüzde 20’de bile kalsa ne gam; az olsun ama bizim olsun havası…

Kılıçdaroğlu ile birlikte hareket edenler “Gürültüye aldırmayın, kurultaydan farklı bir sonuç çıkmaz, o ne zamana kadar başta kalmak isterse genel başkan odur” görüşünü seslendiriyorlar.

Muhalefet ise, kendilerine uzatılan mikrofonlara, “Yolun sonuna gelindi, delegelerin çoğunluğu arkamızda” mesajını veriyor.

Her iki taraf da, etrafta dolaşan destekçi rakamlarına aldanılmaması gerektiğini vurguluyorlar. Tarafların verdikleri destekçi rakamları karşı taraftan fazla; ancak iki tarafın verdiği rakamlar toplandığında delege sayısından çok daha fazla bir sonuç çıkıyor.

Kılıçdaroğlu bir önceki seçimli kurultayda karşısına çıkan dişli rakip Muharrem İnce’yi, onun bütün iddiasına rağmen, kurultaydan eli boş göndermişti.

Muharrem İnce bugün farklı bir partinin başında. Kendi kurduğu partinin…

Benzer bir durum bu defa da yaşanır mı?

Kaybeden, süreç içerisinde, CHP’den ayrılıp yeni bir parti kurmaya veya var olan partilerden birine girmeye kalkar mı? 

Bu 10 milyonluk bir soru.

Daha önemli bir soru yine var: Adaylar kazanabilmek için rakiplerini yıpratmaktan da kaçınmıyorlar; kim kazanırsa kazansın, CHP bu savrulmalarla gidilecek birkaç ay sonraki yerel seçimde bir öncekinde kazandığı büyükşehirleri bu yüzden kaybetmez mi?

İyi Parti CHP’li adaylara destek çıkmıştı ve bazı büyükşehirleri o sayede kazanmıştı CHP; şimdi ise İYİ Parti kendi adaylarıyla seçime katılmaya hazırlanıyor.

Bir önceki seçimde HADEP de CHP’nin güçlü olduğu illerde aday çıkartmamıştı, şimdi ise sanki seçime kendi adaylarıyla gidecek gibi…

Acaba İYİ Parti ile HEDEP’in kendi adaylarıyla katılacakları seçimde CHP’nin büyükşehir belediyelerini kazanma şansı olabilir mİ?

Kurultay öncesinde, adaylar, bölünmüşlük görüntüsünün, sonrasında birlik ve bütünlüğe dönüşeceği beklentisindeler. Bakalım, bugün-yarın kurultayda tanık olunacak görüntüler o beklentiye uygun olacak mı?

Göreceğiz.

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Tahmin ettiğim gibi Ö.Özel yeni başgan.🤗
    Bu sadece bir başkan seçimi mi olacak? PM ve CeHaPe zihniyetinin değişime uğrayıp uğramayacağının bilinmediği, bilinemeyeceğini söyleye bilirim.🤔
    TR siyaseti anasını dişiden babasını erkekten belirleme alışkanlığı edindi😂😂.
    Yaa şunun iki şeyslisi yok mu? Olmaz mı??🤣🤣🤣.
    Belediye başkanı başka partiden meclis üyeleri rakipten😯😯😯
    Maalesef bu da böyle olacak!!!!!☹️
    Veee değişim kadük kalacak!😡
    (Çünkü godamanlar öyle diyo!! -diyecekler- tahminim🤗)😡.

  2. Demokrasilerde olması gereken seçimi kaybeden adayların istifa etmesi. Ama bizde öyle olmuyor. Yenilmeye doymayan pehlivanlar tekrar tekrar aday oluyorlar. Çarpık bir siyaset tarzımız var çünkü demokrasi yok. Başta iktidarda yok. Onlar da genel kurul yaptılar. Duyan bilen var mı? Sessiz sedasız tek aday gittiler her zaman olduğu gibi ve yola devam. Memlekette enflasyon üç hane, para pul olmuş, dış itibar iki paralık olmuş, Filistin katliam altında bir ‘one minute’ diyen yok, adalet sistemi çetelere ham olmuş, başkan istihbaratından haber bekliyor, sekreterine istifa et bile diyemiyor. Yani bu şartlar altında bir kişi nasıl hala ben iktidarım diyebilir ve hala o koltukta utanmadan sıkılmadan oturabilir. Buyrun şimdi izleyin aşağıda savunma sanayi hamlelerini zaferden zafere koşan muzaffer arkadaşlardan.

  3. Özgür’ün konuşmasının harfine-hecesine katılmıyorum. Safsata, demagoji, ideoloji, laga luga soslu bir konuşma. Ama CHP’liler için daha iştah uyandırıcı bir konuşma. Kılıçdaroğlu daha zayıf kaldı. Bilmem ki konuşmanın oya etkisi var mı? Özgür biraz da patlak ekzozu çağrıştırıyor.

  4. Ve geriye… Siyasetten soğuyan, duygusal kopuş yaşayan, iktidar olma hayali kâbusa dönen bir kitlenin düş kırıklıkları kalıyor.
    Buna rağmen, canhıraş çaba içinde olanlar mı? İçlerinde tenzih edeceklerimiz olsa da… Büyük kısmı, CHP’li belediyelerin etrafındaki rant çemberine tutunmaya uğraşıyor, o kadar!
    Muzaffer bey muhalefeti iyi özetlemişsiniz 😂😂ama bunu hala anlamayan muhalifler var….esas enteresan olan bu😂😂😂😂

  5. Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler az farkla da olsa kazanacakları iddiasında. Ancak ortada bir belirsizlik de var. Bu yüzden iki taraf da “delege avı”na bütün güçleriyle asılıyor. Hangi delegenin kime imza verdiği, imza verse bile sözünde durup durmayacağı bilinmiyor. Bu da belirsizliğe yol açıyor.
    Uzun yıllardır CHP kurultaylarını izleyen biri olarak ilk kez bu kadar paranın, mevkinin, pozisyonun pazarlık konusu yapıldığına tanık oluyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olanakları da, bir bankanın yönetim kurulu üyeliği de delege avının araçları olarak devrede. Kimin kaç delegesi olduğu bu yüzden bilinmiyor.
    Bu tabloda muhalefet cephesinin şansı daha yüksek. Hem maddi olanakları güçlü hem de siyasi zemin onlardan yana. İçi doldurulmasa da Özgür Özel gibi geçmişin bütün günahlarına ortak biri aday da olsa toplumda bir “değişim” arzusu var ve bu gerçek delegeyi de etkiliyor.
    Değişimci bir delege şöyle diyor: “Artık yeter, ben Doğu’dan geliyorum. Bütün iller değişim diyor. Zaten yönetim değişmese CHP yüzde 15’lere iner.”
    Optimar Araştırma’nın son anketinde, “Sizce Kemal Kılıçdaroğlu devam mı etmeli yoksa yerine başka bir kişi mi gelmeli?” sorusuna verilen cevaplar da bu tespitleri doğruluyor.
    “Devam etmeli” diyenlerin oranı yüzde 24, “Devam etmemeli, yerine başka bir kişi gelmeli” diyenlerin oranı ise yüzde 65.7… Fikri olmayanların oranı da yüzde 10.3…
    Özgür Özel ve arkasındaki Ekrem İmamoğlu siyaseten yeni bir şey söylemeseler de bu rüzgâr şimdilik onlara yetiyor. Ama daha çarpıcı bir tespiti tecrübeli bir siyasetçi yapıyor:
    “Muhalefet tutarsız da olsa, ortaya yeni bir siyaset koyamasa da yıpranmış bir parti yönetiminin olduğu süreçlerde delegeyi farklı yöntemlerle elde tutmak çok zor. O bildiğini okur. Parti nereye gider, uçuruma mı sürüklenir bakmaz, değişmesini ister. Bu tür zamanların delegelerine biz ‘Tasfiye Taburları’ diyoruz. CHP’de böyle bir durum var ve bu durdurulamaz görünüyor. Durdurulursa sürpriz olur.”

  6. 38.’ncisi gerçekleşecek olan CHP Kurultayı’na dair kulis bol. “Türk siyasetinin geleceği adına ne vaat ediyor?” derseniz… Maalesef, kuru gürültü. Ama yine de hafife alınmayacak hususlar dile getiriliyor. Örneğin bugün ciddi bir genel başkanlık yarışı yaşanmayacağı, o işin bittiği konuşuluyor. Kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu arasında, “şimdilik siyasi ateşkes” ilan edildiği, asıl mücadelenin Parti Meclisi için verileceği anlatılıyor. Böylece CHP Meclis Grubu Başkanı Özgür Özel’in, “değişim isteğinin içini boşaltmayacak kadar” oy alabileceği, İstanbul delegeleri arasından bile Kemal Bey’e oy kayması yaşanacağı ileri sürülüyor. Bir başka anlatımla… Kılıçdaroğlu görünür gelecekte koltuğu nasılsa bırakacak. Fakat Özel bu kurultayda seçilirse İmamoğlu’nun, Ankara’da bir süre güç gösterisinde bulunamayacağı, bu nedenle desteğinin yönünün değiştiği yorumları paylaşılıyor.
    Nereden bakılırsa bakılsın… Küçük hesaplar, parti içi dengeler, gelecek adına bugünden tüketilen umutlar.

  7. TABELA FARKI
    İktidar ile muhalefet partileri arasında tek fark tabelaları.
    Zihniyet aynı.
    Küçük otağa kızıyorduk.
    Güya muhalefet. Ancak iktidarın sadece resmi ortağı değil diye
    Asıl zihniyet değişmedikçe sadece göstermelik değişiklik olsa ne olur?
    CHP iktidarın tüm temel söylemlerini
    sahiplenmedi mi?
    Hatta bazen daha çok “kraldan daha çok kralcı” olmadı mı?
    CHP’de genel başkanlık değişse ne olur?
    Sadece yine zaman kaybederiz?
    Bir süre de bununla oyalanırız.
    Muhalefet adına yapılabilecek tek hamle İmamoğlu ve Yavaş’ın istifalarıdır.
    Ve Ankara ve İstanbul’a aday gösterilmeyeceğinin açıklanmasıdır.
    Boş işlerle uğraşmaya gerek yok.

    • İKTİDARI CHP’YE DEVREDİN!..
      “İktidarı bize devret, Filistin sorunu nasıl çözülüyor göreceksin. Ortadoğu’ya barış nasıl geliyor göreceksin.’ diyor…
      “Filistin sorunu” diyor. Terör örgütü İsrail’in adını bile anmıyor…
      Herkes merak etti tabii. “Nasıl çözecek?.., Ortadoğu’da kim tanır, kim takar?.., nasıl bir gücü ve ağırlığı var?!”
      Öyle ya, Siyonist Biden’dan demokrasi dilenen siyasetçi.
      Ama iddialı. “Nasıl çözülüyor göreceksin” diyor…
      N’apacak acaba?..
      “Ben Kemal geliyorum” deyince, “eyvah, Kemal geliyor, biz kaçalım!..” mı diyecekler?..
      ‘Burdayım be burdayım’ deyip masa tokatlayarak mı korkutacak emperyalistleri?..
      Yoksa, “Benim adım Kemal, ben yaparım!..” deyip mi ikna edecek herkesi?!..
      Bilemeyiz. Ve tabii ki bunları yapabilmek için “iktidarı bize devret” diyor…
      O iş nasıl olacak peki?
      ‘Tapu devri’ gibi bi’şey mi?..
      ‘İktidar devir işlemleri’ noterden oluyor mu?!..
      Yok arkadaş seçimle meçimle olmayacak bu iş.
      Haklı olarak, ‘iktidarı bize devret’ diyor.
      Sayın Cumhurbaşkanımızdan rica ediyorum.
      Önümüzdeki sene 23 Nisan’da 1 saatliğine de olsa koltuğu Bay Kemal’e ‘devredin’!..
      ‘Burdayım be burdayım’ deyip şöyle gönlünce masa tokatlasın…
      Onca emeği var, onca ‘yenilmiş de yenilmişliği’ var.
      Yazıktır yahu!..

  8. Hangisi kazanırsa kazansın tükenerek kazanacak. CHP rejimin vasisi olduğu için, Türkiye’ye Amerikancı bir değişim programı dayatanlar bunu CHP üzerinden gerçekleştirmek istediler. CHP’nin genetiği ile oynadılar. CHP kimliğini yitirdi. Salt istismarcı bir partiye dönüştü. Atatürkçülük, seyyidlik, ülkücülük, bölücülük, FETÖ’cülük, laiklik, özgürlükçülük, kutlu değer düşmanlığı, LBGT’cilik, Amerikancılık, solculuk…CHP’nin mozayiği haline geldi. Bu yapıdan bir siyasî parti çıkmaz. Bugün Kılıçdaroğlu kaybederse Önder Sav sevinir, Özgür kaybederse Kılıçdaroğlu sevinir. Ama “hesap hesap oruç namaza denk gelir”, CHP kaybeder. Kimliksiz bir anamuhalefet partisi Türkiye’nin kaybıdır.

  9. CHP’de sisler daha çok karardı.
    Ortalık çok karışık, göz gözü görmüyor. Bugün Genel Başkanlığı kim kazanırsa kazansın CHP’de daha çok sular akacağa benziyor.
    Kurultay’da özellikle CHP’nin yetkili organı Parti Meclisi listeleri rekor düzeyde çizik yiyecek. Kemalciler ile Ekremciler’in savaşı bitmeyecek.
    Gerçek hesaplaşma 31 Mart 2024 yerel seçim sonrası. Son haftaya girilirken Kılıçdaroğlu, son çıkışta 3 hata yaptı.
    Oyları geriledi. Ekremciler oylarını arttırdı. 1363 delege var. 685 oy alan genel başkan olacak. Kemalciler 900 oyla yarışa hazırlanırken Kılıçdaroğlu’nun 3 hatası oy kaybına yol açtı. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu tam kuşatmaya aldı. 700 civarına düşen Kemalciler panikledi.
    İmamoğlu, İstanbul delegesinin 180 oyunu yığınca 300’lerde dolaşan Özgür Özel, 500’leri geçmiş görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun son çıkış noktasındaki üç hata.
    1. Kılıçdaroğlu’nun eski ortakları DEVA ve Gelecek Partili ilçe başkanları ile görüşmesi, onları ayartması hem içten hem dıştan tepki gördü.
    Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu partilerinin içine Kılıçdaroğlu’nun el atmasına çok kızdılar. CHP içinde de kararsız delegenin bir bölümü kızgınlıkla Ekremcilere yöneldi.
    2. Kılıçdaroğlu herkesi çok şaşırttı.
    CHP’yi kime devredeceği ile ilgili tuhaf açıklama yaptı. CHP’yi kendi malı gibi gören Kılıçdaroğlu ve kendisinin beğendiği birisini veliaht seçmesi değişimcileri ayağa kaldırdı. Tepkilerin Kılıçdaroğlu oy verecek bir bölüm delegeyi kendisinden uzaklaştırdı.
    3. Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nu İBB Başkanı olarak önermesi sonrası Ekremciler coştu. Kaleyi içten fethedecek morali kazandılar.
    Bu üç gelişme “değişimciler”e güç kazandırdı.
    Son anlarda değişimciler daha çok organize çalışma yapıyor. Ekonomik muslukların açıldığı konuşuluyor. Bir ay önce savaşa önde giren Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu ve vekaleten aday çıkardığı Özgür Özel ile “BAŞA BAŞ BİR YARIŞ” pozisyonu ortaya çıktı.
    CHP kurultayı öncesi kimse kesin, kendinden emin tahmin yapamıyor.
    İstanbul’da İmamoğlu’nun adamı Özgür Çelik’in kazanması meydan muharebesinin yönünü değiştirmiş görünüyor. İmamoğlu’nun İstanbul delegelerinden 185 imza alması dengeleri sarstı. Erdoğan Toprak, eğer Kılıçdaroğlu’nu kafaya alırsa ancak kazanabileceği söyleniyor.
    Delegelerin yüzde 80’i kesin olarak kararını vermiş durumda. Yüzde 20 hâlâ arada duruyor. Kılıçdaroğlu, son haftada il başkanları ile görüşerek, belediye başkanlarını marke ederek “yerel seçime kadar buradayım, hesabınızı ona göre yapın” mesajını güçlendirmeye çalışıyor.
    İl başkanlarını çağıran Kılıçdaroğlu, son kızlarını oynuyor. Karası görünen ve yandan kaçan delegelerin geri alınmadığı için 10 Büyükşehir belediye başkanının yoğun şekilde Kılıçdaroğlu için yollara düştüğü gözleniyor.
    Bilindiği gibi 11 Büyükşehir Belediye başkanından sadece İmamoğlu imza vermedi.
    Yerel seçim sonrası CHP’nin mayısta olağanüstü kongreye kesin gideceği ve kanlı bir kurultay olacağı gözleniyor. Kılıçdaroğlu’nun “CHP’yi devredeceğim” derken kimi kastettiği merak ediliyor. Kılıçdaroğlu seçim sonrası genel başkan yardımcılarının tamamını değiştirmişti. Doç.Dr. Yunus Emre’yi genel başkan yardımcısı yaptı. Genel başkan yardımcısı Ahmet Akın’ı ise Balıkesir belediye başkan adayı yapacak. Akın seçimi kazandığı takdirde CHP’de parlayan bir isim olacak. Yerel seçim sonrasındaki savaşa hazırlanan isim de boş durmuyor. Oğuz Kaan Salıcı, Engin Altay ve Gürsel Tekin’i de, İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerini kazanma veya kaybetme durumuna göre değerlendirme de kulislerde konuşuluyor. CHP’DE KURULTAY DEĞİL SAVAŞ VAR. HELE HELE YEREL SEÇİM SONRASI İstanbul ve Ankara’yı kaybeden CHP’de kan gövdeyi götürecek.

  10. Yönetim değişecek ve yönetimle birlikte ‘değişim’ de başlayacak…😂😂😂😂CHP medyasının yaptığı en iyi şey reklam ve abartı.
    Aslında CHP yol ayrımında…%51 başkanlık sisteminde laikci kemalist bir siyasetle bir şey olmayacağini biliyor.değişim helalleşme dediler ama en başta buna kendileri ve seçmenleri hazır değil ve gerçekten özümsemediler ki…bunca geçmiş ajandası olan CHP den sosyal demokrat bir parti de olmaz olmaya çalıssada bu asil milleti inandıramaz.ve seçmen grubu da buna hazır değil.
    yani kısacası ülkemin geleceği parlak…din tarikat cemaat düşmani bu zihniyet iktidar olmaksı imkansız…istedikleri kadar değişim desinler ne kendi seçmenlerini nede dindar sağ seçmeni ikna etmeleri zooor gibi gözüküyor…CHP din iman dese ilk önce kendi partililerinden çatlak ses çıkiyor .

  11. -Yerel seçim öncesi kıyasıya bir SAVAŞ olmaz! Niye derseniz, çatışmanın dozu ile Büyük şehir belediyelerini kaybetme grafiği
    çizgisi ters orantılıdır!!! Seçmen harcar😊.
    Acımaz!!!.
    Onünçün 12 Eylül cüler gibi üstüne saman atılmaz CeHaPe zihniyetinin 😂😂😂.
    Ne yaparsan yap öyle bir mıknatıs öyle bir sucuk salam kokusu varki CeHaPe merkezinde!… Ahh bir bilebilseemm!..
    (Akape bölünür 5 parçaya -KKILIÇTAROĞLU zevkle böler 5’li çeteliye🤣🤣🤣- bölemez kimse yinede CeHaPe yi HİÇKİMSE ☹️).
    Ama lakin.. bir değişim kaçınılmaz partide.
    TR’deki siyasetçi yapılanmasında: etnisite inanç yada tarikat cemaat feodalite vb bilimum absürtlükler gırneşe😡… ve bitmek tükenmek bilmeyen bir çetele, çiz çiz sonu yok!😡 Eeeee???… no’lcek bu böyle???
    -önce altyapı değişip, DEĞİŞMEDEN DÖNÜŞÜME UĞRAMALI bence😂🤣😂
    Nassı mı diyenlere:
    ŞU KAFALARI KESİN ATIN BİRKERE:
    -x ilinin y uşakları diyeee!…
    -z inancındakilerin bir partinin tapusunu ele geçirmiş cesine!…
    -v kodamanları olmasa!.. kafasındakkiler mesela!…
    Tarifle:
    CB ne dedi: yatay mimari 🤗🤗🤗
    Daha ne diiimmm size???

    • CHP’ye yakın kaynaklardan edindiğim bilgiye göre Kılıçdaroğlu, 600 civarında delegenin oyunu sağlama almış.
      Benim hâlâ “İmamoğlu’nun emanetçisi değil Kemal Bey’in ayak oyunu” olduğuna inanmadığım Özgür Özel’inse 400 civarında destekçisi var.
      Kılıçdaroğlu’yla devam yani.
      Önce CHP’lilere, sonra muhalefet kulvarı yine bomboş kalacak Türkiye’ye bir kez daha geçmiş olsun.

      • Şu saat itibariyle Özgür Özel show yapıyor sahnede 🤗.
        Tutukluk gitmiş! Zaten bilgisi tecrübesi bilinen özel..
        Delege eğer ki şahsi menfaatler tarikat inanç amaç mammaç işlerinin peşinde değilse!…
        Hayırlı olsun Ö.Özel’e👍.

  12. Ben yazıyı okumadan daha dogrusu okumaya gerek görmeden yorum yazacağım.
    Rahmetli Inönü ; Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı ve Kurtuluş savaşı kahramanı olmasına , bir çok defa başbakanlık ve en son da 12 sene CB. yapmış olmasına ragmen 1950 den sonra bilge bir kişi olarak kenara çekilmesini bilemedi ve siyaset pisliği icinde ölene kadar debelendi durdu !
    Ve en son rahmetli Karaoğlan koltuğundan yakapaça alaşağa etti, attı !
    Bunu yapan Karaoğlan ise ne yazık ki aynı akıbete kendisi uğradı ; ayaklarını sürüye sürüye yürüdüğü, konuşmakta zorluk çektiği halde kenara çekilmesini bilmedi ve seçim sandığına gömüldü gitti !
    Demirbaş Baykal bilindiği gibi kaset komplosuyla ancak gidebildi .
    Ve nihayet 14 seneden beri GB. olan 13 seçimin hepsini kaybeden , oy oranını bir milim değiştiremeyen ve aynı ihtiras hastalığından muzdarip olup koltuğa çakılıp kalan Kılıçdaroğlu’na sıra geldi !
    Demekki CHPde bu hastalık taa başından beri devam ediyor !
    Bakalım bu muhteremin sonu ne olacak!
    Bu arada rahmetli Erdal Inönü’yü de
    saygıyla anmamak olmaz !

    • Bugün CHP kurultayında genel başkan seçimi var.
      Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel çekişecekler.
      CHP, çok partili siyasi hayata geçildiğinden beri tek başına iktidar olamıyor.
      Bu kurultay, CHP için iktidar umudu olabilir mi?
      Bugünkü kurultayda CHP’de çarpışanlar eteklerindeki taşı dökecekler. Birbirlerini hırpalayacaklar. Yani iktidar olabilmek için gerçek bir “değişim” kurultayı değil bu.

    • önce Sözcü TV’de Elazığ milletvekili Gürsel Erol’u dinledim.

      Gürsel Erol, bugün Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimlerden biri. Hatta “en yakınındakiler uzaklaştı, biz uzaktakiler yakın olduk” da dedi…

      Gürsel Erol, Sözcü TV’deki konuşmasında Özgür Özel’i yalancılıkla suçlayarak bitirdi. Şunları söyledi:

      “Sokağın değişim talebi Özgür Özel değildir. Değişim, sokağı heyecanlandırmalı, sokağa güven vermeli, umut yaratmalı. Burada değişim yok, başkalaşım var; ‘sen git ben geleyim’… Fırsatçılık var.

      Bütün samimiyetimle söylüyorum; Sadullah Ergin’e karşı çıkıyorlar, değil mi? ‘İşte efendim, haberimiz yoktu.’ Vallahi de billahi de yalan. Listeler Parti Meclisi’ne inmeden önce Merkez Yürütme Kurulu’nda görüşülür. Kimse itiraz etmedi orda. Orada hiçbirimiz ‘bu nerden çıktı?’ demedik. O gün Özgür Özel, Sadullah Ergin’e itiraz etseydi ben bugün Özgür Özel’e ‘sen benim başımın tacısın’ derdim, ‘lidersin” derdim. Liderin karşısında konuşamayan, liderlik iddiasında bulunamaz.”

  13. Chp görüntüde de olsa çok adayla seçime gidebiliyor. Ya diğer faşist partiler. Adı demokrasi, arkası toptan diktatörlük. Tek adamlara yıllarca mahkumlar. Sağlam bir damat oğlan falan bulsalar, hanedanlık olarak devam edecekler.

    • 13 yıl öncesinden bugüne gelen, Kemal Bey’in seri seçim yenilgileri ile eriyip giden “Yeni CHP” iddiası ile “Değişim arayan CHP” arasında ne fark var ki? Mesele gelip genel başkanın isminde, tarzında ve ekibinde düğümlenip kalıyor!
      CHP’deki en büyük kavga ise “sağa açılma politikasının!” sonuçlarından kaynaklanıyor. “Sağdan adam transfer etmemeliydik. Sağa kaymamalıydık. Sağ partilerle derin ittifaka girmemeliydik…” Konunun özü bundan ibaret.
      Bir taraf kendisinin sol olduğunu zannederek kusuru sağ kanada yıkıyor. Öbür taraf, “Onlar olmasaydı bugünkü oy potansiyeli harekete geçirilmezdi” diye övünüp, yine bir seçim mağlubiyetini başarı gibi sunuyor.
      Ve geriye… Siyasetten soğuyan, duygusal kopuş yaşayan, iktidar olma hayali kâbusa dönen bir kitlenin düş kırıklıkları kalıyor.
      Buna rağmen, canhıraş çaba içinde olanlar mı? İçlerinde tenzih edeceklerimiz olsa da… Büyük kısmı, CHP’li belediyelerin etrafındaki rant çemberine tutunmaya uğraşıyor, o kadar!

    • Ender bey, chp son beş yıldır kurultay yapmadığı için biraz tavşan aday çıkması normal sayılır:)

  14. Sayın yazar boşuna enseyi karartmasın, muhalefet cephesinde bazı çatlaklar görünse de küfür tek millettir şiarınca, değişen fazla bir şey olmaz, 30 yıldır chp belediyesi olan izmir, kadıköy, eskişehir, ya da tüm sahil kentleri yine chpyi seçer, akpartili belediyelerde de değişen bir şey olmaz, ufak tefek birkaç beldede birkaç kıçıkırık belediye başkanı değişmiş diye de kıyamet kopmaz, öyle değil mi?
    Asıl mesele, muhalefet bu yerel seçimlerden büyük bir zaferle çıkarsa(neden olmasın:) hepimiz bir erken genel seçim ve yanında yeni anayasa referandumuna hazır mıyız?

    • Her zaman hazırolda bekliyoruz. Memleketin tek derdi sabah akşam siyaset ve seçim. Ülkenin başka işi de yok. Mesleksiz büyük yığınlar seçimden seçime koşarak devletin bir ucundan hortumu bağlar mıyım derdinde. Kimsenin üreteyim, çalışayım, kazanayım, düzgün iş yapayım diye bir derdi yok. Herkes birbirini soymakla meşgul.

      • EN BÜYÜK VAADİ!

        Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu hafta sonu 38. Olağan Kurultay’ını Ankara’da yapacak. Genel başkanlık için yeniden aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultayda yapacağı konuşmanın ana hattının “Bir daha aday olmayacağım, bu son olacak” sözlerini kapsadığı iddia ediliyor.
        Yani Kılıçdaroğlu’nun en büyük vaadi; bir daha aday olmamak! Belki de “Koltuğu vallahi de devredeceğim, billahi de devredeceğim” diyebilir!
        Fıkra gibi ama gerçek!
        CHP’lilerin Kılıçdaroğlu’na olan öfkeleri artarak devam ediyor. Bu kadar seçim kaybedip seçmenini depresyona sokma pahasına koltuğa yapışan başka bir siyasetçi var mı acaba?

    • Yerel seçimden zaferle çıktı diyelim ne olacak ülke yönetmeye mi kalkacaklar.
      Bir önceki seçimde gördük kumar masalarını tezgah arkası pazarlıkları .Özel beyefendi o süreçte ne yapıyordu başarısızlıkta sanki payı yokmuş gibi onursuzca görevlerine devam ettiler.Demokrasi anlayışları bu olduğuna göre Allah memleketi korumuş ,bundan sonrada korur inşallah.

Yoruma kapalı.