Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu hafta sonuna bir kurultay sıkıştırmayı başardı. Zihinler hala korona virüsünün dayattığı sorunlarla boğuşur, toplum 86 yıl müze işlevi görmüş Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasını tartışırken dikkatlerin bir partinin kurultayına çevrilmesi kolay değildir.
Yine de boşa gitmiş sayılmaz 37. kurultay.
Adı: ‘İktidar kurultayı’
Kurultaya bu adı uygun görmüş CHP yönetimi.
Ad CHP’nin özlemini yansıtıyor. Çok partili demokratik sisteme geçilmesi sonrası tek başına iktidar yüzü pek görmedi CHP. Bülent Ecevit’in genel başkan olduğu dönemde gidilen 1977 genel seçiminde alınan yüzde 41,5’luk oy dışında iktidar özlemini bastıracak bir oranı yakalayamadı CHP. Son zamanlarda yapılan seçimlerde yüzde 20-25 dar alanına sıkışmış görüntüsü veren sonuçlar alabiliyor.
Bu durumda CHP nasıl ‘iktidar’ rüyası görebiliyor?
Sorunun cevabı, kurultayda uzunca bir konuşma yapan ve genel başkanlığa kendisini yeniden seçtirebilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajlarında gizli. “Dostlarımızla birlikte bunu başaracağız” dedi CHP lideri ve AK Parti ile MHP’nin ‘Cumhur İttifakı’ çatısı altında buluşması üzerine kendiliğinden oluşan ‘Millet İttifakı’nın önemini sürekli vurguladı.
Bu yolla iktidara ulaşmak elbette mümkün.
Siyaset sonuçta aritmetik gerçekliğe dayanıyor. Bugün uygulanan sistemde iktidara gelebilmek için genel seçimde diğer ittifaktan daha fazla milletvekili çıkarmak ve ayrıca cumhurbaşkanı seçiminde ‘yüzde 50+1’ oyla kendi adayını seçtirmek gerekiyor.
‘Cumhur İttifakı’nın bu aritmetik denkleme uyan sonucu yeni seçimde bulamaması mümkün. Kamuoyu yoklamaları, ‘Cumhur İttifakı’ partilerinin toplam oy oranının yüzde 50’nin altına düştüğüne işaret ediyor. CHP ‘Millet İttifakı’nı karşı tarafın kayıplarını toparlayacak bir genişliğe kavuşturabilirse, bir başka deyişle muhalefetin bütün renklerini ‘yeni bir iktidar’ için hareketlendirebilirse, iktidar el değiştirebilir.
Tabii, Kılıçdaroğlu’nu bu kurultayda da ‘sağa kaymak’ ve ideolojisi farklı siyasi çizgilerle birlikte hareket etmek yanlışlığı ile suçlayan kişilerin temsil ettiği CHP içerisindeki güçlü damar izin verirse…
“Az oy alsak da CHP bizim çizgimizde kalmalı” diyenler…
İktidara gelmek için az fark yetmiyor
Oysa Kılıçdaroğlu’nun izlediği çizginin başarısı ortada. Son yerel seçimde İYİ Parti ile oluşturduğu kısmi ittifak sayesinde tam 11 büyük şehir belediyesini kazandı CHP. 1994’ten beri CHP’li adaylara oy vermemiş Ankara ve İstanbullu seçmenler, son seçimde, ülkemizin bu en önemli iki kentinin belediye başkanlıklarını CHP’nin kazanmasını sağladılar. İtiraz edilen İstanbul seçimi tekrarlandığında, ilk seçimde 13 bin kadar olan oy farkının ikincisinde 800 binin üzerine çıktığı görüldü.
İktidar yerelde değişmiş oldu.
Genelde de değişebilir.
Aritmetik gerçekliği AK Parti ve lideri Tayyip Erdoğan da görüyor elbette. Gördüğü için de, seçime kadar dengeyi yeniden AK Parti lehine çevirmek için elinden geleni yapmaya çalışacak ve sandık için 2023’ü bekleyebileceği gibi, zamanın daha uygun olduğunu gördüğü daha erken bir zamana da onu taşıyabilecektir.
2002’den sonra oylarını sürekli artırmaya alışmış AK Parti’nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesiyle sonuçlanan ilk seçim olan 7 Haziran 2015 seçimi sonrasında yaşananların muhalefet cephesine hatırlatması gereken önemli bir nokta daha var.
O seçimde yenildi AK Parti, fakat iktidarı terk etmedi. Altı ay sonra yenilettiği seçime kadar hükümeti bırakmadı ve 1 Kasım günü yapılan ikinci seçimde istediği sonucu almayı başardı.
Muhalefet cephesinin iktidara gelebilmesi için yalnız AK Parti’den ve ‘Cumhur İttifakı’ndan daha fazla oy alınması yine yeterli olmayabilir; iktidara gelebilmek için ‘Millet İttifakı’nı oluşturan partiler açık ara farkı hedeflemek zorundalar.
İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı için tekrarlanan seçimde yaşandığı gibi…
CHP’nin “Esas CHP bizim çizgimiz” diyenleri, siyaset aritmetiğini bilmiyorlar.
Ne söylemeye çalışıyorum?
Şunu: Hiçbir seçim çantada keklik değildir. Her seçime iktidar partisinin kazanma şansının yüksek olduğu bir ortamda gidilir; iktidar partisi ne yapar eder bunu garantiye almaya bakar. Muhalefet imkansızı başarmakla mükelleftir ve bu da göründüğünden çok daha zordur. “İktidara geldik, geliyoruz” havasıyla gidilen seçimlerde bozgun yaşandığı sıkça görülmüştür.
[ABD’de kamuoyu yoklamaları, Trump ile rakibi Biden arasındaki yarışta, şu sıralarda Biden’ın arayı hayli açtığını, farkın iki haneli hale geldiğini gösteriyor. Ancak Trump karşıtı cephe sonucun hiçbir itiraza mahal vermeyecek bir açıklıkta olması gerektiğinin bilinciyle hareket ediyor. Sebep yine aynı.]
CHP kurultayı CHP’lilere bu gerçekleri düşündürmeye yaradıysa başarılı geçmiş sayılabilir.
Bunun işaretlerinin henüz alındığını söyleyemem. CHP henüz iktidar cephesini şaşkınlığa düşüreceği bir cevvaliyet içerisinde görünmüyor.
Hamleler hala AK Parti’den geliyor. CHP o hamleleri engelleyemediği gibi kendisi de karşı bir hamleyle cevap veremiyor.
ΩΩΩΩ