Doğurgan bir parti olarak CHP.. Galiba içinden yeni bir parti daha çıkaracak

17
Reklam

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ikinci yüzyılına Türkiye Cumhuriyeti’nden önce girdi. Arada bir dönem -1980 sonrası- kapatılma olsa da sonuçta 100 yıllık bir parti CHP. 

Yüzüncü yılında tarihinin en ciddi iç çalkantılarından birini yaşıyor…

‘En ciddi iç çalkantı’, sonrasında bir ayrışmaya ve yeni bir partiye vücut veren 1960’ların Sekizler Hareketi’ydi. Turhan Feyzioğlu ve arkadaşlarının liderliğinde oluşan hareket TBMM’deki CHP Meclis grubunda azımsanmayacak sayıda milletvekiline sahipti.

Feyzioğlu ve arkadaşları lider İsmet İnönü tarafından Bülent Ecevit karşısında desteklenmelerini beklerken, kendilerini sonunda CHP dışında ve yeni bir parti çatısının altında –Cumhuriyetçi Güven Partisi’nin (CGP)- buldular (1967).

CHP’nin İnönü’den sonraki lideri gözüyle bakılan Feyzioğlu siyasi hayatına CGP’de devam etmek zorunda kaldı. 

İnönü’nün desteğiyle rakiplerini parti dışına iten Ecevit, birkaç yıl sonra -1972’de- liderin de CHP’den istifasını getiren gelişmeler başlattı ve kendisi CHP’ye genel başkan oldu.

Bugün CHP saflarında yer alan politikacıların partilerinin tarihini iyi bildiklerinden emin değilim. Bilselerdi, şimdilerde başlattıkları iç çatışmaların nereye varacağını hesap edebilir ve pozisyonlarını ona göre belirlerlerdi.

Şimdilerde CHP’de ne olduğuna bakalım.

Reklam

Kısa süre önce yapılan seçimde CHP beklentilerin gerisinde kaldı. Yüzde 20-25 arasına sıkışmışlığını aşamadı.

Genel seçimde yaşanan yenilgiydi.

Buna karşılık, cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşturulan ittifakın adayı olan genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk turda sonuçlanmayan seçimin ikinci turunda 25 milyona ve %48’e yakın bir oy alabildi.

Cumhurbaşkanı seçilemedi ama çok partili dönemde CHP’nin veya CHP’li birinin hiç erişemediği bir oy oranını Kılıçdaroğlu alabildi.

Genel seçim sonucunu öne çıkartan parti içi muhalefet Kılıçdaroğlu’nun görevini bırakmasını isterken, Kılıçdaroğlu da kendi oyunu ileri sürerek partinin başında kalmaya devam etmek niyetinde.

Vaktiyle CHP’den seçilmiş bir belediye başkanı -Bolu belediye başkanı Tanju Özcan– destekçileriyle birlikte Kılıçdaroğlu’nun istifasıyla sonuçlanması niyetiyle bir yürüyüş başlattı; seçimin son anına kadar Kılıçdaroğlu’ya birlikte hareket eden bir başka belediye başkanı -İstanbul belediye başkanı Ekrem İmamoğlu– da Kılıçdaroğlu’nun kurultayda yeniden aday olmamasını sağlamayı amaçlayan bir başka harekete liderlik ediyor.

Herkesin ağzında aynı kavram var: Değişim

İmamoğlu o kavramın içini halkın doldurmasını sağlamanın peşinde.

Reklam

Kılıçdaroğlu ise, gerçek anlamda ‘değişim’in kendisine 25 milyon oy getiren formül olduğu iddiasında.

Ne olacak şimdi?

Muhalif olarak isimleri geçenler ile destekçilerinin hiçbiri yola o niyetle çıkmış olmasalar bile, CHP’nin 100 yıllık tarihi içerisindeki benzer hareketlenmelere bakarak benim vardığım sonuç, yaşı bir yüzyılı bulan partinin bu defa da yeni bir partiye ebelik edeceğidir.

1945 dolayımında ‘dörtlü takrir’ hareketinin DP’ye yol vermesi gibi…

1960’lardaki ‘ortanın solu’ çıkışının oluşturduğu rakip taraflardan birinin Cumhuriyetçi Güven Partisi’ni doğurduğu gibi…

Yakın tarihlerde CHP içinden doğan -Memleket Partisi gibi- başka partileşmeler de oldu.

Doğurgan bir parti CHP; bu defa da içinden yeni bir parti çıkabilir.

Son yerel seçimde 11 büyükşehir belediyesi kazanmıştı CHP; böyle giderse onların pek azını elinde tutabilir.

İstanbul ve Ankara’yı da kaybedebilir.

Garip olan, şimdiki rekabette başı İstanbul’un belediye başkanının çekmesidir.

Yoksa zaten kaybedilecek bir seçim için mazeret mi aranıyor?

Tevekkelli, iktidar cephesi, şimdilerde, seçim öncesinde yaşadığı tedirginlikten çok uzak görünüyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

17 YORUMLAR

  1. İmamoğlu’nu öne çıkararak CHP özelinde yürüyen tartışma ile öncelikle yeni bir ittifak mimarisinin oluşturulması amaçlanmaktadır. İkinci olarak, bu yeni ittifak ya da muhalefet mimarisi ile CHP’yi parti olarak geriye iterek, Fransa’da Macron’nun siyasi yolculuğuna benzer şekilde yeni bir lider inşası denenmektedir. Bu yeni lider, CHP’nin başında olsa da, klasik bir CHP’li olmaması hedeflenmektedir. Dolayısıyla seçmenin zihnindeki olumsuz CHP algısının “yük” oluşturduğunu düşünenler, bu yükten kurtulmanın yolunu, CHP’nin parti olarak perde gerisine itilmesinde aramaktadır.

  2. versene vermesede bu muhalefet olduğu sürece değil önümüzdeki seçim 20 seçim daha kazanır. biz ülkemize oy veriyoruz kesemize değil

  3. AKP’Yİ DE CHP DOĞURMADI MI?
    Evet CHP çok doğurgan bir parti.
    Bilinen ilk doğum Demokrat Parti.
    Bilinen diyorum. Zira Serbest Fırka gibi partilerin şimdiki ekonomi modeli gibi “arka kapı” imalatı olduğu iddiaları var.
    Bu şekilde doğumların bir kısmı nesebi sahih, bir kısmı da gayr-ı sahih.
    Neyse gelelim AKP’nin doğumuna.
    Askeri vesayet dönemini göz ardı edersek AKP’yi anlayamayız.
    Askeri vesayet demek CHP zihniyeti demek.
    Tabii ki, tüm CHP’liler için kullanamayız.
    Çoğunluğu en azından majinalleri için rahatlıkla kullanabiliriz.
    Laikçi, halkın değerlerine tepeden bakan yada horlayan.
    Hatta halk o kadar horlandı ki, kafasına bir şey fırlatmayana oy vermez hale getirildi.
    Bu bağlamda İmam Hatipli alerjisi
    Hele hele “başörtüsü yasağı”
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde başörtüsü yasağını savunup, içeride bu dalga üzerinde siyasi sörf yapan iktidarımızın siyasi cambazlığını taktir ediyorum.
    Halk adeta “Siyasal İslam’a” zorlandı.
    Derinciler AKP’nin ilk iktidarı için 2(iki) milyon olmayan sahte oyu da tabii ki esirgemeyeceklerdi.
    2023 yılından çok daha büyük lütuflarıyla.
    Reaksiyon-aksiyon olayına ayrı bir başlık açmak istiyordum.
    Kısaca demek istediğimin özeti şu:
    Reaksiyoner anlayış ortaya genel olarak bir şey koyamaz.
    Yani birilerine tepki için sağlıklı bir şey gelişemez.
    Avrupa’daki vatandaşlarımız gibi.
    Avrupa Hıristiyan olmasaydı Müslümanlığa önem verecekler miydi?
    Kesinlikle hayır.
    Kendi tavırlarını kendileri değil, başkaları belirlemiş olmuyor mu?
    Başkalarının belirlediği tavır ve gündemle işte bu ortaya çıkar.
    AKP, CHP’nin çocuğu olmasına çocuğu da, sahih mi, gayr-ı sahih mi?

    • Yalnız Serbest cumhuriyet Fırkasının kapanması kurulmasından daha büyük bir olay. Üç aylık partiyi geniş kitlelerin desteğini alıp CHP’yi iktidardan düşüreceği korkusuyla kendileri kurdurduları halde gene kendileri kapattırıyorlar:))

      Akprti olayı ise galiba muhafazakar milliyetçi çoğunluğun kabulü üzerine oturuyor(Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığına getirilmesi de bu kabule dayanıyor olmalı) ve aynı mantık çok geniş kapsamlı uygulanıyor ve büyük çoğunluğu aynı yerlerinde bırakıp elverişli küçük bir grubu iktidar grubunda toplarken parti kapatma gereğini de ortadan kaldırmış oluyorlar. Tabiki burda Erdoğan’ın kök CHP’nin tekliflerini kabul edip o zihniyeti benimsemiş olması da işlerini çok kolaylaştırıyor.

      CHP’de olan kavga da köklerinden kurtulma sancısının tezahürü sanırım. Elbet CHP de kaçınılmaz değişimini tamamlar mutlaka. Etkili isimlerden Bolu beyi için “ateş olsa cürmü kadar yer yakar” tepkisi de bunu gösteriyor galiba. CHP’den tek parti değil iki parti birden doğması bile mümkün.

  4. Ben o kadar da karamsar değilim. İmamoğlu’nun liderlik vasıfları var ve İnce gibi çok sesli az etkili bir karakteri yok. İmamoğlu’nun tek sıkıntısı kadro kurmak olacaktır. Toplumun tanıdığı, değer verdiği, ilkeli insanları partiye çekmesi şart. Mevcut CHP kadrolarından yapacağı transferler pek işe yaramayacaktır.Yeni, genç isimlerle yola çıkması lazım. Erdoğan’ın da son dönemi olacağına göre İmamoğlu’nun öne çıkma şansı artıyor.

    • Chp de eski yeni İmamoğlu Kılıçtaroğlu sorunu yada sorunsalı yok!
      Atatürk de gelse bu partinin başına harcarlar 3 vakte kalmaz onuda😡
      Çünkü mesele ülkem yurdum vatanım yada partim! değil!!!
      Koltuk! Koltuk! Koltuk!
      (Birde anamuhalefet ünvanını vermiş kim vermişse!🤗
      Deliye takılan sarı boyalı metal plaka misali o kaddar kıymetliii…
      O kadar değerli ki!…😂
      Elmas ile değiştirseler!!!!
      I’ıhhhHHHH!!😂😂😂😂😂😂😂

      • Yalnız gelecek partisi ile se’aadet partisi grup kurma konusunda anlaşmışlar, Deva partisini de katacaklarmış fakat Ali Babacan’ı bulamamışlar. Meğer Ali Babacan parti başkanlığı işlerini gevşetip ful mesai kendini okumaya vermiş. Geleceğe hazırlanıyormuş, benimle telepatik yollarla iletişime geçip tüm çalışma taktiklerimi kopyalamış. Gece gündüz kim olduklarına ne dediklerine bakmaksızın herkesi dinliyor kanaat önderlerini takip ediyormuş. Önce geleceğin ana muhalefeti hemen sonra da iktidar olmayı hedefliyormuş ama bunun için önce neye deva olacağını iyi beklemesi gerekiyormuş. Uçan kuşlar söyledi bana da😂

  5. Kılıçdaroğlu bir başarı hikayesi yazdı. CHP’nin %25 oyunu aldı %48 yaparak bir başarı hikayesi var.
    Memleket partisini kuran Muharrem ince Kılıçdaroğlu sayesinde Cumhurbaşkanı adayı oldu Erdoğanı sevmeyenlerle %31 anca aldı Şimdi partisi %2 alamıyor.
    Hani sende Gaza geldin’ Şimdi partin %2’yi alamıyor. Diğerleride bölünürse İlk etapta %2-5 arası zor alır.
    Tılsım Kardeşlikte, beraberlikte, Bütünlükte. Kılıçdaroğlu Asıl Büyük başarıyı 6’lı masayı kurarak başarmıştır. Türkiyede farklı Düşünen farklı desenleri bir araya getirerek kardeşliği, Bütünlüğü sağlamıştır. Yeni kurulan parti az oy alacaksın, bu birlikteliği sağlayaman ancak Figuran olabilin onuda Gururuna yediremen.

  6. Değişim nedir biliyor musunuz?
    Eminönü kadıköy taksim şirinevler meydanlarında dolmuş otobüs taksi durakları yerine, ……. (Şunu yapmak yazacağımı sandınız ama, öyle değil!😂),
    Onları kaldırıp başkabişey dikmek değil! HİÇBİR ŞEY DİKMEMEK! ORALARI DOLDURMAMAKTIR🤗
    İlkaki bişey yapmak isteyen, taksimden bakan bir kişinin boğazı görebileceği halka ait bir kafe tesis sosyal donatı gibi hatta turistik gelir getirici bir yatırım yapabilirsin mesela. Önüne sur gibi binalar diktirmezsin yamaçlara.
    Siyasetçi arkasına aldığı 10 kişi ile 85 milyonu arkasına takacağını düşünmemeli örneğin. Partiyi kontrol edebileceğini!..
    O koltuğa oturamayacağını annadı ama durulmuyor mübarek sel gibi akacak!😡
    Durdurabilene aşkolsun.
    İşte bizde böyle SİYASET ☹️.

    • CHP halkı tanımıyor! Tanımamakla kalmıyor tahkir ediyor ve suçluyor!
      CHP umutsuz vak’adır!

      • Yalnız Erdoğan TOGG müşterilerini çok iyi tanıyor. Türkiye’nin otomotiv sanayinin patronunu babasıyla birlikte aksaraya çağırmış.ne konuşmuşlardır acaba diye merakla bakınırken TOGG fabrikası gece gündüz çalışarak Mayıs ve Haziran aylarında tamı tamına 802 tane TOGG teslim etmiş haberini gördüm. Tabi Koçun patronları TOGG’un bu yüksek karlılığını görünce koşturark sarayda almışlar soluğu. Gülme TOGG’a ne kadar zam geldi duydun mu?

  7. Değişim denilen şey ne?sadece başkanın değişmesi ise nanay boşuna.😊mesela değişim oldu yeni başkan hdp ile yine ittifaka devam edecek mi?veya Türkiye MAALESEF AZARBAYCANA yardım ediyor zihniyeti, tezkereye hayır demek , geziciler,lgbt desteği, islam ortaçağ zihniyeti bakış açısı,libya,Türkiyenin milli meselerinde ülkesinin mi yanında duracak yoksa batının mı?katı laik anlayış ne olacak?bir sürü soru akla gelebilir..mesele bunlar..yoksa genel başkanin değişmesi ile zihniyet ve politika değişmesi ile hicbir şey değismez benden söylemesi..chp liler boşuna hayal kurmayın.
    Birde türkiyede artık mesele muhalefet iktidar meselesi degil😀herkes muhalefet şunu yapsin bunu yapsin falan diyor.mesele chp zihniyeti ve yandaşları ile muhafazakar demokrat zihniyet ve yandaşları meselesi.hdp iyi parti muhalefet de mhp bbp hüdapar demokratik sol muhalefet değil mi

    • SİTTİN senedir demokrasiyi kurumsallaştıramadığımız apaçık bir hakikat olarak ortadadır.
      Bu yüzdendir ki siyasi partilerimizin büyük çoğunluğu lidere endekslidir. Dün, CHP denilince İnönü, DP denilince Menderes, AP ve DYP denilince Demirel, ANAP denilince Özal, MSP ve RP denilince Erbakan anlaşıldığı gibi, bugün de AK Parti denilince Erdoğan, MHP denilince Bahçeli anlaşılıyor.
      İşin tuhafına bakın ki CHP denilince Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti delince Akşener akla gelmiyor, gelemiyor. Zira birisi kasetle geldi, diğeri ise henüz rüştünü ispat etmiş değildir. Zira suni bir oluşum olup her an dağılacakmış gibi bir görüntü vermektedir.
      Malum, kasetle siyasi parti genel başkanı olunabilir ama lider olunamaz. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan oldu lakin lider olmayı beceremedi.

  8. Doğruyu söyle,
    CHP yada MHP gibi partiler için köşe başını tutmuş! (Enson hdp de bu kervana katılmaya çalışıyor duu) tabiri yanlış olmaz.
    Biri Anamuhalefet (Anayasa kelimesini andırıyor olabilirmi😊) ünvanını kaybetmesindee..
    o bir diğeri sağ yanımın sağ tarafının inzibatı
    Bak daha angaradaki ıssıcak goltukların altındaki sürülen yapışkan zamkın zamanla ne koku çıkardığının hiçbir önemi yoktur ☹️
    Değişmesin hep benim altımda dursun😡 kısmına girmedim bile
    Partiden atmak için hiç seçilemeyeceğini bile bile o bilinen yere aday göstermek yok mu
    Yanlışı göster,
    (mek) bana düşmez banane.
    İkna odalarını yaşayan
    Cübesini giymiş sokakta darbecileri alkışlayan
    Daha dün yanındaki yoldaşını bugün tasfiye eden siyasiyi gören seçmenin psikolojisini en pahalı piskopaoloji profu bile annayamaz.
    Tankların asfaltı delmesine o da yolları demirden döşeyip yapsaymış kafasıylan
    İl başganını esnafa işçiye çifçiye sanayiciye tırizmciye çalışana emekliye göre değilde!..
    Yaz yaz yaz bir daha Ajda söylesin sahnede
    Bir 80-90 sene daha sahnede🤗.
    Götürürsünüz siz bu kağnıyı bir yüzsene daha böyle merak etmee..

  9. Aslında , yazının başlığını görünce gerisini okumayacaktım ancak farklı şeyler olabileceğini düşünerek yine de okudum .
    Bu CeHaPe’den ne köy olur ne kasaba ! Bunların zihniyeti , kafası zor değişir, yani bunlar adam olmaz.
    Iyi saatte olsunlar , fazla söze gerek yok .
    Gelgelelim şu ” topu bir Türkiye etmeyen ” Araplar’a !
    NATO. toplantısından sonra Arabistan, Katar ve BAE.lerine Körfez çıkarması yapacakmışız !
    Yemin ederim , gerçekten çok ağrıma gidiyor !!!

  10. Yeni doğanlarda doğduğu bünyeye yabancı olup ne kendini ne geçmişini ne de bugünün dünyasını anlama ve yorumlama yeteneğinden yoksun bir şekilde yaşamını sürdürme gayreti içinde geçip gidiyor veya geçip gidecek bu hayattan. Böyle olunca da kendini geliştirip dünyayla entegre olabilecek bir yöntem geliştiremediği gibi buna çaba da sarfetmiyor.
    Bugünkü durumu da eskilerin deve desen deve değil, kuş desen kuş değil dediği gibi bir yapıyla ülkenin geldiği durumu görmezden gelircesine adeta kafası kuma gömülmüş gibi duruyor.
    Bazılarının da ağzından düşürmediği bilim konusunu da tek taraflı ele almaktan vazgeçip din gerçeğini de ciddi bir şekilde ele alıp sadece bu hayatın açıklanması değil anlamlandırılmasının da önemini kavraması gerekiyor.
    Son olarak da şu dizelerle bitireiym. “İlim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır “

Yoruma kapalı.