Filistin’de yaşanan fecaatler yaşanmadan önce dört başı mamur bir rapora geçirilmiş…

14
Francesca Albanese..
Reklam

Harvard Üniversitesi’nin Ortadoğu Araştırmaları Merkezi ilgi alanına giren konularda sürekli tartışmalı programlar düzenler, çevrede bulunuyorlarsa izleyebilsinler diye eski mezunlarına da haber verir. 

Francesca Albanese’in önceki gün Gazze konusunda düzenlenen bir panelde konuşmacı olduğunu bu vesileyle öğrendim.

Daha önce haberlerde soyadının ilginçliği sayesinde dikkatimi çekmişti, ama İtalyan asıllı uluslararası hukukçu Bn. Albanese’in Birleşmiş Milletler (BM) örgütünün Filistin özel raportörü olduğunu unutmuşum.

Panelin haberini alınca meraklandım ve o sayede kendisinin BM’ye sunduğu son Filistin raporuna ulaştım.

İsrail’in 7 Ekim günü Gazze’de uğradığı Hamas militanlarının saldırısı sonrasında başlattığı Gazze’yi ve Gazze’deki Filistinlileri imhayı amaçlayan savaşını TV kanallarında canlı izlemeseydim, raporda yazılanlar bile, hiç mübalağa etmiyorum, tüylerimi diken diken ederdi.

Rapor 7 Ekim sonrasında her gün yaşananları yansıtmıyor; bütünüyle 7 Ekim öncesine ait.

Şu paragrafı birlikte okuyalım:

“2008 yılından 6 Ekim 2023 tarihine kadar, İsrailli işgal kuvvetleri tarafından, 1,434 Filistinli çocuk öldürüldü, 32,175 çocuk da çeşitli yaralar aldı. Çocuklardan 1,025’i 2007’den beri yasadışı ablukaya maruz bırakılan Gazze’de öldürüldü. Aynı süre içerisinde Filistinli saldırganlar tarafından 25 İsrailli çocuk öldürüldü, 524 çocuk da yaralandı. 2019 ile 2022 tarihleri arasında 1,679 Filistinli çocuk ile 15 İsrailli çocuk kalıcı fiziki yaralar aldı, pek çoğu sakat kalacak. İsrailli işgal kuvvetleri her yıl ortalama 500 ile 700 Filistinli çocuğu gözaltına almış, 2000 yılından bu yana da hesaplara göre 13 bin (çocuk) keyfi olarak gözaltına alınmış, askeri mahkemelerde yargılanmış ve hapse gönderilmiş bulunuyor.”

Reklam

Bir daha hatırlatayım: Bu tablo 7 Ekim öncesine ait. 

Harvard’taki konuşmasından bir hafta önce, 23 Ekim günü, uluslararası hukuk uzmanı bir akademisyen olan Albanese, kendisini raportör olarak atayan BM’nin genel kurul üyeleri önünde yaptığı raporunu sunuş konuşmasında, 7 Ekim sonrasını da içeren yorumlarını ülke temsilcileriyle paylaştı.

Albanese, konuşmasının en başında, şu sıralarda yaşanan fecaatin, uluslararası camianın onyıllardır süregelen İsrail’in yasadışı davranışlarının, cezalandırılmamasının ve ‘sürekli işgali’ sonlandırmamasının bir sonucu olduğunu belirtiyor….

Yasadışı davranışlar sergiliyor İsrail…

Buna rağmen cezalandırılmıyor…

Filistin’e ait toprakları işgali altında tutuyor ve BM kararlarına rağmen işgalini sonlandırmıyor…

BM’ye sunacağı raporu hazırlamak üzere Gazze’ye gittiğinde, konuştuğu çocuklar, Albanese’ye “Dünyaya sor” diye başlayan hep aynı soruları yöneltmişler:

“Filistinli çocuklar daha mı az değerli?”

Reklam

“Biz insan değil miyiz?”

“Neden bizi ihmal ediyorsunuz?”

İnşaatı yarım kalmış evini bitirmek için İsrail’den izin alamayan babalar… Bir bölümü yıkılmış ve geri kalanı da yıkılma tehdidi altındaki okullar… Bir zamanlar çocuklarla dolu olduğu halde şimdilerde bomboş derslikler; çocuklar mezarlıkta çünkü… Her an ölebilecekleri için vasiyetlerini ceplerinde taşıyan insanlar…

Hazin bir tablo değil mi?

İsrail bunu kendisinin de taraf olduğu BM’nin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu halde yapıyor. Kendi egemenlik alanında yaşayan bütün çocukları koruması, çıkarlarını gözetmesi ve haklarını hiçbir ayrımcılık yapmadan garanti altına alması gerekirken, İsrail, Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmesine yol açmasın diye Filistin toplumunun gelişmesini engellemek amacıyla, Filistinli çocukların temel insan haklarını çiğniyor.

Raportör Francesca Albenese, BM genel kurulu önünde yaptığı konuşmanın sonunda, uluslararası camiayı, özellikle de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni, Gazze’de ve Batı Şeria’da işlenen savaş suçlarını ortaya çıkarmak ve mücrimleri cezalandırmak üzere göreve çağırıyor.  

Devletler ne yapmakla meşgul?

Uluslararası Ceza Mahkemesi neden harekete geçmiyor?

İtalyan uluslararası hukukçu Francesca Albanese’nin hazırladığı rapor ve genel kurul önündeki konuşması, galiba bir tek BM’nin Portekizli genel sekreteri António Guterres’i etkilemiş görünüyor.

Guterres’in geçen hafta yaptığı açıklamanın şu bölümünün benzerini henüz Batı ülkesi liderlerinin hiçbirinden işitmedik:

“Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız. Filistin halkı 56 yıldır boğucu bir işgale maruz tutuluyor. Topraklarının adım adım yerleşim yerleri tarafından ele geçirilmesine ve şiddete tanık oluyor. Ekonomileri yıkılmış, insanlar yerlerinden edilmiş ve evleri yerle bir edilmiş durumda. Siyasi çözüme olan inançları yok olmaya başladı.” 

BM’nin atadığı raportörün tespitleri kayıtlarda.

Mahkemeler bir gün harekete geçtiğinde elde başvurulacakları sağlam bir metin var.

ΩΩΩΩ

Reklam

14 YORUMLAR

  1. İsrail’in bu müsibeti atlatması mı deseemm… Filistin lilerin ölümden kurtula bilip gazi olabilmesimi desem!!..
    Netice şu ki, Ortadoğu da yine karışıklık devam edecek, yine herkesin elleri bu bölgeye uzanacak, eksik olmayacak!!!
    PEKİ NE YAPILMALI:
    -İsrail bu bölgede söz sahibi olacaksa!..
    (Onun sözü geçecek ve tüm devletler maşa olarak kullanmaktan vazgeçe bilecekse)
    ORTADOĞU BİRLİĞİ (hatta Kudüs merkezli Kudüs Birliği-BM gibi-) kurulabilir mesela
    -önce trişkadan bir mahkeme ve Natan olur tu kaka😂😂😂.
    -İran’a dur bir hele!.. denilmiş olur böylece
    -Esed kendine gelir Esad olma şerefine nail olur belkide🤣🤣🤣.
    -Irak’taki kürt Türkmen Arap Ezidi vb etnik gruplar inanç temelli oluşumlar nefes alır önünü görürler; mümkündür.🤗.
    (Maşalıktan eşkiyalıktan İNSAN olmaya evrilenler olur, ölümden kurtulur)
    -TR dersen, şu silah harcamaları bir bitsin!!!
    BAK GÖR NELER OLUYOR ÜLKEDE🤗🤗🤗

  2. FİLİSTİNDEN BETERİZ
    Filistin’de çocuklar ve çok sayıda masum büyük insan ölüyor ve bu gidişle maalesef artarak ölmeye devam edecek.
    Bu arada çocuklara bomba yağdıran jetlerin yakıtı nereden gidiyor sorusunu yandaş medyada boşuna aramayın.
    Maliye bakanı 2024 yılı bütçesi kapsamında özelleştirilecek HES(hidro elektrik santrali), köprüler ve limanlar olduğunu, ancak yeni özelleştirme planı olmadığını açıklamış.
    Bir cümle içinde iki çelişkili açıklama.
    Peşkeşten o da rahatsız ki, olayı yumuşatma ihtiyacı duyuyor.
    Hem peşkeş var, hem yok diyor.
    Kenarda köşede kalmışsa onları bilahere peşkeş çekeceğiz diyor.

    • Sayın YK, HES(hidro elektrik santrali)ler yapılırken yapılmasın diyordunuz şimdi de satılmasın diyorsunuz, muhalefetin yaptığı gibi yangelip yatalım mı yani?

  3. Görünüşe bakılırsa, 2008li yıllarda öldürdüğü çocukların arkadaşlarına ve geriye kalan yaralı çocuklara 2020li yıllarda “terorist” olmaktan başka bir şık bırakmamış sanki İsrail. “Kendim ettim kendim buldum” misali “terörist” üretmiş!

    İki tarafın da dini inançlarına bakın her ikisi de temelinde suçsuz bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmeğe eşit kılıyor. Ancak, amca çocukları ve semavi din mensupları tüm insanlık bundan ne anlıyor? Hem bu dünyada ve hem öbür tarafta bunun bedeli çok büyük.

    *******
    Eskidendi o! kula kulluk!
    Akıl bugün en kutsal nimet,
    Ve mahşere dek sorumluluk…
    Kaçışı yok bitince mühlet!

    “Batı” var! “Batı’l”ın içinde,
    Tüm müminlerin kalbinde Hak!
    Geri kaldıkları için de,
    Bugün güçsüzlüğe müstehak!

    Güçlü taraf olsaydı şayet,
    Azgınlık yapamazdı mümin,
    Hakkıyla davranırdı, gayet…
    Gerektirdiği budur DiN’in!

    Bu DiN İslam, tevhid DiNidir!
    “Huzur”dur da insanlara bak!
    Ancak, zalimler de fanidir!
    Bakalım mahşerde n’olacak?

    Vicdan! “nefs”te nefsten içeri,
    İnsanlığın ortak paydası!
    iblis öyle vurmuş ki hançeri
    Yaralı! var mı bir faydası!

    Netanyahu bugün kılıfsız!
    Çaldığı toprak yanına kar,
    Hem yavuz hırsız, hem insafsız,
    “Batı” tınmaz, kör gibi bakar!

    Saysak döksek, ne söylesek boş!
    iblis pek boş durmuyor lakin!
    Huzurdan yana olmak ne hoş!
    “Yurtta sulh, cihanda sulh” için…

    “Batı” var! “Batı’l”ın içinde,
    Tüm müminlerin kalbinde Hak!
    “Vicdan”ın uyandığı günde,
    Haksızlık elbet son bulacak!….
    ….
    *******

  4. Gastecilik budur işte🤗.
    Belge belge belge..
    Bilgi bilgi bilgi..
    Not:Filistin halkının esaret altında tutulması, üstüne birde çocukları!! hedef alınarak katlima uğraması😡😡😡😡
    TÜM İNSANLARIN SUÇUDUR!
    Suçlu sadece İsrail yönetimi değil!😡.

    • Şimdiden Mısır Devlet Başkanı Sisi’ye IMF’e olan tüm borçlarının silinmesi teklifi yapıldı bile.

      Malum Sultan Hamid’e de Duyun-ı Umumiye’ ye olan borçların silinmesi karşılığında Filistin’den bir yurt vermesi teklif edilmiş ve Sultan Hamid kapıyı suratlarına kapatmıştı.

      Sisi’den aynı tavrı göstermesini bekleyenimiz yoktur her halde?

  5. Dünyada eşi görülmemiş bir işgal hikayesi var ortada. Bugünkü İsrail, İngilizlerin Filistin’e çıkardığı Siyonist kolonilerin, silah desteğiyle, zorbalıkla, terörle adım adım, metre metre alan genişletip bugünkü haline kavuşmasının ürünüdür. İngiliz-ABD desteği olmasa İsrail diye bir devletin varlığını sürdürmesi imkansız olurdu.

    Durum bugün için de geçerlidir. Siyonist mitolojilerle, tarih öncesi anlatılarla bugünkü İsrail’in varlığını korumasını ve süreklileştirmesini sağlamaya çalışıyorlar. Gerçek tarih, İsrail’in Ortadoğu’nun kalbine yerleştirilen garnizon bir devlet olduğunu anlatıyor. Gerçekte İsrail, çapulcu sürülerinden müteşekkil bir devlettir. Bir halkı tek tek katlederek büyüyen, varlık bulan bir devlet. Avrupa’daki Yahudi soykırımı bu gerçeği değiştirmiyor.

    Bugünkü İsrail’in başka da tarihi yok. Üç beş bin yıl öncesine giderek bugünkü kurdukları devlet terörüne “ilahi” malzeme topluyorlar. Filistin halkını yeryüzünden silseler, yok bile etseler; bütün evlerini, bağlarını bahçelerini alıp topraklarını tümden ele geçirseler İsrail varlığını devam ettirmez. Siyonist katil sürüleri insanlığın vicdanında mahkum edildi bir kere; tarih, çocuk katili İsrail devletini şimdiden Nazilerle yan yana koydu. Asla başka türlü, başka biçimde anılmayacaklar.

  6. yaşanan olaylarda Filistinliler değil oluyor esas BATİ medeniyeti ölüyor.Bundan sonra artık hiç kimse demokrasiden ,insanhaklarindan hukuktan bahsedemeyecek.
    Herşeye her eksigine rağmen Türkiye vatandaşı olmaktan gurur duymaliyiz.

    • Bizden başka İsrail’in zulmünü dünyaya haykıran yok.
      Bizden başka Netanyahu’yu savaş suçlusu ilan edip, yargılanmasını isteyen yok.
      Bizden başka dünya barışı için her fırsatta arabuluculuk yapan yok.
      Bizden başka Rusya-Ukrayna savaşı son bulsun diye gayret gösteren yok.
      Bizden başka Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgalden kurtarması için direkt devreye giren yok.
      Bizden başka Libya’da emperyalistlerin tezgahına çomak sokan yok.
      Bizden başka ABD ve İsrail’in Büyük Ortadoğu Planı’na karşı duran yok.
      Bizden başka Suriye ve Irak’ın kuzeyinde petrol hedefli terör koridoruna hayatı pahasına direnen yok.
      Bizden başka zulüm gören Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Ukraynalı, Filistinli sığınmacılara kucak açan yok…
      Yok, yok, yok… Bizden başka menfaatinin önüne “insanlığını” koyan devlet yok…
      Ne mutlu Türküm diyene…

  7. İran o bölgede olduğu mudetçe, oralara huzur gelmez. Hamas bombalattı. ve meydani
    İsraililer bırakip igeriye çekildi.

    • Nurdan abla yine nefret söylemi yine iran düşmanlığı yapıyorsunuz, kötü halk yoktur, bütün milletler iyidir, kötü şahıslar vardır, sizin bu yaptığınız ayıptır günahtır…

  8. En başta BM. olmak üzere herkes sadece konuşuyor; öte
    yanda o.ç .(onursuzlarin çocukları ) da bildigini okuyor!
    Firavun kesilen dünya da seyrediyor !
    Yer demir , gök bakır !
    Allahım bunların başına neden taş yağdırmıyor ? Ben bir de hep bunu düşünüyorum, içinden çıkamıyorum!

    • İsrail suçlu, İsrail alçak, İsrail bebek katili, İsrail insanlığın ve bütün insani değerlerin düşmanı, insanlığın yüz karası.

      Peki, bu Batılılar olmasa, yapabilir miydi bütün bunları?

      ABD, uçak gemisi, asker ve mühimmat gönderip bunları destekliyor. Avrupalı liderler katil Netanyuhu’nun yanına koşup, soykırıma destek açıklamaları yapıyor. Hepsinin medyaları da soykırımın üzerini kapatmak, örtülemek ve yaşananları çarpıtmak için çırpınıyor.

      Aslında yok birbirlerinden farkları…

      Hepsinin dünü de bugünü de kirli!

      Biz tanıyoruz, cemaziyelevvellerini biliyoruz bunların. Dünyanın dört bir yanını nasıl kana buladıklarını okuduk, dinledik, bugün de bizzat yaşıyoruz.

      İçimizde ise, mebzul miktarda görmeyen ve görmek istemeyenler var. Pek farkları yok aslında onların da bu kan içici canavarlardan. Tek farkları, aşırı derecede ebleh olmaları!

      Farkında değiller sırada bizim de olduğumuzun. Göremiyorlar etrafımızın nasıl çevrildiğini. Sanıyorlar ki, bunlar sevmedikleri Araplara vurdukça gelecekleri daha güzel olacak. Hayır, çünkü bu barbarlar o eblehleri de bizden farklı görmüyorlar.

  9. “…Sokaklar -Batı’da da Doğu’da da- Filistinliler’den yanaydı, bundan böyle de bu durum devam edecektir. Bu da özellikle İslam ve Arap dünyalarında dalgalanmalara yol açabilir. Ülkelerin içlerini karıştıran gelişmelerle bile karşılaşılabilir.

    Filistinliler yalnız kurulması mutasavver Filistin Devleti’nin sınırları içerisinde kalacakları varsayılan Gazze’de ve Batı Şeria’da değiller, İsrail’in içinde İsrail vatandaşı olarak yaşayan sayıları hiç de az olmayan Filistinliler de var.

    İsrail’in gündemden düşürdüğü ‘iki devletli çözüm’ konusunun bugünden sonra yeniden tartışılmaya başlamasını bekliyorum. Gelişme bunu sağlarsa, işte o zaman, Filistinlilerin kazançlı çıktıklarını çok daha rahatlıkla söyleyebiliriz.”

    Aynen dediğiniz gibi oldu. İçinde TC’nin de olduğu İslam Orduları Gazze’de bir kalkan oluşturdular ve İsrail’in insanlık dışı saldırılarını önlediler. Arap Birliği ve İslam Ordusu’nu oluşturan devletler, Filistin, İsrail, AB, ABD, Birleşmiş Milletler Temsilcileri bir araya geldiler…

Yoruma kapalı.