Futbolcular ve iş insanları dolandırıldı ama haberleri izlerken ben kendimi de aldatılıyor hissediyorum

24
Reklam

Mahkemelerin, gördükleri davalarda, gerçekten insanların mahremine giren konular dışındaki olaylara yayın yasağı koymalarına hep karşı çıktım.

Kamu yararına hüküm veren yargıçların önlerindeki konuyla ilgilenen kamuoyundan saklayacakları hiçbir şey olmamalı.

Duruşmaların herkese açık tutulması ve orada geçenlerin yayınlanması ilkesi adaletin yerine gelmesi bakımından önemlidir.

Bu girişten sonra bir itirafta bulunacağım: Şu sıralarda bu ilkemin doğruluğu konusunda kuşkuluyum. 

Sebebi, şimdilerde bütün ülkenin tek bir konuya yoğunlaşması ve bunun müthiş canımı sıkması…

Banka müdürü bir kadın çok parası olanları dolandırmış… Adını ‘Fatih Terim fonu’ koyduğu bir tezgahla, kendisine teslim edilecek dolarlara yine dolar üzerinden bir misline kadar kazandırmayı vaat etmiş. 

Hem de tek bir ayda yüzde 100 kazanç vaadi bu…

Her gün isim listesi uzanan bir dolandırıcılık tezgahı…

Reklam

Yazının burasında aklıma fareler için söylenmiş o ünlü deyiş geldi: Peynir büyük, mesafe kısa ise ucunda mutlaka kapan vardır.”

Dolandırılanlar bu deyişi herhalde duymamış…

Peynir büyük: Paraya dolar cinsinden akıl almaz bir faiz/getiri…

Mesafe kısa: Bir ayda ödeme…

Kapan: Bunun bir dolandırıcılık tezgahı olması…

[Bu tezgaha parasıyla katılanların elde etmeyi düşündükleri yüksek meblağa doğrudan ‘faiz’ demek yerine yanına bir de ‘getiri’ sözcüğü eklememin sebebi, dolandırılanlardan birinin avukatının “Benim müvekkilim muhafazakar biridir, faizle alışverişi yoktur” savunmasına başvurması. Bence de ‘faiz’ denilemez bu getiriye, doğrudan ‘riba’ demek gerekir. Tefecilerin uyguladığı türden -hatta onları da geçen- bir artış söz konusu çünkü.]

Rahatsızlığımın sebebi, dolandırılan kişilerin futbol gibi ilgilisinin çok olduğu bir uğraş alanından bilinen isimler olması. Aralarında iş dünyasından olanlar da var ama çoğu futbolcu. Üstelik iyi futbolcu. İyi oldukları için de bayağı yüklü paralara sahip futbolcular bunlar.

Fona ismi verilmiş olan da ünlü bir teknik direktör.

Reklam

Aslında tarafı oldukları olay Nisan ayında ortaya çıkmış; acaba mahkeme o zaman yayın yasağı koyduğu için mi şu yakınlarda haber konusu oldu bu olay?

Evet, mahkeme yayın yasağı koymuşsa, “Bu olay için uygundur” diyebilirim. 

Sebebini açıklayayım.

Dolandıran/lar hepimizin paralarını emanet ettiğimiz bir kurumun görevlisi: Banka.

[Banka yayımladığı açıklamalarda kendilerinin bu tezgahta bir dahilleri olmadığını ileri sürüyor, bana da bu savunmaları makul gibi geliyor ama durum yine de değişmiyor. Her gün ortaya sürülen yeni görüntüler, ister istemez, banka kurumunun sağlamlığı konusunda tereddüde düşmemizi getiriyor.]

Olayda isimleri geçen dolandırılanlar aklı başında olması gereken insanlar: İş dünyasından… Futbol camiasından…

Zaten yüklü miktarda paraları olduğu apaçık anlaşılan bu insanların, daha fazla para elde etmek uğruna kendilerini düşürdükleri durum yalnız o kişilere karşı duyulan sempatiyi yok etmekle kalmıyor, insanlığın bu büyük zaafının sınır tanımadığını da düşündürüyor.

Konunun bir de zihin karıştırıcı bir yönü var: Bu olayda mağdur kim? Aldananlar mı, yoksa kimin yönlendirmesiyle böyle bir yola başvurduğu bilinmeyen o kişileri aldatan banka görevlisi mi?

[Dolandırılanlar arasında söz verildiği kısa sürede kadına verdikleri parayı ziyadesiyle geri alanları da mağdur mu sayacağız? Banka müdürü olan kadının tehdide maruz kaldığını, muhtemelen dayak da yediğini düşünmemiz için de ortada görüntüler var.]

Haber kanallarına her baktığımda karşıma bu olayla ilgili yeni ayrıntılar çıktıkça aklıma derhal aynı soru takılıyor: Acaba bu olayda ‘müşteki’ veya ‘mağdur’ olarak isimleri geçenler başka insanların kendileri hakkında ne düşündüğünün farkındalar mı? Aralarında keşke param gitseydi de böyle bir olayda adım geçmeseydi diye düşünen var mıdır?

Yoksa…

Neyse, yazıyı burada kesiyorum.

Yazıyı kestim ama tam bu sırada zihnime Hz. Peygamber’in ağzından çıktığı bilinen, pek çok sahabenin “Acaba vahiy sonucu muydu, Kur’an’dan olabilir mi?” diye tereddüt gösterecek kadar önemli gördükleri, bu son olayla da evrensel değer kazanan, bir tespit geldi.

O hadisi buraya aktarıyorum: “İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, bir vadiyi daha ister.”

Bu hadisi günümüzde “İki vadi dolusu doları olsa” diye de okuyabiliriz.

ΩΩΩΩ

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Futbolcular ve futbol takımları hakkında hiç bir zaman iyi düşünmedim. İyi düşünecek bir yanları yok çünkü. Büyük paralar işin içine girince iyice zıvanadan çıktılar zaten. Çoğu takımlar ve tüm sistem mafyaların, yolsuzların ve üçkağıtçıların elinde. Sistem tümü ile karanlık bir kazan. Genelde de tüm yolsuzluklarını hırsızlıklarını haksızlıklarını kapatmayı beceriyorlar. CB sistemine, yani tek adam sistemine, geçtikten sonra ülkemiz şeffaflık sıralamasında 50’lerden 120’lere indi. Yani yolsuzlukta sınır tanımıyoruz artık. İyice dibe doğru gideceğiz görünüyor. Futbolu da bankası da hep aynı yolun yolcusu.

  2. Zengini de böyle işte üç milyon beş milyon dolar. TL çevirince zaten para olmuyor. Pul oluyor iki günde. Tefeciler de dolar çalışıyor o yüzden. Ülkenin sefil durumunu da resmediyor. Bir de bu paralar vay aç gözlüler bak bak diye anlatılıyor. Halbuki fakirliğimizi gösteriyor, başka bir şey değil.

  3. SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ BİR HADİSLERİNDE ” KANAATKAR OLUN Kİ ZENGİN OLASINIZ ” BUYURMAKTADIR. KAZANMA HIRSININ SONU BANKA MÜDÜİRESİNE ÇIKIYOR.
    NE DİYELİM.

  4. Herbişeye yayın yassağı getirirsen,
    -hökümat getirdi! işine gelmedi derler.
    -bu adalet hukuk sistemi!…’nden başlar, Aym’yi bile suçlayıp “kapatalım!😊” demeye bile başlarlar!
    -gastecilerin bir kısmı (bunlar ajan! satılmış! muhalif! hatta vatan haini dir!😯)
    -muhalefet mi? onlar zaten zararlı haşerat! tez zamanda telef edilmesi gereken!..😡
    Bunun bir de kolay yolu var:
    -X terör örgütü deyip onun reklamını yapmayı yassklamak gerekirse yasaklansın!
    -Y dolandırıcısının reklamı baştan (bişeylere uygun değildir deyu) medyada aynı gün yassahlansın! (Ben razıyım!).
    Ama fakat, içeriği bilinsin:
    “X bankanın 15 yıllık müdiresi ..”
    “Y firmanın kanser yapan asbestli olduğu bilinen… “
    “Z kişilerin magazin proğramlarında yüzünü gözünü şişirtip kendi cildi bedenine zarar vermiş halinin,!!!
    Kendini fareye yada mukıl ceksına benzetmek istemesinin!!!!
    Çocukları çinsiyetsizliğe yada inançsızlığa yönlendirebileceği tespit edilen (subliminal mesaj içerdiği anlaşılan!) herbişey!!
    DAHA YAYINLANDIĞI İLK GÜNDEN UYARILIP KALDIRILSIN! YASAKLANSIN!
    (Tekrarlarsa … gereğini yapıyorlar zaten.).

  5. *******
    …..
    Kişi nefsen sınanır,
    Zafiyeten tavlanır,
    Yeşil dolar peşinde,
    Ava giden avlanır!

    Aldatanın farkı yok!
    Varıp sorsan aklı çok,
    Aldatmakla aldanır,
    Bu görüşe karnı tok!

    İki hörgüçlü deve…
    Bir de benden ilave!.
    Nefsen hörgüç dinlemez,
    Götürür seve seve!

    Bunlar akl-ı selim de,
    Çok tanrılı alemde,
    Şirk içinde bocalar…
    Sorsan dindardır hem de!…
    ……

  6. Aşağıda yazacağım özdeyişlerden seçip seçip alsınlar; 1- Toprak doyursun gözünü 2- Ava giden avlanır 3- Az tamah çok zarar getirir 4- Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulmaz 5- Açın karnı doyar gözü doymaz 6- Çok mal haramsız çok laf yalansız olmaz…
    Bunlara sıkça kullandığım bir cümle ekleyeyim; Salaklar, salakça düşünür, salakça işler yapar, salakça yaşar, salakça ölürler. Ne bu olayda ne de şu sıra sıkça haberlere konu dolandırma olaylarında asla mağdur veya zarar eden yoktur. Çünkü tarafların tümü salakça işler yapmışlardır. Ektiklerini biçmelilerdir. Ele geçirilen tutarın tamamı MEB’na aktarılmalıdır. Böylece açgözlü ve salak insanlar yetişmesine belki bir nebze engel olunur.

    • Yahya bey “Ele geçirilen tutarın tamamı MEB’na aktarılmalıdır.” buyurmuşsunuz ama en azından yurtdışında öğrenim bursu olarak kullanılsa bari, malum, bu kadar salaklık ancak yurtdışında eğitim almakla olur:))))

  7. Başka pencereden bakın:
    Olayın merkezi BİR TC BANKASI!
    Maşa ÜST DÜZEY BİR BANKA GÖREVLİSİ!
    Paraya konu insanlar TÜRKİYE NİN POPÜLER İSİMLERİ (popyıldızı fitpolcu gasteci vb)
    (Örneğin Hülya A. bir yatak reklamında çıktı diye gidip o yatakta gerdeğe gireceğim diyen gelin gördünüz mü?)
    Demem şu ki, bir fitbol başı (devletten dünya kadar para akıtılan bir sektör artık bu alan) ben şunu yapıyorum dese!..
    Kaç kişi arkasından gelir? Ona inanır?
    (Birtek Kadir İnanmaz!).kadir inanır üç keçi güdebilirmi diye sorgulayan varmı? Yok!
    Yani, paralar gitti! Vergi?????? (İşte beni ilgilendiren kusmı! 😡. Çünkü bana dönermi yoksa köprüden geçemeden suya düşermi bilemem ama.. o vergi benim idi😡!).
    Son söz:
    Bundan sonra bankalarda param GÜVENDE!
    diyebilecek kaç kişi çıkar?
    Soru iki:
    Yabancılar TR’ye parayı ne ile getirecek?
    a)trenle b)uçakla c)çantayla kendi getirecek d) BURAYA GETİRİPTE YOK’A dönüştürecek para YOK BENDE! diyecek🤗🤔

    • “Başka pencereden bakın:” filan diyorsunuz ama şaşı bakana çare yoktur:
      “Olayın merkezi BİR TC BANKASI!” filan değil
      Denizbanktır. TC Denizbank diye de bir bankamız yok!
      Sapı samanı birbirine karıştırmayın:)

      • -“Türkiye “de bir banka!..
        -“devlet başganı RTErdoğan olan!..
        -“Mehmet şimşek’ın ekonomi yönetiminde olduğu!..
        -“Gaye Erkan’ın MB başganı olduğu!.,
        -“geçen hafta – %40’lara varan vergi!..”
        şeklinde hatta cds lere ve son trend dolandırıcıların çetelerin fink attığı!..
        daha sayiimmmi?
        Kim tanır xxx bankasını???
        Kim takar bddkkklllmmm’ leri????

  8. Dolandirilanlari geçelim onlar haketmisler bunu.Mahkeme nasıl karar verecek önemli olan bu.
    Derseki bu paralar bankada verilmiş banka kasesi var paranin mağdurlara ödenmesi gerekir ozaman banka müdürünü kafaya alan herkes istediği gibi bankayı dolandirabilir at imza 100 milyon dolar verdim ver bu parayı bana .
    Aksi durumda parayı bankada hesabına yatirsin diye elemana verdin ama işgüzar hesabına yatırmadi o zaman ne olacak gitti paralar.
    Çok önemli bir karar bu .Bakalım görelim.

  9. Böylesine bir aldatmanın veya
    aldanmanın gerçekten izahı olamaz , benim aklım almıyor.
    Bunca olan bitenden bankanın nasıl haberi olmaz , bu da tam bir salaklık ! Ayakta uyuyor mu!
    Bu müdire kadın şubede bu filimleri çevirirken o şubede görev yapanlar , müdür yardımcıları , şefler ve diğerleri hiç bir şey fark etmemiş mi , onlar da mı uyumuş !
    Bu işin içinde bir pislik var ama nedir , dur bakalım, yakında belli olur !

  10. Oysa izleyenleri asıl hayrete düşürmesi gereken benzer şeylerin bugünlerde siyasette de olması. Düşünsenize, daha birkaç ay önce ülkeyi yönetmeye kalkan CHP ve İyi Parti’de parasal ilişkiler, iddialar, kaybolan paralar, taciz suçlamaları hiç bitmiyor.
    Doğrusu bu konuda İyi Parti birinciliği kimselere kaptırmış değil. Bu partinin 132 milyonunun kayıp olduğunu bizzat partinin eski Mali İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır açıkladı. Sanki o göreve yeni gelmiş gibi…

    • He , he canım, maşallah sizinkiler ak sütten çıkmış ak kaşık!
      Keçinin, kıçın gözüktü diye koyuna gülmesi gibi !

  11. Tüm bunlar bir yana benim bugün ele almak istediğim ve yukardakilerden farklı iki konu var: Birincisi bu işin vergi boyutu. İkincisi ise bankanın sorumluluğu tartışması.

    Her gelirden devlet vergi alır. Bunu ortalama her yurttaş bilir. Bu bankadan elde edilen gelirler için de geçerlidir. Ancak bu “fon” vergiden muaf anlaşılan! Bu durum kimseyi rahatsız etmiyor. Her şeyi geçtik, para yatıranlar “vergi kesintisi veya bu gelirin vergisi yok mu” demiyor!

    Ödenen “faiz” getirileri ne kadar? Bu dolandırıcılık fonu patlamadan, yani sözde faiz getirileri ödenirken kimsenin böyle bir derdi yok anlaşılan.

    Suç mahali banka. Fail banka müdürü. Durum böyle olunca muhatapları inandırmak yani onlara güven verip “kandırmak” kolay. Çalışan kimselerin verdiği zararlardan işverenlerin sorumlu olacağı çok açık bir kuraldır.

    Yani bir işletmeniz var ve personeliniz, müşterinizin cebinden para çaldı diyelim. Bu parayı işveren olarak ödemek zorundasınız. Şunu diyemezsiniz “bu bir suç, personelim işlemiş, ben sorumlu olmam”. Evet, işletmenin sahibi olarak siz hırsız değilsiniz. Yani hırsızlık suçunun faili değilsiniz, ancak suçtan doğan zararı karşılamak zorundasınız. Bu bir hukuk kuralı. Zira oraya gelen size güvenerek, inanarak içeri giriyor. Orada hırsızı çalıştırdığınız için siz sorumlusunuz. Bence bu meselede de böyle. Bankanın işin içinden yaptığı açıklama ile sıyrılması pek mümkün değil.

    Bankaların, banka müdürlerini denetlemek ve incelemek gibi bir yükümlülüğü var. Hele de bankaya giren bu kadar ünlü isim varken bunu yapmamış olması biraz tuhaf. Yine banka müdürünün uzun bir süre aynı şubede kalması da biraz düşündürücü. Zira belirli rotasyon uygulaması ile yer değiştirildiği bankacılık uygulamasında bilinen bir husus.

    Tüm bu durumlar yargılama konusu. Ancak önceki içtihatlara bakarak faillerin ve mağdurların kaçamayacakları bir vergi yükleri olduğunu ve bankanın tazmin sorumluluğunun bulunduğu çok açık!

    • Bankayla alakası yok konunun. Birileri bankadaki ve futboldaki nüfuzlarını kullanarak dolandırıcılık yapmış. Onların ödemesi lazım. Banka ihmal etmiş olabilir ama doğrudan sorumlu değil. Mudiler neden ödesin birilerinin cezasını. Ayrıca dolandırılanlar da dediğiniz gibi vergisiz kayıtsız kazanç elde etmek istemişler. Suçlular zaten. Hepsi cezasını çeksin. Banka da üstüne su içsin. Onun da itibarı gitmiş zaten. Futbolculara bir kuruş geri vermek yok. Hepsine vergi kaçırmaktan ceza yazılsın üstüne. Sürünsünler bir daha yapmasınlar. Kolay kazanmayı unutsunlar.

      • Tüm futbolcuları ters köşeye yatırıp yılın golünü atan Seçil Erzan bu yıl FIFA’dan Altın Ayakkabı ödülünü alır mı acaba?

  12. “SUÇU BİLDİRMEME” SUÇU
    Türk Ceza Kanununun (TCK)278. maddesinde
    “Suçu bildirmeme” suçu düzenlenmiş.
    Normal bir “vatandaş “suç işlendiğini görmesine rağmen suçu yetkili makamlara bildirmez ise
    “bir yıla kadar hapis” cezası verileceği yasa hükmü.
    TCK 279. maddesinde ise suçun nitelikli hali düzenlenmiş.
    TCK 279. maddesi suçu”kamu görevlisinin” işlemesi halinde verilecek cezanın “6 aydan 2 yıla kadar hapis” cezası olduğunu düzenliyor.
    Olayda birçok kamu görevlisi dolandırıcılık, tefecilik ve vergi kaçakçılığı suçlarına çok daha önce vakıf olmuyorlar mı?

  13. Bizim insanlar, çok unutkan. Yanılmiyorsam, bu dolandırıcılar, her zaman değişik kılıklarda halkı soyuyorlar.
    Ben ilk evimi 1,175000.liraya 1 miliyonu peşın 175 7 ay taksitle 1981 Temmuz ayinda aldım. Benim işyeri arkadaşlarım.
    Bana “sende hıç akıl yok bu kadar parayı gittinde eve yatırdın. biz sana o kadar söyledik dinlemedın 1 miliyonu bankere yatırip ayda 120,000 lira alsaydın 10.000 liraya Kavaklidereden lüx bir daire kıralar otururdun 9 aydada 2 miliyondan fazla paran olurdu.” demışlerdi. Bende, sizin kadar zekalı olmamakla birlikte Faizde yemem. Açıkcası dolandırıcılara inancak kadarda geri zekalı değılım demek zorunda kalmıştım.
    Onlar ilk faizlerını aldılar bana hava atiyorlardı. Bu devırde faizmi olumuş hem sen kapanali daha 2 ay olmadı vb vb. Evin badana boyası bitti taşındım. Bankerler battı bizim bileziklerini bozdurip bankadaki paralarınıde çekip bankere yatıran arkadaşlar, herşeylerini kayip ettikten sonra buseferde bana geldıler. Sen çok akkılıymişsın demek zorunda kaldılar.
    Neden acaba bazı insanlar sorgulamadan ve düşünmeden uşkagatçılara inaniyor.
    Bu tip olaylar her zaman oluyor, ve halen daha insanlar bunlara inaniyorlar.
    ABD de telefonla mektupla internetle değişik ülkelerden arayıp sigortan taksitini unutmuşsun, polis kılığında durmadan telefon edip mektup yaziyorlar. Genelde yaşlılara telefon ediyorlar.Onlarda Uşkagatçılara inanip paralarını kaptıriyorlar.
    Geçen gün oğlum sesini değiştırmış, beni iş yerının telefon ile aradı “ben polisim hakkınızda ihbar var” diyince. Dolandırıcılara kullandığım o meşhur “son of a b…” oğlumada dedim hemen anne benim dedi. “Kimseye böyle küfür etme” diye bana nasihat ediyor.

    • ABD Başkanı Biden, 24 paravan şirket kurup, Çin’den 24 milyon dolar almış. Bizim Dilan’dan etkilenmiş olmasın?

  14. Fatih Terim Fonu davasında olaydan zararsız çıkan, hatta son haberlere göre karlı çıkan, bir tek Fatih Terim var galiba. Üstelik tanık bile değil davada. Şimdilik. Futbolcuların “çözüm” için Erdoğan’a koşması da gayet tam ülkeye yakışır bir görüntü oldu. Burada çözüm hep bir kişide çünkü. Mahkemeler falan öylesine işte. Futbolculara kıyak yapılacağı da anlaşılıyor. Çünkü onlar çok kıymetli elemanlarımız. Hiç bir zaman mağdur edilmemeliler. Salsınlar vergiyi vatandaş ödesin zararlarını. Karlarını da. Vatandaş da yıllarca mahkemelerde sürünsün üç kuruş alacağını kurtarmak için. Hep söylüyorum itleri salmışlar taşları bağlamışlar burada. Bağrınıza taş basıp oturun mağdurum diyen geri kalanlar. Burada her zaman vatandaş öder faturayı. Birileri de hep malı götürür. Birilerinin KKM faizini, yolsuzların uzak adalara götürdüklerini, depremde yıkılan evleri, vs. vatandaş her zaman öder. Sorumlular ve görevliler ise hiç bir zaman hesap vermez. Demokrasi olmamanın bedeli de bu.

  15. GETİRİ
    Bir ayda bile dolar üzeri bile %100’den fazla” getiri”
    Buna;
    –Faiz de denmez;
    –Riba da denmez;
    –Tefecilik de denmez.
    Denemez de.
    Buna düpedüz yağma denir. Nitelikli gasp denir.
    Bu kadar doları olanlar TL kampanyalarında boy göstermemişler miydi?
    Dolar yakanların arasında değiller miydi?
    Bir de devleti yönetenler algısız-vergisiz olduğunu
    öğrenince derhal Maliye Bakanını çağırıp önce “vergileri al” demek yerine başka birine “çocukların işini halledin” talimatını vermiş.
    Yargıtay kararlarına göre vergi suçlarındaki davalarda, Maliye Bakanlığına iddianame taşıyan davetiye tebliğ edilmemesi kesin ve net bir bozma nedeni.
    Bir de kamu görevlilerinin bir suçu “öğrendiklerinde” yetkili makamlara bildirmemeleri ayrıca ve
    başlı-başına bir “suç”.
    Bir de soygun niteliğindeki vergisiz ” yasadışı ” tefecilik yapan bu spor insanlarının oynanan müsabakalarda ” şike ” yapmayacaklarından nasıl emin olabiliriz?
    Aracılık ettikleri yada referans oldukları transferlerden “komisyon” almadıklarından nasıl emin olabiliriz?
    Yani yetenekli sporcu yerine, komisyon veren sporcu transfer etmediklerinden nasıl emin olabiliriz?
    Öyle ya, bu davranışlarıyla “para” için herşeyi yapabileceklerini göstermiş olmuyorlar mı?

  16. “O hadisi buraya aktarıyorum: “İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, bir vadiyi daha ister.”
    SUÇ MU????

Yoruma kapalı.